Dostlukbir Oluşturma zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 21, 2011 Arkadaşlar benim gerçekten az önceki halimde çok öfkeli olduğum hayatta olan veya olmayan çok yakınım olan veya yakınım olmayan insanlar vardı.Hele hele şu anda yaşayan bir kaç kişi varki şimdiye kadar onlara karşı çok büyük nefret ve kin duyarak yaşıyordum.Çünkü o kişiler bana o kadar çok maddi zarar verdilerki maddi açıdan hayatımı kelimenin tam anlamıyla kaydırdılar zengindim beni fakir ettiler daha ne diyeyim.Yani benim şu anda gerçekten büyük öfke ve nefret duymam gereken kişiler hali hazırda var.Ama onlar bana ellerinden gelen maddi kötülüğü yapmaya devam etmekle beraber ben Ruhumdaki ilahi adaletten her zaman korktuğumdan ben onlara hiç kötülük yapmadım.Ama meğerse onların benim üzerimdeki kötülükleri devam ediyormuşda bunun farkına vardım.Bu nasıl oluyor diyeceksiniz açıklayayım.Ben şimdiye kadar onlara karşı hep bana büyük kötülükler yaptıkları için onlara karşı hep içimden bela dileyerek dolaşıyordum her yerde. Ve onlardan büyük bir nefret duyarak yaşıyordum hayatımı.Fakat meğerse böyle yapmakla kendi Ruhuma yani maneviyatıma birde ben zarar veriyormuşumda farkında değilmişim.Ne yaptım biliyormusunuz daha doğrusu ne düşünmeye başladım .söylediğimde şaşıracaksınız.Bana bunca ağır kötülük yapmış veya yapacak olanlar doğru yolu bulsunlarda esas kendi Ruhlarını bu düştükleri acı ve aciz durumdan kurtarsınlar dedim onların hayırlarını diledim içimden.Yani bugüne kadar onların en büyük acı ve kötülükleri görmesini dileyen ben artık onların artık doğru yolu bulup kendileri için hayırlı olacak yolu bulmasını istiyorum.Ve artık onlardan hiç nefret etmiyorum.Tabi ben onlar için böyle düşünürken onlar kötülüğü bana yaptığından ve ben sadece mahkemelerde kendimi savunduğum halde bana karşı kimbilir nasıl nefret duyuyorlardır. Hani bir söz vardır aydınlanma işte ben aynen böyle aydınlandım.Ve sizlerle bu duygumu ve düşüncemi paylaşıp size de ışık olmak istedim.Aslında bu yazdıklarım çok önemli ben burda bir başımdan geçen hikayeyi anlatmıyorum.Bir düşünün şu anda dünyada yaşayan bazı insanlarla aramdaki farkı. Bazı insanlar nasıl bir öfke ve kötülük makinası gibi.Ben ise bana kötülük yapmış ve yapacaklara şimdiden ruhunun hayır ve selamet yolunu bulmasını diliyorum. Aslında ne olmalı bize kötülük yapanlara kızmamalıyız hele hele kötülüklerine karşı kötülük asla yapmamalıyız onların ruhlarının hayırlara çıkmasını selamete ermesini istemeliyiz.Bakın böyle yaparsak ne olur üzerimizde ne sinir kalır nede stres ayrıca Ruhumuz manevi yolda hızla ilerler ve hayırlara gider.Onların bize yaptığı kötülüğe devamlı kızarak kin ve nefret içinde yaşarsak aslında biz onların bize yaptığı kötülükten çok daha fazlasını kendi Ruh, beden ve akıl hayatımıza yapmış oluyoruz.Affetmek büyüklüktür derler bu dediğim affın ötesinde bir şey.Aslında bize kötülük yapanların ve yapacakların ruhunun doğru yolu bulmasını selamete çıkmasını istediğimiz zaman zaten devamlı olarak herkesi affetmiş olarak yaşayan bir kişi oluyoruz.Ama aslında en önemli olan kişinin kendi kendisini affetmesidir bizim affetmemiz onun Ruhuna bir şey kazandırmaz.İşte böyle arkadaşlar artık bana kötülük yapmış ve yapacak olanlara öfke duymamayı öğrendim ve hatta onlar hakkında hayırlar dileyen bir yaşantı içine girmiş bulunmaktayım ve ben buna aydınlanma diyorum.Size sözüm şu size kötülük yapanlara gerçekten Ruhen kızmamayı başarın ve ayrıca onların Ruhlarınında kötülük yolunu bırakıp iyilik yoluna dönmesini gerçekten Ruhen isteyin.Eğer ben bunu yapamam derseniz aslında karşınızdaki size kötülük yapmayı başlatmış olsa bile siz esas kötülüğü kendi Ruhunuza yapmaya başlamış ve devam ettirmektesinizdir.Ama farkına bile