masal perisi Oluşturma zamanı: Haziran 17, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 17, 2012 Dario Fo (d. 24 Mart 1926, Sangiano) İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu. 1997 yılında Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü adlı oyunuyla Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır. Oyunlarındaki temalar güncel sorunlara dayandığı için tiyatro karikatürcüsü, toplumsal ajitatör ve radikal palyaço olarak da nitelendirilen Fo, kariyerine küçük kabare ve tiyatrolar için yergili revüler yazan bir metin yazarına yardım ederek başlamıştır. Oyuncu Franca Rame ile evlendikten sonra, 1959'da Rame ile birlikte Dario Fo- France Rame Topluluğu'nu kurmuştur. İkili "Canzonissima" adlı televizyon programında sundukları komik skeçlerle kısa sürede tanınmış, zamanla siyasal bir ajit-prop tiyatrosu geliştirmişlerdir. İkilinin oyunları temelde "commedia dell'arte" geleneğine dayanmaktadır ve tarzları Fo'nun deyişiyle "resmi olmayan solculuk"la kaynaşmıştı. İkili daha sonra,1968'de İtalyan Komünist Partisi'yle bağları olan Yeni Sahne adlı bir başka topluluk kurmuştur. 1970'te ise Halk Tiyatrosu Topluluğu ile fabrika, park, spor alanı gibi halkın toplu olarak bulunduğu yerleri dolaşmaya başlamışlardır. Morte Accidentale di un anarchico (1974; Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, 1990) ve Non si paga, non si paga! (1974; Ödemiyoruz, Ödeyemeyeceğiz!) gibi oyunları çok tutulmuştur. Bir oyuncu olarak Fo en çok, tek başına bir yetenek gösterisi yaptığı Mistero Buffo'daki (1973) rolüyle tanınmıştır. Her izleyici topluluğu önünde değişecek kadar güncelliğe dayanan bu yapıt ortaçağ gizem oyunlarının çağdaş bir uyarlaması olarak değerlendirilmektedir. Oyunları Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü (Morte accidentale di un anarchico-1970) Klaksonlar, Borazanlar ve Bırtlar Kadın Oyunları(Female Parts-1981) Elizabeth, Neredeyse Kadın Ödenmeyecek, Ödemiyoruz (Non si paga! Non si paga! - 1974) YAZARLA İLGİLİ YORUMLAR: -Dario Fo, büyük bir oyuncu, büyük bir yönetmen, büyük bir komik, hatta bu çağın son büyük palyaçosudur." Franco Zefirelli 1926 yılında Varese'de San Giano kasabasında doğdu. Milano'da mimarlık öğrenimi yaparken yazdığı siyasal yergi skeçleriyle güldürü türündeki ustalığını ortaya koydu. Kabare gösterilerinin başarı kazanması üzerine radyoda on sekiz hafta süren bir monologlar dizisi yayımladı. Güldürülerinin güncel sorunlardan kaynaklanması ve kışkırtıcı bir nitelik taşıması yüzünden sık sık resmi makamların kovuşturmasına uğradı. Dario Fo'nun tiyatro yaşantısını dört bölümde ele almak mümkündür: Birinci bölüm, Dario Fo'nun eşi Franca Rame ile birlikte kurduğu topluluğun öncesi yıllarını kapsamaktadır. Çocukluğundan 1958 yılına kadar olan bu dönem, Franco Parenti, Giustuno Durano gibi yazar ve oyuncularla oluşturduğu bir toplulukla çalışarak, Fo tiyatrosunun pek çok öğesini biriktirdiği ve biraraya getirdiği hazırlık dönemidir. İkinci bölüm, 1958'de, eşi Franca Rame ile birlikte Dario Fo-France Rame topluluğunu kurduğu, "Burjuva Güldürüleri" adını verdiği çeşitli fars ve vodviller oynadığı ustalığını geliştirip pekiştirdiği ve giderek kendini tiyatro çevrelerine ve seyircilere tartışmasız bir şekilde kabul ettirdiği 