porny_girl Oluşturma zamanı: Mayıs 23, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 23, 2007 Yüzyılımızın başında yaşayan Hırvat dahi Nikola Tesla yaşadığı çağda küçümsendi, hatta Edison kıskançlığından çıldırarak ona savaş açtı. Kablosuz akımı, dev enerji bobinlerini düşleyen Tesla, piramitlerin dünyanın enerjisinden sorumlu olduklarını ve zaman yolculuğunu da düşledi. Yaşarken alay edilen ama günümüzde çok önemli bilim adamlarına rehber olan Tesla, elektriksel harikalar sirkinin bir numarasıydı. 1898 yılının güzel bir gününde New York´da Manhattan´ın doğusu birden bire sarsıldı. Binalar sallanırken China Town, Little İtaly ve Soho sakinleri korkuyla sokaklara fırladılar. Doğanın ya da tanrının gazabına uğradıklarını sanmışlardı. Ama böyle bir şeyin olmadığını Mulberry Sokağı polislerinden başka kimse bilmiyordu. Kısa bir araştırmadan sonra, depremin sadece kendi mahallelerinde olduğunu öğrenmişler sonra iki memur 46 East Houston Caddesi´ne kısa yoldan gitmişlerdi. Orada çok iyi giyimli bıyıklı bir adam "osilatör" adını verdiği bir makinenin kalıntıları yanında duruyordu, makine binanın merkezinden geçen demir bir direğe bağlıydı ve doğal olarak osilatörün titreşimleri direkten geçip oradan bütün mahalleyi etkiyerek bir tür depreme neden olmuştu. Bina sallanmaya başladığı an adam sarsıntının bitmesi için osilatörü bir çekiç ile parçalamıştı, polislere kibarca selam vererek şunları söyledi; "Beyler çok üzgünüm. Ama deneyimin şahitleri olabilmek için biraz geç kaldınız" Uçuk ama gerçekçi Deneyi yapan adamın adı Nikola Tesla’ydı, bir süre sonra bu küçük osilatörün dünyayı parçalabileceğini iddia edecek ve daha da öte iddiaları da olacaktı. Örneğin elektrik telleri olmadan elektriği iletebileceğini, havayı kontrol edebileceğini ve Mars’tan haberler aldığını söylüyordu. O zamanlarda, herkes Tesla´yı uçukluk ve saçmalıkla suçluyordu. Örneğin, sofrada kaç kişi olursa olsun önüne 18 peçete konmasını istiyordu veya inci küpe takan bir kadınla asla aynı odada kalmak istemiyordu. Onun şaşırtıcı laboratuvar deneyleri tiyatrodaki bir geceden daha eğlenceli görünüyordu. Bu deneylerden birisi ise, 2 milyon voltluk elektriğin Tesla´yı bir halka gibi sarmasıydı. Ama Tesla, sihirden daha fazlasını yapıyordu. 1898’de dünyaya değiştirebilecek iki icatta bulundu; Geniş bir alana elektrik dağıtımı imkanını yaratan dalgalı akımı ve her türlü yayın sisteminin (yani radyodan radara kadar) temeli olan yüksek frekans bobinini icat etmişti. Sağlam ama hayal dolu düşünceleri bize bugünün çeşitli modern teknolojik imkanlarını işaret ediyordu belki de bize bu imkanları o sağladı. Herşeye rağmen yüzyılımızda Tesla unutulmuştu. Buluşlarının çoğu başkalarına mal edildi ve fikirlerinin çoğu bir delinin saçmalıkları olarak değerlendirildi. Yıllar boyunca bilim dünyasında önemsiz biri olarak yer aldı ama şimdi Tesla ve fikirleri yeniden yaşama dönüyor. Buna, biraz da günümüzün sınırsız ve cüretkar araştırmacıları neden oldu. Tesla gibi onlar da sınırlandırılmaya ve alışılmışlığa karşılar. Aralarında, herşeyi deneyenler var, daha güçlü jet uçaklarına ve zaman yolcuğulunun gizemine kadar herşeyi araştırıyorlar. Edison-Tesla ortaklığı Nikola Tesla, 1856 yılında Smiljan, Hırvatistan’ta doğmuştu. Çoçukluğundan beri çok garip ve aynı zamanda da inanılmaz düşünceleri vardı. Öğrenciyken Atlantik Okyanusu´nun altından geçecek çok büyük bir tünelden uluslararası mektuplar göndermeyi hayal ediyordu. 