Jump to content

2012 Hikayeleri ve Olası Gerçekleri


Aikon

Önerilen Mesajlar

Bir çok Konu açıldı Kıyamet Günü http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Dünya'nın Yokoluşu vesaire.. Şimdi Başlayalım Ufaktan ve Çok İlginç Bilgiler ile Düşünce Yönleri Edinmeye...

 

Bir Kısmını Değil , Tamamını okuduktan Sonra Yorum Yapın ..

Şimdi Arkadaşlar NASA Kimin ? Dünyanın En Bencil En Hain ve En Gaddar Ülkesinin.

 

Bunlar Dünya'nın http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Neredeyse Tüm Ülkelerin Kısmen ve Gizli Olarak Yönetim Dairesinde mi ? = Evet.

 

Nasa'nın günümüze kadar verdiği bilgiler neredeyse %85-%90 doğru çıkıyor.

 

Fakat internet ortamında Nasa'nın verdiği bilgiler öyle değiştirilip http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif öyle abartılıyor ki insan "Yalan" dememek için sebep bulamıyor.

 

Marduk'un Dünyaya Çarpacağıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifFoton Kuşağının Dünyayı Etkisi altına aldığını ve Dünyanın sonunun geldiği haberlerini internette şu yazıyı okuyanlardan görmeyen kalmamıştır herhalde.

 

Foton Kuşağı diyelim. Bu neredeyse tüm bilim adamlarınca onaylanmış

onaylamayanlar ise çatlat Bilim adamları Sıfatını almıştır

Mayaların takvimi 2012 ' de bitiyor.

Onlara göre Dünya 5100 Yıl Sonra Köklü ve Büyük bir değişime uğrayacak[Dikkat edin Yok Olacak Demiyorum]. M.Ö ve M.S ya göre hesaplarsak günümüz hesabıyla.

Şimdi Düşünelim http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif

 

2012 ye Ramak Kaldı. Neden 2000 Değilde 2012 ? Yani 12 Rakamını seviyorlar diye mi http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Yoksa Köyün Doğan ilk Çocuğu 12 Yaşında Öldü diye mi ? Vesaire...

 

Birde Şunu düşünelim http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Dünya 5100 Yıl Yaşayacak demişler ;

 

Yapılan Araştırmaların Kesin Sonucu Olarak Buzullarımızın Yaşlarının 5100 olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Hiç Düşündünüz mü Neden 5000 yıl öncesini biliyoruzda biraz öncesi 6000 yılı http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif 10000 yılı bilmiyoruz diye ?

 

Şuna Değineyim http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif

 

Nasa bir Açıklama Yapmıştı.Marduk Dünyaya Çarpacak http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Foton Kuşağı Etkisine Gireceğiz ...

 

Bu Açıklamalar Ertesi Gün Değiştirildi [sabah ila gece arasında]

 

Yeni Açıklamalarda ise Kullanılan cevaplar öyle kısa düşündürücü ve rahatlatıcıki http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Dünya'ya Hiç bir şey Olmayacak Demeniz ve öyle düşünmeye başlamanız hiç anormal değil.

Ve Bu Olay Ardınsıra Nasa'nın Ünlü Bilim Adamlarından 12 si Nasa'dan ayrılmış ve özet olarak şu sözleri söylemişlerdir;

 

"Nasa Gerçekleri Saklıyor"

"Yıllardan beridir Uzaylılarla bağlantı kurulmuştur ve 51.Bölge adı verilen bölge bağlantıların sağlandığı bölgedir.Askeri güçlerle korunmasının ve 1 km alanına gazetecilerin yaklaşması bile bu yüzden yasaktır.

 

DipNot: 51.Bölgede Bitki
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
Hayvan
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
İnsan DNA örnekleri
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
numuneleri
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
dondurulmuş hayvanlar
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
üzerinde oynanan ve oynanmaya devam edilen bitkiler
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
tohumlar bulunmaktadır!

Bunların Üzerine Nasa'nın Açıklaması:

"Değer verdiğimiz kişilerdir http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif ancak söylediklerine katılmıyoruz." Bu sözden ne anlarsınız ? Yeni bu söylenenler doğruya doğru gittiğinde herkes öğrendiğinde bu söze itiraz ettiğinizde ne diyecekler ? Yalan demedik Canım Katılmıyoruz dedik. Tabi canım ....

 

Gelelim şuna ; Ne Bu Gerçekler ?

 

Bu Gerçekler İlk Yaptıkları Araştırmada Verilen Bilgilerdir.

Şimdi aşağıda verdiğim soru ve cevap tamamen Nasa tarafından yazılmıştır. Yani soruyu soran herhangi birisi değil veya herhangi bi basın mensubu değildir. Bilgilendirme amaçlı soru-cevap yöntemi ile bilgileri vermişlerdir.Yani kendi yalan sorularını kendi yalan cevaplarıyla cevaplıyorlar.

Gelelim Örneğe:

 

Soru: Marduk bir aldatmacaysa NASA neden bununla ilgileniyor ve ABD hükümeti neden bir açıklama yapmıyor?

Cevap:İddialar NASA ile ilişkilendirilmeye çalışılıyor ve internette de buna karşı koyabilceğimiz bir kanun yok

 

Marduk'un dünyaya çarpacağını belirten ve dikkatle altını çizen NASA.

Daha Sonra Marduk'un olmadığını belirten yine NASA.

Ve Sonrasında herşeyin başkaları tarafından yapılıp NASA ile ilişkilendirilmeye çalışıldığını belirtiyor. Oysaki fazla kişinin göremediği bu bilgilerin sitede yayınlanıp ardından (Hükümetten gelen tepkiden olabilir diye düşünüyorum) değiştirildi.

 

Bu Tepkilerin ne olabileceğinden bahsedeyim.

 

Birileri size dünyaya şu çarpacak şuralar yokolacak . Şu etkisine alacak şöyle şeyler olacak . Büyük felaketlerle bilmem neler yaşanacak.Ve en önemlisi Nasanın Söylediği Cümle ile "Foton Kuşağı ile ..... ..... ..... tüm enerji kaynakları tükenecek ."

 

Bunu insanlık duyduğunda ve NASA gibi Dünya'nın Uzay Gözü Uzay Kulağı Uzay Beyni olan Güçlü bir devletin Uzay üssünden gelen bu bilgiyle ne yapacak?

 

Tüm Dünyada Yiyecek Arayışı başlayacak . Dünya Karışacak . Bilgiler Kesin Denildiğinde Herkes Neler olacağından emin olduğunda ; Bu Arayışların sonuç elde edebilmesi için Şiddete Başvurulacak... Savaşlar Başlayacak .

 

[YORUM]

"Peki ya siz dünyayı yönetenlerden olsaydınız!!! böyle önemli bir kargaşa çıkaracak blgiyi paylaşır mıydınız. Uyuyan bir insan kütlesi mevcutken yeryüzündehttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif neden uyandıralım. Neden hırlasınlar?

Dogal afetler gelecek depremlerhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif volkanlarhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif hortumlar falan. Bunu açıklarsanız millet savaşa girer yiyecek için.

Birgün Himalayaların buzu eridiğinde düşününhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif bir Hindistan’ın hayat kaynagı olan Ganj nehri kurudugunda ki Hintililer yumuşak insanlardır ki zarar görmedikçe… Dünyanın en kalabalık 3. ülkesi aç ve susuzhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif saldırmaz mı tıpkı Türklerin kavimler göçü gibi?"

