Jump to content

Astral Seyahat Teknikleri, Uygulamaları ( Dr. Douglas M.Baker)


nevermore

Önerilen Mesajlar

Uykuda Uyanıklık

Birinci Kademeye Projeksiyon

Ne yapılması gerektiğini tam olarak bilmeniz için, son bölümden, bu kademenin tarifini iyice okuyun. Bu kademede astral beden, hemen hemen fizik beden hizasından ayrılmak üzeredir.

İnsan bunu yapmayı niçin ister?

İpucu uykudadır. Tanı ve doğal bir uyku sırasında, astral beden fizik bedenle bir hizada olmaktan çıkar. Fizik beden metabolizma olarak iyileşirken, iç vasıtalarda harikulade bir gençleşme ve canlanma sürer. Tümüyle tazelenmiş ve günlük işlerimizi bir kere daha yürütecek şekilde uyanırız. Fakat daha fazla enerjiye ihtiyaç'duyduğumuz zaman, bu işlemi irade ile ufak ölçüde kopya edebilseydik, kendimizi doğanın kendi yöntemiyle yenileyemez miydik? Birçok ünlü kimse, bunu yapmasını öğrenmiştir,

Sir Winston Churchill, ne yapıyor olursa olsun, birden bire yorgunluktan kurtulma ve çok kısa bir zamanda, çok güç olan işlerine eskisi gibi devam edebilme yeteneğine sahipti. Bunlardan biri de Emanuel Swedenborg'dur.Yazar, yıllardır aynı yeteneği kullanmaktadır. Bu, çaba göstermeden yavaş yavaş gelişti, fakat kısa zamanda bunun kolayca anlaşılamayan mekanizmasını ve burada kullanılan tekniğin esasını teşkil ettiğini ortaya koydu. Yöntem. Orta Avrupa'daki bazı yoga okullarında da kullanılmaktadır ve sonuçlar ne olursa olsun, bu süreç spiritüel yetenekleri geliştirdiğinden, bu konudaki çalışmalardan zahmete değer niteliktedir.

Tekniğin ipucu, uzun süre araba sürme veya gün boyunca yelkenli idare etme gibi faaliyetlerin sonuçlarında bulunmaktadır. Her iki durumda da ortak olan iki unsur vardır: 1, Hızlı bir şekilde gevşeyen yorgun bir beden ve 2. Hâlâ alert (uyanık, tetikte) durumda olan bir zihin.

Teknik

Yatay olarak uzanabileceğiniz bir yer seçin. Eğer iş yerindeki büronuzda iseniz, halının üzerine uzanın. Gözlerinizi kapayın ve iki şey yapın. Birincisi KENDİNİZİ SÜRATLE GEVŞETİN. Bu işlem, uzun süre araba sürdükten sonra yapabileceğiniz kadar hızlı bir şekilde yapılmalıdır. Bedeninizin, birdenbire yere atılan mısır çuvalı gibi olması gerekir.

Bundan sonra yapacağınız şey, zihninizde bir red tavrı meydana getirmektir. Şimdilik, bütün dünyayı ve onun içindeki sahtelikleri reddetmelisiniz. Telefon çalabilir veya masanızda bitmek tükenmek bilmeyen kâğıtlar olabilir.

Kendi kendinize şöyle deyin: "Bütün bunlardan bıktım artık. Şimdi yirmi dakika süreyle içe döneceğim ve hepsini unutacağım!" İstediğiniz şey dışarıda değildir, bu nedenle dışarı ile ilgili hiçbir şey düşünmeyeceksiniz. Bunun yerine, zihniniz içe dönecek. Kısa bir süre sonra, bedeninizin uykuya daldığını, fakat zihninizin uyarak (alert) durumda kaldığsm göreceksiniz. Hatta beden hörlayabilir bile! Bu, en doğru anlamıyla kendi Kendine ipnozdur.'

Bedeninizi uykuya sokmuş duru nidasını? Bir süre sonra, belki beş ya da on dakika sonra, yorgunluğunuz uçup gitmiş olarak, kendinizi nazikçe uyandırmanız mümkün olacaktır!

O süre boyunca, şuurunuz bedeninizin dışında olacaktır.

Şuurunuz, fizik kılıfının 8 - 10 cm. yukansındaki astral bedeninizde olacaktır. Bitişik odadaki sesleri veya caddeden gelen gürültüleri hâlâ işitebilirsiniz, fakat bu, sizin astral duyumlarınızla olacaktır! Mutad bedensel meskeninizin 8 - 10 cm. dışında, tam şuurlu olarak, astral projeksiyon durumunda olacaksınız.

Bazen, göz kapaklarınızın kapalı olmasına rağmen, tavanı bile görebilirsiniz. Çünkü astral gözlerinizi ve astral duyumlarınızı kullanıyorsunuz. Tavanı görüş şekliniz size biraz farklı bir izlenim verecektir, çünkü onu başınızdan 5 çm. yukarıda olarak dikkate alıyorsunuz.