28 yaşında dünyayı değiştirecek olan motorun prototipini yaratmıştı. 18. yüzyılda elektrik doğru akımdı ve yöresel bir fenomendi. Gücü arttıracak çok pahalı jeneratörler olmadığı için sadece birkaç mil öteye iletilebiliyordu. Tesla elektriği belirli atışlarla üretecek bir jenaratör geliştirdi. Bu şekilde çok uzaklara yüksek voltaj dağıtımı yapılabilirdi. AC motoru veya dağıtım sistemi ile akım uygun telleri olan her yere çok ucuz gönderilebiliyordu. Bu motorun çizimini ve Thomas Edison’a hitaben yazılan bir bonservis ile birlikte 1884 yılında Tesla New York’a gitti. Edison onu yardımcısı olarak, hemen laboratuarına aldı ve kısa ama çok heyecanlı bir ortaklık başladı. Yapı olarak iki adam birbirlerine hiç uymuyorlardı; Tesla şık giyinen, kültürlü ve matematik kafaya sahip bir adamdı. Eline kalem bile almadan en karmaşık problemleri kafasında çözebiliyordu. Edison ise, işçi sınıfından gelen, işinin dışındaki konulara ilgi duymayan, hata yaparak bir şeyin icat edileceğine inanan biriydi, elektrik akımının ticaretini yapmak istiyordu. Markoni Tesla´yı izliyor... Üç sene sonra bu iki akıllı adam ortaklıklarını ayırmaya karar verdiler. O ara, Tesla işadamı George Westinghouse’dan AC sistemini geliştirmek için destek almayı başarmıştı. Edison hemen karşı atakta bulundu ve bir kampanya başlattı Tesla’nın buluşlarının İnsanlık için tehlikeli olduğunu iddia ederek AC akımının köpek ve koyunları elektrikli sandalye de nasıl öldürdüğünü gösterdi. İnsanlara hayvanların "Westinghouselandıklarını" anlattı ama bu pek işe yaramadı. AC sistemi, DC sistemini piyasadan sildi ve Tesla 216.000 dolar ödül aldı. O yıllarda, bu çok yüksek bir paraydı ama Tesla bu parayı bir kaç yıl içersinde bitirecekti. Ama daha önce Tesla, dünyayı değiştirebilecek bir başka buluşu gerçekleştirdi. 1890 yılında transformeri yani akım iletebilen elektrik bobinini ve çok yüksek frekansta radyo sinyalleri çekebilen bir aleti buldu. Tesla Bobinleri´lerini kullanacak bir sistemi ise, 1893 yılında buldu. Bunun sonucunda (Tesla’ya göre) yüksek frekansda elektromanyetik dalgaların telsiz iletişimi mümkün olacaktı yani radyoyu. Sekiz yıl sonra da Guglielmo Marconi ünlü S sinyalerini Atlantiğin üzerinden gönderecekti. Bunu duyduğunda Tesla burun kıvırarak şunları söyledi; "Bırakın devam etsin. Şu anda benim patentlerimden17 tanesini kullanıyor." Belki üstünlüğünden emin olduğundan ve kendisine çok güvenen Tesla’nın kafasında daha büyük planlar vardı. Elektrik gücünü telsiz gibi yani kablosuz iletmenin yolunu aramak çok hoşuna gidiyordu. Öte yandan, Tesla Bobinler´i elektrik direklerini yeryüzünden yok ederek gökyüzüne uçuracak ve ionosferde dünyanın etrafını gezdirecekti. Bir dahinin acınacak sonu... 1900’lerin başında önce Colorado Springs’de sonra da New York, Long İsland´da 500 m. yüksekliğinde bobinler ve iletişim kuleleri kurmuştu. Bu inanılmaz büyüklükteki bobinlerle 4 km. uzunluğunda yıldırımlar oluşturmasına ve Colorado Springs’i bir ara karanlıkta bırakmasıne rağmen elektriği havadan iletmeyi bir türlü beceremedi. Bu çok pahalıya malolan başarısızlık Tesla’nın yaratıcı gücünün düşüş noktası oldu. Ondan sonra fikirleri her geçen gün sapıklık derecesinde inanılmaz olmaya başladı. Örneğin dünyanın merkezinden düşük frekans enerjisini geçirmekten, havayı kontrol edebileceğinden söz ediyordu. Ama tabii ki bu söylediklerinin hiç birisi gerçekleşmedi. Sonunda, başarısızlıklardan bunalarak yaşama küstü ve 1943 yılında New York´da eski, pis bir hotel odasında deneyler için kullandığı yaralı kumruların arasında öldü. Tesla unutulduktan uzun bir süre sonra yeniden gündeme geldi. Nobel ödüllü Robert Milikan ve Arthur Compton adlı iki bilim adamı çalışmalarınd Tesla’dan esinlendiklerini açıkladılar. 