Jump to content

Andras Szkharosi Horvat


KATA

Önerilen Mesajlar

Hırs Üzerine

(Seçmeler) Çeviren : Özlem Yaşayanlar

 

Bizden uzak dur , kötü hırs!

Sen ki, sonsuz acıların kaynağı

Ve lanetlenmiş bahtsızlığı üzerimize getirensin.

Zaten çaresizken Tanrı'yı bizden uzaklaştıran

Ve zaferlerimizin şöhretini yok edensin.

 

Ağıza alınmayacak kötülükler getirdin üzerimize;

Putlara taptın ve her çeşit hileyi kullandın.

Cinayetlerinle ve aklı yoldan çıkaracak her türlü kötülükle,

Dibini kimsenin bulamadığı çuvallar ve sahte ağırlıklarla;

Sen gösterdin, tacirlere cehennem kapılarını.

 

Çok papaz aldattın sesinle ;

Sayende çok şey kazandı birçoğu.

Ve çok kilise korur seni duvarlarının arasında,

Birçok kırkılmış koyun bakılır kapılarının ardında ;

Ki , köledir öfkeli ruhlar orada.

 

Ne kadar çok yıktın ruhlarımızı sen ;

Doğruluğun efendisinden, İsa'dan uzaklaştırarak bizi !

Değersiz ve boş yeminlerle canlı tutarak umutlarımızı,

Yerin dibine gömdün bütün gerçekleri;

Ki , ektiğin bu kökler artık çok derinlerinde dünyanın.

 

Ne kazandın söylediğin yalanlarla?

Hilekâr bir havayla, umursamazlar hiç işlerini ;

Bütün bu sahte efendiler ve papazlar.

Biz güvenmesek de savunmalarına ,

Yine de atıp tutarlar ve yücelirler gerçeğin karşısında.

 

Ey hırs, sen kötü bir düşmansın !

Hep kederli, senin baştan çıkarttıkların ,

Gerçeğe yük ve yanlışa da yardımdır yaptıkların.

Üstelik de çok seversin dünya güzelliklerini seyretmeyi

Ve nasıl oluyorsa hiç ayrılamaz yetkinlik senden.

 

Hırs için aştınız karaları,

Bütün Yunanistan'a felâket getirdiniz

Ve Macaristan'ın üzerine saldınız utancı.

Buda'nın şehirleri Pagan ellerine düşene kadar,

Yağmalayarak savaştınız , hiç durmadan.

 

Başsız ve tek ayaklı yaptınız efendilerimizi,

Zarar ve utançla büyüttünüz onları ;

Sonra da , "İyi yürekli büyük efendi" oldular birdenbire.

Oysa , acımasız insanların başka bir adı vardı ;

Acımasız kurtlar, kuzuları Hıristiyanlaştırdı onların yerine.

 

Öfkeli ve fırtınalı bir deniz yaptınız bu dünyayı ,

Sizin yüzünüzden fısıldadı el altından ;

Yanlışlara ve yalana sürükleyerek onları.

Ağırdan alıp Tanrı'nın gerçeğini , yok saydınız iyiliği.

Ve mutsuzluğa götürdünüz tüm milletleri.

 

Yanlış yasalar yaptın, ey hırs!

Hiçbiri yoktu bunların ; sen yarattın ,

Yanlış işleri. Ve onların vergilerini buldun ,

Aşar vergisi ve ağır haraçlar topladın.

Şaraba el koydun ve emeğin hakkını vermedin.

 

Haksız yere kazanılmış ödüller verdin ;

Her yerde başka bir kavga görür olduk

Ve hep esirgedin iyiliğini.

Geldiğinden beri , hep yanlış yere çaldın çanları.

 

Ve akın akın gelen işçilerine, görünmedi o cezalar.

"Kader sözünün eri değildir" der incil ;

Zalim kanunları vardır onun.

Eziyet eder öksüzlere ve fakirlere daima

Ve av yapar kendine acıyla yas tutan dulları ;

Bu İşaya'nın mesajıdır kötülere.

 

Acı sarsın seni, ey hırs!

İşe yaramaz adamlar eşlik eder ancak sana.