Bu işi başarmakta okluğunuzun işareti, yogilerin vrittis dediği bağlantısız görsel imajların aniden serbest kalışıdır. Bunlar, gevşek durumdaki beynin salgısı olup, projeksiyonun başlamak üzere olduğunun habercisidir. Vritti'ler durugörünün ilk esintileri değildir ve onlarla karşılaştığınız zaman, ne olduklarını bilmeniz gerekir: Bunlar, beynin salgı çıkaran mekanizmalarıdır ve bazen göz önünde canlandırma ile karıştırılmasından başka, ezoterik önemi yok­tur.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0014.jpg

Şekil 14 - Birinci Kademe Tekniği.

Özet

Kendi kendini ipnoz (oto ipnoz), fizik bedenin eterik bedenle olan çakışık durumunun ayrılmasına yol açar. Böylece iç araçlar, eterik bedeni şarj etmeye muktedir olurlar. Bu ise, fizik bedenin enerji kazanması sonucunu verir. Uyku olayı vukubulmadığından, şuurlulukda kesinti olmamıştır. Ve mu (ad öğleden sonraki kestirmelerin ardındaki etkilere benzemeyen bir tarzda zihin uyanıktır ve faaliyete hazırdır. İç araçlar, 8 - 10 cm.'den daha uzağa projekte edilmiş durumdadır.

İkinci Kademeye Projeksiyon

Bu kademede süjenin, kendisini fizik bedenin yukarısında, havada asılı bulduğunu hatırlayacaksınız. Birçok insan tarafından bu hâl yaşanmıştır ve genellikle, fizik beyin hâlâ gayet alert (uyanık) olmakla beraber, şuursuzluğa yol açan bir motosiklet kazasına benzer fizikî travmaların bir sonucu olarak yaşanır. Anestezi sırasında ortaya çıkabildiği gibi, ölüm öncesi de vukubulabilir.

Projeksiyonun mevcut olduğuna dair kanıt olmasının dışında, astral projeksiyonun okült bir değeri de vardır. Eğer süje, bu şekilde projeksiyon yapmayı gerçekten istiyorsa, başka şeyleri bir tarafa bırakıp, zihninde bu düşünceyi kuvvetle muhafaza etmek suretiyle, BİRİNCİ KADEMEDE başlığı altında tarif edilen işlemleri yapmayı taahhüt edebilmelidir. Süje, kendisini suyun dibinde olduğuna inandırabilir ve su yüzüne çıkmak için kendini zorlamaya ihtiyaç duyabilir. Kuvvetli bir yukarı çıkma isteği, sık sık, otoipnoz kademesini bir adım ileriye götürür ve uygun miktarda bağlı maddesi olan astral beden, tahrik edici maksat ortadan kalkana kadar veya fizik bedenin yorgunluğu onu eski yerine çekene ya da ilâve edene kadar, fizik bedenin yukarısında havada asılı kalır. Bu kademe, hiçbir zaman daha kapsamlı projeksiyon için bir "tramplen" değildir.

Birinci Kademe projeksiyondan İkinci Kademe projeksiyona geçme kararlılığı; sanki bir havuzun dibindeyken, birisi suyun altından ayak bileğimizden tutup çekiyor ve siz ondan kurtulmak için bütün kuvvetinizi topluyormuşçasma güçlü olmalıdır.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astral6.jpg

Hedefin Tahayyül ( Hayal ) Edilmesi

Üçüncü Kademeye Projeksiyon

Dördüncü bölümde bu kademe ile ilgili açıklamaya tekrar göz atın. Projeksiyon; seçilen bir hedefe, sevilen birine veya sevilen bir eşyaya yapılacaktır. Hedefle beraber olmak için kuvvetli bir arzu olmalıdır. Bu itici arzu başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır, ancak hedefin mahiyeti BİLİNMELİDİR; herhangi bir tür projeksiyona girişmeden önce, bu hedef tahayyül edilebilmeli ve her zaman zihin gözüyle açık seçik görülebilmelidir.

"HEDEFİN TAHAYYÜL EDİLMESİ ve HEDEFLE BERABER OLMA ARZUSU"

Bunlar astral projeksiyon için çok önemli hususlardır.

