Jump to content

Gothic hakkında herşey


Lighthouse

Önerilen Mesajlar

gotik mimari

 

mimaride ilk cikis yeri fransa'dir ve oradan butun hristiyan avrupasina yayilmistir. gerci her ulke bu mimari akim uzerinde kendi kulturune gore degisiklikler yapmis ve gotik mimari, gothic flamboyant adi verilen hepten abartili doneminde altin cagini yasadiktan sonra orijinalliginden uzaklasarak klasik donemde popularitesini kaybetmis, ronesansla birlikte ortadan kalkmistir. ispanya, araplardan arakladigi mimariyle birlestirerek mudejar adi verilen bir tarz gelistirmis, ingiltere bol sutunlu dikey bir uslup kullanmistir. avrupa'nin sanat merkezi olarak gorulen italya'daysa gotik mimari pek iplenmemistir.

 

zaten gotik mimariyi begenmeyip kullanmayan italyanlar, gotige en az bizim huseyin kadar kizar ve kucuk gorurler. huseyin'den farkli olarak onlara gore gotik, barbarlik anlamina gelir ve barbarlarin yaptigi karanlik, grotesk eserlerin sahip oldugu stildir. aslinda onlar da pek haksiz sayilmazlar, cunku gotik roma imparatorlugu'nu ikiye ayiran, avrupa'yi alt ust eden ve ilk cagi kapatip orta cagi baslatan kavimler gocuyle birlikte ortaya cikmistir. hos, turklere barbar diyen avrupa'nin etnik kokenini de kavimler gocu olusturmustur. ve turklerin gotik sanat akimiyla hicbir ilgisinin olmadigi da bugun bilinmektedir. zaten ben de gotik katedralde oturup buyu yapan turk samani duymadim bugune kadar.

 

avrupalilar tarafindan diger sanat akimlariyla karistirilmaya basladiktan sonra bikilan gotik mimariyle bina dikme meraki, kuzey avrupa'da 16. yuzyilin ortalarina kadar surmustur.

 

gotik sanatinin mimarlari, agirligin itme kuvvetini ve yonunu tespit ederek, baskiyi kemerlere ve fil ayaklarina aktarirlardi. boylece yapinin tamami, dengeye faydali olan estetik elemanlara baglaniyordu. agirligin ayaklara aktarilmasiyla rahatlayan duvarlara da cesitli vitray suslemeler yapilirdi. zaten gotik yapilarin en onemli karakteristik ozellikleri de cephelerindeki cam ve vitray suslemelerdir. gotik bir binanin onunde durup asagidan yukari soyle bir baktiginizda binanin yukselip gidecekmis gibi durdugunu gorursunuz.

 

sivri ve karanlik adam isidir gotik mimari. dikkat ederseniz, onu doneminin diger usluplarindan ayiran en onemli ozellik sivri hatlara sahip olmasidir. yuvarlak kemerler, yumusak hatlar yerine, sivri ve birbirini kesen dik kemerler, capraz tonozlar, yelpaze tonozlar, fil ayaklari kullanilmistir. detaylara en cok onem veren mimari usluplardan biridir. karanlik, kasvetli ve huzunlu atmosferine ragmen cok ince islemeler, goge dogru yukselen devasa kulelerin bile her yaninda bulunan detay calismalari gotik mimarinin kendine has ihtisamini on plana cikarir. en cok da dini yapilarda kullanilmistir gotik mimari. kendi tarzindan dolayi binalara ucuyormus hissi verir; bol sayida renkli pencereler, gulbezekler, vitraylar, catilardaki ok seklinde sivri cikintilar gotik mimarinin kullanildigi dini yapilarda yucelik hissini uyandirmakta basarili olmustur.

 

gotik mimarinin en onemli eseri katedrallerdir. zaten ortaya ciktigi 12. yy ve tavan yaptigi 13. yy'da hristiyanligin gaziyla cosan avrupa, isi gucu birakip kendini kilise ve katedral insaa etmeye vermistir. eh donemin moda sanati da gotik olunca, ortaya cikan eserlerin cogu bu tarzda yapilmistir.

