Jump to content

Uzaylı'ya otopsi


Firdevs

Önerilen Mesajlar

arkadaşlar vaktiniz varsa okumanızı tavsiye ederim...

 

 

 

4 Temmuz 1947 gecesi, ABD’de küçük bir New Mexico kasabası olan Roswell yakınlarına bir uçan daire düştü. Uçan dairenin enkazı ve uzaylı mürettebatının bedenleri olayı haber alan Ordu tarafından hemen kaldırıldı. Kaza yeri karantinaya alındı, enkazın tüm parçaları toplandı ve uçakla ABD 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na gönderilerek burada kamuoyundan saklandı.

20. yüzyılın en önemli ve yankı uyandıran UFO olayı olan Roswell olayının ve onu takip eden resmi örtbasın kronolojisi aşağıda sunulmaktadır:

2 Temmuz 1947, Çarşamba

9:50: New Mexico eyaletinin Roswell kasabasında yaşayan Dan Wilmot ve karısı, verandalarında oturuken gökyüzünde kuzeydoğuya doğru hızla uçmakta olan büyük, parlayan, oval biçimli bir cisim görürler.

4 Temmuz 1947, Cuma

11:15: Roswell’deki St. Mary Hastanesi’nde görev yapan Fransiskan rahibeleri “Roswell’in kuzeyinde kavis yaparak dönen parlak bir cisim” görürler. Cismi kasabanın güneyinde oturan William Woody ve babası da gözlemler.

Bu sıralarda Roswell’in 120 km kuzeydoğusundaki Corona bölgesinde bir fırtına kopar. Foster çiftliğinin sahibi William “Mac” Brazel ve komşuları patlamaya benzer bir ses duyarlar.

Çölde kamp yapan Jim Ragsdale ve kız arkadaşı parlak bir cismin düşerek yere çarptığını görürler.

5 Temmuz 1947, Cumartesi

 

Sabah erken saatlerde, Mac Brazel ve komşularının 7 yaşındaki oğlu William “Dee” Practor fırtınanın çiftliğe zarar verip vermediğini kontrol ederlerken, yaklaşık 200 metre genişliğinde ve 1.2 km uzunluğunda bir alana yayılmış olan enkazı bulurlar: “Buruşturulup gevşetildiklerinde eski şekillerini alan” folyoya benzer metalik döküntüler, ne kesilebilen ne de yanan “üzerlerinde menekşe rengi hiyeroglife benzer yazılar bulunan” çubuklar gibi esrarengiz maddeler.

Brazel, bulduğu maddelerin bir kısmını kamyonuna yükleyerek komşuları Floyd ve Loretta Proctor’a gider ve onlara bu tuhaf parçaları gösterir. Proctor’lar ona olayı yetkililere bildirmesini söylerler.

Akşamüstü Brazel enkazdan bazı parçalar toplayarak kulübesine götürür; bunlardan biri 1.2 metre boyundadır. Akşam, Corona’ya alışveriş yapmaya giden Brazel, buradaki arkadaşlarına ve komşularına olaydan bahseder. Onlar da Brazel’a yetkililere başvurmasını söylerler.

6 Temmuz 1947, Pazar

7:30: Mac Brazel Şerif George A. Wilcox’ı görmek üzere Roswell kasabasına doğru yola çıkar ve saat 11.00 sularında kasabaya gelir. Yanında enkazdan bazı parçalar getirmiştir, bunları Şerif Wilcox’a, karısına ve kızına gösterir: hepsi de bu enkazın bir uçan daireye ait olduğunu düşünmektedirler. Wilcox yardımcılarını inceleme yapmak üzere çiftliğe gönderir. Şerif yardımcıları enkaz alanını bulamazlar fakat bölgede “büyük, yuvarlak ve siyah” bir iz keşfederler; izin bulunduğu alandaki toprak erimiş ve kararmıştır.

Wilcox, Brazel’la konuşurken yerel radyo istasyonu KGFL’nin muhabiri Frank Joyce’dan bir telefon alır ve onu Brazel’la görüştürür. Joyce bu haberi duyuran ilk kişi olacaktır. Wilcox, Joyce’un önerisi üzerine Roswell Ordu Hava Kuvvetleri üssünü arar ve Hava İstihbarat görevlisi Binbaşı Jesse A. Marcel’la görüşür. Roswell Ordu Hava Üssü, o sırada dünyadaki tek atomik grup olan 509. Bomba Grubu’nun merkezidir.

13:00: Marcel Şerif’in ofisine gider, enkaz parçalarını görür ve bunları alarak üsse götürür. Roswell Hava Üssü’nden Albay Blanchard Marcel’a Karşı İstihbarat Ajanı Yüzbaşı Sheridan Cavitt’le birlikte Foster Çiftliği’ne giderek olayı araştırmalarını emreder.

 

Blanchard daha sonra Forth Worth Hava Üssü’ndeki 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Tümgeneral Roger Ramey’i arar ve ona bulgulardan sözeder. Ramey olayı Pentagon’a haber verir.

 

15:00: Forth Worth Üssü Kurmay Başkanı Albay Thomas J. DuBose, Pentagon Stratejik Hava Kuvvetleri Generali Clements McMullen’dan bir telefon alır. McMullen, DuBose’a bulunan maddeleri hemen Washington yakınlarındaki Andrews Hava Üssü’ne göndermesini söyler ve bunları bizzat inceleyeceğini bildirir. DuBose’a göre, McMullen bu enkaz parçalarını Ohio’daki Wright Üssü Hava Teknik İstihbarat Departmanı’ndan Tümgeneral Benjamin Chidlaw’a göndermiştir.

Saat 16:00 sularında bir nakliye uçağı hazırlanır.

Marcel ve Cavitt Brazel’la birlikte farklı araçlarla Foster çiftliğine giderler. Brazel görevlilere kulübesinde sakladığı enkaz parçalarını gösterir. Marcel bunlar üzerinde radyoaktivite ölçümleri yapar. Marcel ve Cavitt o geceyi çiftlikte geçirirler.

17:00: Pentagon’dan gelen emirler doğrultusunda, enkazın yerini tespit etmek için bölgeye uçaklar gönderilir. Havadan yapılan araştırma sonucunda Roswell’in 65 km kuzeydoğusunda bir uçan dairenin enkazı bulunur. Enkazı incelemek ve ertesi günkü enkaz kaldırma çalışmaları için hazırlık yapmak üzere bölgeye bir arama-kurtarma ekibi gönderilir. Ekip bölgede arkeolog W. Curry Holden liderliğinde bir grup siville karşılaşır. Enkaz alanına Colomb öncesi devre ait Kızılderili çömlekleri ararken gelmişlerdir.

Bu sıralarda, Şerif Wilcox da önemli bir keşif yapar: yardımcıları tarafından tespit edilen yanık izinin yakınlarında araştırma yaparken bir enkaz ve dört uzaylı yaratık bulur. Uzaylılardan biri hala hayattadır. Wilcox’un karısı yıllar sonra torununa “yaratıkların büyük kafaları olduğunu ve gümüş rengi üniformalar giydiklerini” anlatacaktır.

7 Temmuz 1947, Pazartesi

7:00: Foster çiftliğindeki Hava Kuvvetleri görevlileri enkazla kaplı alana giderler ve enkaz parçalarını araçlarına yüklemeye başlarlar. Bu sıralarda, Albay Blanchard büyük bir faaliyet başlatır ve kasabaya giren tüm yollara barikatlar kurulmasını emreder.

13:30: Roswell Hava Üssü’ne morg hizmeti veren Ballard Cenazeevi’nde çalışan Glenn Dennis, Üs’ten bir telefon alır. Telefondaki görevli Dennis’e, dış faktörlere karşı korunmasız kalan cansız bedenlerin nasıl muhafaza edileceğini ve çocuk ölçülerinde havageçirmez tabutlarının olup olmadığını sormaktadır.

 

13:55: Ordu Hava Kuvvetleri Araştırma ve Geliştirme Departmanı’ndan General Curtis LeMay, Pentagon’da General Hoyt Vandenberg’le “uçan daireler” konulu bir toplantı yapar. Bu sırada, Hava Teknik İstihbarat Kuvvetleri Komutanı General Nathan F. Twining planlarını değiştirerek New Mexico’ya uçar.

15:30: Glenn Dennis, yaralı bir askeri tedavi etmesi için üsse çağırılır. Dennis askere ilk yardım yapar ve onu üssün revirine götürür. Revire giderken kapısı açık bir ambulansın yanından geçen Dennis, ambulansın içinde çeşitli metal parçacıkları olduğunu görür.

O akşam geç saatlerde Foster çiftliğindeki enkazın büyük bir kısmını araçlarına yükleyen Hava Kuvvetleri görevlileri üsse doğru yola çıkarlar. Binbaşı Marcel yolda evine uğrar ve karısı ile oğlu Jesse Marcel Jr.’a enkaz parçalarından bazılarını göstererek onlara bu parçaların bir uçan daire enkazından alındığını olduğunu söyler.

8 Temmuz 1947, Salı

6:00: Albay Blanchard ve Binbaşı Marcel gizli bir toplantı yaparlar; Marcel Albay’a enkaz parçalarını gösterir.

7:30: Albay Blanchard’ın ofisinde personel toplantısı yapılır.

9:00: Albay Blanchard, Brazel’ın bulduğu enkaz hakkındaki dedikoduları engellemek ve halkın ilgisini ölü uzaylılardan başka bir yöne çevirmek için bir basın açıklaması yapmaya karar verir ve basın görevlisi Teğmen Walter Hunt’a şu açıklamayı dikte ettirir:

“Uçan dairelerle ilgili söylentiler dün gerçeğe dönüştü." Roswell Ordu Hava Üssü, 8. Hava Kuvvetleri’ne bağlı 509. Bomba Grubu İstihbarat Departmanı, yerel çiftçilerden birinin ve Chaves kasabası şerifinin işbirliğiyle bir disk ele geçirmiştir. Bu uçan cisim geçen hafta içinde Roswell yakınlarındaki bir çiftliğe inmiştir. Telefonu olmayan çiftçi, diski şerifle irtibat kurana kadar saklamıştır. Olayı öğrenen Şerif hemen 509. Bomba İstihbarat Departmanı’ndan Binbaşı Jesse Marcel’e ulaşmış; ordu hemen harekete geçmiş ve disk çiftçinin evinden alınmıştır. Disk, Roswell Hava Üssü’nde incelenmiş ve daha sonra Binbaşı Marcel tarafından Merkez Karargahına gönderilmiştir.”

11:00: Teğmen Hunt, yerel radyo istasyonlarına, Şerif’in ofisine ve yerel gazeteler Roswell Daily Record ve Morning Dispatch’e giderek açıklamayı teslim eder. Bir akşam gazetesi olan Roswell Daily Record olayı aynı gün ilk sayfadan, “Hava Kuvvetleri Roswell Bölgesi’ndeki Çiftlikte Uçan Daire Yakaladı” başlığıyla verir.