 

Şöyle Düşünebilirsiniz ; Amerika En Güçlü! Neden Korkuyor ki Bu karışıklıktan ?

 

Onlar çoktan olacakları düşündü ve çalışmalarına başladı bile.

 

Amerika'yı ve NASA'yı bir köşeye bırakalım gelelim Mayalara ;

 

Kuranı Kerimden Ayetlerle söylenenleri kabul etmeyen arkadaşlara tam olarak katılmıyorum. Kur'an'ı Kerim ; Yüce Kitabımız ince bilgilerle doludur . Ve Bazı öyle cevaplar varki nasıl düşünürseniz öyle olur .

2012 miydi degilmiydi diye yuzlerce bilim adaminin yapmis oldugu hesaplarin dogrulugunu tartismak yerine
http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif
Mayalarin yasam tarzini aklimizda kurgulayarak nasil bir toplum oldugunu ve bu verileri nasil dahihane bir sekilde ortaya cikardiklarini düşünelim. Arastıranlar bilirler. Maya toplumunun bir bölümüde dahil olmak uzere bu insanlar gunumuze ulasamamislardir. Yani tarihin bir sahnesinde aniden ortadan yok olmuslardir. Biraz kurgulayalim olanlari ve Kuran da anlatilanlarla bir butun ortaya koyalim.

Yuce kitapta diyor ki gaybi sadece Allah bilir ve O’nun bilgilendirdikleri haricinde kimse tam olarak bilemez. Kiyamet ile ilgili bolumleri okurken karsima icinde sifreler barindiran ilginc bir alamet geldi ve diyor ki ( gercekler aciga cikmadikca kiyamet kopmayacaktir). Mehdi zamanla ilgili bilgileri okursaniz foton kusagi karsiniza gelecektir.

Ayriyeten bizden onceki kavimlerden oyle ileri teknolojiye sahip olanlari vardi ki diye anlattigini asikar olanlar bilir.

2012 de kiyamet kopacak demek yanlis olur ancak foton çağı nın baslangicida varsayilabilinir. Ancak bu toplumun bize biraktigi bazi deliller var.

Yani 5100 yılda bir Dünya Köklü bir değişime uğruyor ve insanlık kısmen http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif

bölgeler kısmen yokoluyor veya yaşanılmayacak konuma "Taş Devri"ne Dönüyor.

Mısır Piramitleri Bunlara Örnektir . Kirli Su Katarsınız 2 Hafta Sonra Temiz Su olarak Verir. Su Katarsınız 1 Hafta Sonunda Yüz Losyonu Olur. Süt Katarsınız 5 günün ardından bozulmadan yoğurt olur. Bu Piramitlere Yılda 2 Kez Güneş girer. İlk Giriş tarihi Kral'ın tahta çıkış tarihi http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif 2. Giriş Tarihi ise Kral'ın ölüş tarihi.

 

Şimdi Bu Teknoloji nasıl oluyorda günümüzde yokoluyor ? [Teknolojiden kastınız elektronik aletlerle yapılanlar olmasınhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif Elektronik aletlerden bahsetmiyoruz ]

 

Köklü değişimin nedenlerinden bize yaklaşan olarak görülen Foton Kuşağından Bahsedeyim...

 

Foton Kuşağı ne yapacak?

 

Foton kuşağının dünya çekim alanına yaklaşmasıyla birlikte insanlıkta ve dünyada oluşacak fiziksel ve ruhsal değişimler birçok tez’de şu şekilde açıklanmaktadır.

 

[ALINTI]

  • Birinci Gün: 21 Aralık 2012 olarak öngörülen bugün de yüksek enerji ve manyetik alanla birlikte hiçbir elektrikhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifelektronik ve manyetik alet çalışmayacak.Bitkilerhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifhayvanlarhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifinsanlar ve tüm canlıların hücreleri bu enerjiden etkilenerek değişime uğrayacak buna bağlı olarak canlılarda bedensel bir değişim gözlenecek.Dünya zifiri bir karanlığa gömülecek.
  • İkinci Gün: İnsanın içindeki iç basınç dış basınçla fiziksel bir denge halindedir.Dahada
    yaklaşan yüksek enerjinin atmosfer basıncını etkilemesi ve basıncın düşmesiyle insanın iç basıncı fazla gelecek ve insanlar kendilerini kabarmış http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifşişmiş gibi hissedecekler.Güneş Dünaymızı yeteri kadar ısıtamayacak ve dünya buzul soğukları iklimine girecek.
  • Üçüncü Gün: İyice yaklaşan foton kuşağı atmosferde sabahın ilk saatleriymiş gibi aydınlık bir görüntü oluşturacak ve dünya sanki şafak vaktiymiş gibi loş bir aydınlığa kavuşacak.
  • Dördüncü Gün: Foton enerjisiyle bir çok alet yeniden çalışmaya başlayacak ve gökyüzünde yıldızlar yeniden ve eskisinden daha yoğun bir şekilde belirecek.
  • Beşinci Gün: Dünya içinde bulunduğu loş aydınlıktan tamamen aydınlık bir evreye yani ana foton kuşağına girecek.Bu 24 saatlik gündüz evresindeki enerji tüm canlıları zindeleştirip kuvvetlendircek
  • Altıncı Gün: Foton ışınıyla gemiler artık uzayda yolculuk yapabilecekhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifinsanoğlunun telepati gibi telekinezi gibi psişik güçleri ortaya çıkıphttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifinsanlık süperbilince ulaşacak..

Ortaya atılan bu raporlardan sonra hayli ilgi görmeye başlayan foton kuşağıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifkimi bilim adamlarına göre bilimsel bir şekilde çok ciddi araştırmalara tabii tutuluyor.Bazı kozmik bilimciler 2000 li yıllarla birlikte foton etkisine girildiğini ve bu etkinin giderek artmakta olduğu görüşünü savunmaktalar.Yukarıda anlatılan altı günlük evre’nin ise 24×6 saatten oluşmadığınıhttp://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gif her bir günün yaklaşık 100-110 yıl gibi bir dilimde gerçekleşeciğini vurgulayan

astronomlarda bulunmakta.Bunlardan Kozmik bilimci Prof.Dr Ahmet Maranki bir tv programında http://www.tatliaskim.com/images/smilies/virgul.gifBirinci güne 2012 yılında girileceğini ve bu dilimin 2127 yılına dek süreceğini belirtiyor…

 

 

Bu Gelecek Son Aydınlık İnsan oğluna Son Kıyak mı Yoksa Tamamì ile bir Yokoluş Evresimi?

Okuduğunuz İçin Teşekkürler ; Umarım Bilgilerinize Bilgi Katmış ve Yeni Düşünce Yönleri Edinmişsinizdir.

 

ALINTI DEĞİLDİR...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Azteklerin ve Mayaların biri "Tzolkin" adını verdikleri 260 günlük süreli devam eden bir döngü, diğeri ise 365 günlük "Müphem Yıl Takvimi" diye adlandırdıkları iki takvim kullanıyorlardı. Mayalar sayıları göstermek için çizgiler ve noktaları kullanıyorlardı. 4'e kadar olan sayılar noktalarla gösteriliyordu. Yani her sayı için bir nokta kullanılıyordu.

1= . 2=.. 3= ... 4= ....

