Jump to content

Dünya Hayvanları Koruma Günü


grim

Önerilen Mesajlar

Kadir gecesi, herkes Tanrı’dan günahları için af ve geriye kalan ömründe sağlık, başarı, mutluluk dilerken; ben yumruğumu havaya kaldırmış ona sesleniyordum: “Kurduğun düzende yaşanan haksızlıklara, işkence ve vahşete nasıl seyirci kalabilirsin? Nasıl müdahale etmezsin? Sen ne biçim bir Tanrısın!”

http://indigodergisi.com/49/sevgi_dhkg_49.jpg

Hala gözlerimin önünden gitmeyen, yutkunmamı, nefes almamı engelleyen o görüntüleri izlediğimde; yargılayan ve cezalandıran değil seven ve kucaklayan Tanrı’ya olan inancım sarsıldı.

Yeryüzündeki yüz binlerce mezbahadan bir tanesiydi ekranda beliren. Arka arkaya sıralanmış iki inek, kendi etraflarında bir tur dönemeyecek kadar dar bir koridora yerleştirilmişti. Öndeki hayvancağızın karşısındaki demir paravan yükseldi, iterek onu diğer tarafa geçirdiler. Diğeri, ötekinin ardından kapanan paravanın önünde beklerken, katledilmekte olan hayvanın çığlıklarını duymaya mahkûm edildi. Dehşete kapılan hayvan kaçabilmek için nafile çabaladı, çırpındı… Geriye bile dönemediği o dar, dapdar cehennem yolunda sadece sıkışarak kafasını geriye çevirip kameraya bakabildi. O anda korku dolu gözlerini gördüm. Kadir Gecesi herkes dualar ederken, dişlerim kenetli Tanrı’ya küfrediyordum.

***

“Bilgelik/Hikmet aşığı” anlamına gelen filozof sıfatını gani gani hakeden bir dostumla konuşurken, ‘Haydi biz de bir On Emir hazırlayalım kendi inançlarımız doğrultusunda” demiştim. İlk ikisini yazdım:

1. Bir başka ruhun (veya kendinin) enkarnasyon serüveni boyunca hissettiği duyguları, düşündüğü fikirleri, sergilediği davranışları yargılama. Diğerinin (hatta kendinin de) serüveni boyunca neyin başarı, neyin başarısızlık olduğunu bilemezsin.

2. Bir başka ruhun (veya kendinin) enkarnasyon serüvenini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için deneyimin vasıtası olan bedenine ihtiyacı vardır. Bu vasıtaya zarar verme, yaralama, öldürme.

O da üçüncüsünü eklediğinde, “Bunu nasıl düşünemedim?” dedim kendi kendime:

3. Evrendeki her oluşumun seninle bir bütün ve iletişimde olduğunu unutma. Bu nedenle sadece insanlara değil tüm canlılara, bitkilere, hayvanlara; taşıdığın bedene gösterdiğin özenin aynısını göster.

Hayvanların da, aynı insan gibi, sevgiyi yaşayan varlıklar olduğunu nasıl görmezden gelebiliyoruz? Bir parça şefkat gösterdiğimizde, bir sıcak bakış, okşayış, bir müşfik ses tonu karşısında bizlere nasıl sokulduklarını hiç mi tecrübe etmedik? Bir büyükbaşın aslında evimizde sarıp sarmaladığımız köpek ve kedilerimizden farklı olduğunu bize kim söylüyor, ya da bir kuzunun, bir tavşanın… Yememiz için soframıza gelen bu hayvanların, öldürülürken sevgi ve barış duyguları içerisinde mi olduğunu sanıyoruz?

Ben bunca zaman bu vahşetin ortağı nasıl olabildim?

***

Birkaç gün sonra, 4 Ekim, Dünya Hayvanları Koruma Günü.

Bu tarihin seçilmesinin sebebi, aynı günün aslında Aziz Fransua bayramı olması. Tanrı’nın bu sevgili kulu tüm Hristiyan dünyası tarafından ‘Hayvanların koruyucu ve şefaatçi azizi (patron saint)’ olarak biliniyor.

http://indigodergisi.com/49/Saint_Francis_statue_in_garden.jpg

Ortada hiçbir zaruret ve mecburiyet olmamasına karşı, sadece ve sadece kendimizin damak tadı ve keyfi için hayvanlara uyguladığımız bu barbarlık ve gaddarlık bende hem insana hem de Tanrı’ya karşı büyük bir öfke ve tiksinti hissi uyandırmıştı. Bu ruh halinden beni yine Aziz Fransua duasının kendisi kurtardı:

Tanrım, beni kendi barışın için, araç olarak kullan.

Nefret olan yerde, ben seveyim.

Hakaret edildiğinde, affedeyim.

Geçimsizliğin olduğu yerde, aracılık yapayım.

Yanılgı olan yerde, gerçeği söyleyeyim.

Şüphe olan yere, ,inanç getireyim.

Umutsuzluğun olduğu yerde, ümit vereyim.

Karanlığın hâkim olduğu yerde, sevgi ateşini yakayım.

Ruhsal acıların olduğu yere, sevinç getireyim.

 

Tanrım, teselli bulabilmek için değil verebilmek için uğraşayım.

Beni anlamasalar da, ben onları anlayayım.

Beni sevmeseler de, ben onları seveyim.

 

Çünkü, kim kendini verirse, karşılığını alır.

Kendini unutan, çok şeyler kazanır.

Başkasını affeden, affedilir,

Ve öldüğünde, sonsuz hayata kavuşur.

 

http://indigodergisi.com/49/dua.jpg

Adına ister Tanrı diyelim ister Evren; O’ndan dünyayı adil, merhamet ve sevgi dolu bir yer haline getirebilme arzusu ve gücünü bulma yolunda her birimize yardım etmesini diliyorum.

alıntıdır..

en azından birşeyler yapmak,zevk için can alınmamasını düşünmek bile kafidir..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...