Adramelech Oluşturma zamanı: Nisan 11, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 11, 2011 Aradım aradım bulamadım hayalimdeki saman kağıdından kara kaplı defteri. Bulana kadar yazdığım yalan yanlış şeyleri burada toplayayım dedim. Çok az var zaten, fazla yük olmaz. Yazarken herhangi bir kaygı gütmüyorum, aklıma geleni yazıyorum. Normalden fazla öteye gidemeyen bir edebi yeteneğim olduğundan yaratıcı betimlemeler yapabileceğimi sanmamakla beraber içinde olduğum ruh halinden dolayı konu bütünlüğünü sağlamakta da zorluk çekebilirim. Ayrıca çokça gördüğünüz bazı söz grupları sizi hiddetlendirmesin lütfen. Bir de karalamalardan direk almıyorum yazarken azıcık oynuyorum malumunuz taslaklar biraz hastaca anlarda yazıldığından sakat olabiliyorlar. Teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Sonbahar, ruhuma tecavüz ediyor sanki melankoli ve içime bıraktığı çocuğun sancılarını çekiyorum ağır ağır. Şahit oluyorum Tanrıçamın içime üfleyişine ruhumu. Sessizlik "ah o kutsal melodi ". Platonik aşk: sonsuz, loş, kırık dökük bir merdiven. Aklımda sadece atacağım adım var bir sonraki basamağa.. Ve belirsiz bir ışık süzmesi var yukarıda: Ne olduğunu ya da neden orada olduğunu önemsemiyorum. Ona ulaşmalıyım sadece ve aklımda yine tek şey var: bir sonraki adım. Neden, ne zaman veya neden geldim buraya? Unuttum... Çığlıklar duyuyorum bazen, ağlayışlarımın yankıları; bazen gözyaşlarımın yere ulaştığını duyuyorum ama sanrı mı gerçek mi anlamak mümkün değil. Ve bazen atlamak istiyorum sadece. Cesaret edemiyorum: Belki ödleklik, belki aldığım/aldığımı sandığım acı haz engelliyor beni. İnanıyorum: Işığın kaynağı ne kadar uzaksa o kadar büyük olmalı, öyle olmalı değil mi? Sanki ölüme yatmışım ama o an bir türlü gelmiyor gibi. Sanki araftayım - yukarı cennet aşağı cehennem; tüm o karanlığın nedeni de Tanrıçam, ruhumu üfleyen -: Pasif intihar, dipsiz melankoli. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Pasif intihar: Aşk ve melankoli sevişiyor içimde ve kalbime bıraktıkları çocuğun sancılarını çekiyorum ağır ağır. Tekrar tekrar ölüm; tekrar tekrar acı; tekrar tekrar gözyaşı... Tek vaadi o buruk haz melankolinin. "Her şey anlamsız! Keşke var olmasaydım!" dedirten; intihara sürükleyen o buruk haz. Tanrıçamın yüzüne - sonsuz karanlıkta acılı bir umut saçan ışığıyla - baktığımda aldığım o buruk haz. Ve gözyaşı: Akıyor içime yavaş yavaş melankolik damlalar. Yaramı deşe deşe ve öldüresiye. Ve boşluk: Var olmamanın verdiği muazzam haz; en büyük tepki belki kendime verebileceğim; belki kurtuluş: Özgür kalmanın tek yolu değil midir intihar? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yüzüm, ifadesiz bir maske olmalıydı ancak. Beni yansıtmalıydı sadece. Hüzünlü ve ağlayan: ama ifadesiz. O'nun - yok olması gereken - güzelliğine tepkisiz kalmalıydı. Boş ve ıslak, lanet bir maske. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 (Doğuştan) Kör gözlere sığındım ve seni izledim ebediyeti kucaklayarak - neye sarıldığımı göremeden-. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Sana bu kadar yakın olup da seninle hiç konuşamamak: Köre sessiz film izletmek kadar anlamsız; Güneşin, gözlerini kör ettiği adam tarafından betimlenmesi kadar kutsal. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Bir ağız dolusu kan yutmak gibi melankoli. Önüne geçilmez püskürtme isteği; yuttukça azalan kan yoğunluğuyla gelen halsizlik; bir yandan mide bulantısı, bir yandan da kandan aldığım o buruk tat. Kaldıramıyorum tek başıma bu yükü ve haykırmak istiyorum Tanrıçama kudretli(?) aşkımı, gözlerim yaşlı. Tüketiyor, yıpratıyor kalbim ruhumu. Ve tiksiniyorum kendimden bu hale geldiğim için; onu sevme cüretini gösterdiğim için. Ama kalbimin acısıyla gelen o buruk, muazzam haz; bir ışık hüzmesi olup aydınlatıyor sonsuz boşluğumu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Kollarında ölmek istiyorum, sessiz ve yaşlı gözlerle; yakınında olmanın verdiği kutsal huzurla. Bu iyiliği yapar mısın bana Tanrıçam? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Acı dışında tattığım tek şey, seni uzaktan vermenin verdiği o buruk haz. Melankolinin tek vaadi. Şeytanla anlaşmak gibi aslında: Ruhuma tecavüz ediyor bunun karşılığında melankoli ve içime bıraktığı çocuğun sancılarını çekiyorum ağır ağır. Tek vaadi melankolinin o buruk haz, seni uzaktan sevmenin verdiği. Git gide kötüleşiyor her şey: Yavaş yavaş kaybediyorum akıl sağlığımı, yavaş yavaş uzaklaşıyorum gerçeklikten. Yıpranıyorum. Masallarda, şarkılarda betimlenen harikalar diyarını aramaktayım hala aşk adasında; ufukta kısık bir ışık, önümde uzun ve puslu bir bataklık var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2011 Çoğu zaman, kollarında ölüme yatmak istiyorum sadece. Var olmamak, sonsuz hiçlik senin ıssız güzelliğinle çekilebilir ancak. Ölüme yatmak: Tanrısal güzelliğine bakarken kaybolup bir daha bulamamak kendimi. Hiçbir zaman, seninle birlikte olduğumu hayal edemedim, yapamadım işte: Sen beni Tanrıçamdın ve bir Tanrı olmayı istemek büyük bir küstahlık olurdu. Yine de denedim: Farkettim ki Tanrı olacaksam baştan yaradılmalıydım. Her parçam yok olmalı senin zihninde tekrar oluşmalıydı. Farkettim ki ancak sen beni seversen ölümsüz olabilirdim. Farkettim ki bu imkansızdı. Sen benim Tanrıçamdın ve ben bir Tanrı olamadım. Kendimi öldürmem yaşatılmak istememden. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2011 YAĞMUR I Konuşur(/Ağlaşır) doğa benimle yağmur altında Ve koyu yeşil / Ve Tanrı / Teselli eder beni Damlalar özellikle bozar tüm yansımalarımı Ağlamayı paylaşırım(mak) doğayla. YAĞMUR II Bir donanma gibi konuşlanır yağmur öncesi Tanrının gemileri ufukta Ardınfan melankoli boşaltırlar yalnızların başlarına Ve sanrılar gösterir yağmur Küçük gölcüklerin yansımalarında ---------------------------------------------------------------------------- En kutsal sayrılıktır Melankoli Ve Tanrı da rüyalarında konuşabildiğin sevgili ÇOCUK Sadece rüyalarında mutlu olabilen bir çocuk düşünün, yağmurdan başka ne uzaklaştırabilir onu başına yıkılmış gerçekliğinden? ÖLMEK ONUN İÇİN Ölmek onun için Ve hiç utunamayacağı bir anıya dönüşüp o ölene kadar onunla yaşamak Sessizce onu izlemek, ağlamak yine ama onunla olmak ölümsüz olmak belki de Ve cennetine kavuşmak sonunda Kimsenin vaat etmediği Ve cehennemine düşmek ayrıca Tüm suçsuzların acı çektiği Onun aklına, kalbine gömülmek Var olmak sonsuza dek Güzelliğinde Güzelliğinin fısıldadığı melodiyle Kül olmak masabaşındaki kavonozda Onunla sadece anında yaşayabiliyorken Onun anısında yaşamak O ağladığında onunla ağlamak Ve o güldüğünde ağlamak yine. ---- Düşmüş meleklerin düşük sesli çıldırışları(/çığlıkları)ymış(/ndanmış) kar taneleri: Onu gülümserken gördüğümde anladım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.