Jump to content

V. Mehmet Reşat'ın Cihat İlanı


serpentine

Önerilen Mesajlar

Dünya koşar adımlarla topyekün bir savaşa doğru yönelmişken, müttefikimiz Almanya’nın yöneticileri, askeri açıdan tamamen tükenmiş Osmanlı ordusunu son hızla revize edip ayağa kaldırmaya giriştiler. Bunu onlardan açıkça isteyen de bizzat Osmanlı yöneticileriydi. Önce bir Askeri Yardım Heyeti gelmiş, ardından da para, silah ve cephane yardımı başlamıştı. Almanya, son 200 yıldır hiçbir savaş kazanamamış bu asker kalabalığını düzenli bir ordu haline sokmaya uğraşırken, aslında onun kendine gerçek bir müttefik olmaktan çok bir yük olacağını da hesaplıyordu. Ancak; Osmanlı’nın elinde, düşmanlarına karşı kullanabileceği önemli bir koz vardı: Halife-i Müslimin… Yani, Müslümanlar’ın Halifesi, Osmanlı Sultanı…

Alman İmparatoru II. Wilhelm’in doğuya yönelik amaçlarıyla ilişkili olarak ilgilendiği konu Cihad’dı... Müslüman doğu halklarını ve aşiretlerini Almanya’nın düşmanı Hıristiyan ülkelere karşı isyana kaldırabilecek bu İslami gelenek, tabii ki Osmanlı Sultanı’nın kullanabileceği bir silahtı ve öncelikle onun bu silahı kullanmaya inandırılması gerekiyordu.

 

I. Dünya Savaşı yıllarında İllustrirte Zeitung adlı Alman dergisinin, Türkiye’deki cihat ilanıyla ilgili olarak yayımladığı özel sayısının kapağı

 

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6ttw3.jpg

 

Almanya’nın talebi ve Osmanlı yönetici kadrosunun isteği ile, dönemin Osmanlı Sultanı V. Mehmed Reşad çok çabuk ikna oldu Cihad ilan etmeye… Toplumda buna karşı duracak bir kul yoktu zaten, ama, Alman yöneticiler, Alman toplumunu da ikna etmek için ciddi bir propaganda süreci başlattı ve İslami geleneği, "günün Türkiye'sinin anayasasıyla çelişmediğini Alman kamuoyuna göstermek, kamuoyunu buna inandırmak" için çabaladılar. Avrupalılaştırılan Cihad kavramına göre, "Türkiye haklı bir ulusal savaş" yürütecekti. "Mukaddes Cihad'in ilan edilmesi, ‘anavatan' kavramını henüz bilmeyen halk kitlelerine yönelik"ti.

 

Cihad ilan edildiğinde, düşman tarafta ittifak oluşturan İngiltere ile Fransa gibi büyük emperyalist ülkelerin özellikle sömürgelerindeki Müslüman ahalinin bu emre uyacağı ve Kaiser ile Müslümanlar’ın Halifesi’nin tahmin ettiği gibi, sözkonusu ülkelere başkaldıracağı sanılıyordu. Böylece Büyük Britanya Hindistan ve Mısır’da, Fransa da Kuzey Afrika’da çok zor duruma düşecek ve savaşı sürdüremeyeceklerdi.

 

Ali Haydar Efendi, Fatih Camii'nde Cihad'ı Ekber'i okuyor...

 

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6tvtv.jpg

 

Şeyhülislam Ürgüplü Hayri Efendi tarafından hazırlanan fetvada İslam padişahının Cihad ilan ettiği, bütün Müslümanlar´ın ‘‘mallarıyla ve bedenleriyle’’ bu cihada katılmalarının farz olduğu önemle vurgulanmıştı. 1914’de olağanüstü olarak toplanan kabinede dünya savaşına girme eğilimi ağır basınca bazı bakanların istifa etmesine rağmen, Evkaf Nezaretine de vekâlet eden Şeyhülislam Hayri Efendi harbin gerekliliği hususunda ısrar etmiş, kabinenin kararından sonra da Cihad-ı Ekber fetvasını vermişti. Hayri Efendi, geçmişteki Haçlı Seferleri’ni örnek vererek açıkladığı Cihad-ı Ekber fetvasını şu beş esas üzerine temellendirmişti:

 

1. Padişahın Cihad emrine herkesin katılmasının farz olduğu,

2. İslam Hilafetini ortadan kaldırmak isteyen, Rusya, İngiltere ve Fransa idaresinde olan bütün Müslümanlar’ın bu devletler aleyhine birleşmesinin şart olduğu,

3. Bu zorunluluğa rağmen Cihad'a katılmayanların ağır cezayla karşı karşıya kalacakları.

4. İslam (Osmanlı) askerini öldüren yukarıdaki devletlerin tebaası Müslüman askerlerin büyük günaha girecekleri,

5. İngiltere, Fransa, Rusya, Sırp, Karadağ hükümetleri idaresinde bulunan Müslümanlar’ın, İslam devletine yardımcı olan Almanya ve Avusturya aleyhine harp etmelerinin bu devletin zararına olacağı için büyük günah olduğu.

