Jump to content

Batılı Düşünürler ve Tekrardoğuş


nevermore

Önerilen Mesajlar

Yunanistan

Orfe

Eskiden Örfe adlı birinin yaşadığı ve bu kişinin Yunanlılar arasında din bilgisini kurduğu, peygamberlerin ilki ve şairlerin şahı olduğu, Yunanlılara kutsal ayin ve sırlarını öğrettiği, bilgeliğiyle Homer, Pisagor ve Eflâtun'a esin kaynağı olduğu kesindir. Mystical Hymtıs of Orpheus (Orfe'nin Gizli İlâhileri)

Tlıomas Taylor

Tarihte Yunanlıların metampsikoz inananın ilk olarak Trakya'da ortaya çıktığı kanıtlanabilir... Gizli tarikat "Orphici"nin isim kaynağı olan Örfe, Trakyalıdır. İnançlarına göre ruh, ilâhî ve ölümsüzdür, özgürlüğe kavuşmaya çalışır; fakat beden onu bir mahkûm gibi zincirlere bağlar. Ölüm bu tutsaklığı sona erdirir ama özgür ruh, kısa bir süre sonra tekrar mahkûm edilir zira doğum çarkı durmadan döner... Orfik inancın Güney İtalya ve Sicilya'daki Yunan sömürgelerinde de yaygın olduğu bilinir. The Transmigration of Souls (Ruhların Göçü) D. Alfred Bertholet

Metampsikoz doktrini hakikaten, sırlarla dolu din bilgisinden Felsefeye geçmiştir... Ruh göçüne Orfik inançta da rastlanır... Metampsikoz doktrininin Pherecydes'e ait ve Pisagor'dan önce olduğu kabul edilir. Bu yüzden, bunun Pisagor'dan önceki Orfik sırlarda öğretildiğine de inanabiliriz.

Herodot'a göre Orfikler onu Mısır'dan aldılar. Ama aynı zamanda Hindu ve Mısır inançlarıyla da yakınlığı olduğu için bu inancın Yunanlılarla birlikte doğudan çıkıp dar bir yere çakıldıktan sonra önem kazanmaya başladığı da akla gelebilir. A. History of Greek Philosophy (Yunan Felsefesi Tarihi)

. Prof. E. Zeller

Pisagor (M.Ö. 582-507)

Pisagor kendisinden şu şekilde bahsederdi: Eskiden Aethalides olduğunu, sonra Euphorbus olarak yeniden doğduğunu, Truva kuşatmasında Menelaus tarafından yaralanıp öldüğünü söylerdi. O hayatta eskiden Aethalides olduğunu, Bilgelik tanrısı Merkür'den hediye olarak ruhunun göçlerini hatırlama yeteneğini kazandığını, ayrıca ölümle tekrar doğum arasında kendi ruhunun ve başkalarınınkinin neler yaşadığını da hatırladığım söylerdi. Life ofPythagoras (Pisagor'un Hayatı) Diogenes Laertius

Pisagor'un bütün bu ayrıntılarla belirtmek istediği, yaşadığı eski hayatları bildiği ve bunun sayesinde diğerlerine göz kulak olup onlara eski hayatlarını hatırlatabildiğidir. Life ofPythagoras (Pisagor'un Hayatı) Jamblichus

NOT: Pisagor, insan ruhlarının hayvan şeklinde de doğabileceğini söylemekten dolayı sık sık suçlanmıştır.

Shakespeare'in bile On ikinci Gece'de şu satırları yazarken bu gelenekten etkilendiği görülür:

Pisagor'un vahşî kuşlarla ilgili görüşü nedir?

Büyükannemizin ruhunun bir kuş içinde mutlulukla yaşayacağıdır.

Sen ne düşünüyorsun bu konuda?

Ruhun yüceliğine inandığım için bu görüşü hiç desteklemem.

Pisagor'un kendisi hiçbir yazılı kaynak bırakmamıştır. Ama, Life of Pythagoras (Pisagor'un Hayatı) adlı eserinde Dacier şöyle der:

Pisagor'un, kendisine atfedilen görüşe aslında katılmadığının en büyük göstergesi, ne ondan kalanlarda ne de öğrencisi Lysis'in toplayıp derlediği yazılarda bu görüşün en ufak izine bile rastlanmamasıdır.

