Jump to content

Astroloji'ye Bir de Bu Açıdan Bakın


Adramelech

Önerilen Mesajlar

Başlık neden öyle? Ne yazsam elimde kalacak en iyisi öyle bırakayım dedim. Şöyle, forumda bir inanca karşı çıkmak ve bir şeyi kendi bildiğin haliyle başkalarına kabul ettirmeye çalışmak yasak. Ben de belirteyim dedim. Amacım böyle bir şey değil. Şimdi burada, niye inanıyorsunuz kardeşim siz demeden, astrolojinin bana göre neden herhangi diğer sohbet konusu düzeyine inmiş batıl inançlardan farksız olduğunu anlatacağım. Astrolojiyi enine boyuna bilmem ama girip günlük burç yorumunu okuyan klasik vatandaştan daha iyi bildiğimi söyleyebilirim. Önce Richard Dawkins'in konu üzerine bir tespiti ile başlayalım:

 

[video=youtube;CoZ-NRsGWKw]

 

 

Vidyoda geçen Barnum (Forer) etkisi hakkında vikipedi girdisi:

 

Forer etkisi (P. T. Barnum'un gözlemlerinden sonra Barnum Etkisi olarak da adlandırılmıştır) bireylerin, özellikle kendileri için hazırlanmış gibi görünen ama aslında büyük çoğunluktaki insanlara uyacak kadar genel ve belirsiz kişilik betimlemelerine yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözlemdir. Bu etki, astroloji, grafoloji, falcılık ve kişilik testlerinin bazı türleri gibi yaygın olarak kabul görmüş inanış ve uygulamalar için kısmen açıklama getirmektedir.

 

Bununla ilgili ve daha genel bir etki ise kişisel onaylamadır.[1] Kişisel onaylama, birbiriyle alakası olmayan ya da tamamıyla rastsal olan iki olay, bir inanış, beklenti ya da hipotez bir ilişkilendirmeye ihtiyaç duyduğundan dolayı, ilişkiliymiş gibi algılanması durumudur. Bundan dolayı insanlar, kendi kişiliklerini algılayışlarıyla, burçlarının gösterdikleri arasında ilişki kurmaya yatkındırlar.

 

Adı geçen Barnum testi: http://homepage.bluewin.ch/Ysewijn/english_Barnum.htm

 

Olayın psikolojik boyutu bir yana, var olan tüm astroloji sisteminin üzerine kurulduğu varsayımın yanlış olduğunun zaten biliniyor olması çok önemli bir nokta.

 

Modern Üfürükçülük Halini Almış Popüler Spiritüalizm

Son zamanlarda, hatta yıllarda, halkın vaktiyle büyük rağbet gösterdiği şimdi büyük cehalet olarak gösterilen bu eylemler, şu anda spiritüalizm (spiritüalizm budur değil, bu spiritüalizm adı altında sunuluyor diyorum) adı altında "modern" parolasıyla varlığını sürdürüyor. Bunun uzak doğucusu da var, astrolojisti de var, islam alimi(!) de var. Ekranlara çıkıp şaklabanlık yapanından tutun 10 yıldır Kuran'dan halley yıldızıyla ilgili şifreler çıkaran, bu son spiritüalist akımları islamla bağdaşlaştırmaya çalışan insanlar, ama bu olayın sadece türk medyasındaki uçuk hali. Bir de bunun insan üzerindeki etkisiyle ilgili abartılı bir örneğim var; o da çocuklar duymasın dizisinin Meltem(entel, enerjiden menerjiden felaket anlar) karakteri. Neyse, abartmadan asıl konuya geçelim. Olayın eski ve yeni dediğim halleri arasındaki benzerliklere bakalım. İkisinde de inanan kişinin ortaya atılan şeyin ne veya nasıl olduğu hakkında gram fikri yok. İkisinde de kişi inanılmaz derecede inanıyor, ki neden inanıyor anlayabilmiş değilim bunu - ki kınadığım felan yok -, neden niçin diye sorgulamıyor. Farkı ne? Birinin yeni, entel(!) kitleye hitap eder biçimde modern yöntemler kullanması.