1958-1968 yılları arasıdır. Bu dönemde oynadığı oyunlarla Fo, İtalyan hükümetini, emperyalizmi ve Katolik Kilisesi'ni açıkça eleştiriyordu. Bu nedenle, Fo ile Rame'nin İtalyan Radyo ve Televizyonu'ndaki çalışmaları yasaklandı. Üçüncü bölüm, Nuovo Scena ve Colletivo Teatrole La Commune adlı tiyatro topluluklarıyla birlikte fabrikalarda, işçi derneklerinde sahnelediği oyunlardır. Daha çok politik nitelikli olan bu dönem 1968-1973 yılları arasını kapsar. Dördüncü bölüm, Colletivo Teatrale La Commune topluluğunun bir anlaşmazlık sonucu ikiye ayrılmasıyla kendi yönetimindeki bölümüyle sürdürdüğü çalışmalardır ki, politik niteliği sürmesine rağmen, daha çok kendisi ve eşi Rame üzerine yazdığı oyunlar ön plana çıkmaya başlamıştır. 1973 yılından sonrasını kapsar. Bu topluluk kiralık salon bulamamak, kaçırılma tehdidi, hapis cezası ve benzeri engellemelere karşın çalışmalarını sürdürdü ve izleyicilerin büyük desteğini kazandı. Dario Fo Avrupa'nın öbür ülkelerinde de büyük ilgiyle karşılanarak ve 1997 yılında "Nobel Edebiyat Ödülü"ne değer görülerek, günümüzde yaşayan en önemli tiyatro insanlarından biri durumuna geldi. Fo'nun bu önemi, öncelikle tiyatrosunda kendi tiyatro geleneğinden yaratıcı bir biçimde yararlanmış olmasındadır. Fo, halkın farklı bir kültüre sahip olduğuna inanmış ve halk kültürünün farklı niteliklerinin günümüz sanatının sorunlarını çözmede bir çıkış noktası olduğunu düşünmüştür. Bu nedenle de, halk kültürünü ve halk tiyatrosu geleneğini bilimsel ve çağdaş bir bakış açısıyla ayrıntılı bir biçimde incelemiştir. Öte yandan küçüklüğünden beri böylesi bir geleneğin içinde yaşama şansına sahip olması, ilerleyen yıllarda onun bilimsel ve çağdaş bakış açısıyla birleşmeye başlayınca, halk tiyatrosu Fo'nun tiyatrosunda yeniden yaşama girmiştir. Başlangıçta rastlantısal olan bu süreç giderek bilinçlenmiş, böylelikle Fo, bir yandan halk tiyatrosu geleneğinin iddialı bir araştırmacısı olurken, aynı zamanda bu geleneğin usta bir oyuncusu haline gelmiştir. Sentezlemeler seyirci önünde yapılan sayısız denemeyle gerçekleşmiştir. Fo, halk tiyatrosu geleneğinin bütün türlerini, ustalıklarını, numaralarını seyirci önünde farklı oyunlarda defalarca deneyerek, bir yandan bunları gerçekleştirmedeki yetilerini bilemiş, öbür yandan da bu tür ustalık ve numaraların günümüzdeki karşılıklarını bulmuştur. Böylece, aykırı bakış açısı ve güleryüzle, çağdaşlığı, güncelliği ve oyunculuk ustalıklarıyla belirginleşen Dario Fo tiyatrosu ortaya çıkmıştır. * Bu yazı, A. Metin Balay'ın "Halk Tiyatrosu ve Dario Fo" adlı kitabından yararlanılarak hazırlanmıştır. -"Sanatı siyasetten, felsefeden, ideolojiden ayırmak çok tehlikeli... Sanat diğerlerinden arındırılmış, saf ve temiz kalabilir mi? Sanat kirlidir, bozuktur. Saf ve temiz sanat olamaz, çünkü sanat yaşama kuvvetli bağlarla bağlıdır." diyen bu zat kapitalizm(getirileri ve götürüleriyle), İtalya'daki yolsuzluklar, haksızlıklar, düzendeki aksaklıklar, kadınlar ve toplumdaki konumlanışları gibi birçok konuda oyunlar yazan, yöneten bir modern zaman meddahıdır (bastonsuz ama). Türkiyemiz'e benzerliğiyle dikkat çeken İtalya* gibi bir memlekette doğup büyümesi sebebiyle trajikomik hadiselerle içiçe yaşayan Dario Fo yaşadıklarını kendine has bir üslupla (ki bana çoğu