Ruhsallıkta Dikkat ve Odaklanma

RUHSAL yolculuğu tercih etmiş ve halihazırda bu yolculuğa devam edenler için en önemli alanlardan ve üzerinde önemle durulması gereken konulardan biri de dikkat ve odaklanmadır. Egosunu fark edip, iç seslerini dinleyebilen ve ruhsal benliği ile egosal benliğini ayırt edebilenler için dikkat ve odaklanmanın ayrı bir önemi vardır. Dikkat günlük konuşmalarda genellikle "FARKINDALIK" ile karıştırılmaktadır. Oysaki dikkat belli bir dönem farkındalık üzerinde yetkinleştikten sonra gelişebilmektedir. Bir başka anlatımla, eğer insanın farkındalık düzeyi yüksekse bir süre sonra dikkatini yönelttiği tüm alanları, farkındalığın yüksek ışığı altında daha net algılamayı başarabilmektedir. Dikkat etme yetisini geliştirebilen insanlar için bir süre sonra odaklanma yetisi de doğal bir gelişim içinde kendini gösterecektir.

Ruhsallığın her şeyin birbiriyle etkileşim halinde belli bir bütünlüğe ulaşması prensibi kendini yine bu aşamalı ve birbiriyle ilişkili geçişlerde göstermektedir. Her insan bir evrendir ve her ruhsal yolculuk kendine özgüdür, ancak tüm bu çeşitlilik aynı bu konuda olduğu gibi, iç içe geçmiş, kuralları net, nihai hedefi belli bir bütünlüğe ulaşmak olan bir dizi sıralı durum ve oluş hallerinin tümünü kucaklamaktadır. Ruhsal yolculuğa başlayan her insanın ilk aşamada geçmesi gereken bir kapı vardır. Kural kapıdan geçmektir, kapıların çeşitliliğiyse yaratılmış tüm insan sayısı kadar çoktur.

İlk ve tek kapı, her insan için "KENDİSİ"dir. Bu kapının da tek bir anahtarı vardır ve o da farkındalıktır. Farkındalık yetisi her insanda doğal olarak bulunan ancak harekete geçirilmeyi bekleyen bir özeliğe sahiptir. Kompleks bir yapıyı çok basitçe tanımlamamız gerekirse, insan bu dualistik yapı içinde zıtların bütünlüğü ilkesinden hareketle, ruh ve beden bileşimi şeklinde tanımlanabilir. Farkındalık yetisinin harekete geçirilmesi aşamasında nefes ve beden hareketlerini fark etmek ilk aşamalardır. Bir süre sonra farkındalık güçlendikçe insan kendi zihnine doğru bir yolculuğa başlar. Düşünceleri arasındaki geçişleri, çeşitliği ve sıçramaları fark eder, yani bir şekilde zihnini tanımaya başlar ve bir sonra ki aşamada kendini zihnin yanılsamalarını fark ederken bulur. Farkındalığın ışığı, zihni takip ettikçe zihinde gerekli gereksiz birçok bilginin varlığını ve o bilgilerin duygulanımlarını keşfeder. Bu noktada ego ile ilk gerçek ve yakın bir temas sağlanmış olur. Egonun zihnin ayırt ettiği, edemediği birçok şeyi duygularla etiketlediğini ve böylece egonun birden çok maske kullandığı gerçeği, tüm bu sabırlı ve süreklilik esaslı farkındalık çalışmaları ile başarılır. Bir süre sonra duygulanımların farkındalık ışığı altında izlenmesiyle insan egosal ve ruhsal benliği arasındaki açık farklılıkları keşfeder. Bu noktada artık farkındalık birçok açıdan güçlenmiş, ego ve onun bin bir yüzü anlaşılmış, içsel dünyada parçalanmışlıktan bütünlüğe doğru bir geçiş başlamış olur.

