İnsanlarda Üreme, Aşk ve İrade

Lütfen okuyun; okuduğunuza pişman olduğunuz takdirde PARANIZ İADE.

Bu konuda bir başlık açma fikrim hiç yoktu, fakat ''lezbiyen kertenkelelere'' özgü bir başlıkta yer alan ''eşcinsellik ve kendi kendini tatmin etme hayvanlarda görülebilir, bu doğaldır'' şeklindeki ifadem, gördüğüm kadarıyla ''biz insanlar da hayvanız'' gibi bir sonuca çıkıverdi ister istemez.

Madem konuyu insanlara getirdik, biraz ekleme yapmak şart oldu. Bunlar, hepimizin kesinlikle bilmesi, tartışması gereken gerçekler olduğu için ayrı bir başlık da şart oldu.

Hayvanlarda görülen eşcinsellik ve kendi kendini tatmin etme (ki, primatlar ellerini kullanabildiklerinden bu konuda daha aktiftirler) durumu, daha ziyade içgüdüseldir. Yani, bildiğimiz gibi hayvan zevklerini, renklerini pek tercih edemez; çevrede karşı cinsin bir üyesi yoksa, bahtına ne çıkarsa artık.

Öte yandan, insanlarda görülen eşcinsellik, kişinin kendisini içsel olarak karşı cinsin bir üyesi olarak hissetmesi ile bağlantılıdır. Yani, ''ellerinde değil'' demek yanlış olmaz. Zaten sosyal olarak önlerinde çok engel var ve eleştirilip yargılanıyorlar... Araştırmalara göre, çoğu, bu durumlarından memnun değil, ama ellerinden bir şey gelmiyor... Sonuçta yargılanmayı hiçkimse istemez... Çok üzücü bir durum bu aslında... Tabii, karşı cinsten hoşlandığı halde sırf uç noktada zevkler için hemcinslerine göz dikenler de yok değil; işte ''sapık'' dediklerimiz asıl bu gibileri oluyor...

Hayvanlarda kendi kendini tatmin etme durumu da onların içgüdüleri tarafından kamçılanmalarından ileri gelir kuşkusuz. İnsanlar konusunda ise Freud ''Üreme dışı tüm cinsel aktiviteler sapıklıktır'' demiştir. Düz mantık olarak, belli bir bakış açısından haklıdır da; ona söz yok. Fakat, tam olarak da değil... Çünkü, insanlarda da içgüdüler, hormonlar vardır ve başa çıkılmaları gayet zor olabilir. Nereye kadar irade ve baskılama uygulanabilir? Günümüzde uzmanlar kendi kendini tatmin etme ile ilgili olumlu konuşuyorlar. Yani, cidden şunu bir düşünelim; bir herif çıkıp da kızlara laf atacağına, rahatsız edeceğine, yani gerçekten HAYVANLAŞACAĞINA; evde etsin kendi kendine hizmetini, biraz daha insanlaşsın, değil mi? Kadınlarda hormonal düzen daha farklıdır tabii, onlar kendilerini tatmin etmeye genelde pek fazla ihtiyaç duymazlar. Erkeklerde yoğunca bulunan testosteron hormonu ise tehlikelidir. Çoğu uzman, abartılardan kaçınarak kendi kendilerini tatmin etmelerini önerir.

Şimdi, çok önemli bir nokta... İçgüdülerin ve hormonların kamçılamasından irade kullanarak nereye kadar kaçılabileceğini, ne derece baskılama yapılabileceğini sorduk. Aslında bu yöntem baştan hatalıdır. Yani, ''kendinizi hiç baskılamayın, kudurun'' gibi bir sonuca çıkmasın bu laf, ama baskılama tavrı, prensip olarak kısa bir süreç içerisinde fayda verir ve uzun vadede İŞE YARAMAZ. Bu noktada uygulanması gereken prensip yerine koymadır. İçgüdülerin üreme çağrısına, üreme yerine başka bir şey koyarak cevap vermek işe yarar. Sonsuza dek olmasa da, uzun süreler için işe yarar...