zaman komik gelmez) oyunlaştırırken desteğinden mahrum kalmadığı eşi Franca Rame ile komünist parti üyeliğinden, tiyatro oyunlarına ve kumpanyalara kadar neredeyse hayatın her köşesinde birliktedir. -iliklere işleyen o cümlenin sahibi... "başımız dimdik yürüyoruz; çünkü boğazımıza kadar bok içindeyiz" OYUNUN TÜRÜ: Siyasi Hiciv / İKİ PERDE SAYFA SAYISI: 104 OYUNUN ÖZETİ: Oyun sermaye hükümet ve halk sarmalındaki ilişkilerin tartışmaya açıldığı grotesk bir fars. Yazar, her zamanki modern fars üslubunu kullanarak oluşturduğu oyunda, Commedia dell Arte'nin sahneleme tekniklerini bu son derece önemli oyunu eğlenceli kılmak için kullanır. 1978 yılında İtalya'da Kızıl Tugaylar, Hristiyan Demokrat politikacı Aldo Moro'yu kaçırır. Merkez sağın ve Hristiyan Demokrat Parti'nin en etkin kişilerinden birinin yaşamına karşılık (ki bu kişi yaşamı boyunca komünist ideolojinin karşısında yer almıştır) istenen, siyasi tutukluların serbest bırakılmasıdır. Hükümet; araya Moro'nun ailesi, arkadaşları ve Papa VI. Paul'ün girmesine karşın pazarlığı kabul etmez. (Hatta Papa Moro'ya karşılık kendisinin rehin alınmasını talep eder.) Kaçırılmadan 55 gün sonra görüşmelerden sonuç alınamaması nedeniyle Moro'nun cesedi bir parkta bulunur. Dario Fo, eserinde bu konuyu ele alır, ama bir farkla: Kaçırılan Aldo Moro değil, Fiat'ın başkanıdır. Oyun İtalya'da büyük gürültü kopartır, hatta parlamentoda bile tartışılır: "FIAT"ın patronu Agnelli teröristlerce kaçırılır. Teröristlerin kullandığı arabanın kaza yapması sonucu Agnelli, olay yerinde tesadüfen bulunan "FIAT"ın teknisyenlerinden Antonio tarafından kurtarılır. Ancak Antonio'nun tanınmayacak haldeki ağır yaralı Agnelli'nin üzerinde kendi kimliğini unutmasıyla olaylar farsın çılgın temposuyla içinden çıkılamaz hale gelir. Doktorların yaptığı bir dizi estetik ameliyatla Angelli hayata dönerken, cebindeki kimliğin sahibi Antonio'nun da yüzünü alır. Artık ülkenin en önde gelen işadamlarından birinin suratında bir işçinin yüzü vardır. Üstüne üstlük Angelli'nin artık bir karısı ve metresi de olmuştur bu yeni yüzü ve kimliği sayesinde! Yazılıp oynandığı yıllarda İtalya'da büyük ses getiren parlamentoda tartışma konusu dahi olan "Klakson, Borazanlar ve Bırtlar", temiz toplum ve siyaset söylemleri ile ülkemizin gündemine de denk düşüyor. OYUNCU SAYISI: 13 (3 Erkek ve 10 kadın tarafından oynanabilir) KİŞİLER: Rosa (Kadın) Antonio (Koca) Lucia (Metres) Avukat (Benzer) Profesör (Doktor) 1. Hastabakıcı 2. Hastabakıcı 3. Hastabakıcı 4. Hastabakıcı 5. Hastabakıcı Komiser 1. Polis 2. Polis Yargıç Ekip Şefi 1. Gizli ajan 2. Gizli ajan 3. Gizli ajan 4. Gizli ajan 5. Gizli ajan GarsonROLLERİN DAĞILIMI Antonio (Avukat) Profesör (Ekip şefi) Yargıç (Gizli Ajan-Garson) 1. Hastabakıcı (1. Gizli Ajan) 2. Hastabakıcı (2. Gizli Ajan) 3. Hastabakıcı (3. Gizli Ajan) 4. Hastabakıcı (4. Gizli Ajan) 5. Hastabakıcı (5. Gizli Ajan) ANA FİKİR: Sermaye-Devlet-Halk üçgenindeki ilişkilerin sorgulanması. Kaçırılan bir siyasi değil de bir sanayici olursa acaba devlet bu kez ne yapardı? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2013 Sıradan bir gün ve diğer oniki komedi kitabındaki Hamile adam'a çok gülmüştüm mutlaka okunması gereken kitaplardan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.