sirius Oluşturma zamanı: Kasım 30, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 30, 2011 Öncelikle cadılık ile Wicca’nın çok farklı kavramlar olmadığını unutmamalıyız. Wicca’da olan her şey zaten cadılıkta mevcuttur. Cadılık geniş, Wicca ise sınırlı bir öğretidir. Wicca sisteminin kurucusu sayılan Gardner, kendisine hiçbir zaman “wiccan” diye bir terim kullanmamış, kendine “witch” yani “cadı” demiştir. Haliyle Wiccalığın özünü oluşturan sistemi “Witchcraft Today”’de açıklamıştır. Gardner, golden dawn order ile yakın alakalı olduğu için (bir üyesidir) bu yola, golden dawn çalışmalarını (küçük defetme pentagram ritüeli vb..) ve bazı kabala bilgilerini eklemiştir. Kendisinden sonra gelen baş rahibesi, sistemden bunları çıkarmış ve öğretiyi dinleştirerek adına “Wicca” demiştir. Öyleyse zaten Wicca, cadılığın bir alt dalıdır. Böylece “Wicca” dini modern çağda yaşayan cadıların sığındığı bir kavram haline gelmiştir. (Kİ muhtemelen bu şekilde bir ayırım yapma gereği de bundan doğmuştur.) Bilmeyen birine “Ben cadıyım” ile “Ben wiccanım” demek arasında ciddi bir fark olduğunu sizde deneyimlemişsinizdir. Cadı kavramı hala daha birçok kişi için fazla fantastik gelmektedir. Her ne kadar gidişat böyle olsa da, zamanla Wicca ile geleneksel cadılık arasında temel farklılıklar oluşmuştur. Geleneği takip eden cadılar, wiccayı kabul etmemiş ve eski yolun geleneğini diriltme üzerine daha derin bir yol tercih etmişlerdir. Zaman sürecinde de cadılık ile Wicca arasında da aşağıda söylediğim (ve belki benim hatırlamadığım ya da bilmediğim) farklılıklar meydana gelmiştir. Böylece Wicca başlı başına ayrı bir ekol halini almıştır. Hemen hemen herkes bir mantra gibi aynı şeyi tekrarlar bu konuda “Wicca bir dindir, cadılık din değildir, her dinden olabilir” Evet, bu doğru ama peki ya bunun dışında? -Wicca ekollerinin çoğunda tanrı ve tanrıçalara tapılır. Bu tapınma dinseldir. Cadılıkta ise bir tapınım söz konusu değildir. Cadılıkta Tanrı ve tanrıçalar evrensel düzeni sağlayan kozmik bilge varlıklardır ve invokasyon yöntemiyle irtibata geçilir. Wicca’da sadece ilahın enerjisi hissedilir, hatta hissediş söz konusu değilse “imajinasyonla” gerçekleştirilir. Cadılıkta ise birebir enerjiyle irtibat ve enerji alışverişi vardır. -Wicca’da genelde tanrı ve tanrıçaların aydınlık tarafları lanse edilir. Cadılıkta ise biz tanrı ve tanrıçaların hem aydınlık hem karanlık yönleri olduğunu bilir ve ikisinin de bilgeliğini öğreniriz. Tanrı-Tanrıçanın her iki yüzüyle de çalışırız. Mesela Cernunnos’un bilge tarafının yanı sıra, aynı zamanda avcı, lanetletici-cezalandırıcı ve vahşi yüzüyle de cadılıkta çalışılır. -Wiccanlar için sabbathlar ibadet ve kutlama dönemleridir. Şükranlar edilir, bayram havasında kutlamalar yapılır. Cadılıkta ise kutlamalardan çok enerji ve büyü pratikleri yapılabilecek, özel enerji dönüşümlerinin olduğu dönemledir, bunun yanında tabi ki kutlamalarda yapılır. -Wiccan’da ileri seviyeden çok basit büyülerle ilgilenir. Temeli duaya dayanır. Fazla pratiğe yönelik çalışılmaz. Cadılıkta ise tamamen pratiktir, büyü pratikleri gittikçe daha yükseltilir ve duaların yerini daha gelişmiş olan invokasyonlar alır. Wiccalıkta invokasyondan kasıt içten gelerek dua etmektir. -Her ikisinde de coven sistemi vardır ama coven sisteminin pratikleri değişir. Wicca’da sabbath kutlamaları ve birlikte