nevermore Oluşturma zamanı: Ocak 7, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 7, 2012 Telepati ile ilgili olarak, onun ilk bilimsel incelenim dönemlerinde yapılan deneyimler kuşkusuz daha sınırlı bilgilerin sınırlı şartları içerisinde gerçekleşmemekteydi. Uzun araştırı ve gözlemler sonucunda ortaya çıkan veriler, telepati deneylerinin; hem çok çeşitli biçimlerde, hem çok çeşitli şartlarda ve hem de çok değişik ögelerin alışverişleri şeklinde gelişimlerine yol açtı. Böylece kullanım alanı genişleyen telepati, bilim dünyasına bir realite olarak girerek haklı bir ilgiye sahib oldu. aşağıda okuyacaklarınız, gayet yüksek kdüzeyden yapılmış deneylerdir. Dr. Karl Nikokayev ve Telepati Kanıtı Deneyi Sovyetler Birliği'nde 1950 yılında biyoşimist Dr. Nikolayev gazetecilik yapıyordu, ama yasak bir konu olan D.D.İ ( ) (duyular dışı idrak) üzerine yazı yazmasına izin verilmiyordu. Fakat o, fırsat buldukça gösteriler yapmaktan da geri kalmıyordu. Nikolayev'in özel kulüpte, ya da gazateciler karşısında yaptığı deneyleri seyredenler Fevkalade! diyorlardı. Kendine güvenerek:Telepati bir oyun değildir. Önemle ele alınmalıdır,1956 tarihli Sovyet Ansiklopedisi telepati için şunu yazıyordu:Telepati normal halde, yer ve alanı göz önüne alınırsa, hissedilemeyen olayların idrak edilmesinde insanını tabiat üstü güçlerini ilgilendiren anti-sosyal ülkücü bir kurgudur.Oysa daha sonra Sovyet halkı bilim adamlarının ülkücüü kurgu su üzerinde başarıyla sonuçlanmış yüzlerce deney yapıldığını öğrendi. Edebiyat Gazetesinde şüpheci bir bilgin: telepati yoktur diye yazıyordu. Dr. A. Kitegorodsky da da ileri giderek: Bir beyinden bir diğerine imajların nakledilmesi olayı bir cins elektromanyetik dalga gerektirir. Biz böyle dalga izine rastlamadık; buna göre telepati denen olay mevcut değildir. Karl mücadeleye girmemek için kendini tutamadı. Düellodan hoşlanıyordu. Bilmek Kudrettir isimli rakip gazetinin bürosuna daldı ve meydan okudu.Prof. Kitegorodsky'yi bir deneme için kışkırtıyorum. Arzu ettiği yerde karşılaşabilirim, telepatik yeteneğimi birlikte ispatlayalım. Sorun üzerindeki gerçek böylece aydınlanacaktır Kitegorodsky eldivenlerini giydi. Zaman ve yer karşılaştırıldı. Parapsişik düello karla örtülü ıssız bir yerde değil, sıcacık bir odada yapıldı. Tanıklar, derginin yazarları ile üniversite bilginleriydi. Deneyde Karl muktedir olduğunu gösterdi. Kitegorodsky'nin düşüncelerini okudu; bilginin önyargıları yıkıldı. Sersemleyen karşıt bilgin şunları yazarak silahları bıraktı:Telepatiyi bilimsel olarak incelemek gerekir. Moskova'lı bilim adamları hemen sonra bunu yerine getirdiler. Sovyet Birliği'nin en ateşli ve ünlü psişik araştırma merkezlerinden Popov grubu 1965 yılında D.D.İ. hakkında insanı sarsan bir program yayınladı. Popov grubu, vatandaşlara gayet sevimli bir isim altında açıklandı; Sovyetler Radyoteknolojisi ve Elektriksel Muhabere Bilim ve Teknik Derneği Biyo-Emformasyon Bölümü. Bu merkez, az sonra Karl Nikolayev'i bütün zamanların telepati olarak isimlendirdi. Popov Grubu ve Telepati – E.E.G. Deneyi Telepatiyle ilgili bir dizi deneyler tamamlandıktan sonra, Popov grubunun müdürü Dr. Kogan fizik yöntemlerin telepatiyle uygulanabileceğini düşündü. Atomaltı tanecikler