boynuzsuzgeyikler Oluşturma zamanı: Eylül 19, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 19, 2010 Birçok insan sezgisini takip eder , ama çok azı onları değiştirir. Bazılaarı tecrübeler yaşayarak korku ve gerçeküstü olayları karşısında bulur. Paranormal yetenekler üzerine ilk deneyler , 30'lu yıllarda North Carolina'daki Duke Üniversitesinde yapılmıştır. Bu testlerde birçok insanın geçmişi ve geleceği görebildiği ve teleptik özellklerinin güçlü olduğu ortya çıkmıştır. ESP terimi ( gerçeküstü algılama) , teleptinin ana terimi olmuş , ileriyi görme , deja-vu olayları , falcılık gibi yetenekler gelişmiştir. Falcılar ve astroloji meraklıları için tarot , yüzyıllardan beri sezgileri anahtarı ve geleceğe çılan bir pencere olmuştur. Kartların anlamını çözmek , birçok deneme ve tecrübe ile güçlü bir konsantasyon gerektirir. Birçok kartın anlamını ezbere bilmek çok zordur. Bu yüzden ; bugünün bazı kartlarında yorumlar her bir kartın arka yüzüne yazılark okunması olaylaştırılmıştır. 78 Tarot kartının kökeni bilinmediği için bunun üzerine birçok sölenti vardır.Bazıları eski Mısır'ın kutsal kitaplarından geldiğine inanırken , bazıları da bunun kökeninin Hindistan ve Çin olduğunu söyleyip , Avrupa'ya oradan geldiğine inanır.Bazıları da Ortaçağ'dan kalma Kabalcılar'dan geldiğine inanır.Yunan mitolojisi , eski Arap ve Hint felsefesi , Yahudi Kabala , tarotun sembollerini etkilemiştir.Onlarda kainatın ve insan doğasının sırlarının bulunduğuna inanılır. İlk Kartlar : Tarotun ilk yorumlamaları 1932 yılına dayanır.O zamanlarda Fransa Kralı VI. Karl üç karta sahiptir.Bu kartlar sanatçı , astrolog va Kabalcı Jacques Gringonneur'u temsil ediyordu.Kenarları altın kaplama ve gümüş resimleri olan , koyu kırmızı renkli 'mumie' 17'li kartları ise , daha yeni İtalyan eserlerinde görülür. Tarot kartlarının tarihi , eğlence aracı olan iskambil kartlarından daha eskiye dayanır.Ama ikisi de birbirleri ile ilişkilidir.15. Y.Y. ' da hem oyun aracı hem de okullarda kullanılan kartlar vardı ; bunlar ile kainatın düzeni sembolize edilirdi.Avrupa'da oyun katlarının çok eskiden beri bilindiği belgelerden anlaşılmaktadır. Almanya'da iskambil oyunları 1378'de yasak iken , 1379 yılının Brüksel şenliklerinde bunun en çekici etkiliklerinden biri olduğu ve aynı yılda yine Belçika'da bulunan Brabant Dükü'nün kart oyunları için para ödülleri koyduğu bilinmektedir.Ertesi yıl Nürnberg'de iskambil oyunları tekrar serbest olurken , Florensa'da aynı şey , üç yıl sonra gerçekleşmiştir. Parislilier için kağıt oyunları 1397 yılının iş günlerinde hala yasaktı. Resimlerin sembolleri , Orta Çağ İtalya'sının tarihsel oyunları ve zaferleri ile bağdaştırılır. Asil aileler , dramatik öyküler anlatırlar ve bunlar antik mitolojik oyunlara benzerdi. Bu törenler , asil bir kişinin evlemesi sırasında , dini bir törende veya bir kutsal gün kutlamasında yapılırdı.Zaman içinde tablolar , daha pahalı ve daha karmaşık hale gelmiştir. Leonardo Da Vinci gibi ünlü sanatçıların tasarımları kullanılmıştır. ''Triumph'' adlı kart oyunu 14. Y.Y. ' dan beri bilinmektedir. Bu oyunun kökeni eski tarihi bir oyuna dayanır. Tarot'ların Yakılma süreci : Orta Çağ'ın sonlarında kilise , birçok tarot kartını bunu bir şans oyunu olarak gördüğü için yakmıştır. İlk ünlü saldırı 1377 yılında İsviçre'de olmuştur. 