ilahileri kapsarken, cadılıkta daha çok birlikte ritüelistik çalışmalar (Ve yine wicca’da ki sabbath ve kutlamaları) içerir. -Wicca’da genelde anne tanrıça ve boynuzlu tanrı figürleri üzerine çok düşülür. Hitaplar çok daha geneldir. Cadılıkta çalışacağınız patron tanrı veya patron tanrıçaya göre geleneğiniz değişir-şekillenir. Daha spesifiktir. Ama cadılıkta da boynuzlu tanrı ve gaia doğanın dengesini oluşturdukları için önemlidir. -Cadılıkta bir cadı doğayı ve evreni keşfetmek adına birçok yolu öğrenir. Kehanet, bitkiler, kristaller, elementaller ve benzeri bütün konularda bilgisi ve deneyimi olmalıdır. Çünkü muhakkak bütün bilgilerini bir şekilde kullanması gerekir. Mesela mutlaka bir kehanet yönteminde iyi olmalıdır ki, olacakları önceden bilme konusunda o yöntemi kullanabilsin. Daha sonra kendisinin yürüyeceği asıl yolu belirleyebilir. Wicca da ise bu kadar geniş kapsamlı bir öğreti yoktur. Wicca, büyüyle bile ilgilenmek zorunda değildir. -Cadılık pratik isteyen disiplinli bir yoldur. Gelişimi içerir. Wicca’da ise rahip-başrahiplik sistemlerinde ilerleme dışında, cadılıkta ki kadar düzenli ve sistematik bir pratiğe gerek yoktur. - Wicca gerçekten dinseldir. =) Cadılık ise oldukça esnektir ve ortam koşullarına uyum sağlar. Ortaçağda cadılığın yasaklandığı dönemde cadılar, tahta kaşıkları asa olarak kullanmıştır. Aynı şekilde eğer yanımızda klasik bir kazan yoksa, iksirler için emaye tencerede yeterlidir bizim için. =) Sembolizmleri, bilgeliği içselleştirmede kullanırız ve önem veririz ama wiccada olduğu kadar çok tabulaştırmayız. Önemli olan geleneğin bize sunduğu bilgidir ve gelenek "Zorda kaldığınızda Tanrı’nın ve Tanrıça’nın kutsal adlarıyla kutsadığınız her şey sizin büyü aracınızdır." der. Orada tencere kullanmak geleneğe aykırı değildir. (Ama tabi ki bu zor durumlarda tercih edilir. Yoksa her cadının bir kazanı veya diğer araçları olması şarttır. Büyüsel nesnelerde özenmek oldukça önemlidir.) Belli bir içselleştirmeden sonra elimizin altındaki her şey büyü için malzeme sayılır. Buna nazaran wiccada objeler daha dinseldir. Mesela, bir wicca athamesi ile hiç birşeyi kesmezken (özellikle kan akıtmazken), cadılıkta athame –büyü açısından- herşey için kullanılabilir ve özellikle kan akıtmada da kullanılabilmektedir. Sonuçta athame cadının eli gibidir, her işinde onu kullanması bize göre daha mantıklıdır. (Ayrıca athame'nin her amaçta kullanılmasının başka önemli nedenleri de vardır, özellikle kurban ve kan akıtma konusunda. Burada her amaç derken gündelik amaçlardan bahsetmiyorum. Cadılıkta her ritüel aracı, büyüsel amaçla kutsandıktan sonra sadece büyüde kullanılır. Tencereyi kutsaydıysanız,o tencere artık sadece büyüler içindir.) Eski gelenekte de kurban kesilirken veya meyveler adak olarak sunulurken athame kullanılırdı. (Yalnız bizim için athame'nin iki tarafının keskin olması çok önemlidir. Eğer sadece tek tarafı keskinse athame sayılma, o sadece ritüel bıçağıdır.) Bu yüzden zaten genelde biz boline kullanmayız çünkü boline'e gerek yoktur. Wicca ve benzeri dinsel yollarda athame bu işte kullanılması yasaklandığı için boline gibi ek bir sihirsel alete gereksinim olmuştur (Aslında bu kabalada vardır. Kabalada ki dagger, kesinlikle kan akıtmada kullanılmaz bu yüzden yine boline benzeri bir ritüel aleti kullanılır.) -3 katı kuralını yorumlamada da