nevermore Oluşturma zamanı: Şubat 22, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 22, 2012 Rüyalar insandaki değişik düzeylerden kaynaklanır. Rüya gören, bir gemiye benzetilebilir. Gemi, bir büyük makinadır. Bir gôvdesı, makina dairesi, uskur donanımı, pervaneleri vardır: Bazı donanımı tayfalarca kullanılır. Can yelekleri, sandallar gibi bazı şeyler de yolcularca ... Bazı donanımlar da başka donanımları harekete geçirmekte kullanılır; otomatik pilot, acil durum devreleri gibi... Beden DüzeyiBeden sürekli bir işleyiş içindedir. Bu işleyişin uyumlu olması için uykuya, dengeli bir beslenmeye, çalışmaya bakıma, cinsel yaşama, meditasyona ... ihtiyacı vardır. Bütün bunlar Cayce'in "fiziksel" dediği rüyaları doldurur. Beden kökenli bu rüyaIar bedenin kendi işleyişinden doğarlar. Aynı gemide bir işleyişin başka bir işleyişi harekete geçirmesi gibi... Bedenden kaynaklanan bu rüyalar anlamsızdır ve yoruma ihtiyaç göstermezler. Bu rüyaların bir türü de bedendeki aşırı kimyasal faaliyetlerden kaynaklanır.Bir alkoliğin hayalini körükleyen serapları, çok yorgun bir insanın fantazileri, çok yemiş bir insanın kabusları gibi... Bu türden bazı rüyalar da, bedenin yalnızca kendi işleyişinin yetmediği zamanda yapılan yardım çağrılan şeklinde görülür. Bilinçaltı Düzeyi Gemideki işlerin yürümesi için tayfalara ihtiyaç vardır. Bazen gelen emir karışır, tayfalar bunu çözümlemek zorundadırlar. Bazen de alışık olmadıkları yolcu ve yük alırlar. Zaman zaman da fırtına gibi olaylar karşısında şaşırıp yardım isterler. O zaman daha yüksek bir otoriteye başvururlar. Cayce bilinçaltını ve bilinçaltı güçlerini bir geminin tayfalarına benzetir. Bu güçler kendi işleyişleriyle ilgili sorunlar ya da kendi Duyular Üstü Algılamalarıyla (ESP) yakaladıkları bilgi ile temsil edilirler. Başka deyişle, bilinçaltı günlük sorunlarda çözümü kendi ESP gücünü kullanarak bulur, bilinmeyeni ortaya çıkaran bu ruhsal güçtür. Bu güçlerin dili, (bir denizcinin şivesine benzetilebilir), semboliktir. Rüya görenin bilinçaltı (gizli yapısı, alışkanlıkları, kompleksIeri, formüle edişleri) rüya görenin kendi özel belleğini) imajlarını, konuşma biçimini kullanır. (Buna ruh ya da gönül düzeyi diyebiliriz. Ç.N.)Bazen bilinçaltı tayfası gelecekteki beden işleyişi ile ilgili gelişimler için rüyalarla hazırlık yapabilir. Örneğin, düşük yapan bir kadını ileride sağlıklı bir doğum yapmaya hazırlayabilir. Rüyalar insanların yakınlarıyla da ilgili olabilir. Geminin birçok yolcu taşıdığı gibi, insanlar da başka insanları ruhlarında taşırlar. Bayan Frances eşinin babasının mezarı üstünde beş krizantem görmüştü. Cayce rüyayı şöyle yorumladı: "Beş hafta içinde eşiniz babasını rüyasında görecek, rüya yaşamına büyük sevinç getirecek." Gerçekten de beş hafta sonra bu gerçekleşti. Frances rüyasında çiçeklerle konuşmuştu. Burada bilinçaltı onu sesle konuşmaya ve rüyayı yorumlamaya zorlamıştı. Ne var ki kendi sesi onu uyandırdı. Bilinçaltı daha çok insiyatif sahibi olmak için kendıni eğitiyordu, böylece bu tecrübeleri ilgili olduğu insanlar için "ona yorum