78 kartlık desteye veya 22 büyük arkanaya karşı değil , bugünkü kartların öncesi olan 56 kartlık deteye karşı. 1450 yılında Franziska'da kartların sembolleri yakılmıştır. Böylece St Bernardino di Siena tarafından İtalya'da yaygınlaştırılan kartların gelişimi son bulmuş oldu. Milano dükü Filippo Maria Visconti tarotu alevlerden son anda kurtarılmıştır ve bugün bulunan en ünlü tarot kartlaından biridir. Basılan Kartlar : Kilisenin karşı çıkmasına rağmen kartlar , hem oyun hem fal amacı ile kullanımaya devam etmiştir. Avrupa'da odun kesiminin bulunmasının da yardımı ile kartların üretimi hızlanmış , Nürnberg'de kağıt yapanlar ve boyacılar (bayanlar da dahil) ortaya çıkmıştır. Zengin kişiler , özel kartlar hazırlatmak amacı ile ünlü sanatçıları görevlendirmişlerdir. Boyacı ve ağaç oymacısı Albrecht Dürer , 15. Y.Y. sonunda Florensa'da 98 kartlık ''Minchiate'' serisini yaptıktan sonra Almaya'ya dönmüş ve kendi versiyonunu çıkarmıştır. 1463 yılında İngiliz Kralı IV. Edward kağıt oyununu değil ama yurtdışından gelen kartları yasaklamıştı. Çünkü; kartlar o kadar fazla satılıyordu ki , İngiliz üreticilerinin işleri kötüye gidiyordu ve krize girmişlerdi. Kişisel Kart Serileri : Birçok İtalyan serisinin varlığı , tarotun kökeninin orası olduğu fikrini uyandırır. Bazıları , Pisa Prensi Francesco Fabia'nın 1412 yılında Bologna'da geliştirdiği 78 kartlık serinin bugünkü tarotun kökeni olduğunu söyler. Bu seride küçük arkana , altılının başından başlıyordu. Bu tarot , prensin kendi düşündüğü ve o zamanlarda çok sevilen bir oyuna aitti. Bugün bile bazıları , altılıdan küçük kartları seriden çıkarır. Bazılarının inancına göre prens , tarot sembollerini kendi geliştirmiş veya eski bir oyundan almıştır. Onun 22 büyük arkana kartı , insanın ruhsal gücünü , son kart ise mahkemeyi temsil ediyordu. Marziona de Tartona adlı sanatçı , Bologna kartlarına , eksik olan altılının altındaki kartları da ekleyerek 78 kartlık seriyi çıkarmıştır. O zamana ait bir diğer İtalyan destesi olan Floransa kartı (veya minchiate) Dürer tarafından yapılmıştır ve 78 tarot kartında , 12 burç , dört element (toprak , hava , ateş ve su) ve yedi erdem (inanç , umut , akıl gibi) bulunuyordu. Yüzyıllar boyunca birçok tarihçi ve sanatçı tarot üzerinde çalışmış ve kedi kartlarını geliştirmişlerdir. Böylece Grand Etteilta , Wirth , Thoth , Rider gibi seriler ortya çıkmıştır. Bazıları eski resimler , isimler ve sembollerin varyasyonlarına sahipti. Bugünün standart kartları olarak kabul edilmiş olan Marsilya tarotunda (1773) , Orta Çağ'a ait resimler bulunur.Yaratıcısı olan tarihçi Antoine Court de Gebelin , birçok eski motifi fazla değiştimemiştir. Küçük Arkana : 56 küçük arkna dört gruba ayrılmıştır.Kartlar astan ona kadar numaralandırılmıştır.Dört kart onlara ekenir: Kral , Kraliçe , şövlye ve Vale. Valenin eski adı ''Oğlan'' olduğu için , bu dördünün Orta Çağ'dan kalma bir aile veya asker ve hizmetçisi olan kral ve kraliçeyi temsil ettiğine inanılır. Dört grup (kılıçlar , diskler , çubuklar ve kupalar) ; eski astroojik semboller olan aslan , boğa , kartal ve melek (veya insan) ile bağdaştırılır.