Adramelech Oluşturma zamanı: Eylül 24, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 24, 2011 Sanatın Anlaşılamaması: Sanatın Yozlaşması, Sanat Kelimesinin Anlamını Yitirmesi, Bir Ticari Kurum Olarak veya Popüler Kültür Malzemesi İnsanın Bakış Açısından Sanat Sanat Nedir? (Vikipedi) Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve hayalgücünün ifadesi olarak anlaşılır.Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur. Açık olan nokta ise sanatın insanlığın evrensel bir değeri olduğu, kısıtlı veya değişik şekillerde bile olsa her kültürde görüldüğüdür. Sanat sözcüğü genelde görsel sanatlar anlamında kullanılır. Sözcüğün bugünkü kullanımı, batı kültürünün etkisiyle, ingilizcedeki 'art' sözcüğüne yakın olsa da halk arasında biraz daha geniş anlamda kullanılır. Gerek İngilizce'deki 'art' ('artificial' = yapay), gerek Almanca'daki 'Kunst' ('künstlich' = yapay) gerekse Türkçe'deki Arapça kökenli 'sanat' ('suni' = yapay) sözcükleri içlerinde yapaylığa dair bir anlam barındırır. Sanat, bu geniş anlamından Rönesans zamanında sıyrılmaya başlamış, ancak yakın zamana kadar zanaat ve sanat sözcükleri dönüşümlü olarak kullanılmaya devam etmiştir. Buna ek olarak Sanayi Devrimi sonrasında tasarım ve sanat arasında da bir ayrım doğmuş, 1950 ve 60'larda popüler kültür ve sanat arasında tartışma kaldıran bir üçüncü çizgi çekilmiştir. Sanatçı Kelimesinin Anlamını Yitirmesi Ben küçükken televizyonlarda gördüğüm ve anlamlarını ayırt edemediğim iki kelime vardı; "sanatçı" ve "ünlü". Bu kelimeleri aynı anlamlı sanırdım çünkü farklı kullanımlarını göremiyordum. Peki neden böyle oldu? Ben mi aptal bir çocuktum yoksa bu ünlü olmuş insanlar mı sanatçı ismini lekeliyorlardı? Size soruyorum; günümüzün hem sunucu, hem oyuncu, hem manken, hem ikoncan, hem de şarkıcı olarak, ki bu kadar sanat(!) dalını hor görecek değilim, ünlülüğünü doyurmuş insanlar gerçekten sanat mı yapıyorlar? Serdar Ortaç'ın, İsmail YK'nın, Rihanna'nın, Lady Gaga'nın... yaptıkları gerçekten sanat mıdır? Ben, özellikle bu insanlara söylememekle birlikte, bu tarz kişilerin yapıtlarını gerçek bir sanat eseriyle karşılaştırdığımda, bir okul çocuğunun 23 nisan resmiyle ünlü bir ressamın başyapıtını karşılaştırır gibi hissediyorum. Belki de benim sanat tanımım yanlıştır da, herhangi bir kriteri olmaksızın çok tutan her şey sanat eseridir... Kitaplar, şiirler, edebiyat eserleri: Onlar da aynı şeyden müzdarip değil mi? A kişisi bir kitap mağazasına gittiğinde "Best Seller" reyonuna bakıp çıkıyor, durum fazlasıyla rezil değil mi? Edebi açıdan eleştirildiğinde hiçbir ahım şahım tarafı olmayan bu eserleri popüler olmaları mı başyapıt yapıyor? Bu tapılan birkaç yabancı yazarı (ki kitaplarında bu popüler sevdalısı insanlar için muhabbet arasında söylenebilecek çok mükemmel ilginç gerçekler vardır) bir kenara bırakıp, bir kitabı tuttuktan sonra çıkıp "İkinci de geliyor. Bu, sonuçta "trilyonluk" bir sektör!" diye sırıta sırıta açıklama yapan yeni yetme yazarlara ne demeli? Sanatçı diyerek sanatı lekelediğimiz bu insanlar acaba gerçekten yaptığını sanat olarak mı kabul ediyor yoksa onlar da bu işe trilyonluk sektör olarak mı bakıyorlar? Şöyle genel bir profil çizildiğinde sanat algısının, sanat düzeyinin ortalama olarak