Pisagorcu olan Hierocles, Golden Verses of Pythagoras (Pisagor'un Altın Dizelerinin Yorumu) adlı eserinde şöyle der (ve buna Eflâtun'un Timoeus'taki ruh göçü düşünceleriyle ilgilenen Yeni Eflâtuncular da katılır):

Ölümden sonra bir hayvan ya da bitkinin bedenine göçeceğine inanan kişi, büyük yanılgı içindedir; ruhun özünün değişemeyeceğini, insan ruhunun insan ruhu olarak kalacağını; erdemlerin, ruhu tanrısal, kötülüklerin ise hay­vani yapacağı fikrinin de mecazî bir ifade olduğunu bilmiyor demektir.

Efesli Heraklit (M.Ö. 540-475)

Herkes için aynı olan bu dünya hep var oldu, şu anda vardır ve hep var olacaktır... Canlılar ve ölüler, uyananlar ve uyuyanlar, gençler ve yaşlılar, herkes aynıdır. Zira sırasıyla, ikinci saydıklarımız tekrar birinci konuma getirilirken birinciler de zamanla ikinci konuma geçer. Tekrar kalkıp canlıların ve ölülerin koruyucuları olurlar. [Yukarıdaki parçayı yorumlayan Alman düşünür Georg Misch, The Dawn of Philosophy (Felsefenin Şafağı) adlı eserinde şöyle der:]

"Ebediyen yaşayan ateş", ancak göçleriyle vardır, çünki "olan" değil "yaşayan" bir şeydir. Bu dinamik düşünce, olayların dünya çarklarıyla büyük uyum içindedir; gerçekten de bu devamlılık, günümüze kadar düşünen insanların hep bildiği bir konu olmuştur. Bu çarklarla veya Hintlilerin tabiriyle "doğum çarkı"yla ilgili olarak Heraklit, yukarıya çıkan yolla aşağıya inen yolun aynı olduğunu söylemiştir.

Pindar (M.Ö. 522-443)

Lirik Şair

Ölümün her iki yanında da ruhlarını kötülükten sakınanlar, Zeus'un yolunda, okyanus rüzgârlarının kutsanmışlar adası etrafında estiği Kronos kulesine çıkarlar.Odes

Bütün insanların bedeni ölümden birçok kez geçerken hayatın sureti (yani ruh) canlı kalır çünki tanrılardan gelen tek odur. Ama, bacaklar çalışırken o uyur... Fakat Persephone tarafından ilk günahlarının cezasını çekmeleri sağlanan kişilerin ruhları, dokuzuncu yılda tekrar gün ışığına kavuşur; ve onlardan da büyük önderler, güçlü bilgeler, azizler ve kahramanlar çıkar. Dirges

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Anaksagoras (M.Ö. 500-428)

Yunanlılar, yanlış olarak, bir şeyin var olmaya başlayıp sonra da yok olacağına inanırlar; hiçbir şey var olmaya başlamaz ve yok edilmez, her şey önceden var olanların bir devamıdır. The Religion of Philosophy (Felsefenin Dini) Rayınond S. Perrin Empedocles (M.Ö. 490-430)

Doğa her şeyi değiştirir, ruhları

Farklı, etten elbiselere sarar.

İnsanların ruhları için en değerli ikametgâhlar.

The Purifications (Arınmalar)

Eflâtun (M.Ö. 427-347)

Her ruh ölümsüzdür; çünki, ebedî hareketlilikte olan her şey ölümsüzdür... Her insanın ruhu, doğum kanunuyla ebedî gerçeğe tanık olmuştur, yoksa bu ölümlü çerçevemize asla geçemezdi, yine de herkesin şu anki yaşamında geçmişini anımsaması kolay olmaz. Phcedrus

Gerçek filozofun ruhu, zevk, arzu, keder ve korkulardan mümkün olduğunca uzak durur; çünki her zevk ya da acı ruhu âdeta bedene çiviler, sımsıkı bağlar, onun bedenselleşmesine sebep olur ve bedene boyun eğmesine yol açar.

Bedenle aynı görüşlere sahip olan ve aynı şeylerden zevk alan ruh, Hades'e asla saf bir şeklide geçemez, bedenden kirli ayrılıp hemen başka bir bedene girer ve böylece ilâhî, saf ve tek olan her şeyden mahrum kalır. Phcedo

Kötüleşirseniz kötü ruhlara, iyileşirseniz iyi ruhlara gideceğinizi ve her müteakip yaşam ve ölümde davranışlarınız ölçüsünde ödüllendirilip cezalandırılacağınızı biliniz. Laws (Kanunlar), 10. Kitap

Şimdi size savaşta öldürülen (ama bedenine zarar gelmeyen) cesur bir adamın öyküsünü anlatacağım. Ölümünden on iki gün sonra cesedi tam yakılmak üzereyken dirildi ve öbür dünyada neler gördüğünü anlatmaya başladı.