Şair Hasekiel'e göre bu grup Apokalpse'nin dört hayvanını temsil ederken , Orta Çağ'ın sanatçıları dört elementi veya mevsimi gösterdiğine inanırdı.Toplumun dört farklı kesimini gösterdiğine inananlar da vardı.Kuplar Papaz sınıfını , diskler tüccarları , kılıçlar asilleri ve çubuklar çiftçileri sembolize ediyordu. Aynı zamanda kupalar asilleri , çubuklar zenginleri , diskler tüccarları ve kılıçlar da askereri resmediyordu. 15. y.y.'da bir Fransız şövalyesi olan Etienne de Vignolse küçük arkanayı değiştirip Pikett adlı iskambil oyununu geliştirmiştir. Modern iskambil kağıtlarına göre kupa , aşk ve şansı gösteren kupanın yerini almıştır. Disklerin yerine gelen karo , Paris borsasının zemininde bulunan şekillerdir ve parayı sembolize eder. Çunbukların yerini alan siek ise üretkenlik ve yaratıcılığı gösterir. Kılıçların yerini alan maça , zirveden inişi (pike) güç , kavga ve çabayı temsil eder. Asya Kökeni : Kartların zengin semolleri büyüleyicidir , güçlü ve çözülmesi zor bimeceler içerir. 56 küçük arkana daha açıktırc , grupları kupa , karo , maça ve sinek ile uyumludur. En büyük spekülasyonlar 22 büyük arkana üzerine yapılır ve tarotun nereden geldiği üzerine birçok teori vardır. İtalyan yazar Covelluzo 15. y.y.'da Arap tüccarların 1379 yılında kartları İtlya'ya getirdiğini iddia eder. İtalyan ve Venedik limanları Orta Çağ'da gerçekten çok işlekti. 13. ve 14. y.y.'da Çin , Hindistan ve Asya'nın diğer bölümlerini gezen Marco Polo gibi gezginler , yeni dünyaların kapılarını açmıştı. Denizciler yüklerinin yanında Doğu'nun filozoflarını da getirmişti , onların da Çin'den gelen yuvarlak kartlara sahip olduğu ve bunların daha sonraları Venedik'de tarotun küçük arkanasını oluşturduğu söylenir. Paris Ulusal Kütüphanesinde bulunan dört eski kartın Venedik'li tarotun ve diğerlerinin kökeni oduğu , modern uzmanlar tarafından söylenir. Büyük arkana ve Hint metafiziğinin öğretileri (özellikle budizm) arasında da bir ilişki kurulur.Bu din , milttn önce 500 yılında Siddarta Gautama tarafından kurulmuştur. Yaşamın çemberi (kader , şans) , yeniden doğum (diriliş) , ölüm tanrısı Şeytan Yama sembolize edilir. Büyük arkananın diğer kartları ise Buda'nın tecrübelerinin birer ürünüdür. Tarotun ökenine ilişkin benzer yorumlar olsa da , geleneğin Batı'dan geldiğine inanılır. Bildirilerin Semboliği : M.Ö.4. Y.Y.'da kurulan İskenderiye Kütüphanesi'nde tarotun ne kadar önemli bilgilere sahip olduğu görülür. 700 yıl sonra yıkılmsının ardından Mez-Fas antik dünyanın merkezi olmuştur. Birçok ülkeden gelen uzmanlar orada toplanmışlar ve herkesin mentığı ile alıyabileceği bildiriler yayınlamışlardır. Mistik semboler ortadankaldırılmış ve bir kitapta toplanmıştır. Anlamları ise sözlü olarak iletilmeye devam edilmiştir. Daha sonra ise semboller iskambil kartlarına aktarılmıştır. Templerordlar Taraftarı fazla olan bir diğer teori de , kartların , Templerord adlı bir şovalye grubu tarafından geliştirildiğidir (1119) . Liderleri Hugo von Payens olan bu grubun görevi , Kudüs hacılarını korumak ve onara kutsal topraklarda eşlik etmekti. Zamnla bunlar o kadar güçlendi ve zenginleşti ki , Fransa Kralı IV. Philipp onları bir tehdit olara görmeye başladı. 