bin yıl geride olduğunu gören bende mi sorun, yoksa popüler kültürde mi? Bu çizgiyi bozabilecek bir şey çıkabilir mi acaba? Çünkü her geçen gün daha da batağa saplanır halde. Belki de şehirleşmeyle kimlik arayışına giren, popüler kültürü benimseyen bu insanlar bir süre sonra gerçek kimliklerini aramaya başlarlar. Ne bileyim bir aydınlanma felan olur inşallah diyelim. Değinmediğim dallar arasında bir de sinema var, ancak şükürler olsun ki yönetmenliğinin hakkını veren, oyunculuğunun hakkını veren bir çok sanatçı mevcut. Popüler kültürün henüz diğer sanat dallarına sıçrayamayışını, henüz haberinin olmayışına bağlıyorum ve onların da geleceğinden büyük endişe duyuyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2011 Ben anlamıyorum bu bir şeyi (hele ki bu şey sanat şeyisiyse -bakın eseri de değil-) sırf popüler olduğu için yapmak, davranışlarını popüler olana göre ayarlamak vesaire çok normal bir şey de ben mi sinir hastasıyım? Bir tek ben mi bunları garipsiyorum? Arada sırada köşe yazılarında bu tarz eleştiriler görmesem herhalde kendime deli damgasını koyacağım. Çünkü bir bana acayip geliyor, bir benim sinirimi bozuyor bu safsatalar. Şimdi olay şu: ne zaman bir kitap muhabbeti olsa kulak misafiri olduğum, adı geçen 3-4 kitap ve "oo muhteşem, empatiyi oku o daha güzel böyle akıl oyunları neyin var"cılar oluyor. Şöyle ki ben bu kitapların böyle yüce bir içerik, üslup, nitelik vesaire içermemesine rağmen diğer tüm eserleri ezip geçmesine, hele de sırf feyste beğenilmiş diye (baş etken - yalan mı?) böyle olmasına sinir oluyorum. Birini yakaladım mı bu konuda rahat 1 saat iç dökerim ama yine rahatlamam. Ben biraz abartırım doğrudur (televizyon da izleyemem, batar, dakikada 30-40 küfür ederim çünkü; ha bir de aref muhabbeti var değil mi? ama o çok farklı bir olay) ama samimi olarak soruyorum; sorun bende mi? Gündemi, hele de bu yöndeki gündemi birkaç "empati okuyum da forsum olsun kızların yanında" gencinin etkilemesi beni adeta çıldırtıyor. Bir de film olayı var. Bu "empati oku çok fena"cılar sinema kulvarında da boş durmuyorlar. Herneyse (o konuya girince başka konular açılıyor felan filan işte), işte ben böyle işlere çok fena canımı sıkıyorum, ofluyorum pufluyorum, bakıyorum elimden bir şey gelmiyor, geliyorum bir de yandaş arıyorum işte ilginç... Üstte yazdığım şu sanatçı ile ünlünün aynı şey olması da çok çok ayrı bir şey ya neyse ki orada ağzımı bozmamışım. Şimdi acelem var (yemek bekliyor -önemli-) o yüzden böyle kestim. Benim gibi düşünen şöyle 2-3 kişi bulsam tadından yenmez en azından yalnız hissetmem dedim kötü mü ettim? Ekleme: İşte sonra bir bakıyorum ki bunlar benim sevdiğim insanlar, bir şey de diyemiyorum. Bana ne oluyor ki diyorum? Biri gelip sanane ulan isteyen istediğini okur dese bir şey diyemem çünkü. Hislerimi adam gibi ifade edemiyorum bu konuda, öyle alay eder gibi ya da lanlı lunlu yazmamın sebebi de o. İronik olan, popülarizme getirilen eleştriler hiçbir zaman gündeme gelmiyor, hiçbir zaman popüler olmuyor, hep göz ardı edilip arkada bırakılıyor. Vatandaş görse görse lise vakti deneme sınavlarının paragraflarında (o nefret ettikleri şeyler hani) görecektir, bir daha da rastlaşmaz zaten. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.