Her ruh oraya vardığında yolculuktan dolayı pis bir görünüm içindeydi. Dünyadan gelenler cennettekilere cenneti anlattırırken, cennettekiler de dünyadan gelenlere dünyayı anlattırıyorlardı. Dünyadan gelenler dünyevî seyahatlerinde çektiklerini gözyaşlarıyla anlatırken, diğerleri cennetin müthiş güzelliklerinden bahsediyorlardı.

[Dünyevî hayata başlamak üzere olan ruhlara şöyle seslenilir:]

Ey kısa ömürlü ruhlar, yeni bir nesil insan, şimdi ölümlü varlığına başlayacak. Kaderiniz size verilmeyecek; onu siz seçeceksiniz... Erdemin efendisi yoktur. Ona ne kadar değer verirseniz o kadar sahip olursunuz. Sorumluluk seçicinindir. Cennet suçsuzdur...

Her ruhun hayatım seçişini izlemek önce hüzünlü, gülünç, garip gelse de baştan sona muhteşemdi, dedi. Seçimlerine rehberlik eden genellikle geçmiş yaşamlarındaki tecrübelerdi... Son kurayı da Odysseus'un ruhu çekti. Seçim yapma sırası ona geldiğinde önceden çektiklerini anımsadı ve bir köşede huzur içinde geçirebileceği bir yaşam istedi, sonunda birçok kişi tarafından reddedilen böyle bir hayat buldu da. O hayatı görür görmez sevinçle seçti ve "İlk kurayı çekerken de aynı şeyi zevkle yapardım." dedi...

Bütün ruhlar hayatlarını seçince Unutma ovasına gittiler ve Kayıtsızlık nehrinin kenarında yerlerini aldılar, içtikçe unutuyorlardı. Dinlenmeye gittiklerinde gece yarısı oldu, şimşekler çaktı, yer yerinden oynadı ve bir anda bütün ruhlar kayan yıldızlar gibi doğumlarına gönderildi. Tlıe Republic (Devlet), 10. Kitap

Aristo (M.Ö. 384-322)

[Dr. Henry More, Immortality of the Soul (Ruhun Ölümsüzlüğü) adlı kitabında şöyle yazar:]

İnsanların birçok yazardan daha çok güvendikleri Aristo da (ruhun önceki yaşamı hususunda) aynı görüştedir. "De Anima" adlı kitabında şöyle der: "Nasıl her sanat kendi aletlerinden yararlanırsa her ruh da kendi bedeninden yararlanır." "De Generatione Animae"sinde daha da açık konuşur:"Yeryüzünde bitkiler ve canlı yaratıklar vardır, öyle ki her yer ruhlarla doludur."

Aynı eserden üçüncü bir noktayı daha alıntılayalım. Burada da bilhassa hassas ve makul varlıkların ruhlarının önceki yaşamları sorununu ele alır ve şöyle der:

"Makul ruh ancak dışarıdan girer, tamamen ilâhî yapıdadır ve bu bedenin yaptıklarıyla ilgisi yoktur." Bu husustaki tartışmasını böylece mükemmel hocası Eflâtun gibi sonuçlandırmıştır.

Tyanah Apollon (M.S. I. yy)

Her şeyin ölümü sadece görünüştedir. Özden doğaya geçiş doğum, doğadan öze geçiş de ölüm diye adlandırılır. Hiçbir şey başlamaz ve bitmez; ancak görünmeye başlar ve gözden kaybolur. Her şey maddenin yoğunluğu sebebiyle görünür; özün zayıflığı sebebiyle gözden kaybolur. Ama hep aynıdır; sadece hareketleri değişir.

Epistle to Valerius (Valerius'a Mektup)

Tyanalı Apollon adlı eserinde Philostratus, Apollon ile Hindistan'daki Keşmirli bilge Iarchas arasındaki konuşmayı yazar. Apollon bu kişiyi yüksek felsefe konusunda bilgilenmek için ziyaret etti. Iarchas ruhun bir keresinde bir kralın bedeninde olduğunu, Apollon da Mısırlı bir rehber olduğunu söyledi.]

Iarchas, "Bir Hintliden diğerine geçişim seni şaşırtmamalı." diyerek yirmi yaşlarında bir delikanlıyı gösterdi ve şöyle devam etti: "Şu genç, felsefeye olan doğal yatkınlığı bakımından herkesi geçer; ama bütün bu avantajına rağmen felsefeden nefret ediyor."

