Jump to content

Önerilen Mesajlar

Bir kaç aydır ara ara hatta bu aralar sık sık zombi (veya benzeri bir tür) istilası görüyorum. Rüyalar genelde sığınaklarda yada sığınak arayışıyla geçiyor. Korku, gerilim vb benzeri uyduruk filmleri izleyebilen birisi değilim. Onlardan etkilenmiş olamam. Belki mürteci kontrollü mülteci istilasının, bilinç altımdaki tezahürüdür.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Rüyamda mezarlıktayım mezarların çevresi beyaz mermerlerle çevrilmiş üstlerindeyse ''Onlar'' yazılmış bir pankart asılı , başka tarafa bakıyorum benzer mezar üstünde ''O'' yazıyor bir başkasında ''Bunlar''. Mezarda yatanların aynı uğraş için öldüklerini biliyorum ama neden ayrıştırıldıklarını anlayamıyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

uykuda değil, gündüz, zihnim açıkken gördüğüm bir rüya var bu aralar... bir kanyon yada uçurumdan düşüyorum. ne gökyüzünü ne yeryüzünü görmekteyim. sadece düştükçe yanımda uçurum duvarlarının yükseldiğini gözlüyorum. hava akımını yüzümde hissediyorum. hava gün batımı gibi kızıl-sarı arası.. düşüş hiç bitmiyor sonu gelmiyor

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Rüyamda mahsen gibi duvarları olan evlerin ve kafelerin olduğu yerlerde geziyordum. Turistik bir gezi gibiydi. Neyse bir binaya giriyorum ve görevli yoga yapıyorlar aşağıda arka bahçede herkes diyor. Bende aşağı bahçeye iniyorum. Kocaman yeşillikleri olan bir bahçede herkesin üstünde kostümler var,makyajlar yapılmış böyle korkunç gülümseyen yüz ifadesiyle bana bakıyorlardı. Burda gitmek istiyorum diye bağırıyorum telaşlanıyorum. Ama herkes gülümsüyor sadece yoga yapmaya çalışıyorlar. Kaçsam kaçabilirim ama gidemiyorum ve paydos ediyorlar. Herkes yoga eşini kokuna takmış dağılıyorlar. Biri bana dokununca güya musallat oluyormuş. En sonunda kostümlü bir kadın bana dokunuyor ve musallat oluyor. Cin misin diye soruyorum ama yüzündeki o ablak gülümseme ifadesi hiç bozulmuyor. Çok korkuyorum. Yarı uyanık yarı uykulu haldeyim çok iyi biliyorum sesim çıkmıyor kaçamıyorum, sol tarafım kollarım falan uyuluyor elektrik çarpması gibi. O an uyanıyorum işte. O kadar etkiledi ki bu beni çok korkmuştum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bunu yorumlayabilirseniz çok sevinirim.

 

Rüyamda lisedeki ilk ve son sınıfı okuduğum sınıfta formasyon sınavına girecektim. Sınav kağıtları dağıtıldı. Bir soru, eskilerden bir diziyle alakalıydı. Diğer iki soru iki şarkıyla alakalıydı. Birisi Sweet Dreams üzerinden bir soruydu ve sürekli o şarkıyı duymaya başladım rüyamda. Fakat bu şarkıdan da nefret ederim. Diğer şarkı ise Ironman üzerindendi fakat o şarkıyı sevmeme rağmen haftalardır onu dinlemiyorum. Onu da duymaya başladım. Sıraların arkasında küçük karelerden oluşan dolaplar, onların içerisinde de küçük eski tip televizyonlar vardı. Baştaki televizyondan Sweet Dreams çalıyordu. Diğer televizyondan adını bilemediğim çok eski bir dizi yayınlanıyordu. Alttaki televizyondan ise Ironman çalıyordu.

 

Not: Bir wicca adayıyım ve o rüyayı görmeden birkaç saat öncesinde bir karabüyü üretmeye çalıştım. Ayrıca, bazı rüyalarım bir mesaj içerebiliyor ve mesaj kiminle alakalı olursa, o kişiye rüyayı anlattığım gün ölümden dönüyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İskenderun da zombi salgını vardı. Halk ölülerden kaçmak için akın akın koşarak Arsuz istikametine koşuyor. Abim yerde yatıyor. İskenderun'dayız, evde. Yabancı ama bizim evimiz. Annem abimi uyandıracak. Anneme "Abimi uyandırma dirilebilir." diyerek onun zombiye dönüşmesinden korkuyorum. İkimiz de ayaktayız annemle. Abim üzerinde battaniye, yastık ile kuru yerde yatıyordu. Akşamdı ve o an odanın içinde lamba ışığı ile aydınlık gibiydi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

