Jump to content

Kazım Koyuncu


birunsatan

Önerilen Mesajlar

ayıpsın ya yedirmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar günde bir avuç fındık iyi gelir diye diye ...

 

Eskiden okullarda fındık dağıtılırdı, sonradan radyasyonlu olduğu ortaya çıktı..Merak etmeyin bütün radyasyonluları biz 70'liler yedik =)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

iyiler çabuk ölür, Tanrının mükafatıdır bu onlara...

 

ruh'u şad olsun......

 

 

IXIONcum biz de yedik 80'liler olarak :( hep birlikte hastalanıp hep birlikte öleceğiz korkarım :(

 

Ayrılık Şarkısı cenaze marşımız olsun :( (vasiyetimdir)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nedense çok güzel işler yapan insanlar hep bir şekilde erkenden kayıyor aramızdan, şuanda bile sesini duyduğum vakit tutmakta zorlanıyorum gözyaşlarımı, bu ses bu ifade üslup, bu baş kaldırış biçmi.. yazık oldu, Yetkililer bir şey olmaz deyip üstüne gitmeyince çernobil sonrası etkilenen yerlere, daha ne analar ne yiğitler ne kızlarımız ne sanatçı olacak' çocuklarımız öldü... yazıklar olsun bu sistemin adi çarkına....

 

yavuz çetinden sonra çok etkilendiğim bir isim.. kazım koyuncu inandığı yerlerdeki kadar güzel olsun uykusunda yeri.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kazım Koyuncu, dün (25 Haziran), ölümünün üçüncü yıldönümünde, doğup büyüdüğü Artvin'in Hopa ilçesinde, Halkevlerinin katıldığı yürüyüşle anıldı.

 

"Ha konser, ha kanser"

 

Rize'de Halkevleri, Koyuncu için Pazar’dan Hopa’ya kadar tüm ilçe merkezlerini yürüyerek geçtiler.

 

Hopa Belediye Parkı'nda bir basın açıklaması yapan Halkevi üyeleri Koyuncu'nun,Karadeniz’de yüz binlerce insan gibi kansere yenik düştüğünün altını çizdi:

 

"Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen iktidarlara inat kanser her gün bir insanımızı içimizden alıyor. Koyuncu kansere yakalandığında 'ha konser ha kanser aralarında bir harf var' diyebilecek kadar yaşamı seviyordu. Koyuncu Karadeniz’in otoyolu yapımında denizin dalgasına karşı çıkabilecek kadar çevreci, üniversite öğrencilerinin yapmış olduğu şenliklerde içeri alınmadığında okul duvarlarından atlayıp üniversite bahçesinde konser verebilecek kadar cesur ve yürekli, Mardin’de binlerle horona durabilecek kadar halkların kardeşliğine inanan biriydi."

 

"Karadeniz'in demokratik yüzü..."

 

Koyuncu'nun Karadeniz bölgesinin unutulan, unutturulan müziğini, dilini yeniden hatırlattığını ifade eden topluluğun açıklamasında "Lazca Rock müziğiyle gönüllerimizde taht kurdu. Bizler Lazca ve Hemşince türkülerimizi Kazımla birlikte yeniden söylemeyi öğrendik. Koyuncu bu bölgenin Lazca müzik yapan sanatçı yüzüdür. Bu bölgenin demokratik yüzüdür, Koyuncu bizim çevreci, barışçı, bir o kadar da özgürlükçü yüzümüzdür" denildi.

 

Kazım'ı yaşatmak...

 

Halkevleri "Koyuncu'yu anmayı" anlattılar:

 

"Kazım’ı bugün yaşatmak 'Dido Nana'sını daha gür söylemektir, 'Kanser kaderimiz değil' diyebilmektir, 'Karadeniz kararmasın, karartmayacağız' diyebilmektir."

 

Kalabalık yürüyüşü Koyuncu'nun Yeşilköy'deki (Pançol) anıt mezarında sonlandırdılar

--------------------

Kazım Koyuncu Kültür Merkezi'nin (KKKM) ölümünün üçüncü yıldönümünde düzenlediği "Kazım Koyuncu'yu Üreterek Anıyoruz" etkinlikleri, dün (25 Haziran) Kültür Merkezi'nden Kadıköy çarşısına tulum eşliğinde yapılan yürüyüşle başladı.

 

"Bir insanı yaşatmanın en güzel yolu..."

 

Kadıköy çarşısında Dernek Genel Başkanı Özge Ozan "Koyuncu'yu Karadeniz halkının kaderi haline getirilen kanser ayırdı bizden. Bir insanı yaşatmanın en güzel biçimi onun yaşamında ve sanatında savunduğu değerlerle kaynaşmış bir üretim sürecini sürdürebilmektir. İşte KKKM, 8 aydır sürdürdüğü çalışmalarda bunu yapıyor" dedi.

 

"Barışa, sevgiye, kardeşliğe..."

