Jump to content

tarot sezgilerle mi bağlantılı


nakreb

Önerilen Mesajlar

Bu düşünsel karışıklıktan bir kaç bakış açısı ile olaya bakarak rahatlıkla kurtulabilirsin.

 

- Mesela kulaklarımız 60 Hz ve 15 kHz frekans aralığındaki titreşimleri ses olarak algılıyor. Gözlerimiz de 430 tera-Hertz (700nm-kırmızı) ve 750 teraHertz (400nm-mor) frekans aralığındaki titreşimleri renkler olarak algılıyor (parantez içindeki dalga boyudur).

 

Bu frekans aralıklarının arasındaki titreşimleri ise Radyo Dalgaları ve Mikrodalgalar dediğimiz titreşimler oluşturuyor. Neden radyo alıcısı ve vericileri kullanıyoruz? Neden mikrodalga fırınlarımız var? Neden UV filtreleyici güneş kremleri var?

 

- İmajinasyon sağolsun kafamızdan istediğimiz görüntüyü hayal edebiliyoruz. Ama neden resim yapıyoruz? Resim yaparken istediğimiz her yeri veya her şeyi boyayabiliriz neden Tuval kullanıyoruz?

 

- Biraz vokal eğitimi aldıktan sonra ağzımızı, ciğerlerimizi, gırtlağımızı ve ses çıkarmak için doğrudan ve dolaylı etki eden bütün organlarımızı kullanmayı öğrenebiliyoruz, ki şarkı söylememiz için eğitime aslında hiç gerek yok, içinden gelir söylersin. Ama neden gitar, davul, trompet, timpani, bağlama, vibraphone, synthesizer, maracas, didgeridoo veya piyano gibi sayısız enstrümanlar var?

 

- Bir tel ses çıkarmaya yetiyor, neden gitarın altı teli var... Neden sadece klasik naylon telli gitarın sesi yükseltmek için gelenekle beraber tasarımı oturmuş nispeten kalın içi boş bir gövdesi var? Klasik gitar tek başına bile müzik yapmak için yeterli bir enstrümanken neden elektro gitar, amplifikatör ve efekt pedalları gibi şeyler var? Bazı enstrümanlar neden metalden yapılırken bazıları neden ahşaptan yapılıyor?

 

Hoparlörler de Mikrofonlar da aynı Faraday kanunlarına göre işliyorlar ve bir nebze benzer yapıda üretiliyorlar, neden mikrofon yerine hoparlör kullanmıyoruz?

 

- Kafadan matematiksel hesaplar yapabiliyoruz neden kağıt-kalem veya hesap makinesi kullanıyoruz?

 

- Neden öğretmenler var?

 

- Işık kirliliğinin olmadığı veya az olduğu yerlerde Yıldızları gözümüzle gayet rahatlıkla görebiliyoruz neden teleskop kullanıyoruz, hatta abartıp uzaya bile gönderdik bir kaç tane. Hatta kızılötesi ışınım bile kullanıyorlar. Mikroorganizmaları incelemek için neden teleskop değilde mikroskop kullanıyoruz, ikisinin ana unsuru mercekler.

 

- Yeterince Yürüyerek veya Yüzerek neredeyse dünyadaki her yere gidebiliriz... Neden gemiler, uçaklar, arabalar, bisikletler, helikopterler var?

 

- Herkesin başından bir takım olaylar geçiyor... Neden roman okuyoruz veya film izliyoruz?

 

- Neden Müzik dinliyoruz?

 

Bu kadar soruyu kendine bir çırpıda soran bir çok kişi için hayat bir anda anlamsız gözükmeye başlayacaktır... Bu kesinlikle doğal bir tepkidir. Zaten Tarot'ta bulunan bir kart olan 0. The Fool (Aptal) kartının bir amacı hayatın bu anlamsızlığını açıklamaktır. Neden bir varoluş var, neden yaşıyoruz, neden öyle oldu, neden, neden, neden?