1305 yılında Ordlara sahip olanlara yasak getirdi , çünkü , şövlyelerin şeytanı temsil eden semboller taşıdıklarını söyleyen şahitlere inanarak , önemli bir tehdit unsuru olmuşlardı. Aslında bu figür M.Ö. 1000 yılından beri Roma Uygarlığında da bilinen bir Pers Tanrısı olan Mithra'ya aitti. Mithra , güneş ile astrolojiyi bağdaşırıyor ve ona inananlar çeşitli tapınaklarda ayinler yapıyordu. 1312 yılında Ordlar dağıldı , ancak 200 yıl süreyle mistik etkileri ile insanları büyüleyen birkaç grup varlığını sürdürdü. Bugün hala belli kişi ve gruplar , onların mirsçıları ve sırlarını taşıyanlar olduklarını söylerler. Toplantılarında kullandıkları semboller onların simya , mistik geometri , numeroloji ve astroloji ile ilgilendiklerini ortaya koyuyor. Ortadoğu'da savaştıklarından dolayı İslam ve Yahudi kültürüne de yakındırlar. Bazı üyeleri Kathar ve Gnostizm gibi mitoloji , Yunan felsefesi , eski dinler ve Hıristiyanlık karışımından oluşan öğretilere inanrdı.Kathalar maddenin , şeytanın bir ürünü olduğuna inanırdı.Birçok tarot kartında onların sembolleri yer alır , hatta 18. y.y.'a ait bir tarotta Mithra , şeytan olarak gösterilir. Bu , Ordlara olan yeni bir ilgiyi uyandırmaktadır. Kendini Keşfet : Tarot ile ilgili birçok mit , Avrupa Rönesansı dönemine dayanır. 14. y.y.'dan beri bilginler , klasik Yunan ve Roma eserleri ile daha fazla ilgilenmeye başladılar. Matbaanın icadı ile klasik , dini , bilimsel ve felsefi birçok metin daha geniş kitlelere ulaştı.Yazarlar ortadoks düşünceyi desteklemekte idi. Bazı rönesans bilginleri , Yunan tanrı ve tanrıçalarını değişik etki alanlarına sahip olduklarından dolayı , karmşık kainatı sembolize etmek için daha uygun görmüştür. Apollon Tapınağı'nın kapısının üstünde ''kendini keşfet'' diye yazar. Bu slogan katı kilise için yabancıydı , çünkü insanlar sadece uyumak ve itaat etmek için vardı. Rönesans düşünürleri , platonik ve simya felsefeleri ile kişisel gelişimi desteklerken , sanatçılar ve ressamlar da dini figürlerin yanında klasik tanrı ve tanrıçaları resmetmiştir. Manastırlarda Tarot : Kilise iskambil oyunlarını günah diye karşı çıkarken , rahipler ve keşişler tarota sahip çıkmıştır. Ortaçağ'da resimleri kullanarak Mnemo tekniğini geiştirmiş ve değişik düşünce yapıları oluşturmulardır ( haçlı yollaı İsa'nın ölümü gibi) . Bir örneği İtalyan sanatçı Andrea Mantegna'nın Baldini-kart oyunudur.Papa ve kardinallerinin , 1459 yılında yedi ay süren ruhaniler meclisi toplantısında , sıkıtıdan iskambil oyunları oynadığı söylenir. Manastır kütüphanelerinde gnostik ve kathararın bir kolu olan albijenlere ait simya ve astroloji üzerine yazılmış kitaplar bulunur. Keşişler , şeytanın vücut bulduğuna inandıkları klasik tanrılar üzerine çalışmalar yapmıştır. Düşünce Meditasyon ve Sihir : Bazı kimseler , tarot kartlarındaki sembollerin gnostik veya albijen kitaplarından alındığına inanırlar. Bazıları da Eski Yunan'daki mnemoteknik sistemde , resimlerin derin anlamları ile evrenin yasalarını açıkladığına inanır. Meditasyonun amacı , ruhun ilahi enerji ile dolup varlık kazanmasıdır. Sadece rahipler Mnemoteknik ile ilgilenmemişlerdir. Rönesans döneminde tılsımlara , sihirli sembollere ve klasik resimlere olan ilgi artmış ve belkide büyük arkana böylece ortaya çıkmıştır. 