 

bugun, gotik mimarinin en buyuk yasayan eserleri olarak paris'teki notre dame katedrali, strasbourg'daki strasbourg katedrali ve milano'daki milano katedrali ornek gosterilebilir.

 

gotik muzik

 

gotigin muzikte kullanimi, gotik mimarinin sagladigi genis meydanlarin ve yuksek tavanlarin akustigini kesfeden kiliseler tarafindan baslatilmis ve kiliselerde korolarin olusturulmasina, hristiyanligin orijinalliginden hepten uzaklasmasina neden olmustur. kiliselerde dini amacla kullanilan bu sistem, daha sonralari muzik dunyasina da sicramistir. ve kilise muzigi olarak ortaya cikan gotik muzik, bir sanat akimi olma yolunda evrimine baslamistir. bu konuda ilk orneklere bakacak olursak, notre dame okulu'nun en buyuk iki bestecisi olan leonin'i ve ardindan perotin'i goruruz. (bu sahsiyetler erken polifonik besteci olarak anilirlar, ama biz bugun mozart ve beethoven'i cep telefonu melodilerinden tanidigimiz gibi, polifonik besteci sozcugunu de cep telefonuyla ozdeslestirebiliriz.) perotin'in viderunt omnes adli eseri, bugun bile noel ve yilbasi ayinlerinde soylenmektedir ve ilk gotik eserlerden biri olarak kabul edilmektedir. (o zamanlar turkcell olsaydi hemen reklam verirdi buraya: pviderunt yaz 3343'e gonder, cennete git)

 

gotik, kiliselerde once cok seslilige, sonra organum ve ardindan kanon gibi yontemlerin ortaya cikmasina neden olduktan sonra kiliseden cikip halk arasina karisarak evrimine devam etmis ve bugun punk, metal gibi bircok muzik turunde de kullanilir olmustur.

 

gunumuzde gotik muzik, genellikle kuzey avrupa kokenli metal muzik gruplari icin kullanilsa da, ilk olarak ingiltereli post punk grubu olan joy division'i tanimlamak icin kullanilmistir. 1977 yilinda warsaw adiyla kurulan ve cikardiklari iki albumden sonra solist ian curtis'in olmesiyle dagilan grup, gotik mimarinin ustalikla canlandirildigi karanlik, soguk ortamlarda sarki soylerdi.

 

bugun ise, kuzey avrupali metal muzik gruplarinin sikca kullandigi, bazen dark metal, black metal, hatta power metalle de karistirilabilen bir muzik akimi haline gelmistir. 1990'larin basinda ortaya cikmaya baslayan bu akim, doom ve black metalden evrimleserek ortaya cikmistir. gothic metalin temsilcileri, doom metalin agir rifflerini ve death metalin brutal vokalini karistirip, kilise orglari, kemanlar, yan flutler, klavyeler gibi ekstra enstrumanlar da ekleyerek ve en onemlisi, genelligi soprano olan bayan solistler de kullanarak bu akimi ortaya cikarmislardir. ayrica beauty and the beast seklinde isimlendirdikleri, guzel sesli bir bayan vokal ve brutal vokalin ayni anda soyledigi bir tarz kullanirlar. klavyelere dikilen mumlar, karanlik sahne ve giyilen kiyafetler, izleyicinin de kendini bu atmosfere kaptirmasini saglar. sarkilarinin ana temalari genellikle birbirine benzer: din, cennet ve cehennem, romantizm, korku, depresyon, cesaret, bunalim ve olum gibi konular sikca kullanilir. bunlarin disinda, eski efsaneler ve mitolojilerden de bahsettikleri de gorulur.

