nevermore Oluşturma zamanı: Nisan 14, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 14, 2011 Vermeer’in “The Guitar Player” isimli 2 milyon sterlin değerindeki tablosu IRA tarafından çalındığında, İngiltere’nin en tanınmış ve başarılı psişik dedektiflerinden biri olan Nella Jones olayla ilgili ipuçlarını hissetmişti. Hiç tereddüt etmeden, polisleri göle atılmış bir alarm mekanizmasına ve resmin çerçevesine götürmüştü. Sonradan resmin bir mezarlıkta ortaya çıkacağını hissetmişti ve öyle oldu. Dedektif Bayes “Bunun sadece iki cevabı olabilir” demişti. “O ya soyguna katılmıştı ya da gerçekten psişik yetenekleri vardı.” Nella Jones o kadar başarılı ve etkileyici olmuştu ki polis onu nerdeyse suça teşebbüs ettiği gerekçesiyle tutuklayacaktı. Sonradan, onun suç ortaklığı yapmadığını hiç şüphesiz bir şekilde belirlediler. Dedektif Neil Prat ve dedektif Bayes, ITV televizyonunun “Garip ama Gerçek” adlı programında, Nella Jones’un polis kuvvetlerine yardımcı olduğunu kamuoyu önünde doğrulamışlardır. Nella, Metropolitan polisinin kendisini “defalarca” yardıma çağırdığını belirtmektedir. Nella Jones’un daha önceden de birçok başarıları vardı. Tahminen en ünlü olanı, Yorkshire katilini belirlemiş olduğu vakadır. Çeşitli kereler, bir Yorkshire Post gazetesi muhabiri olan Shirley Davenport’la konuşmuştu. Bu hikaye gazetede yayımlanmamıştı ama Peter Sutcliffe’in tutuklanmasından sonra Shirley Davenport, Nella Jones’un durugörü vizyonlarının gerçek katile uyduğunun farkına vardı. Notlarını saklamıştı ve bunları tekrar gözden geçirebilmişti. Tutuklamadan 16 ay önce, Nella Jones caninin Peter isminde bir kamyon şoförü olduğunu ve şoför mahallinin kenarında “C” harfiyle başlayan bir isim gördüğü söylemişti. Aynı zamanda onun Bradford’ta kaldığı sokakta 6 numaralı büyük bir evde yaşadığını belirtmiştir. Ev, ön kapıya doğru giden merdivenleri olan dövme demirli bir kapının arkasındaydı ve yolu üstünde asılı gibi durmaktaydı. Bu adam başka suçlar da işlemişti. Onaylanmamış diğer kehanetler olmasına rağmen, Peter Sutcliff’e uyan bütün bu belirlemeler Shirley Davenport’un “Bu, yaşadığım en esrarengiz deneyimdi.” demesi için yeterliydi. Bu, olasılık ve tahmin çalışmalarının sağlayacağının çok ötesinde bir şeydi. 1977’de New York’lu dedektif Rodney Roncoglio, “Sam’ın oğlu” olarak bilinen katilin kimliğini belirlemek için, Dr. Karlis Osis isimli bir parapsikolog ve onun takımıyla birlikte çalıştı. Kendilerine polis tarafından çok sınırlı bir yardımda bulunuldu ve resmi olarak onaylanmadılar. Kanadalı Tony Marmereo isimli psişik süjelerden biri telefonda, Dr. Osis’e katili yakalatacak kadar net olmamakla beraber, birçok bilgi vermişti ve bu bilgilerin Davit Barkovitz’in yakalanmasından sonra oldukça düşündürücü ayrıntılar içerdiği ortaya çıktı. Mesela Marmereo, katilin bir postacı olduğuna inandığını söylemişti; katilin çalışmış olduğu yer olduğunu sandığı bir noktayı haritada göstermişti. 