Beş rakamı için ise bir çizgi çiziliyordu. 5= --

6 yazmak için bir çizgi ve üzerinde bir nokta olması gerekiyor 13 içinse iki çizginin üzerine 3 nokta koyuluyordu.

İki takviminde işleyişi ve birbirinden etkileşimi birkaç temel kavram anlaşıldığında oldukça basittir. Tzolkin'in kullanımı çok eskilere dayandığından, en azından Olmekler'in zamanına geri dönmek gerekir. Bu takvim o zaman dahi, çok uzak Maya kabileleri tarafından sihir ve büyü amaçlarına yönelik kullanılmaktaydı.

Sistem, 1'den 13'e kadar olan sayılarda 20 gün ismini yanyana koymak üzerine kurulur. Bu hesap bizim kullandığımız Gregorian takvimindeki 30, 31 günlük sistem gibi ardışık bir bağlamda yapılmaz, çok daha değişik bir yöntem kullanılır. Bunu anlamanın en kolay yolu rakam çemberini bizim aylarımızın karşısına getirerek saymaktır. Takvim 1 Ocakla başlayacak fakat 2 Ocak olarak devam etmeyecek, 2 Şubat bir sonraki tarih olacaktır. Bu hesap 3 Marttan 12 Aralığa kadar sürecek ve ardından 13 Ocak gelecektir. Tüm döngü 156 gün (12x3) olacak ve tekrar 1 Ocak tarihine dönülecektir

Döngü 1 Imix, 2 ıIk, 3 Akbal... 13 Ben, 1 Ix, 2 Men... diye devam eder. 26’lık döngüde, 1 Imix takip edecektir.

Bütün bir döngü kendi çarkını oluşturur Mayalar ayrıca “Haab” adını verdikleri 365 günlük bizim artık yıllarımızı oluşturan çeyrek günleri göz ardı ettikleri için 365 günlük müphem yıl olarak isimlendirilen bir başka takvim daha kullanıyorlardı. Bu yıl, 360 günden oluşan, 20 günlük 18 aya bölünmüştür ve 5 extra günlük kısa bir ay daha ilave edilmiş günden oluşur.

20 günlük aylar ve 5 günlük kısa ayın da kendi isimlerini gösteren hiyeroglif sembolleri vardır. Bunların sonuncusu Uayeb, ilave günlerden oluşmuş 5 günlük kısa aydı. 20 günlük aylar ise =’dan başlayarak sayılıyordu. Sıfırıncı güne, Ay’ın yerine oturması anlamına gelen “seating of mounth” deniliyordu.

Mayaların iki ayrı takvimleri (Müphem yıl ve Tzolkin) olduğundan, her döngü için bir tane olmak üzere, günlerin iki ayrı ismi vardı. İki döngü ayrı uzunlukta olduğu için 72 Tzolkin yılında ya da 52 Müphem yılda gün isimlerinde hiçbir ikili kombinasyon tekrar etmez.

52x36=18.980 = 73x260

İşte bu süreç tam bir “Takvim Dögüsü”nü ya da bir Aztek Asrı’nı ifade ediyordu. Bu tip bir tarih kaydı günlük kullanım için oldukça iyi bir sistemdi. Fakat İspanyol işgaline kadar sürekli bu takvimi kullanmış olan Aztek rahiplerinin asıl amacı daha çok kehanetle ilgiliydi. Bazı günler özellikle Uayebteki 5 extra gün uğursuz olarak kabul edilirdi.

Aztek ve Mayalarda kişinin doğum tarihi de büyük önem taşımaktaydı. Çünkü doğum tarihi kişinin geri kalan ömründe ismi ve kariyerini belirliyordu. Bu takvim sistemi yakın geçmiş zaman tarihlerini kaydetmek için oldukça elverişli olmasına rağmen, uzun dönem geçmiş zamanın kaydına belirli sınırlamalar getirmekteydi. Mayalar bu sorunu “Uzun Dönem” adlı başka bir kayıt sistemi geliştirerek aşmışlardır.

 

MAYALARIN UZUN DÖNEM SİSTEMİ

Mayaları sonraki uygarlık Azteklerden ayıran en önemli özellikleri çok yüksek sofistikelik kalitesinde bir takvim tutabilmeyi başarmış olmalarıdır. Bugün batıda kullandığımız Gregorian takviminde tüm tarihler tek bir spesifik olaya sonradan tasarlanmış yıl yani milat yılı olan İsa’nın doğumuna bağlanmıştır. Biliyoruz ki bu olaydan önceki tüm tarihler M.Ö., sonrakiler ise M.S. olarak ifade edilirler. İsa’nın doğumu ise 0 olarak kabul edilmiştir.

Amerika kıtasına İspanyollar gelmeden önce Hristiyan takvimi bilinmiyordu. Onlara göre takvimin başı İsa’nın doğumu değil, antik tarihten başka bir olay olan Venüs’ün doğumudur. Fakat burada kastedilen mitolojinin güzel tanrıçası Venüs değildir, Venüs gezegeninin ortaya çıkışıdır. Mayalar çok önemli astronomi uzmanlarıdırlar. Venüsün hareketleri Mayalar tarafından çok yakından izlenmiş ve binlerce yıl süregelen takvimlerinin temelini oluşturur.

Ernst Förstemann adlı bir Alman kütüphaneci 1880 yılında Mayaların bugün bizim kullandığımız ondalık sistem yerine 20’lik sistem kullandıklarını ve binlerce yıl önceki uzun dönem tarihlerini kaydettiklerini keşfetmiştir. Mayaların 260 günlük Tzolkin ve 365 günlük Müphem yıl Takvimlerinde tuttukları sürelerden başka 52 yıllık periyotları da kaydettikleri bir başka döngüsel takvimleri daha vardır. “Yuvarlak Çark Takvimi" olarak bilinen bu döngülerinin tutulabilmesi için “Tun”, “Baktun”, “Uinal” gibi isimler verdikleri birimleri sayarak, temeli 20’lik hesaba dayanan bir sistem kullanmışlardır.

20 Kins (Gün) = 1 Uinal (20 günlük ay)

18 uinal = 1 tun (360 günlük yıl)

20 Tuns = 1 Katun (7.200 gün)

20 Katun = 1 Baktun (144.000 gün)

Maya tarihleri, yapıtlarının üzerine çift kolonluk hiyeroglif biçiminde çizilmiştir. Bunlar soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru okunurlar. Bu seriler bir açıklama kabartmasıyla başlar. Genelde gecenin 9 lordundan hangisi o tarihte etkiliyse, onunla ilgili bilgiyle biterdi. Bu ikisinin arasında “baktun”, “katun”, “tun” gibi sayılarla ifade edilen tarihlere ek olarak 260 günlük “Tzolkin” ve 365 günlük “Haab”a göre hesaplanmış tarihler de vardı.

Leyden Levhası denilen takvimde tipik bir uzun dönem tarihi kaydedilmiştir. Tüm tarih şöyle okunur. Başlangıç kabartması 8 baktun, 14 katun, 3 tun, 1 uinal, 12 kin, 1 eb, 0 yaxkin.

Förstemann Dresden El Yazmaları ile ilgili araştırma yaparken bu el yazmalarında Venüs gezegeninin yaklaşık 584 günlük devrindeki hareketlerini hesaplamak için oluşturulan “Venüs Tablosu” ve ayrıca eklipsleri hesaplamak için oluşturulan “Ay Tablosu” bulunduğunu fark etmiştir.Förstemann Maya tarih sistemiyle ilgili en önemli anahtarı bulmuş ancak buna rağmen şifreyi tam olarak kırmayı başaramamıştı.