Peki, üremenin yerini sonsuza dek olmasa da uzun vadeler için alacak olan şey nedir? Hepimizin bilip de çoğumuzun unutmaya başladığı şeydir: SEVGİ. Araştırmalar bunu kanıtlamıştır. Gerçekten sevmediğiniz, gerçekten aşık olmadığınız insanla ne kadar üreme faaliyetinde bulunsanız da içsel olarak tam anlamıyla tatmin olamaz, eksik hissedersiniz. Tatmin olduğunuzu sansanız dahi, eninde sonunda durumun hiç de öyle olmadığını keşfedersiniz... Oysa, derinden sevdiğiniz, derinden aşık olduğunuz birinin sadece yanında olmak bile, sadece ona dokunabilmek bile size derinden doyum vereceğinden, zamanla cinsel arzularınızın da azaldığını görebilirsiniz. Özellikle kadınlar için ''onlara sevgi dolu bir sarılma yeter'' denilmektedir... Evet, bazıları için buna inanmak çok güç olabilir; fakat sevecen bir sarılma, ateşli bir üreme faaliyetinin yerini FAZLASIYLA almaktadır... Buna inanamayanlara ise ''yazık'' diyebiliriz ancak. Dalga geçmiyorum, çok samimiyim; ''yazık'' gerçekten. Sevgisizlik insanı hayvanlaştırır, hatta hayvanlarda bile sevgi olduğundan, daha da beter hale getirir. Oysa, sevecen bir ailesi, sevecen dostları bulunan, en önemlisi, kendisi gerçekten de sevecen olan insanların sahiden de cinsel arzuları çok yoğun değildir...

Burada öne sürülen nokta, hiç üreme faaliyetinde bulunmamak DEĞİLDİR. Sadece, abartılı arzuları normal bir seviyeye İNDİRGEMENİN yollarını anlamaktır amaç.

Bu konuda fikirlerimizi belirtelim; yani en azından dışarıda milleti rahatsız edeceğine evde kendi kendini tatmin etmesi gereken herifler konusunda ben çok ciddiyim. Bilmiyorum, buna çoğumuz katılırız mıyız; ama bunların çok ciddi konular olduğunu düşünüyorum. İnsan kendi kendisini tanımalıdır. Bu ''çirkin'' bir konu da değildir. Ne yazık ki ''çirkinleştirilmiş'' bir konudur, ama özünde yine de sevgi bulunmaktadır. Sevgiye de hiçbirimiz ''çirkin'' diyemeyiz sanırım.

İyi güzel yazmışın o kadar ama sex sadece insan ve yunuslarda zevk için yapılır diğer hayvanlarda yoktur onlar içgüdüsel olarak üreme amaçlı olmadığı zaman ortalığa saçmaz tohumlarını

İyi güzel yazmışın o kadar ama sex sadece insan ve yunuslarda zevk için yapılır diğer hayvanlarda yoktur onlar içgüdüsel olarak üreme amaçlı olmadığı zaman ortalığa saçmaz tohumlarını

Korkarım verdiğin bu bilgi güncel değil. Yeni araştırmalar hayvanların çoğunun (özellikle de primatların) mastürbasyon yaptığını ortaya koyuyor, bu faaliyetin neticesinde tohumlarını saçmak zorunda da değiller. Tohumlarını saçıp saçmadıkları konusuna yazıda da değinmedim zaten.

Evdeki kedi ve köpeklerimiz bile yastıkları mastürbasyon aleti olarak kullanıyor, hiç görmedin mi? Hayvanların zevk alıp almamasından bahsetmiyorum. Hayvanlar içgüdüleri, hormonları dolayısıyla çiftleşemedikleri zaman mastürbasyon yapabiliyor veya hemcinslerine yaklaşabiliyor. Zevk alıp almamaları konumuz değil. Bize ne zaten, değil mi?

