Cadılığın 13 Prensibi ve Açıklaması-Yorumu - Güncel

Yazıda bahsedilen cadılık potansiyeli enerjisini nasıl açığa çıkarabiliriz bilgilendirir misiniz ?

Cadılığa girmeden önce düzenli olarak meditasyon yaparak, spiritüel anlamda "Ben hangi yola aidim" diyerek... Önce herkeste o potansiyelin olduğunu ve sizin bu yolda bu potansiyeli harekete geçirmeniz gerektiğini farketmelisiniz. Fark etmelisiniz derken 5 dakka düşünüp karar verin demiyorum, ciddi anlamda kendinizi, hayatınızı ve çevrenizdeki insanları gözlemleyerek bu "fark etme" eylemi yapılır. Fark etmek, potansiyeli ortaya çıkarmanın ilk yoludur, ikincisi ise bunun ne olduğuna dair bilgi edinmek için bol bol araştırma yapmak, kitap okumak ve bilgi edinmektir. Üçüncü olan ise düzenli olarak meditasyonlar ve ön çalışmalarla kendi enerjinizi ve genel anlamda enerjilerin akışını deneyimlemektir.

Ellerine saglik sirius

Teşekkürler sirius..

Kardeşim sirius, katkılarının sayısı yadsınamaz, çok teşekkürler böyle bir konu açtığın için. Doors'a da İngilizce'den çevirisi ve verdiği bilgiler için tekrar teşekkürler... Konuya şuradan bakılabilir: http://www.gnoxis.com/wiccaligin-13-prensibi-9852.html

11. prensibe rağmen (bu prensiplerle bağlı görmüyorum kendimi) şunu söylemek isterim ki, bu konuyla ilgili aslında vikan (yani wiccan, paganizm içinde yer alan vika (wicca) dinine mensup kişi) ile cadı kavramlarının iç içe girmesi sorun oluşturuyor. İşin kötü tarafı bu kavramı Council de karıştırmış (gibi veya cadı kavramını neopaganizm içinde cadı vikanlar için kullanmış olabilirler, yine de uygun olmamış). Hem "Wicca (Vika) İnancının Esasları (Prensipleri)" diye prensipler yayınlıyorlar hem de prensipler içinde cadı kavramını kullanılıyor. Her cadı vikan olmak zorunda değildir; ancak her vikan cadıdır ve bu sebeple başlık Vikalık İnancının Prensipleri dedikten sonra bize cadılardan bahsederek vikan olan cadıları kastettiğini anlamamızı amaçlamış olabilirler. Yoksa cadılar bu prensipleri kabul etmek zorunda olmadığı gibi mesela üç katı yasasına da inanmayabilir. O yüzden, Council prensiplerde de "cadı" değil, "vikan" tabirini kullanmalı ve bu başlıkta da bu prensiplere cadılığın prensipleri değil, vikalığın prensipleri demek daha doğru olurdu.

Ayrıca, bu Council 1978 yılından sonra dağılmıştır. Ancak yine de kendi içinde bile dağılıp anlaşamayan bir Council için başarılı bir prensip çalışması olmuş.

Vikalık için bu prensiplerin kabul edilebilir olduğunu düşünsem de vikan olmayan pagan ve/veya cadıların bu prensiplerle bağlı olmayacağı çok açık. (Kim bir pagan ya da cadı için sınırlı bir prensip manzumesi belirleme hakkını kendinde görebilir ki!) Ancak elbette ki isteyen cadı ve/veya pagan da bu prensiplere bağlı kalabilir.

Yine de çelişkili gördüğüm bu mülahazalara rağmen bu konularda temel oluşturmak isteyenler için güzel bir başlangıç olmuş bu yazı.

Ayrıca 12. prensibin açıklamasıyla ilgili şunu demek isterim; mutlak şeytan kavramını kabul etmeyiz, zira şeytan diye bir şeyin varlığına inanmayız. Yani paganlar (ki vikanlar da pagandır) şeytanın varlığını kabul etmez. Çünkü şeytan insanın aklını ayartır, kötü şeyler yaptırır, vs. Halbuki her insan kendi iradesiyle yaptıklarından sorumludur. Sorumluluğu şeytan diye bir varlığa atmayız. Kişi her neye sebep oluyorsa kendisi buna sebep oluyordur. Şeytan diye bir şey yoktur.

