Jump to content

2000 Yıllık Bir Dinin Temelleri Sarsılıyor


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

36.png

 

2000 yıllık bir dinin temelleri sarsılıyor

İsa'nın torunu Paris'te yaşayan Pierre Plantard St. Clair

Binlerce yıllık çatışma bir romanla su yüzüne çıktı. İsa bir Tanrı değildi,

gerçek bir insandı ve evliydi, Karısı Magdalalı Meryem'di ve kızlarının ismi

de Sarah'dı. İsa'nın sırrı ve nesli binlerce yıl gizli tarikatlarca korundu

ve İsa'nın neslinden son temsilci Paris'te yaşayan Pierre Plantard St.

Clair. Sion Tarikatı, Tapınak Şövalyeleri, Gül ve Haç Kardeşliği sırrın

bekçileriydi ancak İsa'nın sırrı artık deşifre oluyor, gizli tarikatlar

Papa'nın ölümünü bekliyor.

 

Dünya 2000 yıldır Balık Burcu çağındaydı. Bu dönem aynı zamanda İsa'nın

burcu olarak da biliniyor. 2000 yıl boyunca insana ne yapması gerektiği

yüksek makamlarca söylendi, dinler damgasını vurdu bu çağa. 2000 yıl geçti,

insanlık şimdi Kova Burcu çağında. Bu burca göre de insan gerçeği öğrenecek,

kendi adına düşünme inisiyatifini elde edecek. 2000 yıllık Balık Burcu

çağının ardından insanlığı rasyonalitenin egemen olacağı bir dönem bekliyor.

Bu çağın da etkisi var mıdır, bilinmez ama bugün dünya hayal kırıklığı

içinde yeni bir gelişmeyi tartışıyor. 2000 yıllık bir din temellerinden

sarsılıyor. Tanrı, Mesih diye tarif ettiği Hıristiyanlık'ın kutsal

yaratıcısı İsa'nın kimliğine ilişkin yeni tartışmalı tarihsel veriler ortaya

çıkmaya başladı. Hıristiyanlık'a göre İsa hiç evlenmemişti, dolayısıyla bir

nesli olamazdı. O bir Tanrı'ydı. Gel gelelim ortaya çıkan tartışmalar

İsa'nın evlendiği ve bir neslinin olduğu yönünde

http://www.aksiyon.com.tr/resim/598/82.jpg

Peki nereden çıktı bunlar?

Dünyada en çok satanlar listelerinin birinci

sırasında olan bir roman var: Da Vinci Şifresi. Bu kitap, Hıristiyanlığın

İsa hakkındaki gerçekleri bilerek ve isteyerek çarpıttığını savunuyor. Hatta

bu kitabın yazarı Dan Brown'un da katkısıyla Amerikan ABS televizyonunda

yayınlanan bir belgesel program ortalığı karıştırmaya yetti de arttı bile.

Belgeselde, İsa'nın evlendiği kadının Magdalalı Meryem olduğu ve

nesillerinin bulunduğu iddiası gündemi altüst etti. İsa ve Hıristiyanlık

hakkındaki bu yeni tartışmalar hiç de öyle bir roman içinde kalacak,

kurgusal iddialar değil. Çünkü Dan Brown kitabının en başında bugün için

bile tüm insanlığı polisiye öykülere taş çıkartacak bir yolculuğa çıkaracak

haberi veriyordu: "Sion Tarikatı 1099 yılında kurulmuş olan gizli bir Avrupa

cemiyetidir ve gerçek bir topluluktur. 1975 yılında, Paris Milli

Kütüphanesi; Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci

de dahil olmak üzere, Sion Tarikatı'nın sayısız üyelerinin isimlerini

içeren, Les Dossiers Secrets diye bilinen parşömenleri ortaya çıkarmıştır."