görülür halde değildi, ama bir iyonizasyon odasında meydana gelen izleri sayesinde meydana çıkıyorlardı. Telepati de görünür bir olay değildi, fakat tesirler beyne ulaştığı anda izleri yakalanamaz mıydı? Bu amaçla Kogan, beyin dalgalarını kaydetmek için, yakınlarda, bir ansefalograf (beyin elektriğini kaydeden) cihaz hazırladı ve kaydedilen eğriler üzerindeki çizgileri tahlil içinde yeni bir metematik yöntem buldu. Telepatik kaynaklar hazırdı: Ciddi şekilde çalıştırılmış Nikolayev ve Kamensky, 1967 Mart'ında Popov grubunun ikinci başkanı Edward Naumov'la birlikte Lenıngrad'a giden trene bindiler.Nikolayev, Kamensky'nin Moskova'dan nakledeceği telepatik tebliğleri alabileceğini ümit ediyordu. Bu iki adam Sovyetler'in en seçkin telepat >ikili> siydi. 1960 yılında pek önemli testlere katılmışlar, imaj, ses, ışık, kodlu mesajlar nakletmişlerdi. (Bkz.Resim-2). Diğer iki parapiskoloji süjesi de telepatinin sırrını araştırmaya ait olan bu deneye katıldılar. Bunlar Leningrad Üniversitesi İş Fizyolojisi bölümü elektrofizyolojisti. Dr. Lutsia Pavlova ile matematikçi Dr. Genadi Sergeyev idi. Ses ve elektrik geçirmez bir odadaki sandalyeye oturtulan Nikolayev'in vücuduna ölçme aletleri dolu bir laboratuvara bağlı tellerden bir kısmı bağlandı. Binanın diğer kısmına Pavlova, Naumov ve Segeyev solunum, kalp atışları göz hareketleri ve hepsinden önemlisi süjenin beyin faaliyetini (E.E.G.)kaydeden çizgileri gözetiyorlardı. >Tam bir gevşeme haline geçmek için genellikle bir yarım saat gerekiyor> diyor Nikolayev. > Tamamen gevşemiş, fakat dikkatli olmak gerekir.> Bu devre zarfında E.E.G. Dinlenme halinin karakteristik alfa tipinin düzenli dalgalarını kaydediyor. Dr. Pavlova süjesine (denek'ine): >Anormal bir şey hissederseniz (pek rahat olmayan oturuş durumunuzdan ve kafanıza yerleştirilen elektrotlardan olmamak şartıyla) yumruğunuzu bir kaç defa sıkarak bize işaret veriniz> diyordu.Kamensky her tebliğ üzerindeki konsantrasyon süresini ve alınacak tebliğ miktarını da bilmiyordu. Nihayet deneylerin sonucundan da haberi olmayacaktı. (*) E.E.G. Elektroansefalograf, kelimesinin kısaltılmış şekli. Bu cihaz vasıtasıyla beyinden çıkan (mikrovoltluk) çok zayıf elektromanyetik dalgalar, kafaya bağlanan fişler vasıtasıyla yakalanır, ve kaydedilir.(çizilir). Başlıca üç tip çizgi vardır.Alfa dagaları. Uyanık dinlenmede.Beta > Uyarılma halinde.Delta > Uyku halinde.E.E.G.'nin kayıt çubuğu eğriler çizmeye başladı, ordinatörler kanala bağlandılar. Bu sırada, Moskova'da bir odaya kapatılmış olan Kamensky telepatik nakle başlıyordu. Üç saniye sonra, birden Leningrad'daki odada, Nikoleyev'in beyinsel çizgileri esaslı olarak değişti. Sovyet bilginleri, telepatik tesirin beyine geldiği anı tesbit etmişlerdi. Bu teyit olunursa parapsişik araştırma tarihinin büyük günlerinden biri saptanmış olacaktı. Gerçek bir devrimdi bu. Sonuçlar, telepatinin varlığına ait basit ispatları geniş bir şekilde aşıp geçiyordu. Fakat, en önce, kaydedici cihazları sayesinde, Pavlova ve sergeyev beyaz üzerinde siyah bir grafik kanıt elde etmişlerdi.Bu durum şunu kanıtlıyordu ki, Nikolayev ile yüzlerce km. Ötede bulunan verici si arasında birşeyler olmuştu. İster telepati, ister başka bir şey deyiniz.... Karl'ın beyin