Meditasyon ve Önyargılar

Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bazı şeyleri açıklığa kavuşturmaktır. Hepimizin bildiği gibi meditasyon diyince, aklımızda hemen Budist, Hindu kavramları oluşuyor. Tütsüler, Mumlar, Mantralar, Muntralar, Turuncu bir kıyafet ve kafasında saç olmayan bir insan figürü..

Ve daha neler neler. Meditasyon öyle bir lanse edildiki, artık bir felsefe haline dönüştü. Hatta büyük bir kitle meditasyonun bir din olduğunu düşünüyor. Peki gerçek nedir? Meditasyon din midir? felsefe midir? yoksa sadece bir teknik midir?

Gerçek şuki; meditasyon gerçektende kimi yerlerde bir din, felsefe olmuşdur. Ve meditasyon, köken olarak uzak doğu öğretisidir. Ama uzak doğuluların icat etmiş olduğu birşey değildir, doğrusu icat edilmemiş hep var olan bir öğreti, tekniktir.

Daha önceki yazımda da dediğim gibi meditasyon; Düşüncelerin durduğu, farkındalık halidir. Peki bu kadar basit ifade edilebilen, karmaşık olmayan, işleyiş olarak sade ve temiz olan bir olgu nasıl olurda, din haline getirilir? Tabikide gözünü para ve saygınlık bürümüş insan oğlu sayesinde (:

Şöyle düşünelim; biraz meditasyon yapan insan, hemen değişimi fark edecektir. Bunu bilen insan, hemen meditasyon merkezi açıyor ve insanları buraya akın akın çekiyor. Ve büyük bir servet kazanıyor. Veya bunu din haline getiren insan, çeşitli bağışlar altında yine büyük bir servet elde ediyor. Tütsüler, Mumlar, Meditasyon Sandalyesi, Özel Dinsel Eğitimler vs. gibi araç-gereçlere ödenen ücretlerde cabası.

Peki paradanda öte gelen olgu olan Saygınlık ise işin apayrı bir boyutudur herhalde. Bunu din haline getirmiş bir insan, tabiri doğru ise ilahi bir yer ediniyor halkın gözünde ve bu adamın tek bir sözü ile savaşlar çıkabiliyor. Bunun tarihde bir çok örneği de vardır.

Sizin yapmanız gereken şey çok basit. Tabiki bu meditasyonun bu tür yanlarınıda okuyun ama aldanmayın. Siz düşüncelerinizi durdurabilir hale geldikden sonra; yürürken, yemek yerken, oyun oynarken, spor yaparkende meditasyon yapabilir olacaksınız. Bu kadar basit herşey (:

Sevgilerle..

Kendi yazımdır.