 

Öte yandan, insanlarda görülen eşcinsellik, kişinin kendisini içsel olarak karşı cinsin bir üyesi olarak hissetmesi ile bağlantılıdır. Yani, ''ellerinde değil'' demek yanlış olmaz. Zaten sosyal olarak önlerinde çok engel var ve eleştirilip yargılanıyorlar... Araştırmalara göre, çoğu, bu durumlarından memnun değil, ama ellerinden bir şey gelmiyor... Sonuçta yargılanmayı hiçkimse istemez... Çok üzücü bir durum bu aslında... Tabii, karşı cinsten hoşlandığı halde sırf uç noktada zevkler için hemcinslerine göz dikenler de yok değil; işte ''sapık'' dediklerimiz asıl bu gibileri oluyor...

Konunun geneline değinmeyeceğim ancak yukarıda alıntıladığım cümle insanları yargılamadığını, insanın eşcinsel olmasından kaynaklı suçlanamayacağını söylerken diğer taraftan bisexsüelleri rahatlıkla "sapık" olmakla suçluyor ve eşcinselleri yargılamamanın kılıfınıda kendine göre "ellerinde olmama" gibi bir sebebe bağlamış. Bu rahatsız edici.

Aslında ben hayvanların günümüz insanından çok daha yüksek seviyede oldukları kanısındayım yakıştıramıyorum o yüzden

Konunun geneline değinmeyeceğim ancak yukarıda alıntıladığım cümle insanları yargılamadığını, insanın eşcinsel olmasından kaynaklı suçlanamayacağını söylerken diğer taraftan bisexsüelleri rahatlıkla "sapık" olmakla suçluyor ve eşcinselleri yargılamamanın kılıfınıda kendine göre "ellerinde olmama" gibi bir sebebe bağlamış. Bu rahatsız edici.

Öncelikle, kimseyi sapık olmakla suçlamıyorum, çünkü zaten sapıklık bir suç değildir; tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Ayrıca, madem bu konuya değindik, biseksüeller hakkındaki fikrimi söylemek isterim; bence çoğu, henüz kendini tanımayan insanlar. Toplumun yargılarından, tabularından ötürü karşı cinsten hoşlanmak istiyorlar, ancak içlerindeki ses hemcinslerinden hoşlandıklarını söylüyor ve böylece de arada kalıyorlar. Karşı cinse ilgi duymaya çalışıyorlar, fakat kendi hemcinslerine duydukları hoşlantıdan da kurtulamıyorlar. Çoğu için bu gibi bir durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum. Bizzat bazı biseksüel insanlarla iletişim kurdum, onları anlamaya çalıştım ve vardığım sonuç bu oldu.

Öte yandan, yukarıda belirttiğim duruma uymayan, gerçekten de her iki cinsten de hiç rahatsız olmadan, şüphe hissetmeden zevk alabilen kişiler, genelde sahiden de HERKES VE HATTA HERŞEYDEN ZEVK ALABİLİRLER. Zira onlar yalnızca ZEVK DÜŞKÜNÜDÜR. Bazıları çocuklardan ve hayvanlardan da zevk alıyor. Kimse kusura bakmasın ama benim fikrimce, ben hayvanlara ve en önemlisi çocuklara bile göz dikene rahat rahat ''sapık'' derim. Tedavi olmasını şiddetle öneririm. Vicdan diye bir şey olsun insanda hiç değilse...

Bu arada gerçekten de bir açıdan sana katılıyorum rburak, günümüzde bazı insanlar hayvanlardan daha da beter hale geldiler... Yazık gerçekten...

