Jump to content

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı


masal perisi

Önerilen Mesajlar

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.

 

[TABLE=width: 100%, align: center]

[TR]

[TD]1914'de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü. Savaş öncesi Avrupa'nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı. Birbirleriyle savaştılar. Bu savaşta bizimle birlikte onlar yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık.Savaş sonunda Mondros Silah Bırakışması imzalandı.

Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu.

 

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

 

Trablusgarp'da Birinci Dünya Savaşı'nda Anafartalar'da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu kurtarmak için Anadolu'ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru'na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet Gerçekçi şöyle anlatıyor:

 

« Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun'a az bir yolumuz kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O'nun kamarasından çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi. Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19 Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun'da sevinç gösterileri ile karşılandı.»

 

http://i.onbesyirmibes.org/image//2010/05/18/54142.jpg

 

Burada bir hafta kalan Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza'ya geldi. Çalışmalarını burada da sürdürdü.

[TABLE=width: 100%, align: center]

[TR]

[TD]Mustafa Kemal, Amasya'da yayınladığı genelge ile ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığınıkurtarmak için birlikte çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa'nın buçalışmalarından hoşnut değildi. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul’a çağırdı.

Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek askerlikten çekildiğini bildirdi. MustafaKemal Paşa bundan böyle çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a gitti. Sivas Kongresi'nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.

Mustafa Kemal Paşa Sivas'tan sonra Ankara'ya geldi 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu.

Bu ordular düşmanlarla çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

 

Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.

Atatürk "Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum" derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.

Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.

http://i.onbesyirmibes.org/image//2010/05/18/54145.jpg

http://i.onbesyirmibes.org/image//2010/05/18/54144.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu yıl büyük organizasyonlar hazırlanıyor 19 Mayıs için. Ülkemizi karanlığa gömmeye kararlı bazı gruplara inat 19 Mayıs'ta, 20 Mayıs'ta ve yılın diğer günlerinde de Mustafa Kemal'i anmalı, fikirlerini insanlara anlatmalıyız. Fikirlerini ve yaptıklarını anlayan bir insan bunları zaten destekler. Tabi bunu bilge Ay'ı gösteriyorken onun parmağına bakarak yapamayız. Tarih bilgilerini ezberletmektense Atatürk'ün amaçlarını, modern gelecek görüşünü anlatmalıyız çocuklarımıza, gençlerimize.

 

http://www.viva19may.com

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylaşım için çok teşekkür ederim. :) Ve şu lafın çok hoşuma gitti serpen "Ülkemizi karanlığa gömmeye kararlı bazı gruplara inat 19 Mayıs'ta, 20 Mayıs'ta ve yılın diğer günlerinde de Mustafa Kemal'i anmalı, fikirlerini insanlara anlatmalıyız."

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ey yüce Ata'm... Sen bugünleri 80 sene evvelden görerek "Gençliğe Hitabe"yi yazdın.

 

"...Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir."

 

Ne güzel söylemiş... Belkide okullardan Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin kaldırılma sebebi yeni nesilin bunları 80 sene önceden gören Ata'yı tanımamasıdır. Milli bayramların yerine sürekli dini kutlamaların ön plana çıkarılmasının sebebi de belki budur. Yurt dışında özel cemaat okullarında eğitim göre 9-10 yaşındaki çocukların Atatürk ismini duymamış olmasının sebebi kesinlikle budur!

 

Hiç fark ettiniz mi? 90'lı yıllarda Türk gençlerinin Ata'ya cevabı vardı. Ne diyordu orada?

 

"Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır."

 

Son zamanlarda bunu kimsenin ağzından duydunuz mu? Ya da bu yazıyı herhangi bir yerde gördünüz mü? Bunları herhangi bir mekanda söylediğiniz zaman bir kısım insanların size nasıl bakacağını bir düşünün şuan... Ama herşeyin bir sonu vardır. Tavan yapan herşey birgün tabana iner, hatta öyle ki en büyük savunucuları tarafından bile nefret edilir hale gelebilir. Düşünün 70 ve 80'ler de yaşanan sağcı, solcu olaylarını şimdi hepsi bıyıklı göbekli amcalar, çocuk çocuğa karışmış teyzeler olan insanlar o dönemde birbirinin boğazını sıkmak için fırsat kolluyordu. Birgün bu cemaat baskısı da geçecek... Belki yeni bir akım olacak ama bu ortadan kalkacak.

 

Bu ülkenin tek değişmez gerçeği Atatürk'tür. Eğer ki bir nesil birgün onu unutursa, onu hatırlamazsa, onun adı sanı anılmazsa ya da bunlar toptan yasaklanırsa bu ülke artık zaten Türkiye Cumhuriyeti değildir. 19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos, 18 Mart, 10 Kasım unutturulmak istendikçe biz üstüne basa basa bugünleri hatırlamaya, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını, bize bu toprakları kanlarıyla armağan eden şehitlerimizi anmaya devam edeceğiz.