Apollon şöyle sordu: "Ey Iarchas, o zaman bu gencin sorunu ne? Zira birinin felsefeye bu kadar yatkın olup ondan bu kadar nefret etmesi korkunç bir şey..."

"Aslında bu genç bir zamanlar Truvalı Palamedes'ti, en büyük düşmanları da Odysseus ve Homer'di. İlki ona gizli bir saldırı düzenleyip onun taşa tutularak ölmesine yol açtı, ikincisi de destanlarında ona hiç yer vermedi. Böylece, akıllılığı bir işe yaramadığı, Homer tarafından da takdir edilmediği için felsefeye karşı bir nefret duymaya, kara bahtını lânetlemeye başladı. O gerçekten de Palamedes'tir."

Plutarch (M.S. 46-120)

Her ruh, Ay ile Dünya arasında kalan bölgede bir süre yaşamdan yaşama geçmek zorundadır. Cinler vakitlerini hep Ay'da geçirmez; buraya gelirler, Kehanette bulunurlar; hareket ederler, savaşta ve denizde kurtarıcı olarak parlarlar; yetenekleri dahilinde olup da yapmadıkları şeyler için de cezalandırılırlar. Morals (Ahlâk)

Ölüm ne zaman içimizdedir, ne zaman değildir? Heraklit'in dediği gibi, "içimizde hem canlı hem ölü, hem uyanık, hem uyuyan, hem genç hem yaşlı olan aynı şeydir. Birincisi ikinci olur, ikincisi tekrar birinciye dönüşür."

Consolatian to Appöllonius (Apollon'a Destek)

Ammonhis Saccas ve Yeni Eflâtuncular

Ammonius, M.S. 193'te Mısır'daki ünlü İskenderiye Yeni Eflâtunculuk Okulunu kurmuştur.

Öğrencileri arasında Origen, Plotinus, Herennius, Longinus, Philo Judaeus, Josephus, İskenderiyeli Clement, Iamblichus, Porphyry, Proclus, Erastosthenes (astronom), Hypatia (bakire düşünür), İmparator Julian ve İskenderiye'nin o eşsiz kütüphanesiyle dünyanın en büyük ilim şehri olmasına katkıda bulunan diğer birçok kişi sayılabilir.

Eflâtun'un öğretilerinin tekrar araştırılmasıyla birlikte tekrardoğuş fikri de önem kazandı; bu, Ammonius'un öğrencilerinin büyük eserlerinden alınan parçalarda görülebilir. Ammonius'un kendisi düşünceleri hakkında yazılı kayıt bırakmamıştır. "Hristiyanlık" bahsinde Origen ve Clement'le ilgili, "Yahudilik" bahsinde de Philo ve Josephus'la ilgili parçalar vardır.

Britannica Ansiklopedisi (1959) "Yeni Eflâtunculuk" başlığı altında şunları belirtir:

Pagan Yunan felsefesi, 6. yy'da gittikçe silinene dek Yeni Eflâtuncu idi. Hristiyan teolojisinin büyük biçimlendirici dönemi olan bu dönemin en büyük Hristiyan düşünürlerinden birçoğu, tıpkı daha sonraki büyük İslâm filozofları gibi Yeni Eflâtunculuk tarafından derinden etkilenmişlerdir. Yeni Eflâtunculuğun Orta Çağ düşüncesi üstündeki tesiri, bu nedenle çok derindir ve çok ayrı kanallardan da olsa, insanoğlunun zihnini günümüze dek etkilemeye devam etmiştir.

Plotinus (M.S. 205-270)

Ruh... yükseklerden düşerken tutsaklıktan mustarip olur, prangalarla ağırlaşır ve duyuların enerjilerini devreye sokar... Ayrıca gömüldüğü ve bir mağarada saklandığı da söylenir ama kendisini zekâya dönüştürdüğünde, prangalarını kırar ve yükselir, her şeyden önce gerçek varlıklar olmayı tasarlama yeteneğine dair hatırlayacaklarını almaya başlar...

Dolayısıyla ruhların çift yapılı olması ve varlığın bir üst ve bir alt parçasını sırayla deneyimlemesi gerekmektedir; öyle ki, daha yüksek dünyadaki daha uzun bir dönemde kalan Zekâ ile daha mahrem bir konuşmayı deneyimleyebileceği gibi, ya doğa ya da talih sayesinde bunun tam tersi de meydana gelir, bu alt kaygılar ile daha uzun süre bağlantıda da kalabilir...

