TÜRVAK Müzesi Beyoğlu'na taşındı!

TÜRVAK'tan yapılan açıklamaya göre, Türk sinema ve televizyon sektörlerinde 53 yıldır faaliyet gösteren Türker İnanoğlu'nun kurduğu Sinema-Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı, 2 Ocak Pazar günü Beyoğlu'ndaki yeni adresinde kapılarını ziyaretçilere açacak.

Arşivinde, 1000'in üzerinde cihaz, 4 bin 200 adet çeşitli Türk filmleri kopyası, 6 binin üzerinde yerli film afişi, 10 binin üzerinde sinema-tiyatro lobi ve fotoğrafları, TV programı ve dizi arşivinin bulunduğu müzedeki Ulvi Uraz Kitaplığında ise 45 bin ciltlik derlemeye sahip dev bir kütüphane yer alıyor.

Sinema-Tiyatro Müzesi'nde Türk sinemasının geçmişine ait belge, bilgi, fotoğraf, afiş, cihaz ve filmleri bir arada bulmak mümkün. Özel arşivleri bir müze ve kitaplık çatısı altında toplayarak gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan müzenin Galatasaray'daki adresine taşınma çalışmaları ise geçen yıl Türker İnanoğlu öncülüğünde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü çalışmaları kapsamında, Beyoğlu Belediye Başkanlığının desteğiyle başladı.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25162799/

Bence Kavacıktaki o bina çok daha samimi idi .. Aslında yaşilcamdaki Emektar kraathanesi düşünülmüş ama para konusund anlaşma sağlanamamış.. Ayrıca emektar kraathanesinin sahibinede buradan okkalı bi selam söyleyesim geldi 3/ 5 liranın hesabını yapmak hangi sanatçıya yakısır be üstad ?

Haklısın ama biliyorsun artık işler çok değişti mesele sanat bile olsa parayı veren düdüğü çalıyor

Yerim öyle düdüğü süperimmodum ben dağda kaval çalıp koyunlsrıma sanat yaparım daha iyi ö yleyse

Sanat sanat için midir doğa için mi böyle bir soru çıkabilir o zaman ortaya

Vardı sanki öyle bi konu .. Bu da çokça tartışılan nice profların çözüme ulastıramadıgı bi soru demi ? sahi nedir sanat ? ne içindir ? hadi biraz freudçuluk yapayım mı sanat elbette .......... içindir böyle cevaplamıstım ve çok kızmıslardı bana

Sanat, sanat ve sanatçı içindir diye düşünüyorum ben. Toplumun gereksinimlerini ve algısını düşünerek yapılan sanat sanatçıyı kendi özünden uzaklaştırır. Zaten sanatçılar üretecek biz de üretilenleri özümsemek için algılarımızın kapılarını sonuna kadar açacağız en doğrusu bu değil midir

Konuyu okuyan başka üyeler varsa onların da düşüncelerini alabiliriz