schizophrana Oluşturma zamanı: Aralık 25, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 25, 2010 Kabul edelim, tıpkı toplumsal yapıda olduğu gibi sinemada da erkek egemen bir yapı var. Elbette sinema pek çok sektöre göre bu egemenliği kırmak konusunda yol kat etmiş durumda ama yine de bir eşitlik durumu olmadığı aşikar. Sinemanın vazgeçilmez tiplerinden bahsederken kötü adam deriz de, kötü kadın demek pek aklımıza gelmez. Ya da arıza, sert karakterler denince aklımıza genellikle erkek karakterler gelir. Sinemada çoğu karakter erkekler için yazılır, erkek öyküleri anlatılır. Suç, polisiye türlerinde ise anca yan karakter olarak kadınlara yer açılır. İsveçli yazar Stieg Larsson’un tüm dünyada büyük yankı uyandıran Milenyum Üçlemesi’nden uyarlanan film serisi bu kalıbı kıran ender örneklerden. Serinin ilk filmi ‘Ejderha Dövmeli Kız’da (The Girl With the Dragon Tattoo) tanıştığımız Noomi Rapace’in canlandırdığı Lisbeth Salander karakteri aykırı, sert, mücadeleci, zeki ve kimseye eyvallahı olmayan kişiliğiyle polisiye türünün unutulmaz karakterleri arsında yer alamaya aday. Kuşkusuz Lisbeth Salander sinema tarihinin en etkileyici arıza kadın karakterlerinden biri. Hazır serinin ikinci filmi ‘Ateşle Oynayan Kız’ (The Girl Who Played With Fire) sinemalarda boy göstermişken sinemanın unutulmaz arıza kadın karakterlerini hatırlayalım istedik. Katil Doğanlar / Natural Born Killers, 1994 - Juliette Lewis (Canlandrırdığı Karakter: Mallory Knox) http://www.gencsinema.com/images/original/108589.jpg Senaryosunu Quentin Tarantino'nun yazdığı filmi Oliver Stone’un yönettiği Katil doğanlar, sinema tarihinin en aykırı aşıklarına hayat verdi. Woody Harrelson’un canlandırdığı Mickey Knox ve Juliette Lewis’in oynadığı Mallory Knox doğuştan katil ruhlarıyla suç ve şiddet kavramlarına başka bir boyut kazandırdı. Film sisteme, şiddet görüntüsünün metalaşmasına eleştirel bir tavırla yaklaşırken sinema tarihinin en arıza çiftini bizlerle buluşturuyordu. Juliette Lewis gösterdiği performansla ele avuca sığmaz, sert, çılgın ve acımasız Mallory’i adeta ete kemiğe büründürdü ve hafızalarımıza çaktı. Ölüm Kitabı / Misery, 1990 - Kathy Bates (Canlandırdığı Karakter: Annie Wilkes) http://www.gencsinema.com/images/original/108590.jpg opüler seri romanlar yazarı karlı bir kış günü dağ yolunda kaza yapar. Fakat şu şansa bakın ki, yakınlarda oturan eski hemşire kendisini kurtarmış ve kırılan ayağını da alçıya almıştır. Bunun karşılığında tek bir isteği vardır, yazarın iyileşinceye kadar yanında kalması ve hayranı olduğu roman kahramanını serinin yeni kitabında öldürmemesi. Lakin yaptığı bunca iyiliğe rağmen inatçı yazar bu masumane isteğe rıza göstermeyince orta yaşlarının sonlarındaki bu kısa, tombul bayan azıcık sinirlenir. Annie Wilkes’i kızdırmanın bazı istenmeyen sonuçları vardır… Gösterdiği performansla En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödüllerini kazanan Kathy Bates, bu rolle sinemanın en ürkütücü, psikopat kadın karakterlerinden birine imza attı. Öldüren Cazibe / Fatal Attraction, 1987 - Glenn Close (Canlandırdığı Karakter: Alex Forrest) Dan Gallagher (Micheal Douglas), evli, başarılı ve mutlu bir avukat. Karısının evde olmadığı bir gün, partiye giden Dan, burada cazibeli bir kadın olan Alex Forrest (Glenn Close) ile tanışıyor ve birlikte oluyor. Küçük bir kaçamak yaptığını düşünen Dan ertesi gün kadını unutmak niyetinde, ancak Alex’ten kurtulmak sandığı kadar kolay değil. Altı dalda Oscar adayı olan "Öldüren Cazibe", en çok Glenn Close’un canlandırdığı takıntılı, dengesiz, deli arıza kadın karakteriyle anılıyor