varmadan bu şekilde ömrünüz bile bitebilir..Ve size de şunu söylüyorum öfke ve sinir denen görünmez mikrobu size kötülük yapanlara karşı Ruhunuzda yaşatmayın.Ayrıca şöyle de düşünün siz öfke ve sinir içinde bir hayat yaşayınca Ruhunuz ve aklınız hatta bedeniniz bundan büyük zarar duyarsa o zaman gerçekten kötülüğünüzü isteyen kişilerle beraber sizde kendinize esas zararı vermiş olmakla onlara yardım etmiş olmuyormusunuz? Evet daha önceleri bana bu kötülükleri yapan ve yapmaya devam edenlere karşı içimde bende çok korkunç bir kin taşıyordum ama öyleyken bile daha önce söylediğim gibi ben Ruhumun mahkemesinden korktuğum çekindiğim için kimseye karşı bu dünyada kötülük yapmadım ve yapamam.Fakat artık bana kötülük yapanlara karşı büyük nefret içinde yaşamakla kendi ruhumu kötü yaptığımı kendi ruhuma kötülük yaptığımın farkına vardım.Yaşanılanlardan dersler almalıyız fakat bu kötülükleri yaşatanlara karşı kin , nefret öfke içinde yaşamamalıyız.Eğer ben bana kötülük yapan insanlara sahip olmasaydım düşmanlarımın bile iyiliğini dilemek düşüncesi nerden aklıma gelicektiki böyle bir düşünce aklıma gelse bile saçma bulurdum.Ben yıllardır nefret ve kin içinde yaşamaktan öyle çok yoruldum öyle çok bezdim usandımki en sonunda şöyle bir düşündüm bu işin sonu yok hep ben bu kişilere karşı ruhumda nefret kin ve üzüntü hissederekmi hayatımı yaşayıcam dedim.Bu işin hiç sonu olmadığını anladım mezara gitsem bile bu düşünce ile yaşarsam bu duygu halini bırakamam diye düşündüm.O zaman yapmam gerekeni birden anladım tek çare düşmanlarımın bile iyilik yolunu bulmasını selamete ermesini istemeliydim ama gerçekten yürekten samimi olarak bunu istemeliydim.Ve ben eğer bu kötülüklerin bana çok ağır gelmiş olan zararlarını hem maddi hem manevi açıdan hala yaşıyor olmasaydım size de bana sanki bir ilham gibi gelmiş olan bu fikirlerimi açıklayamazdım.İşte bu kadar uzun cümlelerle anlatmak istediğim esas cümle şu ( Düşmanlarımızın bize büyük kötülüğü dokunanlarının bile gerçekten samimi olarak kalben iyiliğini istemek) anlatmak istediğim şey çok basit gözüküyor.Ama dünyada kaç kişi kendisine büyük kötülükler yapmış olan düşmanının hayırlı yolu bulmasını ve hayırlara çıkmasını istiyordur acaba? Sizden nefret edenden sizinde nefret etmeniz size kötülük yapana sizinde kötülük yapmanız bir marifet değildir.Esas marifet sizden nefret edenden , sizin nefret etmemeniz ve ayrıca o kişi sizden ne kadar nefret etse de onu sadece bir insan olduğu için sevmeniz ve ayrıca size çok büyük kötülük yapmış ve yapacak olan düşmanlarınızın da en kısa zamanda iyi yolu bulup hayırlara çıkıp selamete ermesini en samimi düşünce ve duygularla yürekten istemenizdir.İşte esas marifet ruhunu tekamül ettirmek yolu budur diye düşünüyorum.Eğer dünyadaki bütün insanlar bunu başarsaydı düşünün nasıl güzel bir dünyada nasıl güzel insan ruhları yaşardı.Ne kavga ne gürültü olurdu herkes birbirine iyilik yapma yarışı içinde olurdu. Zaten eskiden öyleymiş diye okudum bir yazıda.Mesela bir bakkal varmış günlük kazancı bir doyumluk olunca kendisine gelen müşterisini karşısındaki bakkala gönderip ben bugünlük bana yeterli kazancı yaptım sen git karşımdaki bakkal komşumdan alış veriş yap dermiş.İşte o zaman o insan diğergam insan olmuş oluyor yani kendini değil başkalarını düşünerek yaşayan insan olmuş oluyor.Yine soruyorum acaba dünyada kaç kişi kendinden çok başkalarını düşünerek hayatını yaşıyor?