 

Fetva, 1914´ün 14 Kasım sabahı Süleymaniye´deki Meşihat, yani Şeyhülislamlık makamından Fatih Camii´ne büyük bir merasimle götürüldü ve caminin avlusunda bekleyen kalabalığa ‘‘Fetva Emini’’ Ali Haydar Efendi tarafından okundu. Cihad ilan edildiğini öğrenen halk, bayraklar, sancaklar ve dualarla sokaklara fırladı, minarelerden salâ verildi.

 

Bir hafta sonra, fetvanın İslam dünyasına duyurulması maksadıyla bir beyanname yayınlandı. Metnin altında Şeyhülislam Ürgüplü Hayri Efendi´nin, daha önce şeyhülislamlık yapmış olan üç kişinin, on bir kazaskerin ve devrin önde gelen on dört din aliminin imzası vardı.

 

Ancak, büyük ümitlerle ilan edilen “Cihad-ı Ekber” hiçbir işe yaramadı ve kimseler ciddiye almadı. Cihad ilan edildiğini sarayında öğrenen eski padişah II. Abdülhamit, "Şevketlû biraderim yanlış yaptı; bu büyük bir silah idi, kullanılmadıkça daha da büyük görünürdü. Asla kullanılmamalıydı..." demişti.

 

Son dönemin sadrazam ve genelkurmay başkanlarından Ahmet İzzet Paşa da; "Bazı şöhretler vardır ki, potansiyel olarak kaldıkça güce sahip olurlar. Taa çocukluğumuzdan beri Sancak-ı Şerif çıkarılır, mukaddes cihat ilan edilirse İslam dünyası ayağa kalkar, dünya birbirine geçer diye işitir dururduk. Böyle gereksiz ve zamansız bir şekilde bu fetvanın ilanı, hilafetin elindeki bu tehdit silahının önemini de ne yazık ki yok etti. Bu fetvadan haberdar olur olmaz, mahkum olduğu üzücü sonucu pek çoğumuz daha önceden anladık. " diyecekti.

 

Cihad ilanı, beklenildiğinin aksine, Kutsal Topraklar sayılan Arabistan’da Halife-i Müslimin’e ve Osmanlı Devletine karşı tepki doğurdu. Ne zamandır İngilizler’in parasıyla beslenen ve onlardan “krallık” sözü alan Mekke Şerifi Hüseyin ardı ardına verdiği iki fetva ile bu Cihad’a karşı koydu ve akabinde Arap isyanını başlattı… Düşman ise, Hintli’sinden Senegalli’sine dünyanın her yerinden devşirdiği Müslüman askerleriyle Osmanlı ordusunun karşısına çıktı.

 

Ve bu Cihad, İslam tarihinin son cihadı olarak tarihe geçti…

 

Orijinal Cihad-ı Ekber ilanının (soldan sağa) Türkçe, Arapça ve Acemce metinleri...

 

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6tw5b.jpg

 

CİHAD'IN BUGÜNKÜ DİLDE İÇERİĞİ...

İslamlık aleyhine düşman hücumu vaki ve İslam memleketlerinin gasp ve yağma edilmesi ortaya çıkınca İslam padişahı bütün halkı silah altına almak suretiyle cihadı emrettikçe Enfuri ayeti hükmünce bütün Müslümanlar üzerine cihat farz olup genç ihtiyar piyade ve süvari olarak bütün memleketlerdeki Müslümanların mal ve canıyla cihada başvurmaları farzı ayin olur mu?

 

El cevap: Olur...

 

Bu suretle bugün İslam halifeliği makamına ve Osmanlı ülkesine harp gemileriyle ve kara kuvvetleri ile hücum etmek suretiyle İslam halifeliğine düşman ve Allah korusun - Müslümanlığın yüksek nurunu söndürmeye çalışmakta oldukları gerçekleşmiş olan Rusya, İngiltere ve Fransa ile onlara yardımcı ve destekçi olan hükümetlerin idareleri altında bulunan bütün Müslümanlara dahi adı geçen hükümetlerin aleyhine harp ilan ederek gazaya başlamaları farz olur mu?

 

El cevap: Olur...

 

Bu suretle amacın gerçekleşmesi bütün Müslümanların cihada başvurmalarına bağlı iken Allah korusun - karşı koysalar bu davranışları büyük günah ve isyan olup Tanrı gazabına ve bu büyük günahın cezasına müstehak olurlar mı?

 

El cevap: Olurlar...