olsa gerek. Kimi eleştirmenlerce feminizme saldırı olarak nitelendiren filmde Glenn Close, olağanüstü bir oyunculuk resitali sunuyor ve böyle kadın düşman başına denmesine yol açıyor. Ölüm Provası / Audition, 1999 - Eihi Shiina (Canlandırdığı Karakter: Asami Yamazaki) Belki de Asami sinema tarihinin en arıza kadın karakteri. Bir anlamda Japon erkeklerinin kadınlar üzerindeki egemenliğine son vermeye yönelik çabayı simgeleyen Asami, masum güzelliğinin ardında cani bir ruh taşıyor. Film ilerledikçe geçmişine ilişkin pek çok sorunlu anıya tanık olduğumuz Asami kendisine aşık ettiği adamlara yaptığı işkencelerle korkulması gereken biri olduğunu fazlasıyla kanıtlıyor. İşkence yaparken geyşalara has utanmaz ifade takınan Asami, masumiyet ile katliamın iç içe geçtiği hastalıklı bir karakter. Japon sinemasının ünlü yönetmenlerinden Takashi Miike, bu filmiyle sinemaya unutulmaz arıza kadın karakterlerden birini armağan ederken, Japon erkeklerini de uyarıyor. Piyanist / La Pianiste, 2001 - Isabelle Huppert (Canlandırdığı Karakter: Erika Kohut) http://www.gencsinema.com/images/original/108593.jpg Elfriede Jelinek'in "The Piano Teacher" adlı romanından uyarlanan, Haneke’nin yönettiği filmde Viyana Müzik Konservatuarı'nda profesör olan orta yaşlı bir kadının kendini yok etme süreci anlatılıyor. Karanlık arzular içine yuvarlanmış, annesiyle bir aşk ve nefret ilişkisi yaşamakta olan Erika Kohut’i canlandırırken adeta büyüleyen Isabelle Huppert, sinema tarihini en arıza kadın karakterlerinden birine imza atıyor. 2001’e damga vuran filmlerin başında gelen ‘Piyanist’, toplumsal statüsü, müzik tutkusu ve annesi arasında sıkışan histerik, katı, yalnız bir kadının yaşadığı buhranları başarıyla yansıtıyor. Üniversitede katı, disiplinli, evde kalmış kız kurusu profili çizen ancak okul dışında erotik şovlar izleyen, porno filmler gösteren sinemalara giden, parklarda sevişen çiftleri dikizleyen Erika Kohut, bir öğrencisiyle kurduğu hastalıklı ilişki yaşamına girdiğinde tamamen alt üst olur. Piyanist, sağlam bir film ve unutulmaz bir arıza kadın profiline tanık olmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir başyapıt. Cani / Monster, 2003 - Charlize Theron (Canlandırdığı Karakter: Aileen) Sinema tarihinin en güzel kadınları arasında yer alan Charlize Theron’un oyunculuk yeteneğini ispatlamak adına epey kilo alıp, makyajla yüzünü değiştirerek canlandırdığı Aileen karakteri unutulmaz arıza kadınlar arasında yer almayı hak ediyor. Zaten Charlize Theron’un gösterdiği üstün performans en iyi kadın oyuncu Oscar’ıyla taçlandırılmıştı. Erkek egemen toplumsal yapıda sistemin kenara ittiği, horladığı, aşağıladığı, şiddet uyguladığı bedenini satarak hayatını kazanmak zorunda kalan Aileen hıncını çok sert biçimde alıyor ve para karşılığı yattığı erkekleri öldürmeye başlıyordu. Ejderha Dövmeli Kız / The Girl With the Dragon Tattoo, 2009 - Noomi Rapace (Canlandırdığı Karakter: Lisbeth Salander) İsveçli yazar Stieg Larsson’un tüm dünyada büyük yankı uyandıran Milenyum Üçlemesi’nden sinemaya uyarlanan seride karşımıza çıkan Noomi Rapace’nin hayat verdiği aykırı, sert, mücadeleci, zeki ve kimseye eyvallahı olmayan Lisbeth Salander karakteri kuşkusuz, polisiye türünün hafızalarda yer etmiş anti kahramanları arasında anılacak. Acılar ve felaketlerle dolu çocukluğu nedeniyle böylesi bir kişilik geliştiren Lisbeth Salander, kadın düşmanlığıyla, ırkçılıkla ve devlet otoritesinin entrikacı kirli yüzüyle mücadele etmek zorunda kalan bir karakter. Güçlü, erkeksi kişiliği, biseksüel oluşu, duygusal yılgınlığa kapılmayışıyla sinemada görmeye alışık