Uygun şekilde tahayyül (gözde canlandırma) yeteneği ve gerçek bir arzu; her halükârda süptil araçlardaki kuvvet merkezlerini uyaran ve Üçüncü Göz'ün açılmasına götüren etkenlerdir. Israr zorunludur ve sonunda mükâfatı görülür. Her ikisinde de düşünce cevherini ve düşünce elementallerini kullanma (maniplasyon) gücü olmasına rağmen, gözünde canlandırma imajinas-yondan oldukça farklıdır.' İmajinasyon büyük ölçüde kontrolsuzdur ve bir şeyi görmek, koklamak veya dokunmak gibi duygusal girişler vasıtasıyla uyarılan negatif bir süreçtir. Öte yandan, gözünde canlandırmak (tahayyül) ise, kontrollüdür, pozitif bir süreçtir ve en iyi şekliyle duyusal etkiler kesildiği zaman tezahür eder.

Hedefin; yakında ve iyi bilinen bir çevrede olması önemlidir. Bunun nedeni, projeksiyonun tanıdık ve dost bir ortamda olmasını temin etmektir.Böylece korku ve bozulma önlenecektir. Projeksiyon içerisinde görülenler, projeksiyondan sonra derhal "realite" ile mukayese edilebilir.

Şimdi süje, içsel araçlarını fizik limanından belli uzaklığa hareket ettirmeyi arzu etmektedir. ARZU, vazgeçilmez bir unsurdur; GÖZDE CANLANDIRMA ise daha da önemlidir. İnsan bedeni de dahil olmak üzere bütün fizik cisimlerin mantal ve emosyonel (heyecansal) cevherden yapılmış "içsel" kılıflara sahip olduğu ve bu kılıfların birbirlerini cezbettiği, şimdi şimdi açıklığa kavuşacaktır. Bir şeyi düşündüğünüz veya GÖZÜMÜZDE CANLANDIRDIĞIMIZ zaman, bu objenin mantal veya emosyonel cevherden yapdmış bir benzerini yaratırız ve bu yaratılan şey derhal kendisini fizik kopyasıyla birleştirmeye çalışır. Yeteri kadar güçlü bir şekilde düşünürsek ve aynı zamanda içsel araçları fizik limanlarından ayırıp, serbest hâle getirirsek, o takdirde yaranlan düşünce formu, kendi içsel kılıflarımızla beraber fiziksel dublesine doğru çekilecektir.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0015.jpg

Şekil 15 - İkinci Kademe için Çaba

Teknik

Süje, kendi evinde fizik bir obje seçmeli ve onu derin bir şekilde düşünmelidir. Bu obje, süjenin hoşlandığı bir sanat eseri olabilir. Mermer bir heykel, bir vazo, bir prizma, vs., bu iş için gayet uygundur. Gözlerinizi ne zaman kapatsanız tahayyül edebilecek hâle gelene kadar, o obje üzerinde çalışmalısınız. Buna ilâveten, sakin anlarınızda "onunla beraber olma" pratikleri de yapmalısınız.

Onunla olmayı ARZU ETMELİSİNİZ.

Hazırlıklarınızın ilk kademelerindeyken, dikkatin yöneldiği obje veya "hedef", asla bir çocuk olmamalıdır. Bir çocuğu derin düşündüğünüz takdirde avranızın emanasyonlarındaki güç, çocuğa zarar verebilir.

Canlı olmayan birçok objeler vardır. Ben, Mikelanj'm meşhur DAVUT heykelinin minyatürünü kullanıyordum. Karmik bağlantını olan ve mümkün olduğu kadar birçok yönleriyle günlük yaşantıma dahil ettiğim Florance şehrinden böyle bir heykel satın aldım. Sonraları, heykelciğe yaptığım projeksiyon kolaylaştı ve birçok defa gerçek heykele de projeksiyon yaptım. Sonraları, meşhur psikolojist Robert Assagiöli ile olan çalışmalarım iyi sonuçlar verdi. Kendisi Florence'de oturuyordu.

Fizik Bedenden Ayrılışın Başarılması

Projeksiyonun bu kademesinde astral bedeni, fizik yuvasından nasıl serbest bırakabiliriz? Birinci teknik içerisinde bununla ilgili olarak, az da olsa bazı şeyler öğrenmiş bulunuyoruz, ancak ayrılmayı sağlamak üzere, emniyetli ve şaşmaz bir yol mevcuttur: Bedeni uyumaya bırakınız. Fakat bunu yapmadan önce, HEDEFİN İMAJINI ZİHNİNİZDE MUHAFAZA EDİN. Uykuya dalmadan önce zihninizdeki en son düşünce ya da ilgi konusu bu olmalıdır. Buna ilâveten uyanıklık şuurunuzu kaybetmeden önce, bu düşünceye, hedefle birlikte olma arzusu da eşlik etmelidir.