dalgaları savaşı kazanmış gibidir. Uzak mesafelerden yapılan deneyler de böylece başarılı olmuştur. Beyin dalgalarının zaferi, Dr. Segeyev'in de zaferiydi. Elde edilen çizgileri analiz etmek için duyarlı istatistik ve matematik yöntemleri de o hazırlamıştı. Bu sayededir ki, parapsikologlar beyne ulaşan telepati tesirlerini yakalayabildiler. Dr. Pavlova, insan beynindeki telepatik faaliyetleri grafik olarak tebit edebilme başarısını, 1967 de ihtiyatla yorumluyordu: Moskova – Sibirya Büyük Telepati Denemesi 19 Nisan 1966'da, gazeteci ve dram oyuncusu, vatandaş Nikolayev, Novosibirsk (Sibirya'da) hava alanına inen uçaktan çıktı. Bu şehirde konaklayan her yolcu gibi Novosibirsk Akademisi, geniş sibirya platosu üzerinde parıldayan özel bir yöredir. Sovyetler bu uzak şehri bilginler için konforlu bir merkez olarak inşa etmişler. Bir tür bilginler deposu. Yaş ortalaması otuzu geçmiyor. Zeka bölümü (I.Q) ortalama 130'un üzerinde.Nikolayev, Altın Vadi otelinin 601 No'lu odasına yerleşti ve kendisini karşılayan bilginler grubuna iltihak etti. Bu bilginler Sovyet Bilimler Akademisi'nin Sibirya Gurubuna mensuptur. Esas olarak bir hassas olan Karl da Moskova-Sibirya Büyük Telepati Denemesi isimli bir deney süresince telepatik mesajları almaya çalışması için seçilmişti.Karl, muhataplarının şüphecilikleriyle mücadele etmeye alışkındı. Bununla birlikte, o gece bilginlerin meydan okumalarına karşı çıkmak alışılandan daha sert olacağa benziyordu. Burada umulmadık bir şans çıkıyordu önüne: kurallarla donanmış bilimsel bir deney. Telepatinin, mesafe ne olursa olsun, birbiriyle ahenk halinde olan iki kişinin aralarında konuşabilmelerini sağlayacağı hakkındaki kanaatinin degerini düşürmemeliydi. Yirmi yıldan bu yana kendi yeteneğini denemek üzere hethangi bir kimseyi razı etmek için boşuna uğraşıp durmuştu. O zaman gelmişti. Nikolayev, bakışlarını kendisinden ayırmayan, üç şüpheci bilginin karşısında kendisini azami şekilde gevşeterek konsantre olmaya çalışıyordu. Vakit gece yarısıydı. Oysa binlerce km. Ötede Moskova'da saat 8 idi. Ve orada, Yuri Kamensky, biyofizikçi, bilginler tarafından kendi özel gevşeme egzersizi içinde adeta hapsedilmişti. Bilginler mühürlü bir paket getirdiler. Sonradan ses geçirmez ve elektrikle tecrit edilmiş olan odayı iki defa kilitlediler. Sonradan yapılan konuşmalarda Kamensky :Nikolayev'e aktaracağım şeyin ne olduğunu önceden bilmiyordum. Bildiğim tek şey bilim adamlarının bana teker teker gösterdikleri altı ayrı nitelikteki objelerdi. Her objenin nakli için tespit edilen zaman ın dakikaydı.Açtığım ilk paket yedi halkalı çelik bir yaydı. Elime aldım; halkaları üzerinde parmaklarımı dolaştırdım, dış görünüşünü, cidarlarını içime sindirdim. Bunları yaparken, aynı zamanda. Nikolayev'in yüzünü tahayyül etmeye başladım. Karşımda oturduğunu hayal ediyordum. Sonra, karl'ı omuzlarının üzerinden seyrediyormuşcasına, yaya bakarak perspektivi (görünümü) değiştirmeye çalıştım. Sonra da yayı Karl'ın gözleriyle görmeye çalıştım.Aynı anda, 300 km. Ötede, Nikolayev'in dikkati artmıştı. Görgü şahitlerine göre, süjenin parmakları görünmeyen bir şeyi tutuyordu sanki: dairevi...madeni...parlak...dişi değil...bir bobine benziyor... Bunları ifade etti. 2 no.lu deneyde, Kamensky