İlk Tek tanrılı Din Zerdüştlük

Zerdüştlük yanlış tanınıyordu elit kesim insanlara zerdüştlüğü yanlış tanıtmıştı zerdüştlük hakkında gerçek bilgiler bunlardır insanlar yanlış tanımasın.Bu yüzden sizinle paylaşıyorum...

Kürd ve Fars kavminin kadim dinidir. Bunu her Kürd evladı bilir, bilmelidir. Lakin mesele o değil. Son zamanda bazı ultra zekalar Kürdlere hakaret amacıyla kullanmaktadır. Aslında kendilerine hakaret ettiklerinin ve ne kadarda cahil olduklarını gösteriyor bize. Bir şey hakkında bilmeden konuşmak anacak kara cahillerin işidir.

Ben şimdi sizlere Zerdeştlüğü felsefeye inmeden yüzeysel olarak anlatacağım ve bu faşist zihniyetlilere neden aynı zamanda kara cahil dediğimi anlayacaksınız.

Zerdeşt kelime anlamı olarak bilge adam demektir. Ve bilgelik üzerine kurulu yani tıpkı İslam dini gibi öğrenmeyi ve bilgi edinmeyi temel alan bir dindir. Fakat en büyük özelliği bu değildir. Zerdüştlüğün en büyük özelliği şaşırtıcı ama dünya tarihinde kayıtlara geçen ilk tek tanrılı din olmasıdır. Evet ilk tek tanrılı din Zerdüştlüktür. Tıpkı İslam dini gibi tek tanrılıdır.

Zerdüştiler Batılı kültürlerde sanıldığı gibi ateşe tapmazlar. Zerdüştiler dünyada bulunan elementlerin saf olduğuna ve ateşin tanrının ışığı veya irfanı olduğuna inanırlar. Dini törenlere ya da ayinlere çok fazla önem vermeden, “iyi sözler, iyi düşünceler ve iyi hareketler” ilkelerine odaklanırlar. Kadın ve erkeğin eşit olduğu savunulmuş ister inanın ister inanmayın ama Zerdüştlüğün yayılıp kabul görüldüğü bölgelerde çok eşlilik azalmıştır. Bunun ötesinde sahip olduğu temel ahlak değerleriyle birlikte ki bunlar 3 tanedir ve şöyledir: iyi iş- iyi niyetle- iyilik yolunda (karê baş. Bi niyeta baş, di rêya baş) bununla birlikte çalışılıp üretken olunmayı kirli işlerden uzak kalmayı iyilik ve doğruluktan sapmamayı öğütler. Unutmadan söyleyelim Kutsal Kitabı ZENDAVESTADIR. Ve maalesef Makedonyalı Aleksander namı diğer İskender tarafından yakılmıştır. Tarihçiler çelişkili söylese de Kürdler ve Farslar arasında Zendavestanın 70 bin ceylan derisi üzerine yazıldığı kabul görülmüştür. Bunları bi yana bırakırsak 3000 yıllık bir inancın şimdiki birçok inanç siteminden oldukça ilerde olduğunu söyleyebiliriz ve o dönemlerdeki halkın dini değerlerinin ne kadar derin olduğunu anlayabiliriz. Müslüman adam böyle olmamalı mıdır? Ayrıca Zerdüştlük İslam’a şaşırtıcı derecede benzemektedir. Bu benzerlikler hiç bir şekilde açıklanamaz. Tek açıklaması Zerdüştlükte Allahın gönderdiği bir dindir gerçeği. Allah son kutsal kitabı olan yüce Kuran-ı kerimde; ‘Ben insanlara 124 bin peygamber gönderdim, en ufak bi kavmi bile elçisiz bırakmadım’ demiştir. Bunu inkar edebilir mi bugün İslam’ın sahibi rolünü üstlenenler?

Her neyse gelelim benzerliklere…

1)Zerdüştlükte günde 5 vakit dua etmek bir nevi namaz kılmak farzdır.

-İslam dinine iman edenlere günde 5 vakit namaz farz değil midir?