366 XLA plakalı yeşil bir Ford kullandığını rapor etmişti. Davit Barkowitz bir postacıydı. Çalıştığı postane haritada işaretlenen yere yakındı (ama çok çok yakın değil). Krem rengi (burada krem rengi yerine yeşil duyulmuş olabilir, telefonda verilen bilgiler sırasında İngilizcede yeşil anlamına gelen “green” kelimesi ve krem rengi anlamına gelen “cream” kelimesinin okunuşları karıştırılmış olabilir) 561XL8 plakalı bir Ford’u vardı. Roncoglio sürücü ve aracıyla ilgili olarak bildirilen bu şeylerin eğitimli bir polisi, batıl inançlı bir hale getirebilecek seviyede olduğunu düşünmüştü. Birçok psişik süje işlenen suçların vizyonunu görmüştür ama bunlardan çok azı bu vizyonlarla ünlü olmuştur. En ünlü iki psişik dedektif de Hollandalıdır. Diğer başarılarının yanı sıra, ikisi de kaybolan insanlara yardım ede bilmişlerdi. Daha çocukken psişik yeteneklere sahip bir insan olan Gerad Croiset, bir saat tamircisine ait olan cetveli tuttuğu zaman bazı imajların farkına varmıştı; saat tamircisinin yaşamının vizyonları, gözünün önünden geçmişti. Bir parapsikolog olan Willem Tenhaeff, Croiset 36 yaşındayken onunla tanışmış ve bu Hollandalı medyomu ve onun güçlerini araştırmak için yıllarını harcamıştı. Croiset yardım ettiği insanların kendisine para ödemesini reddetmiştir ama kendisinden Tenhaeff’e rapor göndermelerini istemişti. Hollanda polisi İngiliz ve Amerikalı meslektaşlarına göre psişik hükümlere daha açıktır ve sık sık Croiset’i yardıma çağırmışlardır. Croiset Amerika’daki insanlara telefondan yardım edebilmiştir. New York’ta dört yaşında öldürülen kızın cesedinin bulunmasında ve katilinin yakalanmasında yardımcı olmuştu. Bir hadisede kendisine Kansas’tan edilen telefon üzerine, Profesör Walter E. Sandelius’a kaybolan kızının 6 günde geri döneceğini söylemiş ve kızın hareketlerini kesin olarak tarif edebilmişti. Kız gerçekten de geri döndü. 1967’de Patricia McAdam kendisini İskoçya’daki evine götürmeyi teklif eden kamyon şoförünün teklifini kabul ettikten sonra kaybolmuştu. 1970’de bir gazeteci olan Frank Ryan, olayla ilgili olarak Croiset’le konuşmuştu. Croiset, Ryan’a kızın öldüğünü söyledi ve olayın çevresini tarif etmişti. Croiset, Ryan’a kızın cesedinin nerede bulunacağını tarif etti ve kamyonun bir kısmını enkaz halinde bir el arabasına yaslanmış şekilde bulabileceğini anlattı. Croiset’nin tarif ettiği çevre ve bir el arabasının yaslandığı enkaz halindeki kamyon bulunmuştu. Detaylar tam doğru olarak sıra dışı bir şekilde tarif edilmişti. Ama kızın cesedi asla bulunamamıştı. Dedektif unvanıyla ünlenen ikinci Hollandalı ise Peter Hurkos’tur. Hurkos küçükken psişik yeteneklere sahip değildi ama bir merdivenden düşüp beyin sarsıntısı geçirdikten sonra güçleri aniden ortaya çıkıverdi. Hastaneden çıkmadan önce bazı çalışanları ve hastaları düşünceleriyle etkilemişti. Croiset gibi Hurkos da kaybolan insanlar konusunda birçok başarı elde etmiştir. Hurkos, 1958’de polisin ayrı suçlar zannettiği vakaları ilk birleştiren kişiydi. Bir taksi şoförü Miami bölgesinde vurulmuştu ve Hurkos’tan yardım istenmişti. Ölen adamın taksisine oturmuştu ve polise edindiği izlenimlerini söyleyebilmişti. Katilin uzun boylu, ince ve dövmeli olduğunu söyledi; katilin Detroit’ten geldiğini, soyadının Smitty olduğunu ve Key West’te başka bir cinayet daha işlediğini söyledi. Polis başka bir cinayetin aynı tabancaya uyan kurşunlarla işlendiğini keşfetti. Detroit polisiyle beraber vakayı kontrol ettikten sonra Charles Smith isimli bir