gücü" kazandıracaktı. Gene: bilinçaltı, ileride insanlardan gelebilecek olumsuz söz ve davranışları ESP radarından yakalayabilir, böylece insanı bu tatsız olaylara hazırlama fonksiyonunu da üstlenebilir . Bilinç Düzeyi Rüyaların çoğunda bilinçli karar ve eylemlere çağrı vardır. Durum tayfaların emirleri için kaptana başvurmalarına benzetilebilir. Rüya gören ve rüyalarını hatırlayabilenler, rüyalardan çok şeyler öğrenebilirler. Bilinçaltı gücüne bilinçli görüş ve davranış ekleyebilirler. Çünkü değişik bilinç düzeylerinde geçen, bazı tecrübeleri vizyon şeklinde görebilen insan, bu gerçeklerden ya da derslerden yararlanabilir. Bazen tayfalar kaptana başvurabilir. Cayce'in rüya yorumlarından ve bilgisinden büyülenen Frances, okült ve ruhsal konulara pek fazla dalmıştı. Herşeyi bir anda öğrenmek istiyordu. O ara şu rüyayı gördü. "Suya qiriyorum, su yükseldikçe içinde yürüdüğüm kanal gittikçe genişledi ve iki yöne ayrıldı. Birisi: "Olduğun yer üç buçuk metredir. Ne yapmayı düşünüyorsun şimdi?" diye sordu. " Yorum: Zihinsel güçleri (kendi kaptanı ya da bilinci) onu ruhsal gelişimin esaslarını öğrendiği sıra, ulaşamayacağı derinliklere itiyor ve 'şimdi içinden (bilinçaltı tarafından) ikaz ediliyordu. Eğer adım adım yürümesi için zaman bırakırsa, aklı sağlıklı bir biçimde genişleyecek, enerjisini kullanması için ona yeni yolları gösterecekti. Bu rüyada genişleyen bir kanal olarak görülmüştü. Ama eğer gelişimini kendi iradesiyle zorlarsa, üzerine yıkıcı güçleri davet edecekti. Kaptanda akıllıca bir rotanın haritası vardı. Bilinç kaptanının tayfaların alacakları yükü saptama gücü vardır. Bilinç son derece aktiftir. Bakımına verilen her şeyi eritir ve biçim verir. Düşünce iştir, düşünce eylemdir, bilinçaltını iter. (O halde buna gelişim halindeki akıl düzeyi de diyebiliriz. Ç.N.) Frances dedikodu ve briç partilerinin günün birçok saatini aldığı bir çevrede yaşıyordu: "Briç oynuyordum. Önümde traflı (sinek) kızı duruyordu. Gerçekti ve yaşıyordu. Korktum ve kocama doğru koştum .. " Burada bilincin yaşadığı, bilinçaltına depo edilmiştir. Ya da bilinç bir beden ve şekil alana kadar bilinçaltı güçlerine baskı yapmıştır. Rüyasında Frances'in tayfalarına yeni bir tip katılmış, kaptanın oyun oynadığı ve dedikodu yaptığı yerde bir canavar yaratmıştır. Üstün Bilinç Düzeyi Gemiyi yetkinlikle çalıştırabilmek için tayfaların geminin ötesinde bilgiye ihtiyaçları vardır. Bazılarını kendi imkanlarıyla elde edebilirler. Örneğin, yıldızlardan yönü, güneşten zamanı, geçen gemilerden haberleri öğrenebilirler. Bunu yapan bilinçaltının ESP gücüdür. Bilinçaltının dışındaki bir yardım kaynağı da üstün bilinçtir. Bu bilinç altının daha yüksek bir bölümüdür. Gemicilerin rehberliğe ihtiyacı olduğunda, bilgisayarla donanmış bir denizcilik kurumundan en son okyanus akıntıları, gel-git, hava durumu, yolcular, hatta uğrayacakları limanlardaki alış-veriş yerleri konusunda da bilgi alabilirler. İhtiyacına ve antrenmanına bağlı olarak insanın temas kurabileceği "Evrensel Güçler" vardır. Bu güçler büyük bilgiler sağlar ve rehberlik