Jump to content

Hipnoz- Alıntıdır


sweetywitch

Önerilen Mesajlar

HİPNOZ

 

 

 

 

 

Hipnoz ve Hipnoz Yöntemleri

 

 

 

Hipnoz, yapay hareketlerle meydana getirilen bir ruh halidir.

 

Başlıca karakteri, sadece, bu hal sırasında arzu edilen herhangi bir telkinin yerine getirilmesidir.

 

Bu fikir yavaş yavaş hazırlanıp ortaya çıkmıştır.

 

 

 

Dupau, Durand (de Gros), Joly gibi araştırıcılar, deneklerin uykudaki görünen irade azlığını, taklit ve baş eğmeyi ve kendilerinde oluşturulmuş fikirlere göre hareket eden denekleri tanımladılar.

 

 

 

Diğer taraftan, kelime anlamının uyku olması sebebiyle hipnoz, genelde uyku ile özdeşleştirilmiştir.

 

Aslında uyku, şuurumuzun nasıl değişik bir hali ise hipnoz da şuurumuzun daha değişik başka bir halidir.

 

 

 

Uyanık halde, herkesin bildiği ve farkında olduğumuzu sandığımız bir şuur hali yaşamaktayız.

 

Uykuda geçirdiğimiz zaman içinde ise pek farkına varmamakla beraber değişik şuur hali yaşadığımızı hissederiz.

 

 

 

En azından rüyalarını hatırlayanlar, rüyaların, gerçek olarak kabul ettiğimiz kavramlardan hiç de farklı olmadığını kolaylıkla kavrayabilirler.

 

Uyanık yaşam ile rüya arasında gerçeklik açısından hiçbir fark yoktur.

 

 

 

Hipnoz, uyku hali olmadığı gibi bir uyanıklık hali de değildir. Ancak, her iki hali de kapsayan komple bir kavramdır.

 

 

 

Hipnozun Şartları

 

 

 

1- Yetenek ve durum: Uyutulmak istenen kişinin sinir sistemi ve düşünme yetisinin özel bir haline, deneğin ani yetenek ve durumuna bağlıdır. Ani yetenek ve durumlara ters olan nevrastenikler, ruhsal çöküntüye uğramışlar, sararlılar, hipnotize edilemezler.

 

 

 

2- Yorgunluk: Ruhsal gerilimin düşmesi ile beliren bu hal, dikkatin devamlılığından doğar. Parlak noktalara baktırmak, derin dalma halleri, monoton sesler gibi uzun bir dinleme, dikkat çabasını sağlar. Dikkatin bir noktada toplanması ve devamlı oluşu ani zihin yorgunluklarını doğurur.

 

 

 

3- Heyecan: Heyecan çok defa büyük bir karışıklığı meydana getiren aksaklıklardan doğmuş doğal uyurgezer hallerinin çoğuna karışır. Başı şiddetle geriye çevirmek, enseye tokat atmak, başı sertçe sağa sola döndürmek suretiyle sersemletmek, bilinen heyecanlandırma ve zihinsel dengeyi bozma yollarıdır.

 

 

 

4- Eğilimlerin gelişmesi: Hipnozun meydana gelmesi için çökme anında, hipnotizmle terslik oluşturmayacak olan, her şeyi konuşmakta rahat bırakan ve kendisini hipnotize eden kişiyi dinleyen ve onunla konuşmaya izin veren eğilimlerin olması gereklidir. Önceden hipnotize edilmiş deneğin sonraki hipnozlarının kolay olması, bu durumun gelişmesiyle sıkı sıkıya bağlıdır.

 

 

 

5- Çökme: Hipnotik halin en gerçek nedeni çökmedir, bu ise normal kişisel şuurun, yani uyanıklıkta göz önüne aldığımız ama bu deneklerde kararsız dengeler halinde çökebilen ve heyecanla yorgunluğun etkisi altında kaybolan özel zihin halinin durması demektir.

 

 

 

Hipnozda önemli üç yöntem vardır: Bakış, Söz ve Düşünce

 

 

 

Bakış: Hipnotik etkilerin çok önemli bir yardımcısı ve birçok ünlü hipnozcunun deneklerinde uykuyu oluşturabilmek için kullandıkları bir yöntemdir. Bakışın gerçek amacı, gözlerden çıkan manyetik etkileri düzenli, sürekli ve uzun süre devam ettirmektir.