sapı siyah plastikten bir tornavida üzerine konsantre oldu. Nikolayev'de bunu şöyle aldı: uzun...ince...madeni...plastik...siyah plastik...Daha sonra Kamensky: öyle görünüyor ki herkes telepayi yolula düşünceleri almak ve nakletmek yeteneğine sahip. Ama bütün yetenekler gibi geliştirilmesi gereklidir. Bazı süjelerde bu yetenek diğerlerine nazaran doğal olarak fazladır.19 ile 27 Nisan arasında geceleyin yapılan dört deneme esnasında, Nikolayev kendisini Moskova'dan gelen telepatik nakiller karşısında alıcı duruma geçirmeye gayret ediyordu. Başka bir verici süje, A.G. Arlaşin isimli öğrenci, bilim adamlarının temin ettikleri çeşitli cisimler arasından, nakledilecek altı cisim seçti. Cisimlerinin biri Arlaşin tarafından kaldırılmış bulunan bir halterdi.Nikolayev bunu şöyle tarif etti: Madeni, yuvarlak,uzun iri,sert,mat,demir,çubuk,ham demir gibi, ağır.Ne olabilir bu? Halter mi?Genellikle, Kamensky'den gelen düşünceleri kolaylıkla almasına rağmen, Arlaşin'in düşüncelerini güçlükle çözümleyebiliyordu Nikolayev. Nakil için seçilmiş olan A cismini keşfetmeye çalışırken, Nikolayev tarafından yapılan yorum arasında, gerçi vericinin: bunu mu, şunu mu nakledeyim? Diye tereddüt geçiren düşüncesinden doğan girişimler bulunuyordu. Karl'ın güçlük çektiği noktalar, sovyet parapsikoloji teorisini teyit eder gibidir: Telepati'de, vericinin egzersizleri, alıcı'nın yeteneği kadar önemlidir; Şayet verici'nin düşünceleri kararsızsa, alıcı imajları bulanık almaktadır.Telepati kartları (Zener kartları) ile yapılan bir denemede, Sibirya'da bulunan Nikolayev Moskava'daki verici'nin çevirdği kartların ne olduğunu keşf ediyordu. 20 karttan 12 tanesini başarıyla aldı. Bu, ihtimaliyet hesabınbın önerdiği 25 de 5 i net bir şekilde geçiyor demektir. Bu sonuca raslantısal olarak ulaşma şansı, Moskova P.S.İ. Araştırma merkezi müdürü ve deney organizatörü Dr. Kogan'a göre binde birdir. Bununla birlikte soyut bir deneme hiç birşey ispat etmez. Bobinlerin halterlerin, tornavida ve başka cisimlerin seçimi bu tür deneylere özel bir anlam kazandırır. Bu türden binlerce cisim var. Hiç kimse, sonsuz sayıdaki cisimlerle ilgili olan ihtimaliyet yüzdesi hesaplıyamaz.Karl Moskova'da yapılan nakillerde bir defa değil, tam altı defa başarılı olmuştur. Bu, parlak bir kişisel zaferdir. Gateler ve halk Nikolayev'in başarılarını tartışmaya başladılar. D.D.İ. sırlarını halka açıklayan yalnız gazeteler değildi. Sovyet kültürünün büyük rahipleri, bilginler birden bire Nikolayev'in olağanüstü yeteneklerinden açıkça söz ettiler. Mühendis V.Popovkin: Sibirya Deneylerinde Nikolayev'in elde ettiği başarılar, beni her insanda farklı derecelerde telepatik yeteneklerin mevcut olduğunu ve egzersiz yaparak gelişebileceğini kabul eden bilginlerin fikrine katılmaya zorlamaktadır diye yazıyordu. Bir matematik ve sibernetik uzmanı, Dr. L.Kogan ise; şayet bu diğer deneylerin sonuçları, inangaç, şüpheci, yada ön yargılı olmadan, eleştirici bir zihniyetle ihtiyatlı olarak incelenirse, hiç kuşku duyulamaz ki, sonuç olarak sırrına rağmen, parapsikoloji bir bilim olacaktır, ve böyle tanınacaktır. Psikiyatr L.Subalezki de; Nikolayev'in telepati gösterileri, insanın yeni imkanlarını araştırmak hususunda bizlere büyük bir