olmadığımız bir profil çizen Lisbeth, düşmanlarına karşı en sert tepkiyi göstermekten çekinmeyen, acımasız yaklaşımı, batı tarzı 20 yüzyıl ahlakını sallamayan tavrıyla da dikkat çekiyor. Nikita, 1990 - Anne Parillaud (Canlandırdığı Karakter: Nikita) Luc Besson'u dünyaya tanıtan, şiddet sinemasına 'Fransız bakışını' geri getiren Nikita, 90’ların dikkat çeken yapımlarından. Serserilik ruhuna işlemiş, uyuşturucu kullanan, hayatı boş veren Nikita, hırsızlık yaparken yakalanır. Lakin kendini hapishane yerine Fransız gizli servisinin 'en gizli' bölümlerinden birisinde bulur. Devlet baba ona şefkatli kollarını uzatmıştır, hücrelerde sürünmesi yerine kendisi için ‘alt tarafı’ tetikçilik yapmasını istemektedir. Elbette haşin kızımız ‘lafımı olur aramızda’ demez ve kendisini sokmak istedikleri kalıba girmek istemez. Çelik demiri keser misali sertlik bir süre sonra Nikita’yı yıldırır. Çılgın, vahşi kızımız artık devlet babanın kollarında hanım hanımcık bir katildir. Lakin sinema böylece en çılgın, arıza kadın karakterlerden biri ortaya çıkmıştır. http://www.gencsinema.com/images/original/108602.jpg Aklım Karıştı / Girl, Interrupted, 1999 - Angelina Jolie (Canlandırdığı Karakter: Lisa Rowe) Angelina Jolie sinema kariyerinin en unutulmaz performanslarından birine imza attı Aklım Karıştı’da (Girl, Interrupted). Psikolojik ve ailevi sorunları olan Susanna Kaysen'ın (Winona Ryder canlandırdı) hikâyesinin anlatıldığı filmde sosyopat Lisa Rowe’u canlandırdı. Eleştirmenlerce çok beğenilen Jolie, başarılı performansıyla kariyerinin üçüncü Altın Küre Ödülünü, ikinci SAG Ödülünü ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü (Oscar) aldı. Bu başarıyla birlikte artık adı yıldız isimler arasında anılmaya başlandı. Lisa Rowe, kural tanımaz, ele avuca sığmaz kişiliği, kimi zaman nükseden çevresine eziyet eden sosyopat tavrıyla sinemanın unutulmaz aykırı, arıza arasında yerini aldı ve Jolie starlığın kapısını araladı. Yazının devamı ve kaynak için : http://www.gencsinema.com/makale/34-9714/sinemada-unutulmaz-ariza-kadin-karakterleri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2010 ejderha dövmeli kız krakterindeki kadın kayıptı! hastalıklı toplumun kendi içine çöktüğü kimse için tarafsız kalma imkanı bulunmadığı teslim olmuş her insanın iç çekişmesinin doğal sonucu kötülüğün girdabında kendini ve çevresini tüketmesine tepki olarak direnenler terazinin ağır küfesinin altındadırlar. kendini terk edenlerin ağırlığına rağmen insan olmanın hafifliğiyle umudun kaynağıdırlar! savaş kaçınılmazdır bunu kabullenmek çok uzun zaman alabilir bunu tam olarak hissettiğin an tarafını seçmiş, kendini yeteneğini farketmiş olursun! ejdarha dövmeli kızın kendinde kendini bulduğu gibi! kokuşmuş düzen düzensizliğe karşı bir kadın ne kadar normal olunabilinirdiki? başlangıç var yada yok ne farkeder senin için bir başlangıç varken! adil yada değil nerde başladığını bilirsen nerde son bulacağını bilirsin! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Nisan 19, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 19, 2011 Marla Singer http://3.bp.blogspot.com/_cZchgdJclks/TMUWaPXKU3I/AAAAAAAAAXo/dRhjnpapqWs/s320/marla_1246841810.jpg Bir tümörüm olsa adını Marla koyardım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mona Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2011 Pulp Fiction ; Uma Thurman ve Betty Blue ; Beatrice Dalle . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wanton Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2011 öğğğk:polling: pis kadın seni.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.