İsa'nın kızı kaçırılıyor Bugün Da Vinci Şifresi'nde yazılan bilgiler, tarihsel tartışmalara götürüyor insanlığı. Hıristiyanların hiç evlenmediğine kutsal bir ayet gibi inandığı İsa aslında evliydi. Karısı da fahişe olarak tanımlanan Magdalalı Meryem'di. Hatta İsa çarmıha gerildiği sırada Meryem kızları Sarah'a hamileydi. İsa'nın doğmamış çocuğu ve Magdalalı Meryem, neslinin korunması için kutsal

topraklardan kaçtı. Tarihte hep sır isim olarak zikredilen Arimatea'lı Yusuf

devreye girdi. Meryem'i gizlice Fransa'ya getirildi. Oradaki Yahudiler

arasında kendine sığınacak güvenli bir yer bulundu. Kızını da burada

doğurdu. Sarah, İsa'nın ilk çocuğu olarak, İsa neslini çoğaltacak bir kadın

olarak, Fransa topraklarında yaşama gözünü açtı. İşte olaylar zinciri de bu

noktadan sonra başladı. İsa ile ilgili gerçekleri gizlediği iddia edilen

Roma Kilisesi, İsa'nın neslinin artmasından, İsa ve Magdalalı Meryem

sırrının açığa çıkmasından ve temel Katolik öğretilerine meydan okunmasından

korkuyordu. Bugünkü Vatikan'ın, o dönemdeki Roma Kilisesi'nin tüm

engellerine rağmen İsa'nın nesli çoğalmaya devam etti. 15. yüzyıla kadar bu

nesil gizlice çoğalmıştı. Ancak bu tarihte İsa'nın neslinin son temsilcisi,

Fransız asillerinden biriyle evlendi. Merovingian hanedanı diye bilinen

İsa'dan gelme bir soy oluştu. Vatikan, bu soyu yok etmek için türlü çabalar

içine girdi. İşte bu krallıkta bir isim öne çıktı: Kral Dagobert. Dagobert

Merovingian kralıydı. Yani İsa'nın neslini temsil eden hanedanlığın da

kralı. 17. yüzyıl sonunda bu hanedanlık yok olma aşamasına geldi. Dagobert

öldürüldü. Oğlu Sigisbert kaçmayı başardı. Aileye sonradan bir isim eklendi.

Godefroi de Bouillon. İşte İsa'nın sırrı bu isimle birlikte bir gizli

cemiyetin himayesine girdi.

 

http://www.gospel-mysteries.net/Angelico-Mary-Magdalene-and-Jesus.JPG

Son temsilci

İsa'nın bu sırrını koruyan Sion tarikatı kuruldu. İsa'nın neslinden olan

Merovingianların bugün soyunu temsil eden soyadları ise Plantard ve Saint

Clair. Bu soyadları tarikat tarafından yıllarca korundu. İsa soyunun son

temsilcisi bugün hayatta. Fransa'da yaşıyor ve tarikat tarafından gizlice

korunuyor. İsmi ise Pierre Plantard de Saint Clair. Bu isim Dan Brown'un

kitabında yazmıyor. Ancak 80'lerden bu yana Hıristiyanlık ve Vatikan'la

ilgili araştırmaları olan Aytunç Altındal bu ismi Tempo'ya açıkladı. Son

olarak Gül ve Haç Kardeşliği adlı kitabı da yayımlanan Altındal için

Türkiye'nin Dan Brown'u demek yanlış olmaz. Altındal, İsa'nın torunu, neslin

son temsilcisi Saint Clair ile ilgili ise şunları anlatıyor: "Pierre

Plantard de St. Clair. İkinci Dünya Savaşı sırasında adamı Almanya'da

aramaya başlıyorlar. Paris'te oturuyor. Hemen Londra'ya kaçırıyorlar. Adamı

Londra'da saklıyorlar. Savaş bitince geliyor. 1945'den itibaren de AB'nin

kurulması meselesinde, Sion tarikatı yeraltından çıkıyor. Sion tarikatının

elindeki, İsa'yla ilgili dosyalar birden bire devlet arşivinde bulunuyor."