Radyo istasyonları haberi Associated Press’e iletir; haber buradan tüm dünyaya yayılır. Bunu takip eden saatlerde, radyo istasyonları, Şerif’in ofisi ve Roswell Hava Üssü Londra’dan Tokyo’ya kadar tüm dünyadan telefon bombardımanına tutulur.

Haberi teleksle United Press’e gönderen KGFL’den Frank Joyce bir süre sonra Washington’dan bir telefon alır. Telefondaki görevli Joyce’a olayı nereden haber aldığını sormaktadır; Joyce Teğmen Haut’un ismini verir. Kısa bir süre sonra yine resmi bir görevli Morning Dispatch’i arayarak Teğmen Haut’un açıklamasının yanlış olduğunu söyler.

11:00: Glenn Dennis hemşire arkadaşından bir telefon alır. Öğle yemeği için buluşmayı kararlaştırırlar. Burada arkadaşı Dennis’e önceki gün bir otopsiye yardım ettiğini anlatır. Washington’dan gelen iki doktor 3 küçük varlığa otopsi yapmışlardır. Hemşire, varlıkların çok büyük başları, çukur gözleri ve sadece dört parmakları olduğunu söyler ve bir peçeteye bunlardan birinin kabataslak bir resmini çizer. Dennis’e gördüğü varlıkların fiziksel özelliklerini detaylıca anlatan hemşire, bunların insan değil “yabancı bedenler” olduklarını tekrarlar.

12:00: Roswell Hava Üssü’ne Washington’dan gelen bir uçak iner; içinde özel bir uzman ve bir fotoğrafçı ekibi bulunmaktadır.

UFO’nun enkazı Yüzbaşı Oliver Henderson’ın kullandığı bir uçağa yüklenerek Wright Üssü’ne gönderilir. Yükleme sırasında Henderson hala hangarda bulunan üç uzaylı bedeni görür; bedenler buzda saklanmaktadır.

15:00: General Clemence McMullen Forth Worth’ten General DuBose’u arar ve ondan 8. Hava Kuvvetleri Komutanı General Roger Ramey’yle temasa geçmesini ister. Ramey yeni bir hikaye uydurarak uçan daire hikayesini örtbas etmelidir.

 

Bunun üzerine General Ramey Forth Worth Üssü’nde bir basın toplantısı düzenleyerek Roswell yakınlarında düşen cismin bir uçan daire değil, meteoroloji balonu olduğunu söyler. Binbaşı Marcel’in bulduğu esrarengiz madde meteoroloji balonu parçalarıyla değiştirilir ve Marcel’e bunlarla birlikte basına poz vermesi emredilir.

KGFL Radyo İstasyonu’nda Mac Brazel’le yapılacak bir röportaj, FFC ve New Mexico Kongresi emirleriyle iptal edilir. KGFL’ye bu olayı kapatmak için 24 saatleri olduğu, yoksa bir daha radyo işine giremeyecekleri söylenir.

9 Temmuz 1947, Çarşamba

8:00: Albay Blanchard kaza yerine giderek enkaz temizleme çalışmalarını denetler.

10.00: Washington’dan gelen bir başka uçak Roswell Üssü’ne iner; Başkan Harry Truman’nı temsil eden bir gizli hizmet görevlisini getirmiştir.

12:00: UFO mürettebatının bedenleri nakliyeye hazır hale getirilir.

15:00: Enkaz yüklü üç C-54 uçağı üsten ayrılarak General Twining’in bulunduğu Kirtland Hava Üssü’ne doğru yola çıkar.

16:00: Uzaylı cesetleri biri Washington’a diğeri Forth Worth’e giden iki ayrı uçakla nakliye edilir.

19.30: Associated Press dünya çapında bir duyuru yayımlayarak, uçan daire sanılan cismin aslında bir meteoroloji balonu olduğunu duyurur. TV kanalı ABC News de Roswell’deki enkazın bir meteoroloji balonuna ait olduğunu bildirir.

 

11 Temmuz 1947, Cuma

Kurtarma operasyonlarında görev alan tüm askerlerin katıldığı bir brifing düzenlenir. Askerler küçük gruplar halinde görüşmeye alınırlar. Askerlere bu olayın ulusal güvenliği ilgilendiren bir konu olduğu ve çok gizli tutulması gerektiği söylenir ve kimseyle bu konu hakkında konuşmamaları emredilir.

Ve resmi sessizlik başlar…

1978-1994

Nükleer fizikçi ve sonra da UFO araştırmacısı olan Stanton Friedman’ın Binbaşı Marcel’i bularak onunla Roswell olayı hakkında röportaj yapar. Uzun yıllar süren sessizlik bozulmuştur. Bunu takip eden 16 yıl içinde 300’ü aşkın tanığın ifadelerini temel alan 5 kitap yazılır.

YENİ SORUŞTURMA

12 Ocak 1994’te, Albuquerque, New Mexico’dan Temsilciler Meclisi Üyesi Steven Schiff, seçmenlerinden gelen yoğun talep üzerine, Savunma Bakanlığı’yla temasa geçer ve onlardan 1947’de Roswell’de meydana gelen olay hakkında bilgi ister. Savunma Bakanlığı, Schiff’e bu konu hakkında ellerinde herhangi bir bilgi olmadığını bildirir ve Ulusal Arşivler’e başvurmasını söyler. Ulusal Arşivler’den de konuyla ilgili bir kayıtları bulunmadığı cevabını alan Schiff, Genel Muhasebe Ofisi (GAO) ile temas kurar ve 1947 olaylarıyla ilgili kayıtların denetlenmesini ister. GAO, 28 Temmuz 1995’te araştırmasını tamamlar ve konuyla ilgili bir rapor yayımlar. Raporda, o dönemde Roswell Ordu Hava Üssü’nden gönderilen tüm yazılı belgelerin gerekli izin alınmaksızın yok edildiği bildirilmektedir.

Schiff bu belgelerin son derece önemli olduğunu söylemektedir. Çünkü bu belgeler, Roswell’deki askeri yetkililerin, 1947’de dünya üzerindeki tek nükleer vuruş kuvveti olan Roswell üssü görevlilerinin bir meteoroloji balonuyla başka bir dünyadan gelen yabancı materyaller arasındaki farkı anlamamalarını üstlerine nasıl açıkladığı göstermektedir.

Hava Kuvvetleri’nin Cevabı

Hava Kuvvetleri UFO’lar konusunda 25 yılı aşkın bir suskunluktan sonra ilk kez Eylül 1994’te, yani Schiff araştırmalarına başladıktan 8 ay sonra, kamuoyuna bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Hazırlanan raporda, Hava Kuvvetleri, 1947’deki meteoroloji balonu hikayesiyle Amerikan halkını ve dünyayı gerçekten de yanılttığını kabul etmekte ve fakat bu dfa da bir başka yalanla; 1947 yılında Roswell’in kuzeybatısında Mac Brazel tarafından bulunan enkazın aslında Mogul adlı çok gizli bir hükümet projesinde kullanılan bir balonun kalıntıları olduğunu söylemektedir.

Peki ama daha önce halkı yanılttığını kabul eden Hava Kuvvetleri’nin bu açıklaması ne kadar inandırıcıydı? Gerçek, ancak araştırmaların derinleştirilmesiyle ve tanıkların konuşmaya başlamalarıyla ortaya çıkacaktı.

 

Roswell olayının üzerinden zaman geçtikçe Ordu’nun baskısından kurtulmaya başlayan, içlerinde emekli generallerin de bulunduğu güvenilir tanıklar, Roswell enkazının dünya dışından gelen bir cisme ait olduğunu doğrulamışlardır.

UFO kazasını doğrulamak isteyen ve isminin kullanılmasına izin veren ilk tanık, Roswell’deki 509. Bomba Grubu’nun istihbarat görevlisi emekli Yarbay Jesse Marcel olmuştur. Kaza yerini inceleyen ilk iki askeri görevliden biri olan Marcel, 1978 yılında araştırmacılara ve medyaya bir açıklama yaparak gördüğü enkazın “bu dünyaya ait olmadığını” söylemiştir. Marcel, 1979’da yaptığı bir röportajda şunları söylemiştir: “O bir meteoroloji balonu olmadığı gibi bir uçak ya da misil de değildi.” Enkaz parçalarının özelliklerinden bahseden Marcel, “Yanıcı bir madde değildi… ağırlığı yok gibiydi. Çok inceydi, kalınlığı ancak bir sigara paketinin içindeki folyo kadardı. Parçaları eğmeye çalıştım fakat olmadı. Hatta balyozla üstüne vurarak içinde bir çukur açmayı bile denedik ama başaramadık”, demiştir.

Marcel olay günü üsse dönerken evine uğramış ve karısı ile 11 yaşındaki oğluna bu esrarengiz enkazın bir kaç parçasını göstermişti. Bu parçalardan özellikle birinin yüzeyinde hiyeroglife benzer semboller bulunmaktaydı. Marcel’in o zamanlar 11 yaşında olan oğlu tıbbi doktor, Ulusal Koruma helikopter pilotu ve uçuş cerrahı Dr. Jesse Marcel Jr. olayı çok iyi hatırlamaktadır ve söz konusu sembollerin bazılarının ayrıntılı çizimlerini yapmıştır. Jesse Marcel Jr. olaydan yıllar sonra yaptığı açıklamada babasının aldığı emir üzerine basına birlikte poz verdiği maddenin, o gece annesi ve kendisine gösterdiği madde OLMADIĞINI söylemiştir.

Askeri görevliler ve Roswell’de yaşayanlar da UFO kazasını doğrulayan açıklamalar yapmışlardır. 1947’de Forth Worth’teki 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda General Ramey ile beraber çalışan Albay Thomas DuBose, 1992 yılında ölümünden önce yaptığı açıklamada, meteoroloji balonu hikayesinin tamamen bir örtbas hikayesi olduğunu itiraf etmiştir. DuBose, o tarihte Washington D.C’deki Andrews Hava Kuvvetleri Üssü’nden General Clements McMullen’ın kendisini arayarak bir örtbas hikayesi bulmalarını emrettiğini doğrulamıştır.

Temmuz 1947’de Roswell enkazının gönderildiği Ohio’daki Wright Hava Üssü’nde yarbay olarak görev yapmakta olan emekli General Arthur E. Exon ise, 1990’da kendisiyle yapılan bir röportajda enkaz üzerinde yapılan testler hakkında şunları söylemiştir: “Madde inceleme laboratuarlarımıza getirilen enkaz üzerinde kimyasal analizden gerilim testleri, sıkıştırma ve açma testlerine kadar her tür test yapıldı. Enkazın bir kısmı kolayca parçalanabiliyor ve değiştirilebiliyordu… fakat diğer kısımlar çok ince olmalarına rağmen son derece güçlüydüler ve ağır çekiçlerle vurulduğunda bile zarar görmüyorlardı. Testler sonrasında herkesin ortak kararı bu parçaların UZAYDAN geldiğiydi.”

