Jump to content

Ruhların Görünmesini Sağlayan Organik Ektoplazma ve Bilimsel İncelenimleri


nevermore

Önerilen Mesajlar

Dr. Gustave Geley ve Ruhların Materyalizasyonu

Maddeleşme, kendiliğinden ve çok kısa zamanda, canlı bir organda maddesel bir cismin, kısmen veya tamamen az çok mükemmel olarak şekil bulmasıdır. Maddelikten çıkma bunun tersidir. Bu olay canlı bir organ veya cismin geçici olarak, kısmen ya da tamamen yok oluşundan ibarettir. .

Önce, bu iki olayı canlılarda inceleyelim:

A) ilk derecede maddeleşme, sadece belirli bir organik cismi hatırlatır biçimde az çok seçik bir ışık gibi tezahür eder.

B) İkinci derecede şekil, tam olarak ortaya çıkar, ama devamlılığı azdır ve çok hızlı olmak koşuluyla araştırma yapmak imkanı sağlar. Örneğin; siyah perdeli medyum odacığından bir el çıkar, celsedekilerden birine dokunur ve sonra çabucak geriye gider; fantoma benzer bir tezahür görülür karanlıkta ve hemen kaybolur. Temaslar, teması sağlayan şekil (görünürde yokken) celsedekilerce hissedilir. (EI, kol, omuz ve ensede bir temas duyulur, dokunuyor ya da okşuyor gibi.)

C) Yüksek derecede maddeleşme, bir uzuv veya bütün bedenin tam ve asıl kopyasını sağlar.

Herhangi biri bu maddeleşmiş varlıkta bir yakınını ya da bir dostunu tanıyabilir. Bu bir fantom değildir artık: Eti, kemiği, davranışları olan, kalbi çarpan, ciğerleri hava alıp veren, konuşup hareket eden, fiziksel bir varlıktan hiç de farkı olmayan, tam teşekküllü canlı bir yaratıktır o ...

Değişik giysilere bürünebilir.

Mevcudiyeti kısa sürebilir; 10-15 saniye ile 5-10 dakika ...

Geldiği gibi gider.

Maddeleşmenin ilk derecesiyle tam gerçekleşmesi arasında, tabii ki, bir çok ara tezahürler vardır.

Bu olayları halüsinasyonla açıklamanın hiç olanağı yoktur. Maddeleşmiş şeklin, yüzlerce fotoğrafı çekilmiş, maddesel izleri ve kanıtları tespit edilmiştir.

Maddeleşen varlık (bu maddeleşme medyumdan çıkan ektoplazma-dış plazma-vasıtasıyla olur), izler bırakabilir, (un, macun, is, mum üzerinde) kalıbı çıkabilir.

Tezahür eden bazı şeylerin muhafazası da mümkündür: Bir saç parçası, giysiden bir parça v.b. Ama bunlar uzun süre durmazlar, bir süre sonra maddelikten çıkarlar, dağılırlar.

Kalıp alma ve fotoğraflar, hile yapılma olanakları ortadan kaldırıldığı zaman, bu şartlar sağlandığı taktirde, maddeleşme olaylarının gerçekliğini mutlak olarak kanıtlayan vasıtalardır.

Maddeleşmenin meydana gelme tarzı, önemli düşünceler getirir:

a) Karanlık gereklidir. Bununla beraber, şekil, tamamen maddeleşince belirli bir açıklığa dayanabilir. Sert ışığa asla tahammül edemez, bu şartlarda hemen dağılır gider.

Genellikle karanlık odacıkta meydana gelir ve oradan dışarı çıkar.

b) Maddeleşen şekil, ona kendi unsurlarını (ektoplazmasını) veren medyumun sanki vücudundan çıkar gibidir. Medyomdan fazla uzaklaşamaz ve onunla, daima, bazen görülür hale geçebilen, seyyalevi bir bağla irtibatlıdır. Bebeğin annesine göbek kordonu ile bağlanmasını andırır. Maddeleşen varlığın şekil ve yüzü, bazen medyumunkine benzemektedir. Bununla beraber çok önemli karakterlerle medyumdan ayrılır. (Cinsiyet, boy, saç rengi, kalınıp alınırsa parmak izleri vb.)

