Ruhçuluğun Rüyalara Bakışı

Sadıklar Planı Tebliğlerinde Rüyalar

Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneğinde yapılan ruhsal celse çalışmalarının 1961-1974 yılları arasındaki bölümlerinden alınan tebliğlerde, rüyalar konusu önemli bir yer tutmaktadır. Sadıklar Planı adını kullanan ruhsal planın, bu tebliğlerde rüyalar konusunda verdiği bilgiler şu şekildedir:

Celse: 4 Tarih: 27.5.1962

" ... Sizin rüyalarınızın bir çoğu, ruhi fiillerinizin sembolik inikaslarıdır". Ve sizin durumunuzu bildirdiği için onlara önem vermeniz lazım. Sadece bir premonisyon, istikbale ait haberleri bildirmek değil, sizin kendi iç aleminizi, ruhunuzun faaliyetini, sizin şuurunuza aksettiren durumlardır bunlar ...

"Celse: 83 Tarih: 29.1.1966

P: ... Bir fert, kendi potansiyel enerjisinden dolayı mevcut olmayıp, bilakis etrafındaki varlıkların potansiyel enerjisinden dolayı mevcuttur. Bu, varlığın bizatihi mevcudiyet sahibi olmadığını icap ettirmez. Şunu icap ettirir ki, bu realite içerisinde, bu üç buutlu alem içerisinde, bütün varlıklar, kendi benzerleri ve eşya ile bir bütündürler. Böyle olunca, bir varlığın iştirakte bulunduğu en az üç plan mevcuttur: Birinci plan, kendi dışında bulunan ve varlığın ruhi potansiyelinin meydana gelmesine yardım eden A planı. İkinci plan, varlığın içinde bulunduğu sistemle beraber bağlı olmuş bulunduğu bir ruhi plan: B planı. Üçüncüsü ise, her ikisini birden kapsayan, adeta bir köşegen tarzında, gerek A:yı, gerekse B'yi bir başka buuda bağlayan D planı mevcuttur. Şimdi, rüyalarda en çok cari olan husus, B planının A planı üzerine yaptığı tesirdir. Müştereken A ve B planları, bir C planı ile beraber varlığın özünde bir hareket meydana getirir1er. Bunun en iptidaisi, komplekslerin tahribidir. Komplekslerin tahribi, varlığın A planı içinde diğer varlıklar ve eşyadan edinmiş olduğu fikirlerin, intibaların ve kanaatlerin devamlı olarak yeni bir düzene sokulması demektir. Varlık bunu layıkıyla başaramıyorsa, o, bir nevi kapalı devre tarzında çalışır. Varlık,

*İnikas: Bir yere vurup geri dönme, akis.

B planını A planında müşahade edebilmesi için komplekslerini tahripte devam etmesi gerekir. Çünkü her kompleksin tahribi, yani onların yeniden düzene girmesi, daha üst bir tesirin ifadesi demektir. O böylece yeryüzünde cari olan umumi nizamın kendi payına da düşeni müşahede etmiş ve yükselmiş olacaktır. Buradan siz kendinize uygun olan tarafları istihraç ediniz. Bu, umumi bir izahtır.S: Rüyaların günlük hayatta tatbikinde -zannederim bu tatbiki de yapmak icap ediyor günlük hayat içinde- ileri bir istikbale matuf işaretlerden ziyade, yakın hadiselerin çözülmesine yardımlar tarzında bir hususiyet müşahede ediyorum. Acaba doğru mudur?

P: Bu, varlığın her şeyden önce idrakli cehdine bağlıdır. Kehanet tarzındaki bir rüya, her şeyden önce sebep ve neticelerin meydana getireceği vakalar zümresini bir anda atlayarak, onları geçerek, sonucu başlangıç olarak tespit etmektir. Bu, varlığın ne işine yarar? Çünkü idrak, hadiseler arasındaki münasebetleri güzel bir şekilde kavrayacak tarzda gelişmemiştir. Şüphelidir, belirsizdir. Ve hatta varlık için belki de inkarı muciptir. Söylediğiniz husus, varlıkların şuur zenginliği ile alakalı bir husustur. Şüphesiz, rüyalarınızın içerisinde yakın istikballe ilgili tedbirlerin ve ihtarların ve hatta göreneklerin meveut olduğu bilinir. Dediğimiz gibi, bir rüyanın tam bir kaliteye ulaşması, yani fert tarafından iyi şekilde nüfuz edilmesi, ferdin değer hükümleri ve idrakine bağlıdır. Eğer fertte sembolleri anlayıp bunları analiz edebilecek bir uyanıklık peydah olmuşsa, rüyalar gitgide daha geç istikballere doğru kayarlar.

