Topal Kırkayak Oluşturma zamanı: Temmuz 1, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 1, 2011 -Yara? - eğilip alıyorum, hiç sevişmemiş bir gelinin rahminden tesellinin naftalin kokan çeyizini. “oku” biraz sezaryan, göbeksiz doğmuş çokca kan parçasıdır bu. -gece düşmüş yüzüne yüzünün yarısı yanık- sarhoş gepetto, hayata kızgın kızılcık dalı odundan gelinlik yontuyor masallara. can veriyor al duvağa katarlar. “seni hiç sevmiyorum” dedikçe uzayan yolculuklar. insanın içini kaldıran bir salya gibi düşüyor nostradamus' un ağzından ulvi avlulara zaman. yalanlar... günahım çok duam yok. -sesi ilk gördüğün yerde yüzüne tükür- rapunzelin sirokosuna ait şatosunun inşasında çalışan işçinin hayalleri üzerinden geçiyor sana gelen göçmen ve abus yollar. beni öptükçe uzuyor saçların. seni öptükçe burnum. şato. bahçesi mor söve dolu şato. terkedilmiş bir şehirdir aslında o. büyük gözlü bir kadının ince kolları gibi sarılıyor taşa o bahçede dikenli sarmaşıklar. dikenli aşklar.. şato, annesi ölü bir rüzgar gibi esip geçiyor içi prens repliklerine ait kemiklerle dolu ergastula' dan tarih sevgilim kızlığını zengin bir kuyumcuda bozduran tarih aslında rapunzelin lösemi olduğunu, hiçbir ölü prensin alnına yazmıyor. -düş erimi- heidi gidelim haydi gidelim. bir peter bulalım yemseşil çayırlarda çocukluğunu kaybetmiş bir yetişkin gibi. onu çok sevelim. onu yerleşik acılarımıza onu mahalle baskımıza, toplumsal tranvalarımıza basalım. -Dinlenme testislerime hoşgeldiniz- kırmızı başlıklı minibüslerde söylenen sevda sözlerinden kesilsin bu yolculuk uzatılan kısa mesefe ücretinden, uzun bir hayat sirkat etmek gibi su, gözleri buhar. burnumun direğine asıyor şimdi kendini sızlayan canlar hayat zor hayat pahalı ama ne olur hiçbir masalda, huysuz virjin taklidi yapmak zorunda bırakılmasın artık kurtlar. -İdam kürek – mahkumu Sevda- gözlerim, söz sorulmamış sorgu eylenmemiş bir sevda mahkumu, ki kelepçeli... seni gören taraflarına idam, seni gören yanlarına deniz mili... -bir gazetenin iş ilanı sayfasıyla kaplanmış edebiyat difteri- kanlı bir tarih sayfasına günlük tutuyor genç kızlar. aşklar yazılıyor oraya. masallardan bozma aşklar. ucu doğuyu gösteren paslı bir iğneyle tutturulmuş bu masal sayfası sana. kalbine batmışım, kalbinin üzerinde gül ağlayan bir adam dövmesi gibi. kafası güzel elleri güzel bir masal olmuşum. -şapkadan çıkan tavşanın, şapkayı annesi sanması – arz ederiz! - yara, insanda sonuna kadar açık bırakılmış bir kapıdır. hayal-i cereyan: sonsuza açılır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.