Roswell’de yaşayan görgü tanıklarının verdiği ifadeler arasında özellikle Glenn Dennis’inki 1947’de bulunan cismin niteliği konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. Glenn Dennis, 1947’de Roswell Hava Kuvvetleri Üssü’ne morg ve ambulans hizmetleri sağlayan Ballard Cenazeevi’nde çalışan bir gençti. Dennis, Roswell’de bulunan esrarengiz enkazdan haberdar olmadan önce, Üs’teki morg görevlisi ona birkaç kez telefon etmiş ve küçük, havageçirmez tabutlarının olup olmadığı, birkaç gün boyunca dış faktörlere maruz kalan bedenlerin nasıl muhafaza edileceği gibi sorular sormuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere, Ordu, ceset dokularının kimyasal bileşiminin değişmesini engellemek için oldukça hassas davranmıştır.

 

O gece geç saatlerde, başka bir olay üzerine Üs’teki hastaneye giden Dennis, arka kapının dışında iki askeri ambulans görmüş ve içlerinden büyük enkaz parçalarının çıkarıldığına şahit olmuştur. Dennis, hastaneye girdiğinde bir hemşire arkadaşıyla karşılaşmış, fakat onu gören askeri polisler onu tehdit etmiş ve zorla binadan dışarı çıkarmışlardır.

Dennis, ertesi gün hemşire arkadaşıyla yeniden karşılaşmış ve hastanede neler olup bittiğini sormuştur. Şok geçirmekte olan hemşire arkadaşı Dennis’e, iki doktorun hastanede küçük, insan-dışı bedenler üzerinde otopsi yaptıklarını ve yardım etmesi için onu çağırdıklarını anlatmıştır. Ayrıca, bir peçete üzerine bedenlerin nasıl göründüğünü çizmiştir. Bu, Dennis ve arkadaşının son görüşmeleri olmuş; hemşire birkaç gün sonra İngiltere’ye transfer edilmiştir. Dennis daha sonra hemşire arkadaşından hiçbir haber alamamıştır.

Dennis’in ifadesine göre, yere çakılan aracın ana gövdesi Brazel çiftliğindeki enkaz alanından aşağı düşerek ikinci bir bölgeye doğru sürüklenmiştir. Araştırmacılar, çok az kişinin haberdar olduğu bu ikinci enkaz alanının varlığını ancak yakın zamanlarda teyit edebilmişlerdir. Tanıkların ifadelerine göre, burası aynı zamanda uzaylı bedenlerinin bulunduğu yerdi. Bu bölgeyi gören tanıklardan çoğu hükümet korkusuyla isimlerinin kullanılmasına izin vermemektedirler.

Glenn Dennis ifadesinde askeri yetkililer tarafından tehdit edildiğini de belirtmektedir. Glenn Dennis’in dışındaki diğer tanıklar da fiziksel olarak tehdit edilmiş ve korkutulmuşlardır. Enkazı bulan çiftçi Mac Brazel, Ordu tarafından yaklaşık bir hafta boyunca gözaltında tutulmuş ve olay hakkında bir daha hiç konuşmamıştır.

Roswell olayı 1980’lerden beri kamuoyunda çok tartışılan bir olay olmasına rağmen ilginçtir ki, olayın tanıklarından hiçbiri meteoroloji balonu hikayesini doğrulamamış ya da olaya başka bir açıklama getirmemişlerdir. Görüşülebilen tanıkların hepsi, tüm tehditlere ve engellemelere rağmen, ısrarla enkazın dünya-dışı bir araca ait olduğunu söylemektedirler.

 

Albay Philip Corso

 

Bu önemli Olay hakkında yıllar sonra konuşacak olan bir başka resmi yetkili ise Albay Philip Corso'dur. Başkan Eisenhower'ın güvenlik danışmanlarından biri olan Corso, o dönemlerde General Arthur Trudeau'nun yardımcılığı yapmakta ve Pentagon'da gizli projelerde yer almaktaydı. Daha sonraki görevi ise Roswell olayında ele geçen uzaylı cesetleri ve enkazı üzerinde araştırmalar yapan özel bir grubun başına getirildi. Kendisi 1997 yılında ölümünden 3 yıl önce "The Day After Roswell" yani "Roswell'in Ertesi" adlı bir kitap yazarak, Ordunun ve hükümetin bu olayı nasıl örtbas ettiğini ve Roswell'de düşen aracın Dünyadışı menşeili olduğunu, ve de 51. Bölge gibi üslerde bu teknolojiyi kopye etme çalışmalarını ve hükümetin gizli projelerini açıkça itiraf etmiştir.

 

ROSWELL OLAYI

RESMİ AÇIKLAMALAR

ÖRTBAS DEVAM EDİYOR!...

 

Hava Kuvvetleri Roswell Bildirisi -1994

Hava Kuvvetleri, Temsilciler Meclisi Üyesi Steven Schiff’e ve başlattığı araştırmaya bir cevap olarak, 1994 yılında Roswell olayıyla ilgili bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Hava Kuvvetleri tarafından açıklanan raporda şöyle denilmektedir:

“Hava Kuvvetleri yaptığı araştırmada, Roswell Olayının bir UFO olayı olduğu yönünde hiçbir bilgiye rastlamamıştır. Eldeki tüm resmi belgeler, her ne kadar doğrudan Roswell’le ilgili değilse de, Brazel çiftliğinden kaldırılan enkazın büyük olasılıkla Mogul Projesi balonlarından birine ait olduğunu göstermektedir. Görünüşe göre o dönemde gazetelerde de yer alan, enkazın bir meteoroloji balonuna ait olduğu açıklaması, radar hedeflerinde Mogul balonlarıyla normal meteoroloji balonları arasında görünüş açısından bir fark olmamasından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde döneme ait resmi kayıtlarda, konuyla ilgili gizli bir askeri operasyon ya da güvenlik aktivitesi yürütüldüğüne dair hiçbir işaret bulunmamaktadır… Hava Kuvvetleri kayıtları incelenmiş, fakat Hava Kuvvetleri’nin bir “uzaylı” bedeni ele geçirdiği ya da bir örtbas operasyonu yürüttüğü yolunda en ufak bir kanıt bile bulunmamıştır.”

GAO Roswell raporu

ABD Genel Muhasebe Ofisi (GAO) tarafından, Temsilciler Meclisi Üyesi Steven Schiff’in talebi üzerine hazırlanan “Roswell, New Mexico Yakınlarındaki 1947 Kazası ile İlgili Kayıtların Araştırma Sonuçları” başlıklı rapor Temmuz 1995’te yayımlanmıştır. Raporda, GAO konu hakkında yaptığı araştırmayı özetlemekte ve bu araştırma sonucu su yüzüne çıkardığı birtakım belgeleri kamuoyuna sunmaktadır.

509. Bomba Grubu’nun Roswell Üssü’nde bulunan tarihçesinde, Danışma Ofisi’nin söz konusu ay boyunca, 509. Bomba Grubu’nun himayesinde olduğu rapor edilen ‘uçan daire’ hakkındaki soruları cevaplamakla meşgul olduğu açıkça belirtilmektedir.

GAO, raporunda Roswell’de olanlar hakkındaki spekülasyonlara fazla yer vermemiş, ve döneme ait Roswell Ordu Hava Üssü (RAAF) kayıtlarının anlaşılmaz bir şekilde yok edildiğini bildirmiştir. Bu kayıtlar Mart 1945-Aralık 1949 dönemi RAAF idari kayıtlarını ve Ekim 1946-Aralık 1949 döneminde RAAF’tan gönderilen mesajları kapsamaktadır.

GAO’nun raporunu açıklamak için bir basın toplantısı yapan Temsilci Schiff de GAO’nun bulgularının Roswell hakkındaki tartışmaların sonuçlanmasını sağlamayacağını söylemektedir. Schiff, CNN TV programcısı Larry King’le yaptığı röportajda şöyle demiştir: “Olaydan 50 yıl sonra bile, herkesi tatmin edecek bir açıklama yapmak için yeterli kanıt bulunmamaktadır. Bence tartışmalar devam edecek ve GAO raporu sadece tartışmaları daha da alevlendirecek.”

YENİ BİR ÖRTBAS!!

Roswell Raporu: Dava Kapandı -1997

1994 yılında yayınlanan Roswell hakkındaki ilk Hava Kuvvetleri raporunda, çiftçi Mac Brazel tarafından bulunan enkazın Hava Kuvvetleri tarafından yürütülen MOGUL kod adlı bir araştırma projesi kapsamında uçuş yapan bir balona ait olduğu söylenmekteydi. Bu rapor nihai gibi görünse de, Hava Kuvvetleri, 1947’de New Mexico’daki ikinci enkaz alanında bulunan uzaylı bedenleriyle ilgili iddiaları yanıtlayan yeni bir rapor hazırlama gereği duymuştur.

Yeni raporun şu noktalar üzerinde durulmuştur:

1. Uzaylı bedenleri gördüğünü bildiren tanıklar genel anlamda doğruyu söylemektedirler;

2. Fakat, bu tanıklar gözlemedikleri olayların meydana geldiği tarih ve olayların detayları konusunda ciddi ölçüde yanılmaktadırlar. Tanıklar, geçmişte farklı zamanlarda meydana gelen birkaç olayı tek bir olay gibi algılamaktadırlar ve bu olaylardan her biri olağan Hava Kuvvetleri aktiviteleridir.

3. Hava Kuvvetleri, gözlemlenen bedenlerin aslında bilimsel ve mühendislikle ilgili deneylerde kullanılan ve balonlarla yukarılara taşınan antromorfojik test mankenleri olduğunu iddia etmektedir.

4. Bazı tanıkların ifadelerini aydınlatabilmek için bunlar dışında Mogul balonu açıklamasına da ihtiyaç duyulmuştur; bu yüzden Hava Kuvvetleri yeni raporunda, Roswell olayıyla ilgili ifadelerin hem bir Mogul balonunun, hem de cansız mankenler taşıyan bir balonunun gözlemlenmesi sonucu oluştuğunu ve tanıkların bu iki olayı tek bir olay gibi yorumladıklarını söylemektedir.

 

ROSWELL OLAYI

BELGELER

MAJESTIC 12 OPERASYON EKİBİNİN BAŞKAN ADAYI, DWIGHT D. EISENHOWER İÇİN HAZIRLADIĞI BRİFİNG DÖKÜMANI –18 KASIM 1952:

UYARI: Bu çok gizli ve sadece yetkili kişilerin görüşüne açık bir dökümandır ve Amerika Birleşik Devletlerinin ulusal güvenliğiyle ilgili özel olarak hazırlanmış bilgiler içermektedir. Belge yalnızca Majestic-12 tarafından izin verilen kişiler tarafından incelenebilir. Belgenin kopyalanması, çoğaltılması ya da içerdiği bilgilerle ilgili notlar alınması kesinlikle yasaklanmıştır.