Öncelikle, kimseyi sapık olmakla suçlamıyorum, çünkü zaten sapıklık bir suç değildir; tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Ayrıca, madem bu konuya değindik, biseksüeller hakkındaki fikrimi söylemek isterim; bence çoğu, henüz kendini tanımayan insanlar. Toplumun yargılarından, tabularından ötürü karşı cinsten hoşlanmak istiyorlar, ancak içlerindeki ses hemcinslerinden hoşlandıklarını söylüyor ve böylece de arada kalıyorlar. Karşı cinse ilgi duymaya çalışıyorlar, fakat kendi hemcinslerine duydukları hoşlantıdan da kurtulamıyorlar. Çoğu için bu gibi bir durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum. Bizzat bazı biseksüel insanlarla iletişim kurdum, onları anlamaya çalıştım ve vardığım sonuç bu oldu.

 

Öte yandan, yukarıda belirttiğim duruma uymayan, gerçekten de her iki cinsten de hiç rahatsız olmadan, şüphe hissetmeden zevk alabilen kişiler, genelde sahiden de HERKES VE HATTA HERŞEYDEN ZEVK ALABİLİRLER. Zira onlar yalnızca ZEVK DÜŞKÜNÜDÜR. Bazıları çocuklardan ve hayvanlardan da zevk alıyor. Kimse kusura bakmasın ama benim fikrimce, ben hayvanlara ve en önemlisi çocuklara bile göz dikene rahat rahat ''sapık'' derim. Tedavi olmasını şiddetle öneririm. Vicdan diye bir şey olsun insanda hiç değilse...

 

Bu arada gerçekten de bir açıdan sana katılıyorum rburak, günümüzde bazı insanlar hayvanlardan daha da beter hale geldiler... Yazık gerçekten...

Bence siz ne dediğinizin farkında değilsiniz maalesef. Öncelikle biseksüellerin illa arada kalmak zorunda olmadıkları, cinsel eğilimlerinin sadece iki taraflı olduğunu ayrıca biseksüelliğin pedofili ve zoofiliyle uzaktan yakından alakası olmadığını belirtmek isterim. Sizin dışınızda düşünen ve yaşayan insanları sapıklıkla suçlayıp buna "hastalıktır" diye kılıf uydurmakta durumu daha vahim hale getiriyor. Bu çıkarımlara geliş noktanız olan ve Freud'a atfettiğiniz şey ( Üreme dışında her cinsel faaliyet sapıklıktır) Freud ile ilgisi olmayan bir ortaçağ katolik doktrininden öte birşey değildir. Kimse size seksüel eğilimleri farklı insanları onaylayın demiyor..saygı duyunda demiyor.. Aşağılamazsanız yeter sanırım!

Bence siz ne dediğinizin farkında değilsiniz maalesef. Öncelikle biseksüellerin illa arada kalmak zorunda olmadıkları, cinsel eğilimlerinin sadece iki taraflı olduğunu ayrıca biseksüelliğin pedofili ve zoofiliyle uzaktan yakından alakası olmadığını belirtmek isterim. Sizin dışınızda düşünen ve yaşayan insanları sapıklıkla suçlayıp buna "hastalıktır" diye kılıf uydurmakta durumu daha vahim hale getiriyor. Bu çıkarımlara geliş noktanız olan ve Freud'a atfettiğiniz şey ( Üreme dışında her cinsel faaliyet sapıklıktır) Freud ile ilgisi olmayan bir ortaçağ katolik doktrininden öte birşey değildir. Kimse size seksüel eğilimleri farklı insanları onaylayın demiyor..saygı duyunda demiyor.. Aşağılamazsanız yeter sanırım!

Biseksüellere karşı bir şey yok. Bir kaç şekilde olabildiklerinden bahsedilmiş. Muhalefet olmak zorunda değilsiniz. Yazıda kimi kendine biseksüel diyenlerin aynı zamanda çocuk ve hayvan pornosu diyeyim artık bunlarla da ilgili olduklarından ve bunun hastalık olduğundan bahsediliyor. Öte yandan biseksüellerin de kendisine göre neden o tercihi yaptıklarını da belirtip bunun kendi gözlemi olduğunu belirtmiş. Nedir yanı bu sataşma ? Sen de kendi fikrini söylersin , bence de böyle dersin olur biter.