 

Mesela IX. Hermit (Keşiş) kartı da 0. The Fool kartının yolda ilerlemiş halidir... Amacını sorgular, sorulara bir anlam arar... VIII. Justice (Adalet) kartındaki kadın da aslına bakarsanız eğer 0. The Fool'un sevgilisidir (Eğer The Fool erilse). Şimdi bütün bunlar nasıl böyle oldu... VI. The Lovers (Aşıklar) kartı ne güne duruyor. Ben XI. The Strength kartında da kadın ile aslan arasında bir Aşk görüyorum aslında. Ama bütün bunlar konumuzun ötesinde. Önemli soru şu, neden bu The Fool kartı sıfır olarak numaralandırılmış...

 

Neden Tarot saymaya sıfırdan başlıyor... Biz saymaya her zaman birden başlarız halbuki?? Neden, neden, neden?

 

Eğer fal bakmak, geleceği görmek falan istiyorsan zaten illede Tarota gerek yok. Hele sezgilerin yeterince kuvvetliyse Kahve, Remil, Buğday, Kumalak, Bakla, Zar, Domino falları, fal bakmak için Tarottan daha yeğdir bana göre. Neden diye sorulursa cevabım, Tarot bir faldan fazladır ama bu konu da bu başlığın menzilinin dışındadır.

 

Tarot Basit midir? Zerafet ölçüsünde basittir. Ama bu zerafeti anlamak için kafayı yercesine olayların karışması gerekir. Keza bir tarot destesindeki herhangi bir kartta bulunan herhangi bir çizgi, şekil veya rengin herbirinin bir anlamı vardır... Bütün bu çizgiler, renkler veya şekiller; dolayısıyla bu anlamlar yaşayan bir yapı oluştururlar. Bir şeyin yaşabilmesi için elde etmesi gereken ilk özellik her bir basit öğenin birleşip karmaşık ve bireysel bir yapı oluşturması gerekir. Birey ise bir ölçüde basittir, başka bir ölçüde karmaşıktır. Yaşayan herşey kutsaldır. İlkel, modern, basit veya karmaşık farketmez. Bedenlenmiş veya bedenlenmemiş farketmez. Cisimleşme sadece titreşimlerin bir araya gelecek kadar yavaşlamasıdır. vs. vs.

 

Ve önemli olan sadece birey değil. Bir birey sadece yaşadığı için nesnelerle veya başka bireyler ile etkileşime ve iletişime girer. Kurumlar oluşur... Bireyler birleşir Aileyi oluşturur... Birey-Aile-Birinci Derece Akrabalık-İkinci Derece Akrabalık-Komşuluk-Sokak-Mahalle-Semt-İlçe-İl-Bölge-Ülke-Komşu Ülkeler-Kıta-Gezegen-Güneş Sistemi-Galaktik Sektör-Galaksi-Galaksi Sistemi-Gözlemlenebilir Evren-Evren

 

Yukarıda sorduğumuz sorulara dönelim... Bütün bu icatların, uygulamaların, işlerin nedeni insanın herhangi bir yerinde bulunan bir çeşit eksiklik veya bir çeşit sınırlandırmadan kaynaklanmakta. Zaten icatların aksiyom niteliğinde en önemli özelliği her icadın bir gereklilikten doğmasıdır. Dekoratif nesnelerin bile ortamı güzelleştirmek, bir hava katmak gibi soyut bir amacı vardır.

 

Daha da devam edebilirim ancak Varlıklar, Ruhlar, Cinler konusuna girmem gerekir...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu düşünsel karışıklıktan bir kaç bakış açısı ile olaya bakarak rahatlıkla kurtulabilirsin.

 

- Mesela kulaklarımız 60 Hz ve 15 kHz frekans aralığındaki titreşimleri ses olarak algılıyor. Gözlerimiz de 430 tera-Hertz (700nm-kırmızı) ve 750 teraHertz (400nm-mor) frekans aralığındaki titreşimleri renkler olarak algılıyor (parantez içindeki dalga boyudur).

