Jump to content

Deniz Gezmiş


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

87.jpg

 

1965'den sonra Türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 24 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini Sivas'da, liseyi İstanbul'da okudu. Gezmiş, henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965'de Türkiye İşçi Partisi (TİP)'nin Üsküdar ilçesine üye oldu. İlk kez 31 Ağustos 1966'da Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik isçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında isçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı. 7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de Devrimci Hukuklular Örgütünü kurdu. 7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı.

 

TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT, AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

 

88.jpg

 

İstanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı

 

89.jpg

 

Yakalanışı ve İdamı [değiştir]12 Mart darbesinin ilk günlerinde Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekte iken motorsikletleri bozulur. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Yusuf Aslan ile birbirlerini kaybederler. Yusuf Arslan o esnada Deniz Gezmiş ise 16 Kasım 1971 salı günü Sivas'ın Sarkışla ilçesinin Gemerek nahiyesinde yakalandı ve Kayseri'ye getirildi. Buradan Ankara'ya götürüldü ve zamanının İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu'nun makamına götürüldü.

90.jpg

 

Mahkeme 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.

 

Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde idam edildi.

 

http://www.bianet.org/2002/05/06/goruntu/deniz_mamak_k.jpg

 

İdam edilmeden önce son isteğinin Rodrigo'nun Aranjuez konçertosunu (muhtemelen Adagio'sunu) dinlemek ve bir bardak demli çay içmek olduğu söylenir, ama bu isteğinin yerine getirilmediği bilinmektedir. İdam kemendi boynundan geçirilirken de, hücresinden alınıp apar topar darağacına götürülürken giymesine izin verilmeyen botlarının askerlere bırakılmamasını, ailesinden birinin almasını istediğini belirtmişti. Son sözleri: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" oldu.

 

91.jpg

 

bu pazar üç yiğit Türk devrimcisinin ölüm yıldönümü hepsini saygıyla anıyorum...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Halk Denizleri Neden Benimsedi?

 

Siyasal düzenin halkın güvenini kazanamadığı ölçüde Denizler de halk tarafından benimsenmiştir. Aradan geçen 30 yıla rağmen ne unutturulabilmişler, ne olumsuz bir örnek haline getirilebilmişler, ne de ulusal kurtuluş davalarından koparılarak "eşkıya" haline sokulabilmişlerdir. Halkın gözünde tek ve devrimci bir gençlik görüntüsü Denizler ile vardır.

 

Denizler ne şekilde halktan koparılmaya çalışılırsa çalışılsın bu mümkün olmamıştır. Durdukları yer doğrudur çünkü. Onlar parlamentarizmin demokrasi aldatmacalarına kanmamışlar, halkın sisteme olan inançsızlığının açık, net sözcüleri olmuşlardır.

 

Deniz'i bir efsane haline getiren olaylardan biri, yakalandığında dönemin İçişleri Bakanı kendisini aşağılamak isterken ona verdiği cevaptır. Bakan "Bu pejmürde kılıklı adam mı halk kurtuluş ordusunun komutanı?" dediğinde Deniz başı dik "Ordu muhtırayı verince sizin ne olduğunuzu da gördük" diyerek cevap verir.

 

Türk halkını temsil etme yeteneği olmayan, ondan olmayan, Batılı ve halk düşmanı bir parlamenter gelenek 27 Mayıs'tan sonra bu sefer elleri kelepçeli devrimci bir gencin bu sözleri altında ezilecektir.

 

Denizleri o parlamentarizmden ayıran ne varsa halk bugün ona sahip çıkıyor ve Denizler bu yüzden dimdik ayakta hatırlanıyor.

 

-------------BİR SİTEDEN ALINTI------------------

annemle babam onu bir kaç gün eski evimizde saklamışlar. sonra anneannem durumu fark etmiş kim olduğunu öğrenince "aman evladım sakın çıkma dışarı, biz seni saklarız, bi de kız bulur evlendiririz" deyince kopmuş bizimkiler gülmekten.

 

iyi bir insandı sanırım. yaşasaydı herhalde chp nin başında falan olurdu veya ecevti'in inönü'ye yaptığını o ecevite yapardı biz de rahat ederdik diye düşünüyorum.

 

meclisteki hırsızları, katilleri, soyguncuları, dalkavukları, kişiliksizleri görünce deniz gezmiş için daha çok üzülüyor insan.

 

gerçekten yazık olmuş, hem de çok yazık...

------------------------

şimdiki biçok halktan kopmuş fraksiyon yerine halkın desteğini arkasına almış güzel insanlardan sadece biri...o dönemde yaşayan köpekler haricinde kimsenin hakkında kötü bişey söylemediği insan...

 

-annane deniz gezmişi tanıyor musun sen?

-aa biliyorum tabi, bilmez miyim..

-kimdir o? nası iyi biri midir?

-iyidir tabi oğlum, devrimci çocuklardı onlar, bu demireller falan öldürdü işte böyle gençleri...