 

Koyuncu'nun konserleri için "Her bölgeden, kültürden ve dilden insanın hep bir ağızdan şarkılar söylemesi, horonlar oynaması ya da dans etmesi barışın, sevginin ve kardeşlik duygusunun ifadesidir" dediğini hatırlatan Ozan şöyle devam etti:

 

"Şarkılarımızı Koyuncu için, eşitlik, özgürlük ve halkların kardeşliği için herkesin sanat yapabileceği, herkesin yeteneklerini özgürce geliştirebileceği, herkesin ürettiklerini hiç çıkarsız paylaşabileceği bir dünya için söyleyelim. Kazım devrimci bir müzisyendi bunun müzik yapıyoruz."

 

Kültür Merkezi'ne Kazım Koyuncu şarkıları söyleyerek dönen topluluk, KKKM sinema atölyesinin hazırladığı "KKKM, KKKM' yi anlatıyor" adlı belgeseli izledi.

 

Etkinlikler devam ediyor

 

16-29 Haziran tarihleri boyunca devam edecek etkinlikler arasında, KKKM resim ve fotoğraf atölyelerinin sergileri, sinema atölyesinin belgesel film gösterimleri, yaratıcı drama atölyesinin hazırladığı performans sunumu, müzik atölyelerinin hazırladığı dinletiler var.

 

Kazım Koyuncu kimdir?

 

Artvin-Hopa'ya bağlı Yeşilköy (Lazca: Pançol) Köyü'nde, 7 Kasım 1971 tarihinde doğan Koyuncu'nun nufüsa geç kaydettirildiğinden resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972'dir.

 

Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçmiştir.

 

Profesyonel müzik yaşamına 20 yaşındayken Ali Elver ile "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubuyla başlamış, bir süre sonra lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmıştır.

 

1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurmuştur.

 

Lazca rock yapmak için yola çıkan ve 1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri ile yoluna devam eden grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live)çıkardıktan sonra 1999 yılında dağılmıştır.

 

Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören "Hey Gidi Karadeniz" konserler dizisinin de öncülüğünü yapmış, Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü 'Hayde' ile geniş kitlelerce tanınmıştır.

 

2004'ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser tedavisi görmeye başlamıştır. 25 Haziran 2005'de, 34 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.(CU/EZÖ)

 

* Bu haberi kkkm.org'dan derledik.

--------------------

gözlerinden umudu hiç düşürmeyen, yıkanmayı ret eden çocuk.... iyi geldin bu dünya'ya..

 

krala çıplak diye bağırma cesaretini gösterip, yıkanmayı ret eden, aramızda olmayan bütün çocuklar, ruhunuz şad olsun...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kazım; seni unutmadık, unutmayacağız!

Kazım Koyuncu´yu üç yıl önce kaybettik. Kazım´ı kaybettik ama müziği ve düşünceleri günden güne büyüyerek bizle olmaya devam etti. Seni unutmadık, unutmayacağız Kazım!

 

"... bir müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi ortaya koymaktan çekinmem."

 

Hopa doğumlu Kazım Koyuncu, 1993 yılında Mehmedali Barış Beşli ile birlikte dünyanın ilk Lazca rock müzik grubu Zuğaşi Berepe´yi (Denizin Çocukları) kurdu. Zuğaşi Berepe ile "Va Mişkunan", "İglas" adlarında iki albüm çıkarttı. Lazca müziğin ve Laz kültürünün gelişmesinde önemli katkıları olan Koyuncu 2001 yılında ilk solo albümü Viya´yı çıkardı.

 

Kapitalizme, egemen sisteme ve popüler kültüre yönelik eleştirilerinihiç gizlemedi. Artvin ve Bergama´da siyanürle altın aramalara, Akkuyu´daki nükleer, Gökova´daki termik, Fırtına Vadisi´ndeki hidrolik santrallere ve son olarak Samsun-Sarp Sahil Yolu Projesi´ne karşı sesini yükseltenlerdendi. Vicdani ret açıklamalarında, Irak işgaline, NATO´ya karşı düzenlenen pek çok konser ve etkinlikte şarkılarıyla yer aldı.

 

1986 yılında Çernobil´deki nükleer kaza; 14 yaşındaki Kazım, yakın bölgelerdeki pek çok başka insan gibi üzerine yağmur yağanlardan biriydi :

 

"Hepimizde tümörler var ve hayatımızın belirli dönemlerinde radyasyon veya başka etkiler tetikleyip kansere dönüştürüyor. Kaza sonrası adını anımsamadığım bir bakanın ´iyi gelir´ diyerek radyasyonlu çay içmesi yalnızca bir zekâ sorunu değil, suçtur. Çernobil´den sonra erken teşhisler için rehabilitasyon merkezleri kurulabilir, belki binlerce insan ölmezdi. Hangi şehirde, kaç insan kansere yakalanmış gibi bir istatistik bile yapılmamış. Bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. Ben böyle duyarsız yöneticilerin halk düşmanı olduklarını düşünüyorum"

 

98 yılı sonunda Zuğaşi Berepe olarak çıkardıkları İgzas´ta şöyle diyordu :

 

"Toprak sahipleri, çokuluslu şirketler ve işbirlikçi yerlileri, çete sahipleri ve yalakaları, baş ve bakanları, milletlerin bekçileri ve sürülerinin olduğu yerde yer kavgası vermedik. Hiçbir yerdeydik."