Medyomu andırması tam değildir, tezahür eden varlığın kişiliğini tanımak için engel teşkil etmez.

Celsenin sonunda şekil, medyumun içine giriyor ve onun içinde eriyor gibidir. Şayet, celsede, ektoplazmik varlığın üzerine (bir boya ile) denemek maksadıyla bir işaret konursa (örneğin, elinin üzeri mürekkeplenirse) bu leke medyumun üzerinde de bulunacaktır. Ama aynı yerde olmayabilir.

Ayrıca bu varlığa dokunur ve vurursak, medyum bunu hisseder. Nihayet, başlıca dikkate değer yön, bütün maddeleşmelere medyumun kısmi maddelikten çıkması eşlik eder. (Ektoplazmanın medyumdan çıkışı nedeniyle ... )

Ektoplazmik görünüm tamamen maddileşince medyum görünmez hale de gelebilir. Şayet maddeleşen varlık ile medyum arada tartılabilirse, medyumun kaybettiği ağırlık kadar, ektoplazmik varlığın ağırlığı saptanır. Celseden sonra, kaybedilen ağırlık medyuma tekrar gelir, ama bir kaç gram eksik olabilir. (Su kaybı, vb.den dolayı)

Bütün bu olgulardan şu sonuca varılabilir: Maddeleşen varlığın maddesel molekülleri medyumdan ödünç alınmıştır. Olay şartları (karanlık; kontrollere, medyumun yaralanmaması ve ölmemesi için büyük bir güvenlik sağlanması; fantoma konulan işaretin medyumda da gözükmesi; maddeleşen varlık ile maddelikten çıkan medyumun aynı anda gözlenebilme nadirliği, vb.) maddeleşme olgusunu şüpheli hale getirmez, tenkil oyunlarına da yer vermez. Maddeleşmenin gerçekliği, kesin bir gerçektir.

Ruhların Görünmelerini Sağlayan Ektoplazma ve Organik Yapısı

Bedenden ayrılmış, öbür aleme geçmiş bir ruhu normal halde göremeyiz. Onun görünebilmesi için kendisine dünya maddelerinden bir beden oluşturması lazımdır. Beden oluşmasına yarayan bu madde, fizik medyumdan çıkan, ektoplazma denilen seyyal meddedir. Ektoplazma, medyumun beden maddelerinin daha ince ve seyyal hale gelmiş şeklidir. Yapılan çeşitli tecrübelerde görülmüştür ki, bu seyyal maddeler, medyumun bedeninin her tarafından çıkabilmektedir. Fakat tercihan ağız, burun, kulak gibi tabii deliklerden çıkmaktadır. Bazen medyumdan bize görünmeden çıkan ektoplazma, başka bir yerde oluştuktan sonra görünmektedir. Elbise bu maddenin bedenden çıkışına engel olamamaktadır. Yalnız elbiseden geçince şekli biraz başka türlü oluyor. Bu da onun dış tesirlerden etkilendiğini gösteriyor. Dışarı çıkan bu ektoplazma, gayet hassas terazilerle tartılıyor. Medyomun tartısının tecrübe anında çıkan ektoplazmanın ağırlığı kadar azaldığı görülmektedir. Medyumun tecrübe sonunda tekrar o miktar kadar ağırlaşmaktadır.http://www.spiritualizm.com/bbgorunenruhlar1_clip_image002.gifBir medyumun kulağından çıkan ektoplazmaBir tecrübede medyumun ağzından çıkan ektoplazmadan 1 cm. kadar bir parça kesiliyor. Bunun ağırlığı "0,101 gr." geliyor. Sarımtırak beyaz renkte, kokusuz ve parlak bir halde bulunan bu maddenin laboratuvarlarda yapılan muayenesi sonunda, yağla kaplı albümine benzer bir madde olduğu görülmüştür. İçinde ak yuvarlar (Lakositler) çoktur. Adeta bir lenf sıvısını andırmaktadır. Schrenck Notzing çalışmalarıyla ektoplazma maddesinin % 50'sinin su olduğunu, kimyevi formülün yaklaşık olarak "C120 / H1134 / N218 S5/ O249" olduğunu göstermiştir.http://www.spiritualizm.com/bbgorunenruhlar1_clip_image002_0000.gifDr. Von Schrenck Notzing, deneylerinde flaşla, medyum Eva C'nin tezahür ettirdiği materyalizasyonları gösteren fotoğraflar çekmişti.Bir ruhsal varlığın, kendisine ektoplazmadan bir beden oluşturması, ancak medyumun aracılığıyla olmaktadır. Daha doğrusu bu maddelere doğrudan doğruya medyum etkili olmakta, medyum devamlı irtibat halinde bulunduğu ruhtan (Bedensiz varlıktan) aldığı tesirlerle onu şekillendirmektedir. Fakat burada medyum, hiç şüphesiz devamlı olarak irtibatta bulunduğu ruhsal varlık tarafından yönetilmektedir.

