boggyhillocks Oluşturma zamanı: Nisan 18, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 18, 2007 Hayat ağacı kavramının evrimi ve içeriği hakkında yaklaşımlar Hayat Ağacı denilince akla hemen Halı ve Kilimlerimizdeki en klasik motiflerden biri ve biraz daha ezoterik bilimlere meraklı olanlara da İbrani kökenlidir, İbrani Tasavvufudur diye bilinen Kabala öğretisinin temel aracı, sefirotların dizim şekli olan ve aynı zaman da bir “insanı” oluşturan dizilimi ile “Hayat ağacı” gelir. Solda açıklamasına ve bilebildiğim detaylarına başka bir bölümde gireceğim Kabalistik hayat ağacı görülüyor. İncelememin bu aşamasında sadece çeşitli tarihlerde sembolik ve şekil yönünden benzerleri olan bulguları inceleyeceğim. Sağda, yukarda ise gene aşağı doğru iki üçgen yukarı doğru ise kanatlanmış bir figürü gösteren ve de gene Hayat Ağacı dediğimiz motifte, çevresi koç başı denilen motiflerle çevrelenmiş bir Kafkas Verne kilimi görüyoruz. Peki sadece iki örneğimiz mi var ? Bakalım Mevlâna’nın türbesindeki müritlerinden üçünün Çatalhöyüklü Tanrıça mız ve yanındaki İki koruyucu Leo Levî aslanları gibi sağındaki ve solundaki “ 2 “ yandaşı ??? ile beraber yattığı ama çizimden de anlaşılabileceği gibi “bir bütün oluşturdukları” sandukalarda ne süs var ? Sarıklarının biçimine Çatalhöyük ve erkeklik organının tanrısal evrimi bölümümüzde tekrar döneceğiz. Gördüğümüz gibi burada da altta aşağı doğru ve Çatalhöyükteki boğa başlarından hatırladığımız ve “kadının rahim içi fallopian kanallarını da sembolize eden bir aşağı yönelik üçgen, sonra kanatlanmış bir orta bölüm ve üstte 5 köşeli yıldızla biten bir üçgen bölüm daha var. Peki Mevlana’dan yaklaşık 8000 yıl önce, Hazreti İbrahim’den de takriben 3000-3500 sene önce gene Konya yakınlarında Çatalhöyükte neler çizilmişti gelin bir daha hatırlayalım. Burada da açıkça “üç” etap, sanki üç aşama sonunda yukarı doğru “Boğa” – “İnek le başlayan, “ içinde bebek olan bir Kanatlı Kuşla devam eden ve sağda sanki “bir ben var bende “yıldız gibi” benden içeri “ deyişini günümüzden 8500 sene önce de söyleyen bir iç “insan” figürü ile biten bir aşamalar zinciri görüyoruz değil mi ? Ya bu “şahseven” kilim motifini içgüdüleri ile ve annelerinden kopya ederek günümüze kadar sürdüren dokuyucu köylü “eğitimsiz” ??? !!! kadınlar bu motifi nerden ve ne zamandan miras almışlardır diyebiliriz ki ??? Ortasındaki iki düal renkteki “örümcek” motifini başka bir bölümde ele alacağız. Bu arada eski İran bayrağındaki gibi eli kılınçlı “koruyucu” aslan Leo Lev ler i de açıkça görmek mümkün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki bu reprodüksiyon üstteki doğuran Ana Tanrıçası ile bize oldukça yoğun ışık tutuyor. Tabii Çatalhöyük duvarlarından alınan bu “doğum” = Yıldız Star = Ishtar gibi parıldayan Ana ve yarattığı, doğurduğu çift ağızlı balta biçimindeki çocuk figürünü de yukardakilerle birlikte sembolik dizimize dahil ettiğimizde bir anda çok geniş ufuklu ilginç seyler düşünmemiz, sembolizmanın nimeti sayesinde de birikimlerimizin evreninde zamanda ve mekânda pek çok seyahate çıkmamız mümkün. Tıpkı aşağıdaki daha da önce “Rahim den çıkan” Uçucu canlanmış “Ruh” ya da “canlı” kavramının yansımasını düşündüğümüz figürün biçiminde de olduğu gibi. Daha önce de görmüştük ama Değerli James Mellaart’ın Çatalhöyük teki “mabet” in içini canlandırdığı planına bir daha bir göz atalım, hatırlayalım. Bu Şahseven kilimindeki “ana” motif bugün söylendiği, sanıldığı gibi köken olarak “Kafkas – İran” lıdır ya da “günceldir”, hayal ürünüdür ya da geçmişle ilintisizdir diyebilir miyiz artık ??? M.Ö. 6000 lere tarihlendirilen bu soldaki çizim de bize ikiye ayrılmış iki erkeklik organı biçiminin “ortasında “ bir hayat ağacı gösteriyor . Yoksa bunlar üst üste gelmiş “gönye” ler mi ? , kuş kanatları mı ? zambak veya lotus çiçeği yaprakları mı ? Gelin kolaylık olsun diye her seferinde “erkeklik organı “ dememek için onu bugün güncel lisanda ona atfedilen kelimelerden en “ağır” larından birini seçip biraz da ilerde aslında “aslına rücu” ettirmiş olabileceğimizi keşfedebileceğimizi düşündüğüm “Mezopotamya” daki bir benzer “sesi ile analım ve bundan sonra ona “zig” diyelim. En altta noktalı aslanlar olarak gördüğümüz ve rahmetli Mehmet Ateşin bana göre de doğru bir tesbitle leopar olmadıklarını ama ilerde “zig” e paralel olarak Aslan ların evrimi bahsinde daha da detaylı inceleyebileceğimiz Leo Lev imajı ile erkek spermlerini gösterdiklerini düşündüğü sağlı sollu “dıştaki iki sütun” spermatozoid kaynaklarının sembolizmasını görüyoruz diye düşünebiliriz. Bazı kimseler işin içine “zig” ve spermatozoid kavramlarını sokuyorum diye şaşırabilir hatta “sosyal ahlâk” açısından rahatsız olabilir alınabilirler ama değerli bir Musevi dostumdan öğrendiğim gibi, İbrani Kabalizmi hakkında az çok bilgisi olanlar Alfabenin ilk harfinin aslında “dişi” Beth b olduğunu, Alef in a ise adı söylenemez Yüce Tanrı nın Ain Soph halindeki gematrik sembolü olduğunu hatırlayacaklardır. İnsan aklının erebildiği düzeydeki Tanrı idrakini sembolleyen “Yod” y harfi ise şeklinden de açıkça görülebileceği gibi gene kabalistlerce bir spermatozoid olarak tanımlanmaktadır. Dikkat edilirse a iin içinde tıpkı yin yang da olduğu ya da aşağıdaki kilim deseninde de göreceğimiz, gibi sağ ve sol eller avuçları birbirlerine bakar bir biçimde üst üste birleştirilmiş bir haldeki gibi birbirine zıt iki “Yod” y bulunmaktadır. Peki bu İbrani kökenlidir diye bildiğimiz bu harfler daha doğrusu “ideogramlar” gerçekten de öyledir, ya da İbranilerin ya da daha doğru bir terimle “İbraniliğin” kökeni hakkında bildiklerimiz açık ve seçik doğrudur diyebilir miyiz ? Bakalım sizler de benim ilk gördüğümde hayretten küçük dilimi yuttuğum gibi şaşıracak mısınız ??? Sene M.Ö. 5000 Yer Türkiye’de Burdur gölü kıyısında Hacılar köyü kalıntıları !!! Şimdi Anadolu Medeniyetleri Müzesinde a Yan yana görülsünler diye gelin bir daha bakalım. Şaşırmamızın üstüne şimdilik daha fazla gitmeden gene yukardaki “zig” imize dönelim. Sol tarafta “bilgelik” sembolü olarak bilinen “4” geyik başı, sağdakinde ise “güç sembolü ama aynı zamanda dişi fallopian kanalları da gösteren “3” boğa başını görüyoruz . Bunu bir kesit olarak düşündüğümüzde bir “erkek” mabedi