 

Unutanlar için hatırlatmakta fayda var;

 

[TABLE=align: center]

[TR]

[TD=colspan: 2, align: left]Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

[/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 310, align: left] [/TD]

[TD=width: 190, align: left]

 

Mustafa Kemal Atatürk

20 Ekim 1927

http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

 

 

 

Ey Büyük Ata,

Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !

İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Kardeşlerim;Bugün Silivri'de esaret altındayız. Ancak emin olun sizlerin omuz başında hissediyorum kendimi.

Şizofren bir cehalet bugün ülkemizi işgal etti. Yetmedi, karanlığını bütün dünyaya bulaştırmaya çalışıyor. Emperyalist programların taşeronluğunu yapıyor. Sizin dünyanın devrimcilerini yan yana getiren çıkışınız onların korkulu rüyasıdır.

Kardeşlerim;

Ülkemizin devrimci aydınlarını, yazarlarını, gazetecilerini, yurtsever askerlerini hapishanelere doldurdular. İnsanları korkuttular, halkı sindirdiler. Örgütlenmeyi, karşı çıkmayı, ses çıkarmayı yasakladılar. Sizin yüz bin adımınız onların duvarlarında açılmış oyuktur.

Kardeşlerim;

Gericilik bütün halkların en belalı düşmanıdır. Soyu, sopu, ruhu, vicdanı hep satılıktır. Onlar ülkemiz topraklarını Amerikan üssü yaptılar, tersanelerimizi ve limanlarımızı yağmacılara pazarladılar, halkın biriktirdiklerini otel odalarında yağmalattılar. Sizin mücadeleniz bilfiil işgal altındaki vatana binlerce elle sarılma mücadelesidir.

Kardeşlerim;

Tiyatroyu yasakladılar. Edebiyatı susturdular. Sinemayı sindirdiler. Heykelleri yıktılar. Sahneleri kapattılar. Mustafa Kemal'in "reisicumhur olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız" dediği insanlara parmaklarını sallayarak "siz kimsiniz" diye bağırdılar. Sizin kalkışınız Nazımlar'ın, Sebahattin Aliler'in, Aziz Nesinler'in, Orhan Kemaller'in, Tevfik Fikretler'in, Namık Kemaller'in kalkışıdır.

Kardeşlerim;

Devrimlerimizi karanlığın örtüsüne saklamaya çalışanlar sonunda 19 Mayıs'ı da yasakladı. Gençliğin damarlarındaki heyecandan korktu. Haksız da değiller! Mustafa Kemal'in Harekat Ordusu'yla İstanbul'a yürüdüğü yaştasınız, Deniz Gezmiş'in sandalyesine tekme attığı yaştasınız, Turan Emeksiz'in Beyazıt'ta vurulduğu yaştasınız, Şeref Vapuru'ndan vatanına son kez bakanların yaşındasınız. Sizden korkulmaz mı?

Kardeşlerim;

Gençlik bayramını yasaklayanlar belki de hepimize iyilik yaptılar. Bizi uykudan, masaldan, kabustan uyandırdılar. Bize yeni bir bayram verdiler. "19 Mayıs Devrimci Gençlik Bayramı". Bizler o bayramı kendi ellerimizle yaratacak, hayatı bayram yapacağız. Gündoğdu Marşı'nın yanında Venceremos, Çav Bella söyleyeceksiniz, bizler buradan katılacağız. Bayramımızı, halkların kardeşliği bayramı yapacağız. Şarkılarımız bütün dünyanın başındaki çuvalın yırtılmasıdır.

Hepinizi Silivri Zindanı'ndan hürriyet alkışıyla selamlıyorum.

Devrimci Gençlik Bayramımız kutlu olsun.

Tuncay Özkan

Silivri 1 Nolu Cezaevi/ B-3 (Alt) Hücresi

tgb.gen.tr

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ATATÜRK'TEN SON MEKTUP

 

 

Siz beni hala anlayamadınız

Ve anlamayacaksınız çağlarca da

Hep tutturmuş "Yıl 1919 Mayısın 19u" diyorsunuz

Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz

Mustafa Kemal'i anlamak bu değil.

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

 

 

Bırakın o altın yaprağı artık

Bırakın rahat etsin anılarda şehitler

Siz bana neler yaptınız ondan haber verin

Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?

Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

 

 

Bana muştular getirin bir daha

Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan

Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı?

Uzaya Türk adını Atatürk kapsülleriyle yazdınız mı?

Mustafa Kemal'i anlamak avunma değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

 

 

Hala o acıklı ağıtlar dudaklarınızda

Hala oturmuş bana 10 Kasımlarda ağlıyorsunuz

Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!

Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların

Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil!

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

 

 

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız

Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil

Bilim ağartsın saclarınızı, kitaplar

Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar

Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

 

 

Demokrasiyi getirmişim size özgürlüğü

Görüyorum ki hala aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş

Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken

Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?

Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

 

 

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla

Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla

Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister

Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter yeter

Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

 

 

Halim Yağcıoğlu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...