 

Spiritüalizmin türk halkının hayatındaki yerine bakarsak karşımıza, ki bu burç falı, cin hikayeleri ve yeni malzeme 2012den öteye geçemiyor, sohbet malzemesinden başka bir şey çıkmıyor. Herkes bir şeye inanıyor ama, kimse nedendir bilmiyor. Buna kişi çocukluktan itibaren hayatın bir gerçeğiymiş gibi maruz kaldığından mantıksız gelmesi gibi bir durum çoğu zaman söz konusu bile değil. (Bitirmekte felaketimdir. Böyle bir heves bir şeyler yazmaya girişirim aklımdakilerin maksimum yüzde kırkını yazarım gerisini unuturum, böyle de bir huyum vardır. Belli mi olur aklıma geldikçe eklerim bir şeyler. Ama ne demek istediğimi anlatmışımdır herhalde tez dökmeye ne gerek var ortaya değil mi? Bir de şöyle bir şey var barnum etkisiyle ilgili ayrı spiritüalizmin yeni üfürükçülük olarak kullanılmasıyla ilgili ayrı konu açacaktım nedendir bilmem karman çorman oldu.)

 

http://www.youtube.com/watch?v=1_FAsRddSbE&feature=related

 

Richard Dawkins ve Bill Nye'ın da dediği gibi, astroloji ilk ortaya atıldığı zamanlardan beri hiç güncellenmemiş ve değişmemiş olduğundan, o dönemden bu yana gerçekleşmiş çok büyük farklılıklar da var. Bu da sistemi kökten yanlış kılıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Richard Dawkins ve Bill Nye'ın da dediği gibi, astroloji ilk ortaya atıldığı zamanlardan beri hiç güncellenmemiş ve değişmemiş olduğundan, o dönemden bu yana gerçekleşmiş çok büyük farklılıklar da var. Bu da sistemi kökten yanlış kılıyor.

 

Süper Paylasim Eyw

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başlık neden öyle? Ne yazsam elimde kalacak en iyisi öyle bırakayım dedim. Şöyle, forumda bir inanca karşı çıkmak ve bir şeyi kendi bildiğin haliyle başkalarına kabul ettirmeye çalışmak yasak. Ben de belirteyim dedim. Amacım böyle bir şey değil. Şimdi burada, niye inanıyorsunuz kardeşim siz demeden, astrolojinin bana göre neden herhangi diğer sohbet konusu düzeyine inmiş batıl inançlardan farksız olduğunu anlatacağım. Astrolojiyi enine boyuna bilmem ama girip günlük burç yorumunu okuyan klasik vatandaştan daha iyi bildiğimi söyleyebilirim. Önce Richard Dawkins'in konu üzerine bir tespiti ile başlayalım:

 

[video=youtube;CoZ-NRsGWKw]

 

 

Vidyoda geçen Barnum (Forer) etkisi hakkında vikipedi girdisi:

 

 

 

Adı geçen Barnum testi: http://homepage.bluewin.ch/Ysewijn/english_Barnum.htm

 

Olayın psikolojik boyutu bir yana, var olan tüm astroloji sisteminin üzerine kurulduğu varsayımın yanlış olduğunun zaten biliniyor olması çok önemli bir nokta.