Ne çok seviyorsunuz tartışma çıkarmayı. Bu lafım sadece sana değil site geneline.

Biz de hayvanız, ne bileyim, maymunlar, kuşlar falan da hayvan. Bi kuştan ya da köpekten farkımız olmadığını düşünüyorum. Yani bi köpek bile bazen bi insanın bacağına dayanıp şeyini ileri geri oynatmıyor mu? Hemen sapık mı olacak yani şimdi köpek? Bi de "cinsel düşünceler yalnız kalmadıkça, sevgi görmedikçe artar" düşüncesi mantıklı geldi. Bir kuş ihtiyacını nasıl gideriyorsa biz de öyle gideriyoruz diye düşünüyorum ayrıca. Zaten hayvanların eşcinsellik eğilimini de kanıtladılar. Yani artık "eşcinseller şöyle, eşcinseller bence şöyle" falan diye tartışmanın bi alemi yok. Onlar nasıl "heterolar şöyle, heterolar aslında kokuyor ama parfüm sıkarak bu kokularını bastırıyorlar" falan diye tartışmıyorlarsa siz de tartışmayın. Bu, "Ya Yasemin yeşil rengi seviyormuş, aptal gerizekalı o kız ya, yeşil rengi nasıl sevebilir. Bence bu olayı oturup tartışmamız lazım, bi insan nasıl yeşili sevebilir ki" durumuna benziyor(ben de yeşili seviyorum ne var U_U). Bilim insanı falan olacaksanız bu konuyu tartışın da, eğer sosyal yönden LGBT insanlarına bi yardımınızın dokunmasını istiyorsanız gidin haklarını falan savunun. Ona sapık, buna sapık demeye ne gerek var. Belki bi adam, sevgilisiyle ilişkiye girerken hayvanlaşıyordur. Bu sapıklık mı oluyor şimdi. Belki karşısındakini sevdiği için hayvanlaşıyo. Ben şahsen biseksüel insanlardan pek haz etmiyorum. Ama bunun onlarla ilgisi yok, yani gidip de "siz gerizekalı, sapık pisliksiniz" deyip yüzlerine tokat atmıyorum. Çünkü böyle bir şeye hakkım yok, olamaz. Belki biseksüellik düşündüğünüz gibi değildir, sandığınızdan daha doğaldır ama sadece gayler toplumda daha çok baskı gördüğü için(biseksüeller kendilerini gizleyebilir herhalde sorun anında) gayliğin doğal olduğundan bahseden haberler yayınlanmış olabilir. İsteyen istediği ile istediğini yapsın bence(bi başkasının hayatına müdahale etmedikçe tabi). Daha da konuşacaktım da şimdilik aklıma bunlar geldi. Aklıma gelince eklerim daha. Kendin yazmışsın galiba yazıyı, en azından özgün bi paylaşım olmuş. Ama fikirlerin, benimkilerle pek uyuşmadı galiba.

Oldu olucak ağaç diplerine işeyelim büyük abdesti bozalım değil mi ama allah aşkına bi iki kere okuyun şu konuyu yorum yapmadan. Ne biseksüellere hakaret var ne de durup dururken birine sapık deniyor. Ha size göre hayvanlarla çocuklarla sevişmek sapıklık değilse kaç kişiyseniz söyleyin hepinizi sonsuza kadar uzaklaştırayım siteden. Ama konuyu yanlış anladıysanız sıkıntı yok.Sanırım sapık konusundan kimlere sapık dendiğini anlamadınız. Yorumları da okursanız sapıktan kasıt olarak kimlerin kast edildiğini çok rahatlıkla anlarsınız.

