blessed trinity Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2010 http://img651.imageshack.us/img651/1346/thelaststopbygavade.jpg “Her şey gibi bu yangını da mı unuttunuz yoksa; unutmanın kucağına serip hayatlarınızı” - Nalan BARBAROSOĞLU (Çürüme) Ey! Önyargılarından imparatorluk kuran ateşten gözler Gelin düşlerimin asılı olduğu bulutlara uzanın Diyordunuz ya; bulutlar tanrının elleridir Bütün zorbalığınızı yanınıza alabilirsiniz gelirken Ben yine de size sadece ama sadece yüreğimle dokunacağım. Hiç tanımadığınız, daha önce hiç gitmediğiniz bir kente girersiniz Girişte yol boyunca sıralanmış ışıklar vardır, tek tek sayarsınız onları, içinizden gelir Tanrım ne çok ışık var diye düşünürsünüz kentin alnına yapışmış karanlıktan habersiz. Mutlaka içlerinden biri yanmıyordur, arızalıdır veya küsmüştür Sönmek ışığın kırgın dilidir. Kendime benzetirim onu. Selam verip o beton yığını şehre girdikten sonra en yüksek binayı bulmaya çalışırım bu kez Ve o en yüksek binanın çatısında bir melek ararım. Melek bazen vardır bazen yoktur. Huzursuz ruhlar sokağında musluktan damlayan ayak izleri Müzik gibi çöküyor yaranın üzerine Geceye sorti yapan rüyalar alıp gidiyor yaşam belirtilerini Zaman, kocaman dudaklarıyla bedava verdiğim kalbi fırlatıp atıyor Kanla süslenmiş bir köyün kıyısına. Ağrılarım; folklor ekibim; üzerime gelen iğne sürüsü… Akşamı içine alan bir odada… Yaranın üzerine iyilik sürerek ağrısını dindirmeye çalışıyorum İyilik, oyuncaklarımdan biri. Kendimi terkedilmiş hissettiren şeylerin listesini Pirinçten yapılmış bir kızın saçlarına asıyorum Kız denizi seyrediyor hikayenin cam kenarında, kansere iyi gelir diye Bacağı kırık bir mevsim yaklaşıyor elinde çürümenin çamurlu elbisesi İçimdeki uğuldayan tepelere örtü; tümleçler vadisinde öznesiz düello Dışımda smokinli fırtına; kırılgan harfler iklimi Kahverengi sularda çerçevesini terk etmiş boğuk resimler Kül ağacından düşen çığlık demetinden ölü ele geçen şairlere çelenk Formüle dayalı acı; içler dışlar çarpımıyla bulurum hep başımı sokacak Bir bela. Çamurdan dudakları ve çürük dilleri Yeryüzünün sözcüksüz manevraları Renk vermeyen suratlarıyla samimiyetsiz gömük adamlar, karınlarından kurulu. Kirli ayakkabılarıyla giriyorlar bir kalbin içine. O kalbin içinde dağ tarlaları, yıkık tapınaklar ve çıkarılmamış günahların uğultusu Kırışık sesler; dünyanın acılarını sırtına masal yapmış imgesel kahramanlarım. O kalbin içinde, demirlerin ardında gülümsemek isteyen bir dünya, ağlama ağaçlarında çaput. O kalbin içinde aşksız kalmış ülkelerin kapılarına birer şarkı olarak bırakılmaya hazırlanan boynu kırılmış günebakan çiçekleri; güneşe öpücük yollayan dilsiz öyküleriyle… Pirinçten bir kızın saçlarına asıyorum şarkı söyleyen ışıkları Kız perdeyi açıp kardeş kavgalarını seyrederken kederinden ölüyor Hikayenin kan kenarında, şiirin ellerini keserken fütürist kitle. Tanrım! Sadece bakıyorlar o sözcüklerin üç kağıtçısı şairler Hiçliğin gürültülü trompetçileri İçlerinde büyüttükleri zombilerin elleriyle tutuyorlar dünyanın çaresizliğini İlham perileri yaşlı bir beygire dönüşünce Sevgililerinin organlarında uyanıyorlar güne Doğum günlerini kutladıkları sivil tanrılarını Boy sırasına göre dizip onlarla saklambaç oynuyorlar Kendine benzemeyenlere pencerelerini sıkı sıkıya kapatan Bir yaşam biçiminin kuklaları. Çıkarken bir şehrin arka kapısından ne aradığın ışığı ne de o meleği bulamadan Yol kenarlarındaki söğüt ağaçlarını sayarsın tek tek ve onlara veda edersin İçlerinden biri mutlaka yere dökmüştür yüzünü Onca ağacın içinden bilirsin hangisi olduğunu Yeryüzünün bütün tozlarını üstüne çekenin…Bilirsin. Melankoli durağında savrulmalar serenomisi varlığım Hayata rest çektiğim sözcüklerle ödeşme gününde vicdanım Ağlıyorum, çünkü gözlerim; kaybolan bakışlar koleksiyoncusu Ağlıyorum, çünkü insanların içlerini acıtan şeyleri görüyorum Huzursuz ruhlar sokağında. Metin Akdeniz 09 Temmuz 2010 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.