Bu görünen ruhların resimleri çekilmekte, çeşitli deneyler yapılmış bulunmaktadır. Meşhur Fransız Fizyoloji Profesörü Dr. Charles Richet, kendisini B.B. ismiyle tanıtan bir görünen varlıkla yaptığı tecrübede içinde barit eriyiği bulunan bir suya üfletmiştir. O zaman suyun bulandığı görülmüştür. Barit suyunun bu­Ianması, üflenen havada karbondioksit bulunduğunu, yani onun ciğerlerinden geldiğini göstermektedir. O halde bu ektoplazmadan oluşan bedende, bir ciğer bulunmaktadır. Ayrıca yapılan başka deneylerde de görünen ruhun kalp sesleri tespit edilmiştir. Resmi alınan, kalp sesleri duyulan, teneffüs ettiği de kimyevi bir deneyle ortaya konulan bu görünen ruhlara; bunlara hakikat değildir, denebilir mi? (Bkz: Bölüm-2/g)

Halen fizik medyumlarla yapılan celselerde (Seans) gerek ingiltere'de, gerekse Güney ve Kuzey Amerika'da çeşitli ruhsal varlıklar, dünyadaki şekilleriyle post ve akrabalarına görünmektedirler. Böylece ölümle yok olmadıklarını, başka bir alemde, esiri maddeler içinde yaşamakta devam ettiklerini göstermektedirler.

 

G.L. Playfair ve Materyalizasyon-Ektoplazma Deneyimi

Ektoplazma (Ectoplazm) kelimesi, derin trans halindeyken medyumlardan çıkarak, aşina olduğumuz beşeri formlara bürünen bu cevherin varlığına ilişkin güçlü kanıtlar sağlamış ve Tıp dalında Nobel ödülü almış olan Dr. Charles Richet tarafından ortaya konulmuştur. (Bkz: RICHET, Charles. Traite'de metapsy­chique, Paris, Alcan, 1922) (Bkz: Bölüm-2/f)

Ektoplazmanın kullanımı sayesinde gerekleştirilen materyalizasyonun göründüğü kadar anlaşılmaz bir fenomen olmadığını açıklayacak basit bir deneyi herhangi bir laboratuvarda dahi yürütebiliriz. Bir elektrolitik pil alınız ve içine iki levha yerleştirerek, birini pozitif ve ötekini de negatif elektrotla irtibatlandırınız. Birinci levha, bakırdan, ikincisi ise, hemen hemen saydam olan bir şey, örneğin çok ince tellerden yapılma bir ağ olmalıdır. Dikkatlice hazırlanan bir ışıklandırmayla bu ikinci levha görünmez bir hale getirilebilir, ta ki, akımı devreye soktuğumuzda, negatif elektrot tarafından polarize edildikçe üzerine kaplayacak olan ince bakır tabakasından dolayı görünür bir hale gelsin, yani materyalize' olsun. Akımı tersine çevirdiğinizde, bakır iyonlar kendi levhalarına döndükçe ikinci levha gene görünmez olacaktır!

Bu örneği, ektoplazmanın böylesine kolayca oluşabileceği için değil de materyalizasyonu andıran bir fenomenin basit bir şekilde gerçekleştirilebileceğini anlatmak için vermiş oluyoruz. Kıyaslama yapacak olursak, uygun bir medyum, deney pilimizdeki pozitif elektrotla irtibatlandırılan levhaya ve materyalize olacak olan "psi bedeni"nin yapısıyla bağlantılı bulunan "biyomanyetik alanlar" da öteki levhaya tekabül edeceklerdir.