Maya takvimini algılayabilmemizde en önemli sıçrayışı çok genç yaşta profesyonel bir gazeteci olan Joseph T Goodman yapmıştır. Goodman’ın mayalojiye önemli katkıları olmuştur bunlardan biri Mayaların sayıları gösterdikleri çizgi ve nokta sistemine alternatif bir rakam sistemi (head code) olduğunu keşfetmesidir. Goodman’ın asıl önemli çalışması, 1905’de Amerikan Antropolojist adlı günlük yayında yayımlanan makalesidir. Burada Maya tarihleri adlı oldukça basit bir başlık altında Mayaların uzun dönem tarihlerini, bizim takvimimizdeki tarihlerle karşılıklı ilişki kurarak açıklamıştır.

O zamana kadar; piramitler, tapınaklar ve diğer abideler üzerinde yazılı olan uzun dönem tarihlerinde sabitlik sağlanamıyor, tutarlılık görünmüyordu. Böylece hiç kimse Maya tarihleriyle bizim kullandığımız takvim arasında ilişki kuramıyor, bu da talimatları ve bilgileri Gregorian sistemine göre tarihlendirmeyi engelliyordu. Goodman ilk başta eleştirilmiş olsa da, yaptığı çalışmalar sonucunda, bugün diğer bilim adamlarının rahatça Maya uygarlığının tam kronolojisini çıkarabilmesini sağlayan bağlantıları kurmuştur.

Sonrasında Goodman’ın uzun dönem tarihi üzerine yaptığı çalışmalar önemli bir Maya araştırmacısı olan Eric Thompson tarafından adapte edilmiştir. Ve sonunda Gregorian takvimiyle M.Ö.13 Ağustos 3114 tarihine karşılık gelen büyük devrin başlangıç tarihini bulmuştur. Büyük devrin 13 baktun yani 1.872.000 gün sürdüğü düşünülürse, şu anda içinde bulunduğumuz çağın M.S.22 Aralık 2012 tarihinde sona ereceği bu şekilde hesaplanmıştır.

Mayalar takvimlerini oluştururlarken, zamanı sadece günler geçtikçe teorik bir şekilde kaydetmemişlerdir, onlar aynı zamanda astronomiden de yararlanmışlardır. Mayalar diğer orta Amerika insanları gibi gökyüzünün ve gezegen hareketlerinin farkındaydılar. Klasik Maya tapınaklarının özelliği olan, çoğu giriş ve çatı tepesi belirli yıldızların doğuş, yükseliş ve batışını izleyebilecek yerlere yerleştirilmişti. En sık izledikleri Venüs, Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerine olduğu kadar, Süreyya takımyıldızını da (Pleiades) takip etmeye meraklıydılar. Mayalar güneş ve ay üzerinde çok yakın incelemeler yapmışlar, bu da onların doğru bir şekilde tutulmaları tahmin edebilmelerini sağlamıştır.

Maya araştırmacısı Cotterell, “Vatico-Latin Kitabesi”ne göre geçmiş çağlardan kalma çok daha geniş ve gizemli Aztek hesapları bulmuştur. Metinler son derece ezoterik ve sembolik bir üslupla dile getirilmiştir. Buna göre;

Birinci Güneş Çağı:

Matlactili. Süresi 4008 yıldır. Bu çağda yaşayanlar mısır ile beslenen devlerdi. Güneş, su tarafından yok edilmişti. Bu, sel-tufan adı verilen kalıcı yağmurdu. İnsanlar balıklara dönüştürülmüştür. Bazıları bu afetten sadece Nene ve Tata adında bir çiftin su kenarında yaşayan bir ağaç tarafından kaçırılıp kurtarıldıklarına inanmaktadır. Diğerleri ise, sular çekilinceye kadar bir mağaranın içine saklanarak kurtulan yedi çift olduğunu söyler. Bunlar dünyada çoğalmışlar ve her biri kendi uluslarının tanrısı olmuşladır. Bu çağda hüküm süren tanrıça Tlaloc’un karısı yeşim etekli tanrıça Chalchiuhtlicue’dir.

İkinci Güneş Çağı:

Ehecatl. 4010 yıldır. Bu çağda yaşayanlar Acotzintli diye bilinen yabani bir meyve yiyerek besleniyorlardı. Rüzgar Güneşi tarafından yok edilmiştir. İnsanlar maymuna çevrilmiş, ağaçlara tutunmak suretiyle hayatta kalabilmişlerdir. Bu bir köpek yılında meydana gelmiştir. Bir kadın ve bir adam, bir kayanın üzerinde durarak yıkımdan kurtulmuşlardır. Bu çağa Altın Çağ denir ve Rüzgar Tanrısı hüküm sürer.

Üçüncü Güneş Çağı:

Tleyquiyahuillo (Tleykiyahuilo). Süresi 4081 yıldır. İnsanlar ikinci güneşten kurtulanların torunlarıdır. Tzincoacoc (Tızinkoakok) adlı bir meyve yiyerek beslenirler. Dünya Dünya, Chicunahui Ollin (Çiçunahui Olin) günü yangınla yok olur. Bu çağa Kırmızı Kafa adı verilmiştir ve Ateş Tanrısı tarafından yönetilir.

Dördüncü Güneş Çağı:

Tzontlila. 5026 yıl önce başlamıştır. Tula’nın kurulduğu bu çağa Siyah Saç adı verilir. İnsanlar kan ve ateş yağmuru sonrasında açlıktan ölmüşlerdir.

Bu hesaplamalar çağları farklı bir sıraya koyar ve buda, sonraki Aztekler arasındaki hesabın aslında nasıl olması gerektiğine dair belirsizliği ifade eder.

Amerika'nın ileri uygarlığı Mayaların 2500 yıl önce oluşturduğu gizemli takvim, son yıllarda tüm dünyada büyük ilgi görüyor. Bu artan ilginin en önemli nedeni, Maya takviminin 21 Aralık 2012 de sona erecek olması. Maya takvimi üzerinde yıllar süren araştırmalar yapan Carl Johan Calleman Maya takvimi konusunda şunları söylüyor:

Maya takviminin temel özelliği astronomik bir takvim olmaması. Maya takvimi kozmosdan birbiri ardına gelen, evreni ve insanoğlunu etkileyen enerjileri tasvir eder. Bu enerjiler değiştikçe insan bilincinde de değişiklikler meydana gelir. Maya takvimini özel yapan ve insanların ilgisini çeken de budur. Maya takviminde her günün ayrı bir özelliği var ve herkes bu farklı özelliği olan günlerden birinde dünyaya gelir. Doğduğunuz güne hakim olan özellik tüm kaderinizi şekillendiriyor. Bu da birçok kişinin ilgi gösterdiği Maya takviminin astrolojik yönünü oluşturuyor.

Maya takviminde her günün bir özelliği olması bu özellikler değiştiğinde bir süreç yaratır. Biz de bu sürecin bir parçasıyız. İnsan bilinci de bu özel plana göre değişiyor. Maya takviminin sona ermesiyle bu plan da tamamlanmış olacak. Maya takvimine göre 5.000 yıldan beri çizgisel bir zamanda yaşıyoruz yani doğumla başlayan ve mezarda son bulan. Tüm bu zaman bilinci değişmek üzere, insanlar anı yaşamaya başlayacak.