 

Bu suretle İslam hükümeti ile muharebe eden adı geçen hükümetler, İslam halkı öldürmüş ve hatta bütün ailelerini mahv ile istemeyerek ve zorlanmış olsalar bile İslam hükümeti askerleri ile muharebe etmeleri şer'an haram olup öldürülerek cehennem ateşini hak etmiş olurlar mı?

 

El cevap: Olurlar...

 

Bu suretle bugünkü günde İngiltere, Fransa, Rusya, Sırp ve Karadağ hükümetleriyle bunları destekleyenlerin idareleri altında bulunan Müslümanların Osmanlı hükümetine yardımcı bulunan Almanya ve Avusturya aleyhine harp etmeleri İslam halifeliğinin zararını mucip olacağından büyük günah olmakla çok acı azabı hak etmiş olurlar mı?

 

El cevap: Olurlar...

Cihad ilanının peşinden, Osmanlı Sultanı V. Mehmed Reşad ile Başkumandan Vekili Enver Paşa, orduya birer mesaj yayınladılar... Padişah'ınki şöyleydi:

 

Orduma, donanmama...

 

Düvel-i muazzama arasında harb ilân edilmesi üzerine her dâim nâgehâni ve haksız tecâvüzlere uğrayan devlet ve memleketimizin hukûk-u mevcûdiyetini fırsatçı düşmanlara karşı icâbında müdâfaa etmek üzere sizleri silâh altına çağırmış idim. Bu suretle müsellâh bir bitaraflık içinde yaşamakta iken Karadeniz Boğazı'na torpil koymak üzere yola çıkan Rus donanması, tâlim ile meşgûl olan donanmamızın bir kısmı üzerine ansızın ateş açtı. Hukûk-u beynelmilele mugayır olan bu haksız tecâvüzün Rusya cânibinden tashîhine intizâr olunurken gerek mezkûr devlet ve gerek müttefikleri İngiltere ve Fransız devletleri sefîrlerini geri çağırmak sûretiyle devletimizin münâsebatı siyâsîlerini kat' ettiler. Müteakkiben Rusya askeri şark hudûdumuza tecâvüz etti. Fransa-İngiltere donanmaları müştereken Çanakkale Boğazı'na, İngiliz gemileri Akabe'ye top attılar. Böyle yekdiğerini takîb eden hâinâne düşmanlık âsârı üzerine öteden beri ârzû ettiğimiz sulhü terkederek Almanya, Avusturya-Macaristan devletleriyle müttefikten menâfi-i meşrûamızı müdâfaa için silâha sarılmaya mecbûr olduk. Rusya devleti üç asırdan beri devlet-i âliyyemizi mülken çok zarâra uğratmış, şevket ve kudret-i millîyemizi arttıracak intibâh ve teceddüd âsârını harb ile ve bin türlü hîle ve desâis ile her defâsında mahva çalışmıştır. Rusya, İngiltere ve Fransa devletleri zâlimâne bir idâre altında inlettikleri milyonlarca ehl-i İslâm'ın diyâneten ve kalben merbût oldukları hilâfet-i muazzamamıza karşı hiç bir vakit sûi fikir beslemekten fâriğ olmamışlar ve bize müteveccih olan her musîbet ve felâkete sebep ve muharrik bulunmuşlardır. İşte bu defâ tevessül ettiğimiz cihâd-ı ekber ile bir taraftan şân-ı hilâfetimize bir taraftan hukûk-u saltanatımıza karşı ika' edilegelmekte olan taarruzlara inşallâhü taâlâ ilelebed nihayet vereceğiz. A'vân ve inâyet-i bâri ve meded-i rûhâniyet peygamberi ile donanmamızın Karadeniz'e cesûr askerlerimin Çanakkale ve Akabe ile Kafkas hudûdunda düşmanlara vurdukları ilk dârbeler hakk yolundaki gazâmızın zaferle tetevvüç edeceği hakkındaki kanaâtimizi tezyîd eylemiştir. Bugün düşmanlarımızın memleket ve ordularının müttefiklerimizin pâyi celâleti altında ezmekte bulunması bu kanaatimizi te'yîd eden ahvâldendir.

 

Kahraman askerlerim...

 

Dîn-i mübeyyinimize, vatan-ı azîzimize kasteden düşmanları açtığımız bu mübârek gazâ ve cihâd yolunda bir an azîm ve sebâttan, fedakârlıktan ayrılmayınız. Düşmana aslanlar gibi savlet ediniz. Zîrâ hem devletimizin hem fetvâ-yı şerîfe ile cihâd-ı ekbere dâvet ettiğim üçyüz milyon ehl-i İslâmın hayât-ı bekâsı sizlerin muzafferiyetinize bağlıdır. Mescidlerde kâbetullâhta huzûr-u rabbül âlemine kemâl-ü cedd ve iştiğrâk ile mütevveccih üçyüz milyon masûm ve mazlûm mü'mîn kalbinin duâ ve temenniyâtı sizinle berâberdir.