H.G. Andrade ve Materyalizasyon Hipotezi

Brezilyalı Spitirist Hernani Guirnaraes Andrade'nin (d. 1913) geliştirdiği "psi maddesi"hipotezine (A Materia Psi, Matao, O Clarim, 1972 ve "Psi Matter" Journal of Paraphysics, Vol. 7, No. 2, 1973) dayanarak, materyalizasyonların oluşumunu şu şekilde açıklayabiliriz:

Ektoplazma, medyumun bedeninden, negatif bir "biyonik" yükleme ile çıkartılır. Materyalize olmak üzere bekleyen psi varlığının (ruhsal varlığın) bedenine doğru cezbedilir. Psi varlığı ile temasa geçen ektoplazmanın üzerindeki yük nötralize olacak ve böylece ektoplazma da ruhsal varlığın bedeninin biyomanyetik merkezlerine aktarılacaktır. Bu merkezler, fizik mekandaki dayanak noktaları şeklinde faaliyet gösterirler ve medyumdan çıkan cevher de bu noktaların çevresinde toplanır. Önceleri belli belirsiz bir şekilden başka bir şey görülmez, fakat sonunda, teşhir edilebilir bir form ortaya çıkar. Şartların elverişli olması halinde, ödünç alınmış olan ektoplazma, psi bedeninin her bir hücresinin materyalize oluşunda kullanılabilir. Bu durumda, hemen hemen bütünüyle materyalize olan bir ruhsal varlık, aynı enkarne olduğu zamanlardaki gibi, ortalıkta dolaşabilecek ve konuşabilecek­tir.Psi varlığının, ait olduğu spatyom mekanına dönme vakti geldiğinde, biyonik yüklerin yönü değiştirilir ve ödünç alınmış olan ektoplazmanın medyum tarafından tekrar soğurulmasıyla da varlık demateryalize olur. Termodinamiğin birinci prensibinde belirtildiği üzre, bu aktarma işlemi sırasında bir miktar ektoplazma kaybı olacaktır. Bu husus, materyalizasyon celselerinden sonra medyumların neden şikayet ettiklerini açıklıyor olabilir.

H.G. Andrade'nin "psi maddesi" hipotezine göre; iki bedenden oluşmaktayız: fizik beden ve "psi bedeni". Psi bedeni de iki kısımdan meydana gelir; astral ve vital Astral, zihnin kayıtlarını, vital ise; ait olunan beşeri ırkın organik gelişiminin kayıtlarını ihtiva ederler. Bu iki kısım manyetik çekim ile bir arada tutulurlar ve "biyomanyetik alan" ya da kısaca BMF olarak bili­nen bir alanı oluştururlar.

Psi bedenini meydana getiren psi maddesinin temel birimi psi atomudur. Psi atomunun elektronu da "biyon" olmaktadır.

Dr. Andrija Puharich ve Aura-Ektoplazma Bilimsel İncelenimi

Hassas kişilerin ya da medyumların çevresinde, aşağıda belirtilen özelliklere sahip olan bir alanın gözlemlenebiliyor olması, tekrar tekrar rapor edilen bir husustur:

1) Gazlı türden bir görünüşü vardır ve adına Aura ya da OD denir;

2) Zaman zaman değişik hallerle ilgili olarak rapor edilen değişik renkli parlak nitelikler gösterir;

3) çoğu kez, misk, helyotropin, yasemin, vs. olarak tanımlanan rayihalı bir parfüm niteliğindeki bir kokusu vardır. Yazar (Andrija Puharich), bu hoş kokulu özelliklerin gözlemlenişini kendi kişisel deneyimine dayanarak doğrulamaktadır.

Bu türden bir gazlı alanın tezahürü ya da oluşumu, gele­neksel olarak, hassas kişinin ortaya koyduğu gücün derecesi ile ilişkili görülür, yani, bu kokulu cevher ne kadar fazla olursa, "Psişik fenomenler" oluşturma kapasitesinin de o kadar artacağı düşünülür. Bu geleneksel gözlemlerin doğruluğunu kabul ettiğimiz taktirde, böyle bir cevherin arkasında ne gibi bir mekanizmanın bulunduğunu araştırmanız gerekir.