 

 

 

Söz: Hipnotizmde gerçekten bir güçtür. Hipnoz yapan kişi, bu yolla deneğin beynine sokmak istediği fikirleri yollar. Bu bir fikir ya da hareket olabilir. Telkinde göz önünde tutulacak iki şey vardır; "sözlerin seçilmesi ve konuşma tarzı".

 

Düşünce: Hipnotik deneylerde bakış, söz kadar önemli olan düşünce, arzu edilen bir olayın olması için o yöne doğru yönelmesi ve ısrarla o nokta üzerinde tutulması anlaşılmalıdır. İnsanın zihin gücünün devamlı olarak bir fikir ya da davranış üzerinde durması, yoğunlaşması ve bunu şiddetle arzu etmesi, diğer zihinlere etki ettiği, bugün deneylerle açıklanmış ve müspet sonuçlar elde edilmiştir.

 

Etkili bir düşünce gücü için ilk şart, konsantrasyondur. Konsantrasyon yoluyla meydana getirilen güç o kadar kuvvetli ve o kadar şaşılacak olaylar ve etkiler meydana getirir ki, bugün bile insanlık bunları keramet veya birtakım mucizeler diye adlandırır. Hint fakirleri, İslam aleminin derviş ve şeyhleri, Tibet'in lamaları güçlerini konsantrasyondan ve psişik güçlerin yardımlarından almaktadır. Telepati, psikokinezi gibi psişik fenomenlerin, kendi kendine telkin ve hipnoz gibi kişisel çalışmaların dayandığı temel, konsantrasyon olayıdır.

 

Hipnoz halinde yaşanan fenomenler ne kadar gerçektir?

 

Hiçbir gerçek yoktur ki, tam karşıtı da en az onun kadar gerçek olmasın. Bu açıdan bakıldığında her şey gerçektir. Gerçekler arasındaki fark insanların bakış açılarıdır. Önemli olan hangi pencereden ve nasıl baktığınızdır. Görüntüler, duygular, hisler bakış açılarına göre değişikler arz eder. İnsanlar aynı ortamlarda, aynı şartlara sahip etkilerde bile algılarına göre değişik tepkiler verir.

 

 

 

Mesela, aynı şiddette verilen bir acı her insanda aynı şiddette hissedildiği halde, kişinin algılama farklılığından dolayı tepkisi farklıdır. Kimi insan hiç sesini çıkarmaz, kimi sadece inler, kimi bağırır. İşte burada, acı aynı olmasına rağmen tepkiler farklı olduğundan izleyenler kendi algılarına göre farklı acılar yaşandığı ve hepsinin farklı şekilde acı çektiği kanısına varırlar.

 

 

 

Aslında, acıyı yaşayan kişiler de acının aynı olduğunu bilseler dahi kendi algıları çerçevesinde o acıyı daha az veya daha çok yaşadıkları kanısındadırlar. Her halükarda ortadaki acı herkes tarafından farklı algılanmaktadır. Ancak bu durum acının tek olduğu gerçeğini değiştirmez.

 

Hipnoz fenomenlerinin gerçekliğini daha iyi anlayabilmek için bu kavrama bir örnek: Karşımızda hipnoz olabilecek on kişi olduğunu varsayalım.

 

 

 

1.Kişiyi uyutuyoruz. Uyandıktan sonra sağ eline bir ateş değdireceğimizi söylüyoruz ve uyandırıyoruz. Denek tamamen uyandıktan, uyanıklık haline geçtikten sonra sağ eline herhangi bir şey değdiriyoruz.

 

 

 

O anda denek, gerçek bir ateş değmiş gibi acıyla kıvranacaktır. Deneğin yaşadıkları, hissettikleri gerçek bir ateşle sol elini yaktığımızda yaşayacakları ve hissedecekleri ile kesinlikle aynı olacaktır.

 

 

 

Onun için sol elinin gerçek dediğimiz ateşle yakılması veya sağ elinin hayali olarak yakılması arasında gerçeklik bakımından hiçbir fark olmayacaktır.

 

 

 

Seyreden 9 kişi için ise algılamaları farklı olduğundan durum daha farklı değerlendirilecek ve hayali olarak kabul edilecektir.

 

 

 

Ancak 9 kişide uyutulup 1. kişinin yaşayacağı deney onlara da aynı şekilde telkin edilirse, hepsi birden 1. kişinin elinin yandığını görürler.

 

 

 

Herkes elin yandığını gördüğüne göre el gerçekten yanmış mıdır, yoksa yanma olayı sadece bir hayal midir? Sözü geçen 10 kişi için olayın gerçek olduğundan kesinlikle emin olabilirsiniz.