farklılıklar vardır. Cadılıkta, bir kişi size kötülük yaparsa (kötü bir eylem, kötü bir söz, dedikodu vs..) sizinde ona eşit seviyede (Pek tabi ki kendi sanatınızla) karşılık verme hakkınız vardır. Bu sayede denge sağlanır. Ama cadının yoluna göre karşılık vermeyip, adaleti evrenin kuralına bırakmak bir erdem sayılır. Eğer karşıda ki size kötü bir eylemde bulunmadıysa, sizin de ona kötü bir eylemde bulunma hakkınız olmaz. Zira böyle bir uygulama yaparsanız, 3 katı kuralı gereği bir bedel ödersiniz. -Cadılıkta kurallar yola veya kişinin tekamülüne göre değişir. Wicca dininde ise kurallar bellidir, her wiccan bu kurallara uymak zorundadır. -Cadılıkta birçok farklı inanç ve çalışma disiplinleri olabilir (demonoloji, angeloloji vs. çalışmaları da yapılır. Ama Tanrı ve Tanrıçalar daha önemli konumdadır), Wicca ise bu tür öğretilerden daha uzaktır. Sirius 1 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
persephone Yanıtlama zamanı: Kasım 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 30, 2011 wicca bir dindir,witchcraft ise bir yaşam biçimidir diye biliyorum ben mesela..wiccan, wicca inancındaki kişidir,witchcraftta ise bir inancınız olsa da olmasada bu sizin cadı olduğunuz gerçeği üzerinde belirleyici bir değişiklik yaratmaz.çünkü daha önce sorduğum ve aslında beraberinde verdiğim yanıtla, kişi zaten cadı olarak doğmuşsa bu onun dürtüleri ve yetenekleri doğrultusunda yaşaması zorunluluğunu doğası gereği ona yükler sanırım.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Claudia Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 (düzenlendi) Eline sağlık, bir kez daha okudum ve okurken hiç sıkılmadım. Yazılarını yalayıp yuttuğum tek insansın. Gel sarılıcam Ayrıca nacizane bilgimi paylaşmak istiyorum persephone; wicca cadılığın modernize edilmiş, modern hali olduğunu biliyoruz. Wiccanlarda kendilerine ben cadıyım dediklerine ve öylede olduklarına göre? İkisi aynıdır. Sanırım adına wicca demeleri, insanların önyargılarından dolayı olsa gerek. Yeni tanıştığınız bir insana ben cadıyım desen, muhakkak ve muhakkak yadırgayacaktır. Her ne kadar belli etmesede... Aslında sorunun cevabı arkadaşımızın yazdığı yazıda bolca bulunuyor. Tekrar okumanı tavsiye ederim. Aralık 1, 2011 sirius tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
persephone Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 wicca dinsel bir sistem, bir kişi tarafından sistemleştirilip inanç haline getirilmiş bir şey ki bu her dernek her örgütlenmenin, ya da adı her ne oluyorsa, doğal bir oluşum olmadığı önkabulümle çok da sıcak bakmadığım bir şey..x kişisi tüm cadılık adına konuşabilecek statüyü kendine sağlıyor bu yolla, diğer tüm sistemlerde olduğu gibi..ama bu doğası her ne ise o olan kişinin neliğini değiştirmiyor,doğasında olmayanın da inandığı için cadı olmasını sağlamıyor mesela(yoksa sağlıyor mu?imagination zaten kendi başına yanıtlıyor bu soruyu)..tavsiye için tşkr. ederim,zaten dikkatle okudum ben merak etmeyin özellikle "Wicca gerçekten dinseldir. =)" kısmını.uzatmayayım,kişisel fikir bildirdim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 (düzenlendi) wicca dinsel bir sistem, bir kişi tarafından sistemleştirilip inanç haline getirilmiş bir şey ki bu her dernek her örgütlenmenin, ya da adı her ne oluyorsa, doğal bir oluşum olmadığı önkabulümle çok da sıcak bakmadığım