1974 yılında ünlü "İnstitute of Electrical and Electronics Engineers (İEEE)-Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü" Tesla’yı "Ünlü Kaşifler Galerisi" ne kabul etti. Bugün Tesla’nın buluşlarını kabul eden ciddi bilimcileri bulmak eskiye göre çok daha kolay. Sıra günümüzün Tesla´larında... Tesla’nın en büyük hayali, Leadville, Colorado’da gerçekleşmek üzere. Hevesli bir icatçı, mühendis ve bilim adamı olan Robert Golka, Tesla düşmanlarının bile olası olduğuna inandıkları bir şeyi gerçekleştirmeye çalışıyor; Havayı iletken olarak kullanıp elektriği atmosferden geçirerek dünyanın her tarafına götürme çabasında. Golka’nın Brockton, Massachusetts’de okul tipi laboratuvarı metallerle, tahtalarla dolu, odanın her köşesine sıkışmış garip araçlarla dolu ve bunların arasında eski müzik setleri ve parçalanmış piyanolar bile bulunuyor ve geniş tezgahların üzerinde Tesla bobinlerinin çeşitli örneklerine ve planlarını görüyorsunuz. Odanın ince tahta tavanı yanık izleri dolu. Bunlar deneylerin izleri. Golka kısa boylu, topluca, 40 yaşlarında, saçları dökülmüş bir adam ama çocukça bir gülümseme gözlerinden ekben bir ibneyim olmuyor. İşini konuşurken koruma pozisyonunu alan bir adam haline giriyor. Bir kaç dakika sonra bu davranışın sadece yanlış anlaşılmaktan korkan bir adamın davranışı olduğunu anlıyorsunuz. Gençken Golka, neon tabela dükkanlarında çalışıyor ve tamirler yapıyordu; bugün şöyle diyor; "Bana ücretimi neon ile ödüyorlardı. Bende bunları alıp eve götürüyor ve kendi tavanlarımda neon şovlar yapıyordum." 13 yaşındayken mahallenin barlarındaki kumar otomatlarının onarımlarını o yapıyordu. Aslında Golka´nın merakı genç yaşlardayken, "Işıklı Toplar"a duyduğu ilgiden kaynaklanıyor (Işıklı toplar, çoğu zaman elektrikli havalarda ortaya çıkan, düzensiz hareketlerle garip ışıklar saçan ve sonra patlayarak kaybolan eletktriksel kürelere deniyor; bunların oluşum nedenleri hala öğrenilmiş değil.) Golka ışıklı topların enerjisinin kontrol etme çabasındayı fakat daha önce ışıklı topları oluşturmak gerekiyordu ve bu da isteğe bağlı değildi. Araştırmaları sırasında Golka, Tesla adına ve deneylerine raslamıştı. Kısa bir araştırmadan sonra Tesla’nın 450 metrelik bir bobinle ışıklı top meydana getirebildiğini öğrendi ve Golka hemen Yugoslavya’yı ve oradaki Tesla müzesini ziyarete gitti, orada görevlileri kandırıp Tesla’nın el yazısı ile yazdığı ve neredeyse okunamayan yazılarını inceleme iznini aldı ama sonradan görevliler Golka’nın bir casus olduğu sonucunu çıkararak, araştırmaya izin vermediler ama geç kalmışlardı zira bu arada Golka, Colorado Springs’e bobin Tesla´nın bobun hakkında yazdığı 29 metni ve kabataslak resimleri kaçırmayı başarmıştı. Golka, "Işık Topları"nın peşinde; Eve döndükten sonra Brockton’deki labarotuvarında Tesla Bobini´nin 3 m. yüksekliğinde bir modelini yaptı. Ama bundan hiç bir sonuç alamadı, tek öğrendiği şey şuydu; Orjinal makinayı bütünüyle yeniden yapması gerekiyordu. 