Mitoloji ve Dinlerin Gelişimleri Üzerine Düşüncelerim

İnsanlar görünüşe bakılırsa çok uzun zaman önceden beri yüksek güç arayışına girmişler. Bu yüksek güce bazen evren, bazen Kök Tengri, bazen Zeus, Hades, Poseidon ve diğer Olimpos Tanrıları, bazen Yehova, bazen Allah, bazen ise doğa demişler ve doğadaki varlıkları kutsal görmüşler. İnsanlar bu yüksek güce ulaşmaya çalışmışlar. Kendilerini ve yüksek gücü anlamak için yüksek güce saygı göstermiş ve bazıları kendi benliklerine ulaşmaya çalışmışlar. Başa çıkamayacaklarını düşündükleri olaylar için yüksek güce sığınmış ya da olan kötü olayları yüksek güce bağlamışlar. Öğrendikçe ve gözlemledikçe yüksek gücü daha da soyut olarak tanımlamışlar ancak kendilerine özgü özellikler vermekten vazgeçememişler. Ona merhamet, öfke, hüzün, mutluluk ve sevgi gibi özellikler bahşetmişler. Ancak yüksek güç soyutlaştıkça soyutlaşmış. Birçok insan onu yaşadıkları yerde göremez olmuş. Dağda, ağaçta, kedide, köpekte onu göremez olmuş çünkü bir şeyin güçlü olması için O'nun somut olması gerektiğine inanmışlar. Yüksek gücün çevrede olmadığını gördükleri zaman somut bir gücün ve somut bir ödülün hayalini kurmuşlar. Bu hayalleri betimlemişler. Bu hayallere inanmış ve ömürlerini adamışlar. Hayalleri uğruna savaşlar yapmış, insanlar öldürmüşler. Bazıları içine yönelmiş. Yüksek gücün belki de soyut ve somut olan her şey olduğunu anlamak için benliklerine inmeye çalışmışlar. Doğrusunu söylemek gerekirse, inanıyorum ki bulacaklar. Bir gün yüksek gücün her şey olduğunu, kendileri olduğunu ve hepsiyle BİR olduklarını anlayacaklar.