Jump to content

İsrail Toprakları Büyülerle mi Korunmakta ?


rulesofdevil

Önerilen Mesajlar

Kabala ile v.s bir ülkeyi ayakta tutamazsınız. Büyüyle, sihirle bir ülke ayakta tutulabilecek olsaydı Osmanlı'da ayakta kalırdı. Bizler omurgasız insanlarız, geleneklerimizi bilmiyoruz, kendimizi tanımayı ırkçılık zannediyoruz, tarihimizi bilmeyi ırkçılık zannediyoruz. Yahudiler bunu yapmıyor. Yahudiler militarist bir millet. Kadın erkek askere gidiyorlar, çocuklarına silahlı eğitimler dövüş eğitimleri veriyorlar, çocuklarını eğitiyorlar. O milletin özelliği iyi ticaret yapmaları ve bugün bunun sayesinde ayaktalar. Kıvrak zekalarıyla ayaktalar, sağlam omurgalarıyla ayaktalar. Bizler gibi omurgasız değiller. Kuvvetli bir devlet yapılanmaları var. bkz. ABD. ABD'ye siyahi bir başkan geçti ve halen o eski çizgisinden şaşmadı. Güçlü devlet istiyorsanız bazı mekanikleri fark etmelisiniz.

İsrail içerisindeki etniklere hiçbir şekilde tavizde bulunmuyor. Bizler ise demokrasi diyerek ülkemizi günden güne parçalanmanın eşiğine götürüyoruz. Bizler içimizdeki terörü bitirmiyoruz ki insanlar uyusunlar terörü bitiricez vaadiyle onları kandıralım. Sabit bir çizgimiz yok, sıkı bir ekonomik sistemimiz yok, ekonomik planlamamız yok. Avrupalı olmakla Orta Doğulu olmak arasında kalmış, Orta Asya'yı ise tamamen unutmuş bir ülkeyiz. Ne Avrupa'lı gibi özgürüz ne Orta Doğu kadar baskı altında. Davut yıldızı bizim pek çok tarihi eserimizde bulunan bir yıldız, bizim pek çok eserimizde önemli simgeler var fakat biz şu an pislik dolu bir çukurun içerisindeyiz. Belli bir çizgi sahibi olmadıkça da bu böyle olacak. Bırakın bu saçmalıkları. Büyüyle devlet kurulmaz, devlet kurtarılmaz, devlet yönetilmez. Olsaydı kılıçlarında, kıyafetlerinde kullandıkları her şeyde satır satır ayet olan, havvas ile süslenmiş kıyafetler giyen Osmanlı ayakta kalırdı. Fakat Avrupa'nın yaşlı adamı olarak gömüldüler. II. Mehmet(Fatih Sultan Mehmet) dinine bağlı olduğu için değil, Osmanlı'da aydınlanma süreci yarattığı ve bilime verdiği önemden dolayı İstanbul'u alabildi. Mustafa Kemal Atatürk, askeri ve diplomatik zekası ile bu ülkeyi kurabildi. Cengiz Han, askeri zekası ile dünya turuna çıkabildi. Timur, müthiş satranç oynuyordu ve zekiydi Beyazıt'ı bu sayede alt etti. Avrupa, aydınlandı ve Türklerin egemenliği altından çıkıp bilim sayesinde dünyanın büyük toplumlarından birisi oldular. Josef Stalin, yıkılmak üzere olan ülkesini azim, kararlılık, zeka ve diğer insanların onun yanında olması ile birlikte Hitler'in elinden kurtarabildi. Hiçbir zafer büyüyle ve duayla olmamıştır. Bir ülkeyi ayakta tutmak için gereken tinsel enerji ile çekici olmak için majikal yağ yapmak için gereken majikal enerji arasında dağlar kadar fark olacağına eminim. Bu anlattıklarım parapsikolojinin deli saçması olduğunu ifade etmez. Sadece bu tarz işlerin nelerle olduğunu ifade eder. Bırakın kabalayı biraz diplomasi hakkında bilgi sahibi olun, askeri teknolojiler geliştirin, ekonomi üzerine kafa yorun. Kabalayı okumakla bu ülkeyi kurtaramazsınız. Hüddam çağırarak bu ülkeyi yine kurtaramazsınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aman israil şöyle aman yahudiler böyle her taşın altında yahudi parmağı aramak vs pek sağlıklı işler değil.Bir çok ülkenin metafizik olarak korunduğu gerçektir.Değişen ise majikal kullanım gücü ve sıklığı.İsrail kendi topraklarından çok başka topraklar için sarfediyor zaten bu enerjisini ve bu işin dini,öğretisi yoktur.Gerekiyorsa kgb mensubu birisi havass ilmine hakim hoca arayabiliyor kendi ülkesi için veya o kabala uygulamalarını gerçeklestirmesi için kim bilir belki bir şamandan emir alıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle belirteyim ki yazıyı yazan bu konuda birşeyler biliyor ama yeterince değil. Bilen birisi için bu yazı çok çocukca ve yetersiz. Bu yüzden Haddim olmayarak biraz ekleme yapmak isterim.