özel fayda sunmaktadır. Henüz bilimce meçhul olan 6. duyu yeteneğine sahip olmamız mümkünmüdür.? Sık sık şöyle dendiğini işitiriz: telepatiye inaniyorum yada telepatiye inanmıyorum. Ama gerçeğin inanca ihtiyacı varmı? Konuya bu tarzda yaklaşma bilimsel değildi konuları bilimsel olarak değerlendirmemiz gerekir. Moskova Sibirya arası telepati denemesi T-modeli Ford araba gibi eskidi artık.Engeller aşıldı, ilk örnek gerçekleştirildi; o zamandan beri gerçek çalışma başladı ilk önce bilim çevreleri Sovyetler Birliği'nde onaylı bir telepat ın varlığını açıkça ifade ettiler.Telepati tecrübeleri sırasında Nikolayev'in beyninde ne olmuştu? Dr.Pavlova, E.G. Üzerindeki kayıtları çok önemli bir toplantı yaparak şöyle özetledi:telepatik intikalin başlamasından sonra, bir ile beş saniye arasında beliren beyin faaliyetinde bir artış tespit ettik. Beş saniyelik hadiseyi, Nikolayev telepatik bir tebliğ alacağından haberdar olmadan önce tespit ettik. Öncelikle beyinin Frontal ve Median bölgelerinde ( hareket ve mantık fonsiyonları) sipesifik olmayan genel bir faaliyet espit edildi. Şayet, Nikolayev tebliği şuurlu olarak almak üzere olsaydı, beyin faaliyeti sürratle sipesifikleşirdi ve beyinin arka ve yüzeysel bölgelerine yayılırdı. Spesifik çizgi, nakil işinin sona ermesinden sonra, bir süre eğriler üzerinde görünür halde kaldı.Telepati beyinde sanki spesifik (özel) bir yönde hareket ediyor. Ansefal içinde telepatinin cezahür ettiği noktanın tam mevkii, Sovyet araştırmacılarına göre nakledilen tebliğ in mayetine bağlıdır.Moskova'da Kamensky, bir keresinde boş bir sigara paketine konsantre oluyor. Karl Nikolayev Leningrad'da : sigaraya benzer şeyler; kutu bu, içi boş, yüzeyi soğuk değil. Kartondan... diye not ediyor. Sigara kutusu imajını şuurlu olarak almadan önce, Karl'ın beyin faaliyeti normal olarak görme bölgesi olan art-kafa bölgesinde lokalize olmuş gibidir. Dikkate değer olay Kamensky, telepatik olarak bir dizi gürültü ve ıslık gibi sesleri naklettiği zaman, Nikolayev'in beyin faaliyeti normal olarak işitme ile ilgili bulunan şakak ( temporale) bölgesinde tezahür ediyordu.Dr.Pavlova, E.E.G. Üzerinde yaptığı derin araştırmalar sonucu şaşırtıcı gözlemler elde etti.Alıcı telepat için dinlenme halinde bulunmak son derece önemlidir insan metot olarak, iradesi ile hiç hareket etmeden ve düşünmeden zihnini uzun zaman boş tutamaz. Fakat Sovyetler ısrarla: telepati sırasında deneylerde başarıya ulaşmak için gerekli olan meditasyon halini geliştirebilirsiniz demektedirler.Şimdi A.B.D. 'de yaşayan, Prag'lı hayati-kimyacı, Dr. Milan Ryzl'de Sovyetler'in D.D.İ. maddimi,yoksa ruhsalmıdır? Sorusuna bir çözüm getirmiyor. Bu metod, telepatiyi ortaya çıkaran sebebin tabiatı hakkında hiç bir şey vermiyor. Sadece alıcı süjenin fizyolojisini aydınlatıyor. E:E:G Sovyetler'de D.D.İ.'yi ifade eden biyoenformasyon terimini daha anlaşılır hale getirmektedir.D.D.