2)Tanrı için Kurban kesmek farzdır. (Sığı kesmek ve etini yemek haramdır. Tıpkı İslamdaki domuz kesmek ve yemek haram olduğu gibi)

-Sorarım Kurban bayramında ne yapıyorsunuz?

3)Öldükten ve hesaba çekildikten sonra Cinvat köprüsü üzerinden geçtikten sonra cennete vasıl olunacağına inanılır ve o köprünün iyi insanlar için geniş kötüler için gözle görülemeyecek kadar ince olacağına inanılır

- Eyy ben Müslümanım diyenler hesap gününden sonra Sırat Köprüsünden nasıl geçmeyi planlıyorsunuz? Amelleriniz kötüyse karşınıza310 kmuzunluğunda155 mgenişliğinde köprü çıkıcak mı sanıyorsunuz?

4)Öldükten sonra tanrıya hesap verileceğine inanılır ve ahiret inancı vardır

- Öldükten sonra Müslümanlar ne yapacak sorarım size?

5)Öldükten sonra Dirilme olacağından bahsedilir.

- Kendine Müslüman diyenler öldükten sonra hep ölü mü kalacaksın

6)Kıyamet gününe inanılır. Bir gün dünyanın nihayete ereceğine inanırlar

- Kıyamete inanmayan Müslüman mıdır?

7)İntihar etmenin Tanrıya düşmanlık olarak niteler.

- Bakın bakalım İslam intihar için ne der?

Ve ala ala…

İşte alın bakalım size Zerdüştlüğün temel ilkeleri. İslamdan yaklaşık 1500 yıl önce olan bu din mi islama çok benzer yoksa İslam mı bu dine çok benzer. El insaf yav. Eğer ki Zerdüştlük saldırı ve tahribe uğramamış, kutsal kitabı yakılmamış ve çeşitli hurafelerle değiştirilmemiş olmasaydı bugün olan biten çoğu gereksiz tartışma da olmazdı

Paylaştığın için teşekkür ederim. Yazını sonuna kadar da okudum. Ancak ben bir Müslüman olmamama rağmen üslubunu biraz kışkırtıcı buldum. Tartışma çıkmasını hiçbirimiz istemeyiz. Yine de bu bilgileri bizimle paylaştığın için teşekkür ederim.

KOnuyu tekrar düzenleyip zerdüştlük hakkında daha objektif bilgiler ver. Bu şekilde düşmana söver gibi yazman sitenin konseptine uygun değil. Bu sitede pagan, müslüman dahil olmak üzere her dinden insan mevcut, kimsenin senin dinine hakaret ettiği yok. Eğer içerik düzeltilmezse başlık silinmek zorunda kalacaktır.

Şimdi bende bilgilerimi paylaşayım. Paganizm dahil bütün dinler zaten özünde aynı bilgeliği taşır sadece kavramlar değişir. Bizim kaçırdığımız nokta sürekli bu din üstün bu din değil kıyaslaması yapmamız. Her yolun temeli ve vardığı yol aynıdır sadece gidiş yolu farklıdır, bu da doğaldır. senin burada verdiğin temellere bende büyü üzerine kurulu antik mısır inancı üzerinden örneklendirmeler yapayım. Ki antik mısır inancı zerdüştlükten daha eskidir;

1)Zerdüştlükte günde 5 vakit dua etmek bir nevi namaz kılmak farzdır.

-İslam dinine iman edenlere günde 5 vakit namaz farz değil midir?

Esasında İslamiyet'te ibader 3 vakittir (Kuran'a göre) sünnetle birlikte 5 vakte çıkmıştır. Ve sadece sabah öğlen ve akşam saatleri olarak geçer. Aynı şekilde antik mısır'da da üç vakit (sabah öğlen ve akşam) güneşe karşı yapılan günlük ibadet vardır, hareketleri neredeyse namaz ile aynıdır (güneşe selam vs..) Aynı uygulamalar yoga adı altında uzakdoğuda da mevcuttur.

2)Tanrı için Kurban kesmek farzdır. (Sığı kesmek ve etini yemek haramdır. Tıpkı İslamdaki domuz kesmek ve yemek haram olduğu gibi)

Antik Mısır'da da kurban oldukça önemliydi, sadece antik mısır'da değil kelt kültünde de beyaz boğa kurban olarak verilirdi.