İşte ruhumuza ancak böyle faziletli düşüncelerle medeniyet verebiliriz ve ruhumuzu şuurlandırmış olabiliriz diye düşünüyorum.Böylece gerçek medeni insan olabiliriz diye düşünüyorum.Ve böyle faziletli düşünen insanlardan meydana gelmiş toplumlar benim gözümde teknolojileri olmasa bile gerçek medeni toplumlardır. Öfke , sinir, kin, nefret içinde bir hayat yaşamanın insanlar için sonu yok.Hem bu durum ruhumuzun daha faziletli açılımları yapmasınıda engelliyor diye düşünüyorum.Bu duygu ve düşüncelerimi size açıkladım ve bildirdim.Fakat bu bir ders notu değilki tamam okudum ve anladım diyebilesiniz.Bu yazımı okumakla ancak fikirlerimi okumuş olursunuz fikirlerimi anlamış olmanız için bu fikirleri gerçekten ruhen ve kalben ve ayrıca beyin düşüncesi olarak benimsemeniz ve hissetmeniz lazım ve ayrıca bu fikirler istikametinde bir yaşayışınız olması gerekir bilmem anlatabildimmi .Artık ne yaparsanız yapın arkadaşlar siz bilirsiniz.Bu meselede anlamadığınız noktalar varsa sorun arkadaşlar size zevkle açıklama yaparım çünkü artık bu hal üzere yaşıyor ve hissediyorum o yüzden bu halin her noktasını açıklamak artık benim için çok kolay.Ve bu konudaki benimle aynı paralelde veya tersi olabilecek düşüncelerinizi açıklamak için artık söz sizin. Bu konuda sorularınız varsa bekliyorum arkadaşlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackConvict Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Düşüncelerin çok güzel.Mantıklı ve doğru.Yazılarını okudum bence sen hikmetliği yani bilgeliği yakalamış bir kişisin.Bu kadar cümleyi yazarak harcadığın zaman bile benim için değerli inan buna.Ama malesef yaşadığımız hayatta olanların önüne her zaman geçemiyoruz.Kaderimiz,başkalarının kaderleriyle çatışınca istenmeyen olaylar oluşmakta.İnsanı hayatta tutan ne paradır,ne de herhangi bir maddi şeydir.Hayatta tutan bir kişiye beslediğin dostluktur,arkadaşlıktır,aşktır.Yani soyuttur.Duygulardır.Öfke en kararlı duygudur.Çünkü hiçbir insan öfkeliyken rol oynayamaz.Demek istediğim seni ayakta tutan duyguların yani duyguları oluşturan herşey,idealar dünyası..Ve en önemlisi Ruhun arkadaşım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KzYLaTeSLee Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2011 "Öfkelendiğinizde Oturunuz, Eğer hala öfkeniz geçmez ise Uzanınız..." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Laikha Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2011 Baştan sona sıkılmadan okudum Bu bahsettiğiniz şeyin aslında bir adı ve yolu var..yani bir yerlerden yakalamışsınız ne olduğunu ama tam ne olduğunu bilmiyorsunuz. Öfke, kıskançlık, sevgi, korku, nefret vs. bu duyguların hepsini biz yaratıyoruz aslında. Sevgi iyi, öfke kötü diyemeyiz mesela çünkü tamamen bizim yarattığımız şeyler, onların bir enerji olduğunu düşünelim.. Duyguların kontrolunu ele aldığımız an, onların enerjilerini de alırız. Örneğin; kin,öfke duyduğumuzda bir an durup düşünelim. Yani olayın farkına varalım, farkında olalım peki nasıl farkında oluruz? izleyerek.. her şeyi izleyin. Siz yazınızda duyguları ele almışsınız ama aynı şekilde düşünceler, hareketlerde izlenebilir. En zoruda duyguları izlemektir çünkü bir anda öfkeleniriz o an ağzımızdan hiç olmayacak şeyler çıkar ve aradan zaman geçtikten sonra belki de telafisi imkansız hatalar yapmış oluruz, kalp kırmış oluruz. Tüm bunları önlemek için izleyin sadece ve kontrolu bir başkasına (egoya, şeytana) bırakmayın kontrol sizde olsun. Pişmanlıklar, keşkeler ortadan kalkmaya başlayacaktır. İç dünyanız daha huzurlu, mutlu olmaya başlayacaktır.. Bu konuyla ilgili yazılacak çok şey var aslında ama, sadece duyguları ele alarak yazmaya çalıştım. Yani siz özetle kendiniz farkındalığı bulmuşsunuz, öfkenizi önlemenin yoluda duygularınızı izlemekten geçer. Zor gelecektir ama pes etmemek lazım Son olarak..Aydınlanma konusuna gelince de, aydınlanmak..aydın kişi olmak bu kadar basit değil. En büyük örnek, Mevlana. Siz aydınlanmanın başlangıcını bulmuşsunuz sadece. Yazınız için teşekkürler 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.