Eğer bu yöntemi sadakatle uygularsanız, bir gece, uyanıklık realitesinin tüm canlılığı içerisinde hedefinizle karşı karşıya geleceksiniz. Bu durum vuku bulduktan sonra, biraz daha uzakta olan başka bir hedef seçmelisiniz. Bu kez, doğrudan doğruya yeni hedefinize projeksiyon yapabileceğiniz gibi, diğer bir usul olarak, bir kere daha ilk hedefinize projeksiyon yaparsanız ve sonra, sanki mutad uyanıklık şuuru içerisinde hareket ediyormuş gibi, oradan, ikinci hedefe giden yolu bulabilirsiniz.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0016.jpg

Şekil 16 - Bir dikkat objesi

Böylece, örneğin, önce yatak odasındaki vazo ile başlayabilirsiniz; daha sonra, merdiven sahanlığındaki sarkaçlı saate ilerleyebilirsiniz; ve daha sonra bahçedeki bir heykele gidebilirsiniz ve böylece, başlangıç noktasından itibaren hep uzaklaşmak suretiyle devam edebilirsiniz.

Bazı Örnekler

Şuursuz olarak, birçok obje bende bağlılık meydana getirmiştir. Okültizmle uğraştığım ilk günlerde, bir defasında üst kattaki yatak odama çekildiğimde, saatimi alt kattaki bir odada bırakmıştım. Geceleyin birkaç defa saati öğrenmek istedim, fakat kolumda olmadığından, yataktan kalkıp aramaya üşendim. Bunun üzerine, saatle beraber olmak için bir arzu oluşturdum ve bir rüya öncesi hali içerisinde bedenimden ayrıldım. Saatimle birlikte olma arzum ona doğru bir projeksiyon yapmamı sağlamıştı. Başka bir sefer, "uyku hâlinde" iken burnuma gelen hafif bir yanık kokusu, mutfak sobasının gözümde canlanmasına neden olmuştu. Bunun üzerine, sobaya projeksiyon yaptığımda, alevler içerisinde kıpkırmızı olduğunu gördüm. Uyandım ve fırını sonuna kadar açık vaziyette unutup yattığımı anladım.

Bu son örnek ilginçtir. Projeksiyon halindeyken, soba, her tarafı erimiş olarak gözükmüştü. Onu astral gözlerle görmekteydim. Daha sonra uyandığımda, fırını sadece cereyanla ısınan ve tencerelerin konduğu yuvarlak kısımların iyice kızardığını gördüm. Astral vizyon (görüntü) farklıydı, fakat bu olayda bozulmaya uğramamıştı. Diğer yandan, odada, özellikle öfkeli bir köpeğin mevcudiyeti, astral görüş bakımından, objelerin görüntüsünün bozulmasına sebep olabilir.

Bu yöntemin bir avantajı, meditasyon gibi, diğer okült disiplinlerde maksatlı olarak kullanılabilen, birçok yararlı ve "sağlıklı" okült teknikleri besiemesidir. Projeksiyon yapacağınız objenin mahiyetini gayet iyi bir şekilde bilmeniz ve onun bulunduğu yere ilerlemeniz (örneğin, kendi evinizdeki bir eşyaya), astral hâl içerisindeki görsel algıların bozulmalarını giderecektir. Evinizdeki objelerin astral projeksiyon durumunda görülmesi, normal şuurluluk durumu içerisinde görülmesinden çok farklıdır. Bu ilk kademede istenmeyen bozulmalara meydan verilmemesi; daha sonraki gelişmiş projeksiyonlara yardım etmiş olur.

Slvan Muldoon, bedenin, kasten sudan mahrum bırakıp, susuzluk çekmesini ve hararetini bastırmak üzere bir ARZU'mın ortaya çıkarılmasını tavsiye eder. Bu hâl, uyku sırasında bir su musluğunun tahayyül edilmesine (visualization) sebep olur ve artık bu musluğa projeksiyon yapmak şart olur. Bana kalırsa, burada biraz zorlama vardır. Okült teknikler uygulandığında,beden rahatsız ve dengesiz bir durum içerisinde olmamalıdır.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0017.jpg

Şekil 17 - Hedef, İmajlar

Başarı İçin Önceden Gerekli Beş Husus

Dördüncü Kademeye Projeksiyon

Diğer hepsinin en son gayesi bu kademedir: Yani, kişinin uzak mesafelere ulaşması ve hedef üzerinde yaratıcılığının etkisi ölçüsünde faaliyette bulunması. Bu yaratma imkânları ile ilgili tam açıklama Dördüncü Bölümde yapılacaktır.

Bu kademenin içerdiği teknik, yüksek seviyeden spiritüel gelişmeye götüren disiplinlerin hemen hemen bir kopyasıdır. Bu nedenle, şimdi ana hatları verilen pratiklerde hiçbir çaba harcanmaz. Ancak, ezoterik öğrenci ya da mürit için kendiliğinden projeksiyonun, en son gaye OLMADIĞI vurgulanmalıdır. En kötü durumda, bu bir siddhi'den (doğaüstü güçler) başka bir şey değildir; en iyi durumda ise, bu insanı, daha büyük spiritüel çabaya sevkeden Beşinci âlemin pırıltılarını verebilir.

sirius tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu kademede başarı kazanabilmek için beş ön şart vardır. Bunların her biri, ayrı ayrı geliştirilebilir ve üzerlerinde çalışılabilir. Ve hepsi birarada olmak üzere, bunlar, bir müridi inisiyâsyon kapısına sevkeder ve tam bir kontrol altında, astral projeksiyon yapma gücünü tümüyle sağlar.