 

bu gruplara ornek olarak; the sins of thy beloved, theatre of tragedy, tristania, sirenia, the gathering, within temptation, vampiria, trail of tears, erkek vokalli olarak my dying bride, power metal etkilerinin de cok yuksek oldugu nightwish, epica, after forever, evanescence ve soprano kullanmayan bayan vokalli arcana, lacuna coil, lacrimas profundere ve sacrimosa ornek gosterilebilir. turkiye'den de bir ornek olarak almora'yi verebiliriz.

 

cradle of filth ve turevleri gibi siyahlar giyip satanist ayinlerine benzer isler yapan gruplari gotik olarak adlandirmak ise koyu renk makyaj yapip ve siyah/mor renkten oteye gitmeyen kiyafetler giyerek "ben de gotik oldum" demek kadar anlamsizdir. gotik, satanizmle asla bagdasmayan bir tarzdir. metal dinleyenlere satanist diyenler dikkat etsin buna. satanizm bambaska bir olay, satanistlerin lucifer diyerek taptiklari seytan gotik kulturde de dislanmistir, nasil bagdassin?

 

gotik resim

 

gotigin resimde kullaniminin kiminle ve nerede basladigi hakkinda tam olarak bilgim olmadigi icin detaya giremiyorum, ancak cok suslu, yaldizli ve cogunlugu dini temali resimler yapmakta sikca kullanilmistir.

 

gotik heykel

 

heykelde gotik pek basarili sayilmaz. mimaride bu kadar basarili olmalarina ragmen heykelde tekduzelikten kurtulamamislar, keskin kenarli suslemeler ve binalar uzerindeki kabartma heykellerden oteye gitmemislerdir. cesitli yerlerde bulunan gargoyle veya ejderha heykelleri bazilari tarafindan gotik tarzin eseri olarak dusunulse de gotik degildir.

 

gotik edebiyat

 

gotik, bireyin kendi ic korkularini, saplantilarini sonuna kadar kurcalayan bir korku tarzi olarak edebiyatta da kendini gostermistir. korku ve fantastik edebiyat uzerinde gotigin buyuk etkileri vardir. gotik edebiyat, dehsetli, korkulu, akil disi hikayelerin yazildigi, cok detayli tasvirlerin kullanildigi, okuyucu icin surukleyici ve merak uyandirici bir edebi akimdir. bu tarzin romanlarinda, tipki diger gotik turlerinde oldugu gibi ortacag ortamlari ve karanliklar hukum surer. konularda genellikle, modern insanin kabul etmedigi varliklar bulunur. batil inanclar, hayaletler, buyuler, belirsiz ve guvensiz ortamlar... kahramanlar ise eskiyalar, sovalyeler, kesisler gibi o donemin insanlaridir.

 

ve sahneler asla modern sehirlerden secilmez. hikaye o donemin sehirlerinde gecse de, olaylarin vuku buldugu yerler genellikle karanlik ormanlar, issiz manastirlar, karanlik ve bos satolar, yolu izi olmayan mekanlardir. ic sahnelerde yuksek duvarlar, karanliklar, ucsuz bucaksiz galeri ve labirentler, beyaz ve mavi ay isigi kullanilir. ay isigi dev vitraylardan iceri vurarak golgeleri oynatsa veya kahraman nadiren bir somineye, mesaleye denk gelse bile, sonu gelmeyen karanliklara bunlarla care bulamaz.

 

aslinda gotik edebiyat, modern romanciliga, bilimsellige bir karsi cikis olarak da kabul edilebilir. her seyin somut olmasina karsilik olarak mistisizmi, metafizigi ve hayal gucunu ifade eden, sanati fanteziden koparmayan bir edebiyat turudur.

 

gunumuzde otoriteler dahi zaman zaman gotik edebiyati fantastik edebiyatla karistirsa da, edgar alan poe, h.p. lovecraft gibi isimler gotik edebiyatin en buyuk ustalaridir ve baska yerde siniflandirilamazlar.

