sirius Oluşturma zamanı: Şubat 16, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 16, 2012 Cadılık Kan Bağıyla Geçer Mi? Direk bir cevap vermek gerekirse, kan bağı bu konuda bir unsur olmasının yanı sıra hayır; Cadı olmak için illa kan bağına ihtiyacınız yoktur. Bu konuyu incelerken iki önemli konu üzerinde durmak gerekir. Birincisi genetik yani kan bağı… Doğrusunu söylemek gerekirse, Genelde bu tür yetenekler ve bilhassa bu konulara olan ilgi geçmişteki atalardan öte gelebiliyor, en azından bu konularla ilgili araştırdığım bütün cadıların, büyücüleirn, kehanet yeteneği olan kişilerin atalarında muhakkak ilgili bir iki kişi bulunuyor... Eğer sizde araştırırsanız, sizde muhakkak bir şekilde büyüyle, hiç olmadı bu tür ruhsal yöntemlerle ilgilenen (bir şifacı, ermiş vs..) birine denk gelebilirsiniz. İlla bu kişinin basmakalıp bir cadı motifi olması gerekmiyor =) Bir şifacı, bir derviş (kültürümüzde daha çoktur), kehanet yeteneği güçlü bir kişide olabilir. Yani bir şekilde genetik bir miras oluyor ilgili kişilerde, bu neredeyse kaçınılmaz bir durum. Ve çok "sık" rastlanılan bir durumdur. O yüzden bizlerin illa cadılık kanı diye bir tutturmamız yok. Öyle filmlerdeki gibi fantastik bir olgu da yok =) Bir anda ortaya çıkan güçler vs. de söz konusu değil. Geçmişinde çok güçlü kimseler de olsa, paşa paşa disiplinli bir şekilde (sistematik olarak) büyü pratiği yapmak zorundasınız potansiyelinizi yükseltmek için . Yani benim ninem cadıydı oyum buyum büyücüydü diyip büyü pratiği, meditasyon ve düzenli çalışmalar yapmayan bir cadı arpa boyu kadar yol alamaz. Ancak düşünce gücüyle ve inancıyla yaptığı bir iki basit çalışmayla kendini tatmin eder. Daha üst seviyelerdeki büyülerde muvaffak olamaz. =) O yüzden cadı pratik ve disiplinli-sistamtik bir yoldur. Eskiden beri bizim geleneğimizde ciddi bir eğitim vardır. Eğer bir eğitmen yoksa eğitmenimiz kendimiz, eski ölmüş bilgelerin eserleri ve en önemlisi doğanın kendisidir. Ama her cadı bu yolda kendini eğitmek zorundadır. İkinci önemli fenomen reenkarnelerdir. Genelde cadıların farklı reenkarnasyonları olsa da geçmiş yaşamlarda yine cadı, simyacı ya da büyücü gibi vasıflarla yaşadığını çok rahat tespit ettik. Haliyle cadılık ve büyü disiplini tek bir yaşama sığdırılamayacak kadar gelişmiştir ve birçok yaşamı barındırır. İşte bu yüzden istediğimiz kadar doğalım, farklı gayelerimiz olsa da bir şekilde cadılıkla ilişik oluyoruz. Yine de ruhsal konularda yetileri olan bir atanın olmadığını farz etsek dahi, biz büyü gücünü doğanın bir unsuru olarak kabul ederiz. Cadılık dediğimiz yol zaten doğanın kendidir ve doğadır. Büyü doğanın her zerresindedir, öyleyse her insana doğa bu sanatı sunmuştur, sadece sanatı kullanmayı öğrenmek gerekir. Doğa bu konuda oldukça bonkördür ve tanrı ile tanrıçanın yolunda yürüyenler, geçmişlerinden destek alamasalar bile doğadan destek alırlar, o konuda da hiçbir sıkıntı yoktur. Ve böyle bir kişi en az atası olan kadar güçlü bir duruma gelebilir. Sadece biraz daha fazla çalışması gerekir. O yüzden çok rahat bir şekilde “cadılık kesinlikle atadan geçer” demeyiz, bu yanlıştır. Atanızda varsa bunun önemli bir getirisi olsa da, cadılık tamamen bir hayat felsefesi ve yoldur. Bu yolun seçimini de hatırlasanızda hatırlamasanız da siz yaparsınız. Bazı kişiler kendilerinin ari bir ırk olduğunu iddia edebilirler. Ama unutmayın; Kendisinin üstün- ari ırk olduğunu iddia eden bir cadı, cadı olmaktan çok kibre düşmüş bir kişidir diyebilirim. sirius Not; Özellikle bu konuyu yazma gereği duydum çünkü bu oldukça sorulan bir soru. Nedense internet ortamında sanki cadılık sadece tek bir soydan gelen bir bağmış gibi lanse ediliyor. Bu gerçekle alakası olmayan bilginin, vampir günlükleri