rüyamı anlatmadan önce söylemem gereken şeyler var. öncelikle ben iskambil falı bakıyorum ya da baktığımı düşünüyorum.daha önce herhangi birinden ders ya da öğreti almadım fallarla alakalı. küçükken ablam arkadaşlarıyla oynardı ben de izlerdim.kartların hepsinin anlamını bilmiyorum.fal bakacağım kişi ben desteyi kardıktan sonra dilek tutarak keser ve ben başlarım.başladıktan sonra iç güdülerime göre hareket ediyorum desem doğru olur. çünkü nerden geldiğini bilmediğim şeyler kafamın içini doldurur hemen. ben de bunları söylerim ve hepsi doğru çıkar. karşımdaki kişinin ruh haline bürünüyorum fal bakarken. onlar stresli ise ben de öyle oluyorum. bu fikirlerin nereden geldiği konusunda cidden hiçbir fikrim yok. eğer sizin bir fikriniz varsa gerçekten duymak isterim,beni mutlu edersiniz.şimdi rüyamı anlatabilirim. yorumlayabilirseniz sevinirimrüyamda güya gerçek hayatta çok sık gittiğim bir kafeye gidiyorum ama kafeyi daha önceden hiç görmedim. sahipleriyle de baya samimiymişim. neyse gittiğimde kafenin sahibi kadın cama satılık ilanı asıyordu. görünce üzüldüm ben de baya. yapılacak bir şey var mı yapayım hemen kafe kapanmasın gerekirse fal bakarım dedim. kadın da dalga geçer gibi bana bakıp ilk önce bana bak da test edelim seni dedi. ben de tamam der demez ikimiz bir anda masaya oturduk ve önümde kağıtlar belirdi ve fal bakmaya başladım. fal bakarken kadına kız kardeşi ya da kız çocuğu olup olmadığını sordum, kadın biraz dehşete kapılarak evet bir kızım vardı ama öldü dedi. hemen sonra önümüzde o bahsettiği ölü kızının mezarı belirdi. ama ben mezarla yalnız kaldım kadın kayboldu yanımdan. neyse çocuk çok da büyük değilmiş bebekken ölmüş. mezara dokundum ve mermerler çatladı. sonra ellerimle mermerleri itip açtım mezarı. bebeğin iskeletinin olduğunu görüyorum ve elime kafatasını alıyorum. ama öyle iskelet gibi değildi bu kafa. porselenden yapılmaydı ve gözleri,burnu,dudakları ve kulakları oyulmuştu. oyuncak bebek kafasıydı resmen. hatta yüz çevresi elmas mı desem pırlanta mı desem bilemiyorum ama kıymetli beyaz ve parlak taşlarla ince ince donatılmıştı. kafayı hayranlıkla inceledim ve elimde bir tur döndürdüm. sonra bu kafa gerçek bebek kafasına dönüştü ve burnu kanamaya başladı. ardından uyandım.bu rüyama hiç anlam veremedim, belki de anlam verilecek bir şey değildir. tabi sizin görüşünüzü de merak ediyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Son zamanlarda tekrar tekrar aynı rüyayı görüyorum. Yaşadığım yerde bir terör örgütü var. Korkunç bir örgüt. Savaş çıkmış ve bu örgüt herkese fikirlerini kabul ettirmek istiyor. Örgütün üyesi kadınlar beyaz bir çarşaf giyip kafalarına siyah bir çaput bağlamışlar. Bu teröristler tarafından takip ediliyorum. Onlardan kaçıp evin kilerine saklanıyorum. Bu teröristler evin duvarlarından geçebiliyorlar. Ama bana zarar veremiyorlar. Onların istediklerini yapmayıp, kaçmaya çalışıyorum. 3 4 kez bu rüyayı benzer şekillerde gördüm. Çok garip ve fantastik :) Bilinçaltımla da ne tür bir ilgisi olabilir? Savaş vb. Bir olay yaşamadım. Spritüel uyanış, varlıklar vs. Konularıyla bir ilgisi olabilir mi acaba?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir kız arkadaşımın rüyasıdır. Varsa yorum yapabilecek ehli bir kişi yardım rica ediyorum. Onun ağzından yazıyorum.