 

gothic hatun

 

gotikte, gotik hatun diye bir tarz, ifade yoktur. gotik genis bir tarz oldugu icin elbette bir giyim ve makyaj seklini de icinde barindirir. ancak gotik hakkinda tanidigi tek insan amy lee olan gunumuz genc kizlari, koyu renk makyajlar ve siyah kiyafetlerle ona benzemeye calisip kendi capinda bir akima kapilinca, ayni gencligin erkek versiyonlari da mp3 calarlarinda p2p'ler araciligiyla internetten indirdikleri 3-5 sarkiyi dinleyip headbang yaparak bu kizlari gothic hatun diye nitelendirmis ve peslerinden kosmaya baslamislardir. yakindan taniyip incelerseniz, bara gitmedikleri geceler evlerinde pofuduk terliklerini giyip pembe pijamalariyla binbir gece izledigini gorursunuz bu hanim kizlarimizin. yaz gunu giydikleri postallar ve deri paltolarini cikaran genc erkeklerimiz de fb-gs macini o hic sevmedikleri "siradan" insanlarin kapildigi heyecanla izlerler evlerinde.

 

burada bir mesaj vermek istiyorum bazilarina: gotik kulturun kiyafet ve makyajlarini bugun kismen temsil eden kuzey avrupa kizlarinin uzun kollu siyah kiyafetler ve deri cizmeler giymesinin nedeni bulunduklari cografyanin dondurucu sogugudur gencler. siz bu kiyafeti 40 derece sicagin altinda istiklal caddesinde giyerseniz -uzgunum ama- seksi olmazsiniz. o makyaj akar, o elbise sikar, o ayakkabi vurur, ayrica her ne kadar zorlasaniz da metabolizma olarak insan kalmaya devam ettiginiz icin terlersiniz ve bunu hicbir deodorant bastiramaz. marjinal oldugunuzla kalirsiniz.

 

"ben asiyim, marjinalim, depresifim, metalciyim" diyerek saclari koyu siyaha boyatmak, her tarafi deldirip hizma, piercing taktirmak, pudra zoruyla bembeyaz olmak ve yaz kis bot giymek gotiklik degildir.

 

gercekten gotik hatun olmak isteyenlere birkac ipucu vermek isterim:

 

oncelikle bu isi bir stil olarak degil, dusunce tarzi olarak alin. gotik kadin vahsi olacak diye bir kaide olmadigi gibi, gotikler siyah giyecek diye bir kaide de yoktur; bordo, mor, kirmizi, yesil gibi renkler kullanmaniza kimse kizmaz. vamp olmak ve yarasaya donmek arasindaki farki bilin. gotik akim, koyu karanligin verdigi o karamsar ozgurlugu temsil eder. "cok asabiyim, bunalim takiliyorum, metalciyim roarh" demek yerine kiyafetlerinizde kullandiginiz o koyu renklerin asaletini ve guzelligini tasiyin. koyu kirmizi dudaklar, siyah goz kalemleri ve bembeyaz ten olmayinca da gotik olabilirsiniz. amy lee'den baska ornekler bulun kendinize. simone simons, tarja turunen, vibeke stene, cristina scabbia gibi. onlar da gothic ama siyahi kendilerine ne kadar yakistirdiklarini; gerektiginde ne kadar seksi, ne kadar guzel ve gerektiginde ne kadar huzunlu hatta ne kadar asi durabildiklerine dikkat edin. gotik gorunmek icin cabalamayin. icinizde yoksa taklitten oteye gidemezsiniz.

 

ekteki gothichatun1.jpg adli resim size gore gotik sayilmaz belki ama, aslinda bir gotik kiyafet ve makyajin uyumunu tam olarak yakalamis kendisi. diger iki fotografta da iki farkli versiyon gorebilirsiniz.

 

gotik olmak kotu degil, gotik metal dinlemek de oyle. kotu olan, bunu yanlis yorumlayarak yanlis algilanmasina neden olmak.

