Jump to content

Şeytanın gör dediği...


KATA

Önerilen Mesajlar

turkce cevırısı var mı bılmıorum,rast geldım..ilginc bı kıtaba benzıyor..

 

 

 

Şeytanın gör dediği...

 

 

Princeton Üniversitesi’nden yayımlanan "Modern Düşüncede Şeytanın Yeri: Alternatif Felsefe Tarihi" adlı yeni kitabında filozof Susan Neiman, Amerika’yı meşgul eden şeytan krizini irdeliyor.

 

 

 

On bir eylül sonrasında Amerikan siyasetinin en popüler terimlerinden biri de şeytan. Terim, din kitaplarının şeytan tanımı yetersiz kaldığı için son üç yüz yıldır felsefecilerin elinde. Laik sistemde şeytan ne anlama gelir? Hele hele dürüstlüğü ahlakın üstünde tutan bir sistemde. Hitler’in, Usame bin Ladin’in, El Kaide üyelerinin ya da Filistinli intihar komandolarının yaptıklarına sonuna kadar inandıkları ve işledikleri insanlık suçunu inançları ile sebeblendirdikleri dikkate alındığında şeytana dürüst demek mümkün müdür? Princeton Üniversitesi’nden yayımlanan yeni felsefe kitabında filozof Susan Neiman Amerika’yı meşgul eden şeytan krizini irdeliyor. "Modern Düşüncede Şeytanın Yeri: Alternatif Felsefe Tarihi" adlı kitabında Neiman, Hristiyanlığın, İslamın ve Yahudiliğin soykırımı hoşgören yaklaşımı yetersiz kalınca, modern şeytan tanımının 1755 yılında Lizbon depremiyle oluştuğu görüşünde. Neiman’a göre, deprem bir gün içinde Lizbon’u yerle bir edince, felsefeciler tanrının insanları doğa aracılığıyla cezalandırdığı görüşünden vazgeçtiler. Doğa tarafsız bir güç haline geldi, şeytan tümüyle insanın eylemlerine ve arzularına ait oldu.

The Atlantic Monthly Dergisi’nde yayımlanan aynı konudaki "Şeytanlık Dereceleri" adlı makalesinde Ron Rosenbaum bu tartışmayı şöyle dile getirdi: "Alalade, sıradan, bilerek yapılan fenalığa inanmıyorsak, Hitler’i iyi niyetle ideolojik hataya düşen, Üsame Bin Ladin’i ise iyi niyetle dini hataya düşen biri olarak tanımlamak durumunda kalırız". Rosenbaum’a göre şeytanın giriştiği işlere sebep aramak kıyaslayan ahlakın anlamsızlığını ifade etmekten başka bir şey değildir. Neiman, Rosenbaum ile aynı görüşü paylaşıyor kitabında. Kısacası şeytanlık, eylemin şeytanlığının bilincinde olmayı gerektirmez. Hannah Arendt’in "Eichmann Kudüs’te" adlı kitabında vurguladığı gibi şeytan gayet iyi niyetli, alalade ve sıradan biridir. Yahudilerden nefret etmediği gibi, onları öldürmeyi arzulamaz, profesyonel bir politikacı olarak onun için Nazi partisinde ilerlemek ve üst bir seviye kazanmak önemlidir. Neiman’a göre Arendt şeytanı bu tanımıyla temize çıkarmadı, tersine, dürüstlüğü kıstas alan ahlakı yargıladı.

Neiman’ın ifade ettiği, şeytanın, niyeti ile değil, eylemi ile yargılanması gerektiği görüşü Aydınlanma’nın modern şeytan tanımını aşan, bir anlamda post modern bir görüş. Ahlaki kıyaslamayı reddeden, tersine ahlaki genellemeyi tercih eden bir görüş. Neiman’a göre şeytan, inancıyla değil eylemi ile yargılanmalı.

 

"Evil in the Modern Thought: Alternative History of Philosophy"

Susan Neiman

Princeton University Press

358 s.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...