Astral Duyular

Bütün okültistler bilir ki, insan beş duyudan daha fazlasına sahiptir, ama çok azı bu duyuları etkili şekilde kullanacak kadar geliştirebilmişlerdir kendilerini. Bu süper-fiziksel duyular okültistler tarafından “astral duyular” olarak bilinirler. “Astral” terimi bütün okültistler tarafından çok sık kullanılan bir terimdir. Bu kelime Yunanca’da yıldız anlamına gelen “astra” kelimesinden türemiştir. Bu terim, fiziksel düzlemin üzerindeki düzlemleri ifade etmek için kullanılmıştır. Astral duyular, insandaki fiziksel duyulara eştir ve fiziksel duyuların kişinin fiziki bedenine bağlı olması gibi astral duyular da kişinin astral bedenine bağlıdır. Astral duyular vasıtasıyla kişi fiziki duyularla fiziki düzlemden etkiler alması gibi astral düzlemden etkiler alabilir. Fiziki düzlemde insanın zihni sadece fiziksel organların ilettiği duyuların etkilerini alır. Ancak astral düzlemde zihin çalışır ve titreşmeye başlarsa, astral duyuların o düzleme ilişkin etkileri alınabilir.

İnsanın fiziksel duyularının her birinin astral eşi vardır. Her insanda beş fiziki duyunun eşi olan astral düzlemde görme, tatma, dokunma, hissetme ve duyma gücü vardır. Bunun da ötesinde en iyi okültistler bilir ki insanın beş değil, yedi duyusu vardır ancak bu iki ek duyu her ne kadar belli bir seviyeye sahip okültistler tarafından etkin bir şekilde kullanılıyor olsa da vasat insanlarda açıkça görülmeyebilir. Yine de bu iki ekstra fiziki duyu da astral düzlemde eşlere sahiptirler.

Astral duyularını geliştiren insanlar astral düzlemdeki etkileri, fiziki düzlemdeki etkileri fiziki duyularıyla algıladıkları kadar net bir şekilde alabilirler. Örnek olarak astral düzlemde olan şeyleri algılayabilen bir kişi; dünyanın başka bir yerinde olanları idrak etmek ve geçmişte olanları öğrenmek için geçmişin Akaşik kayıtlarını okuyabilir. Duru İşitme ile kişi astral dünyada geçmiş ve geleceğe ilişkin şeyler duyabilir. Bunun açıklaması her iki durumda da aynıdır. Kişi astral düzlemdeki titreşimleri algılıyordur. Aynı şekilde koku alma, hissetme ve tatma gibi astral duyular da kullanılabilir. Ancak astral duyularımız kullanıma hazır olsa da, astral dokunma, koku alma ya da tat alma konularında nadir örneklerle karşılaşıyoruz. Ancak astral beden içerisinde seyahat ederken tat alma ve koklama duyularımız belirgin hale geliyor.

Telepati fenomeni ya da düşünce transferi fiziki ve astral düzlemlerin her ikisinde de meydana gelir. Fiziksel düzlemde daha az olağan ve düzensiz bir görünümdeyken, astral düzlemde daha net, güvenilir ve talebe cevap verir niteliktedir.

Olağan bir kişide de astral duyular nadiren ortaya çıkar ve kural olarak olağan bir kişi sadece buna niyet ederek fenomenleri deneyimleyemez. Ancak iyi hazırlanmış bir okültist basit bir çaba ya da niyet ile duyularını değiştirebilir. Gelişmiş okültistler aynı anda her iki düzlemdeki duyularını da çalıştırabilirler ama genellikle bunu yapmak istemezler. Astral vizyon için fiziki düzlemdeki mekanizmayı kapatarak astrale geçer.

Birçok kişi astral duyuların kullanılabilmesi için astral düzlemde astral vücut ile seyahat edilmesi gerektiğini düşünür. Bu düşünce yanlıştır. Durugörünün birçok örneğinde okültist fiziki vücudunda kalır ve astral düzlemin fenomenlerini sanki fiziki düzlemde fiziksel duyuları algılıyormuşçasına duyumsar.

Okült fenomende bir başka faz da astral vücutla seyahat etmektir ve bunun açıklanması daha güçtür. Öğrenci yetkili bir öğretmen yanında olmadan asla astral vücutla seyahat etmeye çalışmamalıdır.

Şüphesiz bazılarınız bu şeylerin doğaüstü olduğunu, gerçek doğa kanunlarının üzerinde olduğunu söyleyeceksiniz. Değerli okuyucu, bu kadar çabuk yargılara varmayınız. Doğa kanunları limitleri ve fenomenler hakkında ne biliyorsunuz? Sizin olağan duyu deneyimlerinizin ötesindeki her şeyin doğal olmadığını iddia etmeye hakkınız var mı? Gerçekte sınır koyulamaz olan doğaya bu şekilde sınırlar koymaya çalıştığınızın farkında değil misiniz?

Geçmiş jenerasyondan bir kişiyi bugüne getirsek o da kablosuz telegrafa şaşırıp bunun doğaüstü olduğunu düşünebilir, ona bunun mümkün olduğu bildirilmiş miydi? Biraz daha geriye gidersek, onun da babası telefon için aynı şeyi söyleyecektir. Birkaç jenerasyon daha geriye gittiğimizde, o kişinin telegraf hakkında ne düşüneceğini düşünün. Oysa bütün bunlar doğanın muhteşem güçleri ile icat edilen şeylerdir.

Dostlarım, bu şeyler fiziki duyular kadar doğaldır ve mucize değildir. Sadece fiziki olanlara biraz daha alışkınız ve diğerine değiliz. Bu astral duyuların fiziki olanlardan daha muhteşem gibi görünmelerine yol açıyor heps bu. Doğanın işlerinin hepsi muhteşem, biri diğerinden daha fazla muhteşem değil. Bütün bunlar bizim kesin olarak fikirlerimizdedir, biz onları gerçeğe dönüştürene kadar. Öyleyse haydi, zihnimizi açalım!

Swami Panchadasi - Durugörü ve Okült Güçler