Paganlar olarak satanizmi kabul etmediğimiz gibi spiritüel satanizm gibi inançların da paganizm öğelerinden çalıntı olduğunu ve bunun paganizme hakaret olduğunu düşünürüz. Bu, toplum nezdinde de paganlara bakışı olumsuz etkilemekte, zira paganları satanist sanmaktadırlar. Pentagram, hexagram gibi sembolleri dezanformasyona uğratıp kullanmak, anlam muhtevasını değiştirmek paganizme zarar vermekte ve dediğim gibi bu kişiler pagan sanılıp bu işaretler esas amacıyla kullanıldığında ise bu kişiler satanist sanılmaktadır. Satan-şeytanın varlığını bile kabul etmezken paganizmin satanist inançlarla yanyana getirilmesi kadar ters bir durum olamaz. Ak ile karanın karıştırılması söz konusu olmaktadır.

10. prensibin açıklamasında değindiğin konuyla ilgili de şunu demek isterim: Putperestlik diye tabir edilen şeyin yanlış anlaşıldığı açıktır. Putperestlik diye tabir edilen inançları paganizm içinde düşünmek yanlış olmamakla birlikte putperestlik diye tabir edilen inançların inandığı şeyin maddesel olduğunu düşünmek yanlıştır. Hiçbir insan maddesel bir şeye "inanmaz". Hiçbir insan maddesel ve hareketsiz bir şeyin, bu şeyin bizatihi kendisine tanrı-tanrıça demez. Böyle bir şeyin olabileceğini düşünmek insana hakarettir. Hiçbir aklı yerinde kişi salt taşa heykele resme tapmaz, tapamaz. Tapılan şey o heykelin, resmin simgelediği, sembolize ettiği tanrı-tanrıçadır. Yani o şey sadece bir semboldür. Hiçbir zaman bizatihi o şeye tapma söz konusu olmamıştır. "Kafirler meyveden kendilerine tanrı yaptılar, bir de onu yolda yediler, bu nasıl bir tanrı ki insanlar tanrılarını yiyebiliyorlar, işte putperestler böyle insanlardı" benzeri anlatımlar o insanların aklına bir hakarettir. O insanlar da bilmiyor mu bir muzun, ananasın, kivinin, hurmanın vs bir tanrıyı oluşturmayacağını? Orada meydana getirilen şey sadece bir semboldür, simgedir. Bu sebeple putperestlik denilen şeyi doğru anlamak gerekir. Bu yüzden paganizm, yanlış tarif edilse de putperestliği kapsamaktadır. Putperestlik denilen dinler pagan inançlardır. Paganizmde tanrı tanrıça sembolleri, heykelleri vardır. Elbette ki açıkladığım üzere bu taşın heykelin kendisine tapılmaz. Akletmek gerekir, körü körüne bir şeye düşünmeden inanmamak gerekir, ki böyle çarpıtmalara kanmayalım.

Eline sağlık

Merhaba.Bunu YouTube kanalımda okumak isterim.Saygılarla...

Merhaba.Bunu YouTube kanalımda okumak isterim.Saygılarla...

Merhaba, lütfen okumayınız. İlgilenen arkadaşları buraya yönlendirebilirsiniz. Eğer youtubea düşmesini isteseydim kendim orada yayınlardım. Çok net bir şekilde "populeriteye" hizmet eden alanlarda paylaşılmasını istemiyorum.

Verdiğim emek "gnoxis" içindir.

Ayrıca izin vermeme sebeplerimden biri de "özgün" olmayı teşvik etmek istememdir. Eğer bu yola katkı yapmak istiyorsanız kendiniz özgün içerikler yaratın lütfen. Yani bir taş da siz koyun bu yola.

Aydınlatıcı bir yazı olmuş.Teşekkürler.