Urumhamatahayil Oluşturma zamanı: Nisan 21, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 21, 2007 Insanlar tanrılarla temas edip onların sırlarını öğrenebilirler mi ? Evet, bunu yapmanın üç yolu var : 1. Büyü, 2. Kehanet, 3. Ibadet. Büyü Büyücü gizli güçleri denetim altında tutarken kendi iradesini de bu güçlerin üzerine vaz'eder. Büyü temelde ve esasta tanrısal bir sanattır. Ancak tanrıların gözüne girmiş olan bazı insanlar tarafından da kavranabilir. Büyü hem tanrılar arasında hem insan - tanrı ilişkilerinde kullanılan bir sanattır. Örneğin, Mısırlı Güneş Tanrısı Ra bir yılan tarafından ısırıldığı zaman (tanrılar kuvvetli ve güçlü olmalarına rağmen yaralanmaz değildirler) tanrıça Isis'in büyüsü tarafından iyileştirilmiştir. Bilgelik ve büyü tanrısı Tot ise, bir tanrı arkadaşını yakalandığı hastalıktan gözüne tükürerek kurtarmıştır. (Büyücü adayları dikkat ! Sanatınızı iyice öğrenmeden ve ne yapmanız gerektiğini tam olarak bilmeden bunu yapmaya kalkmayın. Göründüğü gibi basit değildir.) Aynı şekilde, kötü ruhlar, akrepler ve tehlikeli hayvanlarla her türlü hastalığa karşı bile büyüler bulunmaktadır. Büyünün sırlarını keşfedebilmiş kişi, tanrıların iradesini kendi iradesi ile kontrol edebilecek durumdadır. 'Karşı Büyü' Büyünün en çok uygulandığı ülke Mısırdır. Dicle ve Fırat ülkelerinde de çok kullanılır. Babilli büyücü hastalıklara sebep olan kötü büyüleri uzaklaştırmak için, Anu, Ea, Şamaş, Sin ve diğer tanrılar adına okuduğu dualardan faydalanır. Örnek olarak kara büyüye karşı kullanılan tipik bir sihirli duayı inceliyelim : ''Bu adamın üstüne kötü bir ruh gibi kötü bir büyü konuldu. Ve Marduk bunu görerek babası Ea'ya onu nasıl iyileştirebileceğini sormaya gitti. Ve Ea cevap verdi : Oğlum bilmiyor musun ? Sana daha ne söyleyebilirim ? Git oğlum Marduk, onu kutsal serpinti evine götür ve büyüyü kaldır.'' (Büyücünün gücü tükürüğündedir. Bu güç insana Ea tarafından verilmiştir.) Kötü Ruhlar Sümer ve Akad'da oturanlar için hayatı zindan eden yedi kötü ruh vardır. Her biri gök tanrısı Anu'nun soyundandır ve hiçbir yaratığın onlara karşı bağışıklığı yoktur. Bazen Anu'nun bile başına dert olurlar. Bazen tanrılar, sımsıkı kapanmış ağızlarında kırmızı kireçten muskalar olduğu halde (aynen insan büyücüler gibi), birbirlerine ve kötü ruhlara karşı savaş açarlar. Sümer ve Akkad'da büyü silahları : ''hayatın mührü'', ''doğum taşları kemeri'' (şu anda Iştar tarafından muhafaza edilmekte), ''kader tabletleri'' ve ''bilgelik tabletleri'' dir. Tanrılar her fırsatta bunları birbirlerinden çalarlar. Mısır ve Akad'daki en kuvvetli büyü Yüce Tanrının gizli ve kutsal adıdır. Her kim ki bu ismi ve onu kullanmasını bilir, herşeye kadirdir ve büyücülerin en büyüğü sayılır. Kehanet Tanrıların gücü büyüler tarafından etkilenebildiği gibi, kehanetler vasıtasiyle de tanrılar iradelerini insanlara açıklıyabilirler. Kehanet büyü kadar önemlidir. Çünkü eğer insan gelecekte bekleyen tehlikeyi görmezse, ona karşı hazırlanamaz. Kısacası kehanet, gelecekteki olayları önceden tahmin etmektir. Tanrıların iradesini ve dolayısıyle geleceği tahmin etmenin iki yolu vardır : görünen ''dış'' işaretler ve iç ''göümüz'' veya içgüdümüz. ''Dış'' tahminler çoğunlukla canlı yaratıkların, kuş ve böceklerin, hareketlerine veya gökteki olaylara, güneş ve ay tutulmalarına veya göklerde görünebilen kuyruklu yıldız ve benzeri varlıklara dayanır. Babilliler ayrıca, kurban edilmiş bir hayvanın karaciğerini inceleme sistemini kullanan bir tahmin metodu da