Yani ruh, ilâhî kaynaklı olmasına ve yukarıdaki bölgelerden geliyor olmasına rağmen, bedenin karanlık haznesinde kalabilir... Bu yolla, kötüye dair bilgi edinir, atıl güçlerini harekete geçirir ve yapısına özgü olan bir işlem çeşitliliği gösterir; bunlar sürekli biçimde bedensel bir alışkanlıkta kaldıklarından ve asla enerjiye doğru gelişmediklerinden, boşa ihsan edilmiş olacaktır... Çünki kötülük deneyimi, iyiye dair daha berrak bir bilgi üretir.

Gerçekten de, bana gerçek gibi görünen şeyden açıkça bahsetmek uygun olursa... ruhumuzun tamamı bedenimize girmez, ama ona ait olan bir şey anlamakla kavranabilir... dünyada kalır. Her ruh, bedene doğru eğilim gösteren bir şeye ve zekâya doğru yükselen bir şeye sahiptir... ama ruhun üstün kısmı aldatıcı zevkler tarafından asla etkilen mez ve her zaman tek tip ve ilâhî olan bir hayat yaşar. The Descent of the Soul (Ruhun Düşüşü)

Iamblichus (ölümü M.S. 333)

Bize adil gelen, Tanrılara öyle gelmiyor. Zira biz, bu kısacık zaman birimine bakarak dikkatimizi geçici olan şeylere yöneltiyoruz. Ama bizden üstün olan güçler, Ruhun bütün hayatını ve önceki hayatlarını bilirler ve ona bir ceza uyguluyorlarsa bu asla adaletten uzak değildir, ruh mutlaka eski yaşamlarında bir şeyler yapmıştır. İnsanlar da haksızlığa uğradıklarını sanırlar. Egyptian Mysteries, Book IV (Mısır Gizemleri, IV. Kitap)

Porphyry (M.S. 233-304)

Madde ile ruh arasında özden gelen bir karşıtlık vardır; ama algı dünyası ruh dünyasından çıkmıştır. En yüksek güç, bir altındakini oluşturdu ve böylece büyük İlk Sebepten aşağıya doğru indikçe kötülük artar.

Nihayet iki dünya arasındaki ruh aşağıya doğru eğilir ve bedene benzeyen, onunla birleşen bir alt güç üretir. Ruhun bu inişi isteyerek yapılır, tıpkı Eflâtun'a göre, bedenselliği ağır olan ruhların görülebilen dünyaya indiği gibi. Bedeni arayan ruhtur. Bedeni ruha doğa bağlar ama ruhu bedene bağlayan ruhun kendisidir. Dolayısıyla bedeni ruhtan doğa kurtarır, ruh da bedenden kendi kendisine kurtulur. Porphyry to His Wife Marcella (Porphyry'nin Karısı Marcella'ya Dedikleri)

Hypatia (Ölümü M.S. 415)

Yeni Eflâtuncu Filozof ve Matematikçi

Bu dünyadaki birkaç gün sonunda her şey kaynağına geri dönecek; kan damlası derin kalbe, su nehre, nehir parlak denize. Gökten düşen çiğ tanesi de zincirlendiği ve üzerinde eridiği otlardan kurtulup yükselecek ve yuvası olan Bütüne varacak. The Philosophy of Life (Hayat Felsefesi) A. M. Baten

Proclus (M.S. 410-485)

[Proclus, Commentaries on the Phcedrus (Phazdrus Üzerine Yorumlar) adlı eserinde insan ruhunun asla bir hayvan bedenine geçemeyeceğini ispatlamaya çalıştı ve Commentaries on the Timceus'dfl (Timoeus Üzerine Yorumlar) da düşüncelerini şöyle özetledi:]

İnsan ruhlarının vahşî hayvanların bedenine nasıl geçtiği hep tartışılır. Bazıları da insanlarla bu vahşîler arasında birtakım benzerlikler olduğunu düşünür: Çünki makul özün vahşî bir hayvanın ruhu hâline gelmesinin imkânsız olduğuna inanırlar. Eflâtun, "Devlef'inde Thersites'in ruhunun maymuna dönüştüğünü söyler, maymun bedenine girdiğini değil. "Phcedrus" ta da ruhun yabanî bir hayata indiğini söyler, yabanî bir bedene değil. Zira hayat, kendisine özgü ruhla bir bütündür. Bu konuda da vahşî bir doğaya dönüştüğünü söyler. Vahşî doğa, vahşî beden değil, vahşî hayat demektir.