Birinci Faktör: İrade

İradenin kullanılması giderek daha fazla önem taşır. Şimdiye kadar, astral bedeni hedefe çekmek için arzu yeterliydi. Ayrıca, bu süreçteki çok büyük mesafeleri aşmak yavaş ve sıkıcıdır. Örneğin, tahrik edici faktör, sadece arzu olsaydı, Atlantik Okyanusunun diğer yanındaki bir hedefe ulaşmak saatler alırdı. Oysa, İRADE faktörü ile bu, saniyeler içerisinde yapılabilir. Hedefinizi seçin ve kendinize tekrar tekrar, "Ben oraya MUTLAKA GİDECEĞİM." deyin. Sadece arzu vasıtasıyla, hedefle beraber olma durumuna nazaran, şimdi, dikkati bir noktaya yöneltip, oraya konsantre olma çok daha fazla gereklidir. İkinci

İkinci Faktör: Tahayyülün Refleks Hâline Gelmesi

Son teknikte, hedefi gözünde canlandırabilmenin (tahayyülün), onu kesin olarak zihinde yaratabilmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bu süreç burada daha da ileri götürülmektedir. Hedef kavramını şuurumuza öyle iyi bir şekilde yerleştirmeliyiz ki, ne zaman ve nerede olursa olsun, yani rüya hâli gibi içsel ya da sübjektif âlemde bile olsak, saniyeler mertebesindeki bir süre içerisinde, bu hedefi zihnimize çağırabilelim.

Zihninde canlandırma ya da bir tür imajinasyon, gerçek şairlerin tümünün en büyük niteliğidir. Bu durum, spiritüel gelişmeyle o kadar ilişkilidir ki, şairler içinden sık sık bilgelerin, yüksek mertebeden üstad ve inisiyelerin çıkmasına şaşmamak gerek.

Üçüncü Faktör: Hafif Uyumak

Hafızanızı, rüyalarınıza ve astral hayata sokmadan, derin bir şekilde uyuyorsanız, astral projeksiyonu ve iç âlemlerdeki faaliyeti düşünmek tamamen boşunadır. Haftada on defa kiliseye gidebilirsiniz, fakat sekiz saatlik uykunuz boyunca iç âlemlerde ne olup bittiği konusunda duyarsızsanız, içten bir şekilde sizin spiritüel mutluluğunuzu isteyen Büyük Varlıklar tarafından eğitilemez ya da yönlendirilemezsiniz. Bir kısmımız bütün gün boyunca çeşitli faaliyetler sırasında oradan oraya koşuştururuz ve akşam olunca da yorgunluktan bitap düşüp kendimizi yataja dar atarız. Bundan sonra farkettiğimiz şey ise, bizi tekrar şuurlu hâlimize döndüren çalar saatin sesidir. Sekiz kıymetli saat, yaratıcı olmayan ve aydınlanmamış bir ataletle harcanmıştır. Oysa bu saatler, çok daha yararlı bir biçimde geçirilebilirdi. Astral âlemde şuurlu olan herkes "hassas'tır." Hafif uyumak, spiritüel plânlarda uyanıklılık meydana getirir. Bu ise, korttrollu ve yararlı bir astral seyahatin ön şartlarından biridir.

Rüyalarınızı hatırlamayacağınızı ya da uyuduğunuz sırada uyanıklılık şuurunuzu muhafaza edemeyeceğinizi iddia etmek saçmadır. Kaç tane insan gece uyurken yatağından düşmüştür? Çok çok az. Niçin düşmezler? Düştükten sonra olacaklar yüzünden yataklarından yere yuvarlanmazlar! İçlerindeki bir şey, onları bu ihtimale karşı uyanık tutar. Bu içsel şuur, uyuyan kişinin hareket etmesine meydan vermez. Kendilerini alâkadar eden şeylere karşı alert durumdadırlar.

Uykusu çok ağır olan kimseler, gerektiği zaman hafif uyumayı başarabilirler. Birçok delikanlı hayata afılıncaya kadar derin uyur. Evlendikten sonra çocuklarının yetişme sorunlarıyla karşı karşıya gelince, hemen değişiverir. Bir çocukları daha dünyaya gelen bu durumdaki birçok erkek, bir kulağı bebeğin ağlamasına tetikte olarak uyumayı öğrenir. Bilir ki, bebeğin ağlamasına aldırmazsa, diğer çocuklar da uyanıp bagrışmaya başlayacaklar ve o gece artık uyku filan kalmayacaktır.