ederler. Onlar tanrısal Ben'in yaratıcı akıntılarıdır ki, insan ilişkilerinde, görülmeyen büyük akımlara benzetilebilirler .: Rüyalarımızda üstün bilincimiz aracılığıyla Evrensel güçlere ayarlanarak kendi yeteneğimizin çok Ötesine erişebiliriz. (Buna insanüstüyle ilişki kurabilen yanımız da diyebiliriz. Ç.N.) Can Düzeyi (Asıl Varlığımız) Kaptan bazen çiğneyebildiği emirler alır. , Ama o gemi sahibine karşı sorumludur. Bu sahip, en iyi ben ya da can denilen şey olmadan insanın tanımı eksik kalacaktır. İnsanın bilinçten ayrı olan bu bölümü insanın gerçek ideal ve sorumluluklarını temsil eder, bilinçaltının bir işlevi olan vicdanına kişilik ve çeşni verir. (Demek ki, Cayce'ye göre vicdan asıl varlığımızın kişilik ve renk verdiği ruhun bir işlevidir. Ne var ki can vicdanla sınırlı değildir. Bilince göre süresiz bir yapıdadır, çünkü günlük yaşamın kaptanı ölür, can ölmez. (Bu durumda buna aslımız ya da asıl varlığımız diyebiliriz. Ç.N.) Can, kaptan ve tayfalarının görevlerinin ne kadar süreceğini tesbit eder. Ceminin günlük işleyişini onlara bırakırken, onlar için uzun rotayı düzenler. Gemi sahibi rüyalar aracılığı ile kaptana uyarılar gönderir. Ne var köstekleri kaptanca engellenebilir, yaşam boyu süren seyahatinde karar ve eylemler (bu yüzden de büyümek ve olgunlaşmak) kaptana 'aittir. Gemi sahibi her gemiden sonra yeni gemiler alır (reenkarnasyon). Her gezi özel bir şekilde canı zenginleştirir, yaratıcılığını ortaya çıkarır. "Rüyalarda genellikle dıştan bir ses biçiminde duyulan üstün bilinç ya da canın tipik işlevi rüya görenin iç güçlerini uyandırmak ve hızlandırmaktır. " Rüyada Üç DüzeyBasite indirgenecek olursa, rüyada üç düzey vardır: Beden, akıl ve ruh düzeyi. Beden bilinçaltının ruhsal yardımıyla anlamlı rüyaları başlatabilir. Ya da yalnızca bedendeki kimyasal tepkimelerin sinir sistemine olan etkisi sonucu anlamsız rüyaları yaratabilir. Buna bazen yiyecekler, bazen endokrin bezinin aşırı faaliyetleri, bazen de sinir sistemindeki bozukluklar sebep olabilir. Ayrıca fizik bedene hayal yaratıcı maddeler alınabilir; rahatsızlık verici besinler, zehir, içki uyuşturucular gibi... Bu tür rüyalar.zihinsel ve ruhsal aktivitelerin başlattığı rüyalardan ayrı tutulmalıdır. Zihinsel karakterde rüyalar, öncelikle, bazen şekil değişip özü aynı kalan rüyalardır, bilinçli ilgi ve sorun haline getirilmiş konular sonucu ortaya çıkarlar. Bilinçli düşünce ve çabalar geceleyin yeniden sahnelendirildiğinde, bilinçli tecrübeyi yeni bir ışık altında ele alan bilinçaltından bir tepki almak amacını taşırlar. Başka türlü söylenirse, bilinçaltı kanalının ESP bilgisine başvururlar. Bazı rüyaları yaratan şey, bir soruna merak ve ilgi gösteren derin düşünce ve araştırma içindeki varlığın aklıdır. Bunlar genellikle semboliktirler, her biri varlığın zihinsel gelişim aşamalarını gösterir. Öteki zihinsel rüyalarda insiyatif daha çok bilinçaltındadır (ruhdadır). Bunlar iç radarda, henüz bilinçli tecrübeye girmeyen olayların ikazı ya da alarmı biçiminde görünürler.Edgar Cayce Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.