'İstihraç: Sonuç olarak çıkartmak.

Celse: 99 Tarih: 24.2.1967

P: ... Tesirlerin menşeini, geliş istikametini ve maksadını tayin edebilmek, katıksız bilgi ile olur. Katıksız bilgiden maksadımız, ruhun, doğrudan doğruya eşyanın ve canlının özü ile temas etmesinden doğan bir bilgidir. Şüphesiz her şey zihayattır. Zihayat olan her şey bir tesire maliktir. Her tesir, kendisini hasıl eden şeyin hüviyetini taşır. Bu hüviyet muhtelif kanallardan, muhtelif seviyelerden atlaya atlaya sizin kaba şuurunuza, dimağınıza kadar gelir. Siz bunu gayrişuuri ve şuuri olarak alırsınız. Şuuri olarak aldığınız husus, beş hassenizle, müşahadenizle ve tefekkürünüzle olur. Gayrişuuri olarak aldıklarınız, irtibatta bulunduğunuz tesir planınızla, rüyanızla ve vicdanınızla olur. Tesirler daima çift hareket ederler. Tıpkı bir elektrik lam­basının yanmasında zaruri olan müspet ve menfi teller gibi. Çift hareket ederden maksat şudur: Menşeinden ayrılan tesir, hangi süzgeçten ve seviyeden geçerse geçsin, muhakkak ki, bir gayeyi taşır ve bir nihai noktaya ulaşır. Bu nihai noktanın malumatını, gene kendiliğinden aynı menşee iletir. Buna tesirlerin yansıması veya tesirlerin dönüşümü diyeceğiz.O halde, yukarıdaki basit bilgi ile günlük hayatınızda hareket ederseniz, şöyle bir mana çıkacaktır: Beş hasse ile, müşahede ve düşünce yoluyla şuur sahanıza ithal ettiğiniz tesirlerin analizini yapmak, insana düşen zorluk ve cehittir. Böylece her intibaınız, her sezginiz, her duygunuz, bir analize tabi tutulup, gerisinde nelerin olabileceğini tahmin etmek gereklidir. Mesela rüyanızda görmüş olduğunuz bir sahnenin sembolik olduğunu anlayabilirsiniz. Burada rüyayı gören varlık, bir tesiri almış ve bu tesiri kendi kalıpları içerisinde ve kendi maharetinde bir şekle, bir rüyete çevirmiştir. Bu şekil ve rüyet üzerinde iki şey müessirdir: Biri, tesirin nihai gayesi, ikincisi, bunu alan insanın bu tesir karşısında göstermiş olduğu vaziyet.

Celse: 116 Tarih: 23.2.1968

S: Sembollerle ilgili bir sorum var efendim. Daha doğrusu bir anlayışa ulaştım, onu size arz etmek istiyorum: İnsan, cereyan eden bir olay karşısında bir anlayışa ulaşır. O anlayışı, eski tabiri ile "fehm" olarak isimlendirelim. Fakat bu öyle yüksek tertipte bir anlayıştır ki, tekrar kelimelere indirilmek istendiği zaman, insan ancak birtakım teşbihlere, imalara veya sembolik ifadelere büründürmek ihtiyacını ve zaruretini duyar. Bu şekilde insan şuurunda teşekkül eden fehm ile sembol arasında bir irtibat vardır, diye düşündüm.

P: Evet, düşünülür,

S: Bu şekilde, sembolün çözümünde, bu tertipten anlayışlara fazlasıyla ulaşmış bir varlığın, bir sembolle karşılaştığı zaman, onu ters yönden fikre,olaya ve söze inkılap ettirebileceği kanaatine ulaştım efendim. Bu yol için siz ne dersiniz?