adamı tutukladılar. Tutuklunun, iki cinayeti de işlediği anlaşılmıştı. Hurkos aynı zamanda Boston Katili yakasında da yer aldı. İlk olarak kendisine zarf içinde bulunan fotoğraflar verildi ve o, resimlere bakmadan resimlerin ne olduklarını anlattı. Zarfın içine maksatlı olarak yerleştirilmiş olan yanlış test resimlerini de belirledi. Polise cinayetlere çok uyan boğazlamalar hakkında detaylı bilgiler verdi. Bu detaylar halk tarafından bilinmiyordu. Kurbanları ve onların nasıl öldüklerini tarif edebilmişti. Her nasıl olduysa boğazlamalardan sorumlu olduğu zannedilen Albert De Salvo’yu (aynı zamanda şizofren) belirleyememişti. Hurkos katilin Thomas O’Brien olduğunu (bu onun takma adıdır) onun bir mektubu sayesinde belirlemiş. Belirlemeleri tahminen hatalı olmasına rağmen, onun almış olduğu izlenimler O’Bnien’in hayatı, görünüşü, işi ve kısmi eğilimleri hakkında hiç şüphe götürmeyecek türdendi. Suzanne Padfield psişik yeteneklerinden dolayı parafizik laboratuarında yıllarca testten geçirilmiştir. Telepati, psikometri ve psikokinezi yetenekleriyle, laboratuarın yöneticisi olan Benson Herbert’i çok etkilemişti. En başarılı sonuçlardan birini: kendisinden Moskova yakınlarında 9 yaşında birini bulması için yardım istediğinde almıştı. Suzanne Padfield’e bir fotoğraf ve kızın bazı el yazıları gönderilmişti. Suzanne bunları aldıktan sonra vizyonları hızlıca akmaya başlamıştı. Kızı paten sahasında iri bir adamla konuşurken, sonra adamın evine yürürken görmüştü. Adamın kızı boğazladığı, vücudunun içine mavi bir şey akıttığını ve sonra kızın vücudunu nehre attığını görmüş. Suzanne bu bilgiyi, katilin iyi bir tarifiyle birlikte Rus parapsikolog Victor Adamenko’ya iletti. Polis birçok şüpheliyle görüşme yaptı. Bunlardan biri Suzanne’in tarifine uyuyordu. Polis onunla tekrar görüşme yaptı ve bu kadar detaylı açıklamalarla onun karşısında durunca o da suçunu itiraf etti. Birçok psişik dedektif, psikometriyi, kendilerine bilgi sağlayan izlenimlere giriş yolu olarak kullanmaktadır. Psişik süle, işlenen suçlara veya kayıp insanlara ait eşyaları elleyerek vizyonlar görmekte veya hissetmektedir. Örneğin Croiset kendisine, ailesi Patricia McAdam’ın İncilini gönderdiklerinde, daha çok bilgi elde etmiştir. Her şeye rağmen psişik dedektifler bütün suç vakalarını çözememektedirler. 1980 ve 1982’de Georgia, Atlanta’da bir çocuğun cinayetini araştıranlar, sözde psişik süjelerden l9.000’in üzerinde mektup almıştır. Polis bu bilgilerin analizini yapmakta oldukça zorlanmıştı. Ama bunların hiç birinin cinayeti çözmeye yardım edemeyeceği sonucuna vardı. Tahminen toplum tarafından duyulmuş bir olay, bir şekilde bu tür psişik yeteneklere sahip olduğunu zanneden ama aslında böyle bir kabiliyeti olmayan insanları da ortaya çıkarmaktadır. World’s Greatest Unsolved Mysteries ‘den çeviren: Burak ERKER Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
purplewind Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2011 ne onurlu meslek! hem psişiksin hem de bu özelliğinle suçluları yakalıyor insanlığa hizmet ediyorsun. Amerika'da da özellikle cinayet vakalarında medyumlardan yardım alınıyormuş bizde nerdeee böyle şeyler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.