Altındal'ın verdiği bilgiye göre İsa soyunun son temsilcisi 88 yaşında şu an

ve Paris'te yaşıyor. İsa'nın kimliğiyle ilgili bu şaşırtıcı bilgiler,

binlerce yıldır şifreler, gizli oluşumlar, cinayetler ve entrikalar arasında

taşınıp durmuş. Tapınak Şövalyeleri, Sion tarikatı, Gül ve Haç Kardeşliği

diye bilinen gizli örgütler, İsa'nın sırrını saklamak ve yüzlerce yıl

Vatikan'a kaptırmamak için çalışıyorlar. Tartışmalı da olsa 25 Aralık

İsa'nın doğum günü. 2000 yılın bittiği yeni bir çağın da içindeyiz artık.

Sion Tarikatı bu gerçekleri açıklamaya hazırlanıyor. Hem Dan Brown bu

bilgiyi kitabında yazıyor, hem de Aytunç Altındal bunun altını çiziyor.

Altındal, tarikatın şifreleme sistemine göre bugünkü Papa'nın ölmesini

beklediklerini söylüyor. Ölümünün ardından da gizli belgeler gün yüzüne

çıkarılacak ve İsa gerçekleri ortaya konacak. Dolayısıyla binlerce yıldır

Vatikan'la bu gizli tarikatlar arasında yaşanan çatışma da Vatikan'ın

aleyhine sonuçlanmış olacak. Bu tarikatın içinde Victor Hugo, Leonardo da

Vinci, Isaac Newton, Botticelli gibi ünlü sanatçılar da var. Her biri bu

tarikatın üyesi olmuşlar. Eserlerine İsa gerçeğiyle ilgili gizli şifrelerini

koymuşlar. Bir dönem Sion Tarikatı başkanlığını da yaptığı ortaya çıkan

Leonardo da Vinci'in Son Akşam Yemeği tablosu bugün yeniden tartışılıyor.

Çünkü 13 havari ve İsa olarak bilinen tablodaki karakterlerin 13'üncüsü

meğer Magdalalı Meryem'miş. Aslında tüm bunları anlayabilmek için tarihin

başına dönmek gerek. Hıristiyanlık tarihi için önemli bir isim olan

Constantin'in Hıristiyanlık dinini seçtiği tarihe... 325 yılında

Constantin'in emriyle İznik'te toplanan Konsey'de, İsa'nın Tanrı olarak

görülmesine karar veriliyor ve İsa'yı insan ve evli olarak tanımlayan

İncil'ler yok ediliyor. Dan Brown bu tarihi gerçeği romanında şu satırlarla

aktarıyor: "İsa'nın çarmıha gerilmesinden üç yüzyıl sonra, İsa müritleri

katlanarak artıyordu. Hıristiyanlarla paganlar savaşmaya başlamışlardı ve

anlaşmazlık o boyutlara gelmişti ki, Roma'yı ikiye bölmekle tehdit ediyordu.

Constantin de bir şeyler yapılması gerektiğine karar verdi. 325 yılında

Roma'yı tek bin din altında birleştirmeye karar verdi. Hıristiyan

sembollerinde pagan dinine ait izler vardır. Mısırlıların güneş çemberleri,

Katolik azizlerin haleleri oldu. İsis'in mucizevi bir şekilde gebe kaldığı

oğlu Horus'u emzirdiğini gösteren çizimler, Bakire Meryem’in Bebek İsa'yı

emzirdiği modern sahnelere dönüştü. Constantin Hıristiyan geleneğini

sağlamlaştırmak için İznik Konseyi adlı ekümenik toplantı düzenlendi.

Tarihin o anına kadar Mesih, müritleri tarafından ölümlü bir peygamber

olarak kabul ediliyordu. Mesih'in Tanrı’nın oğlu olduğu İznik Konseyi'nde

teklif edilmiş ve kabul edilmişti."

