aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 ekli şu an yazı okuya bilirsin montaigne diye orada kuklalar zaten başka bir şey değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
IXION Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 ayıpsın ya yedirmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar günde bir avuç fındık iyi gelir diye diye ... Eskiden okullarda fındık dağıtılırdı, sonradan radyasyonlu olduğu ortaya çıktı..Merak etmeyin bütün radyasyonluları biz 70'liler yedik =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 iyiler çabuk ölür, Tanrının mükafatıdır bu onlara... ruh'u şad olsun...... IXIONcum biz de yedik 80'liler olarak hep birlikte hastalanıp hep birlikte öleceğiz korkarım Ayrılık Şarkısı cenaze marşımız olsun (vasiyetimdir) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 ölmek sorun değilde böleleri yüzünden sevdiklerimizi kaybetmek koyuyoor Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2008 yine bir ölüm yıldönümüne denk geldik.. ruhumun en güzel yanlarını sana borçluyum... özleidm lan seni.... ruhun şad olsun, lazların isyankar çocuğu.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Toprağı bol olsun. Bu kadar özlendiğini bilse mutlu olurdu eminim. Hala unutmadık seni... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sambala Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Nedense çok güzel işler yapan insanlar hep bir şekilde erkenden kayıyor aramızdan, şuanda bile sesini duyduğum vakit tutmakta zorlanıyorum gözyaşlarımı, bu ses bu ifade üslup, bu baş kaldırış biçmi.. yazık oldu, Yetkililer bir şey olmaz deyip üstüne gitmeyince çernobil sonrası etkilenen yerlere, daha ne analar ne yiğitler ne kızlarımız ne sanatçı olacak' çocuklarımız öldü... yazıklar olsun bu sistemin adi çarkına.... yavuz çetinden sonra çok etkilendiğim bir isim.. kazım koyuncu inandığı yerlerdeki kadar güzel olsun uykusunda yeri. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Kazım Koyuncu, dün (25 Haziran), ölümünün üçüncü yıldönümünde, doğup büyüdüğü Artvin'in Hopa ilçesinde, Halkevlerinin katıldığı yürüyüşle anıldı. "Ha konser, ha kanser" Rize'de Halkevleri, Koyuncu için Pazar’dan Hopa’ya kadar tüm ilçe merkezlerini yürüyerek geçtiler. Hopa Belediye Parkı'nda bir basın açıklaması yapan Halkevi üyeleri Koyuncu'nun,Karadeniz’de yüz binlerce insan gibi kansere yenik düştüğünün altını çizdi: "Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen iktidarlara inat kanser her gün bir insanımızı içimizden alıyor. Koyuncu kansere yakalandığında 'ha konser ha kanser aralarında bir harf var' diyebilecek kadar yaşamı seviyordu. Koyuncu Karadeniz’in otoyolu yapımında denizin dalgasına karşı çıkabilecek kadar çevreci, üniversite öğrencilerinin yapmış olduğu şenliklerde içeri alınmadığında okul duvarlarından atlayıp üniversite bahçesinde konser verebilecek kadar cesur ve yürekli, Mardin’de binlerle horona durabilecek kadar halkların kardeşliğine inanan biriydi." "Karadeniz'in demokratik yüzü..." Koyuncu'nun Karadeniz bölgesinin unutulan, unutturulan müziğini, dilini yeniden hatırlattığını ifade eden topluluğun açıklamasında "Lazca Rock müziğiyle gönüllerimizde taht kurdu. Bizler Lazca ve Hemşince türkülerimizi Kazımla birlikte yeniden söylemeyi öğrendik. Koyuncu bu bölgenin Lazca müzik yapan sanatçı yüzüdür. Bu bölgenin demokratik yüzüdür, Koyuncu bizim çevreci, barışçı, bir o kadar da özgürlükçü yüzümüzdür" denildi. Kazım'ı yaşatmak... Halkevleri "Koyuncu'yu anmayı" anlattılar: "Kazım’ı bugün yaşatmak 'Dido Nana'sını daha gür söylemektir, 'Kanser kaderimiz değil' diyebilmektir, 'Karadeniz kararmasın, karartmayacağız' diyebilmektir." Kalabalık yürüyüşü Koyuncu'nun Yeşilköy'deki (Pançol) anıt mezarında sonlandırdılar -------------------- Kazım Koyuncu Kültür Merkezi'nin (KKKM) ölümünün üçüncü yıldönümünde düzenlediği "Kazım Koyuncu'yu Üreterek Anıyoruz" etkinlikleri, dün (25 Haziran) Kültür Merkezi'nden Kadıköy çarşısına tulum eşliğinde yapılan yürüyüşle başladı. "Bir insanı yaşatmanın en güzel yolu..." Kadıköy çarşısında Dernek Genel Başkanı Özge Ozan "Koyuncu'yu Karadeniz halkının kaderi haline getirilen kanser ayırdı bizden. Bir insanı yaşatmanın en güzel biçimi onun yaşamında ve sanatında savunduğu değerlerle kaynaşmış bir üretim sürecini sürdürebilmektir. İşte KKKM, 8 aydır sürdürdüğü çalışmalarda bunu yapıyor" dedi. "Barışa, sevgiye, kardeşliğe..." Koyuncu'nun konserleri için "Her bölgeden, kültürden ve dilden insanın hep bir ağızdan şarkılar söylemesi, horonlar oynaması ya da dans etmesi barışın, sevginin ve kardeşlik duygusunun ifadesidir" dediğini hatırlatan Ozan şöyle devam etti: "Şarkılarımızı Koyuncu için, eşitlik, özgürlük ve halkların kardeşliği için herkesin sanat yapabileceği, herkesin yeteneklerini özgürce geliştirebileceği, herkesin ürettiklerini hiç çıkarsız paylaşabileceği bir dünya için söyleyelim. Kazım devrimci bir müzisyendi bunun müzik yapıyoruz." Kültür Merkezi'ne Kazım Koyuncu şarkıları söyleyerek dönen topluluk, KKKM sinema atölyesinin hazırladığı "KKKM, KKKM' yi anlatıyor" adlı belgeseli izledi. Etkinlikler devam ediyor 16-29 Haziran tarihleri boyunca devam edecek etkinlikler arasında, KKKM resim ve fotoğraf atölyelerinin sergileri, sinema atölyesinin belgesel film gösterimleri, yaratıcı drama atölyesinin hazırladığı performans sunumu, müzik atölyelerinin hazırladığı dinletiler var. Kazım Koyuncu kimdir? Artvin-Hopa'ya bağlı Yeşilköy (Lazca: Pançol) Köyü'nde, 7 Kasım 1971 tarihinde doğan Koyuncu'nun nufüsa geç kaydettirildiğinden resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir. Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçmiştir. Profesyonel müzik yaşamına 20 yaşındayken Ali Elver ile "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubuyla başlamış, bir süre sonra lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmıştır. 1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurmuştur. Lazca rock yapmak için yola çıkan ve 1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri ile yoluna devam eden grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live)çıkardıktan sonra 1999 yılında dağılmıştır. Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören "Hey Gidi Karadeniz" konserler dizisinin de öncülüğünü yapmış, Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü 'Hayde' ile geniş kitlelerce tanınmıştır. 2004'ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser tedavisi görmeye başlamıştır. 25 Haziran 2005'de, 34 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.(CU/EZÖ) * Bu haberi kkkm.org'dan derledik. -------------------- gözlerinden umudu hiç düşürmeyen, yıkanmayı ret eden çocuk.... iyi geldin bu dünya'ya.. krala çıplak diye bağırma cesaretini gösterip, yıkanmayı ret eden, aramızda olmayan bütün çocuklar, ruhunuz şad olsun... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chess Yanıtlama zamanı: Haziran 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 27, 2008 derki Kazım Koyuncu''ben bir müzisyenim,ama önce karadenizliyim,ilk önce bir devrimciyim...'' bu akşam giresunda onu anmak için konser vercez..ataparkta saat 8 de herkezi beklerim:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2008 Kazım; seni unutmadık, unutmayacağız! Kazım Koyuncu´yu üç yıl önce kaybettik. Kazım´ı kaybettik ama müziği ve düşünceleri günden güne büyüyerek bizle olmaya devam etti. Seni unutmadık, unutmayacağız Kazım! "... bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem." Hopa doğumlu Kazım Koyuncu, 1993 yılında Mehmedali