En belirgin partikül kaynakları, derideki ter ve yağ bezlerinin salgılarıdır. Yağ bezleri (Glaundula sebacea), kolestrol, oksikolesterol, lanolin, doymamış yağ asitleri de dahil olmak üzere basit yağ asitleri ve oktedosil ve setil alkolleriyle yağ asitlerinden elde edilen esterler ile albüminler salgılarlar. Ter bezleri de üre, asit ürik, kreatinin, laktik asit, fenol ve skatol'ün eter benzeri sülfatları, amino asitler, şeker, albümin ve su ile sodyum klorür salgılarlar. (Bkz. Howell's Physiology)

Bu cevherlerden bazıları, özellikle doymamış yağ asitleri, reaksiyon gücü arttırılmış oksijene ya da ozona maruz bırakılmak gibi basit bir işlem sonucunda bir "parfüm" kokusu verebilir. Moncrieff'in, "Kimyasal Duyular" (Chemical Senses, New York, John Wiley Sons, 1944) adlı kitabında belirtildiği üzre Marchand, parfümlerin, bir köprü bağlantısı biçiminde oksijen ve bir köprü atomu biçiminde oksijen ihtiva eden bileşimler oldukları sonucuna varmıştı. Esterler, laktonlar ve eterlerin bir oksijen bağlantısı ihtiva etmelerine karşılık, ketonlar, aldehidler ya da iyononlarda böyle bir şey mevcut değildir. Bu tür kimyasal maddelerin hassas kişilerde ve medyumlarda andojen (iç sebeplerden doğan) bir halde ortaya çıktığını varsayabiliriz.

Bu tür parfüm benzeri cevherlerin oluşumu ne gibi bir işlevsel amaç taşıyabilir ki? Zwaardemaker ve Hogewind'in Amsterdam'da yayımlanan Bilimler Akademisi Dergisi Proceedings the Academy of Sciences'da (22:429-37, 1920) çıkan yazılarına göre; ince bir fıskıyeden su püskürtmek suretiyle elde edilen sprey, elektrikle yüklü değildir ama, eğer su, çok küçük miktarlarda olsa dahi, eriyik haldeki "hoş kokulu" bir cevheri ihtiva ediyorsa, o zaman bu sprey güçlü bir pozitif yük taşır. Doymuş eri­yiğin her bir cm3'ünün taşıdığı elektrik yükü miktarının çeşitli cevherler için hesabı, Zwaardemaker Backman ve Huyer tarafından ayrı ayrı yapılmıştır. Aşağıdakiler, Zwaardemaker'in "Uluslararası çözümsel Çizelgeler" (International Critical Tables, 1: 359, 1926) kitabı için derlediği bir listeden alınmıştır.

Bu durumda, ter bezlerinin ince ağızlarının, hassas bir kişinin çevresindeki atmosferin iyonik yükünü arttırabilecekleri ihtimalini göz önüne almalıyız. Hassas kişinin derisinin salgıladığı fenol ve stakol'ün yanısıra, parfüm benzeri diğer cevherler de bu kimsenin civarındaki pozitif yükü arttıracak bir etkide bulunacaklardır. Bu etki, hassas kişinin kasten terlemesi sonucunda oluşacak su buharı ile daha da artacaktır.

Kolinerji halindeki hassas bir kişinin psi-plazma alanının genişleyeceğini biliyoruz. Kolinerji hali derideki salgıyı arttırır.Su ve hoş kokulu cevherler, psi-plazma alanının oluşturduğu bir "fizik plazma" içerisinde partiküller halinde bulunacaklardır. Bu tür bir fizik plazma da, celseler sırasında medyumların civarındaki mevcudiyeti sık sık rapor edilen ve fotoğrafı çekilen ektoplazma ile kıyaslanabilir.