 

 

 

Hatta yanma olayı o derece etkili olabilir ki, yanan sol eldeki kızarıklık, yandığı düşünülen sağ elde de oluşabilir.

 

Bu durum için şöyle söyleyebiliriz; İlk gurup için gerçek olan algılar, ikinci gurup için sadece bir hayaldir.

 

 

 

Ancak ikinci gurubun hayal kabul ettiği bütün o algılar, ilk gurup için tartışmaya bile mahal vermeyecek kadar gerçektir.

 

Bu aşamada son olarak bir Çin atasözünü yazalım; Rüyamda kendimi kelebek olarak gördüm. Acaba ben, rüyasında, kendini kelebek olarak gören bir insan mıyım, yoksa insan olarak gören bir kelebek miyim?..

 

 

Biz her ne kadar İnternet’te Anlatmış olsak da İnşallah Türk tıbbı da bundan nasibini alır ve Türk hekimi hipnoz eğitimini hipnoz kürsülerinden alır ve tedavide bu konudan nasıl yararlanacağını öğrenir.

 

İbn-i Sina’nın hipnoz hakkındaki bilgileri bir çok psikosomatik hastalıklarda öncü fikirler geliştirerek döneminde saygınlık kazanmasına yol açmıştır.

 

Çok iyi bildiğimiz plasebo”nun etki mekanizmasın da hipnozun içinde açılım bulacağını söylemek sanırım doğru olur.

 

Konuyla ilgili araştırmacılar yine internetin diğer ingilizce kaynaklarına ulaşabilirler.

 

Hipnoz insanla ilgili olan her alanda kullanılmaktadır. Tedavi de fiziksel ve ruhsal bütünlük içeren insan varlığının farklı bir biçimde değerlendirilmesini sağlar.

 

Bu gün konvansiyonel tedavi dediğimiz klasik yaklaşımlara daha bütünsel bir birlikle bakmamızı ve insanın doğasını daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Ülkemizde hipnoz altında bir çok cerrahi ameliyatlar yapan Dr.Hüsnü Öztürk elde ettiği başarılarını hiçbir meslektaşıyla paylaşamamış ve bu saha kendisi ile kapanmak zorunda kalmıştır.

 

E.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi’nde dekanlık yapan sayın Prof Turan Cengiz diş hekimliği fakültesi öğrencilerine hipnodonti dersi koyabilmiş. Fakat yönetimce, bu ders gereksiz bulunarak kaldırmıştır. Ve bu bilgisizlik ve ilgisizlik ülkemiz insanının sokaktaki insanların adına ne denirse densin tedavilerine ve suistimallerine bırakmıştır.

 

Eğer siz bir olayı görmezden gelir,ve ne olduğunu araştırmaktan kaçarsanız birileri televizyonlarda ve basında çıkar ve siz onları neyle suçlayacağınızı da bilemezsiniz. Açıklamalarınız da sadece yalanlamayı ve yasaklamayı getirir. Ama siz konuyu bilmediğiniz için çaresiz kalırsınız.

 

Sonuçta, ülkemizdeki hacı ve hocaları iyi sonuçlar alan tedaviciler haline getirir.

 