bir şey..x kişisi tüm cadılık adına konuşabilecek statüyü kendine sağlıyor bu yolla, diğer tüm sistemlerde olduğu gibi..ama bu doğası her ne ise o olan kişinin neliğini değiştirmiyor,doğasında olmayanın da inandığı için cadı olmasını sağlamıyor mesela(yoksa sağlıyor mu?imagination zaten kendi başına yanıtlıyor bu soruyu)..tavsiye için tşkr. ederim,zaten dikkatle okudum ben merak etmeyin özellikle "Wicca gerçekten dinseldir. =)" kısmını.uzatmayayım,kişisel fikir bildirdim. Şİmdi düşüncenizi iki şekilde ele almak lazım. Hangisini savunduğunuzu anlamadım açıkcası o yüzden iksiyle de ilgili kendi görüşlerimi bildirmek isterim; Birincisi, bazı insanlar doğal cadıların (doğuştan cadılık güçleriyle doğan tipler) ve yapay cadıların (kendilerini geliştirerek cadı olanların) olduklarını ve doğal cadıların hiçbir pratik yarmadan tabiri caizse sabrina gibi birkaç istekle herşeyi yapabileceklerini hatta kaderi değiştirebileceklerine inanıyorlar. Yapay cadıların ise çalıştıklarında başarılı olabileceklerini ama katti surette doğal cadıların seviyesine ulaşamayacakları iddia ediliyor. Bu düşünce biçimi kesinlikle yanlıştır. Tamamen vampire diaries ve benzeri gençlik dizilerinin etkisiinde kalarak dile getirilen ve yayılan gerçekci olmayan söylemlerdir. Benim karşı çıktığım konu bu. Cadılıkta doğal veya sonradan olma gibi bir kavram yoktur. tekrar söylüyorum cadıysanız cadısınızdır. İKincisi, spiritüalizm açısından incelemek. Öncelikle şunu bilmeliyiz herkesin kendi tekamül planı ayrıdır ve herkesin tekamül planına uygun bir "yol" vardır. Sanırım siz buna doğası diyorsunuz. Haliyle her ruh, bu dünyaya bedenlendiğinde (reenkarnasyon aşamalarından sonra) zaten bir "yol" için doğmuş olur. Kimisinin yolu islamiyettir, doğduğunda bu yolda kendini rahat hisseder. Kimisi için bu paganizm, kimisi için wicca, kimisi içi satanizm hatta kimisi için bu cadılıktır... Yükseliş sürecinde dünya üzerinde binlerce yol vardır ama her yol en nihayetinde insanı aynı seviyeye yükseltir; Kendini bilme ve öze dönüşme yani cadılıkta deyimle tanrısallaşma. Zaten sizin yolunuz değilse, bu yolda yürümeye çalıştığınızda önünüze oldukça engeller çıkacaktır. Çünkü her yolun kuralları ve bir doğası vardır. Cadılıkta ise diğer yollara nazaran çok daha gizemli bir havası vardır, eski yola ve inanca dair bilgileri (eski büyüleri) kitaplardan bulamazsınız. Bİrçok kişinin "cadılık bitti, bilgi yok veya öğrenmek mümkün değil eskide kaldı" dediğine şahit olabilirsiniz. Bu diğer insanlari çin geçerlidir, cadılar için değil. Cadılık yolunda olmayana, bu bilgiler kapalıdır. Giren kişi ise eski sırları hatırlamaya başlar. Cadılıkta, doğanın bilinci bu bilgileri cadıya fısıldar, formüller doğadan ve tanrılarla tanrıçaların bilgeliğinden ruhunuza, ruhunuzdan da zihninize akar, böylece siz eski yolu kendi hayatınızda diriltirsiniz, tabi ki sessizlik yeminine sadık kalarak! Bir de bu işin aması var... Ama, Anadolu kültüründen, kelt kültürüne kadar cadı demek eğitim ve sıkı bir disiplin demektir. yani kimse anasının karnından rüzgarlar çıkartıp, taşlar uçararak doğmaz. Yani cadılık yolu sizin için olsa bile, çalışma yoksa, sonuç olmaz. Şunu da eklemeliyim, Tabi ki bu tür ruhsal konularla ilgilenen herkesin ama herkesin küçüklüğünde bazı metafiziksel ilgiler görülür, misal ben kendi çocukluğuma bkatığım bana oyun gibi gelen