 

"Kalabalık bir trenin üstünde yolculuk yapıyoruz. Bir sürü insan var. Ben trenden düşüp ölüyorum. Teneşir'e (ölü yıkama yeri) götürüyorlar beni. Yıkıyorlar, hepsini görüyorum ancak konuşamıyorum. Oradaki kadınlardan biri kefenimi hazırlıyor, bembeyaz bir kefen. Yine orada bulunan başka bir kadın diyor ki "Yazık kıza, yarında düğünü vardı." Kefeni hazırlayan kadın cevap veriyor "Düğününde bu kefeni giyecek." ."

 

Sonrasında uyanmış, başında annesi varmış, sayıklıyordum sanırsam ki gelmişti başıma diyor. Fikri olan varsa paylaşırsa benimle sevinirim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben yeni başlayanlardanım.. Hayatımın her anında hep mucizeleri yaşadım ya da bende bir gariplik olduğunun farkındaydım. Fakat tam da şu anda öğrenme yolundayım. Uzun zamandır görüşmediğimiz bir arkadaşım mesaj attı, rüyasında dün beni görmüş. Onların evinin karşısında oturuyormuşuz. Ay ışığı tablosu yapıyormuşum geceyken, yanımdaysa kedi ve köpeğim varmış. Aşağıya inmişler onlar ve arkadaşım kedimi seveyim demiş ama onun elini ısırmış. O da içsinler diye bir kap su koymuş.

Bana sanki bir anlamı olan rüya gibi geldi fakat yorumlamasını bilemiyorum.. Bilenleriniz varsa yardım edebilir misiniz...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

iyi günler,rüyamda icinde bulundugum ve meslegim olmayan bir isten istifa ettim, ani yapmisim birden, biraz pismanlikla.ve karsi taraf da istifa dilekcesini getirmis, sanki razi olmus gibi. biraz burukluk varmis, ve biraz sasirmisim karsi tarafa.bu olaydan sonra yiyecek birsey ararken, kartonunda hazir pizza varmis, onu isitip yemisim. üzerinde yesillik varmis.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Merhaba, burada ilk defa bir şey anlatıyorum ya da daha doğrusu danışıyorum yaklaşık 1.5 yıldır bu siteyi kullansam bile. Danışacağım konu şu: Rüyamda hep aynı kişiyi görüyorum. Yani hep demeyeyim ama sıklıkla. Kendisine bir şeyler hissediyorum ancak olay o değil. Ben bu kişiyi hayatımda hiç görmedim. Ona benzer elbette insanlar var ama hiç tanıdığım yok onun gibi. Her gördüğümde aynı kişiliğe sahip aynı tipte görünüşte bir insan ve onun da bana çekildiğini hissediyorum. Telepatik rüya diyorlarmış sanırım aramızda bir bağ olduğundan ikimiz de birbirimizi görüyor olabilirmişiz. Bu konuda ne yapmam gerekiyor? Şimdiden teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben sadece az rüya görmek, her gördüğüm rüyanın ardına uyanmamak ve her gördüğüm rüyayı hatırlamamak istiyorum. Beynim çöplüğe döndü. Gerçek ile rüya arasında gidip geliyor. Gördüğüm tüm rüyalar inanılmaz gerçek gibiler. Uyandığım da bir süre kendime gelemiyorum. Inception'ı yaşıyorum resmen.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dün sabah gördüğüm rüyayı buraya not düşmek istedim.Belki tanıdık semboller birilerinin dikkatini çeker ve bana yorum yapma şansı yaratır umuduyla:

 

Evde biraz endişeli bir şekilde düşünüyorum.Kafam çok meşgul.Ama neyle?Hiç.Ama meşgul yine de.

Odamın kapısı açılmış, kapatmak için ayağa kalkınca koridorda kardeşimle yakın arkadaşımı görüyorum.Kardeşim telefonda birisiyle konuşuyor.Kiminle konuştuğunu biliyorum.Ne olur idare edin.Ne olur beni sormasın.Şimdi onunla uğraşamam. Ama ısrar ediyor, benimle konuşmak istiyor.Sıkılarak telefonu alıyorum.Görüntülü arama aktif.

 

-Ne haber C.....

diye soruyorum rahat gözükmeye çalışarak.

Telefondaki gülüyor.

-İyi bak yüzüme.Sence ben C.... miyim?