Çok basit bir örnek siğillerle ve iktiyosizle ( alerjik deri rahatsızlığı ) ilgili bir çalışmayı dermatoloji sahasında hipnotik bir telkinle çalışılmasını üfürükçülük ve kocakarı işi sayabilecek kadar bilimselseniz mahalledeki hoca bunu üfleyerek yapar ve siz de bu nasıl iş diye siğili geçen hastanın parmağına bakarsınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Beynimizde bir üst bilincimiz vardır birde alt bilincimiz. Üst bilinç şu anda kullandığımız istekler yaptığımız, konuştuğumuz vb. bilincimizdir. Bilinçaltımız ise daha dipte kalmış baskın olmayan ÜST BİLİNCİN kontrolünde kalmış bilinçtir. Üst bilinç bilinçaltını kontrol eder. Normal hayattaki herşey üst bilinçte meydana gelir bilinçaltına filtre edilerek geçer. Yani başın ağrıyor kelimesini birine söylediğinizde karşıdaki başını kontrol edip hayır diyecektiktir. Eğer ki sürekli bir kişiye başın ağrııyor derseniz yani telkinler verirseniz baş ağrısı filtreden geçip bilinçaltına işleyecektir ve beyin evet başı ağrıyor diye komut verip gerekli ağrı hormonlarını salgılatacaktır. çalışma mekanizması budur. Hipnoz sırasında ise bu filtre ve üst bilinç tamamen kalkar. Bilinçaltı tamamen açılır. Bilinçaltı fobilerimizin, sevdiğimiz yemeklerin, sevdiğimiz şeylerin, nefret ettiğimiz şeylerin, kişiliklerimizin, geçmiş olayların psikolojik etkilerinin bulunduğu kısımdır. Haliyle hipnoz ile bilinçaltına doğru telkinlerle sevilmeyen birşeyi sevebilir, fobilerimizden kurtulabiliriz. Öte yandan yapılan deneylerden biride hipnoz altındaki bir deneye şu ande eline kızgın demir batırıyoruz diyerek kurşun kalem batırmışlar ve eli kızgın demir değmiş gibi tepkime vermiş. Yani bilincimizin fiziğimize etkisinin ne kadar büyük olduğunu görün. Siz kendinizi sevmez iseniz, yaşamaktan nefret ederseniz hücrelerde yıkım başlayacaktır eğer hayatı yaşamayı severseniz hücreleriniz gençleşecektir. Bu sırada hipnozun cinlerle inlerle alakası yoktur alt bilinç, üst bilinçle alakalıdır. Zaten hipnozcu benim dediklerim dışında başka birşey duymuyorsun diyerek dış telkinleri önler ne in ne cin ne insan etki edemez bu durumda. Bunun majide olmasında anlamadım :) Bu sırada hipnoz bilgi alma konusunda kötü bir yoldur. Çünkü hipnoz için soru sorulduğunda beyin olmamış birşeyi olmuş gibi kabul ettiğinden yanlış senaryolar söyleyebilir. Bilgi almak için iyi bir yol değildir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

öncelikle şunu belirteyim güzel bi paylaşım olmuş teşekkürler :)

Bu sırada hipnoz bilgi alma konusunda kötü bir yoldur. Çünkü hipnoz için soru sorulduğunda beyin olmamış birşeyi olmuş gibi kabul ettiğinden yanlış senaryolar söyleyebilir. Bilgi almak için iyi bir yol değildir.

sirius buna katılmıyorum evet beyin olmamış bişeyi olmuş gibi kabul edebilir ve bu şekilde aktarabilir ama hatırlanmayan olaylar için çok iyi bir bilgi alma yoludur ama aldığın bilgiyi çözümlemen gerekir okadar:thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bahsetmek istediğim şu kişiyi geçmiş yaşama gönderdiğinizde gerçekten geçmiş yaşamda olduğu kişiyi anlatabilirde yada beyni tamamen bir bağdaştırmalar kurup kurduğu o senaryoyu anlatabilir. (çoğu kişinin geçmişte ünlü omasından belli zaten.) geçmişin bilgisi alınıyor ama bilgi almak derken bundan önceki hayat, uzaylı kaçırılma olayları vb. gibi konularda iyi bir yol değil. Uzaylı öyküsü anlatır ama adam aslında izlediği filmlerin karmasını yapıyordur.bunun gibi vakalarda çıkıyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bahsetmek istediğim şu kişiyi geçmiş yaşama gönderdiğinizde gerçekten geçmiş yaşamda olduğu kişiyi anlatabilirde yada beyni tamamen bir bağdaştırmalar kurup kurduğu o senaryoyu anlatabilir. (çoğu kişinin geçmişte ünlü omasından belli zaten.) geçmişin bilgisi alınıyor ama bilgi almak derken bundan önceki hayat, uzaylı kaçırılma olayları vb. gibi konularda iyi bir yol değil. Uzaylı öyküsü anlatır ama adam aslında izlediği filmlerin karmasını yapıyordur.bunun gibi vakalarda çıkıyor..

 

Hipnoz'un inle cin'le vb. metafizik bir etkiyle bağlantısı yoktur doğru, yanlız hipnoz esnasında geçmiş hayat anıları ve bilgilerinin kaynağı cin'lerdir.

 

Geçmiş hayatı hatırlamak amacı peşinde koşanların büyük çoğunluğu bunun için bir medyuma gider. Geçmiş hayatına yolculuk için kişi hipnotize edilir , hipnoz esnasında uykunun evreleri vardır 3.evrede beyin beden üzerindeki bütün hakimiyetini kaybederki bu esnada dış etkilere tam olarak açık hale gelir. Bu ister medyum'un bilinçli olarak ona yönlendirdiği cin'le yada açık hedef olduğu için ona musallat olan cin kişinin ağzından geçmişten bilgi verir ve birinin hayatını anlatır. Veya kişi hipnotize edilmeden dahi bilgiler verebilirki bu durumda çoktan onda ciddi bir cin musallatı olduğu ve bilgilerin cin kaynaklı geldiği açıktır.