Ayrıca, şu an dünyada dualist bir bakış açısı var. Bizden ve onlardan bahsediyoruz. Bir hükmetme dünyasında yaşıyoruz. 5.000 yıl önce başlayan bu bölünme bilinci, dualist dünya sona erecek. Kendimizi bir bütünün parçası olarak deneyimleyeceğimiz birlikçi bir bilinç ortaya çıkacak. Maya takviminin sona ermesi hem bir bitiş hem de bir başlangıcı ifade ediyor. Maya takviminin haber verdiği bu değişimden geri dönüş olmayacak.

Maya takvimini araştırmak hem sağlıklı çalışan, tarih bilgilerini ve mantık dizgelerini düzgün bir biçimde ortaya koyan bir sol beyin, hem de köreltilmemiş, aksine güven duyulması gereken sezgilerin yaşandığı bir sağ beyin gerektirmekte. Maya takviminin sadece Maya kültürünü merak edenleri ilgilendirmesi gerektiği düşüncesi tipik bir yanlış anlamadır. Maya takvimi evrensel bir gerçeği içerir ve bu gerçek bugünün küresel toplumu için, Mayalar için olduğundan çok daha acil bir inceleme konsudur.

Maya takvimine göre uzun zamandır dünyaya batı yarımküre hakimdi. Batı yarımküre batıyı, beynin analitik ve teknik düşünen bölümünü temsil ediyor. Bu nedenle dünya politikasında batı hakimiyeti yaşanıyordu. Ancak adım adım, doğuyu temsil eden doğu yarım küre dolayısıyla sağ beyin güçleniyor. Dünya doğu ile batı arasında yeni bir dengeye doğru gidiyor. Bu denge değişirken her çeşit gerilim ve çatışmanın yaşanacağı açık. Doğu ile batı arasında bu denge sağlanıncaya kadar, Maya takviminin sona ereceği 2012'ye kadar doğu ile batı arasındaki gerilim sürebilir ama batının dünyaya hakimiyetinin sona ereceğini söyleyebilirim.

Türkiye'nin etkileyici bir tarihi var. Türkiye'nin farklı dinler arasındaki rolü önemli. Çoğunluğu müslüman bir ülke ancak tamamı müslüman olan diğer ülkelerden daha modern. Türkiye konumu ve tarihi ile doğu-batı arasında bir denge kurulmasında özel bir rol oynayabilir.

ABD'nin dünyaya hakimiyeti sona eriyor. Ayrıca bu yılın sonunda ABD dolarının değerinde çok büyük bir düşüş yaşanacağını tahmin ediyorum.

Yine Carl Johan Calleman'a göre Mayalar bu kadim bilgileri dünya yüzeyine, Plaeidas gezegeninden gelen 4 peygamberden birisi kanalıyla almışlardır. Bilginin alınma tarihi bundan yaklaşık 5.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Halen yeryüzünde 8 milyon Maya kökenli insan vardır, bunlardan 1 milyon kadarı sadece Maya dili ile konuşmaktadırlar. Yaşayan Mayaların 440 kişiden oluşan bir konsülü ve bunların bir de başkanı vardır.

Şamanlar gibi her kabilenin bir Day Keeper, bekçisi ya da büyücüsü vardır. Kabile, köy ya da kasabada yaşayanlar, yapacakları şeyleri bu kişiye danışırlar. O da onların frekanslarının, enerjilerinin o zaman ve mekanda, o işi yapmaya uygun olup olmadığını söyler. Her insan bedeni her işe uygun değildir, hepsinin ayrı bir frekansı vardır.

Maya takvimi, rumi yani ay ve miladi yani güneş takvimleri ile, gün bazında ortak bir paydadadır. Ancak dönemi yani yılı, 13 adet 20 günden oluşan 260 günden meydana gelir. Yani dünyanın güneş etrafındaki döngüsünden değil. Güneş sisteminin samanyolu içindeki bir üst dönüşüne senkronizedir.

Mayalıların aktardığı bilgilere göre, hepsi de 28 Ekim 2011 de sona eren ve farklı zamanlarda başlayan, 13 bölümden oluşan enerji dalgaları vardır. Bunların hepsi de;

1 Tohum ekilmesi

3 Tohum çimlemesi

5 Filizlenme

7 Çoğalarak büyüme

9 Tomurcuklanma

11 Çiçeklenme

13 Meyve verme yani 7 üst dünya ya da açılış ve akış ya da günden oluşur. Musevi sembolizmasındaki 7 kollu şamdan da bunu sembolize eder yani 7 günü. Bu günlerin arasında ya da şamdanın kolları arasında ayrıca 6 da gece vardır ki bunlar düşünme, günden gelenlerin hazmedilmesi ya da arınma, çatışma dönemleridir. Yani 13 bölümlü zaman, 7 gün ve 6 geceden oluşur. Ancak hepsi de değişik zamanlarda devreye girer ve hepsi de 28 Ekim 2011 de sona erer. 13 sayısı tamamlanma ve arınmayı sembolize eder. O nedenle insan bilinci hapsetmeye ve farkındalığın yaşanmasını engelleyerek kendine bağlamaya çalışanlar 13 sayısını uğursuz sayı olarak anmaktadırlar.

40 milyon yıl önce, aile yani primatlar başlar.

2 milyon yıl önce ilk insanlar başlar.

102.000 yıl önce bölgesel alt dünya ve sözlü dil ortaya çıkar.

5125 yıl önce yazılı dil ortaya çıkar.

256 yıl önce sanayicilik başlar.

5 Ocak 1999 da galaktik farkındalık başlar.

11 Şubat 2011 de Evrensel farkındalık, BİR OLMA bilinci gerçekleşecektir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Azteklerin ve Mayaların biri "Tzolkin" adını verdikleri 260 günlük süreli devam eden bir döngü, diğeri ise 365 günlük "Müphem Yıl Takvimi" diye adlandırdıkları iki takvim kullanıyorlardı. Mayalar sayıları göstermek için çizgiler ve noktaları kullanıyorlardı. 4'e kadar olan sayılar noktalarla gösteriliyordu. Yani her sayı için bir nokta kullanılıyordu.

1= . 2=.. 3= ... 4= ....

Beş rakamı için ise bir çizgi çiziliyordu. 5= --

6 yazmak için bir çizgi ve üzerinde bir nokta olması gerekiyor 13 içinse iki çizginin üzerine 3 nokta koyuluyordu.

İki takviminde işleyişi ve birbirinden etkileşimi birkaç temel kavram anlaşıldığında oldukça basittir. Tzolkin'in kullanımı çok eskilere dayandığından, en azından Olmekler'in zamanına geri dönmek gerekir. Bu takvim o zaman dahi, çok uzak Maya kabileleri tarafından sihir ve büyü amaçlarına yönelik kullanılmaktaydı.

