Wasteland Oluşturma zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 17, 2012 http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193071.jpg Evren hakkında bilmediğimiz belki milyonlarca, hatta daha fazla şey var. Milyarlarca yıldan beri, sınırlarını tamamen öğrenemediğimiz, hatta belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz bu sonsuz düzlemde sürekli bir evrim yaşanıyor. Hala tek bir gezegende yaşayan insan için, keşfedilmesi çok uzun bir zaman gerektiren evrenin boyutlarını rakamlarla ölçmek birçok açıdan imkânsız gelebilir. Ancak sonsuzluğun tanımlarından biri haline gelen uzayı aslında çok küçük sınırlara sığdırabileceğimiz gibi, anlaşılması çok güç gibi görünen şeyleri de çok kolay tanımlayabiliriz. Sizce, Marilyn Monroe ile uzayın bugün nasıl bir bağlantısı olabilir? http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193070.jpg Tüm insanlar bir küp şekerin hacmine sığabilir Bunun nedeni, maddenin inanılmayacak derecede boş olması. Maddenin en temel yapı taşı olan atom, Güneş Sistemi’nin bir minyatürü gibidir. Atomun çekirdeği etrafındaki elektronlar, Güneş’in yörüngesinde hareket eden gezegenlere benzer. Merkezdeki çekirdek, elektronların yörüngelerine kıyasla çok ufaktır. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193069.jpg Bu da şu anlama geliyor: Eğer dünyadaki tüm insanlarda bulunan atomlardaki boşlukları çıkarsaydınız, geriye kalan maddeyi bir küp şekerin hacmi kadar alana sığdırabilirdiniz. Çünkü siz ve diğer tüm insanların yüzde 99.9999999999’u boşluktan oluşuyor! http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193068.jpg Eğer Güneş muzdan yapılmış olsaydı, aynı sıcaklığı verirdi Güneş’in ısısı yapısındaki birçok maddeden kaynaklanmaktadır. Güneş, merkezine çektiği maddeleri burada ezerek yaklaşık 15 milyon derecede ısıtır. Bu noktada önemli olan şey, ne tür bir bileşime sahip olursa olsun, tüm maddelerin çözülerek “plazma” adı verilen bir hale gelmesidir. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193067.jpg Kısaca, Güneş’in tam olarak neden oluştuğu çok önemli değil. Gerçekte, Güneş çoğunluğu hidrojen olan katrilyonlarca ton gazdan ibarettir. Diğer yandan, eğer katrilyonlarca ton muzu bir araya getirebilseydiniz, Güneş’le aynı sıcaklıkta bir yoğunluk elde edecektiniz. Ancak muzlar Güneş gibi sürekli sıcaklığını koruyamayacaktı. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193066.jpg Evrenin yüzde 98’i görünmezdir Evrenin kütlesinin sadece yüzde 4’ü insanları, yıldızları ve gezegenleri oluşturan atomlardan meydana gelmektedir. İnsanlar da henüz bu kütlenin sadece yarısını görebilmiş durumda. Evrenin yüzde 23’ü ise esrarengiz “karanlık madde”den oluşuyor. Karanlık maddenin var olduğunu gözlemleyebildiğimiz gezegenler üzerinde oluşturduğu çekim gücü sayesinde biliyoruz http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193065.jpg Evrenin yüzde 73’ü ise karanlık enerjiden oluşuyor. Henüz 1998’de keşfedilen bu enerji, tüm uzayı dolduruyor ve itici çekim kuvvetine sahip. Eğer geride kalan yüzde 98’lik bilinmeyen alanın ne olduğunu keşfedebilirseniz, büyük olasılıkla Nobel Ödülü’nün sahibi olacaksınız. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193064.jpg Dünya’ya bugün düşen gün ışıkları 30 bin yaşında Gün ışığı Güneş’in merkezinde meydana gelen nükleer reaksiyonlarla oluşuyor. Ancak Güneş o kadar yüksek bir yoğunluğa sahip ki, oluşan gün ışığının Güneş’in merkezinden çıkarak uzay boşluğuna erişmesi için kendine yol açması gerekiyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193063.jpg eğer güneş ışınları önüne hiçbir engel çıkmadan düz bir çizgide ilerleyebilseydi, Dünya’ya ulaşması sadece 2 saniye sürerdi. Ancak gün ışığı o kadar külfetli ve zikzaklı bir yol izlemek zorunda kalıyor ki, Dünya’ya ulaşması yaklaşık 30 bin yıl alıyor. Yani, bugün tepenize düşen gün ışıkları aslında Buz Çağı’ndan kalma http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193062.jpg Zemin katta oturanlar en üst katta oturanlara kıyasla daha geç yaşlanıyor Bu Einstein’ın yerçekimi teorisi ile bağlantılı bir konu. Einstein’ın teorisine göre, zaman güçlü yerçekimi alanında daha yavaş ilerliyor. Bir binanın zemin katındayken, doğal olarak en üst katta bulunan bir insana göre Dünya’nın merkezine daha yakın olursunuz http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193061.jpg Bu da daha fazla yerçekime maruz kalmanız anlamına gelmektedir. Sonuç olarak daha yavaş yaşlanırsınız. Tabi ki bu çok ama çok küçük bir etkidir. Yani genç kalmak için üst katlarda bir ev aramak zorunda değilsiniz! http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193060.jpg Zaman yolculuğu bilinen fizik kanunlarına bağlı değil Şaşırtıcı şekilde, Einstein’ın yerçekimi teorisine göre zaman yolculuğu en azından prensipte mümkün görünüyor. Fizikçiler yarım asırdan fazla bir süredir zaman yolculuğunun mümkün olmadığını göstermeye çalışıyor ancak şu ana kadar sonuç elde edebilmiş değiller. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193059.jpg Onların kâbus görmesine neden olan şey birilerinin geçmişe gidip anneleri daha doğmadan büyükbabalarını öldürmesi! Ünlü fizikçi Stephen Hawking, bu çelişkiyi ortadan kaldıracak bir fizik kanununun henüz bulunmadığına inanıyor. King, “Gelecekten gelen ziyaretçiler nerede?” diye soruyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193058.jpg Kanalları değiştirilen bir televizyonun ürettiği statik elektriğin yüzde 1’i Büyük Patlama’ya ait Evren Büyük Patlama olarak bildiğimiz bir ateş topunun içinde doğdu ve ateş topunun ürettiği ısı o günden bu yana gidecek bir yer bulamadı. Evrende sıkışan sıcaklık bugün hala etrafımızda. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193057.jpg Tabii ki bu sıcaklık evrenin genişlemekte olduğu son 13.7 milyar yılda önemli oranda düştü. Bu yüzden bu ısı artık gözle görülebilen ışık halinde değil, mikrodalgalar halinde televizyon antenlerinin etrafında toplanıyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193054.jpg Bilim insanları, bu esasa dayanan “kuantum bilgisayarının” günümüzün en gelişmiş bilgisayarlarını bile geride bırakabileceğine inanıyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193053.jpg 1 milyon evreni kapsayacak kadar bilgi 1 GB’lık flash diske sığabilir Bu inanılması güç teorinin gerçek olmasının nedeni, kozmik evrenin sahip olduğu yapıdan kaynaklanıyor. Evren, fiziksel kozmoloji kapsamında maruz kaldığı hızlı genişlemeden dolayı “şişmiş” bir yapıda. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193052.jpg İster inanın ister inanmayın, 1 GB’lık bir flash diske, bir milyon evrene yetecek bilgi sığdırabilir http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193051.jpg Aldığınız her nefes Marilyn Monroe’nun verdiği nefesten bir atom içeriyor Bunun nedeni atomların çok küçük olması. Monroe’nun verdiği her solukta akciğerlerinden çıkan atomların Dünya’nın atmosferine eşit olarak dağılıyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193050.jpg Bu sebepten dolayı aldığımız her nefesin Monroe’nun veya Abraham Lincoln’ün ya da milyonlarca yıl önce yaşamı olan T-Rex’in soluğundan çıkan bir atomu içerdiğini söyleyebiliyoruz http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193049.jpg Evrenin bir yerlerinde, sonsuz sayıda siz varsınız Bu kozmolojinin küçük, kötü sırrı. Bunu bilim adamlarının size anlatmak istememesinin nedeni ise utandırıcı olması. Ancak Evrenin yapısı ile fizik kanunları bir araya geldiği zaman, ortaya çıkan “quantum teorisi” evrenin bir yerlerinde geçmişin sonsuz defa tekrarlandığı bir alan olduğunu öne sürüyor. http://g1.milliyet.com.tr/Detail/2010/07/05/evren-hakkinda-inanilmaz-gercekler-evren-bilim-1193048.jpg Bunun nedeni fizikte, kozmolojide ya da her ikisinde fark etmediğimiz bir sorun olabilir. Veya gerçekten evrenin bir köşesinde sizin sonsuz sayıda kopyanız bulunuyor olabilir! Eğer bu aklınızı başınızdan almıyorsa, başka hiçbir şey de alamaz! Alıntı........ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackodesssa Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 dünyanın hep düştüğünü uzayın hep genişlediği için gezegenlerin yıllar sonra birbirlerini göremeyeci bir teori vardı onu da yazsaydın keşke )) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hancer Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Güzel paylaşım ve mütiş diye yazılmaz, müthiş diye yazılır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GunduzGezen Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Atomlarda ki boşluk kaldırılsaydı, insanlar bir küp şeker kadar küçülürdü denmiş ya hani, aklıma Araf suresinin 40. ayeti geldi. "Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler." (Araf:40). Ve tüm inanışlara göre kabul edilen "herşey doğar, gelişir ve ölür" prensibi çerçevesinde, tüm kainatın, başladığı gün ki gibi son bulacağına inanıyorum. Yani evren genişlediği gibi, en sonunda büyük patlamayı yaratan maddeye dönüşerek kendi içine çekilecek. Bu aynı zamanda evrenin fizik kanunudur. Tıpkı Darwin'in Evrim Teorisi gibi. Mikroorganizmalar doğar, hayatta kalmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için evrimleşir, evrimin son noktasında tersine evrim başlar ve en sonunda ölür. Evrenin yasası, fizik kanunu bu. Özellikle tüm semavi dinlerin inancıdır bu. Herşey doğar, büyür ve ölür. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whisper Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 gusel bilgiler tskler.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2012 Çok ilginç gerçekten .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xian Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Sınırsız sayıda ben ! Annem bunu duyunca çok üzülecek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