 

Peki cinlerin insanlara bu kadar yalan söylediği gerçeği varken anlatılan bilgilerin çoğu doğru çıkar böyle biri yaşamıştır ve anlatılanlar doğrudur..

- Cinler'in uzun yaşam süreleri

- Bazı cinler'in ölümden sonra yaşamın devamına insanları inandırabilmesi için doğru bilgiler vermesi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

RNA'ların bilinç yüzeyine çıkan bilgileri bence önceki yaşamı hatırlatan şey..Herşeyi cinlere bağlamak ve nedenleri kendi dışımızda bulmak moleküler hafızamıza hakaret gibi oluyor bence. Hipnozun da süper şuur ve egoyu uyutarak bu kodları açtığını söyleyebilirim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

RNA'ların bilinç yüzeyine çıkan bilgileri bence önceki yaşamı hatırlatan şey..Herşeyi cinlere bağlamak ve nedenleri kendi dışımızda bulmak moleküler hafızamıza hakaret gibi oluyor bence. Hipnozun da süper şuur ve egoyu uyutarak bu kodları açtığını söyleyebilirim.

 

Hipnoz'la beyni programlayabilirsiniz..

Geçmiş yaşam bilgilerinin kaynağında, programcı medyum değil onun yönlendirdiği ruhani varlıktır.. Bilinçli veya bilinçsiz.

Farklı açılardan bakarsak daha iyi kavranır.

 

Cinler'le irtibatta bulunan bazı insanların hiç tanımadığı insanlar hakkında verdikleri bilgilerin çoğunun doğru olması , ileride derecede fal yeteneğine sahip ve bu yeteneğinin çoğunu ona bağlı ruhani varlık tarafından ona iletilmesi ve bilgilerin çoğunun doğru olması.

Bunlar ilginç değil olağan peki devam edeyim, o zaman..

 

Exorcist filmini çoğunuz seyretmişsinizdir , burada kişinin içine giren şeytan insanın ağzından konuşabilmektedir. E ama o film gerçek hayatta olmaz demeyin kesinlikle oluyor , zaten çoğu cin çıkarma metodlarında kişi transa sokulur ve cin'le bağlantıya geçilir..

Bunu bu konularda uzman her kişi bilir..

 

Evet bu örnekleri görüyoruz , hepsi bize biraz mantıklı geliyor ama transa sokulmuş birinin ağzından cin geçmişe dair bilgi verince bu bize inanılmaz geliyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cin mi, alt ya da üst benlik mi? nasıl karara varıp cin denilebilir?

Hipnozla beynin programlanması konusu ise kalıcı değil, birine bir şeyi bir süre bıraktırısınız ama sadece bir süre, sonra yine o kişi o hipnoz seansında bıraktırılmış şeye geri yönelir, yani tam bir sonuç alımı söz konusudur denilemez.

Hipnoz sırasında kişinin genel frekansına giren parazitler olabilir ki; bir tür otohipnoz denilebilecek durumda bunu gördüm, buna cin diyebilirsiniz ama bence bu parazite açık kapı bırakan bilincin kendi sorumluluğu yada kaçınılmaz geçekliği idi...hipnozda anlatılanları cinlere bağlamıyorum ama hipnozun bırakabileeği açık kapılardan girebilecek parazitlerin olması mümkündür (bunlara cin de denebilir başka şey de).

ancak şu da unutulmamalı; hipnotizörün rolü...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cin mi, alt ya da üst benlik mi? nasıl karara varıp cin denilebilir?

Hipnozla beynin programlanması konusu ise kalıcı değil, birine bir şeyi bir süre bıraktırısınız ama sadece bir süre, sonra yine o kişi o hipnoz seansında bıraktırılmış şeye geri yönelir, yani tam bir sonuç alımı söz konusudur denilemez.

Hipnoz sırasında kişinin genel frekansına giren parazitler olabilir ki; bir tür otohipnoz denilebilecek durumda bunu gördüm, buna cin diyebilirsiniz ama bence bu parazite açık kapı bırakan bilincin kendi sorumluluğu yada kaçınılmaz geçekliği idi...hipnozda anlatılanları cinlere bağlamıyorum ama hipnozun bırakabileeği açık kapılardan girebilecek parazitlerin olması mümkündür (bunlara cin de denebilir başka şey de).

ancak şu da unutulmamalı; hipnotizörün rolü...