------------------------------

bir dönem bakırköyde dedemin evini kiralamışlar, annem anlatırken gözleri dolar, deniz adı gecer, bugulanır gözleri.

camları gazete kağıtları ile kaplar sabahlara dek o kağıtlardan sızan ışıkla otururlarmış.bir süre sonra mahallenin dikkatini çekmişler. ilk zamanlar herkes memleketinden ayrı düşmüş gariban öğrenci sanmış onları.. annem yemek masasındaki hallerini, o hüzünlü gözleri, bir de ne kadar ince ve kibar olduklarını anlatırdı bana çocukken. iki kaşık kahve isterken bile incelen yüzlerini. çocuk o yaşta bilebilir mi deniz kim, neler etmiş, annem anlatıkça sadece sevdim onu..küçükken babamı kıskanırdım annemden, şimdiyse denizle tanışıp günler boyu konuşabildiği için kıskanıorum annemi.

 

--------------------

deniz gezmiş'in son mektubu;

 

merkez cezaevi 6.5.1972

 

baba,

 

mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış

bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem

yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle

karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,

yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı

süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben

erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden

evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında

tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden

şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve

çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun

da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz

ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece

senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da

anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma

gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da

bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan

özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için

cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli

etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.

kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı

olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın

ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı

belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi

devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

 

oğlun deniz gezmiş

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne var biliyormusun,onlar inançları uğruna ölmeyi,kendilerini vatnları ve milletlerinin refahı için feda etmeyi göze almış,samimi insanlardı.Şimdiki gençlikte bırakın onlar gibi olmayı,onların adını bilenlerin sayısı bile o kadar az ki.Ama starbucks'ta keyif çatmayı,yeni spor arabasına modifiye yaptırmayı,nasıl güzel sevgili bulup alemde karizma yapıcağını en ince ayrıntısına kadar düşünebiliyor bu gençlik......

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne var biliyormusun,onlar inançları uğruna ölmeyi,kendilerini vatnları ve milletlerinin refahı için feda etmeyi göze almış,samimi insanlardı.Şimdiki gençlikte bırakın onlar gibi olmayı,onların adını bilenlerin sayısı bile o kadar az ki.Ama starbucks'ta keyif çatmayı,yeni spor arabasına modifiye yaptırmayı,nasıl güzel sevgili bulup alemde karizma yapıcağını en ince ayrıntısına kadar düşünebiliyor bu gençlik......

Bu lafin üstüne cok sey söylenir ama bu baslik onun yeri degil..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne var biliyormusun,onlar inançları uğruna ölmeyi,kendilerini vatnları ve milletlerinin refahı için feda etmeyi göze almış,samimi insanlardı.Şimdiki gençlikte bırakın onlar gibi olmayı,onların adını bilenlerin sayısı bile o kadar az ki.Ama starbucks'ta keyif çatmayı,yeni spor arabasına modifiye yaptırmayı,nasıl güzel sevgili bulup alemde karizma yapıcağını en ince ayrıntısına kadar düşünebiliyor bu gençlik......

 

Rimmon sen merak etme Türk genci o günleri tekrar yaşarsa ki inşallah yaşanmaz ama yaşarsa yapacağını çok iyi biliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İlla o günleri tekrar yaşamk mı lazım BLoodGod?Mühim olan iş o raddeye gelmeden tavrımızı göstermek değil midir?İnan bana savaş çıksa allah korusun yada ülkenin güvenliğini tehlikeye düşürecek bir durum oluşsa gençliğin çoğu kapağı ABD'ye yada Avrupaya atmanın derdine düşer.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir Türkçe hocamız vardı galiba 2 sene önceydi birşey söylemişti bize "Zaman savaş zamanı değil hepiniz ülkeniz için birşeyler yapmak istiyorsunuz ama bunlar için illa bir savaş çıkacakda siz silahla ülkeyi kurtarcaksınız falan olması gerekmiyor zaman ilim devri eğer vatanınız için birşeyler yapıcaksanız okuycaksınız" demişti çok doğruda demişti tabikide senin dediğin doğru illa birşeyler yapmak için onların yaşanması lazım değil benim kasdetmek istediğim o noktaya kadar gelinmiş olsa senin dedin gibi herkes banane ayaklarına yatmaz birşeyler yapar ama tabi önemli olan o noktaya getirmemektir.

--------------------

Yazıyı daha önce hızlı okumuştum gözümden kaçan yerler vardı demin tekrar okudum ama bir yer kafama takıldı bir yerde "11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı." diyor bu bölüm hakkında bilgisi olan abilerim ablalarım beni brz aydınlatabilirler mi yani karıştığı olaylar yapmak istedikleri uğrunda uraştıkları anlatılıyor burada ve bu olay bu olayında Deniz Gezmiş'i yapmak istedikleriyle bir yerden bir bağlantısı vardır ben o bağlantıyı kuramadım açıklayabilirmisiniz lütfen

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bi arkadaşımla konuşuyordum alkol konusunda.Sen müslüman değil misin dedim(aşırı dinciydi).Müslümanım ama peygamber değilim ddmişti.O geldi aklıma birden:)Deniz Gezmiş elbette yaptıklarıyla %100 masum değildir ama bir amaç uğruna yaptıysa o da çalışmalara "fon sağlamak"dir bence.Net bir bilgim yok ama insanın aklına neden iş bankası sorusu gelmiyor değil tabi......