P: Elde ettiğiniz netice sizin içindir. Fakat şunu unutmayınız ki, tekamül merhalelerinde sembolizm ve sair benzetmeler pek parlak bir vasatın vasıtaları değildir. Şuurun ve anlayışın hamlığından dolayı büyük cehit ve zorlanmaları gerektirdiği için, birçok şeyler kapalı, remzi olarak verilmiştir. Liyakat ve cehit, varlığın henüz hakikatle, hadiselerin realitesi ile yüzyüze gelebilecek bir durumu göstermediğini anlatır. Bu bir devredir. Bu devrenin üzerinde bilgi gelir ki, orada sembolizm yoktur. Sadece bilginin dar ve geniş manası vardır. Bunu unutmayınız.S: İki sene evvel, rüyamda, spatyomdaki annem tarafından biraderim için dolaba bir tabak helva ayrılmıştı. O zaman ben rüyayı doğru olarak tefsir etmiştim. Nitekim, bir sene sonra da biraderim öteki aleme intikal etmişti. Haberci rüyalarda herkes için müşterek semboller var mıdır? Tesir bakımından rüyaların meydana gelmesi nasıl vuku bulur?

P: Şüphesiz insanlık camiasında moralite ve ihtiyaç bakımından birbiriyle fazla farkları bulunmayan topluluk1ar vardır. Ve bunlar kısmen yakın anlayışa malik oldukları için, kavrama ve idrak kabiliyetleri de bazı tesir karşısında aynı reaksiyonu gösterebilir. Bu izahla, birtakım sembollerin aynı şeyleri ifade ettiği vakidir. Rüyaların mekanizması, görüp ve gözetici varlıkların, sizleri, Rablerin Rabbi İlahi Plan'ın gaye ve maksadına uygun tarzda yetiştirmek ve sevk etmek için gönderdik1eri tesirlerin tezahürüdür. (Manayı) bu tezahürde aramak gerekir. Rüyalar her ne kadar kısmen maddi tesirler ve şahsi kabiliyetler ile sınırlı ise de, bütün mekanizma Yukarı' dan alınmakta olan bir tesirin gücüyle meydana gelmektedir. Hiçbir zaman rüyanız, kendiliğinden işleyen, otomatik ve sizin isteğinize tabi hususlar değildir. İnce hesaplarla meydana getirilir ve böylece ferdin sevkü idaresi deruni bir tesirle tayin edilir, temin edilir. Rüyanın mekanizmasında başlıca iki hususiyet vardır: Birincisi, rüyayı gören şahsın şuur sahasının kapasitesi; ikincisi, liyakatinin temin etmiş olduğu bir tesir vasatı.

Şuur sahasının zenginliği veya kısırlığı veya dağınıklığı; adi rüya, günlük rüya veya bedeni tesirlerin meydana getirdiği rüyalar tarzında da tezahür edebilir. Fakat gene hepsi, daha yukarılarda bahsetmiş olduğumuz gibi, her şeye sinmiş olan İlahi Kader'in tahtı tesirinde tanzim olunur. Bağlı olduğunuz, liyakatinizle tesir alabildiğiniz plan ise, sizi değişik tesir tonlarıyla yüceltmeye, düzeltmeye, yetiştirmeye çalışır. Ve bu şekilde şuurunuzun, idrakinizin ve bilginizin natamam, ikna edilmesi gereken karışık tarafları tatmin edilir,gösteri1ir ve teşvik edilir. Verdiğiniz rüya misali bir ikna ve bir teşvik misalidir. Ve aynı zamanda bir mukadderin hangi şartlar altında meydana getir(il)diğini göstermek bakımından da dikkate şayandır. Bu vermiş olduğunuz misal üzerinde daha fazla durunuz. Daha derin düşününüz, yardım görebileceğiniz gibi, oldukça iyi neticelere ulaşabilirsiniz. Bu kadar.

S: Benim bir ara sualim var efendim. Arkadaşımızın vermiş olduğu misal, sembolik bir rüya, bir yorum rüyası. Bazen de sembollerden tamamen ayrı olarak, yani sembollere bürünmemiş şekilde apaçık olarak haberci rüyalar görüyoruz. Bunların veriliş sebebi nedir? Niçin bazen kapalı, bazen açık olmaktadır? Bunun bir prensibi var mıdır umumiyetle?

P: Rüyanın açık olması, varlığın içinde bulunduğu şartların müspet ve verimli olmasına bağlıdır. Müspet ve verimli safhada bulunan bir varlığın göreceği rüyalar az semboliktir. Ta ki sembolün çözülmesi veya çözülmemesi bir zamana bağlıdır. Bu zaman, arzınız için varlığın müspet ve verimli bir safhaya girmesini temin edecek süredir. Bekletiliştir. İkinci bir husus, baskı altında tutulan şuurun, bir şeyin bilgi ve hakikatine birden varması, Umumi Ahenk ve Rezonans Kanunu'nun dışındadır. Bir adaptasyonu gerektirdiği için birçok şeyler sembolik olarak verilir. Ve ayrıca buna, varlığın ihtiyacına terk edilmiş olarak cehdin hızlandırılması problemi de eklenebilir. Bu kadar.