 

Kabala, kısaca yaradılış sırlarını daha doğrusu algılama ve düşünme yöntemlerini kapsar. Al Sufia (The Way)'da şöyle bir ayet vardır: düşüncelerinizle imparatorluklar kurabilirsiniz, der. Kabala düşüncelerde yaratılan hayal ve fikirleri nasıl vücud buldurulacağını öğretir. Mesela Ziyonist israil'in, gerçekte olduğundan daha güçlü olması nasıl sağlanır: bunun için biz sıradan insanların düşüncelerimizle yarattığımız enerji boyutunu kullanırlar. İnternette, medyada her yerde İsrail, iluminati, masonlar vs ile ilgili çok haber ve yayınlar var. Bunların çoğu kendileri tarafından yapılır. Onların ne kadar sinsi, güçlü ve etkili olduklarını düşündüğümüz sürece onlar bu düşünce güçleriyle büyürler, güçlenirler.

 

Bugün bildiğimiz ziyonistler, yahudi-hiristiyan olsalar da kesinlikle semitik değillerdir. Nitekim kendisi Sefaret yahudisi olan Netenyahu bir demecinde 'biz semitik ırka dahil değiliz' demiştir. Ve gözden kaçan bir gerçek de şudur: ikinci dünya savaşında eşkenazlar öldürülürken hemen hemen hiç sefaretlere dokunmamışlardır.

Sefaretlerin kökünü, bilinenin aksine israiloğullarında değil babilde (pers kaynaklı) aramak lazımdır. Babilin karanlık güç tapıcısı tapınak rahiplerinin bugünkü temsili Jesuit rahipleri, roman katolik papalığı ve ziyonist tarikat üyeleridir. Bunlar satanistliği masum ve bir akım olarak değil bir fiil ayinleriyle, insan kurban etmeleriyle ve çocuk eti yemeleriyle yaparlar. Bilinen çoğu savaşlar, ölüm tanrısı Moloch için kan dökme amaçlı planlanıp yapılmaktadır.

Sıradan yahudiler ve devlet olarak İsrail, belirli amaçlar için kullanılan paravanlardır. Gerektiğinde göz kırpmadan harcanabilirler. Perdenin gerisindekiler için önemli olan dökülecek kanın, alınacak canların sayısıdır. Ve bu kan dökenler için kabaladan daha önemli olan kan bağıdır. Konuyu daha iyi araştırmak isteyenler Hapsburg hanedanına bakabilirler.

 

Tarih boyunca yaşanılan, insan eliyle yapılan tüm eziyet ve işkencelerin kaynağı hep aynı yerde kesişir. Netice olarak onların karanlıklardan ve insanın mayasında bulunan hırslardan güçlerini alırlar. Geriye kalan bizlerin tek silahımız ise korkmamaktır. Korktuğumuz anda kaybederiz ve yeniliriz. Korkmadığımız sürece güçlüyüz.

 

( ilgisini çeken arkadaşlar için bilgi ve kaynak memnuniyetle temin edilir.)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle belirteyim ki yazıyı yazan bu konuda birşeyler biliyor ama yeterince değil. Bilen birisi için bu yazı çok çocukca ve yetersiz. Bu yüzden Haddim olmayarak biraz ekleme yapmak isterim.