 

Bu frekans aralıklarının arasındaki titreşimleri ise Radyo Dalgaları ve Mikrodalgalar dediğimiz titreşimler oluşturuyor. Neden radyo alıcısı ve vericileri kullanıyoruz? Neden mikrodalga fırınlarımız var? Neden UV filtreleyici güneş kremleri var?

 

- İmajinasyon sağolsun kafamızdan istediğimiz görüntüyü hayal edebiliyoruz. Ama neden resim yapıyoruz? Resim yaparken istediğimiz her yeri veya her şeyi boyayabiliriz neden Tuval kullanıyoruz?

 

- Biraz vokal eğitimi aldıktan sonra ağzımızı, ciğerlerimizi, gırtlağımızı ve ses çıkarmak için doğrudan ve dolaylı etki eden bütün organlarımızı kullanmayı öğrenebiliyoruz, ki şarkı söylememiz için eğitime aslında hiç gerek yok, içinden gelir söylersin. Ama neden gitar, davul, trompet, timpani, bağlama, vibraphone, synthesizer, maracas, didgeridoo veya piyano gibi sayısız enstrümanlar var?

 

- Bir tel ses çıkarmaya yetiyor, neden gitarın altı teli var... Neden sadece klasik naylon telli gitarın sesi yükseltmek için gelenekle beraber tasarımı oturmuş nispeten kalın içi boş bir gövdesi var? Klasik gitar tek başına bile müzik yapmak için yeterli bir enstrümanken neden elektro gitar, amplifikatör ve efekt pedalları gibi şeyler var? Bazı enstrümanlar neden metalden yapılırken bazıları neden ahşaptan yapılıyor?

 

Hoparlörler de Mikrofonlar da aynı Faraday kanunlarına göre işliyorlar ve bir nebze benzer yapıda üretiliyorlar, neden mikrofon yerine hoparlör kullanmıyoruz?

 

- Kafadan matematiksel hesaplar yapabiliyoruz neden kağıt-kalem veya hesap makinesi kullanıyoruz?

 

- Neden öğretmenler var?

 

- Işık kirliliğinin olmadığı veya az olduğu yerlerde Yıldızları gözümüzle gayet rahatlıkla görebiliyoruz neden teleskop kullanıyoruz, hatta abartıp uzaya bile gönderdik bir kaç tane. Hatta kızılötesi ışınım bile kullanıyorlar. Mikroorganizmaları incelemek için neden teleskop değilde mikroskop kullanıyoruz, ikisinin ana unsuru mercekler.

 

- Yeterince Yürüyerek veya Yüzerek neredeyse dünyadaki her yere gidebiliriz... Neden gemiler, uçaklar, arabalar, bisikletler, helikopterler var?

 

- Herkesin başından bir takım olaylar geçiyor... Neden roman okuyoruz veya film izliyoruz?

 

- Neden Müzik dinliyoruz?

 

Bu kadar soruyu kendine bir çırpıda soran bir çok kişi için hayat bir anda anlamsız gözükmeye başlayacaktır... Bu kesinlikle doğal bir tepkidir. Zaten Tarot'ta bulunan bir kart olan 0. The Fool (Aptal) kartının bir amacı hayatın bu anlamsızlığını açıklamaktır. Neden bir varoluş var, neden yaşıyoruz, neden öyle oldu, neden, neden, neden?

 

Mesela IX. Hermit (Keşiş) kartı da 0. The Fool kartının yolda ilerlemiş halidir... Amacını sorgular, sorulara bir anlam arar... VIII. Justice (Adalet) kartındaki kadın da aslına bakarsanız eğer 0. The Fool'un sevgilisidir (Eğer The Fool erilse). Şimdi bütün bunlar nasıl böyle oldu... VI. The Lovers (Aşıklar) kartı ne güne duruyor. Ben XI. The Strength kartında da kadın ile aslan arasında bir Aşk görüyorum aslında. Ama bütün bunlar konumuzun ötesinde. Önemli soru şu, neden bu The Fool kartı sıfır olarak numaralandırılmış...