Celse: 145 Tarih: 2.4.1971

S: Dördüncü buudu anlamamıza imkan yoktur, diyorsunuz. Rüyalarımız da dördüncü buuda tabidir. Çünkü az zaman içinde birkaç imaj ve hadiseler vuku bulmaktadır. Dördüncü buutun idraki de ancak spatyomda kabildir. Bu hususta bilgi rica ediyoruz.

P: Rüyalarınız oldukça karmaşık bir haldedir. En kaba dış uyaranlardan, en süptil ruhi uyaranlara kadar, her seviyedeki duruma göre, ruhiyatımızın vaziyetine göre, rüya meydana gelir. Bir uyaran dördüncü buuttan, üçüncü buutun dışındaki bir realiteden de gelebilir.

Silver Birch Tebliğlerinde Rüyalar

Silver Birch, fizik bedenini terketmiş bir Kızılderilinin astral bedenini kullanan, bedensiz bir ruhsal varlıktır. Verdiği tebliğlerde kendisini ve amacını kısaca şöyle tanımlar: "Ben sizden sadece birkaç yıl fazla yaşamış, varoluşun daha yüksek düzeylerinde deneyimleri olmuş bir ruhum. Diğer insanların, kendilerini, yaşadıkları dünyayı, yeryüzündeki varolma maksatlarını daha açık tanımalarına yardımcı olmak için söylemem gerekenleri bulduğumda hep minnettarlık hissederim."

Silver Birch' bizim uyku ve rüyalarımıza ait hatıraların, maddi şuurumuza niçin çok nadiren kaydolunduğunu şöyle açıklıyor: "Sizler uyurken sonsuz sevgiyi ve hikmeti öğreniyorsunuz. Fakat ne yazık ki, uyanık halinizde, o hatıraların pek çoğunu muhafaza edemiyorsunuz. Her gece her biriniz ölürsünüz. Fakat, bildiğiniz gibi, bir gümüş kordon (ruhsal bedeni fizik bedenle irtibat halinde tutan süptil enerji hattı), bedeninize tekrar dönebilmeniz için yolu açık tutar. Siz her gece, gelecekte mekanınız olacak yeri hazırlamak, içinde yaşayacağınız pek çok evlerden birisini inşa etmek ve o aleme geçtikten sonra gerçek hayatınız olacak sahnelere alışmak için oraya gidersiniz. Gelecekteki hayatınızda karşılaşacağınız duruma daha önce aşina kılınmanız ve bu suretle, nihayet uyanmaan'ı gelip çattığında sarsılmamanız, ilahi emrin ve ilahi sevginin bir kısmıdır.

Sizin madde dünyanız, geniş şuurunuzda olanları dar şuurunuzla hatırlayabilmenizi güçleştiriyor. Siz ölmeden önce yaşamaya başlayamayacaksınız.

Bazen kendi dünyanızda, ruh yükselip de, bir an için, benim dünyamdan size ilham vermeye çalışanlar ile yakın bir beraberlik ve birlik kurabildiği zaman siz, yüce bir aleme ait mutluluğu tadarsınız.

Herkes uykusunda benim dünyamı ziyaret eder, çünkü bu, ruh bedenin gelecekteki dünyasına alışabilmesi ve son ayrılış an'ı gelip çattığında bir şok yaratmaması için, bu aleme yeni gelen ruhun kendisini (siz nasıl çocukluk çağlarınızın geçtiği yerleri ziyaret ettiğiniz zaman oradaki hatıralarınızı yavaş yavaş anımsıyorsanız) muhitine ve oradaki hatıralara yavaş yavaş uyarlayabilmesi için, Büyük Ruh'un sağlamış olduğu hazırlığın bir bölümüdür,

Ulaşabileceğiniz ruh seviyesi ruhun tekamül durumuna bağlıdır. Herkes ruhsal seyahat yapabilir ama bazılarının varabileceği yer sınırlıdır. Bazı kimseler uykularında, ruhun daha karanlık alemlerine seyahat ederler. Bu, ya kendi ruh hallerine uygun olduğu için böyledir ya da onlar bir hizmette bulunmayı istemiş olabilirler, Bu seyahat onların hür iradeleri ile gerçekleştirdikleri bir eylemdir.