BRİFİNG YETKİLİSİ: AMİRAL ROSCOE H. HILLENKOETTER (MJ-1)

NOT: Bu döküman yalnızca bir ön brifing olarak hazırlanmıştır ve takip edecek tam operasyon brifingi için bir başlangıç niteliği taşımaktadır.

24 Haziran 1947’de Washington Eyaleti’ndeki Cascada dağları üzerinde uçmakta olan sivil bir pilot, dokuz disk biçiminde uçan cismin belirli bir düzen içinde ve çok yüksek hızda seyahat etmekte olduğunu gözlemlemiştir. Bu, bu tip cisimlere dair bilinen ilk gözlem olmadığı halde, halk arasında ve medyada geniş yankı uyandıran ilk olaydır. Bu olayı, benzeri yüzlerce gözlem raporu izlemiştir. Bunlardan pek çoğu güvenilirlikleri yüksek askeri ve sivil kaynaklardan gelmektedir. Bu raporlar üzerine harekete geçen Ordu’nun çeşitli birimleri bu cisimlerin özellikleri ve amaçları konusunda ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda birbirinden bağımsız araştırmalar yapmıştır. Tanıklardan bazılarıyla röportajlar yapılmış; uçuş halinde olduğu bildirilen diskleri takip etmek için uçaklar gönderilmiş, fakat bu denemeler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Halkın tepkileri bazen histeri sınırlarına varmıştır.

Bütün bu çabalara karşın, New Mexico’lu bir çiftçi bu cisimlerden birinin Roswell Ordu Hava Üssü’nün (şimdiki Walker Üssü) 75 mil kuzeybatısında düştüğünü bildirene kadar, cisimler hakkında çok az bilgi edinilebilmiştir.

7 Temmuz 1947’de bu cismin enkazının kaldırılarak bilimsel analizinin yapılması amacıyla gizli bir operasyon başlatılmıştır. Bu operasyon sırasında, havadan yapılan keşifte aracın patlamasından önce dört küçük, insan benzeri varlığın araçtan dışarı fırladığı fark edilmiştir. Bunlar enkaz alanının yaklaşık 2 mil doğusunda yere düşmüşlerdir. Üçü ölü, biri yaralı fakat sonradan oda ölmüştür. Cesetleri bulunmalarından önce geçen yaklaşık bir haftalık zaman zarfında dış faktörlerin etkisine maruz kaldığından feci şekilde bozulmuştur. Özel bir ekip bu bedenlerin incelemek üzere kaldırılmaları görevini üstlenmiştir. Aracın enkazı da kaldırılmış Ve birkaç farklı yere taşınmıştır. Bölgedeki sivil ve askeri tanıklar sorgulanmış ve habercilere etkileyici bir örtbas hikayesi anlatılarak bu cismin yanlış yola sapan bir hava gözlem balonu olduğu söylenmiştir.

Doğrudan Başkan’ın emirlerine göre harEket eden General Twining ve Dr. Bush tarafından organize edilen gizli araştırma sonucunda, 19 Eylül 1947’de, bu diskin kısa menzilli bir keşif aracı olduğu kararına varılmıştır. Bu karar aracın büyüklüğüne ve içinde herhangi bir erzak bulunmamasına dayanılarak verilmiştir. Dr. Bronk da aracın ölü dört mürettebatı üzerinde benzer bir analiz yapmıştır. Bu grubun konuyla ilgili olarak 30 Kasım 1947’de aldığı öneri niteliğindeki karara göre, bu yaratıklar her ne kadar görüntüsel olarak insana benzeseler de, biyolojik ve evrimsel gelişimleri homosapien’lerden oldukça farklıdır. Dr. Bronk’u ekibi bu yaratıkların daha belirleyici bir tanım bulunana kadar “Dünya Dışı Biyolojik Varlıklar” –EBE’ler olarak adlandırılmalarını önermiştir.

Bu araçların dünya üzerindeki herhangi bir ülkeden gelmedikleri kesinleştiği için, kökenlerinin neresi olduğu ve buraya nasıl geldikleri konusunda pek çok tahmin yürütülmüştür. Olasılıklardan biri Mars’tır, fakat bazı bilimadamları, özellikle Dr. Menzel, bu varlıkların başka bir güneş sisteminden geldiklerini savunmaktadırlar.

Enkazda bir tür yazı formu olduğu sanılan birtakım örnekler bulunmuştur. Bunların şifelerinin çözülmesi yolundaki çabalar geniş ölçüde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Aracın itici gücünün nasıl çalıştığını, sahip olduğu güç kaynağının özelliklerini ve iletim şeklini belirleme çabaları da aynı şekilde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu konudaki araştırmalar; aracın tanımlanabilir kanatlara, pervanelere, jetlere ya da alışılmış başka tür bir itici güç sistemine sahip olmaması, ayrıca metalik elektrik tertibatı, vakum tüpleri veya benzeri herhangi bir elektronik parçasının bulunmaması yüzünden karmaşıklaşmıştır. Aracın itici güç sisteminin kazaya yol açan patlamada tamamen tahrip olduğu düşünülmektedir.

Enkazda ele geçen bazı parçalar:

 

 

 

Sözkonusu araçlar, performans özellikleri ve amaçları konusunda olabilecek en fazla bilgiyi edinme ihtiyacı, Aralık 1947’de ABD Hava Kuvvetleri SIGN Projesi olarak bilinen girişimin başlatılmasına yol açmıştır. Gizliliği korumak amacıyla, SIGN ve Majestic-12 arasındaki bağlantı Hava Malzeme Kuvvetleri İstihbarat Bölümü’nden iki kişi ile sınırlandırılmıştır; bu kişiler birtakım bilgileri kanallar aracılığıyla iletmekle görevlendirilmişlerdir. SIGN, Aralık 1948’de GRUDGE Projesi’nin kapsamına alınmıştır. Operasyon, şu anda BLUE BOOK kod adı altında, projenin başı olan Hava Kuvvetleri yetkilisi ile bağlantı içinde sürdürülmektedir.

6 Aralık 1950 günü, muhtemelen benzeri kökenli ikinci bir cisim, atmosfer içinde uzun bir yolculuk yaptıktan sonra, Teksas-Meksika sınırındaki El Indio-Guerrero bölgesinde büyük bir hızla yere çakılmıştır. Araştırma ekibi olay yerine vardığında cismin kalıntılarının neredeyse tamamen yanmış olduğunu görmüşlerdir. Kurtarılabilen parçalar incelenmek üzere Sandia, New Mexico’daki A.E.C. binasına gönderilmiştir.

Bu olayların ulusal güvenlik açısından taşıdıkları anlam önemini korumaktadır, çünkü bu ziyaretçilerin motivasyonları ve niyetleri hiçbir şekilde bilinmemektedir. Bunlara ek olarak, bu araçların gözlemlerinde bu yılın Mayıs ayında başlayan ve sonbaharda da devam eden bir patlama yaşanmış, bu da çok yakında yeni gelişmelerin olabileceği yönünde derin kaygılar doğurmuştur. Bu nedenle, uluslararası ve teknolojik kaygılardan ve halk arasında oluşabilecek bir paniği engelleme ihtiyacından dolayı, Majestic-12 ekibi, bu konudaki katı güvenlik tedbirlerinin yeni yönetim tarafından da uygulanması gerektiğini düşünmektedir. Ayrıca MJ-1949-04P/78 kodlu gizli plan, kamuoyuna bir açıklama yapma gereğinin başgöstermesi ihtimaline karşı sürekli olarak hazır tutulmalıdır.

SAVUNMA SEKRETERİNE GÖNDERİLEN MEMORANDUM

Sayın Savunma Sekreteri Forrestal,

Bu konu hakkında yakın zamanda yaptığımız konuşmaya istinaden, bu mektupla size gereken tüm hızla ve dikkatle girişiminizi sürdürme yetkisi tanınmaktadır. Bundan böyle sözkonusu olaydan yalnızca Majestic-12 operasyonu olarak bahsedilecektir.

Konunun son düzenlemesine ilişkin ileride ortaya çıkabilecek hususların, yalnızca, sizinle konuyla ilgili görüşmelerini sürdürecek olan Başkanlık Ofisi, Dr. Bush ve Merkezi İstihbarat Direktörü arasında kalması gerektiğini hissediyorum.

İmza

Dwight D. Eisenhower

Başkan

8 TEMMUZ 1947 TARİHLİ FBI TELETAYP MESAJI

FBI DALLAS 7-8-47 18:17

CINCINNATI ACELE

UÇAN DAİRE, MERKEZİ BÜROYU İLGİLENDİREN BİLGİ

8. Hava Kuvvetleri büromuzu arayarak, bugün Roswell, New Mexico yakınlarında uçan daire olduğu sanılan bir cisim ele geçirdiklerini bildirmiştir. Disk, altıgen biçimindedir ve yaklaşık 6 metre çapında bir balondan kablo ile sallandırılmış halde bulunmuştur. Bulunan cismin radar yansıtıcılı bir hava balonuna benzediği bildirilmiştir, fakat 8. Hava Kuvvetleri’yle Wright Üssü arasında yapılan telefon görüşmesi bunu doğrulamamaktadır. Disk incelenmek üzere özel bir uçakla Wright Üssü’ne gönderilmiştir. Ofisinize bilgi verilmesinin nedeni olayın ulusal çıkarlarla ilgili olmasıdır.

ROSWELL OLAYI

OLAYLA İLGİLİ GAZETE HABERLERİ

UFO’larla çok az ilgilenen insanlar bile Roswell olayını duymuştur, çünkü 8 Temmuz günü Teğmen Walter Hult tarafından yapılan basın açıklamasından sonra 30’dan fazla Ulusal Amerikan gazetesiyle birçok yabancı basın kazayla ilgili haberleri manşetten vermiştir. Kaza eski bir tarihte gerçekleştiğinden, gazete haberleri olay hakkında elimizde bulunan en güvenilir kayıtlardandır.

Roswell Daily Record –8 Temmuz 1947, Salı

 

RAAF Askeri Üssü Roswell Bölgesi’ndeki Arazide Uçan Daire Elegeçirdi

"Uçan Daireyle İlgili Detaylar Açıklanmadı"

Roswell’li Hırdavatçı ve Eşi Diski Gördüklerini Söyledi

Roswell Ordu Hava Üssü’ndeki 509. Bombardıman Grubu İstihbarat Departmanı, bugün öğleden sonra yaptığı açıklamada bir uçan daire ele geçirdiklerini duyurdu.

Departmanın yaptığı açıklamaya göre disk, ismi verilmeyen bir çifçinin ( sonradan Mac Brazel olduğu açıklanacak) Şerif Wilcox’a başvurması üzerine harekete geçen İstihbarat görevlisi Binbaşı J.A. Marcel yönetimindeki askeri ekip tarafından Roswell yakınlarında bir çiftlikte bulundu.