 

Kabala, kısaca yaradılış sırlarını daha doğrusu algılama ve düşünme yöntemlerini kapsar. Al Sufia (The Way)'da şöyle bir ayet vardır: düşüncelerinizle imparatorluklar kurabilirsiniz, der. Kabala düşüncelerde yaratılan hayal ve fikirleri nasıl vücud buldurulacağını öğretir. Mesela Ziyonist israil'in, gerçekte olduğundan daha güçlü olması nasıl sağlanır: bunun için biz sıradan insanların düşüncelerimizle yarattığımız enerji boyutunu kullanırlar. İnternette, medyada her yerde İsrail, iluminati, masonlar vs ile ilgili çok haber ve yayınlar var. Bunların çoğu kendileri tarafından yapılır. Onların ne kadar sinsi, güçlü ve etkili olduklarını düşündüğümüz sürece onlar bu düşünce güçleriyle büyürler, güçlenirler.

 

Bugün bildiğimiz ziyonistler, yahudi-hiristiyan olsalar da kesinlikle semitik değillerdir. Nitekim kendisi Sefaret yahudisi olan Netenyahu bir demecinde 'biz semitik ırka dahil değiliz' demiştir. Ve gözden kaçan bir gerçek de şudur: ikinci dünya savaşında eşkenazlar öldürülürken hemen hemen hiç sefaretlere dokunmamışlardır.

Sefaretlerin kökünü, bilinenin aksine israiloğullarında değil babilde (pers kaynaklı) aramak lazımdır. Babilin karanlık güç tapıcısı tapınak rahiplerinin bugünkü temsili Jesuit rahipleri, roman katolik papalığı ve ziyonist tarikat üyeleridir. Bunlar satanistliği masum ve bir akım olarak değil bir fiil ayinleriyle, insan kurban etmeleriyle ve çocuk eti yemeleriyle yaparlar. Bilinen çoğu savaşlar, ölüm tanrısı Moloch için kan dökme amaçlı planlanıp yapılmaktadır.

Sıradan yahudiler ve devlet olarak İsrail, belirli amaçlar için kullanılan paravanlardır. Gerektiğinde göz kırpmadan harcanabilirler. Perdenin gerisindekiler için önemli olan dökülecek kanın, alınacak canların sayısıdır. Ve bu kan dökenler için kabaladan daha önemli olan kan bağıdır. Konuyu daha iyi araştırmak isteyenler Hapsburg hanedanına bakabilirler.

 

Tarih boyunca yaşanılan, insan eliyle yapılan tüm eziyet ve işkencelerin kaynağı hep aynı yerde kesişir. Netice olarak onların karanlıklardan ve insanın mayasında bulunan hırslardan güçlerini alırlar. Geriye kalan bizlerin tek silahımız ise korkmamaktır. Korktuğumuz anda kaybederiz ve yeniliriz. Korkmadığımız sürece güçlüyüz.

 

( ilgisini çeken arkadaşlar için bilgi ve kaynak memnuniyetle temin edilir.)

 

Bu güzel yazın için sana teşekkür ediyorum dostum.Bir an ben mi yazdım acaba diye düşündüm.Hazır Babil demişken merak edenlerin Aramice hakkında araştırma yapmalarını bab ve el kelimelerinin anlamlarıyla önlerine açılacak yeni bir araştırma konusunu göğüslemelerini de öneririm.Bu zaten Siyonistlerin ne tür şaklabanlar olduğunu da ortaya koyacaktır.Zaten isimleri üstünde İsra-El.İki güç verip gaza getirirler, ortalığı kana bulatıp sonra da kullanıp atarlar bunları.Dünya tarihi ve kadim bilgeliğe analitik ve doğru yaklaşımın yolu yukarıda özetlediğin şeylere hakim olmaktan geçiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sanmıyorum.Üç farklı din için kutsal sayıılan bu topraklarda yüzyıllardır çok kan döküldü.

Çok acıya,masumiyetin tarümarına şahit olundu.

Akıbeti bile askeri güce ve siyasi oyunlara bağlı iken korunduğu tartışılır.

Bence insanlığın büyük bir imtihan yeri.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...