[Proclus-The Elements of Theology (Proclus-Din Bilgisinin Öğeleri) adlı eserinde E. R. Dodds şöyle yazar:]

Orfik - Pisagor ve Hint doktrininde olduğu gibi insan ruhunun "doğum çarkı"ndan en sonunda kurtulup kurtulmayacağı sorunu üzerinde Yeni Eflâtuncular tam bir uzlaşmaya varamamıştır. Porphyry "de regressu animae" (animanın geri çekilişi) de ruhun, hiç olmazsa filozofun ruhunun, er geç ebediyen azat edileceğini söylemiştir. Daha sonra karşıt görüşlere rastlıyoruz: Ruhlar "bedeni hemen terk edip kurtulamaz, devamlı başı boş gezer". Bu fikri Iamblichus'un yolundaki Sallustius ortaya atmıştır; bu görüşünü (a) işlev, yani ruhların bedende kendi doğal vatandaşlıklarına sahip oldukları, ve (b) Porfiryen teoriye göre dünyanın günün birinde boşalacağı noktalarını savunarak destekler.

Proclus da Sallustius'la aynı görüştedir ama daha genel bir fikri paylaşır: "Ebedî bir hayat zaman içinde bir noktada başlayıp bitemez." Başı olmayan bir şeyin sonu olamaz, sonu olmayan bir şeyin de başı olmuş olamaz. Syrianus ile aynı fikirdedir; iradeleri bazı insanların gerekenden daha sık inmelerine sebep olmakta iken, kozmik kanun her birinin her dünya döneminde en az bir kez inmesini gerektirmektedir. Böylesi bir inişin kendi içinde günahkâr olması fikrini reddeder. Dünyevî hayatın ruhun eğitilmesinde gerekli olduğuna inanır.

Olimpiodoros (M.S. V. yy)

Tarihçi

"Benliği aynı ruhlar baba, oğul, saygın eş ve sevgili kızdır." diyerek şarkı söyleyen Orfeus gibi eski şairlerin dediklerinden Eflâtun, canlıların ve ölülerin birbirinden geldiği sonucuna varmıştır.

Aglaophamus C. A. Lobeck

Roma

Ennius (M.Ö. 239-169)

Kalabarh şair Ennius'un,, metampsikoz doktrinini Romalılara tanıttığı söylenir. Kayıtlarında Homer'in kendisine bir rüyada görünüp, bedenlerinin bir zamanlar aynı ruh tarafından canlandırıldığını söylediğini yazan da odur.

Julius Sezar (M.Ö. 100-44)

[bilhassa ölüme hiç aldırmadıkları için Keltlerin korkunç savaşçılar olduğunu düşünen Sezar, bu korkusuzluklarının sebebini araştırdı ve şöyle yazdı:]

Ruhların yok olmadığı, ölümden sonra bir bedenden diğerine geçtiği fikrini yerleştirmek istiyorlar, ve bu fikre katılanların ölüm korkusuna kapılmayacakları için pek cesur olacaklarını düşünüyorlar. Gallic War (Gal Savaşı), 6. Kitap, 14. Bölüm

Çiçero (M.Ö. 106-43)

İnsan hayatındaki hata ve acılar bazen bana insanların eski yaşamlarındaki günahlarının cezasını çekmek için doğduklarını söyleyen eski kâhinlerin gerçeği biraz yakaladıklarını düşündürtüyor. Treatise on Giory (Zafer Kitabı)

Hiç kimse, sevgili Scipio, baban Paulus'un ve iki büyükbabanın... ya da Africanus'un babasının, veya amcasının ya da söz etmeye gerek olmayan diğer birçok şerefli adamın böylesi ulvî fiilleri, sadece zürriyeti tarafından hatırlanmak için yaptıklarını, zihinlerinde gelecek çağın da onları ilgilendirdiğini göremediklerine beni ikna edemez. O Friendship (Arkadaşlık Üzerine) Harvard Klâsikleri, C.9

Ruh ilâhî kökenlidir, yükseklerdeki yuvasından indirilir, ilâhî doğasına ve ölümsüzlüğüne tamamen ters düşen bu dünyaya âdeta gömülür. Bu inanca akıl ya da tartışma yoluyla değil, en güzide filozofların şan ve otoritesiyîe vardım. Pisagor ve Pisagorcuların evrensel İlâhî bilgelikten koparılan ruhlara sahip olduğumuz konusunda hiç şüpheleri olmadığını duyardım.