Oliver Fox'un daha önce aktardığımız müşahedesi, konuluzla alâkalıdır.

"Kendimi rüyada ayakta durup, astral plândaki manzarayı seyrederken hissedebiliyordum; fakat aynı zamanda, yatakta uzanmış olarak kendimi de hissedebiliyor ve yatak odamı görebiliyordum."

Dördüncü Faktör: Tenkit Melekesinin Geliştirilmesi

Burada ihtiyaç duyulan şey, fizik beden uyurken UYANIK olmak için, rüya gördüğünüz sırada bir farkındalık geliştirmektir.

İnsanlar, derin uyuduklarını ve gene de yeteri kadar zihinlerini meşgul etmişse, astral plânda veya uyku durumunda olduklarının farkında olabildiklerini söylerler. Rüyasında bir merdivenden ya da bir tepeden aşağı düştüğünü görmeyen var mıdır?Kaç kişi kendisinin yere çarpılmasına izin vermiştir.Konferanslarımdaki dinleyicilerin yüzde altmışından fazlası, uyku durumunda iken kendilerinde farkındalık kılma yeteneğine sahiptiler. Yani, rüya gördüklerinin farkındaydılar. Sadece, bu farkındalık içinde faaliyet gösterirken kendilerini tehdit eden bir durum olunca uyanıyorlardı.

Rüya gördüğümüzü bir defa farkettiğimiz zaman, imkânlarla dolu bir âlemin kapıları bize açılır.

Rüya gördüğünüzün farkında olmak gibi bir yeteneği nasıl geliştirebiliriz? Bunun için bir tenkit melekesi geliştirmek için kendimizi eğitmeliyiz. Bir rüya sürerken, onu değerlendirmek ve eleştirmek yeteneğini kendimizde büyütmemiz gerekir. İşin başında, bunu uyandıktan sonra yaparız. Rüyayı didik didik ederiz ve ondaki gerçek hayata uymayan, saçma, sarsıcı ve münasebetsiz olan şeyleri tenkit ederiz. Fakat bunu, işin sonunda ve bir alışkanlıkla yapmaktayız. Ancak, aynı işi uyku durumunda da yapabiliriz, yani

RÜYALARDAKİ SAÇMA VE ÇELİŞKİLİ ŞEYLERE KARŞI ZİHNİMİZİ ALERT (UYANIK) DURUMDA TUTABİLİRİZ.

Hugh G. Callevvay takma adı altında yazı yazan Oliver Fox, bu tekniğin ışığı altında enteresan şeylerden söz eder. Fox, projeksiyonun püf noktasının, rüya görürken uyanıklık şuurunun korunmasını keşfetmek olduğu konusundaki ve bu keşfin genellikle rüya içerisindeki zıtlıkları ayırdetmek suretiyle ortaya çıktığı konusundaki kanaatinin nasıl yavaş yavaş geliştiğini açıklamaktadır.

Uyanıklık şuuru muhafaza edilerek ve şuuraltı zaptedilerek "Tann'nın Oğlu'nun" serbest kalarak yüksek âlemlerdeki sürür ve vecde girmesi, eski alşinıik çizimlerde en iyi şekilde sembolize edilmiştir.

Oliver Fox, daha sonra, bu tip tekniğin geliştirilmesi sırasında göze çarpan fiziksel etkilerle ilgili bazı ilginç müşahedelerden söz etmekte ve önemli bir gözlemle yazısına son vermektedir. Rüyasında, evinin dışındaki kaldırımda duruyor ve çok iyi bildiği güneş ışığıyla aydınlanmış manzarayı seyrediyordu. Tam eve gireceği sırada, kaldırım taşlarının, hatırladığı şekilde dizilmediğini farketmisti.

Fox, şöyle yazıyor:

"O zaman çözüm zihnimde çakıverdi: Bu güzel yaz sabahı ne kadar gerçek görünürse görünsün, RÜYA GÖRMEKTEYDİM!"

"Bu gerçeği farketmemle beraber, rüyanın niteliği biranda değişti, öyle ki. aynı şeyi yaşamayan bir kimseye bunu aktarmak çok zordur. Birdenbire, hayatın canlılığı yüzlerce kez arttı. Deniz, gökyüzü ve ağaçlar, asla böylesine olağanüstü bir güzellikte panldamamışlardır; hatta alelade evler bile canlı ve mistik bir güzellik içerisinde gözüküyorlardı. Kendimi asla, bu derece tümüyle mutlu, bu derece berrak zihinli, ilâhî bir şekilde güçlü, anlatılmaz derecede ÖZGÜR hissetmemiştim! Duyum, kelimelerin ötesinde keskindi, fakat ancak kısa bir süre devam etti ve uyandım..."