 

679.jpg

Batı dünyası tartışıyor

İsa'nın Maria Magdalena ile evli ve çocukları olduğu konusu son 2 yıldır tüm

Batı dünyasında sıkça tartışılmaya başlandı. Margaret George'un 2002 yılında

satış rekoru kıran 'Magdalalı Denilen Meryem' adlı kitabı Katolikler

arasında yeni taraftarlar oluşmasına bile neden oldu. Bu arada Wachowski

kardeşler Matrix Reloaded'da etrafını Kâse'ye benzer kadehlerle

çevreledikleri kötü adama Merovingian ismini verdiler. Yani İsa'nın soyunu

temsil eden hanedanlığın ismi. Bu arada Mel Gibson'ın yakında gösterime

girecek olan 'İsa' filminde de Monica Bellucci Magdalalı Meryem'i oynayacak.

Newsweek Dergisi geçen haftalarda "İncil'in kaybolmuş hikâyeleri" başlıklı

bir haber yayımladı. Haber eski metinleri yeniden inceleyen Amerikalı kadın

araştırmacıların görüşüne yer veriyordu. Buna göre Magdalalı bir hayat

kadını değildi, İsa'nın eşiydi. Chicago'daki DePaul Üniversitesi

profesörlerinden John Dominic Crossan da Dan Brown gibi Magdalalı'nın

İsa'nın eşi olduğunu savunanlardan. Bu arada ABD'de ABC televizyonunda

gösterilen 'Jesus, Mary ve da Vinci' adlı belgeselde, İsa'nın Magdalalı

Meryem'le evliliği, Leonardo da Vinci'nin gizli bir tarikat üyesi olduğu,

'Son Yemek' adlı tablosundaki sembollerle bu evliliği anlattığı öne sürüldü.

 

587.jpg

Sion - Gül Haç tarikatı

Hıristiyanlık içinde yer alan ancak agnostik Hıristiyanlar olarak tanımlanan

gizli oluşumlar özü itibarıyla aynı. Tapınak Şövalyeleri, Sion Tarikatı ve

Gül Haç kardeşliği gibi isimler altında bulunmuşlar. Günümüzdeki isimleri

Gül Haç Tarikatı. Sion Tarikatı'nın kuruluşu 1099 yılı olarak biliniyor. Gül

Haç Tarikatı'nın ilk ismine 17. yüzyılda Fama Fraternatis'te, Confessio

Fraternatis ve The Chemical Wedding of Christian RosenKreuz'da rastlanıyor.

Bu devirde yazılan ve Rosy Cross Manifestoları olarak bilinen üç eser bir

Hıristiyan olan Rossy Cross'dan ve alegorik bir efsaneden ve bir

manifestodan bahsediyor. Almanya'da 1378'de doğan Rosy Cross, Anadolu'ya ve

kutsal topraklara gitmiş 106 yaşında 1484'te ölmüştür. Bu eserler simya ile,

gizli bilimle ve tıpla uğraşan kiliseye karşı olan gizli bir topluluğun

varlığından dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolaylı anlatım

kullanılır. Boyle ve Leonardo da Vinci'den, Isaac Newton'a kadar pek çok

bilim insanın bu gizli örgüte üye olduğu ve bu örgüt sayesinde kendini

geliştirdiği biliniyor. Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapınak

Şövalyeleri ile ilişkileri olduğuna kesin gözüyle bakılıyor.

 

Türkiye'deki temsilci kim?

Bu gizli tarikatın halen var olduğu da iddialar arasında. Araştırmacı Aytunç

Altındal, Gül ve Haç Tarikatı'nın bir dönem İstanbul Teşvikiye'deki İzmir

Apartmanı'nda merkezi olduğunu, bunu gördüğü belgelere dayandırdığını

söylüyor. 1960'larda Türkiye'deki isim Cemal Birik. Altındal, son 15 yıldır

da bu örgütün temsilciliğini ünlü bir avukatın yürüttüğünü öne sürüyor.

 

Tutkun AKBAŞ(alıntı)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir konsey toplanıyor 600'e yakın tahrif olmuş kitabın içinden , 4 ana kitabı seçiyorlar ve bunlar bizi bağlar diyorlar..