Bu vesileyle bir kez daha hatırlatayım herkese ; bir konuya yorum yapmadan önce yorumları da okursanız sıkınıt yaşamazsınız.

Topal Kırkayak fikirlerini doğru alıntılarla savunmuş fakat sert dille sözlerine son vermiş hoş olmamış

Marilima birkaç cümlesi birbiriyle çelişmiş

fakat konunun genelide o iki üç cümle ile sınırlandırarak asıl sapıklığın üstü örtülmemesi için sayın mod araya sert bir giriş yapıp konuyu açıklığa kavuşturmuşdur .

Konuyu okuyup da yorumlara bakmayan şahıslar konuyu saptırmayın tartışması yapıldı sadece görüş belirtin kimseye sataşmadan

Teşekkürler bu konu ve ufak çaplı tartışma ortamı için yeni görüş ve fikirler edinmek için iyi geldi

Kimseye sataşmadım ki. Üzerime alındım ama alınmasa mıydım acaba.

Bence siz ne dediğinizin farkında değilsiniz maalesef. Öncelikle biseksüellerin illa arada kalmak zorunda olmadıkları, cinsel eğilimlerinin sadece iki taraflı olduğunu ayrıca biseksüelliğin pedofili ve zoofiliyle uzaktan yakından alakası olmadığını belirtmek isterim. Sizin dışınızda düşünen ve yaşayan insanları sapıklıkla suçlayıp buna "hastalıktır" diye kılıf uydurmakta durumu daha vahim hale getiriyor. Bu çıkarımlara geliş noktanız olan ve Freud'a atfettiğiniz şey ( Üreme dışında her cinsel faaliyet sapıklıktır) Freud ile ilgisi olmayan bir ortaçağ katolik doktrininden öte birşey değildir. Kimse size seksüel eğilimleri farklı insanları onaylayın demiyor..saygı duyunda demiyor.. Aşağılamazsanız yeter sanırım!

Bu alıntıya cevap vermeden önce boynuzsuzgeyikler'e teşekkür etmek borcum haline gelmiştir. Zira kendisini hiç tanımamışım ama anlatılanı süper biçimde anlama gibi bir özelliği varmış. Gerçekten de konuları dikkatsiz biçimde okuyoruz çoğumuz ve kaçınılmaz olarak yanlış anlamalar yaşıyoruz. Öncelikle buna bir parmak basmak istedim.

Sevgili Topal Kırkayak, tekrar belirtmek zorundayım şu noktayı: Ne sapıklık bir suçtur; ne de hastalık, yani hasta olmak, üzerine dalga geçilecek türde bir durumdur. Ben kimseyi yargılama meraklısı değilim, vicdanı olan herkese kapım açık. Cümlelerim ilk bakışta çelişkili görünebilir, çünkü neyi hoşgörmemiz gerektiğini ve neyi hoşgörmememiz gerektiğini bilmek, bunun ayırımını kusurlara düşmeden yapabilmek oldukça zordur. Ancak, yakından bakılırsa ben gerçekten de çelişkili ifadelerde bulunmuyorum, sadece ayırım yapmaya çalışıyorum.

''Tüm biseksüeller çocuklara veya hayvanlara ilgi duyar'' şeklinde bir iddiam HİÇ olmadı. Karşı cins ve hemcinsleri arasında kalan türde, yani kelimenin TAM MANASIYLA biseksüel olan biseksüellere benim fazlasıyla hoşgörüm var. Ancak, boynuzsuzgeyiklerin de açıklamaya çalıştığı gibi, bazı bireyler biseksüel olduğunu iddia ederken aslında sadece kadın ve erkeğe değil, çocuğa ve hayvana bile göz dikebiliyor. Kısacası herşeye, herkese... Ben sadece onlar için ''sapık'' dedim, ki bu bir suçlama değildir, altını bir kez daha çiziyorum. Bu bir rahatsızlıktır... Bu üzücü bir durumdur... Bu gibi insanların, biseksüelleri, deyim yerindeyse ''karaladığını'' belirttim aslında. Biseksüel insanlar gerçekten de çoğumuzun düşündüğü kadar ''korkunç'' değildir, arada kalmış oldukları yönündeki iddiamın arkasındayım. Biseksüel insanlar tanıdım, onlara fikirlerimi anlattığımda tek duyduğum şey ''galiba haklısın, ben psikolojik olarak arada kalmış durumdayım'' oldu. Hiç de korkunç insanlar değiller sahiden, gayet de dostcanlısı olanlarını ve insanlarla olan mesafeleri korumayı bilenlerini gördüm.