3)Öldükten ve hesaba çekildikten sonra Cinvat köprüsü üzerinden geçtikten sonra cennete vasıl olunacağına inanılır ve o köprünün iyi insanlar için geniş kötüler için gözle görülemeyecek kadar ince olacağına inanılır

Antik Mısır'da da ölen ruh benzer bir köprüden geçer ve köprünün dışında uzun bir vadi ve zorlu bir yolculuk ruhu bekler.

4)Öldükten sonra tanrıya hesap verileceğine inanılır ve ahiret inancı vardır

Antik Mısır'da da ölümden sonra Osiris'e hesap verilir ve hatta bir terazinin kefesine bir tüy, diğer kefesine kalp konur ve kişinin kalbi tartılır. Eğer tüyden hafifse kalbi, tanrıları nyanına (cennete) alınır değilse kara ateşte arınır ve ölümden sonra dirilmek üzere dünyaya gönderilir. Buradaki terazi örneğinin aynısı Kuran'da da mizan olarak anlatılır.

5)Öldükten sonra Dirilme olacağından bahsedilir.

Hemen hemen her kültürde bu mevcuttur. Hatta dirileceğinin sembolü olarak ANtik mısır'da buğday taneleri mezarlara konurdu

6)Kıyamet gününe inanılır. Bir gün dünyanın nihayete ereceğine inanırlar

Bütün eski pagan geleneklerde herkesin uyanışa geçeceği bir dönemden bahsedilir. Mayalar bu konuda en popüleridir ama bunlar dışında başka ilkel pagan kabilelerde bu süreçten bahsedilir.

7)İntihar etmenin Tanrıya düşmanlık olarak niteler.

İntihar eski antik mısır dahil olmak üzere birçok antik dinde yasaklanmıştır.tekamül planına terstir.

Yani aynı aşamaları ve daha da fazlasını ben daha eski dinlerde olduğunu kanıtlayabilirim... Budizm, taozim, antik mısır, sümer, maya, aztek,voodoo ve daha nice antik kültürlerin hepsinin özündeki sembolizm ve inanç oldukça benzerdir. Hepsinde bir Yaratıcı'dan bahsedilir ve bu yaratıcı'nın altında görev alan tanrı ve tanrıçalar silsilesi anlatılır. Haliyle ilk Yaratıcı kavramına sahip din zerdüştlük değildir, insanlığın var olduğundan beri en ilkelinden en gelişmişine kadar Yaratıcı inancı mevcuttur. Afrika'da geçmişinin ne kadar eski olduğu bilinmeyen voodoo dininde bile (ki onun da zerdüşlükten çok daha eski olduğu kesin) Tek bir Yaratıcı güçten bahsedilir ama onun için evreni düzenleyen ruhlar yani loalar vardır ve bu loalar üzerinden Yaratıcı'ya ulaşılabileceği inancı vardır. Biraz daha geniş açılı bakmamızda fayda var...

O yüzden biraz daha derin ve ezoterik bakarak, tasavvufi açıdan her dinin her yolun aynı yere çıkacağını idrak etmemiz ve insanların dinlerine inançlarına karşı hoşgörülü olmalıyız. İmanın kimde olduğu belli olmaz, size çok yanlış yolda gelen bir kişi, sizden çok daha doğru bir yolda olabilir, bunu bilemezsiniz bu yüzden kimsenin yargılama hakkı yoktur. İsa'nın dediği gibi yargılayanlar gün gelir yargıladıkları gibi yargılanırlar. Bu da kaçıınılmazdır.

Haliyle sitemizde kavgamız o din üstün bu din değil değilidr. Herkes burada bilgisini paylaşır ve bu paylaşım "işte görün bakın iştee" diye göze sokma çabaları içinde değil "benim bilgim bu benzerlikler var hoşgörülü olmalıyız," şeklinde olmalıdır.

Diğer bilgilere yanlış diyorsun.Ama biz bu bilgilerin doğru olduğunu nasıl bilecez?