Özet

 

Bu gelişmenin amacı, gerçekten rüya gördüğünüzü, rüya hâlinizdeyken farkındalık içerisinde olduğunuzu, yani fizik bedeninizin dışında olduğunuzu farketmeklir. Hepimiz bu durumu yaşamışızdır. Bu, genellikle DÜŞMEK veya SALDIRIYA UĞRAMAK gibi zorlu ve kötü olaylar yaşadığımız zaman olur. Bazen rüya öyle zıtlıklarla doludur ki, rüya şuuru içerisinde çok küçük ölçüde .mevcut olmasına rağmen, nıentaî yeteneğimiz bu duruma isyan eder. Geliştirilmesi gereken şey, bu tenkit meselesidir. Tümüyle uyanmak üzere aşırı derecede tahrik olmak istemiyoruz. Fakat, bu derecede çelişkili ya da yakışıksız bir olayın ancak rüyada olabileceğinin farkında olmak istiyoruz.

Beşinci Faktör: Soluk Almak

Bu tekniğin sonunda açıklanacak sebeplerle, kontrollü soluk alma usulü, büyük mesafelere yapılan astral projeksiyonda başarı için güçlü bir yardımcı olabilir. Öğrenci, yogilerin körük solunum dedikleri şeyi denemeleridir. Bu, projeksiyona başlamadan önce, birkaç hafta boyunca muntazaman yapılmalıdır.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0018.jpg

Şekil 18 - Şuur ve Emniyette Tutulan Şuuraltı.

Körük Solunumu

Burada solunuma bir değişiklik yapılır. Öğrenci, düşmeyecek şekilde bir sandalyeye dik, fakat rahatça oturur. Havayı burun deliklerinden şiddetle çeker, öyle ki, burun delikleri büzülür. Bu, takriben saniyede bir defalık bir hızla birkaç defa yapılır. Soluk verme konusunda endişe etmeyin. Göğüs kafesinin ve akciğerlerin doğal esnekliği, bir sonraki soluktan önce havayı dışarı atacaktır. İlk birkaç seferinde, DÖRT SOLUKTAN FAZLA ALMAYIN, zira bu, baş dönmesine sebep olabilir. Baş dönmesi, kan kimyasındaki küçük değişikliklerin sonucudur ve oturduğunuz için tehlikeli değildir. Neticede, on ya da daha fazla soluğa kadar erişebilmelisiniz. Bu kadarı amacımız için yeterlidir, fakat bu egzersiz şuurumuzda bir refleks olarak yerleşecek şekilde, muntazaman yapılmalıdır. Rüya gördüğünüzün farkında olduğunuz bıçak üstündeki bir şuur hâli içerisinde soluk alma egzersizlerini seçip ayırmaya vakit yoktur.

Projeksiyon

Beş faktör nasıl kullanılır?

Hafif uyuyan, rüyalarının farkına varır. Herhangi bir rüyadaki zıtlıkları algılamak gibi bir tenkit melekesi geliştirilmiştir. Bunun sayesinde, kısa sürede rüya hâli içerisinde olduğunu, yani fizik bedenin hâlâ uyumakta olduğunun farkına varır. Derhal bu fırsatı projeksiyon yapmakta kullanır. Hedefi gözünde canlandırır ve iradesini onunla birlikte olmaya yöneltir. Bu kadar basittir. Rüya gördüğünüzün farkına vardığınız an, hedefinizi düşünün ve iradenizi ona çevirin. Daha sonra, hedefinize ulaşmanızda veya sizi orada tutmakta yardımcı olacak ilâve güce sahip olmak isterseniz, tatbikatını yapmış olduğunuz körüklü nefesini kullanın. Bu, projeksiyonunuzu hızlandıracak ve içinde bulunduğunuz süreçteki gücünüzü artıracaktır. Solunum vasıtasıyla olan bu yardım mekanizması, bu bölümün sonuyla alâkalıdır.

Beşinci Kademeye Projeksiyon

Beşinci Bölümde bu kademeyle ilgili açıklamaları dikkatlice okuyun. İnisiyasyon yolunda kadim ve gerçek bir ifade vardır:

"Cennete giden yol cehennemden geçer."