Ve tüm dünya örtüyor üzerini ;

Ululaştırıyorlar seni , böylece zorbalaşıyorsun sen de.

Ancak , söylemedi deme ; bir gün seni de aldatacaklar.

 

Yaptığımız her işte parmağın var ;

Senin işlerin yüzünden kan ağlıyor köyler,

Sanat ve ticaret hep senin ellerinde.

Tüccarlar , esnaflar , yük arabacıları ,

Ayakkabıcılar ve değirmenciler ; ne asil bir tayfa.

 

Zavallı çiftçi,senin için didiniyor tüm gücüyle ;

Aç , susuz ve acıyla ağlayarak.

Boşuna terliyor , senin için çapa yapanlar uzun saatler boyu ;

En hızlı avcılar yanıyor, pişiyor

Ve susuz balıkçılar,donuyor yağmur altında.

 

Aldatmayla aldığın onca şaraba ne oldu ;

Peki,ekilen onca mısıra?

Sen , etrafını hep yoksullaştırdın ;

Şimdi ne olacak bu aldıkların?

Davut der ki: "Kendin için biriktirme asla"

 

Zavallı insanların özünü sömürdün

Ve hepsini solucanlara yedirdin ; boşuna çalışmış oldular.

Yükselen fiyatlann,sana kazanç sağlamasını bekledin ;

"Tohumları sakladığın için lanetlendin."

Diye yazar Salamon ; işine gelmese de.

 

Yaptıklarının hepsini anlatmam olanaksız ;

Kokuşmuş şarabınla herkesi küstürdün ,

Acı çektirip onlara , hayvanlarını öldürdün.

Yemeye zorladın kokmuş bir domuzu ,

Hasta ve ölmüş olan her şeyi üzerlerine attın.

 

Bütün acılar seni bulsun, ey hırs!

Utancın izlerini bir çırpıda silkeleyip atabilirsin ,

İyiliği hor görürsün.

Tanrı'nın kutsal sözleri , çocııkçadır sana göre ;

Ancak , bu inançsızlığın ,düşmanın olacaktır daima.

 

İyiliğe hiç yer yok yanında ;

Kimse , esenlik içinde yaşayamaz seninle.

İyi çalışanlar onurlandırılmaz hiçbir şekilde,

İyiliği öğretenler bile iyilik edemezler ;

Tek istediğin , katıksız açgözlülüktür senin.

 

Ancak ,Tanrı görecektir bu yalan ve yanlışlarını

Zalimliğin ağlatarak kapına getirdiği ;

Dulları , yetimleri , yastakileri ve fakirleri.

Sen bu alçaklıkla , beni lanetledin ;

Doğruyu söylediğimde , bana hiçlik verdin.

 

Uyanın cimriler , pineklemeyi bırakın artık!

Tanrıya dönün , Zacchaeus'un söylevini dinleyin!

Azizlerle konuşun , Paul'ün ne dediğine kulak verin!

Doldurmayın artık kulaklarınızı , altın ve gümüşle ;

Yoksa alamayacaksınız ,İsa'nın iyiliklerinden düşeni size.

 

Bin beş yüz elli beşte,

İsa'dan sonra doğdu,

Andras Horvat , burada Tallya'da büyüdü.

Hayattaki bütün cimrilere bir öğüt vermek için ;

Mutlu bir havayla , bu dizeleri yazdı.

 

Bu Dünyadaki Öğretiler

 

Eğer , aldatmadan uzak ve dinginse ruhu ,

Her zaman tehlikeyi haber vermelidir bir Hıristiyan ;

Kötülük düşünen her türlü düşmana karşı.

 

Efendimiz İsa , bizi gözetsin

Ve Peter bizimle olsun , bütün yalınlığıyla ;

Çünkü , şeytan çok çalışıyor , bizi kandırmak için.

 

Biz Hıristiyanlar çok kolay aldatıldık ,

Aldıklarımız aptallaştırdı her birimizi ;

İncil'i bırakıp, başkaca her şeye inandık.

 

Düşmanın bize verdiği zararı anlatmazsak ,

Asla düşünmez bizim Hıristiyanlar ;

Böylece düşman , güzel sözleriyle yanlış doktrinler öğretir.