Açıklamada Binbaşı Marcel ve ekibinin çiftliğe giderek diski üsse götürdükleri belirtildi. Disk buradaki istihbarat görevlileri tarafından ön incelemeden sonra daha üst bir karargaha gönderildi. İstihbarat Departmanı, uçan dairenin yapımı ya da görünümü hakkında detaylı bilgi verilmediğini söyledi.

Roswell kasabası sakinleri arasından Mr. ve Mrs. Dan Wilmot UFO olduğunu sandıkları cismi gördüklerini söyledi. Wilmot’lar geçtiğimiz Çarşamba gecesi saat 22.00 sularında sundurmalarında otururken, gökyüzünde geniş, parlayan bir cisim belirdi; cisim kuzeybatı istikametine doğru büyük bir hızla yol almaktaydı. Dan Wilmot eşine cismi gösterdi, birlikte onu izlemek için bahçeye indiler. Wilmot’un tahminine göre cisim yaklaşık 40-50 saniye kadar görüş alanında kaldı. Wilmot, cismin yaklaşık 1500 feet yükseklikte olduğunu ve tahmini hızının saatte 400-500 mil olduğunu söyledi. Cisim oval biçimliydi ve ters çevrilerek birbirine yapıştırılmış iki tabağı andırıyordu. Gövdesi sanki içinden ışık geçiyormuşçasına parlıyordu, fakat ne içinden ne de altından ışık geliyor gibi değildi. Wilmot, bulunduğu yerden cismin yaklaşık 1.5 metre çapında gibi göründüğünü, fakat uzaklık hesap edildiğinde cismin tahmini olarak 4.5-6 metre çapında olduğunun ortaya çıktığını belirtti.

Wilmot’ın hiç bir ses duymadığını söylemesine rağmen Mrs. Wilmot çok kısa bir süre için bir ıslık sesi duyduğunu bildirdi. Cisim güneydoğu yönünden gelmiş ve 6 mil uzaktaki bir tepenin üzerinde yükselerek kaybolmuştu.

Kasabadaki en saygıdeğer ve güvenilir kişilerden biri olan Dan Wilmot, hikayeyi kendine sakladı ve başka birinin çıkıp cismi gördüğünü söylemesini bekledi. Wilmot nihayet bugün, RAAF’ın açıklamasından sadece birkaç dakika önce, daha fazla beklememeye ve ortaya çıkıp gördükleri hakkında konuşmaya karar verdi. "

Roswell Daily Record’un aynı sayısında yayımlanan bir başka haber de oldukça dikkat çekicidir. Haber sadece Portland’ta Roswell kazasıyla eşzamanlı olarak gerçekleşen UFO gözlemlerinden bahsetmekle kalmıyor, aynı zamanda Roswell’deki enkazın gizli bir Mogul balonunun kalıntısı olduğu yönünde daha sonra yapılacak resmi açıklamaların geçersizliğini de kanıtlıyordu.

Hava Kuvvetleri Generali Ordu’nun Deney Yapmadığını Söylüyor

Portland, 8 Temmuz- Ordu Hava Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı’ndan Tuğgeneral Nathan Twining bugün yaptığı açıklamada, uçan daire gözlemlerinin Silahlı Kuvvetler tarafından yapılan herhangi bir deneyle ilgili olmadığını bildirdi. Twinning şöyle devam etti: “Ordunun hiçbir birimi, bir uçan daire ya da uçan daire oluşumları olarak algılanabilecek hiçbir uçak, misil ya da başka bir hava aracı test etmemektedir.”

TIMES –8 Temmuz 1947, Salı

ABD Ordusu bir Uçan Daireyi İnceleyecek

Ordu’nun New Mexico’daki Roswell kasabasında “uçan daire”ye benzer bir cisim bulunduğu yönündeki açıklamasından sonra, 8. Hava Kuvvetleri Kumandanı da cismin incelenmek üzere Ohio’daki Wright Üssü Araştırma Merkezi’ne gönderildiğini söyledi.

Fakat, General Ramey’in RAAF’ın basın açıklamasını yalanlamasından sonra Roswell hikayesi basının gözünde bir gecede önemini yitirdi. Ertesi gün Daily Record ön sayfasını Ramey’nin açıklamasına ayıracaktı: General Ramey Roswell Uçan Dairesini Yalanladı: Ramey Heyecana Gerek Yok Dedi -General Ramey diskin bir meteoroloji balonu olduğunu söylüyor.

Roswell olayını yalanlayan haberler bunu takip eden günlerde de gazetelerde yer almaya devam etti. Yine de Ramey’in açıklamasından iki gün sonra Roswell Daily Record’da çıkan şu haber oldukça dikkat çekiciydi:

Roswell Daily Record, 10 Temmuz 1947

Uçan Daire’yi Bulan Çiftçi Anlattığına Pişman

Corona’nın 30 mil güneydoğusundaki Lincoln kasabasında yaşayan 48 yaşındaki çiftçi W.W. Brazel bugün, Ordu’nun ilk başta uçan daire olarak tanımladığı cismi bulma hikayesini anlattı. Bulgusunun bu kadar dikkat çekmesinden rahatsız olan Brazel, bundan sonra bomba dışında herhangi bir şey bulursa kesinlikle kimseye bahsetmeyeceğini de sözlerine ekledi…Brazel, çiftlik alanında daha önce iki meteoroloji balonu bulduğunu, fakat bu kez bulduğu şeyin bunlara kesinlikle benzemediğini belirtti: “Bulduğum şeyin bir hava gözlem balonu olmadığına eminim. Fakat bir daha bomba dışında herhangi bir şey bulursam, bu konuda konuşmamı sağlayamayacaklar.

Görüldüğü gibi haberde, Ordu’nun tüm yalanlamalarına karşın Brazel ilk ifadesine sadık kalmakta ve bulduğu enkazın bir meteoroloji balonuna ait olmadığını ısrarla tekrar etmektedir.

 

1992 yılında, Elvis Presley’in bir filmini aramak üzere Ohio’nun Cleveland şehrine giden İngiliz video prodüksiyon şirketi Merlin Group’un başkanı Ray Santilli, burada elinde sözkonusu filmin bulunduğunu söyleyen kameraman Jack Barnett ile tanıştı. Elvis filmi üzerinde anlaştıktan sonra Barnett İngiliz prodüktöre elinde ilgisini çok çekecek başka bir film olduğunu söyledi ve Santilli’ye 16 mm’lik siyah-beyaz filmlerden oluşan 22 kutu gösterdi. Barnett’in söylediğine göre, bu filmler 1947 yılında Amerikan Ordusu’nda görev yaparken filme aldığı çok gizli bir olaydan kesitlerdi. Filmin konusu ise oldukça olağandışıydı: Bir uzay aracının ele geçirilişi ve ölü uzaylıların otopsileri!

Barnett’in iddiaları Santilli’nin ilgisini çekmişti, fakat yaşlı adamın hikayesinin doğruluğuna ancak Barnett kendisine 1942-1952 yılları arasında gerçekten de ABD Ordusu için kameramanlık yaptığını kanıtlayan kağıtlar ve fotoğraflar gösterdikten sonra ikna oldu.

Barnett’in geçmişi hakkında çok az şey bilinmektedir; Barnett, hükümet sırlarını açıkladığı için, olası bir kovuşturmayı engellemek amacıyla kişisel bilgilerinin gizli tutulmasını istemiştir. Barnett, Ordu’ya 1942 yılında katılmış ve savaş kameramanı olmuştur. 1944’te Hava Kuvvetleri Şef Yardımcısı’na bağlı İstihbarat Departmanı’na atanan Barnett, 1947 yılında New Mexico’daki White Sands Üssü’ne gönderilmiş, aynı yılın Haziran ayında ise Stratejik Hava Komutanlığı’ndan Tuğgeneral Clements McMullen’ın emri üzerine Washington D.C.’ye gitmiştir. Kısa bir süre sonra, Barnett ve çoğunlukla tıbbi personelden oluşan 16 kişilik bir ekip Washington’dan New Mexico’nun Socorro kasabasının güneybatısındaki bir kaza yerine gönderilmiştir. Roswell, Socorro’dan 163 mil uzaklıkta bulunmaktadır. Barnett’a kazanın Sovyet casus uçaklarından birinin düşmesi sonucu meydana geldiği söylenmiş ve kaza yerindeki enkazın kaldırılışını filme alması emredilmiştir. Barnett kaza yerine vardığında çöldeki enkazın bir Rus uçağına ait olmadığını, yerde tersyüz olmuş bir şekilde duran büyük bir uçan daireye ait olduğunu görmüştür. Enkazın kaldırılışını ve incelenmesini filme alan Barnett, daha sonra ölü uzaylılara yapılan otopsiyi görüntülemek üzere Teksas’taki Forth Worth Üssü’ne gönderilmiştir.

 

Uzaylıların otopsileri Profesör Detlev Bronk, ve Barnett’ın isminin Dr. Willies ya da Williams olduğunu söylediği bir doktor tarafından yapılmıştır. Bu otopsilerin birinde bizzat Başkan Truman da bulunmuştur.

Santilli, özellikle Başkan Harry Truman’ın bu otopsilerden birini izlerken çekilen sahneyi gördükten sonra, bu filmleri Barnett’ten satın almıştır. Aynı dönemde, Santilli İngiltere UFO Araştırma Derneği BUFORA’nın Araştırma Müdürü Philiph Mantel’la bir UFO belgeseli yapma konusunda görüşmüştür. Santilli ve Mantel, Londra’da bir basın toplantısında bir araya gelmişler, Santilli burada Mantle’a otopsi filminden bahsetmiş fakat onu Mantle’a göstermeye henüz hazır olmadığını söylemiştir.

 

Otopsi filminin ortaya çıkmasını isteyen Philiph Mantle, basın temsilcisi Carl Nagaitis aracılığıyla İngiltere’de bir dedikodu yayarak gizlenen otopsi filminin aslında film yönetmeni Steven Spielberg tarafından yürütülmekte olan yeni ve büyük bütçeli bir projenin bir parçası olduğunu söylemiştir. Steven Spielberg’in prodüksiyon şirketi ise bu haberler üzerine hemen bir basın açıklaması yayınlayarak yönetmenin Roswell ile ilgili herhangi bir projesi olmadığını belirtmiştir.

Bu gelişmeler üzerine Santilli, otopsi filmlerinden birini 28 Nisan 1995’te düzenlediği özel bir toplantıyla Reg Presley, ekin çemberleri araştırmacısı Colin Andrews, Roma’dan Maurizio Biata ve Philiph Mantle’a göstermiştir. Santilli’nin açıklamasına göre bu 9 dakikalık film, Temmuz 1947’de Dallas’taki Forth Worth Üssü’nde yapılan bir otopsiyi göstermekteydi.