 

Hipnotizörün rolü gerçekten önemli..

Transa sokup , geçmiş hayatınıza yolculuk ettiririm diyenlerin çoğunun medyum olması ilginç değilmi..

Neden gerçekten bilimsel bir geçmişi olan bir psikiyatrist bu konulara fazla eğilmezken , medyumlar bu konuda birbiriyle yarışırlar..

Gerçekten durugörü ve doğuştan gelen bazı yeteneklere sahip olmayan, tek yeteneği bağlı bulunduğu ruhani varlık vasıtasıyla karşı tarafa bilgi veren medyumlar aldıkları bilgilerin karşılığını ödüyorlar sadece.

Her bilginin karşılığı alınıyor hiçbir şey bedava değil, medyum parasını alıyor ama diğer boyutta para geçerli değil.. O yüzden onların bazı isteklerinede seve seve razı oluyorlar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Psikanalizde hipnoz vardır, gelişmiş ülkeler de sıkça kullanılır ve ülkemizde de üniversite diploması yanında özel eğitim ile de bu konuda uzmanlık almış sertifikalı değerli bilimadamlarımız vardır...(Hipnozun sadece medyum vb. işi olmadığını, bilimsel temelleri ve uygulamaları olduğunu belirtmek adına bir dip not olarak kabul edin.)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

mistik'e katılıyorum. Hipnoz seminerler doktorlara ve bu dalda olanlara verilir. Yada psikologlara. Normal koşullarda diğer kişilere verilmez. O kendi çabaları ile öğrenir ayrı. Ama hipnozda etken bilinçaltının mükemmel kaydı, hipnoz eden kişi, sujenin DNAlarında ki kodlar. Hipnoz içindeki kişiye onu ilgilendirmeyen birşey sorduğunuzda sizce cevap verir mi... Yani hipnoza giren birine Bush şu anda ne yapıyor yada Ahmet Beye ne olmuş gibi sorulara cevap vermeyecektir. Cevap verirse vereceği cevapların geçmişte izlediği, okuduğu şeylerden oluştuğu ve gerçekliği olmadığı gözlenecektir. BU da cin olmadığını gösteriyor. Kaldı ki cinlerin bize kolayca etki edebileceklerini düşünmüyorum. Mutlaka onları etki etmeye yetkilendirecek bir etki mevcut olmalıdır ki cinler kişilere etki etsin. BU korku olur, büyü olur, ruhsal bağlantı olur, istek olur veya başka birşey olur ama dediğim gibi hipnozun cinlerle doğrudan bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Hİpnozun medyumların eline geçmemesini de ayrı olarak istiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

mistik'e katılıyorum. Hipnoz seminerler doktorlara ve bu dalda olanlara verilir. Yada psikologlara. Normal koşullarda diğer kişilere verilmez. O kendi çabaları ile öğrenir ayrı. Ama hipnozda etken bilinçaltının mükemmel kaydı, hipnoz eden kişi, sujenin DNAlarında ki kodlar. Hipnoz içindeki kişiye onu ilgilendirmeyen birşey sorduğunuzda sizce cevap verir mi... Yani hipnoza giren birine Bush şu anda ne yapıyor yada Ahmet Beye ne olmuş gibi sorulara cevap vermeyecektir. Cevap verirse vereceği cevapların geçmişte izlediği, okuduğu şeylerden oluştuğu ve gerçekliği olmadığı gözlenecektir. BU da cin olmadığını gösteriyor. Kaldı ki cinlerin bize kolayca etki edebileceklerini düşünmüyorum. Mutlaka onları etki etmeye yetkilendirecek bir etki mevcut olmalıdır ki cinler kişilere etki etsin. BU korku olur, büyü olur, ruhsal bağlantı olur, istek olur veya başka birşey olur ama dediğim gibi hipnozun cinlerle doğrudan bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Hİpnozun medyumların eline geçmemesini de ayrı olarak istiyorum.

 

Hipnoz'un cinlerle doğrudan bir etkisi yoktur zaten , bende bunu belirttim ama geçmiş yaşamı hatırlatmak adına yapılan hipnoz seanslarında medyum'ların bilinçli olarak suje'ye yönlendirdiği cin'ler olduğunu belirttim sadece..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...