 

Hep çok severler düşmanın büyüğünü.

Adını hiç bilemiyorum , ancak beli kuşaklıydı ; yemeği

İki eliyle yer ve tahta terlikler giyerdi.

 

Kat kat ve saçaklı elbiseleri vardı

Ve uzun saçlarını başına taç yapardı ; hem yazın hem de kışın.

Alçakgönüllü görünür ; ancak , kötü huylar taşırdı.

 

Mağaralarda yaşayan ve gece gündüz kükreyen ,

Aldatıcı bir oyunla selâmlardı başını

Ve zarar vermek için her şeye , hızla koşardı.

 

Gözleri yerde , emekleyerek çıkar mağarasından ,

Bir sahtekârlık düşünür hiç sesini çıkarmadan

Ve her neredeyse ardında, bir zarar kalırdı gerçekten.

 

Sesi öyle güzeldir ki , bir melek sanırsınız ;

Ama biraz beklerseniz , hainliğini gösterecektir.

Çabalarsanız , kurnazlığıyla nasıl yendiğini görürsünüz.

 

Uzaktan bakıldığında bir arı kovanı gibidir ;

Ancak yaklaştığınızda , yaşlı bir atmaca

Veya avını yakalamak üzere olan , bir kurt bile diyebilirsiniz.

 

Neyin doğru olduğunu bir çocuktan öğrenir.

Ve korkudan titreyen bir düşmanı görünce ,

Yardım etsin diye annesine koşar.

 

Büyütürken çocuğunuzu onunla korkutursunuz ,

O bilir , büyük düşmanınızı ;

Büyük zararları dokunur , ruhlara ve varlıklara.

 

Öyle olmadığını düşünüyorsan eğer , işte benim kanıtım :

Cüppe giyerler ve yalan söylerler

Ve İsa'yı bilmezler; bu kesin olarak böyledir.

 

Ölü bir vücudun üzerini örterler;

Bu eski ve yapışkan kukuletanın , ruha iyi geleceğini söylerler.

Eğer becerebiliyorsanız, bakın bu kutsal aptalların aldatıcılığına.

 

Yuvarlak şişelerle esenlik getirirler ;

Yanlış vaazlarıyla aydınlatırken ,

Hıristiyanlardan güven beklerler.

 

İsa'yla huzur buluruz ;

Böyle , eski kukuletayla değil.

Yalvarırırn , yok olsun bu çılgın düşünceler !

 

Uyarımı dikkate alın , bu kilisenin zavallı insanları!

Böyle bir dindarlıkla aldatılıyorsunuz siz ;

Düşmanınızdır , sizin arkadaş gibi gördüğünüz insan.

 

Öfkeyle soluyor artık bu dünyanın azizleri ;

Aptallık körleştiriyor , gerçek kalıcı değil.

Ve hiç utanmadan , İsa'ya dil uzatıyorlar.

 

Meclislerini yolluyorlar , tutanaklar için ;

Kilise binalarına bakıyorlar , eğer bulabilirlerse

Ve kuş kafeslerinde geziniyorlar , yere düşe düşe.

 

Bir deveyi yutuyorlar ve güçleniyorlar ,

Kiliselerin önünden geçiyorlar ;

Hazinelerine bakarak ve terkederek ruhlarını ölüme.

 

Aptallar asla utanmıyorlar ,

Sarhoşluktan , adını bile anmıyorlar

Ve aldatanlar kamçılanmıyor asla.

 

Ulu Tanrım , sen yargıla onları ;çünkü kör onlar.

İzin verme kutsal evliliklerine ;

Ki, hovarda şehvet düşkünlerini bulunca sevinirler.

 

Kutsal ve gerçek olan evliliği istemiyorlar.

Acı verecekse onlara , seyretmekle yetiniyorlar ;

Daha kolay bir hayat için ise , gemiyle geliyorlar.

 

Siz Hıristiyanlar , bütün dünya biliyor aptallıklarınızı ;

Günah işlerken , hep kör ve hep vefasızdırlar ,

Yolda bile gidemezler , yanlışları yüzünden.