Uyku halinde iken yaşananları sonradan hatırlamak ancak eğitim ile mümkün olabilir, çünkü şuurunuzu, izlenimleri beyin hücrelerine kaydetmek üzere alıştırmanız gereklidir. Bu, bazıları için nispeten daha kolay, bazıları için ise zor olacaktır. Bu, iki bedenin (fiziksel ve ruhsal bedenin) ne derece sıkı bir irtibat halinde olduğuna bağlıdır. Kolaylıkla hatırlayabilenler, iyi bir mantal medyom olabilecek özelliğe sahipler demektir.Soru: Rüyalar nasıl nitelendirilmelidir? Bunlardan bazılarının ruhsal seyahat olduğunu kabul edebilmek çok zor.

Cevap: Rüyalardan rüyalara fark vardır. Bazıları fiziksel sebeplere bağlanabi1eeek rüyalardır, çünkü onlar, bir süre için sükuna vardırılmış beynin refleks hareketlerinden ibarettir. Bazılarına da yediğiniz yemekler sebep olur. Fakat, bütün bunların ötesinde, bizim dünyamızdaki tecrübelerinizin hatırasını zihninizde çok küçük kırıntılar halinde muhafaza edebildiğiniz rüyalarınız vardır. Rüyalarınızın çoğunlukla karışmış ve bozulmuş olmasının sebebi şudur ki, siz ruhsal planlara geldiğiniz zaman arzın kayıt ve şartlarından kurtulmuş olursunuz. Ruhsal tecrübelerinizi dünyasal kayıt ve şartlar içinde hatırlamaya uğraşırken de onlar deforme olur.

S: İrtibata geçen ruh, bizim uyku halindeki şuurumuza bir kayıt yaptığını bilir mi?

C: Hayır, her zaman deği1. Biz, celselerde, o anda ne kadarının nak1edildiğini her zaman bilemeyiz. İnsanları etkilerken de bu çoğu zaman böyledir;

S: Eğer uykuda iken rehberlerimizle sık sık buluşuyorsak, celselerde alınan mesajlarda bunlara o kadar seyrek değinilmesinin sebebi nedir?

C: Bu yapılır. Sorunun sahibi bir gün bunu bilecek, çünkü bunlar onun ruhuna kaydoluyor. O, şimdi bunları, beyin hücreleri aracılığı ile hatırlayamasa bile, bir gün onları yüzeye çıkarmayı becerecek. Biliyor musunuz, doğru doğrudur, siz onu bilseniz de bilmeseniz de.

S: Uyku esnasında ruhumuz fizik bedenimizi terk ediyor ve oda boş kalıyor ise, arza bağlı herhangi bir başıboş ruhun onu ele geçirmesine ve obsede etmesine engel olacak ne var? Acaba bu esnada böyle bir saldırıya engel olacak bir ruhsal rehberlik vazife başında mıdır?

C: Böyle bir olaya engel olan şey tabii kanundur ve şayet siz kendiniz obsede olacak bir durumda değilseniz, bu kanun sizi geri bir varlığın tasallutundan korur. Ruh zaten bedenin 'içinde' değildir. Çünkü ruh, bedenin titreşim frekansı ile aynı titreşim frekansında değildir. Siz, -yani gerçek siz- bedeninizin içinde değilsiniz. Siz, kalbiniz ile akciğerlerinizin arasında bir yere tıkıştırılmış değilsiniz. Sizin şuurunuz, fizik bedeninizin dünyasal mekanizması aracılığı ile kendisini ifadelendirmektedir.

Siz uyku halinde iken bütün olan şey, şuurunuzun, fizik bedeniniz aracılığı ile kendini ifade etmemesinden ibarettir, çünkü o ,o esnada kendisini ruhsal planda ifade etmektedir. Bedeninize bir başkasının girmesi diye bir şey yoktur. Sanki siz, bedeninizin kapısını açıp çıkıyorsunuz da bir başkası içeri girip kapıyı kapatıyor gibi bir şey söz konusu değildir. Asla bu tarzda değil. Bu, bedeni hala idaresi altında tutan şuurun, kendisini bir başka planda ifade etmesi ve zamanı gelince fizik bedenle yeniden sıkı ilişki kurarak, o plana geri dönmesi olayıdır.

S: Öyleyse, eğer bir insan obsede olursa, obsedör varlık obsede olanın izni ile mi bu işi yapmıştır?