1970’de Utah’ın tuz çöllerine gidip orada bobini dikebilecek bir yer aradı. Aradığı yerin ıssız ve yarı iletken olması gerekiyordu ve sonunda aradığı yeri buldu; Wendover Air Hava Kuvvetleri Üssü’nde terkedilmiş bir ambar vardı, orayı yılda bir dolar kira ödeyerek kiraladı. Kullanılmış malzemelerle ve hediye edilmiş 150 kilovat jeneratörü ile yaklaşık 16 m. yüksekliğinde bir Tesla bobini yaptı. Temmuz 1974’de bobin, 12 milyon voltluk elektrik üretiyor ve 12 m. uzunluğunda kıvılcımlar saçıyordu. Golka’nın anlatımlarına göre 9 yıl boyunca en azından 5 kez ışık toplarını yarattı. "Çok çabuk gelip geçen bir olaydı, oluşturabilmiştim ama ben onu kontrol edemedim." 1982’de parası bitmişti; Wendover araştırmasını bırakıp dev bobini söktü ve parçalarını Montana’da bir ambara yerleştirdi. Aynı zamanda Golka’nın ilgisini çeken bir diğer konu, Tesla’nın bobini neden yaptığıydı. Tesla, dünya atmosferinin bir üst tabakası olan ve elektrik yüklü parçacıklarla dolu olan ionosferin elektrik iletkeni olduğunu biliyordu. Şunu hesapladı; Eğer akımı 8 saniyede bir ionosfere gönderebilirse (8 saniye, bir elektron dünyanın etrafında dönme süresidir). O zaman çok güçlü ve geniş bir elektron dalgasını kablo kullanmadan dünyanın her tarafına gönderebilirdi ve gücünün sadece % 10´unu kaybederdi. (Karşılaştırma imkanı olması için belirtiyoruz; şu an endüstride kullanılan standard elektrik iletişiminin kaybı % 30´dur.) Golka, çalışmalarını hala sürdürüyor ve umutla onu bekleyenler var. Kablosuz ses iletişiminin başarıldığı bu günlerde, kısa bir zaman sonra da kablosuz elektriğin dağıtıldığını görmemiz hiç de az bir olasılık sayılmaz. Atmosfere delikler açabilir miyiz? Golka yeniden para bularak Tesla bobinini depodan çıkarıp Leadville taraflarında yeniden dikti. Umudu elektriği havadan iletebilmekti ama şunu da kabul ediyordu; İletmeyi başarsa bile o elektrik nasıl kullanılacaktı? Belki nitrojen lazerleri kullanarak atmosfere delikler açılabilir ve bu delikler elektrik telleri gibi iş görerek elektriği gerektiği yerde aşağı indirebilirlerdi. Golka başarılı olursa Colorado’daki iletme kulesi sinyal verecek ve aynı zamanda da Tesla’nın hayalinin de gerçekleştiğini ilan edecekti. Birçok uzmanın bu fikri küçümsemesine karşın bir kaç tanesi çekinerek olsa da ilgi gösteriyorlar. Slobidan Cuk´da profesör olan Caltech şunları söylüyordu; "Belki doğru olabilir ama gerçekleştirmek aşırı derecede zor görünüyor." Ama zaten Golka büyük sözler vermiyor; "Çalışabilir de çalışmıyabilir de, eğer başarabilirsek bu geleceğin cereyan iletme sistemi olabilir." diyor. Plan göründüğü kadar aptal olmıyabilir. Çok daha güvenilir uzmanlar havayı iletken olarak kullanmayı düşünmüşlerdi. Örneğin bir kaç yıl önce, fizikçi Bernard Eastlund yeni bir sistem geliştirdi; bu sistemle büyük oranda elektromanyetik enerjiyi atmosferin üst katmanlarındaki belirli yerlerine gönderilecek. Bu tam olarak yapıldığında, şaşırtıcı başarılar elde edilecek; roketler orta yörüngede görülecek, dünya komünikasyonunu karıştırmak mümkün olacak ve hatta hava durumu dahi değiştirilebilecek. Dünyanın en büyük enerjisi... Eastlund saçma sapan düşünen bir deli değil; güvenilen biri ve MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) ile Colombia Üniversitesi´den fizik ödülleri almış olan bir bilim adamı, 8 yıl boyunca Atom Enerjisi Komisyonu´nun programında çalıştı ve 70’li yılların başında metal eritme olayını yeniden yarattı. Eastlund, şimdi Houston’daki Production Technologiaes İnternational’in başkanı ve mega petrol şirketi ARCO’nun eski danışmanı. 