ve onu tam ve muntazam yapan 7 “becerikliyi” görebilmiş olacağımızı düşünmeden edemiyorum. Ortadaki hayat ağacı gibi gördüğümüz çizim ise yukardaki kabalistik hayat ağacının “orta sütunu” olabilir mi diye de düşünmeden edemiyorum doğrusu… En üstte de erişilecek “döllenecek” “erişilecek” yüce varlık “sevgili” “Tanrıça” figürümüzü görüyoruz sanki… Bu arada “geyik” boynuzlarının tıpkı yukarda tekrar gördüğümüz rahim içi figürlerindeki bebeği içeren kuşların kanatları gibi gibi yukarıya doğru olduklarını, buna karşılık boğa-inek boynuzlarının orda da olduğu gibi “aşağı doğru” baktıklarını sanıyorum ileriki araştırmalarda ve düşüncelerde kaynak olmak üzere not almakta yarar var. Ana tanrıça ve koruyucu aslanları ile içindeki kanatlı canlıyı gösteren “geleneksel” bir “şahseven” kilim motifini daha görelim de “tesadüf” addedilme oranımızı biraz daha düşürelim. Neden üst taraftaki Aslanlar “başı” “pergel başını” sanki “merkez” kişiyi hata ya da yanlış yaparsa hemen yiyeceklermiş gibi “kendi başından” “aklından” !!! koruyor gibi hazırda bekliyor gibiler ? ??? Aşağıdakiler ise “korumayı “gönyenin dibinde” dışarıdan gelecek tehlikelere , etkilere doğru mu yapıyorlar dersiniz ? Epey şeyler düşünülebilinir değil mi ? “Örümcek” denen bu orta figürde yanlardaki ve “eli belinde” yapan “kanca “ gibi görünen biçimlerin fondaki renklerle bir “zıtlıklar bütünü”,bir çeşit “yin ve yang” , sanki gene sağ ve sol ellerin avuçları birbirlerine bakar bir biçimde üst üste birleştirilmişlikleri gibi bir görüntü verdiklerini düşünememezlik edemiyorum.. Meşhur “merkez” “Ana Tanrıça figürümüzü M.Ö. 1800 deki bronz Karahöyük Ishtar ‘ımızda da görüyoruz. Erkek hakim Tanrı inançları karşısında tahtını kaybetme süreci içinde olduğu için kanatları ve elleri ile yardım mı istiyor dersiniz ? Ya da Adı söylenemeyen ama aslında insan düşüncesinin en başından beri aklında gönlünde var olan “Yücelerin Yücesini” mi selamlıyor ? 1400 Hitit Alacahöyük. Güneş diski altında iki boğa gene üç kademeli hayat ağacını koruyorlar ve dikili tutuyorlar. Bu da belki de bizi Mısır daki dikilen Ced kolonu ile de ilintilendirebilecek. Ama Mevlana nın sandukası ya da ilk Verne kilimdeki 2 aşağı doğru bir yukarı doğru ortada kanatlı altta fallopian kanallı , üstü elleri açılmış ve hepsi bir “kadüse” üstünde birleşmiş, dizilmiş ve kanatlanarak göğe yükselen figürlü üçgenlerle de bağlantı kurmamızı sağlayan bir buluntu diye düşünüyorum. tüm resimleri koyamadım ne yazıkki, alıntıdır.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Niemand Yanıtlama zamanı: Mayıs 3, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 3, 2007 Sevgiyle selam can. Alıntıyı buraya aktardığın icin saol güzel olmuş.Bu bilgiler belkide bazılarına yarar inş. Doğru bir Mistik Kabbala ama bunu cözmüş bir insan vardı hayata gecirmiş ve tam başarıyordu birden bire bırakı verdi son adım da oda bıraktı.Neden bıraktığı mechul Tabi ki. sevgiyle kal Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boggyhillocks Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2007 teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.