ama ilerleyen zamanlarda eski büyüler olduğunu gördüğüm uygulamalar yaptığımı farkettim. Aynı şekilde soruşturduğum herkesin küçüklüğünde metafiziksel bir ilgi doğuştan var ki zaten tekamül planı dahilinde bu normal bir olgu. (Geçmiş yaşamda metafizikle ilgilendiyseniz, bu yaşamda da ilginizi devam ettirirsiniz) Bu forumda olup ilgilenen herkese aynı şeyi söylüyorum, küçüklüğünüzü hatırlamaya çalışn, ailelerinize sorun muhakkak normal çocuklardan farklı bir bakış açınız olduğunu göreceksiniz. Cadılığa meğili olanlar özellikle geçmişe baktıklarında, cadılık geleneğine uygun şeyleri oyun mantığı altında yaptıklarını göreceklerdir. Sonuç olarak cadılık herkesin kolayca yürüyebileceği bir yol değil. Eğer tekamül planı dahilinde cadıysanız zaten sürekli bu yola doğru çekilirsiniz. Eğer içinizde o "ateş" yoksa bu yolda yürümeniz mümkün değil. Evet dediğiniz "spiritüalizm" açısından doğru. Ben bu yola girmeden önce (Ki her daim bu yol beni cezbederdi ama girmemekte direndim, direnmeme rağmen cadılıkla alakalı ritüeller zaten hep yapıyordum), tasavvufla da çok haşır neşir oldum, kabalaylada, golden dawn çalışmalarıyla da... Hepsinde de başarılı oldum. Ama en nihayetinde sürekli çağrılar almaya başladım, rüyalarımda, meditasyonlarımda. ve bir şekilde tüm öğretileri arkada bırakarak cadılığa adadım kendimi, adamak durumundaydım çünkü bu zaten benim doğamda yani planımda vardı. Şunu da eklemek istiyorum bu hayatında cadı olanların ve yola başlayanların çoğu geçmiş yaşamlarının bir kısmında da cadı olmuşlardır. Umarım düşüncelerimi yeterince açık anlatabilmişimdir. Aralık 15, 2011 sirius tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
persephone Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 gnoxis e beni getiren konu idi witchcraft..bu yüzden bu konuda sığ kaldığımı sanmıyorum,elbetteki uygulamalar değil kastım..yazdıklarımdan anlaşılır diye düşünmüştüm, witchcraft daha ilginç bir araştırma alanı gibi geldi hep.wicca konusunda bilinmeye değer bir şeyler olduğunu düşünmüyorum "kendi adıma",beslendiği yer ataerkillik öncesi şifacılara kadar giden bir gelenekken hem de..hem de bu gelenekler üzerinde yürüdüğümüz coğrafyanın da gerçeğinde varken.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Marilima Yanıtlama zamanı: Ocak 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 2, 2012 Her ikisinin de ruhu yazılarında yakalanarak gayet etkili biçimde açıklanmış ve güzelce ayırt edilmiş, sevgili sirius. Açıkçası, hayatımda ilk defa cadılığın ruhunu/özünü bu derece derinden yakalayıp da kadın olmayan birini görüyorum. Kadınlar beni hiç şaşırtamaz, çünkü zaten sezgisellik ve derinden algılama konularında doğal olarak muhteşemler. Senin için ''çok güçlü kadınsı enerjiler'' diyor ve açıklamama geçiyorum: Ben, Wicca ile Cadılık arasındaki farkı efsane ve masallar arasındaki farka benzeterek açıklarım genelde. Bana göre, Cadılık efsane, Wicca ise masal gibidir: *Efsane, çok etkileyici (ağır, derin, hemencecik anlaşılamayan ve düşünmeye sevk eden; yani tıpkı Cadılık gibi disiplinli bir çaba isteyen) bir dille yazılmıştır ve başlangıçta gerçek-dışı görünür. Ancak, bugünlerde sıkça yapılan bilimsel araştırmaların da gösterdiği gibi, efsaneler epeyce gerçeklere dayanırlar. Bazı efsanelerde geçen inanılmazlıklar, tam olarak açıklanamasalar da inkar edilemez bilimsel kanıtlarla