İ.'ye E.E.G.'nin uygulanması yeni ufuklar açtı. Sovyetler'in dediği gibi;Bilim, insan beyninde bazı paternleri yapay olarak meydana getirmeye ve böylece bir kiseyi çok emin bir telepatik alıcı haline sokmaya niçin muvaffak olmasın? Belki bir gün radyo alıcısı imal eder gibi medyom imal ederiz.Doğu ülkelerinde sık sık işitilen bir temayı Sovyetler tekrarlayıp duruyorlar: Pisişik kudreti, mümkün olan en geniş şekilde kullanabiliriz. Şüphesiz paranormal melekeler bir gün şahsiyetle bütünleşecek ve ondan hakiki bir altıncı duyu olarak istifade edilecektir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2012 Mors Kodlarının Telepatik Alınış - Verilişi 1967 Mart'ında, Moskova'dan Leningrad'a kodlu bir mesaj gönderildi. Alıcı Nikolayev, verici Kamensky idi. Kamensky, bütün gücüyle Nikolayev'e vurduğu tahayyül etmeye çalışıyordu. Nikolayev'de suratına, bacaklarına vurulduğunu, yere fırlatıldığını telepatik olarak görüyordu. Bu tahayyüli maç, bu kırk beş saniye süren uzun raund, mors kodunun uzun çizgisini temsil ediyordu. Onbeş saniyelik kısa raundlar ise kısa çizgileri... Kamensky, yumruklaşma yoluyla nakletmeye çalıştığı kelimeyi böylece bilimiyordu.Ona sadece raundların sıralanışını gösteren bir liste veriliyordu. Leningrad'da ise, Dr. Pavlova ve Sergeyev, Nikolayev'in kafasına kontrol cihazlarının uçlarını bağlıyorlardı. Nikolayev telepatik uyaranları almaya başlıyor E.E.G. Her alışın uzunluğunu, kısaları ve uzunları kaydediyordu. Nikolayev kendise gelen emanasyonun bilincine sahip olarak, her psişik hücumun süresini de not ediyordu. Nakledilen kelime 7 mors işaretinden meydana geliyordu ilk deneyde, Nikolayev, intikal eden her sinyalin uzunluğunu hesap ederek, kendine gösderilen 7 mors işaretini doğru olarak alıyordu. Işaretler çözülünce, Kamensky'nin Moskova'dan Leninggrad'a gönderdiği beyinden beyine nakledilen MIG kelimesinin alındığı anlaşıldı. Bu kelime 'an' demekti ve anlık bir mükalemeyi temsil ediyordu.Bir başka deneyde Kamensky, Leningrand'da bulunan 2 laboratuar arasında, bir kelimeye nakletmek için için uzunlu kısalı ses dizilerini telepatik olarak göndermek için konsatre oldu. Bu kod kelime 7 mors işareti ihtiva ediyordu ve onlardan her biri 7 defa nakil oluyordu. dr. Pavlova'ya göre Nikolayev ilk önce 7 işaretten beşini aldı. Ikinci defa 6 sını aldı konbine sonuçlar 'İRA' kelimesini çözümlemeye izin veriyordu. Sonra diğer iki kelime de telepatik yolla yerine ulaştı. Bu sistem, D.Dean'ın tahayyül ettiği usülün isimlere uygulanmasına ihtiva ediyor. Dr. Kajinski ve Dr. Durov Arasındaki Telepati Deneyi Dr. Bernard Kajinski Sovyet parapsikoloji öncülerinden elektronik mühendisidir. O bir zamanlar Durow ekibiyle birlikteydi. Kajinski, parapisişik araştırıcı rolünde iken, yeteneklerinden dolayı genellikle, Jules Verne ile kıyaslanan yazar Alexandr Belayev'in Dünyanın Efendisi isimli kurgu-bilim romanın gizli kahramanı olmuştu. Roman, iyi ile kötünün mücadelesini anlatan kozmik bir destan nitelğindeydi. Iki kahraman, Dr kajinski (kaschinski) ve Dugov (Durov), telepati sırrını sıkı sıkıya saklayan, neredeyse dünyaya hakim olucak olan kötü kişiyi şaşırtır, sustururlar. Amerikalıların deniz ve uzay araştırmalarıyla ilgili tasavvurları Jules Verne'den beslenirken, Sovyet gençleride insanın ruhunun derinliklerine doğru yolculuğu hayal ediyorlardı. Radyobiyolojik Haberleşmeler isimli kitabında Kajinski, Durov ile ilk karşılaşmasını şöyle anlatır. 1919'da, Durov'un tanıttığı D.D.İ.'in mevcut olduğu bende denemek istiyordum. Ona; telepatik bir tebliğ alınırken nasıl bir intibah edinildiğini öğrenmek ve D.D.