 

Modern Üfürükçülük Halini Almış Popüler Spiritüalizm

Son zamanlarda, hatta yıllarda, halkın vaktiyle büyük rağbet gösterdiği şimdi büyük cehalet olarak gösterilen bu eylemler, şu anda spiritüalizm (spiritüalizm budur değil, bu spiritüalizm adı altında sunuluyor diyorum) adı altında "modern" parolasıyla varlığını sürdürüyor. Bunun uzak doğucusu da var, astrolojisti de var, islam alimi(!) de var. Ekranlara çıkıp şaklabanlık yapanından tutun 10 yıldır Kuran'dan halley yıldızıyla ilgili şifreler çıkaran, bu son spiritüalist akımları islamla bağdaşlaştırmaya çalışan insanlar, ama bu olayın sadece türk medyasındaki uçuk hali. Bir de bunun insan üzerindeki etkisiyle ilgili abartılı bir örneğim var; o da çocuklar duymasın dizisinin Meltem(entel, enerjiden menerjiden felaket anlar) karakteri. Neyse, abartmadan asıl konuya geçelim. Olayın eski ve yeni dediğim halleri arasındaki benzerliklere bakalım. İkisinde de inanan kişinin ortaya atılan şeyin ne veya nasıl olduğu hakkında gram fikri yok. İkisinde de kişi inanılmaz derecede inanıyor, ki neden inanıyor anlayabilmiş değilim bunu - ki kınadığım felan yok -, neden niçin diye sorgulamıyor. Farkı ne? Birinin yeni, entel(!) kitleye hitap eder biçimde modern yöntemler kullanması.

 

Spiritüalizmin türk halkının hayatındaki yerine bakarsak karşımıza, ki bu burç falı, cin hikayeleri ve yeni malzeme 2012den öteye geçemiyor, sohbet malzemesinden başka bir şey çıkmıyor. Herkes bir şeye inanıyor ama, kimse nedendir bilmiyor. Buna kişi çocukluktan itibaren hayatın bir gerçeğiymiş gibi maruz kaldığından mantıksız gelmesi gibi bir durum çoğu zaman söz konusu bile değil. (Bitirmekte felaketimdir. Böyle bir heves bir şeyler yazmaya girişirim aklımdakilerin maksimum yüzde kırkını yazarım gerisini unuturum, böyle de bir huyum vardır. Belli mi olur aklıma geldikçe eklerim bir şeyler. Ama ne demek istediğimi anlatmışımdır herhalde tez dökmeye ne gerek var ortaya değil mi? Bir de şöyle bir şey var barnum etkisiyle ilgili ayrı spiritüalizmin yeni üfürükçülük olarak kullanılmasıyla ilgili ayrı konu açacaktım nedendir bilmem karman çorman oldu.)

 

http://www.youtube.com/watch?v=1_FAsRddSbE&feature=related

 

Richard Dawkins ve Bill Nye'ın da dediği gibi, astroloji ilk ortaya atıldığı zamanlardan beri hiç güncellenmemiş ve değişmemiş olduğundan, o dönemden bu yana gerçekleşmiş çok büyük farklılıklar da var. Bu da sistemi kökten yanlış kılıyor.

bu barnum sayfasi ingilizce ve gercekten iyi bir ingilizce gerekt,r,yor acaba türkçeleştirmede katkida bulunabilecek biri çikarmi gercekten merak ettim herkesinde merak edecegine eminim! ve ayrica kendi gorusumude beyan etmek isterimki gezegenlerin insan karakterlerinde etkili olabilecegine inaniyorum

erkek mi? Karar sizin...

 

Geleceği yıldızlar belirleyebilir mi? Doğacak çocuğun cinsiyetini seçebilmek için belli bir saatte döllenmeyi Ay'ın astrolojik konumuna göre yapabilirmiyiz? Kadınların periyodik hallerinin bu konuyla ilişkisi var mıdır? Ay Dönemleri doğum kontrolunu kolaylaştırabilir mi? Ve en önemlisi astrolojik analizler yaparak doğumsal kusurları önlemek için en iyi döllenme zamanını seçebilir miyiz? Bütün bu soruların cevabı var mı? İşte Astroloji'nin 1960'larda başlayan ama şimdilerde yerini bulan yeni bir penceresi ve bir bilim adamının verdiği savaş...