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0019.jpg

Şekil 19 - Körük Nefesi

Projeksiyon, Üçüncü Göz'ün açılmasının bir yan etkisi olarak ortaya çıkar. Mürit ısrarla ve değişmeden meditasyon yapmayı, çalışmayı, insanlığa hizmet etmeyi taahhüt eder. Kendisinin uyanmasıyla ilgilenen Üstadın, yani Sessiz Koruyucu'nun saygısına hak kazanır.Kişinin kendisini YOLA adamasının karşılığı olarak, psişik güçlerin ortaya çıkmasına yardım edilerek mükâfatlandırılır. Kişi astral pıjeksiy onun, kendisini gerçek çalışmasından saptırmaktan başka bir şey olmadığını ve her halükârda, bir kimseye yapılacak olan yardımın bir bölümü olarak kullanılması gerektiğini öğrenince, o zaman, özel teknikler için yetiştirilir. İııisiye olduğu zaman, Üstadın varlığına projeksiyon yapmasına, aşramdaki (bir nevi medrese) bilginin bir kısmını almasına ve yüksek projeksiyonlara katılmasına izin verilu.

MEDİTASYON, ÇALIŞMA ve İNSANLIĞA HİZMETTEN başka, buradaki parola, ŞUURUN SÜREKLİLİĞİDİR.

Soluma Üzerine Not

Astral projeksiyon sırasında yatakta uyku durumunda bırakılan beden, sadece faydasız bir kabuk değildir. Hâlâ NEFES ALIR ve bunun büyük bir okült önemi vardır. Projeksiyon durumunda olmamıza rağmen, sadece solunum yapmakla kalmaz, bedenin soluk alma hızını da değiştirebilirsiniz. Böylece,beden Prana'nın güç yuvası olur ve bu güç henüz söyleyemeyeceğimiz şekillerde çekilebilir. Fakat projeksiyon sırasında, eğer körük solunumu kullanılırsa, astral beden daha güçlü olur ve daha kofay kontrol edilir. Körük solunumu, eter'i hızla geçmenize; herhangi bir hedefte kalmanıza yardım edecektir. Ayrıca, herhangi bir astral hücumu defetmenizde yardımcı olacaktır.

Burada verilen bilgi daha önce asla halka verilmemiştir, ama artık zamanıdır.

http://www.spiritualizm.com/birbilgi/resimler/astralres/ast0020.jpg

Şekil 20 - Üstadın Varlığına Projeksiyon

sirius tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nevermore, iDoser türevi, hatta direk iDoser diyeyim, binöral şartlandırma üzerine kurulu müziklerin bir sakıncası var mıdır astral açısından ? Mesela iki tür ses dosyası vardır Out of Body ve Astral Projection diye, bunları dinleyerek astrale çıkılabilir mi, ne kadar etkili olur vs. vs. bilgi verebilir misin acaba ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nevermore, iDoser türevi, hatta direk iDoser diyeyim, binöral şartlandırma üzerine kurulu müziklerin bir sakıncası var mıdır astral açısından ? Mesela iki tür ses dosyası vardır Out of Body ve Astral Projection diye, bunları dinleyerek astrale çıkılabilir mi, ne kadar etkili olur vs. vs. bilgi verebilir misin acaba ?

 

:confused:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu tarz programların amacı beyin dalgalarını kontrol ederek konsantrasyonu arttırmak .. Ancak çelişkide kaldıgım konu şu beyin dalgalarını kendin kontrol etmeden gerek imajinasyon gerek konsantrasyon saglamak ne kadar uzun süreli bir fayda sağlar ? ..

Meditasyon yapmakta yardımcı olabilir ancak astral gibi komplek konularda hiç bir yan etkinin yararı olacağını düşünmüyorum aksine beklenti esnasında beynin yayacağı elektrik konsantrasyonu da geciktirecek .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biraz daha astral seyahatle ilgili konuları okumanızda fayda var eeemreee... Birinin evine gitmekten önce astral seyahate çıkabilmelisiniz ki zaten bu başlı başına uzun süre uğraşacağınız bir şey. Üstünüzde ne olacağı sorusunu dalga geçmek amacıyla mı sordunuz ciddi mi soruyorsunuz bilmiyorum ama, bence oturup sitedeki konuları baştan aşağı okuyun... Ev ziyaretine gitmiyorsunuz, çiçek-çikolata kaygınız da olmasın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim dalga geçmek gibi bir amacım yok. Espri yapmaya çalışmadım. Öyle anlaşıldıysa özür dilerim,olmadı mesajı düzenlerim. Bu konuyu araştırırken bir kişinin çıplak bir şekilde astral seyahate çıkmış çizimini gördüm. Örneği de mesela diyerek verdim. En uygun örneği ararken aklıma geldi. Sanırım dalga geçer gibi oldu. En iyisi bu cevabı kendim bulayım çünkü gerçekten merak ediyorum ama devam edersem sorum çıkarabilirim belki. Kusura bakmayın.

eeemreee tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Astral beden fizik bedenden farklidir ve herkes tarafindan gozle gorunmesi mumkun degildir. Dalga gectiginizi sanma nedenim buydu kusuruma bakmayin. Konu hakkinda cok guzel yazilar ve cevaplar var forumda. Lutfen hepsini okuyun sorulariniz aydinlanacak ve bilinciniz artacak bu konuda.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...