 

 

Dikkatle bakıyorum ve gerçekten de o tanıdığım kişi değil.Adını soruyorum.Söyleyemeyeceğini söylüyor.Önce bunun bir oyun olduğunu sanıyorum.Sonra kendim hakkında ve kim olduğumla ilgili hikayenin büyük kısmını unuttuğumu fark ediyorum.Adımı bile hatırlayamıyorum.Görüntülü konuşma bir anda yolda yan yana yürüme halini alıyor.Biraz salaş bir Akdeniz beldesinde usul usul yürüyoruz.Bir üçyol ağzına kadar birlikte yürüyoruz ve havadan sudan konuşuyoruz.Bana 8-9 tane kağıt veriyor.O an yüzüne dikkatle bakıyorum.Dünyanın derdi bu genç kadının omuzlarında adeta.Kağıtlara renkli kalemlerle yazılar yazmış ve yazılı tarafı dışarıya bakacak şekilde dörde katlamış hepsini.Bunları okumamı istiyor.Hepsini okuyacağıma söz veriyorum.Okuduğum her kelime beni hayrete düşürüyor.Bunları uzun uzun okumak istiyorum ama fazla vaktim yok.Üç yol ağzına vardığımızda kağıtları geri veriyorum.Başka zaman mutlaka okuyacağımı, şimdi vaktimizin kalmadığını söylüyorum.Sadece bir an gülümsüyor.Sonra eski mutsuz haline dönüyor.O sola dönüyor.Ben düz gidiyorum.200-300 metre ileriden sağa dönüyorum.Patika gibi küçük bir yola giriyorum.Burası butik otel benzeri bir yer.Birkaç adım atınca mekanın tabelası beliriyor:”Lotus Ağacı”.

 

 

*****Mekana doğru yaklaşırken bir gürültüyle uyandım.Kalktım, su içtim.Caddeden iş makinası olduğunu tahmin ettiğim çok gürültülü bir araç geçiyordu.Ama ne olduğuna bakmadım.Sabahın 7’sinde çok anlamsızdı burada olması.Neyse ki sesler kesildi bir süre sonra.Tekrar uyudum.*****

 

Rüya kaldığı yerden devam ediyor.”Lotus Ağacı” denilen mekana giriyorum.Girişte restoran ve cafe var.Eski püskü ama huzurlu bir yer.Evet şimdi tanıdık geldi bu yer.Tam şurada, baş köşede küçük bir masam vardı.Orada hep oturup bir şeyler içerdim.Ama şimdi orada büyük bir masa var.Ve yabancı birileri oturuyor.Ve bu canımı sıkıyor nedense.Beni tanıyan oldukça uzun boylu garson hızlıca yanıma geliyor, istersem benim hep oturduğum küçük masayı şimdilik ortada bir yerlere koyabileceğini söylüyor.

 

 

-Evet evet .İstemem mi hiç...

 

 

diyorum ama bu bir şaka.Gülmeye başlıyor.Sonra bu lafımı herkese anlatıyor.Müşteriler bile abartılı şekilde gülmeye başlıyolar.Ben ise mutfağa giriyorum.Orada tombiş bir teyze var.Ayrıca müdür olduğunu sandığım, 1920’li yıllardan kalmış gibi giyinen , bıyıklı bir adam daha var.Şiddetli rüzgarın birazdan Lotus Ağacı’nı yok edeceğini söyleyip panik yapıyorlar ve içeride çılgınca koşturuyorlar.Hava sirkülasyonu için otelin bahçe duvarlarına açılan boşluklardan içeriye yaprak parçaları savruluyor.Üstleri yemyeşil yapraklarla adeta boyanıyor ikisinin de.Bana bunun aslında insan parçaları olduğunu söylüyorlar.Birşeyler yapmamı bekliyorlar sanki.Ben umursamıyorum.Bu halleri bana komik geliyor sadece.Israrla tekrarlıyor adam:

-Lotus ağacı yok oluyor!Çok zaman kalmadı!