Çek psikiyatr ve jinekolog Dr. Eugene Jonas'a göre yukardaki sorulara sempatiyle ön yargısız yaklaşabiliriz. Dr. Jonas 10.000 kadını test ettikten sonra gebelikle ilişkinin % 97 olduğunu belirledi. Böyle bir iddia doğal olarakyüzyılın en önemli olaylarından birisi olabilir ve modern kadını şekillendirebilir ama ancak "Astrolojik Dönem Metodu" nun genelleştirilmesi koşuluyla... Bir diğer yaklaşım ise neden böyle yapmayalım ya da bu yöntemi kullansak ne olur? Dr. Jonas araştırmalarına 1956'da başlamıştı çıkış noktası tesadüfen rasladığı antik bir Babil-Asur taş yazmasıydı.

 

Kadınların gebelik dönemlerinin Ay evreleriyle ilişkisi olduğu anlatılıyordu. Ne yazık ki eski astrologlar Ay'ın evreleri hakkında daha geniş bir açıklama bırakmamışlardı veya bulunamamıştı. Jonas endişelenmesine rağmen yılmadı o sıralarda Macaristan'da çocuk düşürmek neredeyse yasallaşmıştı. İnançlı bir Katolik olan Dr. Jonasbuna karşıydı ayrıca çocuk düşüren veya aldıran kadınların uğradıkları psikolojik şokların üzerinde duruyordu. Jonas'ın iyi bildiği bir diğer şey gebeliği önlemede çok geçerli olan ritm metodunun uygulanmasının çok güç olduğuydu. Kısacası gebeliği önlemenin en kesin yolu kısırlaştırmaktı.

 

Üç Ana Kural

Jonas yaptığı testleri desteklemek için güvenilir tıbbi referanslar kullandı; astrologlardan ve kozmobiyologlardan oluşan bir ekip kurdu. Kozmobiyologlarların gözlemlerine göre kozmik koşullar ve güç alanları yaşayan herşeyi etkiliyordu ve bu yaklaşıma bilimciler ve özellikle de fizikçiler katılıyordu. Jonas ve ekibinin üzerinde önemle durdukları bir diğer şey şarlatan falcılardan ve yıldız haritasıyla (horoskop) gelecek tahminlerinden uzak kalmaktı. Günümüzün önemli kozmobiyologlarından Reinhold Ebertein şöyle yazıyordu; "Astroloji meraklıları bilimsel araştırmalara ve özellikle istatistiklere çekinerek yaklaşıyorlar oysa kozmobiyolojik her tür çalışma ve metodoloji daha fazla bilgi sağlıyor ve doğru sonuçların ortaya çıkmasına yardımcı oluyor." Jonas ilk önce güneş lekelerinin insan yaşamını nasıl etkilediğini araştırırken astrolojik ve astronomik çalışmalar yaptı. Hipokrat'tan Kepler'e uzanan pratik astrolojiyi inceledi; tüm bu araştırma döneminin sonundaAy'ın evreleri ile gebelik arasında doğrusal bir ilişkinin bulunduğundan emin oldu. Asur-Babil taş yazmasını keşfettikten sonra Jonas işe girişti çeşitli doğum haritaları veya kozmobiyologların tabiriyle "Kozmogramlar" çizdi ve bunları gebelik örnekleriyle karşılaştı. 1956 yazında çok yoğun geçen birkaç haftalık araştırmanın ardından Jonas kendi tabiriyle gebelikle ilgili "İlk Üç Ana Kural" ı belirledi. Seksüel eylem ve ceninin oluşması kesinlikle formüle edilebilirdi. Üç kural şöyleydi;

 

1. Bir kadının gebe kalma anı Ay ve Güneş'in ritmi ve de Güneş'le Ay'ın açılarıyla ilişkilidir; burada kadının kendi doğum anı dikkate alınmalıdır.

2. Çocuğun cinsiyeti Ay'ın gebe kalma anındaki pozisyonu ile ilgilidir.