 

Filmin görüntü kalitesi çok bozuktu, fakat birtakım çarpıcı detaylar fark edilebiliyordu. Kamera sabitlenmiş gibiydi, bir odanın köşesine bakıyordu. Odadaki masanın üstünde insan olmadığı açıkça fark edilen cansız bir beden yatmaktaydı; üstü bir örtüyle örtülmüştü. Beyaz giysiler içindeki iki adam cesetten doku örnekleri aldılar, bu sırada siyah giysili üçüncü bir kişi ön planda sırtı kameraya dönük olarak durmaktaydı. Masada yatan varlık orta boyluydu. Ellerinde ve ayaklarında altı parmak vardı. Mantle’a göre en dikkat çekici özelliği büyük, koyu renk gözleriydi. Film bu varlığa yapılan otopsinin görüntülerini içeriyordu.

 

Bir hafta sonra, 5 Mayıs 1995’te, Santilli 3 Temmuz 1947 tarihinde yapılan ikinci otopsiye ait daha uzun bir filmi, gazeteciler, bilimadamları ve UFO araştırmacılarından oluşan 90 kişilik bir seyirci kitlesine göstermiştir. Antropolojist ve Magazin 2000 dergisi editörü Michael Hesemann ekranda gördüklerini şöyle anlatmaktadır:

“…Bir tür ameliyat masası üzerinde çıplak, insan olmayan bir yaratığın cesedi yatmakta. Yaratığın büyük saçsız bir kafası, büyük, koyu renk gözleri ve ağzı, küçük bir burnu ve kulakları var. Hemen hemen insan orantılarında bir vücudu olan yaklaşık 1.5 metre boyundaki yaratığın karın bölgesi oldukça şişkin (atmosferin etkilerinden meydana geldiği sanılmakta). Sağ ayağında derin yaralar var, kas lifleri görülebiliyor…Dış üreme organlarının yerinde vajinayı andıran bir çöküklük var…Yaratığın kafası incelenmek üzere kesilip ayrılıyor –kafatası zorlukla açılıyor ve daha şimdiden çürümüş beyin dışarı çıkarılıyor. Yaratığın cildi insan cildini andırıyor, iç organları da insan iç organlarından farklı. Uzaylı şaşırtıcı ölçüde insana benziyor. Hiçbir şekilde, uzun ve sıska kolları olduğu söylenen küçük gri yaratıklara benzemiyor; Buradaki, büyük bir kafatası, normal büyüklükte elleri ve ayakları olan kısa boylu bir varlık. Otopsi esnasında odada dört kişi bulunuyor; bunlardan biri bir kadına benziyor. Cesedin solunda üstünde ameliyat malzemeleri olan küçük bir masa duruyor…Duvardaki saat otopsinin başlangıcında 10:06’yı, bitişinde ise 11:45’i gösteriyor. Bu da otopsinin yaklaşık 2 saat sürdüğünü gösteriyor. Duvarda ayrıca spiral kordonlu siyah bir telefon ve üzerinde “Tehlike” yazılı bir levha asılı. Film her üç dakikada bir kararıyor ve sonra görüntü yeniden başlıyor.”

 

Film üzerindeki tartışmalar, filmin 28 Ağustos 1995’te dünya genelindeki 28 TV istasyonunda yayınlanmasıyla birlikte doruğa ulaştı. Şüpheci kesim sürekli yeni detaylar bularak filmin sahte olduğunu ispatlamaya uğraşıyordu. Telefonun spiral kordonu, duvardaki saat, ameliyat malzemeleri, hatta doktorların koruyucu giysileri bile bir şeylerin yanlış ve alışılmadık olduğunun bir kanıtı olarak sunulmaya çalışılıyordu.

 

İlk incelemeler olumluydu: duvar saati 1936 yılından beri satılmaktaydı; odada asılı mikrofon 1945’ten beri piyasadaydı. Filmde görülen ameliyat malzemelerinin, 1940’larda otopsilerde kullanılan standart aletler olduğu Amerikan Adli Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Profesör Cyril Wecht tarafından doğrulandı.

Peki ya filmdeki doktorlar? Özellikle Majestic-12 belgelerinin su yüzüne çıkmasından sonra UFO çevrelerinde sık sık ismi geçen, bio-fizikçi ve Hava Kuvvetleri Danışma Komitesi üyesi Dr. Detlev Bronk, hiç şüphesiz, bir uzaylının otopsisini yapma konusunda güvenilecek nadir insanlardan biriydi. Fakat Dr. Williams Roswell araştırmalarında daha önce hiç sözü edilmemiş yeni bir isimdi. Uzun bir araştırmadan sonra, gerçekten de Dr. Robert Parvin Williams isminde bir doktorun olduğu ve o dönemde Virginia’daki Forth Monroe Üssü’nde genel cerrah asistanı olarak görev yaptığı ortaya çıkmıştır. Yalnızca Dr. Williams’ın adını vermesi bile Barnett’in Ordu hakkında oldukça bilgi sahibi olduğunu göstermektedir.

Otopsi filmini inceleyen Sheffield Üniversitesi Adli Patoloji Bölümü’nden Prof. Christopher Milroy, filmdeki görüntülerin insanımsı bir vücuda sahip genç bir kadına ait olduğu sonucuna varmıştır. Milroy, bu kadının beyin yapısının insanınkine benzemediğini belirtmiş ve operasyonun bir cerrah tarafından değil deneyimli bir patalog tarafından yapılmış olduğunu da sözlerine eklemiştir: Tıpkı fizyolog ve bio-fizikçi Detlev Bronk gibi! Daha sonra araştırmacı George Wingfield’la da görüşen Milroy, otopsiye konu olan bedenin “zekice yapılmış bir model bebek değil, bir ceset” olduğunu bildirmiştir.

Tüm bunlara rağmen, şüpheci kesim film hakkındaki tartışmalarına devam etmiştir. Böyle şaşırtıcı ve radikal bir belgenin gerçeklere dayandığının kanıtlanması için belirli kriterlere uyması gerektiğini belirten şüpheciler, belgenin kaynağının bilinmesi ve tanımlanması gerektiğini söylemişlerdir. Fakat Santilli, ABD Hükümeti’nin Ordu sırlarını açıkladığı için ona karşı misilleme yapabileceğini söyleyerek Jack Barnett hakkında daha fazla bilgi vermeyi reddetmiştir. Şüpheciler ayrıca, belgenin doğruluğunun kanıtlanması için yaşının ve fiziki özelliklerinin de tespit edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Santilli’nin filmin yaşı konusundaki tek kanıtı Kodak’ın film kutuları üzerine işlediği, her yıl değiştirilen ürün kodlarıydı. Araştırmalar sonucunda otopsi filminin üzerinde bulunan, bir kare ve bir üçgenden oluşan kodun Kodak tarafından 1927’de, 1947’de ve 1967’de üretilen tüm filmler üzerinde bulunduğu ortaya çıkmıştır.

İşte tam bu sırada elde edilen çok güçlü bir kanıt, otopsi filminin gerçekliği hakkındaki tartışmalara son noktayı koymuştur. Filmin yaşı hakkındaki tartışmaları takip eden fotoğraf uzmanı Bob Shell, problemi kesin olarak çözebileceğini söylemiş ve Santilli tarafından kendisine gönderilen film parçaları üzerindeki incelemelerine başlamıştır. Shell’in araştırmasının ilk sonuçları 19 Ağustos 1995’te açıklanmıştır: “Kullanılan film, 1940’ların başlarında üretilmeye başlanan ve 1956-57 yıllarında üretimi durdurulan Cine Kodak Super XX marka bir filmdir. Filmin üzerindeki kodlar 1927, 1947 ya da 1967 yıllarına ait olabileceğinden ve bu film 1927 ya da 1967 yıllarında üretilmemekte olduğundan, geriye tek olasılık olarak 1947 yılı kalmaktadır. Resimlerin kalitesi ve filmin bulanıklığı, görüntülerin film çok tazeyken, yani üretiminden sonraki ilk 3-4 yıl içinde, çekildiğini göstermektedir. Bu bakımdan, filmi 1947’nin Haziran ve Temmuz aylarında çektiğini ve birkaç gün sonra da hazır hale getirdiğini söyleyen kameramanın bu açıklamasından şüphe etmek için hiçbir sebep bulunmamaktadır. Filmin fiziksel özellikleri konusunda yaptığım testlere dayanarak, bu filmin kameramanın söylediği zaman ve söylediği şekilde çekilmiş olduğunu doğrulamaya hazırım.”

Shell film üzerindeki araştırmasını 6 Eylül 1995’te tamamlayarak tartışmalara son noktayı koymuştur: “Roswell filminin ve filmdeki görüntülerin fiziksel özellikleri 1947 yılında üretilen, çekilen ve işlenen bir film olduğunu göstermektedir.”

OTOPSİ – GİZLİ BELGELER

Roswell enkazında ele geçirilen ölü uzaylılar üzerinde gerçekten de otopsi yapıldığını kanıtlayan, Santilli filmi dışında başka belgeler de bulunmaktadır.

Amerikan Hükümeti’nin Gezegenlerarası Olaylar Birimi IPU ve MJ-12 gibi diğer birtakım gizli operasyon grupları tarafından Roswell kazası hakkında hazırlanan raporlar, olay hakkında bilinmeyen pek çok gerçeği gözler önüne sermektedir.

Roswell soruşturmasının en rahatsız edici noktası, kaza yeri yakınlarında bulunan uzaylı bedenlerinin incelenmek üzere kesildiğine ve otopsilerinin yapıldığına dair kayıtlardı. Örneğin bu soruşturmayla ilgili belgelerin birinde, uzay aracının içinde ölü hayvanlara ait parçalar bulunduğu belirtilmekteydi.

Kaza yerinin temizlenmesi sırasında uzaylı bedenlerinden birini ortadan kaldırmaya çalışan bir teknisyen son anda engelenmişti. Bir başka teknisyen, o dönemde “Dünya Dışı Biyolojik Varlıklar” adı verilen uzaylılardan birini ceset torbasına yerleştirdikten sonra dört saat boyunca komada kalmıştı. Yine bu operasyon esnasında, üç personel hastalık belirtileri göstermiş ve incelenmek üzere hemen Los Alamos Laboratuarına götürülmüştü. Bu üç asker, daha sonra ani hastalık nöbetleri ve durdurulamayan kanamalar nedeniyle can verdi. Bu askerlerin üçü de koruyucu elbiseler giyiyorladı. Bunlardan ikisi uzaylıların vücudundan çıkan sıvıya temas etmiş; diğeri ise itici güç reaktörünün yakınlarındaki bir enkaza girmişti.