22 büyük arkananın varlığı , tarotun kökeninin kabala olabileceğini gösterir , çünkü kabala numerolojisinde 22 sayısı Dünya'nın oluşumunu gösterir ve en büyük sayıdır. Kabala , doğadan kosmosa geçen mistik bir Yahudi inancıdır. Kökeni belli değildir , ancak bazı kısımları Eski Mısır'dan gelmektedir. 12. ve 13. y.y.'da Fransa ve İspanya'da olduça bilinirdi ve Rönesans'ta da Hıristiyan hümanistleri tarafından kabul görmüştür.Bazı düşünceleri gnostizmle ortak olsa da genelde sihir ile bağdaştırılır.Eski kabalalar da bunu tehlikeli bir kaçış olarak görürken okultistler(gizli bilimciler) kendi anlamlarını verirler. 22 sayısının anlamı , hebrik alfbesinin 22 harfine ve yaşamın 22 yoluna dayanır. Bu yollar , tüm tanrısal etkileri , kozmik ve insan doğasını birleştirir. İlahi düzeyden insan seviyesine inişi gösteren , evrenin bir sembolüdür.Büyük akananın sayısı ve sembolleri yaşamın ve belki de kosmosun anlayışını yansıtır. Eski Mısır Gerçeği : Tarotun mistik gerçekleri açıkladığı , özellikle 18. y.y. Fransa'sında kabul gördü. Hümanist fikirler yayılmış , dogmalar yeniden sorgulanmış ve gizli toplulular oluşmuştur. Serbest akımcılar , tapınakların miraçıları olduklarını ve onların sılarına sahip olduklarını iddia etmişlerdir. 1773-1784 yıllarında Fransız bilgin ve serbest akımcı Antoine Court de Gebelin 9 ciltlik yeni eseri Le Monde Primitif'te antik gelenekleri , bilimi ve dinlerini zamanın kültürü ile karşılaştırmıştı. 8. ciltte (1781) tarotu açıklayarak ; kökeninin Eski Mısır olduğunu ve kutsal kitap Thot'un bir bölümü olduğunu yazar. Mısır tanrısı Thot , yazarlar ve büyücülerin koruyucusu olup , onlar yargı önüne çıktığında ölülerin kalperi de onlar için atıyordu.Yunanlılaar ve Romalılar , Thot ile Merkür/Hermes arasında bir ilişki kurarlar ve onu simyanın kurucusu olarak görürler. Yeni platonikler de Thot'u , Hermes Trismegistos (Hermes'ten üç kat daha büyük) olarak adlandırır. Eski Mısır felsefesini içeren 42 simya kitabı oluğuna dair efsaneler vardır. De Gebelin , tarotu Eski Mısır'dan çingenelerin getirdiğine inanır. De Gebelin tarot ile ilk karşılaştığında bu kartların çok eski olduğunu ve Belçika , İtalya , Almanya ve İtalya'da yüzyıllardan beri oyun ve fal aracı orak bilindiğini , ancak Fransa'da çingenelerin fazla olduğu Güney bölümü ve özellikle Marsilya hariç , pek bilinmediğini farketti. Çingeneler 15. y.y.'da Fransa'ya gelmişlerdi. Kökenlerinin Mısır olduğuna inanılan çingeneler , aslında Pers ülkesi üzerinden Avrupa'ya gelmiş Hintlilerdi. Parisli berber Alliette , Pseudonym Etteila (isminin tersten okunuşu) adı ile bir falcı olarak ün yapmış ve de Gebelin'in fikirlerini kabul etmişti. Tarot üzerine yazmış olduğu ve 18. y.y.'