Dinin temeli olan tanrı katından gelmiş olunduğuna inandıkları bir kitab'ın bu kadar tahrif olmalarını görmelerine rağmen , din'leri sarsılmıyorsa hiçbir şey din'lerini sarsamaz artık.. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yorumlar için saolun arkadaşlar..Aslın da buskas dediğin de doğru ama Hz. İsa onlara göre Tanrı ve bir Tanrının İnsan olduğunu kanıtlayabilecek bir olay muhakkak sarsacaktır belkı daha da fazlası olacaktır:)

 

Aslında tam olarak değil.

Baba , oğul ve kutsal ruh, aynı varlığın değişik tezahürleridir..

Baba : tanrının kendisi.

İsa : Yeryüzünde insanlara görünmek istediği vucut

Kutsal ruh : Onun kudretinin simgesi.

 

Aslında Hz. İsa'yı , Tanrının yeryüzündeki vucutlaşmış şekli, tanrı'nın insanlara görünmek istediği yüz diye algılıyorlar. O açıdan bu olayların çok fazla sarsacağına inanmıyorum..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sapkın bir tarikatın sözleriyle bir din ve onun peygamberi yargılanamaz.bu tür saçma sapan aslı olmayan söylentiler hristiyanlığın var olduğu günden beri oldu ama hep tartışmada kaldı eğer gerçek olsaydı şimdiye kadar çoktan doğru olup olmadığı kanıtlanırdı.hele davincinin şifresi gibi bir kitapda isa hakkında yazılanlarla isa yargılanamaz.hepsi birer varsayım varsayımlarla bir dinin peygamberi hakkında böle saçma sapan yakıştırmalar yapılamaz.batı dünyası istediği kadar tartışsın dinini gerçekten bilen ve inanan insanlar için bu tür söylentiler bir ikilem yaratmaz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dinin söylemlerinden birinde isanın 2012 yılında dünyaya ineceği ve hatta tarihin 23 aralık olarak söylendiği gibi şeyler söylendiği yazıyordu bazı yerlerde... bunun girilen dönemle kurulan bağlantısını varın siz düşünün...

xxxxxxx

dinin eleştirilmesi neden rahatsız ediyor... isanın normal bir insan olmasında ne gibi bir kötülük var bence daha güzel sonuçta insanların içinde olan asıl ışığı görmek için sağlam örneklerden biri de isa dır... üzücü olansa insanların hep büyülenmeye duyduğu ihtiyaç... kendini keşşfetmek yerine hep kendini kötülemek ve daha iyi birini bulup ona hayran kalmak... oysa hepimizde var aynı özellik ki bunu bütün dinler de söyler... isa gibi diğer peygamberlerin ya da büyük insanların içlerindeki özellikleri kullanması gaz vermeli örnek olmalı herkese... beğendiğiniz özellikleri hayatınıza geçirin... o zaman o olursunuz ve hissedersiniz... eminim hepsi de bunu isterdi...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu konuya bir pencerede ben açmak istiyorum!!