Sokrat'ın hayatının son günü ölümsüzlük üzerine verdiği nutku da özellikle dinlerdim. Sokrat, insanların en akıllısı... Daha fazla söylememe gerek yok. Ruhun hızlı hareketini, geçmişi canlılıkla hatırlayışım, geleceği kâhin gibi bilişini, birçok başarısını, geniş çapta bilgisini, sayısız keşfini düşündükçe bunca yeteneği olan bir bütünün ölümlü olmayacağı fikrine daha da inanıyorum. Ruh hep hareket hâlinde olduğu ama hiçbir dış hareket kaynağı olmadığı için bu hareketinin sonunun da olmayacağı fikrindeyim.

İnsanların daha küçücük çocukken bile her şeyi inanılmaz bir hızla öğrenmeleri, bu şeyleri aslında ilk defa öğrenmediklerinin, sadece hatırladıklarının bir kanıtıdır.

On Old Age (Yaşlılık Üzerine)

Virgil (M.Ö. 70-19)

Bütün ruhlar bin yıl kadar sonra ilâhiler tarafından Lethe nehrine çağrılır. Bu şekilde dünyadaki eski yaşamlarını unutur ve canlı bedenlere dönerek dünyayı tekrar ziyaret etmek isterler. The Aeneid

Ovid (M.Ö. 43-M.S. 17)

Soğuk ölümün çanlarını duyan Orace! Niçin Styx'ten korkuyorsun? Ruhlar ölüme tâbi değildir ve eski yerlerini bırakıp yeni yerlerde yaşar dururlar.

Meiamorphoses (Metamorfozlar)

Böylece ölüm denen şey,

Yeni kılığa girmiş eski olgudur:

Böylece her şey sadece değişir, hiçbir şey ölmez;

Bedensiz ruh da şurada burada uçar...

Yuvadan yuvaya yuvarlanan ruh,

Aynıdır, sadece kılığı gitmiştir:

Ve yumuşayan balmumu yenilenince

O sureti bırakıp bunu takınınca

Şimdide başka isimle anılınca

Aslında sadece Şekil değişmiştir, balmumu aynıdır.

Bu yüzden ölüm denen şey ancak şekli bozabilir

Ölümsüz ruh boşluklarda uçar

Talihini başka yerlerde arar.

Metamorphoses (Metamorfozlar) Lucan (M.S. 39-65)

İspanyol Asıllı Romalı Şair

Sizlerden (Drüidler) insan ruhunun gittiği yerin ne mezar ne de Gölge Krallığı olduğunu öğrendik. Aynı ruh başka bir dünyada bir bedeni canlandırır ve öğrettikleriniz doğruysa ölüm uzun bir hayatın sonu değil merkezidir.

The Pharsalia

Apuleius (2.yy)

Filozof ve Hatip

İnsan ruhu ölümsüz bir Tanrıdır... Ruh bu dünyada dünyevî ruhu (anima mundi) bırakarak doğar; o mevcudiyeti hepimizin bildiği bu mevcudiyetinden öncedir. Böylece, çeşitli yaşamlarını izleyen Tanrılar onu bazen eski yaşamındaki günahlar yüzünden cezalandırırlar. The God of Socrates (Sokrat'ın Tanrısı)

Lucian (2.yy)

Hiciv Yazarı

BİRİNCİ TACİR: Nerelisin?

PİSAGORCULUK: Samoslu.

BİRİNCİ TACİR: Eğitimini nerede gördün?

PİSAGORCULUK: Mısırlı sofistlerden.

BİRİNCİ TACİR: Seni alırsam bana ne öğretirsin?

PİSAGORCULUK: Hiçbir şey. Sana hatırlatacağım... Senin

göründüğün insan olmadığını öğrenmen gerek.

BİRİNCİ TACİR: Ne yani, ben başka biri miyim?

PİSAGORCULUK: Sen şu anki "sen"sin: ama eskiden başka

bir bedende başka bir isim altındaydın. Ve zamanla bir kez

daha değişeceksin.

BİRİNCİ TACİR: Yani ölümsüz olup şekilden şekle geçeceğim, öyle mi? Yeter...

The Sale of Creeds (İnanç Satışı)

İmparator Julien (M.S. 331-363)

Büyük Konstantin'in Yeğeni

Julien, lamblichus tarafından eğitilmiş, Aedesius'un öğrencisi bir Yeni Eflâtuncuydu. Efes'te inisiye edildi, sonra da Elözis sırlarını öğrendi. Saltanatı ancak 18 ay sürmüşse de aydınlanma ve dinî hoşgörü ile hatırlanır. Sürgündeki Hristiyan Piskoposlar görevlerine döndüler. Diğer dinden vatandaşlara diğer din hürriyeti tanındı.