Bir fizik plazma olmasından dolayı ektoplazmanın kısa menzilli bir etki yaratması gerekmektedir ve nitekim, gözlemlenen etki de bu türdendir. ilginç olan husus, böyle bir fizik plazmanın bir çok formlar halinde tezahür edebilmesi ve yerel faaliyette bulunarak güç sarf etmesidir. Bu türden fizik plazmanın, çoğu kez, bir medyumun başlıca; ağız, kulaklar, vs. gibi geniş deliklerinden çıktığı gözlemlenir.

Ektoplazma ve Çeşitli Davranış Şekilleri

Ektoplazma, trans halindeki medyumların eterik bedenlerinden çıkan tuhaf bir cevherdir ki, bundan bir ruhsal varlığın formu materyalize olabilir. Medyumun ya da celsede bulunanların şuu­raltı düşüncelerinin, ektoplazmanın tezahürü ile bir şekilde ilgili olduğuna inanılmadığı için bu cevhere "ideoplazma" ya da "psikaplazma" da denilmektedir. Materyalizasyon olayının medyumun bedeninden uzakta bir yerde meydana gelmesi halinde ise "teleplazma" olarak adlandırılır.

Ektoplazmanın mahiyeti ve oluşumu hakkında bazı bilgiler mevcuttur. Hem maddesel, hem de madde-dışı özellikler gösteren yarı-maddesel bir cevher gibi görünmektedir. Medyumun bedeninin gözeneklerinden buharımsı bir biçimde ya da biraz daha katı bir şekilde başın üzerinden, göğüsten, 'solar plexus'tan, parmak uçlarından ya da ağız, kulaklar, burun, gözler ve üreme uzuvları gibi bedenin deliklerinden çıkar. Sisli bir yoğunluğu vardır. Emanuel Swedenborg ektoplazmadan, bedenin gözeneklerinden dışarıya istim halinde çıkan bir tür ufak bulut olarak bahsediyordu. Daha başka gözlemciler de bu cevheri, bir bulutsunun yoğunlaşmasıyla ya da girdap gibi dönen bir buhar kütlesiyle kıyaslamışlardı.

Ektoplazmanın içine el sokulduğunda duyulan hissin, sanki bir örümcek ağına, ince ipliklere, tül benzeri bir maddeye ya da elastiki şeritlere dokunmak gibi bir şey olduğu söylenmiştir. Bir kaç dakika süreyle beden dışında kaldıktan sonra, ektoplazma daha bir gerçek varlık kazanmakta ve artık ele gelen bu cevherin nemli, soğuk, yapışkan, yarı sıvı bir halde, macunsu, lastik gibi ve az da görülse, bazen kuru ve sert olduğu söylenir. Bir ruhsal formun materyalizasyonu sırasında ektoplazma, net bir şekilde görülebilen bir kordon ile bedene bağlı olabilir. Bu kordon insanın göbek bağını hatırlattığı gibi, astral kordonla da kıyaslanmıştır.

Ektoplazmanın ozonu hatırlatan bir kokusu vardır. Değişik renkler alır; çoğu kez beyaz, bazen gri, nadiren de siyah renkte olur. Akışkandır ve çıkışı sırasında dalgalanır. Uyarıda bulunmaksızın ya da izin almaksızın birden kavrandığında ya da parlak ışığa maruz bırakıldığında hızla eriyerek kaybolur ya da lastik bant gibi yıldırım hızıyla medyumun bedenine çekilir, bu da çoğu kez medyuma hatırı sayılır bir ıstırap verir. Kimyasal ve mikroskopik analiz için medyumun izniyle ektoplazmadan ufak numuneler alınmış ve bunların hayvansal dokuyu, uzaktan andırdıkları tespit edilmiştir. Yakıldığında kül haline gelir ve yanan boynuz kokusuna benzer bir koku bırakır. Kimyasal analiz sonucunda tuz ve kalsiyum fosfata rastlanmıştır. Ektoplazma fenomeninin hem normal, hem de enfraruj ışık altında yüzlerce fotoğrafı çekilmiş bulunmaktadır. Bir celse sırasında ektoplazma, kısmen medyumdan, kısmen de celsede hazır bulunan..kimselerden çıkabilir.

 

Görünen ruhlar(bilimsel incelemeler isimli kitabdan alınmış bir alıntıdır)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...