İ.'in fizik-maddi etkisini anlamak istiyorum dedim.O çok kolay dedi, şuraya oturun ve hiç kıpırdamayın. Bana arkasını döndü ve bir kağıda çabucak birşeyler yazdı. Kağıdı masaya bıraktı, ama okumasına imkan yoktu, elleriyle örtüyordu.Amormal hiç bir şey hissetmedim, fakat bilinç dışı olarak sağ elimle kulağımın arkasına dokundum. Kolumu henüz indirmiştim ki, Durov deminki kağıdı gösterdi: kulağının arkasını kaşı yazıyordu.Nasıl yaptınız bunu diye sordum.Kulağınızın arkasına kaşıntı olduğunu hayal ettim ve kaşımak için sağ elinizi kaldırmak üzere olduğunuzu düşündüm. Ya siz ne hissettiniz?Şüphesiz fikir intikalinin farkında olmadım. Sadece kulak arkamı kaşımak ihtiyacını duydum. Nautilius Telepati Denemesi Esrarengiz bir yolcu 25 Temmuz 1959'da Atom denizaltısı Nautilius'a bindi. Denizaltı derhal hareker ederek daldı ve 16 gün süre ile Atlantik Okyanus'unun derinliklerinde yol aldı. Ismi bilinmeyen yolcu kendisini kabinesine hapsetti. Yalnızca yemeklerini götüren bir tayfa ve kaptan Anderson onu günde iki kez görebiliyordu. Bu ziyaretlerin her defasında yolcu kaptana bir kağıda sıralama ile çizmiş olduğu beş esrarengiz işareti veriyordu bunlar; 1 artı, 1 yıldız, 1 daire, 1 kare ve 3 dalgalı çizgiden ibaretti. Her defasında kaptan Anderson ve tanınmayan yolcu kağıda imzaları atıyorlar, kaptan bu kağıdı iki küçük kağıt ile birlikte bir zarfa koyarak kapatıyordu.Küçük kağıtların birinde: Tarih ve saat kaydedilmiştir diğerinde ise: çok gizli.tehlike anında ilk kurtarılacak kelimeleri yazılıydı. Denizaltı 10 Ağustos 1959 Pazartesi günü Croyton'a geldi. Muhafaza birliği eşliğinde bir makam arabası esrarengiz yolcuyu aldı ve en yakın askeri hava alanına getirdi.Uçak bir kaç saat sonra Maryland'daki Friendship şehrinin küçük hava alanına indi. Yolcuyu burada da bir araba bekliyordu. Arabanın yolcuyu getirdiği binanın kapısında şu levha asılırydı: Westinghouse Özel Araştırmalar Merkezi yetkili olmayanların girmesi yasaktır. Araba nöbetçinin önünde durdu ve yolcu Amerika Birleşik Devletleri Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü şube müdürü, yüzbaşı William Bowers'e haber verilmesini rica etti.Yüzbaşı Bowers onu bürosunda bekliyordu.Oturun teymen Johns dedi Bowers zarf yanınızdamı?Jones sessizce zarfı yüzbaşıya uzattı. Yüzbaşı kasaya doğru gitti onu açtı içinden Jones'un getirmiş olduğu mektuba benzer bir mektup aldı. Aradaki fark yüzbaşıdaki mektubun üzerindeki: Araştırma Merkezi X,Friendship,Maryland yazısıydı, ilk mektubun üzerinde ise: Nautilius Denizaltısı kelimeleri vardı.Yüzbaşı Bowers iki zarfıda açtı, her iki zarfın içlerinden birer küçük kapalı zarf daha çıktı; bunlarıda açtı. Iki adam sessizce aynı tarihli kağıtları yanyana koydular. Sonra bunları karşılaştırdılar. Aynı tarihli kağıtlardaki işaretlerin diziliş sırası p oranında birbirini tutuyordu.