Ahlak bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür

Tartışalım konu hakkındaki fikirleri merak ediyorum.

ben Nietzche'yi hiç bir zaman tam anlayabilmiş değilim.Bu cümleden anladığım kadarıyla bireyin içinde ki toplum halinde yaşadığının farkında olma duygusu ahlak kavramının temelini oluşturur.Şöyle ki bir örnek vererek anlatmaya çalışayım.Bir ailede bir baba eve hergün sarhoş geliyorsa bu aile için ve toplum için zararlı ama sadece kendi açısından bakıldığında bu durumdan rahatsız olmayabilir.Daha iyi bir örnek.Evlenmeden birlikte yaşamaya karar veren iki aşık için bu gayet normaldir.Ancak toplum açısından düşünüldüğünde kötü örnek teşkil eder.Bu oradaki toplumun anlayışıyla da alakalı tabi ama orasına girmeyelim.Rimmon önce sen kendi görüşünü belirtseydin madem böyle bir başlık açtın ilk senden başlasaydık;)

Önce ahlak kavramını tanımlamak gerekmez mi;)

of Rimmon ya ben kendi kendime mi tartışıcağım hani senin fikir beyanın ?

Ahlak davranışları ve yaşam biçimi düşünüldüğünde uygulanıldığında bir insanın kendiyle vicdan muhasebesi yapması halinde sorun yaşamadığı kurallar bütünüdür.Tabi bu benim şu anda ağzımdan çıkan tanım.

ahlak doğru ile yanlışı ayırma olarak tanımlanabilir.ha neye göre ayırırız doğru ile yanlışı sorular ise ; ahlaki sistemi biz kuruyorsak bizim kişisel isteklerimize ve hoşnutluklarımıza göre ayırırız.ama yok birileri zaten kurmuşsa ahlaki sistemi önceden,biz de bu sistem içinde doğmuşsak biz doğru ve yanlışı ayıramayız.doğru ve yanlış bize dayatılır.ortak değerlere sahip insanların oluşması amacı güdülür bu dayatmada.ortak değerlere sahip insanlar toplum olabilmek için,daha gerçekçi bi ifade ile sürü olabilmek için gereklidir.özetle ahlak bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür sözünün vermek istediği anlama katılıyorum.

küçük bir not ahlaki sistemin doğru ve yanlışları çoğu zaman evrensel doğru ve yanlışlar değildir.

ahlak doğru ile yanlışı ayırma olarak tanımlanabilir.ha neye göre ayırırız doğru ile yanlışı sorular ise ; ahlaki sistemi biz kuruyorsak bizim kişisel isteklerimize ve hoşnutluklarımıza göre ayırırız.ama yok birileri zaten kurmuşsa ahlaki sistemi önceden,biz de bu sistem içinde doğmuşsak biz doğru ve yanlışı ayıramayız.doğru ve yanlış bize dayatılır.ortak değerlere sahip insanların oluşması amacı güdülür bu dayatmada.ortak değerlere sahip insanlar toplum olabilmek için,daha gerçekçi bi ifade ile sürü olabilmek için gereklidir.özetle ahlak bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür sözünün vermek istediği anlama katılıyorum.

 

küçük bir not ahlaki sistemin doğru ve yanlışları çoğu zaman evrensel doğru ve yanlışlar değildir.

evet aynen.İçinde bulunduğu toplumun dayattığı ahlak kavvramı kastedilmiş bu cümlede.

ahlak toplumu ayakta tutan ögelerden biridir diye düşünürüm hep çünkü ahlak genelde uluslara göre değişir yani bu senin kültürünle toplumun kültürüyle alakalı demektir ve kültürü olmayan bir toplum da yok demektir zaten bu yüzden gerekli diyebiliriz tabi ki bu benim fikrim sadece

'herkese göre'leri kenara attıgımızda kalan genel kabullenmelerdır...

:)ahlakta kalmısız yargı askıda kalmıs....

''sürü iç güdüsü'' bunu biraz açar mısın,senin gözünle görmek istiyorum

hazır rım burdayken konuyu tekrar gözden gecırelım deıdm

kesinlikle iç güdüseldir... id ve süperego arasındaki çatışmalar sonucudur bence...toplumla kaynaşma sonucu ego liderlik eder ve ahlak seviyemizi belirler,ailenin yetiştirme tarzı bunda büyük önem taşır

Ahlak doğada varolmayan bir kavramdır,insanlarca kabul edilmiş bazı kurallardan oluşur.Bu kurallar yıllar yıllar önce belirlenmeye başladığından pek çoğu günümüzde geçerliliğini yitirmiştir.Bu yüzden bence günümüzde ahlak kavramına sıkı sıkıya bağlanmış kişilerde ahlaka uygun davranmanın amacı ya toplumda saygın bir yer edinebilme çabasıdır yada birey toplumun baskısından korktuğu için ahlak kurallarına uymaktadır

''sürü iç güdüsü'' bunu biraz açar mısın,senin gözünle görmek istiyorum

rimmon bu msj atan ben değilim..sitede bu tarz karşıklar oluyor başka arkdslardanda duymuştum...soru soran arkadaş kim bilmiyorum ama bende bişeyler katmak isterim:)...sürü iç güdüsü dediği türün iç güdüsüdür...yani her cins kendinden önceki soyun özelliklerini aldığı gibi türden bireyin payını alması olayı diyebiliriz kısaca

İç güdü burda temel anlamıyla kullanılmamış.Sanırım sürü psikolojisidir demek daha doğru olabilir

burdaki 'sürü' bireyi meydana getiren geçmişindekiler,demek değil mi sence ? yanlış anlamışta olabilirm..sen fikrini söylersen sevinirim..

Sürü ile bireyin içinde bulunduğu toplum kastedilmiş

bn pek bi fark göremedim...bence aynı şeyler tür dediim şey bireyin türü değil 'geçmiş nesili' gibi bişey rimmon,o anlamda kullanılıyor yani konu hakkında okuduğum şeylerde sürü dediğin tür olarak kast ediliyor..ama geniş bi pencerede tür

yani içgüdülerinle orantılı bir ahlak çok değişken ve görecelidir midir

sözü felsefik açıdan incelemek belki haddim değil ama mantık silsilesinde kelime kelime incelediğimizde ve özellikle de nietzsche'nin bakış açısı göz önünde bulundurulduğunda sürü kelimesinin toplumu kapsıyor olması daha muhtemel geliyor bana.Çünkü sürü kelimeiyle sadece bireyin atalarını kastediyor olması son derece yersiz.Çünkü bireyin aile içinden aldığı öğretilerden ziyade (yani kullanılmak üzere depolanan bilgiden ziyade) bieyin davranışlarına çevresindekilerin etkilerini belirtmek istediği için "sürü içgüdüsü" söz öbeği kullanılmıştır.Süü psikolojisi yada süü iç güdüsü kontrollü deneylerle ispat edilmiştir.Toplu halde yaşayan "hayvanlar" sürüyle birlikte hareket ederek kendilerini güvende hissederler bu nedenle sürüdeki her birey sürünün uyumunu korumak adına bir birinin davranışlarını taklit eder