egos58 Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Ancak gün ışığı o kadar külfetli ve zikzaklı bir yol izlemek zorunda kalıyor ki, Dünya’ya ulaşması yaklaşık 30 bin yıl alıyor. Yani, bugün tepenize düşen gün ışıkları aslında Buz Çağı’ndan kalma Okulda hep 8 dk. derlerdi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Northice Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 çok ilgi çekici Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hortlana Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Güneş ışınlarının 30 bin yıl öncesine ait olduğu bilgisi gerçekten çok ilginçmiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Fena bir şeymiş. Özellikle en son bilgi psikolojimi bozdu. Yani bir yerlerde benim mutlu halim dolaşıyor demek ki. Kıskandım bak şimdi. Belki bir yerde şu an benim farklı bir halim Jigglypuff yakalamaya çalışıyordur. Bunları okuyunca daha da çok meraklanıyorum. Bi de küçüklük hissi geliyor. Hiçbir şeyi dert etmeden yatıp ölesim geliyor. Paylaşım için teşekkürler ve daha çok paylaş. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wasteland Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Güzel paylaşım ve mütiş diye yazılmaz, müthiş diye yazılır Üzgünüm Senin Kadar İyi Türkce Bilmiyorum Ben Beğenmene Sevindim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
la luna Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 çok iyiydi teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Virtue Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 O zaman aslında şöyle bişey yapılabilir. Mesela 1920 den kalma bi görüntü hala uzayda dolanıyor. Bunu yakalamanın yolları olsa en azından geçmişe değil de geçmişi görüntülemek mümkün olabilir. Tabi nasıl yakalanır hiç bilemiyorum. Evet nasıl olsa şuan için kameralar var ama ya binlerce yıl öncekileri yakalayabilirsek süper olur Konu için de teşekkürler okuması çok güzel oldu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wasteland Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Sesleri Yakalma Projesi Var Gecmisden Gelen Sesleri Hatta Bir Kısım Ses Yakalamislar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Virtue Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Bir de benim merak ettiğim gökyüzünde yükselebildiğimiz kadar yeraltına inemedik dünyanın yeraltı da apayrı gizemlerle dolu. Daha zor sanırsam Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
la luna Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 şu anda gördüğümüz yıldızlar da binlerce yıl öncesine ait diye bir şey hatırlıyorum. sofi'nin dünyası adlı kitapta geçiyordu sanırım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wasteland Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2012 Yer Altina İnmek İcin Tabi yeterince Derine,O Basinca Dayana Bilmek İcin, Uzay Teknolojisi Kullaniliyor Oyuklara Yeterince İnildi. Ama Kazim Yapilarak İnilmesi Tehlikeli Olabilir Faylar Acisindan Ama Afrikada Cok Derine İnildi Cesitli Madenler Buluyolar Elmas Yataklari Gibi Yahudiler Yapiyor Bu İsi Afrikada Sunu Oku Link http://www.gnoxis.com/mariana-cukuru-challenger-cukuru-denizin-altinda-derinlik-11-km-48537.html Bknz Yıldızlar Evet Yıldızlarin Işıklari ,Yani Gördügün Yıldızlar, Yıldız Parlamalari .Milyonlarca Yıl öncesine Bile Ait Olan Isımalar Olabilir. Işıgın ,Görüntünün Yada Sesin Gelme Prensibi Ayni. kimisi Hızlı, Kimisi Yavas, Kimisi Dağalır Kimisi Dağılmadan Gelir Zaten Coğu Zaman Gördügümüz Yıldız Degil Yıldızın Kac Bin Yıl Önceki İsimasi --------- [/b][/i]Okulda hep 8 dk. derlerdi Gün Işıgı Dünyaya Çarpdikdan Sonra Bazi Katmanalri Yarmasi 8 dk dir Ama Okadar İc ice ve seri olur ki bu gelen işik ml sn ye bile sürmeden sürekli ışık hızıyla foton yamurunda kalirsin yani güneş hep üstündedir Hoca Böyle Aciklamisdir --------- Bana En İlginç Gelen Olay Budur İster inanın ister inanmayın, 1 GB’lık bir flash diske, bir milyon evrene yetecek bilgi sığdırabilir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.