Sistem, 1'den 13'e kadar olan sayılarda 20 gün ismini yanyana koymak üzerine kurulur. Bu hesap bizim kullandığımız Gregorian takvimindeki 30, 31 günlük sistem gibi ardışık bir bağlamda yapılmaz, çok daha değişik bir yöntem kullanılır. Bunu anlamanın en kolay yolu rakam çemberini bizim aylarımızın karşısına getirerek saymaktır. Takvim 1 Ocakla başlayacak fakat 2 Ocak olarak devam etmeyecek, 2 Şubat bir sonraki tarih olacaktır. Bu hesap 3 Marttan 12 Aralığa kadar sürecek ve ardından 13 Ocak gelecektir. Tüm döngü 156 gün (12x3) olacak ve tekrar 1 Ocak tarihine dönülecektir

Döngü 1 Imix, 2 ıIk, 3 Akbal... 13 Ben, 1 Ix, 2 Men... diye devam eder. 26’lık döngüde, 1 Imix takip edecektir.

Bütün bir döngü kendi çarkını oluşturur Mayalar ayrıca “Haab” adını verdikleri 365 günlük bizim artık yıllarımızı oluşturan çeyrek günleri göz ardı ettikleri için 365 günlük müphem yıl olarak isimlendirilen bir başka takvim daha kullanıyorlardı. Bu yıl, 360 günden oluşan, 20 günlük 18 aya bölünmüştür ve 5 extra günlük kısa bir ay daha ilave edilmiş günden oluşur.

20 günlük aylar ve 5 günlük kısa ayın da kendi isimlerini gösteren hiyeroglif sembolleri vardır. Bunların sonuncusu Uayeb, ilave günlerden oluşmuş 5 günlük kısa aydı. 20 günlük aylar ise =’dan başlayarak sayılıyordu. Sıfırıncı güne, Ay’ın yerine oturması anlamına gelen “seating of mounth” deniliyordu.

Mayaların iki ayrı takvimleri (Müphem yıl ve Tzolkin) olduğundan, her döngü için bir tane olmak üzere, günlerin iki ayrı ismi vardı. İki döngü ayrı uzunlukta olduğu için 72 Tzolkin yılında ya da 52 Müphem yılda gün isimlerinde hiçbir ikili kombinasyon tekrar etmez.

52x36=18.980 = 73x260

İşte bu süreç tam bir “Takvim Dögüsü”nü ya da bir Aztek Asrı’nı ifade ediyordu. Bu tip bir tarih kaydı günlük kullanım için oldukça iyi bir sistemdi. Fakat İspanyol işgaline kadar sürekli bu takvimi kullanmış olan Aztek rahiplerinin asıl amacı daha çok kehanetle ilgiliydi. Bazı günler özellikle Uayebteki 5 extra gün uğursuz olarak kabul edilirdi.

Aztek ve Mayalarda kişinin doğum tarihi de büyük önem taşımaktaydı. Çünkü doğum tarihi kişinin geri kalan ömründe ismi ve kariyerini belirliyordu. Bu takvim sistemi yakın geçmiş zaman tarihlerini kaydetmek için oldukça elverişli olmasına rağmen, uzun dönem geçmiş zamanın kaydına belirli sınırlamalar getirmekteydi. Mayalar bu sorunu “Uzun Dönem” adlı başka bir kayıt sistemi geliştirerek aşmışlardır.

 

MAYALARIN UZUN DÖNEM SİSTEMİ

Mayaları sonraki uygarlık Azteklerden ayıran en önemli özellikleri çok yüksek sofistikelik kalitesinde bir takvim tutabilmeyi başarmış olmalarıdır. Bugün batıda kullandığımız Gregorian takviminde tüm tarihler tek bir spesifik olaya sonradan tasarlanmış yıl yani milat yılı olan İsa’nın doğumuna bağlanmıştır. Biliyoruz ki bu olaydan önceki tüm tarihler M.Ö., sonrakiler ise M.S. olarak ifade edilirler. İsa’nın doğumu ise 0 olarak kabul edilmiştir.

Amerika kıtasına İspanyollar gelmeden önce Hristiyan takvimi bilinmiyordu. Onlara göre takvimin başı İsa’nın doğumu değil, antik tarihten başka bir olay olan Venüs’ün doğumudur. Fakat burada kastedilen mitolojinin güzel tanrıçası Venüs değildir, Venüs gezegeninin ortaya çıkışıdır. Mayalar çok önemli astronomi uzmanlarıdırlar. Venüsün hareketleri Mayalar tarafından çok yakından izlenmiş ve binlerce yıl süregelen takvimlerinin temelini oluşturur.

Ernst Förstemann adlı bir Alman kütüphaneci 1880 yılında Mayaların bugün bizim kullandığımız ondalık sistem yerine 20’lik sistem kullandıklarını ve binlerce yıl önceki uzun dönem tarihlerini kaydettiklerini keşfetmiştir. Mayaların 260 günlük Tzolkin ve 365 günlük Müphem yıl Takvimlerinde tuttukları sürelerden başka 52 yıllık periyotları da kaydettikleri bir başka döngüsel takvimleri daha vardır. “Yuvarlak Çark Takvimi" olarak bilinen bu döngülerinin tutulabilmesi için “Tun”, “Baktun”, “Uinal” gibi isimler verdikleri birimleri sayarak, temeli 20’lik hesaba dayanan bir sistem kullanmışlardır.

20 Kins (Gün) = 1 Uinal (20 günlük ay)

18 uinal = 1 tun (360 günlük yıl)

20 Tuns = 1 Katun (7.200 gün)

20 Katun = 1 Baktun (144.000 gün)

Maya tarihleri, yapıtlarının üzerine çift kolonluk hiyeroglif biçiminde çizilmiştir. Bunlar soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru okunurlar. Bu seriler bir açıklama kabartmasıyla başlar. Genelde gecenin 9 lordundan hangisi o tarihte etkiliyse, onunla ilgili bilgiyle biterdi. Bu ikisinin arasında “baktun”, “katun”, “tun” gibi sayılarla ifade edilen tarihlere ek olarak 260 günlük “Tzolkin” ve 365 günlük “Haab”a göre hesaplanmış tarihler de vardı.

Leyden Levhası denilen takvimde tipik bir uzun dönem tarihi kaydedilmiştir. Tüm tarih şöyle okunur. Başlangıç kabartması 8 baktun, 14 katun, 3 tun, 1 uinal, 12 kin, 1 eb, 0 yaxkin.

Förstemann Dresden El Yazmaları ile ilgili araştırma yaparken bu el yazmalarında Venüs gezegeninin yaklaşık 584 günlük devrindeki hareketlerini hesaplamak için oluşturulan “Venüs Tablosu” ve ayrıca eklipsleri hesaplamak için oluşturulan “Ay Tablosu” bulunduğunu fark etmiştir.Förstemann Maya tarih sistemiyle ilgili en önemli anahtarı bulmuş ancak buna rağmen şifreyi tam olarak kırmayı başaramamıştı.

Maya takvimini algılayabilmemizde en önemli sıçrayışı çok genç yaşta profesyonel bir gazeteci olan Joseph T Goodman yapmıştır. Goodman’ın mayalojiye önemli katkıları olmuştur bunlardan biri Mayaların sayıları gösterdikleri çizgi ve nokta sistemine alternatif bir rakam sistemi (head code) olduğunu keşfetmesidir. Goodman’ın asıl önemli çalışması, 1905’de Amerikan Antropolojist adlı günlük yayında yayımlanan makalesidir. Burada Maya tarihleri adlı oldukça basit bir başlık altında Mayaların uzun dönem tarihlerini, bizim takvimimizdeki tarihlerle karşılıklı ilişki kurarak açıklamıştır.