3. Gebe kalma anındaki doğal gezegen konfigürasyonları embriyonu etkiler.

Ay hormonal değişimleri etkilemektedir

Peki ama daha doğal daha kesin görüşler ve destek araştırmalar yok mu? Biraz daha açılabilir ve araştırmanın detaylarına yönelebiliriz; eğer bir kadın örneğin Yeni Ay'da doğduysa her Yeni Ay döneminde gebe kalacaktır. Eğer bir kadın Yeni Ay'dan beş gün sonra Ay'la Güneş'in birbirlerine 60' açı yaptıkları bir anda doğduysa aynı açının ve konumun tekrarında periyodik dönemi tekrarlanacaktır. Ay'ın ve Güneş'in doğum anınızda nerede olduğunu bilmiyorsanız elbette ki ciddi bir astroloğa başvurmanız gerekir eğer ona doğru doğum bilgilerini yani tarih zaman ve yer bilgilerini verebiliyorsanız astrolog söz konusu kozmik konumları size verecektir. Jonas sistemine göre bir kadın kozmo-gebelik dönemine Ay/Güneş dönüşlerinin iki gün öncesinde girmektedir. Eğer kadın bu metodu gebeliği önlemek olarak kullanıyorsa sakınma pratiği yapmalıdır yani bir tür doğum kontrolusöz konusu açının 36 saat öncesinde ve 12 saat sonrasında yapılmalıdır. Avustralyalı Francesca Naish özel bir çalışma yaptı ve gebelik tarihlerini belirleyerek olası hataların güvenlik sınırlarını yumurta ve spermlerin yaşam sürelerini saptadı. 4 günlük Ay periyodlarında oluşan sonuçların her ay veya 29.5 günde bir tekrarlanmaları verileri destekliyordu. Yumurtlamanın kökeninde aybaşı dönemlerinde oluşan hormonal değişimleri Ay etkilemektedir ve aynı etki stres ve sağlığı da kapsamaktadır. Öte yandan Ay Dönemi sabit olarak yılda 12-13 kez tekrarlanır; Aybaşı periyodlarında oluşan gebelik olaylarının nedeni raslantısal olarak Ay Dönemleri ile karşılaşmaktır. Bir kadın bir ayın içersinde iki kez gebelik dönemi yaşayabilir ve bunu bilirse avantaj veya sakınmak için kullanabilir.

 

gebelik anı önceden belirlenebilir

 

Dönemlerin gözlemini yapan Dr. Kurt Rechnitz'ın çalışmalarını geliştiren Jonas iddiaların % 98 kesin olduklarını belirtiyor ve sonucun vücuttaki temel ısının kontrol edilmesi yöntemiyle kesin olara desteklendiğini söylüyordu. Avustralya'lı astrolog Francesca Naish Ay Dönemi'nin eğer iki dönem raslantısal olarak çakışmıyorsa dönemin bir potansiyel olarak kalacağını ve sadece yumurtanın serbest kalacağını belirtiyordu. Bununla beraber gebeliği bu yolla önlemek mümkün değildir ama Ay Dönemleri'nde sakınılması doğru bir iştir. Gebe kalma anında Ay'ın yeri maskülin veya Yang (Ateş-Hava) ise çocuk erkek olacaktır; aksine feminen veya Ying (Toprak-Su) ise kız olacaktır. Ay'ın burçlardaki kalış süresi yaklaşık 2-2.5 gündür. Yani hesaplar buna göre yapılacaktır Ay Dönemleri'nin iyi hesaplanması sonucunda ortaya çıkarılacak olan Ay Burcuna göre ayarlanacak olan gebelik anı önceden belirlenebilir. Astrolojik takvimler veya özel tablolar Ay'ın hangi anda burç değiştirdiğini kesin olarak verirler; bu malzeme yurt dışında ilgili mağazalarda bulunmaktadır. Özetle anlatılmak istenen şudur; bir astrolog aracılığı ile Ay evreleri hesaplanacak anne adayının doğum anı da öğrenildikten sonra istenilen tarih belirlenecek evrelere göre cinsiyet tercihi yapıldıktan sonra gebe kalma anı kesinleşecektir. Bundan sonrası çifte aittir.