gibi dizilerden çıktığını tahmin ediyorum =)) Ama hakikat böyle değil.... Birileri tabi ki hala özel bir soydan geliyoruz diye kendi egosunu tatmin etme yolunu seçebilir lakin cadılık bir yol ve yaşam felsefesidir. Sadece cadıların değil, spiritüel konuyla ilgilenen herkesin geçmiş atalarında muhakkak bu konularla alakalı kişiler çıkıyor, manevi olana ilgi atalardan gelen bir genetik miras lakin yolunuzu "ruhunuz" seçiyor ve ruh genetik unsurun-ataların ötesinde bir kavramdır. Atalar sadece şimdiki yaşamanızı tekamülünüzü ilgilendirir, başka bir yaşamda başka bir aileye ve soy bağına doğarsanız (reenkarnasyonla.) Bu bilgiyi unutmayın.... Şifa yöntemlerinden biliyoruz ki sadece bu tür şeyler değil, derin travmalar da atalarınızdan size geçebiliyor. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Yararlı olmuş not da konudan uzun olmuş kökenimize baktığımızda aslında Çok yatkınız . Özellikle anadoluda daha dejenere olmamış yerlerde hala şaman izlerine rastlamak mümkün . Bu konuyu gittiğim yerlerde Çok araştırdım . Şifacı nene den ebeye nasıl yol katettiğini gördüm . Evet söylediğin gibi cadılık bir aitlik durumu değil . Bu konuda şanslı bir ırk olduğumuz aşikar . Tekrar teşekkürler konu için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AmenrA Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Gardnerian: Çağdaş Cadılığın babası olarak söz edilen Gerald Gardner tarafından kurulmuştur.Gardnerci cadılık,katı bir şekilde Gerald Gardner’in kendi yazdığı Gölgeler Kitabı’na dayandırılır.O’nun rituellerine bağlı kalınır. Alexandrian: Alex ve Maxine Sanders tarafından kurulmuştur.Gardnerian ‘lara göre daha ılımlı ve esnektir. Miras: Aileden gelip,kuşaktan kuşağa aktarılan cadılıktır. Geleneksel: Geleneksel cadılar,cadılığı içgüdüsel olarak uygulayanlardır.Genellikle cadılığı daha keşfetmeden,maji uygular ve yönergeleri öğrenirler. Hedgewitch: Çalışmaları tamamen toprak ve doğaya dayanan cadılardır.Hemen hemen sadece,otlar ve bitkilerle çalışırlar. Cadılar bu geleneklere bağlı kalarak Münzeviler ya da Cadılar Meclisi denen gruplar halinde çalışırlar. Cadılar Meclisi,belirli aralıklarla buluşan ve birlikte çalışan bir cadı grubudur.Cadı Meclisi 13 kişiden oluşmak zorunda değildir.Ama 3 ‘ten fazla kişi barındırmalıdır. Kendi başına çalışan cadıya , Münzevi Cadı denir. Aynı cinsiyette bile olsa,birlikte çalışan iki cadının ilişkisine de Ortaklık denir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lair_of_Lizbeth Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 16, 2012 Ailesinde üfürükçü hoca, falcı,şifacı olan belki vardır; ama cadı olan birilerinin olması düşük bir ihtimal hele de Türkiye de. O yüzden kan bağınız yoksa da üzülmeyin; çünkü kan bağı olan kişi de çok nadirdir. Şansınız eşit gibi duruyor bu bakımdan. Biz kan bağı konusunda talihsiz olsak da; bizden sonraki nesiller çok daha şanslı olacak bu konuda. Hele de şifacılık konusunda çok şanslı olacaklar. Çünkü çok fazla şifacı var ortada. Onların da çocukları olacak birgün elbet. Cadılık konusunda gene fazla bir artış olacağını sanmıyorum. Bu konulara ilgi pek olmuyor. Yüzde 10 luk bir artış olabilir. Cadıların efsanevi büyüleriyse yine beyaz perdeden izleneceğe benzer. Çünkü o tarz bilgileri bulabileceğiniz kaynaklar da nadiren vardır. Onlarda elimize geçmiyor. Bence cadılığın ilgi göremesinin nedeni; bilgiye ulaşabilme eksikliğidir. Bundan yıllar evvel bende wicca ya ilgi duymuştum. Ama pek fazla ilerleyecek bilgi bulamayınca, başka konulara yöneldim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Cadılık kelimesini ne kadar da daraltmişsiniz . Eski anadoluda şimdiki ebeler kimlerdi ? Yada ocaklılar caziler ? Kavramlar kültüre göre farklılıklar göstersede