Farkındalığı bu aşamada olan insanlar için bu defa başka bir yetinin kapıları açılır: Dikkat. Artık bu noktada insan en başta yine kendisine ve bununla birlikte karşısına çıkan tüm durum, olay ve insanlara bakış açısında bir başka aşamaya geçer. Bu süreçte karşılaştığı şeyler dikkatini odakladığı alanlardaki çözümleri de birlikte getirmeye başlar. 'KENDİSİ" olan kapının ardından diğer insanları ve yaşamı daha net algılama noktasına gelir. Bir başka deyişle, taşlar artık yavaş yavaş yerine oturmaya başlar.

Bu sonsuz ruhsal yolculuğun uçsuz bucaklığının keyfi de yaşanır, beşer yaşamın inişli çıkışlı durumları da. Bu noktada ego yine kendi kimliğine uygun birçok durum, duygulanım ve maske kullanmaya devam etse de, etkisi ilk aşamalardaki kadar yıpratıcı ve gizli saklı bir durumda olmadığından, kişi için dikkatini ruhsal benliğin seçimleri üzerine yöneltilmesi bir derece daha kolaylaşır. Ruhsal yolculukta dikkatin bu kadar önemli olmasının en temel nedeni ruhsal benliğin seçimlerinin farkındalık ışığında fark edilip, dikkat yetisi ile beraber ruhsallığın beşerle birleştirilebilir, bütünleştirilebilir bir algılama sağlamasıdır. Bu aşama insana ego yanılsamalarını en çok gösteren ve bununla birlikte bütünlük yolunu açan bir özelliğe sahiptir. Dikkat ve farkındalık kelimelerinin anlamsal ifadeleri, ancak bu aşamaya gelen bir kişide aynı anlamda ifade bulabilir. Bu aşamadan önceyse farkındalık sadece farkındalıktır, kişi birçok seçimini egosal noktadan yapabilir. Dikkat aşamasındaysa kişi tüm seçimlerinde farkın dalığı ışığında dikkatini yönelttiği alanlarda daha şuurlu bir noktadan seçim yapma şansına sahip olur. Bir sonra ki aşamada odaklanma yeteneği insana çok daha net bir bakış açısı sağlar. Ruhsal benliğinden gelenleri fark edip, dikkatini bunların üstünde tuttukça nihai hedefi olan beşer ve ruhsallığın tamlanması, bütünleşmesi aşamasında bir hayli yol kat etmiş olur. Eğer ruhsal yolculuğunu yapan bir insanın kendi gerçeğini yaratıp yaşamasından söz edilecekse bunun başarılma noktası ancak gelişmiş bir odaklanma yeteneğinin kazanılmasından sonra gerçekleşebilir.

Yaşayan bir insanın egosunun yok edilemeyeceği kesindir, ancak artık ego olması gerektiği yerde ve zamanda, olması gerektiği kadar söz sahibi bir hale gelmiş olur. Bu aşamada gerek beş duyusu, gerek algılama yeteneği ve gerekse kendini tanıma konusunda belli bir noktaya gelmiş bir insan artık ruhsallığın sonsuz, değişken, bütün yapısını daha çok hissedecek kadar duyarlı bir aşamaya gelir. Odaklanmaya; seçimlerinin, sonuçlarının, evrensel yasaların ve ruhsal benliğin gücü üzerine yoğunlaşmaya başlar. Tüm bu sürecin nihai hedefi kişinin kendisinden geçtiği bir kapıdan geçebilme sürecinin olgunlaşmaya başlamış meyvesidir aslında. Kişi odaklanma yeteneği sayesinde, artık varlığını egodan gerçek kimliğine çevirme şansına daha çok sahip olmaya başlar.

Tüm bu söz edilenlerin bir ruhsal yolculuğun tamamı olmadığı muhakkaktır çünkü ruhsal yolculuk sonsuzluğa kadar devam eden bir süreçtir. Bahsedilenler sadece bu engin yolculuğun sıralı düşünen bizler için ilk aşamalarının basit bir tarifi olarak kabul edilmelidir. Bilgi kirlenmesinin yaygın ve terminolojinin çok değişken olduğu ruhsal konularda, dilin ve kelimelerin el verdiği ölçüde yapılan bu tanımlamaların yolculuklara küçük

bir parıltı getirmesini umarım.

Müge Arbak