Barış Beşli ile birlikte dünyanın ilk Lazca rock müzik grubu Zuğaşi Berepe´yi (Denizin Çocukları) kurdu. Zuğaşi Berepe ile "Va Mişkunan", "İglas" adlarında iki albüm çıkarttı. Lazca müziğin ve Laz kültürünün gelişmesinde önemli katkıları olan Koyuncu 2001 yılında ilk solo albümü Viya´yı çıkardı. Kapitalizme, egemen sisteme ve popüler kültüre yönelik eleştirilerinihiç gizlemedi. Artvin ve Bergama´da siyanürle altın aramalara, Akkuyu´daki nükleer, Gökova´daki termik, Fırtına Vadisi´ndeki hidrolik santrallere ve son olarak Samsun-Sarp Sahil Yolu Projesi´ne karşı sesini yükseltenlerdendi. Vicdani ret açıklamalarında, Irak işgaline, NATO´ya karşı düzenlenen pek çok konser ve etkinlikte şarkılarıyla yer aldı. 1986 yılında Çernobil´deki nükleer kaza; 14 yaşındaki Kazım, yakın bölgelerdeki pek çok başka insan gibi üzerine yağmur yağanlardan biriydi : "Hepimizde tümörler var ve hayatımızın belirli dönemlerinde radyasyon veya başka etkiler tetikleyip kansere dönüştürüyor. Kaza sonrası adını anımsamadığım bir bakanın ´iyi gelir´ diyerek radyasyonlu çay içmesi yalnızca bir zekâ sorunu değil, suçtur. Çernobil´den sonra erken teşhisler için rehabilitasyon merkezleri kurulabilir, belki binlerce insan ölmezdi. Hangi şehirde, kaç insan kansere yakalanmış gibi bir istatistik bile yapılmamış. Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Ben böyle duyarsız yöneticilerin halk düşmanı olduklarını düşünüyorum" 98 yılı sonunda Zuğaşi Berepe olarak çıkardıkları İgzas´ta şöyle diyordu : "Toprak sahipleri, çokuluslu şirketler ve işbirlikçi yerlileri, çete sahipleri ve yalakaları, baş ve bakanları, milletlerin bekçileri ve sürülerinin olduğu yerde yer kavgası vermedik. Hiçbir yerdeydik." biliyorum, bir yıldız yağmuruna tutulacağım toprak çökecek başım dönecek arkamda seni bulacağım ´haydi´ diyeceksin ernesto gibi gidelim yıldızların çok olduğu bir gökyüzü altına.. alıntıdır.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EmilioDeCarro Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2008 bu adama taparım ve onunla aynı toprağı paylaşmaktan gurur duyuyorum.Toprağı bol olsun. Hey Gidi Karadeniz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2008 çok sevdiğim bir türkü.... http://www.yasaktube.com/index.php?sef=Seyduna-Trkleri_Tunay-BozyiitKazm-Koyuncu_Hayat&tag=kaz%C4%B1m+koyuncu+%C5%9Fahrud&type=tag&video_id=WA9FIIwYQbc Kazim Koyuncu - Hayat Şarkı Sözleri Kaçağım Eşkiya aşklar yaşarım durmadan Kaşla göz dağla uçurum arası konar göçerim Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar Sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarına Yetmez dağbaşlarının teslimiyeti istenir Ya katlim ya ihanetim Bilmezler bir başka yol olduğunu Yani ben eşkiya her yanı pusu Gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam Zülfünde gölgeye sığınmam bundandır O zaman keyif çatarım silah diye Sevdanın doruğuna Buzullar erir nehirler yatak değiştirir Sevdalarını ışıklarında yıkarlar Sonrada yürekleri seslerinde Gürül gürül akarlar Çıplak suretleri dağbaşları resmeder O dem iklim değişir hüzün olur Yüreğimden gayrısına sır vermediğim doğrudur Kaçaklık bu Hadi gel şahrud’um dağlara gövde verelim Göğsüm tahtasının altı ol Yoksa vuracak beni hasretim bir tenhada Yakışırmı bir kaçağa ecel eliyle ölmek!! Hayat denen sonsuzluğun Karşısında bir çocuğuz Düşe kalka büyürken Kalkamayız bir çoğumuz Bu hayat böylemi olur Düşen hep yerde mi kalır Gün olur belin doğrulur Kim n’olacak belli m’olur Ama bitmez yolculuklar Belki biraz canın yanar Düştüğün yerde doğrulup Başlar yine ilk adımlar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 http://www.yasaktube.com/izle.php?tag=umay+umay&type=tag&video_id=WSft8IUPCPY Kalbim acıdı [Kazım Koyuncu] awi şüule goulu daği daği dido miğun guis derdi meraği oüomdğulas si şekeri ma yaği si domövi do domxali gyuli çkimi ağne odas perde kogevoüidi izmocesti alis dologaüidi gomüuwxişi mgarinis yevuüidi si domövi do domxali gyuli çkimi bazi bazi gelaiûi noğaşa vixosarûi baba süaniş ûüobaşa gyuli çkimi si var ida başkaşa çkimire do giçkitas gyuli çkimi [umay Umay] Bir gün yolda yürüyordum... Bir şarkı duydum, kalbim acıdı... Bu kadar... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2009 Kazım Koyuncu - Yalnızlığı Anla Ne uzanan biri kaldı elime Ne de erişilmez yorgun yüreğime Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun Bilmiyorum var mı daha acısı Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla Bir bahçıvan çiçeklerinden yoksun Bir ırmak akamıyor kuru kaynağı Fırlatırdım bir taş gücüm olsaydı Yıkmaya yalnızlığın duvarını Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla Hep böyle mi varla yokun savaşı Ya kazanan yoklar onlar hep böyle mi Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun Bilmiyorum var mı daha acısı Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
teletabikamil Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2009 akşam akşam şahsımı efkara gark ettiği için, konuyu açan yasaklı arkadaşa teşekkür edesim geldi. hatta bir de ensesine bir şaplak indiresim var. sağolsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2009 buradan konuyu açan arkadaşın ellerinden öpmek isteğimi dile getirmek istiyorum ama teletabinin dediği gibi yasaklı olduğundan ona telepati gücüyle ulaşmayı deniyeceğim:D akşam akşam hüzünlere boğdun beni ey birun:D ne diyeyim sana, hayatın hüzün içinde geçsin emi:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2009 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
the_silent_enigma Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 ölümünün 4. yılında saygıyla anıyoruz şair ceketli çocuğu... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
TRiviUM Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Bugün kadıköyde onu andık 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chris Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 http://photos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs114.snc1/4837_107217284047_60945344047_2816977_7204280_n.jpg Rahat uyku şair ceketli çocuk...Mekanın Cennet olsun... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2010 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chesterfield Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2011 Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti. Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu. Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı. 1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu. O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı. Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler. Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı. Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi. Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı. Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu' "Bıraktığın gibi durmuyor bu dünya, Bahar geçiyor, yaz geçiyor, ama sen geçmiyorsun. Yumsam gözlerimi rüya, açsam serap oluyor bütün dünya. Gitmekle kalmadın, benimle dünyanın arasını açtın..." Doğum günün kutlu olsun Şair Ceketli Çocuk http://www.youtube.com/watch?NR=1&v=_OtYMjD2AZI Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2011 rahat uyu kazım koyunca kalbımızdesın ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2016 Ncais Birapa (Çayın Şarkısı) https://www.youtube.com/watch?v=ehev6SOvx70 Potpori [video=youtube;AW_-vY7EXO0] Mohevis Kalo Narino Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2017 Denizde Kararti Var Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.