Julien haklı olarak "Büyük" İskender'in tekrardoğuşu olduğuna inanıyordu. îbsen bu konuyu "İmparator ve Galileli" adlı oyununda işledi.

Savaş alanında yaralı yatan Julien, ölmeden evvel şunları söyler:

"Felsefe sayesinde ruhun bedenden ne kadar üstün olduğunu ve o yüce maddenin ayrılışının keder değil sevinç kaynağı olması gerektiğini öğrendim."

Sonra iki filozof Priscus ve Maksimus'a dönerek ruhun tabiatıyla ilgili metafizik bir tartışmaya girer. Burada da Sokrat örneğinde olduğu gibi böyle bir inancın ölüm anında bile nasıl sükûnet ve korkusuzluk yarattığını görüyoruz.

Sallustius (4. yy)

İmparator Julian Komutasındaki Muhafız Başı

Tanrının reddinin bir tür ceza olması pek muhtemeldir. Bir hayatta tanrıları bilen ve onları ihmal eden kişilerin, pekâlâ başka bir hayatta bu bilgiden tamamen mahrum olabileceğine inanabiliriz.

The Neo-Platonists (Yeni Eflâtuncular) adlı eserinde Thomas Whittaker şöyle yazar:]

Julien'ın arkadaşı Sallust... reforme olan paganizm için bir itikat öne sürer; şifreli bir dille belirttiği değişim dünyaya gelmiştir. Artık bazılarının gerçek ilâhî düzen hakkında tamamen cahil olmalarıyla cezalandırılan suç, demektedir, daha önceki hayatlarında krallarını tanrılaştırmış olmaları olabilir. Öyleyse Julien'in çevresinde Hristiyanlık, İmparatorların tanrılaştırılmasının intikamı gibi görülmektedir.

Macrobius (5. yy)

Yeni Eflâtuncu

Ruh yeryüzündeki bu bedenlere çekilir ve böylece bu bölgede öleceği söylenir. Halbuki ruhun ölümsüz olduğunu savunmuştuk. Ruh kendi ölümüyle yok olmaz, bir süreliğine alt edilir. Zira, bulaşıcı kötülükten arınmayı hak ettiğinde tekrar dünyaya döner.

Geçici rütbe kaybı ile kalıcılıktan yararlanmayı kaybetmez. Öyleyse, kötü ahlâkın bulaşıcılığından arınmayı hak ettiğinde, bedenden tamamıyla arınmak yoluyla, ebedî hayatın ışığında saklanacak ve kusursuz bütünlük ve mükemmelliğe dönecektir. Commentary on the Dream of Scipio (Scipio'nun Rüyasının Yorumu)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Never Süper Paylasim Olmus Resmen Kaynak Sabitleyin Kalsin :D

 

Pindar (M.Ö. 522-443)

Lirik Şair

Ölümün her iki yanında da ruhlarını kötülükten sakınanlar, Zeus'un yolunda, okyanus rüzgârlarının kutsanmışlar adası etrafında estiği Kronos kulesine çıkarlar.Odes

Bütün insanların bedeni ölümden birçok kez geçerken hayatın sureti (yani ruh) canlı kalır çünki tanrılardan gelen tek odur. Ama, bacaklar çalışırken o uyur... Fakat Persephone tarafından ilk günahlarının cezasını çekmeleri sağlanan kişilerin ruhları, dokuzuncu yılda tekrar gün ışığına kavuşur; ve onlardan da büyük önderler, güçlü bilgeler, azizler ve kahramanlar çıkar. Dirges

 

Söyle Bir Adamin Yasadigini Bile Bilmiyordum

 

Teskkurler

 

 

Pindar veya Pindarus Antik Yunanistan'da yaşamış bir şair. (MÖ 4. yüzyıl) Antik Thebai'de küçük bir köyde doğmuş ve yazdığı şiirleri devrin önemli kişilerine adamıştır. O öldükten sonra evi, Büyük İskender'in Thebai şehrine düzenlediği saldırıdan -Büyük İskender´in dedesine yazdığı şiir sayesinde- İskender'in bir teşekkürü olarak şehrin hiç zarar görmeden kurtulan tek yapısı olmuştur.

 

Kaynak Vikipedi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...