desteklenmiştir. Masallar da kısmen gerçeklere dayanırlar, ancak değişime uğramış oldukları için pek fazla araştırma konusu olmazlar, gizemleri daha düşüktür ve efsanelere oranla daha çok gerçek-üstülük (saklı manalardan ziyade açıkça hayalgücüne özgü ürünler) içerirler. *Efsanelerde süslü bir dil vardır, ancak bilimsel araştırmalardan elde edilen veriler incelendiğinde, tüm bunların (sözde süslerin) gizli semboller olduğu görülür. Genellikle bir efsanede yalnızca ''süs'' olan hiçbir şey yoktur ve herşey gizli bir anlam taşır. Masallar ise daha süslüdür ve gizli anlamlar daha azdır. Örneğin; efsanelerde bir ayin düzenlenir, 3 gün beklenip sonra ikinci aşamaya geçilir. Bunun nedeni, aslında bulunulan andan 3 gün sonrasının özel enerjiler içeren bir gün olmasıdır. Oysa, masallarda ''3 kere dön, 5 kere değnek salla, 2 defa el çırp peri sana gelecek'' gibisinden kurallaşmış metodlardan bahsedilir. Pek fazla gizli anlam yoktur, kurallar daha fazladır. Efsanelerde ise her kuralın özü, neden ''kural'' olduğu alttan alta açıklanır. Gerçekten de Wicca sizi 3 kere döndürür de, nedenini pek özenle belirtmez... İşte ''dinsel'' olmasının nedeni de budur; ana nedene pek odaklanmadan kurallara sarılmak, kuralcılık... PEH! >:/ *Efsaneler daha geniş ve kapsamlıdır. Çok uzun ve özetlendiği takdirde anlam kaybedeceğinden pek özetlenemeyen efsaneler vardır. Oysa, masallar epeyce kısa olabilir ve genelde rahatça özetlenebilirler (kişiden kişiye aktarım konusundaki fark; yani cadı başkalarından pek fazla bilgi toplayamaz, kendi özel yolundan gitmek zorundadır; Wicca ise basit ve kuralcı olduğundan bireysellik yönünden eksiktir). *Efsaneler daha saftır ve değişime uğramamışlardır. Hala, kazındıkları taş tabletlerde, parşömenlerde vs. ilk günkü gibi yer alırlar (yani, Cadılık daha doğal, daha KÖKLÜ ve saftır). Ayrıca, efsanelerde yazarın yorumu pek söz konusu değildir; çünkü yazar efsaneyi kendisi için yazmamıştır, kültürünü ve olup-bitenleri belgelemek için yazmıştır (evrensellik söz konusu; yani, Cadılık daha geniş, daha engin, daha evrenseldir). Oysa, masallar, halktan ve efsanelerden etkilenerek belli bir kişinin (yazarın) veya kişilerin de yorumu ile yazılmışlardır, daha dardırlar. Evet, masallar efsanelerden doğar veya etkilenirler. Yani Wicca, Cadılık'tan doğmuştur. Bu durumda masalların ''düşük doz efsane'' olarak tanımlaması çok yerindedir. Efsaneler daha konsantredir, masallar ise ''sulandırılmış''... Kısacası; benziyorlar ama, farklılar... Genelde kendimle ilgili olarak bu konulardan hemen hemen hiç bahsetmem ama, hazır yeri gelmişken kendimden örnek vermem uygun olabilir: Ben, epeyce sade, basit, neredeyse ilkel biçimde uygulama yaparım. Kurallar ve malzemeler, bir yerlerde gerekli oldukları yazdığı için değil, gerekli olduklarını bildiğim için vardırlar. Tamamı bir anlama sahiptir ve bana özgüdür. Örneğin, kazan sadece gerekli olduğu için mevcuttur. ''Cadılar kazanlarla el ele gider'' mantığı yüzünden değil. Aynı şekilde, kazanı sadece uygulamalar için kullanırım, çünkü (iksir filan herneyse de, onun içinde pişen bir akşam yemeğini yeme düşüncesinin zaten iğrenç oluşu bir yana) enerjilerin karışması pek hoş olmazdı. Bir yerde yazmasıyla alakalı değil, kişisel bir tercih. Doğru olanı hissetme, sezme ile alakalı bir tercih. Basit biçimde özetleyeyim; kuralların ve