whitepower Oluşturma zamanı: Mayıs 6, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 6, 2007 http://www.xavierfilm.com/image/sunburst.jpg 1534 yılında Paris’te Loyola’lı Ignas (Ignasce de Loyola) tarafından kurulmuş “İsa’nın arkadaşları” adıyla bilinen bir Hıristiyan tarikatıdır. Kuruluşunda Filistin’e gitmeden önce, İsa’nın askerleri olarak fakirlik, iffet, itaad ahdi ile birbirine baglanan altı öğrenciyi ihtiva etmekteydi. Kudüs’e gitmeyi başaramayan bu grup, başka bir grupla tanışarak Venedikte kalmıştır. 1537’de Roma’ya va’zetmek, telkinatta bulunmak için gelmişler ve 1540’da Papa II. Paul tarafından tarikatın kuruluşu tasdik edilmiştir. Bu tarikat, üyelerinin sertlikleriyle, askeri karakteriyle ve entelektüel özellikleriyle digerlerinden ayrılmaktadır. “Karşı reform” hareketinde önemli rol oynamışlardır. Loyolalı Ignas’ın tespit ettigi kurallar, halen günümüzde de devam etmektedir. Gruba katılan her Cizvit; iffetli olmaya, fakir kalmaya ve baştaki idarecilerin istedigi her yere misyoner olarak gitmeye yemin etmektedirler. Cizvitler, tarikatın kurulmasından bu yana, bazen iyi karşılanmışlar, bazen takibata ugramışlardır. Daha sonra prestijlerine kavuşmuş ve Hıristiyanlar arasında etkili olmuşlardır. Bir kaç tane de cizvit kilisesi resmi ekleyeyim.... http://neo.dzygn.com/photos/rome04/3-DSC00012.jpg http://acad.ece.udel.edu/~jeffress/Jesuit%20Church%20in%20Alta%20Gracia.JPG -------------------- Alıntıdır(Dünyadinleri.com) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ekim 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 25, 2009 Cizvit Tarikatı'nın kuruluşu 1530'larda Hıristiyanlık'ı kabul etmiş bir İspanyol askeri olan Aziz Ignatius'un çevresinde Paris Üniversitesi'nden bir grup öğrencinin toplanmasıyla başladı. Bu gruptan yoksulluk ve bekârlık kuralına sadakat yemini etmiş yedi üye Hıristiyanlık'ı yaymak ve hastalara yardım etmek amacıyla Kudüs'e gitmeye karar verdiler. Savaş yüzünden Kudüs yerine Roma'ya giden grup üyeleri, belirli kuralları olan bir örgüt kurmak için Papa III. Paulus'tan izin istedi. 1540'ta papanın izniyle Cizvit Tarikatı kuruldu. Başlangıçta İtalya'da vaazlar verdiler ve hastanelerde çalıştılar, daha sonra okullar açtılar. Cizvitler eğitilerek dünyanın çeşitli bölgelerinde çalışmaya gönderildiler. Bir Cizvit'in eğitimi uzun süre alır. Eğitiminin ilk iki yılını arkadaşları ile birlikte öbür insanlardan ayrı olarak dinsel yaşamı öğrenmekle geçirir. Bu çömezlik dönemidir. Bir ay boyunca Ignatius' un kuramlarını inceler ve iyi bir Cizvit olup olamayacağına karar verir. İki yılın sonunda Cizvit olmak için karar vermişse yoksulluk ve bekârlık kuralına uyma; Tanrı'ya ve kiliseye itaat etme konusunda yemin eder ve yetkin bir papaz olabilmek için felsefe ve ilahiyat öğrenerek çalışmalarını sürdürür. Cizvitler içinden önder olarak seçilenler papanın verdiği her türlü din görevini yerine getirecekleri konusunda yemin ederler. Cizvitler kilise içinde yükselmek ve önemli yerlere gelmek amacını gütmezler. Böyle bir görevi ancak papanın emriyle yapabilirler. Cizvitler'in özel bir giysisi yoktur. 25 bin üyesi olan Cizvit Tarikatı, Katolik Kilisesi'nin en büyük tarikatıdır; öbür tarikatlardan farkı, bir kadın kolunun olmayışıdır. Cizvitler'in yanı sıra Katolik Kilisesi'ne bağlı rahip ve rahibelerin çalıştığı çok sayıda tarikat vardır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra birçok rahip ve rahibe çevrelerindeki insanların yaşamını paylaşarak, gündelik işlerde çalışmaya başladı. Bu gibi işlerde çalışan rahipler ve rahibeler kendilerini başka insanlardan ayırt eden özel giysiler giymezler. Katolik Kilisesi'nin tarihindeki en büyük değişim 1960 sonrasında gerçekleşti. 1962'de Papa XXIII. Johannes modern dünyanın gereksinimlerini karşılamak için kilisede yapılması gerekli olan değişiklikleri tartışmak üzere tüm dünyadan Katolik piskoposların katıldığı bir konsil topladı. Bu konsile öteki mezheplerden gözlemciler de katıldı. Bu çalışmalar, kilisenin öğreti, disiplin ve örgütlenmesini çağın koşullarına uydurmak için yapılıyordu. Asıl amaç ise tüm Hıristiyanların birliğini sağlamaktı. II. Vatikan Konsili (1962-65) denen bu toplantıların ardından reformlar yapıldı ve Hıristiyan olmayanlarla iletişim kurulmasının yolu açıldı. Kardinaller Kutsal Kurulu, papaya kilisenin yönetiminde yardımcı olur. Kurul üyelerinden bazıları Roma'da bulunurken, öbürleri ulusal kiliselerini yönetir. Bir papa ölünce onun yerine geçecek kişi Kardinaller Kutsal Kurulu'nca seçilir. 