"Dört çocuğumun cinsiyetini ben belirledim."

 

Mısırlı bir Egyptolog olan Dr. Balogh Naish'a göre Jonas'ın metodu eski Mısırlılar'dan alınmadır ve en azından 5000 yıllıktır Doktar Jonas'ın metodu biliniyor ama yine de işin püf noktalarını kimse bilmiyor diyor. Naishdünyanın magnetik alanının Ay evrelerinden etkilendiğini ve spermlerin taşıdığı erkek ve kadın kromozomlarının da aynı etkinin altında kaldığını söylüyordu. Sheila ve Lynn Schroeder tarafından yönetilen Astrolojik Doğum Kontrol Merkezi'nde Jonas'ın çalışmaları batı dünyasının dikkatlerine sunuldu; sunuşta Ay Burcu seçimlerinde başarı oranının % 98 olduğu açıklandı. Kontrol Merkezi'nden E.R. Schweigert Ay'ın farklı burçlardan geçerken rahimdeki asidasyonun veya alkalin oranının değiştiğinin spermlerdeki sedimentasyon sayımlarında belirlendiğini söylüyordu. Astrolojik Tıp Ansiklopedisi'nin yazarı olan H. L. Cornell herkesin tıbbi astrolojiyle ilgilenmesini söylüyor ve şöyle yazıyor; "Bir yıldız haritası üzerinde çalışmakla kişinin karakterini ve mizacını öğrenebilir aynı zamanda da hastalıkları teşhis edebiliriz doğum haritasında bu noktalar çok belirgindir. Astrolojik hesaplamaları kullanarak dört çocuğumun doğum tarihlerini ve cinsiyetlerini önceden belirledim ve belirlemelerim doktorların verdiklerini tarihlerin hiçbirisine uymadı ama sonuçta benim istediklerim gerçekleşti."

Jonas'a deli diyenler

 

Jonas araştırmalarının sonuçlarını açıklamak ve tanımlamak için zorlu bir savaş veriyor. İlk olarak tezini tüm ayrıntıları ile beraber Macar ve Çek Bilim Akademi'lerine sundu. Başlarda çalışmalarını sürdürmesi için teşvik edildi Jonas sağlanan bir fonla araştırmalara devam etti ama sonra fon neden gösterilmeden birden durduruldu. 1960'da Dr. Aurel Hudcovic Jonas'ı destekledi ve onun kuramlarını Bratislava Jinekoloji Kliniği'niğinde tanıttı. Kliniğe çağrılan Jonas elde ettiği sonuçları hamile kadınların cinsel ilişki bilgileriyle karşılaştırarak doğacak çocukların cinsiyetlerini tahmin etti 100 doğumda başarılı tahmin oranı 83'idi bu sonuca gebe kalma dönemlerinin astro haritalarını hesaplayarak varmıştı. Benzer ikinci bir tur çalışmada başarı oranını % 98'e yükseltti. Sonuçların duyulmasının ardından Macaristan Çekoslovakya ve Almanya'dan binlerce mektup gelmeye başladı; kadınlar gebe kalma cinsiyet belirleme ve doğum kontrolu konularında yardım istiyorlardı. Kozmogramlar çizildi programlar yapıldı Jonas seyahatlara başladı dersler ve konferanslar veriyor bioritmin ana fikrini anlatıyordu. Basında Jonas'ın çalışmaları peşpeşe yayınlanıyor ilgi artıyordu. Ama daha öncelerde Jonas'ın bölüm şefi olarak çalıştığı TBC Psikiyatri Kliniği tavır alarak hastalarının onunla temas etmelerini engellemeye başladı; Mesaj açıktı; psikiyatr veya astrolog olunabilirdi ama ikisi birden olunamazdı. Bu engelleme etkili oldu ve projesini geliştirmek için fon arayışları boşa çıkmaya başladı birçok finans kurumu doktoru deli olarak tanımlıyorlardı.