Mekanı önce dışarıdan görüyorum.Sonra bahçe çitlerini görüyorum.Gerçekten, havalandıma deliklerinden içeriye insan ve ağaçların sürüklendiğini görüp çok az tedirginlik hissediyorum.Ardından tüm mekanı tepeden görüyorum.Birbirine küçük patikalarla bağlanmış küçük binalardan oluşan bu tatil kompleksi, biraz daha yükseldikçe diğer otellerle de tek kare haline gelip bana Şirin Köyü’nü anımsatıyor.O sırada uyanıyorum. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Belki bir manası yok ama çok ilginç bir rüya gördüm. Önce bir kaç gerçekle başlayayım ki eğer bir manası varsa bunlarla birlikte yorumlanması gerekir belkide... Sevdiğim kadın benden uzakta bir şehirde yaşıyor. Bir dönem için beni sevdiğinden emindim ama son dönemde benden aşırı şekilde uzaklaştı. Ve buna bir çözüm üretemiyorum. Neyse... Gelelim rüyaya:

 

Rüyamda bu kadınla aynı apartmanda oturuyorum. Kendisi benim alt katımda yaşıyor ancak evlenmiş. Bilgisayar, telefon gibi dijital iletişim araçları ile görüşüyoruz ve bana eşini sevmediğini, zorla evlendirildiğini, zulüm gördüğünü söylüyor. Neden bilmem dizüstü bilgisayarımı (gerçekte dizüstü bilgisayarım yok sadece masaüstü)alıp alt kata iniyorum ve kapısının önüne bağdaş kurup oradan yazışmaya devam ediyorum. Kapıyı açıp, evin içinde kalacak şekilde, kapı eşiğinin hemen arkasına bir sandalye koyup karşıma oturuyor ve kucağına dizüstü bilgisayarını koyup benimle yazışmaya devam ediyor. Onu görmek, onun karşısında olmak, onunla yazışmak beni mutlu ediyor o an. Derken onun arka sağ tarafından eşi çıkıp geliyor. Uzun boylu, yapılı, esmer, siyah sakalları ve gür saçları olan bir adam. Ortada ne döndüğünün farkına anında varıp feci bir şekilde sinirleniyor. Üzerime gelmeye başlıyor. Sevdiğim kadın "Kaç! Sonra gel kurtar beni!" diyor. Koşmaya başlıyorum. Önce yeşil bir bahçeden geçiyorum. Bir sitenin bahçesi gibi bir yer. Etrafta çocuklar için kaydırak, salıncak gibi şeyler var. Adam arkamdan gelmeye devam ediyor mu etmiyor mu emin değilim. Derken kendimi metro istasyonu gibi bir yerde buluyorum, yer altı kısmında. İki ablamı görüyorum orada. (Gerçekte iki ablam var, onları görüyorum.) Onlarda bana kaçmamı söylüyorlar ama tehlikenin ne olduğunu bilmiyorlar gibi bir ifadeleri var. Kaçış yolunu göstereceklerini söylüyorlar ve koşmaya başlıyorlar. Metro raylarına atlayıp tünel içine doğru koşuyorlar. Tünel kenarlarından bir insanın ancak sığabileceği boşluklar var ve oralara girip yukarı bakınca çıkılabilecek dar platformlar olduğu gözüküyor. Ablamlar o platformlara sıçrayıp, tutunup, barfiks yaparcasına kendilerini yukarı çekiyorlar. Bende peşlerinden aynısını yapmaya başlıyorum. Ancak her seferinde bir metro treni geliyor oluyor ve bu beni telaşa sevk ediyor. Tren beni ezebilir mi bilmiyorum ama telaşla yukarı çekiyorum kendimi. Bir bakıyorum ablamlar rayların karşısına geçmiş, başka bir boşluktan yine yukarı tırmanıyorlar. Peşlerinden gidip aynı şeyi yapıyorum, yine tren yine telaş... Bir kaç kez böyle çıktıktan sonra metro durağı (yine yeraltı) diyebileceğim bir noktaya geliyoruz. Bu daha ne kadar böyle sürecek diye ablamlara sorarken uyandım...

 

Uyanır uyanmaz telefonuma ana noktaları not ettim. Ancak sevdiğim kadının "eşiyle ve babasıyla kavga" diye not almışım. Şimdi ne kadar zorlarsam zorlayayım kendimi baba figürü kimdi, nereden geldi, nasıl bir kavgaydı hatırlayamıyorum. Fiziki bir kavga hiç canlanmıyor kafamda, eşi ile bile sözlü kavga olmuştu. Gerçi yakalasa döverdi muhtemelen ama :D ...

 

Varsa yorumlayabilecek dinlemek isterim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hayatımda ilk kez çocukluğum geçtiği evi gördüm rüyamda. Neredeyse gördüğü tüm rüyaları hatırlayan biriyim ve başka şeyler düşünüp yatmış olmama rağmen o evi görmek bana çok tuhaf hissettirdi. O evi ve içinde yaşadığımız herşeyi unutmuştum. Garip hissettim bir süreliğine.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...