 

Neden Tarot saymaya sıfırdan başlıyor... Biz saymaya her zaman birden başlarız halbuki?? Neden, neden, neden?

 

Eğer fal bakmak, geleceği görmek falan istiyorsan zaten illede Tarota gerek yok. Hele sezgilerin yeterince kuvvetliyse Kahve, Remil, Buğday, Kumalak, Bakla, Zar, Domino falları, fal bakmak için Tarottan daha yeğdir bana göre. Neden diye sorulursa cevabım, Tarot bir faldan fazladır ama bu konu da bu başlığın menzilinin dışındadır.

 

Tarot Basit midir? Zerafet ölçüsünde basittir. Ama bu zerafeti anlamak için kafayı yercesine olayların karışması gerekir. Keza bir tarot destesindeki herhangi bir kartta bulunan herhangi bir çizgi, şekil veya rengin herbirinin bir anlamı vardır... Bütün bu çizgiler, renkler veya şekiller; dolayısıyla bu anlamlar yaşayan bir yapı oluştururlar. Bir şeyin yaşabilmesi için elde etmesi gereken ilk özellik her bir basit öğenin birleşip karmaşık ve bireysel bir yapı oluşturması gerekir. Birey ise bir ölçüde basittir, başka bir ölçüde karmaşıktır. Yaşayan herşey kutsaldır. İlkel, modern, basit veya karmaşık farketmez. Bedenlenmiş veya bedenlenmemiş farketmez. Cisimleşme sadece titreşimlerin bir araya gelecek kadar yavaşlamasıdır. vs. vs.

 

Ve önemli olan sadece birey değil. Bir birey sadece yaşadığı için nesnelerle veya başka bireyler ile etkileşime ve iletişime girer. Kurumlar oluşur... Bireyler birleşir Aileyi oluşturur... Birey-Aile-Birinci Derece Akrabalık-İkinci Derece Akrabalık-Komşuluk-Sokak-Mahalle-Semt-İlçe-İl-Bölge-Ülke-Komşu Ülkeler-Kıta-Gezegen-Güneş Sistemi-Galaktik Sektör-Galaksi-Galaksi Sistemi-Gözlemlenebilir Evren-Evren

 

Yukarıda sorduğumuz sorulara dönelim... Bütün bu icatların, uygulamaların, işlerin nedeni insanın herhangi bir yerinde bulunan bir çeşit eksiklik veya bir çeşit sınırlandırmadan kaynaklanmakta. Zaten icatların aksiyom niteliğinde en önemli özelliği her icadın bir gereklilikten doğmasıdır. Dekoratif nesnelerin bile ortamı güzelleştirmek, bir hava katmak gibi soyut bir amacı vardır.

 

Daha da devam edebilirim ancak Varlıklar, Ruhlar, Cinler konusuna girmem gerekir...

 

çok teşekkürler güzel bakış açısı emeğine sağlık kardeşim

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tarot sezgilerle bakılıyor ama madem sezgilerimiz güçlü neden tarota ihtiyaç duyuluyor tarot bu durumda sadece basit kartlardan mı ibarettir:blink: (bu arada bende tarot bakıyorum ama bu bahsettiğim olay gerçekten düşündürüyo adamı)

 

Aslında bu soruyu sorman Kehanet ve Tarot'un doğasını a) düpedüz anlamadığına veya b) anlamıyor numarası yaptığına veya c) kuşkucu bir damarının olduğuna işaret ediyor. Ama ben bundan önce başka bir şeyden bahsedeceğim.

 

Küçük Prens'i okudun mu bilmem. Okuduysan tekrar oku, ve okurken kitaptaki Gül temasını özellikle incele. Bir çok şeye anlam ithaf eden kişinin bizzat kendisidir. En basitinden kendi kartlarının bu soruyu soramayacağın kadar anlamlı olması gerek senin için. Yani arada bir bağdan bahsediyorum. Ama sadece kuşkuculuğundan soruyorsan ben burada genel olarak Tarot'un neden var olduğundan, basit kartlardan farkından kuşkunu gidermeye yetecek kadar bahsedebilirim. Ama herşeyden önce belirtilmesi gereken bir şey var...