Ölen varlıkların otopsileri de net bir sonuca varılmasını sağlayamamıştı. Uzaylıların bir tür toksin zehirlenmesi ya da bulaşıcı bir hastalık dolayısıyla öldükleri düşünülüyordu. Uzaylılardan alınan kan örnekleri Maryland’deki Fort Detrick üssünde saklanmaktaydı. Bunun iki temel nedeni vardı. Birincisi uzaylıların taşıdığı olası bir virüse karşı önlem almaktı, çünkü böyle bir durum karşısında yapılabilecek hiçbir şey bulunmamaktaydı. İkincisi de havadaki radyasyonun New Mexico’ya yayılması tehlikesiydi ki, ordu bu konuda kaygılanmakta haklıydı. Kaza alanının üzerinde yapılan denetleme uçuşları, kaza bölgesinde ve çevresinde yüksek oranda radyasyon bulunduğunu ortaya çıkarmıştı. Ölü uzaylıların bedenlerinin, Ohio’daki Wright Peterson Hava Üssü’ne ve New Mexico’daki AKC laboratuarlarına gönderildiği söylenmekteydi.

Enkazın teknik değerlendirme sonuçlarına göre:

Uzay aracının gövdesi çok dayanıklıydı,

Aracın yapıldığı metal çok yüksek sıcaklıklara dayanabiliyordu,

Aracın gövdesini bir arada tutacak herhangi bir bağlantı, kaynak ya da dolgu izine rastlanmamıştı,

Aracın kanat benzeri herhangi bir parçası bulunmamaktaydı,

Araçta herhangi bir hava girişi ya da egzos çıkışı bulunmamaktaydı,

Kontrol panelinde herhangi bir düğme, anahtar, elektrik devresi ya da pedal bulunmamaktaydı.

Kaza yerinde bulunan araç ileri bir mühendislik örneğiydi ve dünyada bir benzerine daha rastlanmamaktaydı. Tüm kanıtlar, bu aracın başka bir gezegenden gelme ileri bir kültürün ürünü olduğuna işaret etmekteydi. Bu kültür, sahip olduğu ileri bilim ve teknolojiyi kullanarak gezegenlerarası yolculuk yapmaya imkan sağlamıştı. Araç, birbirine bağlı bir dizi bobin ve mıknatıstan oluşma nötronik bir motora sahipti.

Aracın güç sağlayıcısının içinde, hidrojen-florit gazı, su, uranyum tetraflorit, magnezyum, potasyum, alüminyum, plütonyum, gümüş, berilyum gibi elementler ile kurşun benzeri bir bileşim ve plastik benzeri bir madde bulunmaktaydı. Aracın nasıl çalıştığı bilinmemekteydi, fakat içinde bulunan düz metalik panel sayesinde harekete geçtiği ve hareketlerinin TV benzeri bir monitörden izlendiği düşünülmekteydi. Araçta herhangi bir erzak ya da depo ünitesinin bulunmaması, aracın kısa mesafeli keşif uçuşları için dizayn edildiğini düşündürüyordu. Kaza hakkındaki raporlardan birinde, MIT’in enkazda bulunan mikroelektronik devreler üzerinde yürüttüğü bir çalışmadan bahsedilmiş ve elde edilen bulguların kendilerine stratejik avantaj sağlayabileceği belirtilmiştir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ALINTI
Bu kadar detaylı bir bilgi için tesekkurler.
Bu video benim bilgisayarımdada kayıtlı daha once izlemiştim.Bana gercek olma olasılıgı yuksek gibi geliyor.Ama insanlar bunun fake oldugunu iddia ediyorlar. [/b]


valla insanlar fake diebilirler ama ben bu videoyu izledikten sonra uzaylı konusu ve var oluş konusunda arşatırma yapmaya başladım. :confused:
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ya bu görüntülerin bir düzmece olduğu kanıtlandı,amerika da şu kimsenin giremediği bir bölge var ismini unuttum,oradan basına ilginç görüntüler sızdırılmış,enteresan bir uçakla alakalı bir açıklama beklenirken yetkililerden bu görüntüler hazırlanıp verilmiş basına halkın ilgisini dağıtsın diye,uçak olayını unutturmuşlar bunun sayesinde,amerika bu inanmayın hiçbirşeyine,yalan üstüne kurulmuş bir devlet o.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ALINTI
ya bu görüntülerin bir düzmece olduğu kanıtlandı,amerika da şu kimsenin giremediği bir bölge var ismini unuttum,oradan basına ilginç görüntüler sızdırılmış,enteresan bir uçakla alakalı bir açıklama beklenirken yetkililerden bu görüntüler hazırlanıp verilmiş basına halkın ilgisini dağıtsın diye,uçak olayını unutturmuşlar bunun sayesinde,amerika bu inanmayın hiçbirşeyine,yalan üstüne kurulmuş bir devlet o.[/b]


51. Bölge yi diosun heralde ama o da uzaylı üssü die basına sızmıştı...
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ALINTI(FİRDEVS @ 3 09 2006, 18:23 ) 7419[/snapback]

51. Bölge yi diosun heralde ama o da uzaylı üssü die basına sızmıştı...
[/b]

dünya dışı birtakım varlıkların olduğuna inanıyorum fakat işin içinde amerika varken kesinlikle bir düzmece olduğunu söylemek istiyorum.ben oranın bir uzaylı üssü değilde uzay üssü olduğunu da biliyorum.orada bahsettiğim uçağın bir ufo tarzı bir uçak olduğunu ve bunun amerika tarafından yapıldığını ve dünyada ufo olarak bilinsin diye kimsenin amerikanın böle bir uçağı kullandığını bilmesini istemediği için bu otopsi saçmalığını yayınladığını söylüyorum.yoksa şimdi ufo değil amerikan uçağı diyecektik bunlara.
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dünya dışı birtakım varlıkların olduğuna inanıyorum fakat işin içinde amerika varken kesinlikle bir düzmece olduğunu söylemek istiyorum.ben oranın bir uzaylı üssü değilde uzay üssü olduğunu da biliyorum.orada bahsettiğim uçağın bir ufo tarzı bir uçak olduğunu ve bunun amerika tarafından yapıldığını ve dünyada ufo olarak bilinsin diye kimsenin amerikanın böle bir uçağı kullandığını bilmesini istemediği için bu otopsi saçmalığını yayınladığını söylüyorum.yoksa şimdi ufo değil amerikan uçağı diyecektik bunlara.

haklısın amerika kendi yaptığı denemeleri ,medyada insanları uyutmak için uzaylılar olarak gösterdi,,, ama yine de bunda bile ikilemde kalabiliyo insan___?? ya doğruysa___??? gibi....
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

harika bi konu(şimdi bakıyorumda nası okudum die şaşırıorum:D) yine amerikadan beklendiği gibi örtbas edilmeye çalışılmış ama biraz kafayı çalıştırırsa insanlar nelerin döndüğünü anlayacaklar...türkiyede böyle bir şey olsa canlı bi uzaylı bulunsa yada bunuda gectım sadece belirsiz gökten bi madde düşse ilk yapılacak şey amerikanın tersine olayı manşete taşımak olacagından eminim...bizim ülkemizde uçak tuvaletinin atıgını gökten düştü die eritip içen yurdum insanı oldugu sürece böle haberleri sadece okurus...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

fake yada değil ilgili fotolar

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell004.jpg

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell009.jpg

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell015.jpg

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell013.jpg

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell014.jpg

http://www.maximumbilgi.com/resimler2/roswell007.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

medyada herşey süzgeçten geçer denetlenir sonra yayınlanır. Yayınlanmıcak diye bir telefon gelirse yayınlayamazsınız. Tv de böyledir ve her ikiside her zaman taraflıdır ve haberlerini bu taraf içinde yayınlarlar.ufolar sadece amerikanın edindiği bilgilerle sınırlı değil başka ülkelerin elindede bilgiler mevcut ama herşey yoluna yordamına göre yapılmakta.

 

aslında bu politika birçeşit hayalet formunda herşeye bulaşıyor ve elinde tutyor...sebebide güç çok büyük güç...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

anlamadığım şey amerika böyle bir hadiseyi neden örtbas etme gereği duyuyor. söylentilere bakılırsa uzayda bir gezegende yaşam ve yaşayanlar olduğunuda tesbit etmişler ama saklıyorlarmış. iyide bunu açıklamları onlar açısından daha iyi değilmi. neden saklıyorlar?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O masada yatan kizcagiz, Progery hastasi, ergenlik caginda olan bir kiz. Progery hastaligin özeligi: Beden Asiri derecede cabuk yaslaniyor ve kizin yüz simvani görüyorsunuz, her Progery hastasinin yüzü hemen hemen ayni bu görüntüye sahiptir. Bu Videonun esas olmadigi, Videoda görünen Telefondan istpatlandi. Cünki Videonun, güya, cekildigi yillarda bu telefon daha icat edilmemisti :o)

 

Saygilarimla Serhat

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

o olayın sahteliğini bir firma ortaya koymuş.

--------------------

1.)YAPIMCI RAY SANTİLLİ'NİN OTOPSİ FİLMİNİ ORTAYA ÇIKARIŞ HİKAYESİ SAHTE:

 

Sadece Otopsi Filminin değil filmi ortaya çıkarılış hikayesinin bile düzmece olduğu anlaşıldı.

 

Hikayesi Aşağıda :

 

Roswell uzaylısına yapıldığı iddia edilen otopsi ile ilgili film dünya kamuoyunda şaşkınlıkla ve merakla takip edilmeye başlandığında Fransız TV Araştırmacısı Nico MAILLARD'da bu olayla ilgili araştırmalara başlamıştır.

 

MAILLARD ilkin Filmin Kameramanı Jack BARNETT'i araştırır. İyiki de onu seçmiştir çünkü neredeyse daha araştırmasının başlangıcında çarpıcı bir gerçekle karşılaşır.Adamın soyadının SANTİLLİ tarafından basına yanlış bildirildiğini tespit eder. Filmi ortaya çıkaran yapımcı Ray SANTİLLİ ilk başlarda Kameramandan "JB" kısaltması ile bahsederken ısrar üzerine basına adamın ismini "Jack BARNETT" olarak açıklamıştır.

 

SANTİLLİ'nin Kameraman hakkında verdiği diğer bilgilere uyan bu isimde biri yoktur ancak; "Jack BARRETT" adında birisi vardır.

 

Jack BARRETT savaş muhabiridir.Bir ara NBC için çalışmıştır.Durağan objelerle ilgili çekimlerde ustalaşmış birisidir. BARRETT; SANTİLLİ'nin Otopsi filmine ulaşması ile ilgili hikayenin sebebi olan Elvis PRESLEY'le ilgili çekimleri Cleveland'da o zamanlarda DJ'lik yapan Bill RANDLE'nin siparişi üzerine yapmıştır. MAILLARD; RANDLE'nin halen yaşadığını ve Avukatlık yapmakta olduğunu öğrenerek onunla görüşmeye gidince bir gerçeği daha öğrenir.

 

Jack BARRETT 3 Ağustos 1967 tarihinde Los Angeles'te vefat etmiştir.

 

Bu durumda söz konusu filmi Jack BARRETT çekmiş olsa bile filmin ortaya çıkarılış öyküsünün tamamen uydurma olduğu anlaşılmaktadır. Neden mi?