1978'de, 455 yıldır ilk kez İtalyan olmayan bir papa seçildi. Polonyalı Karol Wojtyla, II. Johannes Paulus adıyla papa oldu. Alıntıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2010 Cizvit, (Latince: Societas Iesu) İsa Derneği (İng.Society of Jesus) olarak anılan bir Hıristiyan tarikatı. Tarikatı Ignatius of Loyola kurmuştur. Misyonerlik ve eğitim başlıca eğildikleri alanlardır. Bu tarikata mensup rahipler isimlerinin sonuna s.j. society of jesus ekleme hakkina sahip olurlar. 1534 yılında ignatius Ignatius of Loyola tarafından kurulan ve Türkiyede İsa'nın askerleri adıyla bilinen katolik tarikatı üyelerine cizvit denilmektedir. Cizvit tarikatı ilk kurulduğu zamanlarda roma katolik kilisesinin fevkalade olumsuz tepkisiyle karşılaşmış ve kabul görmemiştir. Ancak cizvitler, kısa süre içersinde protestanlara ve İngiliz Anglikan mezhebine karşı sert tutumları ve bunlar aleyhine yaptıkları çalışmalar nedeniyle kilisenin bu menfi yaklaşımını tersine çevirerek papalığın beğenisini kazanmışlardır. Bu beğeni, kilisenin tarikatı açıktan desteklemeye başlaması ile ilk meyvelerini vermiş, alınan destek sayesinde tarikat kısa sürede hem ekonomik hem de politik olarak büyük güç kazanmıştır. Bu dönemde cizvitler, kiliseye hoş görünmek için özellikle afaroz edilenlere karşı çok acımasızdılar. Cizvitlerin benzer tarikatlardan en önemli farkının örgüt yapısında olduğu görülür. Tarikat üyeleri her zaman göze batmadan her türlü toplum içersinde, o toplumun insanları ile aynı düzeyde ve uyum içersinde yaşarlardı. Tarikat, ilk gününden itibaren kısa vadeli hedefler yerine hep uzun vadeli hedeflere yönelmiş ve özellikle insana yatırım yapmıştır. Gerçektende insana yapılan yatırımlar sayesinde cizvit tarikatı çok kısa sürede avrupanın en önemli siyasi ve ekonomik gücü haline gelmiştir. Tarikata kabul edilen herkes mutlaka uzun ve ayrıntılı eğitimlerden geçirilir, ancak başarılı görülenler tarikatın fikir ve ideallerini öğrenebilirlerdi. Cizvitler, özellikle fakir ve yetenekli gençlere, kurdukları ya da destekledikleri özel okullar aracılığı ile çok iyi bir eğitim verdirirlerdi. Fransa, Clermontta bulunan cizvit koleji döneminin en iyi okuluydu. Cizvitler fikirlerine karşı çıktıkları bir kurum ya da topluluk ile karşılaştıklarında asla açıkça kavgaya girmezler, sinsi ve gizlice her türlü etkinlikte bulunarak o kuruluşu yıpratırlardı. Özellikle sahip oldukları iyi eğitimli genç üyeleri sayesinde karşıt oldukları kurum ya da topluluğun içine sızarak kendi ilke ve fikirlerini içerden aşılarlardı. Bu şekil içerden yapılan baskı ile o kurum kısa süre içersinde yıpratılır veya tamamen yozlaştırılırdı. 18. yüzyıla gelindiğinde cizvit tarikatı öyle bir hal almıştı ki hem avrupada ve hem de özellikle güney amerikada her önemli noktada cizvitleri görmek mümkündü. Cizvitler, uzakdoğuda dahi etkin faaliyette bulunabiliyorlardı. Ancak bu dönemde politik açıdan Romada güçler dengesi kilise aleyhine dönmeye başlamıştı ve bu durum kilise yetkililerinin hiç hoşuna gitmiyordu. Kilise azalan popülaritesini kazanmak ve yeniden güç odağı olabilmek için cizvitlerden kurtulmak ve onları ortadan kaldırmak istiyordu. İstenilen kurtuluş 1773 yılında gerçekleşti. O yıl dönemin dini lideri Papa XIV. Clementhus, cizvit tarikatının feshedildiğini ve dünyanın her yerinde roma kilisesi tarafından cizvitlere tanınmış olan tüm hak ve ayrıcalıkların kaldırıldığını ilan etti. Kilise tarikatın varlık sebebi olduğu için kiliseye karşı yapılacak herhangi mücadele de olamazdı. Bu ilan ile birlikte cizvitler arasında büyük bir çözülme oldu. Her ne kadar 1814 yılında papa VII. Pius, tarafından cizvitlere eski hak ve ayrıcalıkları geri verilse de cizvitler bir daha toparlanamadılar ve hiç bir zaman eski hallerine dönemediler. Ancak katolik mezhebinin bir tarikatı olarak varlıklarını sürdürebildiler alıntı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.