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

teşekkür ederim..

 

Deniz Gezmiş (Türk Solu,19 Kasım 1968)

Gençlik ve antiemperyalist kavgası

 

Çağımız devrimcilerin Amerikan emperyalizmini adım adım kovaladığı çağdır. Çağımız gençliğin Çekoslavakya'da ve diğer revizyonist ülkelerde karşı devrimci olduğu çağdır. Çağımız biz yaştakilerin Vietnam'da, Dominik'te, Meksika'da Amerikan emperyalizmine karşı dövüşerek öldüğü çağdır.

 

Az gelişmiş dünya halkları emperyalizme karşı bir savaş verirken gençlik bunun dışında kalamaz. Biz daima ezilenlerden yana çıkmak zorundayız. Eğer bizim kavgamız antiemperyalist kavganın paralelinde yürümezse, ayaklarımız havada kalır.

 

Yalnız gençlik bu paralelde savaşırken politik partilerden bağımsız olmak zorundadır.

 

Geçmişteki örnekler bağımlılığın zararlarını göstermiştir. Bu hataları bir kere daha tekrar etmenin anlamı yoktur. Gençlik yalnız devrime karşı sorumludur, politik partilere değil. Zaman olur ki bütün politik partiler karşı devrimci olabilirler. Bugün Türkiye'de olduğu gibi. Bu nedenlerden ötürü gençliğin görevi antiemperyalist kavgaya katılmak fakat bağımsız olmaktır.

 

Bugün bu zorunlu kavgada tek umut olması gereken devrimci gençlik bölünmüştür. Burada şüphesiz ki oportünist kişilerin rolü büyüktür. Dürüst, yiğit, devrimci kardeşlerimizden bir kısmı, sekterlikleri yüzünden oportünistlerin etki alanına girmiştir. Bu giriş onları giderek karşı devrimcilerin safına düşürmüştür. O kadar ki, Amerikan erlerini denize atmak isteyenlere engel olmak için barikat kumaya kadar götürmüştür. Bu gidiş onları aktif direnmenin başladığı yerde pasif direnmeye itmişti. Cağaloğlu'nda görüldüğü gibi. Bu oportünist kişiler hiçbir şey yapamadıkları zaman faşizm gelir fobisini ortaya atarak devrimci gnçliği eylemden çekmeyi denemişlerdir. Bu fobi kısmen başarı sağlamış ve devrimci eyleme büyük darbe vurmuştur.

 

Bu iddiayı dikatle incelemek gerekir. Sosyalist örgütün %3 oy aldığı bir ortamda faşizme gitmek için hiçbir sebep bulunmazken bunu söyleyenler Hürriyet Meydanı'nda ve Kızılay'da hiçbir şey halledilmez diyenlerle aynı düşünceye sahiptirler. Fakat bütün bunları olağan karşılamak gerekir. Çünkü küçük burjuva sosyalistlerinden fazlası beklenemez. Onlar, elbette ki, rahat mücadeleyi tercih edeceklerdir. Bizim bu gibilere söyleyeceğimiz tek şey şudur:

 

"Düşmesin bizimle yola

Evinde ağlayanların göz yaşlarını

Boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar."

 

Devimci gençlik Amerikan emperyalizmine ve oportünizmine karşı duran gençliktir. Onların görevi sayısının azlığına düşmanın çokluğuna bakmadan Amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir. O en iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. O boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir.

 

Yaşasın Bağımsızlık savaşı veren dünya halkları!

 

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yakın tarihi bize öğretilmemesi nedeniyle ancak kendimiz araştırıp öğrenebilirz. Anarşist nedir? solcu nedir? Deniz Gezmiş'in tarihi rolü nedir bilmeden konuşmamak, kulaktan dolma şeylerle hakaret etmemek lazım.

 

aynen sonuna kadar katılıyorum:clapping:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Davanın giderlerini karşılamak için düşmanı gördüğü kapitalist sistemi soymasından daha doğal ne olabilir ki.Gece gece sinirlerimi zıplattınız.Anarşist hatta sen bunu "anarşik" şeklinde kullansan daha iyi olurdu ne demek onu bilmeden,onu bırak iyiyle kötüyü ayırd edemeden çıkıpta o ülkeyi karıştırmak istiyordu demen ne kadar doğru tartışılır.Evet Deniz'in fantazisiydi bu;ülkeyi karıştırıyım sonra kenan paşa gelsin benim gibileri durdurmak için imam hatip lisesi doldursun her yanı,beni de assınlar eğleniyim..........

--------------------

Bence konu yukarda kalmayı ve tartışılmayı hak ediyor......

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...