 

Filmin ortaya çıkarılış öyküsünü hatırlayalım.:

 

1993 yılında İngiliz Gazeteci ve TV yapımcısı Ray SANTİLLİ, Elvis PRESLEY hakkında bir belgesel film yapmak üzere bu konuda daha önce çekim yapmış olduğunu öğrendiği Kameraman Jack BARNETT'i( SANTİLLİ adamdan bu isimle bahsettiği için bende öyle yazıyorum.) ziyaret eder.

 

O günlerde 82 yaşında olan BARNETT konuşurken artık yaşlanmış olduğu için mi? yoksa içinde saklamakta olduğu sır onu artık daha fazla yormaya başladığı için mi? bilinmez birdenbire SANTİLLİ'ye "Bir zamanlar görev yaptığı Hava Kuvvetlerine ait bir Askeri Üste Dünya Dışından gelen bir varlığa otopsi yapıldığını ve kendisininde bu Otopsiyi başından sonuna kadar filme aldığını söyler."

 

Bu filmden bir kopya da kendisi için çıkararak bunuda gizlice Hava üssünden dışarı çıkartmayı başardığını ve bahsi geçen kopyanın halen kendisinde bulunduğunu söylemeyi de ihmal etmez.

 

BARNETT bu değerli kanıtı daha fazla saklamayı düşünmediğini dünya insanlarının bu gerçeği bilmeye hakları olduğunu söyledikten sonra el altından yayılan iddialara göre bol sıfırlı SANTİLLİ'nin iddiasına göre sadece 100.000,- USD karşılığınnda bu filmi SANTİLLİ'ye satar.

 

Dünyanın belki de en fazla izlenmiş filminin SANTİLLİ tarafından anlatılan öyküsü budur.

 

Ancak; gerçek te Jack BARRETT adını taşıyan Kameraman 1967 yılında öldüğüne göre Ray SANTİLLİ onu evinde değil mezarında ziyaret etmiş olmalıdır.

 

MAILLARD, BARRETT'in eşine de ulaşmayı başarır.Kadın Jack BARRETT'in ölüm tarihini doğrular.Kocasının bir Uzaylıya yapılan otopsiyi filme aldığını hatta bir kopyasını ABD Hava Kuvvetlerinden çalmayı(kaçırmayı) başararak evlerinde sakladığını ise hiç duymamıştır/görmemiştir.

 

Gerçekler bir bir ortaya çıksa bile yalanlarla beslenmekten daha büyük zevk ve heyecan duyan bir kısım saftirik Ufocular SANTİLLİ'nin Kameramanın adını onu korumak için bilerek yanlış söylediğini iddia ederler.(Araştırmacı MAILLARD tespit ettiğine göre demekki başarılı olamamış. Zaten bütün bilgileri verip ismini bir iki harf değiştirerek söylemek nasıl korumak sa?)

 

Hatta adamın 1967 yılında öldüğü ve dolayısıyla SANTİLLİ'nin onunla 1993 yılında yüzyüze görüşmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkınca da yine bu saftiriklerin halen "gerçeklerin su yüzüne çıkmasını isteyen bir takım dünya dışı varlıkların SANTİLLİ'ye Jack BARRETT biçiminde görünerek filmi verdiklerini ve Otopsi filminden tüm dünyayı haberdar etmesini sağladıklarını" iddia ediyor olduklarını okuyunca "Pes yani bunlar yalana tapmaya ne kadar da meraklılarmış" demekten kendimi alamadım.

 

Bununla ilgili bir link veriyorum.

 

http://www.v-j-enterprises.com/sfriedmn.html

 

 

2.) YAPIMCI SANTİLLİ BANA ORTAĞINI SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM : SAHTEKAR

 

BBC'de çalışan bazı yöneticiler SANTİLLİ'nin Menajerine bu filmi yayınlamakla ilgilendiklerini söylediklerinde Menajer onlara "Chris CARY" adına bastırılmış bir kartvizit vererek bu kişinin RAY SANTİLLİ'nin ortağı olduğunu söyler.Ray SANTİLLİ'ye bu aralar kartvizit üzerindeki numaradan ulaşabileceklerini belirtir.

 

BBC yetkilileri numarasını daha önceden edindikleri SANTİLLİ'nin kendi numarasına bıraktıkları mesajlara o güne kadar bir cevap alamadıkları için derhal Chris CARY'yi ararlar.

 

Telefonu açan sekreter onları şu sözlerle karşılar.

 

-Burası Imaginations Limited.Kimi aramıştınız?

 

Imaginations Limited şirketi Bilim Kurgu filmleri için çeşitli malzemeler üreten bir firmadır.Firmanın ürün yelpazesinde çeşitli sahne malzeme ve dekorları ile uzaylı maske ve kuklaları da vardır. İşte "Roswell Otopsi Filmi" Uzaylısının Lateks olduğuna dair iddiaları güçlendiren çok önemli bir ayrıntı.

 

Bütün bunlara rağmen yalanlarla beslenmekten hala büyük zevk ve heyecan duyan bir kısım saftirik Ufocular Chris CARY'nin mesleğinin bu biçimde irdelenmesi üzerine yaptığı "Ben serbest çalışan bir basın danışmanıyım.Bir sürü müşterim var.Imaginations ta bunlardan biri sadece" açıklaması ile hemencecik ikna oluverdiler.

 

Roswell Otopsi filmi ve Analizi ile ilgili neredeyse tüm ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz.

 

http://www.v-j-enterprises.com/roswell4.html

 

Otopsideki uzaylının lateks olduğuna dair benzer bir iddiayada buradan.

 

http://www.manchestereveningnews.co.uk/news/showbiz/s/210/21 0062_salford_man_admits_alien_autopsy_fake.html

 

Ülkemizde bazı Ufo Araştırmacıları(?) aynen benim yaptığım gibi Bilgisayar başında yaptıkları araştırmalarla "eski defterleri kurcalayan tüccar gibi" geçmişte yayınlanmış bir takım kitapları/dergilerden faydalanarak " Otopsi filmi " konusunda çeşitli görüşler ileri sürdüler.Hatta kitap bile yazanlar oldu.Ama filmin düzmece olduğuna dair bu kadar kanıt olmasına rağmen neredeyse hiç biri (Kimbilir belki de bir ekmek kapısını kapatmamak için böyle yapıyorlardır?) kesin olarak bu film sahtedir demediler.Hepsi topu başkasına(yabancı araştırmacılara atıp) "o şöyle diyor, bu şöyle diyor." demek suretiyle hep bir açık kapı bırakmak yolunu seçtiler.

 

Herşeyden önce şunu belirtmek isterim ki sarfedilen emeğe ve bir okuma tutkunu olarak ta ortaya konan esere duyduğum saygı nedeniyle (fikir çalmadan, kaynak göstererek ) kitap yazanları hep takdir etmişimdir. "Otopsi Filmi" konusunda (kaynak göstererek dahi olsa) kitap yazmak gibi bir düşüncem olmadığından çok daha rahat davranabilirim.

 

Yanlış anlaşılmasın kendimi onlarla aynı kefeye koyup bak onlar böyle yapıyor ben ise yapmıyorum demek suretiyle bir büyüklük gösterisi filan yapmaya çalışmıyorum. Benimkisi sadece bir durum tespiti.

 

Ben bildiğim/ulaştığım bazı gerçekleri bu platformda sizlerle paylaşıyorum.Amacım gerçeklerin ortaya çıkması ve sizlerden başlaya-ak tüm ilgilileri tarafından kabulünde ufakta olsa bir katkımın olmasıdır.

 

Neyse Otopsi filmiyle ilgili bazı bilinmeyenleri yayınlaya-ak ben üzerime düşeni yapayım, yalanlara inanmaya devam etmek isteyenlerin kafasını birazcık gerçeklerle bulandırayım.Bakarsınız yalan batağında boğulanlara faydası olur.Ne dersiniz olurmu?

 

3.)OTOPSİ FİLMİNİN KENARLARI

 

Fransız TF1'inde aralarında bulunduğu bazı İtalyan,Alman,Romen ve Hong Kong Tv kanallarının uzmanları 16 mm'lik Orjinal filmin incelenmek üzere gönderilen parçalarını görür görmez sahte olduğunu anlamışlardır.

 

Allah.Allah.Nasıl yaani?Bu kadar çabukmu? Nereden biliyorlarmış ki? diyenleriniz için hemen söyleyeyim. Perfore'den anlamışlar yani filmin kenar deliklerinden.

 

16 mm'lik Orijinal film parçalarının sadece bir kenarında Perfore(Kenar deliği) varmış.

 

Oysa 1940'lı yıllar boyunca 16 mm'lik tüm kameralarda her iki kenarında da Perfore(Kenar deliği) bulunan filmler kullanılmaktadır.

 

Tek kenarı Perfore'li(Kenar delikli) filmlerin piyasaya çıkış tarihini merak ettiniz mi?

 

Sıkı durun söylüyorum.1957

 

Yani Roswell uzaylısına yapıldığı söylenen Otopsinin 10. Yılı.

 

Bazı Saftirik Ufocuların (bu terime kızıyorlar ama ne yapayım onları en iyi bu tanımlıyor) filmin "bir tarafındaki Perforesinin saklandığı yerde bakterilerce tüketildiğine" dair iddialarına (ben zırvayım diye bas bas bağırdığı için) sadece değinmekle yetiniyorum.Okadar.

 

16 mm film kameraları hakkında çok kısa bir bilgi aşağıda.

 

16mm film kameraları: Genel olarak televizyonlarda kullanılmışlardır. Elde edilen görüntünün sinema perdesi kadar büyütülmemesi nedeniyle televizyonda iyi sonuç vermişlerdir. Bu nedenle ilk televizyon yayınlarında kullanılan görüntüler 16 mm kameralarla çekilm

alıntıdır:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

harika bi konu(şimdi bakıyorumda nası okudum die şaşırıorum:D) yine amerikadan beklendiği gibi örtbas edilmeye çalışılmış ama biraz kafayı çalıştırırsa insanlar nelerin döndüğünü anlayacaklar...türkiyede böyle bir şey olsa canlı bi uzaylı bulunsa yada bunuda gectım sadece belirsiz gökten bi madde düşse ilk yapılacak şey amerikanın tersine olayı manşete taşımak olacagından eminim...bizim ülkemizde uçak tuvaletinin atıgını gökten düştü die eritip içen yurdum insanı oldugu sürece böle haberleri sadece okurus...

 

basta konu ıcın tesekkurler daha once bu konuyu arastıranlar bu olayı bılıyordur zaten ama paylasımların herzamankı gıbı cok detaylı ve emek harcanmıs paylasım ıcın tekrar tesekkur nıetzsche ulkemızde cok daha kolay ortbas edılıyo bazı olaylar basın nı ulkemızdekı guc odakları ıstedıklerı sekılde kullanıyolar basın ve cogu sey ulkemızdekı gızlı guclerın elınde hersey dogru acıklansa dunyadakı kaosu bır dusunun dengeler ne hale gelır...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...