 

Doğal Doğum Kontrolu

 

Bütün bunlardan sonra hangi güç tıbbi astrolojiye katlanabilirdi ki? Arayışları boşa gidince Jonas Macaristan'a döndü ama burada da tersliklerle karşılaştı ve akıl sağlığının yerinde olup olmadığı tartışılınca bir dizi teste katlanmak zorunda kaldı. Bu arada ilk kitabını yayınladı; "Çocuğunuzun Cinsiyetini Önceden Tahmin Edin" adlı kitabı altı dile çevrildi. Buna rağmen hiçbir maddi kazanç sağlayamadı. Ama işin aslına bakılırsa sadece bir avuç meslektaşı Jonas'ı mahkum etti veya destekledi. 1968'de Çek Sağlık Bakanlığı Astra Araştırma Merkezi'ni kurdu ve planlı evebeynliği teşvik etti. Açılışından iki ay sonra Astra 9000 Kozmogram yayınladı bu arada Jonas'ın fikirleri ABD'ye taşındı. Ostrander ve Schoreader "Demir Perde'nin ve Sonrasının Ardındaki Fizikötesi Keşifler" ve "Doğal Doğum Kontrolu" adlı kitaplarında Jonas'ın çalışmalarını uzun uzun anlattılar. Dr. Schweigart Viyana'da açılan Uluslararası Astra Merkezi'nde Dr. Jonas'ın ve Dr. Reichnitz'ın Ay Evreleri Kuramı'nın tekrarlanmaya başlayan olaylarla çoktan kanıtlandığı açıkladı. Dr. Schweigart şöyle diyordu; "Kendimizi raslantısal hissediyoruz ama eğer bu olaylar başladıysa evrensellik kabul edilecek veya reddedilecektir. Belki gelecek kuşaklar bunu ellerinde tutacaklar. İnsanlık tarihi boyunca yeni bilgilerin geçerli dünya görüşüyle çarpıştığı sık görülmüştür. Ama eninde sonunda değişen şey daima tutucu zihniyetler olmuştur."

 

Jonas'ın kuramının şu andaki uygulamalarından örnek bir rapor

Kaynak: Astra

 

Tarih: 29 Şubat 1996

Müşteri: Ms. Deborah S. Bundy Albuquerque ABD

Doğum tarihi: 15 Mart 1947

Doğum saati: 7:15 a.m. ABD E.S.T. (Önemli-Tekrar kontrol edin)

Ay Evresi Açısı: 277' 59.6172 dakika

Gelecek yılda Ay Evresi Açınız (277' 59.6 dakika olacak)

Tekrarlanan günler aşağıda verilmiştir lütfen zamanları doğru olarak uygulayın;

Tarih Gebe Kalma Saati Cinsiyet

13 Mart 1996 2:53 AM Kız

11 Nisan 1996 9:09 AM Kız/Erkek

10 Mayıs 1996 2:49 PM Erkek

08 Haziran 1996 9:15 PM Kız

08 Temmuz 1996 5:43 AM Erkek

06 Ağustos 1996 4:50 PM Kız

05 Eylül 1996 7:12 AM Erkek

05 Ekim 1996 0:38 AM Kız

03 Kasım 1996 8:35 PM Erkek

03 Aralık 1996 5:40 PM Kız

02 Ocak 1997 1:42 PM Erkek

01 Şubat 1997 6:48 AM Kız

02 Mart 1997 8:05 PM Erkek

ki ayin konumu bile cinsiyet üzerinde etkili olabilirken ve dünya diğer gezegenlerin etkisi altindayen dogan cocuklarin karakter özelliklerine yansiyabilir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...