 

mesaj alindiysa sonuca gelelim. gotik, sanatin her dalinda kendini gosteren, karanlik, kasvetli, korku verici ve ayni zamanda satafatli bir sanat akimidir. yasamayi bilene...

 

 

 

Alıntıdır...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hayır siyah da giyinirsin ,siyah makyajda yaparsın ama tarihini de bilirsin yani sonuçta ama milet hiç bişi bilmeden "gotik" oluşumunu üstlerine alıorlar.

benimde sinir oldugum o işte bunu söylemek istemiştim.. ne oldugunu bilmeden ben gotik oldum gotik ne açıkla desen havada ıslıklar uçuşur

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bırakın gotik olsunlar:D bir tür alt-kültür modası zaten, nasıl olsa bir yaştan sonra çalışma hayatına girenlerin %90'ından fazlası içi gotik olsa bile şık takımlarla gezmeye başlıyor. amerikanın yoksullara yönelik yaptığı ayakkabılar nasıl ülkemizde moda olup en yüksek fiyatlardan gidiyorsa (converse vb.), punk nasıl iki-üç akor ve renkli saç zannediliyorsa, gotiği de siyahlara bürünüp, bol beyaz pudra ile gezmek zannedenler öyle gezsinler..bir insan nereye kadar kasvetli yaşayabilir ki, hep diyen varsa buyursun yaşasın:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gotik'in nerede ve ne zaman başladığı konusunda mimarlık tarihçileri arasında büyük görüş farklılıkları vardır. Gotik stili yaratma onurunu kendi ülkelerine mal etmeyi arzulayan ingiliz yazarlar, ilk örneğin Durham'da 1100 yılları civarında ortaya çıktığını ileri sürmektedirler. Oysa ayrıcasız olarak tüm Fransız yazarlar, Gotik'in başlangıcının Paris ve çevresinde gerçekleştiğini savunmakta ve ilk Gotik anıtın, yapımına 1140 yılında başlanan Saint Denis Manastır Kilisesi olduğunu söylemektedirler. çağdaş yazarların büyük çoğunluğu Fransız kuramını kabul etme eğilimindedirler. Porter, yeni stilin 1063 yılında Paris'te başladığını ve doruk noktasına 1120 yılında Amiens nefi (orta sahını) ile ulaştığını belirtir.

 

 

"Roman and Medieval Art" (Roma ve Orta çağ Sanatı) adlı kitabında Goodyear, Gotik stilin başlangıcı ve gelişmesi hakkında şunları dile getirir: "Gotik'in "erken", "orta" ve "geç" dönemleri olduğu belirtilir. Oysa, bu dönemler arasında kesin sınırların bulunmadığı bilinmelidir. Genel olarak XII. yüz yılda Gotik Fransa'da başlamıştır ve diğer ülkelerde XIII. yüz yıl öncesinde bu stile rastlanmaz. XIII. ve XIV. yüz yıllar Gotik stilin yetkinliğe ulaştığı dönemlerdir. XV. yüz yılda ise göreli olarak gerileme görülür. Hem Almanya ve hem de ingiltere'de Gotik XIII. yüz yılda ortaya çıkmıştır. Halbuki italya, Gotik'i asla tümüyle kabullenmemiştir. ingiltere, Gotik stilde en yoğun yerel ve ulusal uygulamaların yapıldığı ülkedir ve bu nedenle ingiltere'de Gotik'in ikinci el olarak, bir taklit biçiminde uygulandığı aşikârdır. Biçimsel güzellik ve genel çekicilik açısından ingiliz katedralleri diğer tüm ülkeler ile yarışabilirler; ancak Gotik'in ortaya çıkıp gelişmesi açısından öncelik Fransızlara ait olmuştur."

 

 

Acaba Gotik mimarlar bu yeni sanatın gizlerini nereden türetmişler?

