sasuke Oluşturma zamanı: Kasım 20, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 20, 2011 Bildiğiniz gibi meditasyon yaparken zihninizi durdurmanızı söylüyorlar ancak beynin durması imkânsızdır.Ölülerin bile beyin dalgaları öldükten bir süre sonrasında yayılmaya devam etmektedir.Öncelikle beynimizi susturmayı bilmeliyiz ki bunun içinde bir konu açmıştım incelerseniz.. http://www.gnoxis.com/zihni-susturmak-%25100-basari-garantisiyle-46038.html Beynimizi susturmayı öğrendikten sonra, rahat bir yere oturun.Bağdaş kurmanız tercih edilir.Bel kemiği zemine 90 derecelik açı yapmak durumunda olmalıdır.(Çalışma esnasında yorulma sebebiyle dikliğin bozulması mümkündür.)İki eliniz, iki dizinizin üzerinde rahat bir durumdadır.Kafa dik olmalı.Ne öne yatık, ne de arkaya yatık olmamalı.Bu pozisyona geçtikten sonra diğer başlıktaki nefes tekniğini kullanıcaz.Bir süre sonra normal nefes alış-verişimize geçicez.Hatta kısa kısa ve az nefes almak gereklidir.Başlarda gene nefes verdikçe zihinsel sesinizi susturacak, tecrübe kazandıkça da normal nefes alış verişi sırasında da, nefes gibi şeylerle hiç uğraşmadan zihninizi susturmaya devam edeceksiniz. Gözünüzde patlayan ışıklar, renkler, görüntüler gibi şeyler konsantrenizi bozarsa baştan konsantre olup devam edeceksiniz. Zihniniz konuşmaya başlayınca tekrar susturacaksınız. İşte herşey bu kadar.Bu çalışmaların on dakikadan fazla sürdürülmesi hem yorucu hem de gereksizdir. Bu nefeslere ve meditasyona alışınca ilerki seviyelerde yeni teknikler mantra ve enerki çekme ve yönlendirme alışmalarında kullanılacaktır fakat önce bunlarda ustalık kazanmanız gereklidir, şarttır.Meditasyon çalışmanızda görsel etkileri yani zihinsel imajları durdurmaya çalışmayın. Hatta çalışmadan sonra aklınızda kalan renk, görüntü gibi şeyleri not edin. Ve size bir fiziksel deneyden bahsedicem. Zihninizi susturmayı ve meditasyon halini başardığınızda, bunu fiziksel yansımalarda çok rahat görebilirsiniz.En güzel deneylerden biri kuş deneyidir.Genelde kuşlara yem atılan meydanlarda toplanan güvercin sürüsünü herkes bilir.Onların üzerine yürürken zihninizi susturup meditasyon haline girin. Şayet Kuşları düşünmez, ayağınızla birisine çarpmaz, tekme atmazsanız normal bir yürüyüşle bir tek Kuşun bile havalanıp kaçmasına sebep olmadan Kalabalık bir kuş sürüsünün içinden yürüyüp geçebilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler saygılarımla (: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
123ahmet Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2012 çok ilginçmiş hele şu kuş olayını ilk defa duyuyorum ( yeniyim) , teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mahfer Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2012 Düzeltilmesi gereken bir takım noktalar var. Öncelikle, beyin ve zihin kavramları çok farklıdır. Beyin dediğimiz şey, vucüdumuzun işlevsel faaliyetlerinin ana merkezi olan bir organdır. Zihin ise; zihin'diye bi'şey yoktur aslında. Düşünceler, normal bir insanda o kadar faaliyet halindedir ki, buna zihin denilir. Ama bu durum'un özel bir noktası var ki, o'da Jung'ın kolektif bilinç'inin zihin-düşünce olgularına etki eden bir gerekçetir. Düzeltmek istediğim nokta; beyin'ni durdurmak imkansız değildir. Eğer durursa, fiziksel yaşamınız sona erir. Zihni ise; yok etmek mümkündür. Yazı için teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.