ın 80'li yıllarında ortaya çıkmış olan , kitapları ne düşünce yapısına , ne de bilimsel araştırmalara uygun yorumlar içeriyordu. Kartların anlamını falcılıkla aktarıyor , astroloji ile kabalay bağdaştırıyoru.Bilim adamı bu yorumları çok eleştirdi ve onu tamamen görmezden geldiler. Etteila , tarot kartı yayınlayan tek Fransız falcı değildi. En ünlü takipçilerinden biri , Napolyon'un Josephine ile evleneceğini önceden söyleyerek ün kazanmış Marie-Anne Lenormand idi. Kendi yöntemlerini geliştirmişti. Tarih ve yorum üstüne yazılmış kitabı ve tarotu andıran Lenormand kartları bugün hala satılmaktadır. 18. y.y sonundaki Napolyon'un Mısır seferi , de Gebelin'in teorilerine olan ilgiyi arttırdı. Tablolar , papirüsler ve mistik hiyeroglif yazısı ile yazılmış diğer antikler Fransa'ya götürüldü ve insanları büyüledi. Bu heyecan hayal kırıklığına dönüştü. Çünkü 1799 yılında Rosette , Eski Mısır yazısını deşifre etti ve tarot ile ilgili hiçbir kanıt bulamadı. 19. y.y. başlarında Jean Duchesne ve William Chatto bigi bilginler Mısır teorisini aşırı bulup tarotu Avrupalı olarak gördüler. Samuel Weller ise , Covelluzo gibi kartların Arabistan'dan geldiğini savunuyordu. Çingenelerin Rolü : Çingeneler ile tarot arasındaki ilişki , kolayca ortadan kaldırılamaz. Fransız bilginler Boiteau d'Ambly (1844 yılında oyun kartlrı üzerine bir kitap yazmıştır) ve J.A. Vaillant'a göre (1857 yılında çingeneler veya kendilerine dedikleri gibi Roma üzerine bir kitabı vardır) tarot , çingenelere aittir. D'Ambly'e göre , kartlarda bulunan oryantal etki , çingenelerin Hindistan'dan kaçıp Pers ülkesine geldikleri zamanla ilgili. Vaillant , çingeneler arasında yaşamış , dillerini (Romanes) , kültürlerini ve tarihini açığa çıkarmıştır. Fransız Romain Merlin , bu teoriyi 1869'da reddetmiştir.Çünkü ona göre tarot çingenelerin Avrupa'da Lüneburg'daki ilk görünümlerinden (1417) önce de bilinmekteydi. Bugün ise çingenelerin , Avrupa'ya dah önce geldikleri bilinmektedir. Günümüzün en büyük uzmanlarından biri olan yazar Paul Huson ise , de Gebelin gibi tarotun ökenine ilişkin olarak Güney Fransa örneğini öne sürer ve bu insanlarla Mısır ilişkisini tekrar ortaya koyar. Diğer bir yazar Wenzel Brown da , eskiden beri kartları olan çingenerin , falcılıkla ilgili gizli bir kitapları olduğunu iddia ettiklerini yazar. Belki de çingeneler bu fal sanatını nesilden nesile sadece sözlü olarak aktarmış ve hiçkimse de bu kitabı bulamamıştır.En etkileyici kanıt ise çingene dilidir , en eski Hint-Avrupa dillerinden birine dayanan bu dilde ''tar'' kelimesi ''iskambil oyunu'' anlamına gelir. 1855 yılında Okültist ve Pseudonym Eliphus Levi adıyla sihir üzerine birçok kitap yazmış ünlü Fransız Alphonse Louis Constand , tarotun Ortadoğu'dan türeyip Avrupa'ya çingeneler tarafından getirildiği teorisini sunar.Rahiplik eğitimi almış ve yaşamı boyunca katolik olan Levi , tarot bilgisini kabaladan almıştır. Gizli bililer üzerine olan ilgi o zamanlar çok fazlaydı ve Levi'nin taror üzerine olan yazılarının etileri 1920'ye dek sürmüştü. Bugün de o fikirleri baz alan bir tarot mevcuttur(Oswald Wirth). Pembe Haçlılar : Levi'nin yazılarıdan etkilenen