Sadece abartılı zevkler peşinde koşanları hoşgöremeyeceğimi belirttim. ''Hoşgörmemek'' derken gebersinler, lanet olsun onlara şeklinde de değil. Yani, ONAYLAMAMA anlamında... Onaylamamak demek, onların ''sapkın'' olduğunu kabul edip, onları tedaviye yöneltmek demektir. Hiçkimseyi yargılamıyorum, yargılama meraklısı değilim. Hepimiz bir bütünüz ve yargıladığımız her varlıkla birlikte kendi kendimizi bölüp parçalıyoruz. En rezil haldeki insana bile anlayış sunulabilir. İlle de bağrımıza basacak değiliz ama en azından ruhen bir hastalık geçirmekte olduğunu düşünebilir ve ''yazık'' diyebiliriz.

Konuyu felsefeye vurma niyetim yoktu, ama mecbur oldu... Dünya üzerinde kadın ve erkek olarak bedenleniyoruz. İki parça olarak... Çünkü frekansı düşük maddesel düzleme uyum sağlamak için bizlerin de frekans düşürmemiz ve kadın/erkek olarak ikiye bölünmemiz gerekiyor. Burada aynı anda ikisi olamayız, çünkü bu çok yüksek bir frekanstır ve maddesel düzleme ait olamaz. Dolayısıyla, bizler ruhen hem kadın, hem de erkek olan; ancak dünya üzerinde bedenlenirken ikiye bölünmüş olan varlıklarız. Şimdi, ana nokta şu ki, ruhumuzun kadınsı enerjiye sahip tarafıysak kadın bedenine, ruhumuzun erkeksi enerjiye sahip tarafıysak da erkek bedenine uyumlanırız. (İstisnalar hariç)... Dolayısıyla, biseksüel bir insan sadece arada kalmış bir bireydir, ya da biseksüelliği bir MASKE OLARAK KULLANAN bir hastadır... Ruhumuzun ikiye bölünme durumundan dolayı, aynı anda iki cinsten de HOŞLANAMAYIZ. Biseksüeller toplumun yargılarını bırakmalı, içlerindeki sesleri dinlemeli ve hangi cinsten hoşlandıklarına karar vermelidirler... Ne aşağılaması, ne yargılaması gerçekten? Arada kalmışlar, çok yazık bir durum bu... Biseksüelliği maske olarak kullanan, gerçekten hasta olan bireylere de ''hasta'' demek aşağılama değildir. Hastalık suç değildir. Çocuğa göz dikene ''sağlıklı'' diyemeyiz, ancak tedavi öneririz...

Of ben bittim, tekrar ede ede pilim bitti, tükendi. Bir süre için izninizle kendimi şarja takmam gerekiyor. Ekrana çökme raporu veriyor ve kendimi formatlamak üzere şimdilik aranızdan ayrılıyorum.

Bence dediğin çok mantıklı ama son paragrafı okumasaydım daha iyiydi. Biraz saçma olmuş orası.

Bence dediğin çok mantıklı ama son paragrafı okumasaydım daha iyiydi. Biraz saçma olmuş orası.

:D İyidir, sorun yok. Çok ciddi ya da gergin bir hava olsun istemedim, ondan. Bir de cidden yoruldum, bir mola çok iyi geldi.

Peki......