 

Asker evlâdlarım...

 

Bugün uhdenize terettüb eden vazîfe şimdiye kadar dünyada hiç bir orduya nasîb olmamıştır. Bu vazifeyi ifâ ederken bir vakitler dünyayı titretmiş olan Osmanlı ordularının hayr-ül hâlefleri olduğunuzu gösteriniz ki düşman-ı din ve devlet, bir daha mukaddes topraklarımıza ayak atmağa kâbetullah ve merkad-ı münevvere-i nebevîyi ihtivâ eden arâzî-i mübâreke-i Hicâziyye'nin istirâhâtini ihlâle cür'et edemesin. Dînini, vatanını, nâmus-u askeriyyesini silâhı ile müdâfaa etmeyi, Pâdişah uğrunda ölümü istihkar eylemeyi bilir bir Osmanlı ordu ve donanması mevcût olduğunu düşmanlara müessîr bir sûrette gösteriniz...

 

Hak ve adl bizde, zulüm ve edva' düşmanlarımızda olduğundan düşmanlarımızı kahretmek için cenâb-ı âdl'i mutlakın inâyet-i samedâniyesi ve peygamber zî-şânımızın imdâd-ı mânevîyyesi bize yâr-u yâver olacağında şüphe yoktur. Bu cihâddan mâzîsinin zarârlarını telâfî etmek sanlı ve kavî bir devlet olarak çıkacağımıza eminim. Bugünkü harbde birlikte hareket ettiğimiz dünyanın en cesûr ve muhteşem iki ordusuyla silâh arkadaşlığı ettiğimizi unutmayınız.

 

Şehîdlerimiz şühedâ-yı sâlifeye müjde-i zafer götürsün. Sağ kalanlarımızın gazâsı mübârek kılıcı keskin olsun...

 

Mehmed Reşâd

 

22 Zilhicce 1332 - 29 Teşrînievvel 1330

 

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6twky.jpg

 

Padişah V. Sultan Reşad'ın beyannamesinden sonra, Başkumandan Vekili Enver Paşa da orduya yayınladığı mesaj da aşağıdaki gibiydi:

Arkadaşlar,

 

Sevgili Başkumandanımız, Halîfe-i zîşan Efendimiz Hazretleri'nin irâde-i seniyyelerini teblîğ ediyorum. Allâh'ın inâyeti, Peygamberimizin imdâd-ı ruhâniyesi ve Padişâhımızın hayır duâsıyla Ordumuz düşmanlarımızı kahredecektir. Bugüne kadar karada ve denizde zâbit ve asker kardeşlerimin gösterdikleri kahramanlıklar düşmanlarımızın perişan olacaklarına en büyük delildir.

 

Ancak, her zabit her asker unutmamalıdır ki harb meydanı fedakârlık meydanıdır. Orada hangi asker daha ileri atılır, hangi asker düşmanın şarapnel ve kurşunlarından yılmayarak ayak direr, sonuna kadar sebât ederse o asker mutlaka kazanır. Târih şâhittir ki Osmanlı askerinden fedakâr hiçbir asker yoktur. Hepimiz düşünmeliyiz ki başımızın ucunda Peygamberimizin ruhları uçuyor. Şanlı babalarımız başlarımızın ucunda bizim ne yapacağımıza bakıyor. Eğer onların hakiki evladı olduğumuzu göstermek, bizden sonra geleceklerin lânetlerinden kurtulmak istersek çalışalım.

 

Zincirler altında inleyen üçyüzmilyon İslâm ve eski vatandaşlarımız hep bizim muzafferiyetimize dua ediyor. Ölümden kimse kurtulamayacaktır. Ne mutlu gidenlere, ne mutlu din ve vatan yolunda şehîd olanlara... İleri ! Dâima ileri ki zafer, şan, şehâdet. cennet hep ileride ve zillet geridedir. Mübârek ve mukaddes şehitlerimizin ruhuna Fâtihâ..."

Başkumandan Vekili

 

Enver

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6twpf.jpg

http://b1205.hizliresim.com/x/u/6twq3.jpg

 

Cihat çağrısının kitap benzeri minyatürü ile madalyon. Ön yüzünde Sultan V. Mehmed Reşad'ın portresi, arka yüzünde hilal, 1333 (1915) tarihi ve "Cihâd-ı Mukaddes Hâtırası" yazısı bulunuyor. İçinde basılmış "Beyânnâme-i Cihâd" var (üstte).

 

Cihad'ın ilan edilmesi Almanya için önemli bir propaganda aracı olmuştu. Düşmanın egemenliği altında bulunan İslam coğrafyasına dağıtılmak için hemen "El Cihad" adıyla bir gazete yayınlanmıştı. (altta)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...