mewtwo Oluşturma zamanı: Haziran 14, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 14, 2011 Vücudun Kimyasal ve Elektriksel Durumu, Beden-Ruh-Seyyalevî Bağ Bir virüs gözüyle insan vücudu, kocaman bir molekül yığınıdır. İnsan vücudu aynı zamanda birçok kimyasal bileşikler de ihtiva eder. Vücudun büyük bir kısmı sudur. Mümkün olsaydı da bir virüs ile konuşabilseydik, bize kumsala çarpan su moleküllerinden bahsederdi. Bu dersimizde genellikle vücuttaki kimyasal maddelerden ve dolayısıyla hâsıl olan elektrikten bahsedeceğiz. Hepimiz biliyoruz ki, belirli şartlar altında metaller, karbon ve kimyevi maddeler elektrik meydana getirmek üzere reaksiyona girerler. Beynimiz, kendi elektriğini kendisi meydana getirir. Vücudumuzda çinko gibi metaller bulunur. Esasında karbon molekülleri bulunduğunu da hatırlamalıyız. Bol miktarda su ile magnezyum ve potasyumda vardır. Bunlar elektrik cereyanı meydana getirecek şekilde bir araya gelirler. Bu elektrik akımı çeşitli aletle ölçülebilmektedir artık. Hiç şüphesiz ki beynimiz ruh tarafından yollanan mesajlara karşı alıcı bir istasyondur. Bu organımız aynı zamanda verici görevini de üzerine almıştır. Dünyada öğrendiğimiz dersleri edindiğimiz tecrübeleri ruha gönderir. Bu mesajların gelip-gidişi seyyalevî bağ (silver cord) vasıtasıyla olmaktadır. Seyyalevî bağ gerçekten çok yüksek frekansta titreşimler yayan moleküllerden meydana gelmiş ruh ile beynimiz arasında bir irtibattır. Dünya üzerindeki bedenimizi, uzaktan kontrol edilen bir cihaza benzetebiliriz. Onu kontrolü altında tutan ruhtur. Dünyaya inemeyen ruh, bedenini buraya gönderir. İşte o beden dünyadaki “biz” iz. Dünyada bu beden vasıtasıyla edindiğimiz her tecrübe, işittiğimiz her şey bütün düşüncelerimiz ruh hafızasına nakledilir ve kaydedilir. Bazı insanların, şuurlu olarak aldıklarını söyledikleri, sezgi ve ilhamlar ruhundan direkt gelen tesir ve mesajlardır. Bu mesaj ve tesirler seyyalevî bağ vasıtasıyla gelmektedir. Seyyalevî bağı, yeni doğan bebeği annesine irtibatlayan göbek bağına benzetebiliriz. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi, seyyalevî bağı meydana getiren moleküller, oldukça yüksek frekanslarda titreşim yaparlar. Bu bakımdan normal beşer gözüyle görülmez. Hayvanların çoğu bunu görebilmektedirler. Zira onların gözleri bizimkilere nazaran daha yüksek titreşimli ışıklara da hassastırlar. Aynı şekilde onlar insan aurasını da görebilmektedirler. Dünyada yaptığımız her şey ruh tarafından bilinir. Eğer doğru yoldalar ise insanlar spiritüel varlıklar olmaya çalışacaklardır. Esas olarak böyle bir gayret içinde bulunmak, dünya üzerindeki vibrasyon sınırımızı genişletmeye çalışmak, demek olacaktır. Aynı zamanda seyyalevî bağ ile ruha bağlı olduğumuz için onunda vibrasyonel seviyesinin yükselmesine yardım etmiş olacağız. Ruh, kendinden bir parçayı maddi âleme, bir beden içine gönderir. Bundan maksat tecrübelerde bulunmaktır. Yaptığımız her iyi şey, dünyevî ve astral vibrasyonumuzun yükselmesine sebep olur. Fakat bunun aksine her menfi davranışımızın bizi bir derece küçük frekansa indirdiğini bilmekte fayda vardır. Bütün mesele vibrasyonlarımızın yüksek frekansta ve bu maddi âlemde elde ettiğimiz bilgileri ruha aktarmaktır. Bazıları şuurlu olarak ruhla irtibat kurmak isterler. Bu, uzun çalışmalar isteyen oldukça zor bir iştir. Tekâmülün bu devresinde (madde âlemindeyken) böyle güç bir işi başarmaya çalışmak biraz yersiz olacaktır. Zira bunu böyle birkaç derste başaracağımızı sanmıyorum. Beklide en azından 10 yıllık bir çalışma gerekecektir. Birçok insan hemen ister ki, üstatların yıllarca süren çalışmalarından sonra elde ettiklerini, birkaç derste öğreniversinler. Her şeyden önce bu bir liyakat ve iman işi olacaktır. bu kitabı ben cok beğendim sizinlede paylasmak istedim:) 1.derside en yakın zamanda paylasıcağım biraz karışık oldu ama k.bakmayın artık d&r mağazalarında mevcuttur:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.