anlam değişmiyor . Cadıdan anladığıniz sadece zehirli elma veren yaşlı çirkin kadın imajı değil ise Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 anadolu kültüründe şaman şifacılar çok yaygın zaten..paganizmde var olan cadılık kelimesinin anadoluda karşılığı bunlardır...nevermore teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 ilginçtir ama sadece anadoluda değil hemen hemen her kültürde cadıları ebeler olarak görüyoruz. Özellikle avrupadaki küçük köylerde ve pek tabiki de anadoluda yaşayan ebeler, sadece bebeği doğurmakla değil onlar doğarken onları kutsamakla da görevliydi. Düşün bebekleride, yine ebe şifalı karışımlar yapmak için kullanırdı. O yüzden nevermore'a katılıyorum. Zaten yazıda da belirttim bizim soy dediğimiz şey basmakalıp bir cadı motifi değil... Mesela şamanlara verilen bir diğer ad cadı doktorlardır. Çünkü şamanlar hem cadıdırlar hem de şifacı... ocaklı ve şerbetlileri bir kenara atalım, anadolu da kasabanın biraz dışında yaşayan şifacı kadınlara rastlarız, bunlar genelde yalnız yaşayan tiplerdir ve bitkilere hakimdirler. Veya cinleri olan kam analar hala daha kültürümüzde vardır. İKinci olarka kaynak aslında bol ama sadece kendini bu yola adayanlara ve kutsallığın farkında olan cadılara...Kaynağımız kitaplar değil sadece.. İşte cadılığı bu kadar gizli kılanda bu. Gelenek her daim ağızdan ağıza aktarılmış ve bilgilerimiz halk arasındaki "batıl inançlara" gizlenmiş durumda. Ulaşmayan bilgileri ise doğadan edinmeyi ve bu bilinçten almayı çok iyi biliyoruz. Bu yolda size efsane gelenler, bizim elimizde tüm detayıyla olan bilgeliklerdir Kaldı ki, bu bilgiler hiçbir zaman unutulmadı sadece göremeye izni olmayan gözlerden saklandı, hatta eskimedi, her daim bu yolda olanlar bu bilgileri devam ettirdi ve devam ettiriyoruz.... =)) Ama bu noktada sessizlik en büyük erdem. Kutsal bilgileri paylaşmaya iznimiz yok, sadece yeni başlayanlara yol gösterecek temel bilgileri veriyoruz. Burada cadılıkla ilgili aktarılan bilgiler sadece %1lik bir kısım diyebilirim.... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lair_of_Lizbeth Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 @nevermore Ebeler, ocakçılar,caziler hiç duymadım. Aynen evet; zehirli elma yiyen,yeşil çirkin kadınlar. Hatta süpürgeleri de var; cadılar bayramında uçuyorlar. Bende cadığı evde kalırım diye bıraktımdı zaten. Malum yeşil kambur kadını kim alsın yani. Oz büyücüsü de komşum olurdu zaten. Evet, cadıdan anladığım tamda sandığınız şeydi.Bildiniz. (ciddi ciddi cevap yazmıştım.Sildim.Beklediğiniz cevap budur). Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezar bekcisi Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 babanem çok kızdığında bir deftere yazılar yazardı sonra onu göremediğim bir yere saklardı. daha sonrada dakikalarca birşeyler fısıldayıp dururdu. bunu yaptığı günün akşamı mutlaka kötü bir haber alırdık. sonra birgün defteri okuma fırsatı buldum. defterin her sayfasına sinirlendiği kişinin adını yazıyomuş. bide bazılarında o kişiye ait ufak bişiler olurdu. neden sinirlendiğini anlatan ufak bi paragrafdan sonra basında gelmesini istediği şeyi tüm sayfa boyunca yazıyomuş. hatırladıklarım ve bildiklerime göre çoğu tutmuş... ve bunu yaptıkdan sonraki gün mutlaka oruç tutardı. sizce bu bi büyümü? asıl sorumsa babanemin bu şeytani ruh hali bana geçmiş olabilir mi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Bu kadar trip yapacağınızı bilsem yorum yapmazdım neyse sirius arkadaşım demek istediğime tercüman olmuş. Ocakli diye tabir edilen ninem bir kız doğurmuş . Babanem yıllarca köyde ebelık yapmış köy halkı efsun ebe diye lakap takmış eee bende malum uğraşıyorum ucundan bu işlerle . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 babanem çok kızdığında bir deftere yazılar yazardı sonra onu göremediğim bir yere saklardı. daha sonrada dakikalarca birşeyler fısıldayıp dururdu. bunu yaptığı günün akşamı mutlaka kötü bir haber alırdık. sonra birgün defteri okuma fırsatı buldum. defterin her sayfasına sinirlendiği kişinin adını yazıyomuş. bide bazılarında o kişiye ait ufak bişiler olurdu. neden sinirlendiğini anlatan ufak bi paragrafdan sonra basında gelmesini istediği şeyi tüm sayfa boyunca yazıyomuş. hatırladıklarım ve bildiklerime göre çoğu tutmuş... ve bunu yaptıkdan sonraki gün mutlaka oruç tutardı. sizce bu bi büyümü? asıl sorumsa babanemin bu şeytani ruh hali bana geçmiş olabilir mi? şeytani ruh hali demek pek doğru olmaz. Öfke çok güçlü bir enerjidir ve majikal yeteneği olan insanların öfkeyle yaptığı en basit büyü pratikleri bile (yazmayı bırak zihnen canlandırmalar dahi), inanılmaz büyük zararlar verebilir. Hatta bu benim ilk sınavım oldu bu yolda... Enerjinin kontrolünü bilmediğim lise yıllarının ilk zamanlarında (hazırlık ve lise 1) kendi ailem ve çok sevdiğim arkadaşlarıma bile öfkem yüzünden çok büyük zararlar vermişliğim vardı. Böyle zamanlarda içgüdüsel olarak tüm öfkemi karşıdaki kişiye yöneltebilyor ve inanılmaz bir konsantrasyona sahip olabiliyordum. (kaldı ki kolay öfkelenen bir insan değilim. Lakin boğa özellikleri var, kızınca fena kızıyorum ) Sonra aileme ve çok değer verdiğim insanlara olan zararı da fark edince -ki bunlardan birkacı ölümcül diyebileceğim kadar kritik zararlardı ve hala benim için çok büyük sınavlardır- ilk işim öfkemi dizginlemek oldu. (İkinci işim bu enerjiyi kontrol etmeyi öğrenmekti..) Haliyle yazmak enerjiyi farkında olmadan o kişiye yönlendirmeye yeter. Bu yüzden ninenin yaptığı tamamıyla içgüdüsel bir eylem olma ihtimali yüksek. Muhtemelen kendini rahatlatma yöntemi olarak bunu keşfetmiş olabilir, sonra da bilinçli olarak kullanmaya çabalamış olması muhtemel.... Daha profesyonel veya bu konuda bilgili olsaydı emin ol o deftere yazmak yerine daha komplike ritüellerle bunları gerçekleştirebilirdi =) Sana geçip geçmediği konusunda net birşey söylemek pek doğru olmaz. Bunu senin keşfetmen gerekiyor. Ama dedğim gibi geçip geçmemesi önemli değil. Senin ilgilenip kendini geliştirmen önemli. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezar bekcisi Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 teşekkür ederim o zaman her ihtimale karşı kontrol yollarını öğrenmem iyi olacak tekrar çok teşekkür ederim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
umbraetalpha Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2012 güzel bi paylaşım olmuş teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark blue Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2014 hımm konunun üstünden baya bir zaman geçmiş ama yazsam sorun olmaz diye düşünüyorum. benim iki dedemin de ailesinde bu işlerle uğraşanlar varmış. dedem hala anlatır ( ama çoğunlukla bana anlatır ) çok uzaklarda oturan kişileri iyileştirebiliyormuş. ve bir tane de defteri mi kitabımı ne varmış. onda ne yazıyor bilmiyorum. ama yaşadığı yerden gidip 7 yıl birinin yanında kalmış ve bir şeyler öğrenmiş. eskiden hayvanları dağlara bırakırlarmış ama aç çakallar kurtlar hayvanlara saldırırlarmış. bunun için çakalağzı diye bir şey yaparmış başkalarının hayvanlarına bir şeyler olurken onların hayvanları sağ salim gelirmiş. çoğu ciddi hastalıkları iyileştirebiliyormuş. aslında bn de hissedebiliyorum var bir şeyler bnde de... bir kaç bişiler de yaptım yapmadım değil ama bir cesaret işte.. lant olsun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Mesela benim annem. Rüyalarında gelecegi gorebiliyor diyebilir. Evlenmeden once elinde tv