Dilbilim Felsefesi

Dilbilim alanı Türkiye'de pek gelişmiş olmasa da Hacettepe, Mersin, 9 Eylül gibi bir kaç üniversitemizde bölümü bulunan bir alandır. Dilbilim felsefesiyse bu bilim dalının bir alt alanıdır.Dili anlamak, kökenini bulmak için; diller arasındaki benzerlik ve farklılıkların neden kaynaklandığını bulmamız için öncelikle dilbilim felsefesine ait yazıları okumalıyız.Buna Plato'nun Cratylus isimli diyaloğuyla başlayabilirsiniz. Cratylus;SOCRATES, HERMOGENES, CRATYLUS arasında geçen bir diyalogdur. Dil hakkında en temel sorulara cevap arar.

Dilbilim felsefesinin ilgilendiği alanları şöyle sıralayabiliriz: Ekler ve kelime parçaları, anlamın doğası, refer etme, dil ve akıl, dil ve düşünce, dilin edinimi ve öğrenimi.İlk alan 'syntax' sözdizim denilen alanı doğurmuştur. 2. konu 'semantics' anlambilime altyapı hazırlamıştır. 3. konu ise; anlam çalışmalarının bir parçası olarak görülebildiği gibi bir ucuyla da 'semiology' göstergebilimin kurucusu sayılabilir. Dil ve Akıl, Dil ve Düşünce konuları, beynin işleyişinin tam olarak açıklanamaması sonucu hala net birşekilde aydınlatılamamış ve belirsizliklerle dolu alanlardır. Son konu ise; günümüzde dille ilgili en çok başvurulan, yabancı dil eğitiminde kullanılan yöntemleri bulmamızı sağlayan bir alandır.Dilbilim felsefesinin alanı elbet bu saydığım konularla sınırlı değildir. Ama genel bir çerçeve kapsamında bunlara değinilebilir.

Aynı zamanda matematikçi olan Russell ve Frege Dilbilim felsefesinin kurucuları sayılabileceği gibi, Dilbilim felsefesini ayrı bir alan olarak görülmesinde Ludwig Wittgenstein'ın rolü tartışmasız çok büyüktür.

Platodan günümüze kadar dilbilimin gelişmesi felsefesiyle büyük oranda ilişkilidir. Adım adım gelinen son nokta dili açıklama da yeterli olmasa da birçok sorumuza cevap verebilmektedir. Aşama aşama kaydedilen bu ilerlemenin hepsini yazarak sıkıcı bir metin oluşturmak istemedim. Fakat önümüzdeki günlerde her adımı parça parça anlatacağım.Tabi, okumanız ve yorumlarınız kapsamında...

Gerekli bir basşlık devamını da okumak isterim.

dil üzerine bir metni bu renk ve bu karakterde bir yazı ile iletmese idiniz keşke..çok zor okunuyor..bunun ötesinde,düşünce ve dil arasındaki bağın inkarının imkansızlığı ,düşünülenin ifade edilmeden çok da anlamlı olamaması ve ifade araçlarından en güçlüsünün konuşma ve yazı dili olduğu düşünülünce dil çözümlemelerinin önemi katlanıyor sanırım.dil felsefesi denince chomsky atlanmamalı sanırım.

not:siz rengi değişmişsiniz ama ben inkarlarımı düzeltemiyorum..- inkar okuyunuz ltfn.

Evet Noam Chomsky dilbilimin dönüm noktası sayılabilir (syntax) sözdizimine büyük katkıları sayesinde. Ama dilbilim felsefesi alanında çok da söz söylemiş biri değildir ve hala yaşadığı düşünülürse henüz tarih saflarında yerini alamamıştır Ben Hacettepe İngiliz Dilbilimi mezunuyum. bu alanda sorularınıza elimden geldiğince yanıt verebilirim.

teşekkür ederim ) sanırım ben dili gramerin ötesinde ele alan yandayım..daha önceki iletide var aslında bu..dil düşündüklerimizi aktarabilmek ,hatta doğru aktarabilmek için bir araç ve bu araç, içinde var olduğu düşünme biçiminden kullanılan en sıradan nesnenin adlandırılmasına ve bildirilmesine aracılık eden bir araç.bu açıdan düşünme-dil arasındaki zorunlu bağlantı nedeni ile dahil olmuştum konuya ki platondan chomsky e, dili inceleme alanı yaptıran da kanımca bu kopmaz bağın kendisidir(ya da mantıkçı pozitivistlere)..ölmeden de chomsky değerli bir düşünürdür bu açıdan) ama gramer açısından ya da herhangi bir dilin çözümlenmesi açısından ele alınırsa konu ,haklısınız ben aşar.

Bu koonuyla ilgili sayılabilecek John Zerzana ait bir yazı paylaşmıştım. Tavsiye ederim

http://www.gnoxis.com/john-zerzan-dil-kokeni-ve-anlami-43518.html

Paylaşım çok değerli. Teşekkürler. Birde puntolar büyük olsa şahane olucak:)