...bütün bu iddaların, özellikle de incil ve hristiyanlığın yeniden şekillendirilmeye çalışılması bana biraz kasıtlı geliyor.fikirlerimi şöle açayım;özellikle son 10 yılda medya ve sinema dünyasında bilinen ve kabul edilen hristiyanlık(dolayısı ile tüm ilahi inançlar)için müthiş bir karalama kampanyası başlatılmış durumda.bunun sebeblerine gelicez!!bu karalama kampanyasının medya aracılığı ile yürütülmesinin sebebi 2.dünya savaşından mutlak güç ile çıkan siyonist örgütlerin gobelts ten(nazi propaganda bakanı) medyanın gücünü ögrenmeleridir..toplumlar bu şekilde yönlendirilebilmektedir.zaten savaştan sonraki 60 küsür sene medya ,savaşı kazanan hakim güçlerin tekelinden çıkmayacaktır ki şu anda dünya medya devlerini inceliyecek olursak bunun farkına varılır.tüm bunların ışıgında; da vinci.., yahudanın incili gibi gösterimlerin neden bu kadar popüler hale getirildigini şöyle acıklayabiliriz:musevilik,kendi inançlarında da oldugu gibi tüm insanlığa diger inanışların hurafe oldugunu ispatlama çabasındadır..hatta bu durum çabanın ötesinde mutlak bir zaferle sonuçlanmak üzeredir.hepimizin bildigi üzere yahudilik inancı ve musevi locaları ortaçağdan beri warlıklarını hep yeraltında gizli orgutlenmelerle sürdürmektedir. fakat 2. dünya savaşından sonra ki bu sureçte savaşın mutlak galibi ve dunyanın efendisi ABD içinde yuvalanmışlar ve yonetim kademelerini ele geçirmişlerdir.dikkat ediniz israil in kuruluşu bu dönemin başlangıcına yani güç odaklarını ele geçirmelerine rast gelmektedir.artık bu locaların warlıgını ve gücünü bilmeyen devlet ,kavim, millet yoktur.ortaçağda osmalı ile dünyaya hükmeden islam felsefesine karşı hrıstiyanlıgı bir kılıç gibi kullanmış olan bu gruplar 17.yy da osmanlı yönetimine girerek son guclu islam oluşumunu içerden çökertmişler ve artık islamiyeti bir güç olarak görmemektedirler..şimdi ise hrıstiyanlıga açtıkları savaşa hepimiz şahit oluyoruz..(bunlar kişisel tespitlerimdir,yanılma payı muhakkak wardır)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

temeli sarsılmayan bir din gösterin? islamiyet, yahudilik, budizm vs vs vs. sadece büyük toplulukların büyük sesleri olarak kalacaklar.. çürütmüş ve çürütecek yüzlerce tez bulunmakta bilinmekte ve saklanmakta zaten..

 

merhabalar,

nevermore arkadaşımın da dediği gibi "din " ile "inanç sistemini" birbirinden ayırmak lazım.

insanların ve toplumlarım inanç sistemleri sarsılabilir, bozulabilir, nihayetinde ondan sürekli dinler gelmiştir, ama dinler; tümüne baktığımızda temelde aynı şeyi söylüyorlarsa (allah var, tüm evrenki ve insanı yarattı, ölümden sonra tüm insanlar yeniden dirilecek ve o rabbinin huzurunda yeniden toplanacak ve bir hesap günü olacak, nihayetinden de sonsuz bir hayatın başlangıcını yaşacaklar, bu dünyada her yaptığının da bir bedelini görecekler ....), demekki sarsılmamış, belki inanlarının düşünceleri, önceki inananlar gibi değil. bu da dinin değil, insanın suçu!

 

saygılar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

onu da geçersek thalese ben kabballah ın da sırrını gayet iyi biliyorum. hani kabballah cılar hava atarlar ya biz kabalaya inanıyoruz, bu din tüm dinlerin çıkış noktasıdır diye. gerçeği bilseler öyle konuşmazlar. ama benimde cevaplandıramadığım karmaşık konular var ama cevaplandırdıklarım yani doğrusu bulduklarımın yanında bulamadıklarım bir hiç olarak kalıyorlar. belki bir ateistten bile daha fazla kendime eleştiri yaptım ve sonunda cevapları önüme çıktı ama inancımı sarsmadım, sadece eleştiri yaptım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bi bilgi vereyim gündüzgezen . kabala bir din değildir.hatta kökeni yahudi inancı bile değildir Yahudi mistizmi olarak görülmesinin sebebi ibranilerin kabalaya sahip çıkmasından kaynaklanır.bir çok inancın esas noktasını kabul ettikleri için saygı görürler.hiç bir kabalist diğer dinleri hor görmez ve bizim dinimiz ... Diye cümleye başlamaz.tabi günümüzde her sistem gibi kabalada popülerlik kazandıkca dejenere olmuştur ama on yıllar süren kabala insiyeligi çok hafife alınacak bir sistem de değildir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...