taşıyan bi adam gormus(yüzu gözükmüyo tabii tv'dn ötürü) yanında da bir kadin. Gördüğü kadın babannemmis. Babamin da evlendiklerinde ilk aldigi sey televizyon olmuş. Gezi parkı olayları başlamadan önce de denizin coştuğunu ölü balıkların kiyiya vurduğunu gormüş. Bir tanıdığımız var, iyi rüya yorumlayan, ülke çapında kargaşa olacağını söylemiş. Dah çok örnek var. Tablodan çıkıp odada dönüp geri tabloya giren ışıklar mı dersin ooo neler neler Tabii hic bi zaman direk bana anlatmdi bunlari.hep baskalarina anltirken duyduklarim:mad: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moterda Olisya Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Miras cadılığın kaldığını sanmıyorum yine de teşekkürler sirius Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Near N Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 bu zamanda bile kanında büyücü geni taşıyan var mı?varsa bile büyü yapıyorlar mı? yapıncada oluyor mu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
komuro Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2015 Miras cadılığın kaldığını sanmıyorum yine de teşekkürler sirius Kan yoluyla aldığınız yetenekler ister istemez vardır bunun zaman ile ilgisi yok sadece günümüzde yetenekler körelmiş bilgiler kısıtlanmış şekilde. sela benim annem. Rüyalarında gelecegi gorebiliyor diyebilir. Evlenmeden once elinde tv taşıyan bi adam gormus(yüzu gözükmüyo tabii tv'dn ötürü) yanında da bir kadin. Gördüğü kadın babannemmis. Babamin da evlendiklerinde ilk aldigi sey televizyon olmuş. Gezi parkı olayları başlamadan önce de denizin coştuğunu ölü balıkların kiyiya vurduğunu gormüş. Bir tanıdığımız var, iyi rüya yorumlayan, ülke çapında kargaşa olacağını söylemiş. Dah çok örnek var. Tablodan çıkıp odada dönüp geri tabloya giren ışıklar mı dersin ooo neler neler Tabii hic bi zaman direk bana anlatmdi bunlari.hep baskalarina anltirken duyduklarim O halde sizin ailede bu yetenek birinde daha vardır elbet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2015 O halde sizin ailede bu yetenek birinde daha vardır elbet belki de annemin annesinde olabilir. hiç tanımıyorum kendisini. annem küçükken dedemle ayrılmışlar, annem de görüşmüyor, ölü gibi onun için. buyüzden bilemeyeceğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CoderBY Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2015 Eski sevgilim annesi cadı olduğunu söylerdi kendiside hristiyan bir süre sonra satanist oldu başka bi arkadaşımda ise aynı durum ama bu tarafsızlığını belirledi kan bağıyla geçmesede büyük ölçüde etkiliyor Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2015 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2015 Eski sevgilim annesi cadı olduğunu söylerdi kendiside hristiyan bir süre sonra satanist oldu başka bi arkadaşımda ise aynı durum ama bu tarafsızlığını belirledi kan bağıyla geçmesede büyük ölçüde etkiliyor Tuğçe Kazaz'la bir akrabalığı var mı acaba.... Arkadaşlar cadılık kan bağıyla geçmez yenileyeyim. Çünkü cadılık genetik bir olgu değildir, cadılık bir pratikler ve hatta inançlar bütünüdür. Pagansanız ve büyüsel yolda ilerlemek istiyorsanız cadılık pratikleriye yürürsünüz veya yürümezsiniz. Genetik olarak aktarılan şey, ruhsallığa karşı olan ilgi, bazı yetenekler ve abartırsak inanma eğilimi olabilir sadece. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2015 Kan yoluyla geçen tek şey kişinin genetik potansiyeli ve eğilimleridir . Kan bağıyla bilmemne olmayı biraz ırkçı ve oldukça da atavist buluyorum . Atavizm ( Atalara tapınma kültüdür ) Ki kişisel gelişimin önünde önemli bir engel olabiliyor çoğunlukla . Yeniliklere karşı kapalı olmanızı istemem .. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Iori Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2016 Ailemde bu işlerle uğraşan çok insan varmış. Ben de zamanla öğrendim. Şifacılar, rüya yorumlayanlar, havasçılar vs. Kan bağı sadece diğer insanlardan daha fazla meraklı ve ilgili olmayı sağlıyor sanırım. Belki potansiyel olarak da ortalama bir insandan daha yüksek olabilirsiniz. Ama zaten belirtildiği üzere ailede bu işlerle uğraşan biri olsun olmasın herkes sıfırdan başlıyor. Bazı konularda çok yavaş ilerlerken bazı konularda beklediğimden çok hızlı bir gelişme kaydettim. Tabi ki çok iyi oldum demeye çalışmıyorum daha yolun çok başındayım edindiğim bilginin ve yaptığım çalışmaların ötesinde sonuçlar aldığımı belirtmek istedim. Ancak bu potansiyel de çalışmakla ortaya çıkıyor. Örneğin cadılıkla direk olarak ilgisi olmasa da çocukken kabus gördüğümde lucid rüya aracılığıyla bilinçli olarak rüyanın gidişatını değiştirebiliyorken (ki böyle bir şeyin varlığından bile haberdar değildim uzun zaman sonra ne yaptığımı öğrendim) şuan lucid yapamıyorum çünkü üzerine hiç çalışma yapmadım. Yine çocukluğumdan bu yana doğayla içiçe olmaktan, piknik yapmaktan inanılmaz keyif alırım ve kapalı alanlar her zaman beni boğar. Klostrofobiden ziyade özellikle kış aylarında eve kapanıp kaldığımda melankolik bir ruh haline girerim ki benim hiç adetim değildir genelde hep mutluyumdur. Sürekli kendimi dışarı atmak isterim, açık havayı çok severim. Belki bunlar size çok tanıdık gelmiştir. Çünkü bu da zaten doğayla olan bağımızdan geliyor. Bu konularda bilgisine güvendiğim biri bunun içimizdeki cadıyla ilgili olduğunu söylemişti. Reenkarnasyonla ilgili konuda da yüksek benliğimizin rol oynadığını düşünüyorum. Her ne kadar geçmiş yaşantılarımıza ait bilgilere belli çalışmalar yapmadan erişemesek de yüksek benliğimiz bizi yine cadılıkla ilgili çalışmalar yapmaya çekiyor. Konunun açılmasının üzerinden baya zaman geçmiş ama ben de biraz kendi deneyimlerimden yola çıkarak düşüncelerimi paylaşmak istedim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2016 Her ne kadar geçmiş yaşantılarımıza ait bilgilere belli çalışmalar yapmadan erişemesek de yüksek benliğimiz bizi yine cadılıkla ilgili çalışmalar yapmaya çekiyor. Konunun açılmasının üzerinden baya zaman geçmiş ama ben de biraz kendi deneyimlerimden yola çıkarak düşüncelerimi paylaşmak istedim. Aslında belirli ruhsal çalışmalara gerek duymadan da , astroloji yolu ile de görebiliyorsunuz bunu . Doğumdan önceki güneş tutulması ve ay tutulması haritaları ile ana rahmine düştüğün andaki haritan . Ve oradaki konfigürasyonların doğum haritası ile olan bağlantıları bu konuda çok önemli bilgiler veriyor . Geçmiş yaşam çalışmaları kişiler için travma boyutunda tehlikeler yaratabiliyor bazen , buna kendinizi hazır hissetmiyorsanız eğer astrolojinin yaklaşımı ile bakış açınızı daha perspektif hale getirebilirsiniz . . Birde çok da üzerinde durmanız gerekmiyor yahu ?. Niye zekiyim diye sormak yerine , zihninizin tadını çıkarın ve geliştirmeye bakın . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Iori Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2016 Çalışmalardan kastım sadece ritüeller değil ki astroloji dışında da hatta yardımcı birçok teknikten bahsedildiğini duydum ama pek bilgim yok. Benim demek istediğim belki istisnalar vardır ama hemen hepimiz geçmiş hayatlarımızı bilmeden bu yola girdik. Eğer daha önceki yaşantılarımızda da cadıysak biz bilmiyorsak bile bu bilgi yüksek benliğimizde mevcuttur. O bizi zaten bu konulara sevk ediyor. Zaten ben de geçmiş yaşantılarım üzerine hiç çalışma yapmadım şimdiye kadar. Daha ileriki dönemlerde yapmayı düşünüyorum ama henüz kendimi altyapı olarak yeterli hissetmiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.