C: Hayır. Fakat obsede olan şahıs, kendi varlığında, obsede olmayı mümkün kılan şartları oluşturmuş demektir. Bu, tamamen ferde ait bir sorundur. Siz, sevgi ve hizmet arzusu ile dolup da, sizi bu yolda kullanabilecek olan daha üstün varlıkları kendinize çektiğiniz zaman da aynen böyle olmaktadır. Her ikisinde de aynı kanun geçerlidir. Kanun sadece iyi olan yönde işlemez, diğer yönde de işler. En yüce hizmet yolunda kullanılabilen, aynı şekilde kötüye de kullanılabilir. Çünkü ne kadar yükseğe çıkabiliyorsanız, o nispette aşağılara da düşebilirsiniz. Bu aynı kanundur. Bu, sizin onu nasıl uyguladığınıza bağlıdır.S: Kehanet rüyaları, rüyayı görene sizin aleminizden mi gönderilir?

C: Bazen öyle olur. Bazen bunları, onları uyarmak isteyen, kendi sevdikleri varlıklar onlara fısıldar. Diğer hallerde bunlar arzın kısıtlayıcı şartlarından kurtulup, gelecek hakkında bazı şeyler fark edebilen ve onları, ikaz rüyaları şeklinde dünyasal şuuruna aktaran ruh-bedenin kendi izlenimleridir.

S: Eğer ruh, uyku esnasında bedeni terk ediyorsa, beden nasıl oluyor da canlı kalıyor ve ölüm gerçekleşmiyor?

C: Çünkü o sırada gümüş kordon hala bedene bağlıdır ve şuur hali devam etmektedir. Ancak gümüş kordon kopup da fizik beden ile ruh-beden arasındaki ilişki kaybolursa, bedende artık canlılık kalmaz."

Silver Birch rüyalarla ilgi1i olarak başka bir tebliğinde de şunları söylüyor:. "Ruhunuz bedeninizden ayrıldığında, siz içinde bulunduğunuz madde dünyasında sizi kısıtlamakta olan beyninizden kurtulmuş olursunuz. Bilinç, sizin şimdi sahip bulunduğunuz tekamül derecesine ait titreşim seviyesindeki tecrübelere sahip olur ve o tecrübelere sahip olurken onlar hakkında bir idrak taşır. Siz maddi bedeninize döndüğünüz zaman ruhun tecrübelerini yakalamaya çalışırsınız ama bunu yapamazsınız, çünkü biri diğerinden daha büyüktür, Daha küçük olan, daha büyük olanı kapsayamaz ve izlenimleriniz tahribe uğrar. Bu sanki küçük bir torbanız olup da onun içine bir yığın şey doldurmak için uğraşmaya benzer. Bu şeylerden ancak bazılarını onun içine koyabilirsiniz. İçine ne kadar doldurmaya çalışırsanız, doldurduklarınız o kadar şekilden çıkarlar. Bedenlerinize geri döndüğünüzde size olan işte budur. .

Rüyanızda spatyomun küçük bir örneğini görebilirsiniz.

Ancak rüya ile spatyom hayatı arasında oldukça büyük farklar vardır. Rüyadaki insan kendisini maddi tesirlerden tam anlamıyla kurtaramamıştır, yani serbest ruh melekeleri henüz tam bir genişlikte çalışamamaktadır. İmajinasyon melekesi sınırlı bir sahaya intikal edebilmektedir. Spatyomda ise fizik planın tesirleri kalmamıştır. Rüyalarınıza, günlük olaylara, bunlarla içgüdüleriniz arasındaki ilişkiye son derece dikkat ediniz. Burada birçok benzerlikler bulacaksınız. Bu olayların birçoğu sizin için ilk bakışta ilgisiz görünmekle birlikte, bunlar arasında özellikle ilginç bulduklarınızı not edin ve haftanın bir gününde bunları sıraladıktan sonra aralarında bir ilişki bulmaya çalışın. Çok ilginç sonuçlara ulaşacaksınız. Fakat bu çalışmayı muhakkak yapınız. Bu size çok büyük bir fayda temin edecektir. Evriminiz ilerledikçe de bunlar arasındaki büyük ilişkileri görmek ve dolayısıyla evrim yolundaki hızınızı arttırmak olanağını bulacaksınız."

( Rüyalar / Uykudaki Bilgelik - Sevda Yücesoy )