70’li yılların sonunda ARCO’nun uğraştığı bir problem şimdiki işine başlamasının nedeniydi; şirket Alaska, Kuzey Kutbu´nda 80 milyar m3 hacminde doğal gaza sahipti. (Bu miktar ABD’nin bir yıllık gaz tüketimidir.) Yerin uzaklığı nedeniyle gazı çıkarıp, naklini yapmak çok pahalıydı. ARCO’nun şimdi bilmek istediği, o gazı orada değrlendirmenin bir imkanının olup olmadığıydı. Eastlund hemen şunu anladı; ARCO bütün o gazın meydana getirdiği gücü kullanırsa inanılmaz miktarda enerjiye sahip olabilecekti. Ama bütün bu enerji ile ne yapılacaktı? Bir kaç araştırma laboratuvarında düşük frekansdaki radyo dalgalarını ionosfere gönderme deneylerinin yapıldığını biliyordu. Düşüncesi kuzey kutbundaki tüm gazı alıp bir çeşit enerjiye dönüştürmek ve ondan sonra atmosfere yollamaktı. Düşüncesi, gazı büyük bir jeneratörü çalıştırmak için kullanacak ve bu jeneratör ile radyo dalgaları olarak elektromanyetik enerji üretmekti. 40 mil yüksekliğinde bir anten kullanacak ve oluşacak dalgalar atmosfere gönderilecekti. Anten basitti ve Eastlund’a göre sulama borusundan yapılabilirdi. Havanız nasıl olsun isterdiniz? Hesaplamaları yaparken elinde çok fazla enerjinin olacağını fark etti. Bir kere dalgaları ionosfere gönderdikten sonra oradaki şarj parçacıklarıyla birlikte güçleneceklerinin farkına vardı. Sonuç "Ayna Gücü" olarak bilinen manyetik fenomen olacaktı, bu şarjlı atmosferin büyük bir kısmı elektromanyetik güç yüzünden ya dünyaya yaklaşacak veya dünyadan uzaklaşacaktı. Eastlund’a göre; "Dünya komünikasyon sistemlerini durdurabilir ya da sinyalleri değiştirebilirsiniz, buna uydulara giden ve onlardan gelen mesajlar da dahil. Başkalarının iletişim sistemlerini bozarken rahatlıkla kendi komünikasyonunuzu devam ettirebiliyorsunuz." Eastlund’a göre bu sistem anti-roket sistemlerin de kullanılabilir. Atmosferin bölümlerini elektrik yükleyip sürükleyerek daha önce orada olmayan daha yüksek bir atmosfer yaratabilirsiniz. Bu olay hem uçan bir cismi ısıtır hem de yörüngesini saptırır. Bunların tümü ARCO’nun ilgisini çekmişti; Şirket araştırmalar boyunca Eastlund’u destekledi ve şu anda bu fikirleri gerçekleştirmenin yollarını aramakta. ARCO bilim adamlarından Robert Hirsch bize şunları anlatıyor: "Fikirleri çok ilgi çekici ama bir fikir ile onun gerçekleştirilmesi arasında daima çok büyük farklar vardır." Eastlund fikirlerinin çoğunun savaş amacıyla kullanılabileceğini bilmesine rağmen, daha olumlu işler için kullanma niyetinde olduğunu belirtiyor. Örneğin, havayı kontrol etmek mümkün olabilir, güneşe mercek olacak veya odaklanacak atmosfer bölümleri oluşturulabilir. Güneşin kuvvetini böylece fazlalaştırarak veya kontrol ederek insan dünyanın belrli yerlerini daha fazla ısıtabilir veya rüzgar olaylarını kontrol edebilir. Bunları kontrol imkanı elimizde olursa mesela Etiyopya’ya yağmur götürebiliriz veye Karaibler´deki rüzgarları kontrol edebiliriz. Aygıt, delik ozon tabakasını düzeltmeye bile yardımcı olabilir, Antarktik´in üstündeki ozon deliğine yama yapabilir ve karbon monoksit veya nitrous oksit gibi zararlı maddeleri