 

 

Bu konuda da, çok sayıda farklı kuramlar mevcuttur ve pek aklı başında savların yanı sıra oldukça saçma olanlara da rastlanabilir. Lascelles, mimarların sivri kemerleri Nuh'un Gemisinden öğrendiklerini ileri sürmüştür. Stukeley, yeni yapı ilkelerinin Druid'lerin mağaralarını taklit etmeye çabalarken keşfedildiğini savunur. Ranking'e göre Gotik stil, temelde Gnostik bir karakter taşımaktadır. Christopher Wren, Gotik'in Araplardan alındığını söylemiştir. Findel'e göre, Gotik sanatı bulma onuru Cermen kökenli halklara aittir. Scott bu kurama katılmakta, ancak Fransa ve ingiltere'ye yayılmasını "Comacine Ustaları"na bağlamaktadır. Lewis, bu denli açık ve kesin ilkelerin ancak tek bir kişi tarafından oluşturulabileceğini düşünür ve Gotik sanatın keşfi onurunu Fransa kralı Şişman Louis'nin başbakanı Suger'e verir. Pownall, Gotik'in ağaç oymacılığından türediğini belirtir.

 

 

Günümüz sanat tarihçilerinin genelde birleştikleri kuram, Gotik'in zamanla ve ustadan çırağa sözlü eğitim ile evrimleştiği, kaçınılmaz olarak dönemin mimari ve toplumsal koşullarından etkilendiği biçimindedir. Bu kurama Gould da şu sözlerle katılır: "Gotik, bir taklit ya da çalıntı değil, özgün bir stildir. Avrupa'nın çeşitli yörelerinde hemen hemen eşzamanlı olarak belirmiş ve zamanla gelişmiştir."

 

 

 

 

ayrıca;

 

 

Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanik sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Mimaride ilk çıkış yeri Fransa diyenler varsa da Avrupa'nın çok yerinde aynı zamanda rastlanmış ve bütün Hıristiyan batı dünyasına yayılmıştır. Her ülke Gotik sanatında zevkine uygun değişiklikler yapmıştır. Avrupa'nın sanat merkezi kabul edilen italya'da ise pek tesiri görülmemiştir. ingiltere'de sütunları çoğaltan ve kubbenin altında onları yelpaze gibi açan bir dikey üslüba bağlıdır. ispanya'da Gotik sanatının Arap motifleriyle birleşmesinden meydana gelen müdeccer (mudejar) üslubu doğmuştur. Gotik sanatı Avrupa'nın kuzeyinde 16. yüzyılın başlangıcına kadar sürmüştür.

 

Gotik sanatının mimarları, ağırlığın itme kuvvetini ve yönünü tesbit ederek, baskıyı kemerlere ve fil ayaklarına aktardılar. Böylece yapının tamamı dengeye faydalı olan elemanlara bağlandı. Ağırlığa tamamiyle hakim olan Gotik mimarisinde yapılar, sanki yükselerek uçuyormuş gibi bir his verir.

 

 

Gotik tarzının önemli özelliği sivriliktir. Roma mimarisindeki yaygın kubbeler yerine, dilimli kubbeler, yuvarlak kemerler yerine, sivri ve birbirini kesen kemerler kullanılmıştır. Dini yapılarda aranan diğer bir husus ise büyüklük ve yücelik hissinin uyandırılmasıdır. Pencerelerin bol olması, pencere camlarının renkli olması, çatılardaki okumsu kuleler dikkati çeken diğer özelliklerdir.

 

 

Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; süs ve gündelik eşya resim ve yazıda heykelcilikte de etkili olmuştur. Gotik mimarlık ise daha ziyade katedral, kilise, manastır gibi dini yapılarda tesirini göstermiştir.

 

 

Gotik mimarisinin başlıca eseri katedraldir. 13. yüzyılda toplum adeta bütün heyecanını ve zenginliğini katedral yapmaya ve süslemeye harcamıştır. Paris'te Notre Dame ve Amiens bunlardandır.alıntı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...