O zamana kadar; piramitler, tapınaklar ve diğer abideler üzerinde yazılı olan uzun dönem tarihlerinde sabitlik sağlanamıyor, tutarlılık görünmüyordu. Böylece hiç kimse Maya tarihleriyle bizim kullandığımız takvim arasında ilişki kuramıyor, bu da talimatları ve bilgileri Gregorian sistemine göre tarihlendirmeyi engelliyordu. Goodman ilk başta eleştirilmiş olsa da, yaptığı çalışmalar sonucunda, bugün diğer bilim adamlarının rahatça Maya uygarlığının tam kronolojisini çıkarabilmesini sağlayan bağlantıları kurmuştur.

Sonrasında Goodman’ın uzun dönem tarihi üzerine yaptığı çalışmalar önemli bir Maya araştırmacısı olan Eric Thompson tarafından adapte edilmiştir. Ve sonunda Gregorian takvimiyle M.Ö.13 Ağustos 3114 tarihine karşılık gelen büyük devrin başlangıç tarihini bulmuştur. Büyük devrin 13 baktun yani 1.872.000 gün sürdüğü düşünülürse, şu anda içinde bulunduğumuz çağın M.S.22 Aralık 2012 tarihinde sona ereceği bu şekilde hesaplanmıştır.

Mayalar takvimlerini oluştururlarken, zamanı sadece günler geçtikçe teorik bir şekilde kaydetmemişlerdir, onlar aynı zamanda astronomiden de yararlanmışlardır. Mayalar diğer orta Amerika insanları gibi gökyüzünün ve gezegen hareketlerinin farkındaydılar. Klasik Maya tapınaklarının özelliği olan, çoğu giriş ve çatı tepesi belirli yıldızların doğuş, yükseliş ve batışını izleyebilecek yerlere yerleştirilmişti. En sık izledikleri Venüs, Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerine olduğu kadar, Süreyya takımyıldızını da (Pleiades) takip etmeye meraklıydılar. Mayalar güneş ve ay üzerinde çok yakın incelemeler yapmışlar, bu da onların doğru bir şekilde tutulmaları tahmin edebilmelerini sağlamıştır.

Maya araştırmacısı Cotterell, “Vatico-Latin Kitabesi”ne göre geçmiş çağlardan kalma çok daha geniş ve gizemli Aztek hesapları bulmuştur. Metinler son derece ezoterik ve sembolik bir üslupla dile getirilmiştir. Buna göre;

Birinci Güneş Çağı:

Matlactili. Süresi 4008 yıldır. Bu çağda yaşayanlar mısır ile beslenen devlerdi. Güneş, su tarafından yok edilmişti. Bu, sel-tufan adı verilen kalıcı yağmurdu. İnsanlar balıklara dönüştürülmüştür. Bazıları bu afetten sadece Nene ve Tata adında bir çiftin su kenarında yaşayan bir ağaç tarafından kaçırılıp kurtarıldıklarına inanmaktadır. Diğerleri ise, sular çekilinceye kadar bir mağaranın içine saklanarak kurtulan yedi çift olduğunu söyler. Bunlar dünyada çoğalmışlar ve her biri kendi uluslarının tanrısı olmuşladır. Bu çağda hüküm süren tanrıça Tlaloc’un karısı yeşim etekli tanrıça Chalchiuhtlicue’dir.

İkinci Güneş Çağı:

Ehecatl. 4010 yıldır. Bu çağda yaşayanlar Acotzintli diye bilinen yabani bir meyve yiyerek besleniyorlardı. Rüzgar Güneşi tarafından yok edilmiştir. İnsanlar maymuna çevrilmiş, ağaçlara tutunmak suretiyle hayatta kalabilmişlerdir. Bu bir köpek yılında meydana gelmiştir. Bir kadın ve bir adam, bir kayanın üzerinde durarak yıkımdan kurtulmuşlardır. Bu çağa Altın Çağ denir ve Rüzgar Tanrısı hüküm sürer.

Üçüncü Güneş Çağı:

Tleyquiyahuillo (Tleykiyahuilo). Süresi 4081 yıldır. İnsanlar ikinci güneşten kurtulanların torunlarıdır. Tzincoacoc (Tızinkoakok) adlı bir meyve yiyerek beslenirler. Dünya Dünya, Chicunahui Ollin (Çiçunahui Olin) günü yangınla yok olur. Bu çağa Kırmızı Kafa adı verilmiştir ve Ateş Tanrısı tarafından yönetilir.

Dördüncü Güneş Çağı:

Tzontlila. 5026 yıl önce başlamıştır. Tula’nın kurulduğu bu çağa Siyah Saç adı verilir. İnsanlar kan ve ateş yağmuru sonrasında açlıktan ölmüşlerdir.

Bu hesaplamalar çağları farklı bir sıraya koyar ve buda, sonraki Aztekler arasındaki hesabın aslında nasıl olması gerektiğine dair belirsizliği ifade eder.

Amerika'nın ileri uygarlığı Mayaların 2500 yıl önce oluşturduğu gizemli takvim, son yıllarda tüm dünyada büyük ilgi görüyor. Bu artan ilginin en önemli nedeni, Maya takviminin 21 Aralık 2012 de sona erecek olması. Maya takvimi üzerinde yıllar süren araştırmalar yapan Carl Johan Calleman Maya takvimi konusunda şunları söylüyor:

Maya takviminin temel özelliği astronomik bir takvim olmaması. Maya takvimi kozmosdan birbiri ardına gelen, evreni ve insanoğlunu etkileyen enerjileri tasvir eder. Bu enerjiler değiştikçe insan bilincinde de değişiklikler meydana gelir. Maya takvimini özel yapan ve insanların ilgisini çeken de budur. Maya takviminde her günün ayrı bir özelliği var ve herkes bu farklı özelliği olan günlerden birinde dünyaya gelir. Doğduğunuz güne hakim olan özellik tüm kaderinizi şekillendiriyor. Bu da birçok kişinin ilgi gösterdiği Maya takviminin astrolojik yönünü oluşturuyor.

Maya takviminde her günün bir özelliği olması bu özellikler değiştiğinde bir süreç yaratır. Biz de bu sürecin bir parçasıyız. İnsan bilinci de bu özel plana göre değişiyor. Maya takviminin sona ermesiyle bu plan da tamamlanmış olacak. Maya takvimine göre 5.000 yıldan beri çizgisel bir zamanda yaşıyoruz yani doğumla başlayan ve mezarda son bulan. Tüm bu zaman bilinci değişmek üzere, insanlar anı yaşamaya başlayacak.

Ayrıca, şu an dünyada dualist bir bakış açısı var. Bizden ve onlardan bahsediyoruz. Bir hükmetme dünyasında yaşıyoruz. 5.000 yıl önce başlayan bu bölünme bilinci, dualist dünya sona erecek. Kendimizi bir bütünün parçası olarak deneyimleyeceğimiz birlikçi bir bilinç ortaya çıkacak. Maya takviminin sona ermesi hem bir bitiş hem de bir başlangıcı ifade ediyor. Maya takviminin haber verdiği bu değişimden geri dönüş olmayacak.