 

Bembeyazdır çiçeklerin burçakları ,

Ancak ezilince , gece gibi simsiyah tohumlar çıkar içinden ;

Yani ,dindardır keşişler , iyi ve dürüst.

 

Ulu İsa , lütfen izin ver izlememize seni ,

Buyurduğu gibi iyi babamız , Tanrı'mızın ;

Arkadaşımızın hatırı için , bizi oğlu olmaya layık gören.

 

Yalan söyleyenlere inanmayalım biz.

Aldırma efendimiz İsa , onun ağzından duyduklarına ;

Çünkü , aldatmayacaktır gerçeği.

 

Önceden keşiş olan bir papaz şöyle yazmıştır ;

Yadsıyarak aptallığını , fırlattı başlığını

Ve yemin etti , asla kandırmamak için.

 

Avuntu Şarkısı

 

Kutsandı İsa'nın ordusu , dinsin artık korkularınız ;

Kimse incitemez artık , kötülük veya nefretiyle.

Dünyanın korkunç öfkesi suçlasa da , eziyet de etse ,

Bırakmayacak efendimiz İsa sizi utanç içinde.

 

Soylu bir ulussunuz siz , ancak küçük ;

Yine de seviyor hepinizi , sevgili babamız , Tanrı.

Ve kutsadığı oğluyla , kutsanıyorsunuz siz ;

Ki , elbette alacaksınız onun zaferinden payınızı.

 

Artık gerçekten inanıyorsanız İsa'ya ,

Yeni zenginlikler kazanacaktır ruhunuz , Tanrıdan.

Ve inanarak içerseniz İsa'nın kanını ,

Geçecektir sonsuza dek susuzluğunuz.

 

Belki , şeytan yutmak isteyecektir ruhunuzu

Ve gücünün zirvesinde öfkeden titreyecektir.

Kovalayacaktır sizi , hançer ve silahla ,

Ancak , hiçbir şey yapamaz , güveniyorsanız İsa'ya.

 

En cesur dinsiz bile dokunamaz size ;

Ki , kalbiniz buz tutar , yüzünü görünce.

Ateşli saldırganlar kılıçtan geçirse de ,

Kaldıracaktır efendimiz İsa sizi.

 

Dikkatle bekleyecektir , korumak için İsa kilisesini ,

Tıpkı koyunlarını koruyan bir çoban gibi.

Eğer kulak verirseniz efendimizin dediklerine ,

Sonsuza dek koruyacaktır İsa , sizi.

 

Haydi , acele edin ; koşun , hızla gelen bu yardıma !

En kutsal sözlerinizle , artıyor inancımız.

Dolduruyor hayatlarımızı o kutsal ruh ,

Çünkü , ne yaparsak yüceltiyoruz hep.

 

Bütün sözlerin doğru ve söz verdiklerinse güzel

Herkes bilir zaferlerini ve şanını.

İzin verme , küçük ordunun büyük kayıplar vermesine;

Çünkü onlar için dayandın çarmıhtaki işkencelere.

 

Bakma ulu Tanrım , bu dünyaya , körleşmiş onlar;

İyiliğinin karşılığında kötülük yapıyorlar.

Güzel sözlerini lanetleyip , küfrediyorlar ;

Sen , efendimizin masum ölümüne bak.

 

Uzaklaştır, gözümüzün önünden tüm düşmanlarımızı;

Uzaklaştır nefreti , utancı ve haksızlığı.

Ve bırak , güzel adının önünde eğilmeyecek olan

Düşmanlara kalan utancı.

 

Kiliseler , hiç kimseye sonuna dek güven vermez ;

O güveni içinize yerleştirir , koruyucumuz ve arkadaşımız.

Adaletin ve gerçeklerin , besler ruhumuzu ;

Kutsanmış yaraların ise , avutur bizi.

 

Kabul et dualarımızı ! Ey , göklerin yüce Tanrı'sı ;

Alçakgönüllülükle inandığımız üç kişinin , bir'de birleştiği.

Acıyla ve korkuyla titretme bizi.

Ve izin verme , umutsuzluk içinde ölmemize.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...