geliştirmişlerdir. Iyi ve Kötü Günler Belirli iyi veya kötü günlerin çok önemi vardır. Özellikle tanrıların asabının bozuk olduğu günlerde, bir insanın evlenmesi, ev inşa etmesi veya savaşa gitmesi tavsiye edilmez. Nissan'ın ilk gününde bir yılan tarafından ilk olarak görünen adamın vay haline ! Yılanın kafasını kesemezse, bir sene içinde ölecektir. Kışın ilk ayının onikinci gününde bir tarla faresi gören Mısırlının da başı dertte ! Gökleri Okumak Gökteki işaretleri okuyabilmek bilgeliğin doruk noktasıdır. Babillilerin dediği gibi :''Eğer güneş Adar-Bet ayının 1'i ile 30'u arasında kararırsa, tanrı Şamaş dualarınızı dinleyecektir.'' Eğer Kislev ayında Noga yıldızı kararısa, tanrılar dünyaya karşı işbirliğine girecek demektir. Ve ne zaman ki Mars gezegeni akrep burcuna girerse, o gün kötü bir gündür, kimse şehir kapılarından çıkmasın. Şimdi de ''iç'' tahminlere bir göz atalım. Bu sınıfta üç yol vardır : Rüyalar, ruh çağırmak (ölülerle temas kurmak) ve kehanet. Tanrı insanın rüyasında ona görünerek geleceği hakkında ona bazı ipuçları verebilir. Tanrısal mesajlar çoğunlukla rüyayı görenler için tam bir bilmece gibidir ve rüyaların tefsirinde uzmanlaşmış kişiler tarafından açıklanması gerekir. Ruh Çağırmak Ölüler tanrılarla direkt temasa geçtiklerine göre herşeyi bilirler. Ölülerle konuşmayı başarabilen bu yüzden tanrılar hakkında birçok bilgiye sahip olabilir. Fakat tahmin yürütmenin en iyi yolu direkt yoldur : Kehanet. Kehanet gücüne sahipolan kişi, kısa bir süre için ona bu gücü veren tanrı veya tanrılarla birleşme sağlar, ruhu tanrılarla bir olur. Bu etki altında olduğu süre içinde, sarhoş biri gibi delice danseder ve şarkı söyler. Ilginçtir ki, tanrılarla ilşki kurmanın bu yolu Mısır ve Babil'de pek bilinmez. Hititlerin ülkesinde ve tabii ki burada Kenaan'da kehanet çok kullanılmaktadır. Ibadet ve Dini Törenler Tanrılarla temas kurmanın diğer bir yolu ise ibadettir. Ibadet tanrılarla insanlar arasında iki yönlü bir alışveriş gibidir. Inanan dua ve kurbanlarını sunar, müteşekkir tanrı da onu kutsar. Tanrıların her zaman insan duasına ihtiyacı vardır. Kader ve ölüme karşı verdikleri savaş hiç bitmez. Kötü ruhlara karşı savaşları ve birbirleriyle olan mücadeleleri zayıf düşmelerine sebep olur. Yemek ve çeşitli cesaret verici yollarla kuvvetlerini geri kazanırlar. Bu yüzden de insanın onlara muhtaç oluğu gibi onlar da insana muhtaçtırlar. Eski bir Sümer metnine göre, insanlar bir kurban adadıkları zaman, tanrılar, ''köpek veya sinekler gibi'', o güzel kokuyu içlerine çekebilmek için etrafına üşüşürler. Insanlar, tanrıları, kötü ruhlara karşı tapınakların etrafına kocaman nöbetçi heykeller dikerek korurlar. Mısırın Baş Rahibi ise tanrılara yardımcı olmak için, heykeline sarılarak ve sanki kendi nefesi ile kendi hayatını tanrıya aktarır şekilde, her gece Osiris'i tekrar hayata döndürür. Tabii ki bütün bu insan hareketleri, aynı anda tanrı diyarında uygulananların bir kopyasıdır. Kurbanlar bile, tanrıların dünyasında getirilen kurbanların bir taklidi gibidir. Insanoğlu bu tip hareketleri yapmaya devam ederek, tanrıların sempatisini kazanmayı, yapmış olabileceği herhangi bir suç konusundaki öfkelerini dindirmeyi, verimli bir hasat için şansını artırmayı, sağlıklı bir evlat edinmeyi, savaş alanında zafer kazanmayı veya o anda kalbinden ne geçiyorsa ona sahip olma fırsatını yakalama olasılığını artırmayı dener. yahudi inancı içinde anlatılmış bir calışmadır alıntıdır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.