Şuanda tarihin bir dönüm noktasında bulunuyoruz diyordu yüzbaşı Bowers. Ilk defa her türlü aldatmaca ve hilekarlık olanağının kesinlikle mümkün olmadığı şartlar altında, pratik kullanımda yeterli ölçüde, herhangi bir aracı kullanmaksızın bir beyinden diğer bir beyine insan düşünceleri aktarılmıştır. Bu deneyi gerçekleştirenler teymen Jones bir deniz subayı ve tanınmayan Smith Durham, Kuzey Carolina Duke Üniversitesi öğrencisi. Deneyin yapıldığı 16 gün süresince Smith, kilitli olduğu odasında tüm gün boyunca hiç aksatmadan belirli saatlerde, iki defa olmak üzere otomatik Kart-karıştırıcı cihazının karşısına oturuyordu. Bu cihazın içinde bin adet kart karıştırılmaktadır. Bunlar bilinen oyun kartları değil, daha basit olan Zener kartlarıdır. Uzun bir zamandan beri parapsikolojik araştırmalarda kullanılan bu kartların hepsi aynı renktedir ve toplam olarak beş değişik işaret taşırlar: üç dalagalı çizgi,bir daire,bir artı,bir kare ve bir yıldız. Cihaz, günde iki defa belirli bir saatte ve birer dakika ara ile beş adet kart atmaktadır. Smith bakışlarını bu kart üzerine sabitleştirip, kendini zorlamadan bunun üzerine düşünüyordu. Aynı anda 2000 km. Uzaklıkta, Atlantik Okyanusu'nun yüzlerce metre derinliklerinde teymen Jones, Smith'nin hangi kartta konsantre olduğunu tahmin etmeyi deniyordu. Tahmin ettiği sonuçları kağıda yazıyor ve bunu Kaptan Anderson'a teslim ediyordu. Jones her on şeklin yedisini doğru bilmişti. Herhangi bir sahtekarlık olanıksızdı. En uzak ihtimal dalmış denizaltından Smith'in bulunduğu odayla bir bağlantıdır. Fakat radyo dalgaları da bir kaç yüz metrelik su tabakasına nüfuz edememektedir. Bu deney iki insan beyni arasında uzaktan bağlantı kurulabileceğinin, bilim tarihinde kesinlikle herhangi bir kulp takılamıyacak ilk kanıtıdır. Böylece parapsikolojinin çalışma alanı sonunda bilimsel safhaya girmiş oluyordu.Bu büyük keşif askeri kuvvetlerin baskısı altında olmuştur. Amerikan hükümeti gizli araştırmaları ile görevli, tanınmış Research and Development Corporation 1957'nin başında bu plan hakkında bir bilgiyi başkan Eisenhover'a vermişti. Uzun zamandan beri kendisinden faydalanmadığımız deniz altımızla, Kuzey Kutbu'nun altından geçerken bağlantı kurmak mümkün olabilir şeklindeki ifadeleri burada okumak mümkündü. Ve burada yepyeni araç ve imkanların denenmesi öneriliyordu.Başkan Eisenhover'nin danışman bilim adamlarının görüşleri ise, bu teklifin daha çok okült manüplasyonlar (deneme-yanılma) olduğunu yönünde idi. Sonunda Sputnik I'in Piep-piep sinyalleri tıpkı bir alarm sinyali gibi Dünya'nın üzerinde ötmeye başlayınca, Amerikalı Bilim Adamları da artık her yönde ve özellikle Sovyetler'in denemedikleri yönlerde araştırmalara girişmenin zamanının geldiğini anladılar ve böylece bu dileklerini açık bir mesaj şeklinde duyurdular 13 Temmuz 1958'de, Newyork Herald Tribune, Pazar baskısı, Amerikan askeri kuvvetlerinden, Ansel E. Talbert'in bir makalesini yayınladı. Bu makalede şunlar yazıyordu;Birleşik Devletlerde, bir insan beyninden yollanılan enerjinin binlerce km. Ötelerden bir diğer insan beyni tarafından algılanmasının mümkün olup olmayacağı açıklığa kavuşturulmalıdır... Burada son derece bilimsel bir deneye söz konusudur.Bu konuda geliştirelecek çalışmalar sonucu ilerde denizaltılar ve belkide uzay gemileri arasında yepyeni bağlantı olanakları doğacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kutluay37 Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2012 Telepati Hayal Ve Odaklanma İle İlgili Değilmi? Bu Arada Bu Siteye Yeni Geldimde Cadı Olucam İnsallah Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.