Maya takvimini araştırmak hem sağlıklı çalışan, tarih bilgilerini ve mantık dizgelerini düzgün bir biçimde ortaya koyan bir sol beyin, hem de köreltilmemiş, aksine güven duyulması gereken sezgilerin yaşandığı bir sağ beyin gerektirmekte. Maya takviminin sadece Maya kültürünü merak edenleri ilgilendirmesi gerektiği düşüncesi tipik bir yanlış anlamadır. Maya takvimi evrensel bir gerçeği içerir ve bu gerçek bugünün küresel toplumu için, Mayalar için olduğundan çok daha acil bir inceleme konsudur.

Maya takvimine göre uzun zamandır dünyaya batı yarımküre hakimdi. Batı yarımküre batıyı, beynin analitik ve teknik düşünen bölümünü temsil ediyor. Bu nedenle dünya politikasında batı hakimiyeti yaşanıyordu. Ancak adım adım, doğuyu temsil eden doğu yarım küre dolayısıyla sağ beyin güçleniyor. Dünya doğu ile batı arasında yeni bir dengeye doğru gidiyor. Bu denge değişirken her çeşit gerilim ve çatışmanın yaşanacağı açık. Doğu ile batı arasında bu denge sağlanıncaya kadar, Maya takviminin sona ereceği 2012'ye kadar doğu ile batı arasındaki gerilim sürebilir ama batının dünyaya hakimiyetinin sona ereceğini söyleyebilirim.

Türkiye'nin etkileyici bir tarihi var. Türkiye'nin farklı dinler arasındaki rolü önemli. Çoğunluğu müslüman bir ülke ancak tamamı müslüman olan diğer ülkelerden daha modern. Türkiye konumu ve tarihi ile doğu-batı arasında bir denge kurulmasında özel bir rol oynayabilir.

ABD'nin dünyaya hakimiyeti sona eriyor. Ayrıca bu yılın sonunda ABD dolarının değerinde çok büyük bir düşüş yaşanacağını tahmin ediyorum.

Yine Carl Johan Calleman'a göre Mayalar bu kadim bilgileri dünya yüzeyine, Plaeidas gezegeninden gelen 4 peygamberden birisi kanalıyla almışlardır. Bilginin alınma tarihi bundan yaklaşık 5.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Halen yeryüzünde 8 milyon Maya kökenli insan vardır, bunlardan 1 milyon kadarı sadece Maya dili ile konuşmaktadırlar. Yaşayan Mayaların 440 kişiden oluşan bir konsülü ve bunların bir de başkanı vardır.

Şamanlar gibi her kabilenin bir Day Keeper, bekçisi ya da büyücüsü vardır. Kabile, köy ya da kasabada yaşayanlar, yapacakları şeyleri bu kişiye danışırlar. O da onların frekanslarının, enerjilerinin o zaman ve mekanda, o işi yapmaya uygun olup olmadığını söyler. Her insan bedeni her işe uygun değildir, hepsinin ayrı bir frekansı vardır.

Maya takvimi, rumi yani ay ve miladi yani güneş takvimleri ile, gün bazında ortak bir paydadadır. Ancak dönemi yani yılı, 13 adet 20 günden oluşan 260 günden meydana gelir. Yani dünyanın güneş etrafındaki döngüsünden değil. Güneş sisteminin samanyolu içindeki bir üst dönüşüne senkronizedir.

Mayalıların aktardığı bilgilere göre, hepsi de 28 Ekim 2011 de sona eren ve farklı zamanlarda başlayan, 13 bölümden oluşan enerji dalgaları vardır. Bunların hepsi de;

1 Tohum ekilmesi

3 Tohum çimlemesi

5 Filizlenme

7 Çoğalarak büyüme

9 Tomurcuklanma

11 Çiçeklenme

13 Meyve verme yani 7 üst dünya ya da açılış ve akış ya da günden oluşur. Musevi sembolizmasındaki 7 kollu şamdan da bunu sembolize eder yani 7 günü. Bu günlerin arasında ya da şamdanın kolları arasında ayrıca 6 da gece vardır ki bunlar düşünme, günden gelenlerin hazmedilmesi ya da arınma, çatışma dönemleridir. Yani 13 bölümlü zaman, 7 gün ve 6 geceden oluşur. Ancak hepsi de değişik zamanlarda devreye girer ve hepsi de 28 Ekim 2011 de sona erer. 13 sayısı tamamlanma ve arınmayı sembolize eder. O nedenle insan bilinci hapsetmeye ve farkındalığın yaşanmasını engelleyerek kendine bağlamaya çalışanlar 13 sayısını uğursuz sayı olarak anmaktadırlar.

40 milyon yıl önce, aile yani primatlar başlar.

2 milyon yıl önce ilk insanlar başlar.

102.000 yıl önce bölgesel alt dünya ve sözlü dil ortaya çıkar.

5125 yıl önce yazılı dil ortaya çıkar.

256 yıl önce sanayicilik başlar.

5 Ocak 1999 da galaktik farkındalık başlar.

11 Şubat 2011 de Evrensel farkındalık, BİR OLMA bilinci gerçekleşecektir

 

Sen mi yazdın , alıntı mı? Alıntıysa kaynağını belirtsen ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

off paylaşım süper bayıldım wallaa.Saolun beyler :D

Rica ederim. Okuduğun için teşekkürler.

Amerika 09-11-2001 tarihinde büyük kayıplar verdi. Şimdi de Japonya 03-10-2011 tarihinde daha büyük kayıplar verdi. İki tarihi toplasanıza... 12-21-2012. Tesadüf mü?

:) Dostum mucizelere inanıyorsan bunada inan .

11 şubat geçti.. ama hala bir olma bilincinin gerçekleşmediğini düşünüyorum..

Devlet aadamları politik bakış açılarını değiştirmedikçe bir olma bilinci gerçekleşmeyecek.Devlet adamlarınında kimyasında var zaten politik bakış ... :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Amerika 09-11-2001 tarihinde büyük kayıplar verdi. Şimdi de Japonya 03-10-2011 tarihinde daha büyük kayıplar verdi. İki tarihi toplasanıza... 12-21-2012. Tesadüf mü?

2001 ile 2011in toplamı 2012 baya ilginç.:DYazıyı yazan arkadaşa teşekkürler.Gerçekten bilgilendirici olmuş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

21.12.2011 de kimler ne bekliyor ! aikona kalırsa cok hızlı yaklaşık 32 gün bizi bekliyor...bense tüm gereksiz maddesel ıvır ve soyut sınıflandırıcı vızırların (fuzuli olan canlı haşerelerin özellikle iki ayakları olanlar ) ebediyen yok olsunlar derim ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Amerika 09-11-2001 tarihinde büyük kayıplar verdi. Şimdi de Japonya 03-10-2011 tarihinde daha büyük kayıplar verdi. İki tarihi toplasanıza... 12-21-2012. Tesadüf mü?

 

yani senin özel bir toplama tekniğin varsa 09.11.2001 + 03.10.2011 =12.21.2012 cıkabiliyorsa olabilir fakat benim bildiğim 09.11.2001 + 03.10.2011 =12.21.4012 sonucu cıkar bu bir tesadüf müdür

4012 yi beklemek benim için biraz zor olucak gibi :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yani senin özel bir toplama tekniğin varsa 09.11.2001 + 03.10.2011 =12.21.2012 cıkabiliyorsa olabilir fakat benim bildiğim 09.11.2001 + 03.10.2011 =12.21.4012 sonucu cıkar bu bir tesadüf müdür

4012 yi beklemek benim için biraz zor olucak gibi :)

:D yani senin işlem daha bir doğru olmuş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...