okultist , büyücü ve sembolik şailerden oluşan bir grup bu hareketi kurmuştur.17. y.y. başlarında bilim ve mistik konular üzerine yazmışlar ve 18. y.y.'da serbestçilerle birleşmişlerdir. Bunlardan biri de 1890'da bir okultist okulu kuran Dr. Gerard Encausse idi. 1889'da çingenelerin tarotu dlı kitabını yayınlamış , büyük arkananın insanların ruhsal seyahatini sembolize ettiğini yazmıştır. Levi'nin teorilerini kabul etmiş , Wirth'nin kartlarını kullanmış , küçük arkanayı hebrik sayı sistemi ile bağdaştırmış ve bu kartları üç gruba ayırmış ( doğuş , zirve ve batış). Kabala ve 22 yaşam yolu arasındaki ilişki , Golden Dawn simyacılarını da etkilemiştir.1887/1888'de kurulan bu İngiliz gubunun birçok üyesi pembe haçlıydı. Kurucularndan biri olan MacGregor Mathers'a göre tarot , insani bilim ve ruhsal aydınlanma üzrine bir araştırmaydı.Diğer bir kurucu olan diğer ünlü oküktist Aleister Crowly ise tarotun sembollerini yeniden açıklamış ve Thoth-tarotunu ortaya atmıştır. Ona göre joker , büyük arkananın başında bulunmalı ve ''0'' sayısını taşımalıydı.Günümüz tarotlarının birçoğu onun izinden gitmiştir. Yeni Bir Tarot : 1916 yılında Golden Dawn'ın bir üyesi olan okültist ve yazar Edward Waite ile sanatçı Pamela Colman , bugün Rider-Waite tarotu olarak bilinen yeni bir tarot geliştirdiler(Rider Londra'lı basımevinin adıdır). Bu tarot Pembe Haçlıların büyük arkanaya ilişkin düşücelerini taşımaz ve hatta küçük arkanada semboller yerine olaylar resmedilir. Bilginler ve okültistlerin bu tarotu çok ağır bir şekilde eliştirmesie rağmen , diğer kartları daha zor anlayan insanar tarafından kabul gördü. Günümüzde Rider-Waite tarotu , en sık kullanılan tarotlardan biridir. Devam eden sihir : Tarotun kökeni ve yorumu üzerine tartışmalar , günümüzde de devam etmektedir.Nereden gelirse gelsin , birden çok anlam yüklemesi yepılabileceği kesindir. Sembollerin yarattığı hayalgücü ile farklı yorumcular faklı düşüncelere sahip olur. Tarotun mistizmi tüm kelimelerin ötesinde , belki sadece bizim için yeterli olan gerçeği verir. Ancak bu karların bilinmeyenlerle dolu olduğu ve bir etki verdiği şüphesizdir. (Bugünlük de bu kadar yazabildim.Alışık değilim bilgisayarda yazı yazmaya belim ağrıdı hemen yazım yanlışım varsa affola birkaç gün içinde kartlar ve anlamlarına da başlayacağım) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cuRsed Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2010 Soluksuz okudum.Tarot falı ile ilgilenen arkadaşlarım var ki bende ilgi duymaya başladım yavaş yavaş.Sabırsızlıkla kartların anlamlarını da bekliyorum şimdiden teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2010 Konunun beğenilmesine sevindim. Kartların anlamlarını yazıyorum çubuklar bitti fakat kartları taratmak için makina gerekli hallolonca onları da ekleyeceğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Uzaywho Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2020 odun kesiminin bulunması cümlesi kafamı karıştırdı. odun kesmenin o zamana kadar bilinmiyor olması mantıksız. bilgilerinizin kaynağı nedir acaba? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.