yok edebiliriz. Bunların hepsi kulağa hoş geliyor, ama gerçekleşebilecek mi? Fikirler değişik ama Princeton, New Jersey’deki "David Sarnoff Araştırma Merkezi" inde fizikçi olan Richard Williams herşeye olumlu bakıyor ama bir korkusu olduğunu da ekliyor; Williams’a göre atmosfer yapısı itibarıyla en ufak değişikliklere bile çok duyarlı olduğu için Eastlund’un herhangi bir fikrini denemek inanılmaz zarara yol açabilir hatta bölgesel kıyametlere neden olabilir. Buna karşın, deneme yapılmadan da hiç bir şey bilinmeyecek. "Gelecek benimdir..." Teslafil adı verilen Tesla izleyicileri bu kadar değil, daha bir çok bilimci onun garip ama gerçek olabilecek düşüncelerinden sonuçlar çıkarmaya çalışıyorlar. Ama Tesla´nın marjinalliğin çok ötesindeki fikirleri çok kişiyi hala güldürebiliyor; Yugoslav asıllı dahi, piramitlerin dünya enerji sisteminin bujileri olduğunu iddia ederken, elektromanyetizmin zaman yolculuğunun anahtarı olduğunu belirtiyordu. Robert Golka gibi fanatik bir Teslafil bile bu konuda tutucu görülüyor ve zaman yolculuğu gibi akıl almaz bir konunun üzerinde bile durmak istemiyor. Aslında, bunlara gülmek bugünün bilimi için geçerli yarın ya da daha da yakında bunlara gülenlere de gülünebilir. Buna rağmen, Tesla´nın sınırsız ve vahşi düşüncelerini izlememek ve boş vermek de pek akıl işi sayılmaz. Bilim tarihi, sık sık alay ettiği sınırsız hayal üreticilerinin çağdaş doğruluğunu çoğu zaman sonradan tanımlamak zorunda kaldı. Tesla´nın kehanetleri bazıları gerçekleşti geriye tebessüm edilenler kaldı ama Tesla´da yaşadığı çağda kendisine karşı çıkanlara gülümsüyor ve " Bugün onlarındır ama gelecekte tüm buluşlarım çalıştığında, o günler benim olacaktır." 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnDMe Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 süper bi yazı olmuş zaten ünlü philedelphia deneyinden tanıoruz kendisini...Eline sağlık... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 guzel yazı..prestij filmi aklıma geldi:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
rogue Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2007 ah ben de onu diyecektim the prestige'de tesla'dan söz ediliyor. hatta edison'un adamları tesla'nın binasını yakıyordu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cherar Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2007 KIYAMET TEKNOLOJİSİ Yıllarca önce Sırp asıllı Amerikalı bilim adamı mucit Nikola Tesla tarafından geliştirilen bu "düşük frekanslı elektromagnetik ışınımla "yüksek enerji nakli" tekniğini hem Ruslar hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı Senator Claiborne Pell şöyle söylüyordu: "Şu anda bir anlaşmaya ihtiyacımız var... Dünyanın askeri liderleri fırtınaları yönetip, iklimleri değiştirmeden ve düşmanlarına karşı depremler oluşturmadan önce..." Senaryoya göre, San Andreas fay hattında meydana gelebilecek büyük bir depremin Amerikan ekonomisine çok büyük zarar vereceğini bilen ABD, yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin yolunu bulmuştu. Sıra projenin denenmesine gelmişti ...17 agustos şimdiki endonezya depremi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Golka kısa boylu, topluca, 40 yaşlarında, saçları dökülmüş bir adam ama çocukça bir gülümseme gözlerinden ekben bir ibneyim olmuyor. koptum!! :D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.