malzemelerin gücüne pek inanmam. Kendi içimdeki güce inanırım. Bire-bir deneyimle kabullenilmiş kurallar ve malzemeler yalnızca bu gücü aktarmak, dönüştürmek, yönlendirmek vs. için araçtır. Zaten adları üzerinde değil mi? ''Malzeme'' diyoruz, ''kural'' diyoruz; bunlar ''araç''tır. Asıl güç daima içtedir. Malzeme ve kurallar içinde kaybolmaya gerek yok. Ne kadar sade, o kadar harika... Kurallar, evrensel güçleri verimli kullanmak vs. içindir ve malzemeler de evrensel güçten parçalar içerirler, doğrudur; ama evrensel gücün asıl özü insanın içindedir... Açıkçası, şakalaşma dışında kendimi ''cadı'' filan olarak tanımlamam bile. Etiketlere gerek yok. Ben sadece evrenle uyumlanmaya, onu anlamaya kendini BİLİNÇLİ OLARAK adamış, herkes gibi bir insanım. Sanırım bu adama içindeki her insana da ''cadı'' diyebiliriz aslında; kazanı ve kara kedisi olsa da, olmasa da... (Kedilerin şirinliğine karşı koyabilenlere şaşıyorum, o ayrı... ) Yani, bir takım deneyimler yaşayıp da bu deneyimlerin ne olduğunu anlamak için araştırma yaparak bazı bilgilere ulaşmak ayrı; bir takım bilgilere ansızın ulaşıp da meraktan deneyimlere atılmayı arzulamak ayrıdır. Merak, genelde geçici bir hevestir. Doğal olmak, doğal olarak deneyimlemek, doğal olarak yaşamak önemlidir. Doğallık olduğu sürece deneyimlerin önce ya da sonra gelmesi de önemli değil. Meraktan yapmak da iyidir, yeter ki derin ve doğal bir merak olsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
akuma Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2017 Eline sağlık çok güzel bir yazı ama katılmadığım nokta tekamül planı sanırım bu senin inancın ile alakalı. efsane ve masal benzetemesi de tam oturmuş , akılda kalıcı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
celentra Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2020 Merhaba ben bu konudan sonra bir şey sormak istiyorum. Wicca ve diğer her şeye yeni başlamış sayılırım ve en çok merak ettiğim şey öldükten sonra neler olacağı? Bildiğiniz gibi her dinde olaylar farklıdır acaba wicca da bu ölümden sonraki hayat için bir şeyler biliyor musunuz? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Matizza Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2020 Merhaba ben bu konudan sonra bir şey sormak istiyorum. Wicca ve diğer her şeye yeni başlamış sayılırım ve en çok merak ettiğim şey öldükten sonra neler olacağı? Bildiğiniz gibi her dinde olaylar farklıdır acaba wicca da bu ölümden sonraki hayat için bir şeyler biliyor musunuz? Wiccanların bir kısmı Summerland denilen bir yere gideceklerine inanıyorlar, bir kısmı da reenkarnasyona inanıyor. Bir süre Summerland'de kalıp sonra reenkarnasyon olacaklarına inananlar da var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2020 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2020 Merhaba ben bu konudan sonra bir şey sormak istiyorum. Wicca ve diğer her şeye yeni başlamış sayılırım ve en çok merak ettiğim şey öldükten sonra neler olacağı? Bildiğiniz gibi her dinde olaylar farklıdır acaba wicca da bu ölümden sonraki hayat için bir şeyler biliyor musunuz? Merhaba, "Yüreğime Yolculuk" adlı kitabı öneririm. Bence en net bilgilerden birini içeriyor. Öte alem ile ilgili bilgiler ölüme yakın deneyim yaşayanların verdikleri bilgiler üzerinden birbirine çok yakın aslında Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.