 

biliyorum, bir yıldız yağmuruna tutulacağım

toprak çökecek başım dönecek

arkamda seni bulacağım

´haydi´ diyeceksin ernesto gibi

gidelim

yıldızların çok olduğu bir gökyüzü altına..

 

alıntıdır....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok sevdiğim bir türkü....

 

http://www.yasaktube.com/index.php?sef=Seyduna-Trkleri_Tunay-BozyiitKazm-Koyuncu_Hayat&tag=kaz%C4%B1m+koyuncu+%C5%9Fahrud&type=tag&video_id=WA9FIIwYQbc

 

Kazim Koyuncu - Hayat Şarkı Sözleri

Kaçağım

Eşkiya aşklar yaşarım durmadan

Kaşla göz dağla uçurum arası konar göçerim

Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar

Sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarına

Yetmez dağbaşlarının teslimiyeti istenir

Ya katlim ya ihanetim

 

Bilmezler bir başka yol olduğunu

Yani ben eşkiya her yanı pusu

Gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam

Zülfünde gölgeye sığınmam bundandır

O zaman keyif çatarım silah diye

Sevdanın doruğuna

 

Buzullar erir nehirler yatak değiştirir

Sevdalarını ışıklarında yıkarlar

Sonrada yürekleri seslerinde

Gürül gürül akarlar

Çıplak suretleri dağbaşları resmeder

O dem iklim değişir hüzün olur

 

Yüreğimden gayrısına sır vermediğim doğrudur

Kaçaklık bu

Hadi gel şahrud’um dağlara gövde verelim

Göğsüm tahtasının altı ol

Yoksa vuracak beni hasretim bir tenhada

 

Yakışırmı bir kaçağa ecel eliyle ölmek!!

 

Hayat denen sonsuzluğun

Karşısında bir çocuğuz

Düşe kalka büyürken

Kalkamayız bir çoğumuz

 

Bu hayat böylemi olur

Düşen hep yerde mi kalır

Gün olur belin doğrulur

Kim n’olacak belli m’olur

 

Ama bitmez yolculuklar

Belki biraz canın yanar

Düştüğün yerde doğrulup

Başlar yine ilk adımlar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.yasaktube.com/izle.php?tag=umay+umay&type=tag&video_id=WSft8IUPCPY

 

Kalbim acıdı

 

[Kazım Koyuncu]

 

awi şüule goulu daği daği

dido miğun guis derdi meraği

oüomdğulas si şekeri ma yaği

si domövi do domxali gyuli çkimi

ağne odas perde kogevoüidi

izmocesti alis dologaüidi

gomüuwxişi mgarinis yevuüidi

si domövi do domxali gyuli çkimi

bazi bazi gelaiûi noğaşa

vixosarûi baba süaniş ûüobaşa

gyuli çkimi si var ida başkaşa

çkimire do giçkitas gyuli çkimi

 

[umay Umay]

 

Bir gün yolda yürüyordum...

Bir şarkı duydum, kalbim acıdı...

Bu kadar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kazım Koyuncu - Yalnızlığı Anla

 

Ne uzanan biri kaldı elime

Ne de erişilmez yorgun yüreğime

Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun

Bilmiyorum var mı daha acısı

 

Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla

 

Bir bahçıvan çiçeklerinden yoksun

Bir ırmak akamıyor kuru kaynağı

Fırlatırdım bir taş gücüm olsaydı

Yıkmaya yalnızlığın duvarını

 

Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla

 

Hep böyle mi varla yokun savaşı

Ya kazanan yoklar onlar hep böyle mi

Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun

Bilmiyorum var mı daha acısı

 

Yalnızlığı anla, yalnızlığı anla

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

buradan konuyu açan arkadaşın ellerinden öpmek isteğimi dile getirmek istiyorum ama teletabinin dediği gibi yasaklı olduğundan ona telepati gücüyle ulaşmayı deniyeceğim:D

 

akşam akşam hüzünlere boğdun beni ey birun:D

 

ne diyeyim sana, hayatın hüzün içinde geçsin emi:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.

 

Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

 

Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.

 

1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.

 

O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.

 

Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.

 

Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.

 

Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.

 

Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.

 

Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'

 

 

 

 

 

"Bıraktığın gibi durmuyor bu dünya,

Bahar geçiyor, yaz geçiyor, ama sen geçmiyorsun.

Yumsam gözlerimi rüya, açsam serap oluyor bütün dünya.

Gitmekle kalmadın, benimle dünyanın arasını açtın..."

 

 

Doğum günün kutlu olsun Şair Ceketli Çocuk

 

 

http://www.youtube.com/watch?NR=1&v=_OtYMjD2AZI

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...