 

İnanmıyorsan, inanca bağlı bir şeyin meyvesinden tadamazsın. Yani kuşkuculuğunu bir şekilde gidermeden Tarot sana peçesini açmaz. Kendini teslim etmen gerekir. Eğer şimdiye kadar bu Teslimiyet duygusunu yaşamadan bu soruyu soruyorsan bütün Okkült çalışmalarına ara ver, hayatını tepeden tırnağa gözden geçir.

 

Tabi bir sonuç almadan, sorularına cevap verilmeden kuşkuculuğunu nasıl inanca çevirebilirsin, kendini nasıl bilinmeyene teslim edebilirsin. Kuşkulanmak tamamen doğal, özellikle hayatın bilinmeyen kısımları söz konusu olduğunda. Ki Okkült'ün kelime anlamı da doğası da tamamen bunun üzerine kurulu. Üstüne üstlük Okkült öyle paylaşabileceğin bir olgu da değil, tamamen kişiseldir, sana özgüdür. Bu durumda başkalarının fikirleri bile aslında gayet mantıklı ve tatminkarken, seni tamamen kendi yolundan çıkarabilir. Bir yığın çelişki. Bütün bunların arasından kendi yolunu bulmak ise senin asıl derdin. Bu da ancak hem öğrenerek hem de yaşayarak olur. Özellikle söz konusu Okkültken dışarıdan gelen hiç bir bilgiyi işlemeden içeri almak, dünyanın en saçma şeyidir. Sırf bu zihniyetle raflar dolusu Okkült kitabı okuyup Okkült manada aslında hiç bir şey yaşamamış bilgi bankaları var. Bunun karşısında ise hiçbir şey bilmeyip, gaipten anlamsız sesler duyan, poltergeist üzerine poltergeist yaşayan tipler. Önemli olan şey ölçü ve senin ölçünü ancak sen bilebilirsin. Tarot hem bir bilim, hem bir sanat. Eğer basit bir fal sanıyorsan, kahve falı hem fal bakmak hem de sosyalleşmek için daha yerinde bir araç.

 

Sadece sezgileri kullanırsan sanat kısmına yarım yamalak yönelmiş olursun, ve bilim kısmını boşlarsın. Bu durumda yaptığın iş hem eksik hem de dengesiz olur. Bu işin bilim kısmını bilmezsen zaten sanatını nasıl yararlı hale getireceğini kestiremezsin ve durum üzerindeki kontrolün ancak şansa kalır, bu renk körü bir ressama eş değer. Eğer sadece bilim kısmıyla uğraşıp sanatı boşlaması ise bir Avukatın Nükleer Fizik bilmesinden farksız.

 

Bu arada Tarot Kehaneti ile ilgili kendi görüşümü söyleyeyim. Bir kişinin fiziksel algı menzilinin dışında gelişen olaylardan haber alabilmesi için en bilindik iki yöntem; Durugörü gibi bir psişik yetenek ya da Bedensiz Varlıklar ile iletişime geçmek. Tarot ise en öz hallerinden birinde sembolik bir dildir ve biraz araştırırsan çok tutarlı bir dil olduğunu görürsün. Sırf bu özelliği bedensiz varlıkların kullanabileceği bir dil olması için yeterlidir. Yani aslında kartlar öte boyutlar (genel ama yanlış bir tabir olarak astral) ile aranda bir iletişim aracı görevi görüyor, her kart cisimsel halleri fiziksel dünyada olan bir yapı, kartlarda bulunan sembollerin hepsi ise öte boyutlarda bir yapı. Sezgilerin senin bu iletişimi kurma ve yönlendirme yeteneğinden başka bir şey değil.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...